19 Ağustos 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

19 Ağustos 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İtlihat ve Terakkide on sene 17 inci Azerbaycanda kısım No. 35 son İttihatçı Yazan: Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen İnkılâp, Azerbaycanda çok yanlış bir siyaset tutmuş, Azerilerle Rusların arasını açmıştı Memlekete bu suretle giren inkılâp, orada önce gayet yumuşak hareket et- miş, sonradan birer birer bütün sağ ce- nahın ve merkezin hesaplarını görmeğe başlamıştır. Hayli kan dökülmüş, hay'i insan hapisaneye girmiş ve bir hayli insan da muhacir olmuştur. -Bunlar, böyle bir inkılâp devrinde gayet tabii ve bizim eski halk kelimesile «olağan» şeylerdir. Ancak, memleketi yeni şekil- de, yani inkılâbın prensipleri dahilin - de idare edecek bir unsur yoktu. Sana- yi çok basit ve köylüsü çok -olan Azerbaycanda - milli demeyelim - hal- kın dilinden anlar ve halka cözü geçer bir inkılâpçı kütlesi, bir inkılâp erkâ- nıharbiyesi yoktu. Gürüllü esnasında meydana çıkmış insanlar arasından göslermelik bir erkânıharbiyesi ku - rulmu i i. Hakikatte meydanda inkılâpçı terilen bu unsur, ink:lâhın or- aya kadir ve hayala geçirmek kuv- niz bir erkânıharbiye heyeti | € | Bunun için, Moskovanın emniyet et-| tiği Rus inkılâbcı, perdenin arkasına çekilip, tıpkı Rusyada olduğu gibi, A- baycana da ayni cebri usu'lerli sokmaya çalışmak işini üzerine almıya mecbuür olmuştur. Bu vaziyet, halkın inkılbdan uzak. | laşmasını mucib olan bir bal idi. Tıpkı camekânında başka mal ve başka fi - at teşhir edip içeri giren Mmüşteriye başka mal ve başka fiat veren bir mağaza gibi, dışarıda gösterdiğini içe- ride veremiyen inkılâb yolunda inkı- lâbcıların ve Moskovanın yaptıkları işlerde samimi olduklarına ben şeha- | det ederim. Azerbaycanda takib edilen ! siyaset, Rüsyada takib edilenden fark- sızdı. Rusyada işlerin idare tarzı Rus halk: için - telâkkiye göre - ne kadar faydalı veyahut ne kadar muzır idiyse Azerbaycandaki siyaset te Azeri halkı için o kadar faydalı veyahut muzirdı, Arada bir fark vardı: Dil meselesi, Azerbaycanlı kendi dilini kullanmak istiyor, inkılâb da, adı bu defa İlk Teş rin Dili olmuüş bulunan rusçavı hâkim kılmak fikrinde bulunuyordu. İçlerin- de, ideal ve hakikat olarak tanıdıkları prensiplere yüksek bir samimiyet'e insan gördüğüm bolşevik inkılâbcıla- rının İlk Teşrin Dilini bir Ruslaştırıı âleti olarak kullanmak - istedikleri zannetmiyorum. Fakat, bu tarzdaki ( kılâbeı unsurun yanı başında, onların arasına karışarak eski Rusyanın hu- dudlarını tekrar kurmuş olan insanlar arasında en sekter bir nasyonalizmi bolşeviklik bayrağı altında kullanan insanlar da bulunduğunu ve bunların pek çok olduğunu hem ben gördüm, hem de halis inkılâbeılar bunu pek iyi bilirler. İşte, Azerbaycanda halk ile inkılâ- bin arasını açmış olan bu unsurdür. Benim Azerbaycandan çıkmamı mucib olan sebep te buradadır; benden bir sene sonra Halil Fikretin, ondan sonra da İsmail Hikmetin birer birer kapı dı- şarı edilmelerinin hikmeti de budur. Bolşevizmi, yalnız kelimeleri ve me- rasimi ile kabul etmiş, onun hakikf ro- | lünden bihaber olan ve kafası, ahlâkı eski devrin ruhu ile dolmuş bulunan bir hayli bürokraf fırkacı, Azerbaycan- da rusçanın hâkim dil olmasını istedi ve türkçenin inkişafına, muhtelif su- Tretlerle mâni oldu. Ayni unsur, sade türkçenin inkişa- fına mâni olmakla kalmadı. Azerbay- cana geniş mikdarda Rus muhaciri ge- tirdi ve bunları mümbit topraklı Mu- gan çölüne yerleştirmek için pek bü- yük fedakârlıklar yaptı. İnkilâbın ma- nasını ve âbın menfaatlerini id- rakten âciz ve eski devrin hamurundan yapılmış olan bu unsur, Azerbaycanda siyasi zabıtayı, birkaç sene evvel A- zerbaycanı toptan bir satır altından geçirmek istemiş olan diğer bir unsu- run, Ermeninin eline verdi. Bütün bu sebebler, Azerbaycanın ada GĞ inkılâbdan memnun olmaması netice- lerini vermiş ve nihayet memlekette pek kuvvetli isyanlar zuhurunu ve bunları da kanlı tenkillerin takib et- mesini mucib olmuştur, Aradan on beş sene geçtikten sonra, Azerbaycanda siyasi vaziyetin ne merkezde olduğu- nu bilmiyorum. Fakat, benim bulun- duğum zamanlarâ ald müşahedeler ve ondan sonra bir zaman tesadüfen aldı- ğim malümatla edinmiş bulunduğum kanaatlere istinaden diyebilirim ki in- kılâb, Azerbaycanda çok yanlış bir si- yaset tutmuş, Azerilerle Rusların ara- sını açmaktan başka bir nelice elde et memiştir. İlk günlerin komünist eki- pinden bugün Azerbaycanda —ayakta düran kirhse kalmamış, herkesin birer suretle işden - uzaklaştırılmış - oldi söyleniyor. Bunların yerine acaba halk arasında sözleri daha iyi dinlenir un- surlar geldi mi? Bilmiyorum ve zan- netmiyorum, Bildiğim bir şey varsa o da şudur: İnkılâbın Azerbaycanda zor- la yarattığı Azeri komünist unsuru, örs ile çekiç arasında kalmış biçare kimselerdi. Ne halka kendilerini sev- direbildiler, ne de inkılâba. Ben hoca olarak Azerbayı u na ikinci *|defa girdiğim zaman bu vaziyeti çok güzel görmüştüm. Azeri bünyesile Rus bünyesi arasındaki tabii mücadele, bü- tün bu Azeri komünist ekipinin sırtın- Ga cereyan ediyordu. Azeri Türklükten ayrılamıyor, Rus ta Çarlık devrinin an'ane ve metodlarından kurtulamı- yordu. Bunun için, Azeri komünistleri Ruslara yaklaştıkça halktan uzaklaşı- yorlar, halka yaklaşlıkça da sekter ve vehham inkılâbeilar tarafından — töh- met altına alınıyorlardı. Benim bulun- iduğum on dört ay zarfında bunların biraz rahat ettiklerini gördüm; halka «daha ne istiyorsunuz, memlekete, mü- savatın getirmiş olduğundan çok yük- sek bir hoca getirdik ve maarifimizi ıslah ediyoruz!» demek istiyorlardı. Halk ta bununla memnun - oluyordu. Ben vaziyeti çabuk görmüş - olduğum için elimden geldiğinden ve hattü kuv- vetlerimin yettiğinden çok fazla çalış- tım. Siyasetin bütün zayıf taraflarını bilen tecrübeli bir adam sıfatile de, ne sağın, ne de solun benden şikâyet ede- miyeceği temiz ve dürüst bir yoldan İ gittim. Bu suretle Azeri komünistler de, bende kendilerini bir hayli müş - külden kurtarmış olan bir adam gör- düler. Fakat, ayni tarihlerde, Azerbaycana kafile kafile muhacirler — gönderiliyor ve Azeri Cumhuriyetinin istiklâline ve hattâ muhtariyetine aid bir takım hak- lar birer birer geri alınıyordu. Bir ara- hk, Azerbaycanın küçük bir parçası ayrılarak ona bir muhtariyet — verildi. Bunu Ermeniler istiyorlardı. ve onla- rın memnun edilmeleri içindir ki böy- le yapıldı. Bence, bu yol yanlış bir yoldu. İnkı- lâb Azerbaycana kuvvetle yerleşmek için büyük bir fırsat kaçırdı; eğer, in- kılâb Azerbaycanın milli varlığını ta- nısa ve onu okşayıp memnun — etseydi elbet oraya kuvvetle yerleşebilirdi. (Arkası var) venann Nöbetçi Eczaneler Bu gece nöbelci olan sezaneler şunlardır: İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Şeref). Alemdardn: (Bsad), Beyazıdda: (Asador). Samatyada: (Rro- filos). Eminönünde: (Bensason). Eyüpte: (Hikmet Atlamaz). Fenerde: (Emllyadi). Behremininde: (Hamdi), SŞehzadebasm- da: (Üniversite). Karagümrükte: (Fuad), Küçükpazarda: (Hikmet Atlamaz). Ba- kırköyünde: (HilâD. Beyoğlu cihetindekiler: İstizlâl caddesinde: (Kanzukt). ualatada: (İzmet). Taksimde: (Nizamettin). Kurtu- lüşta: (Necdet). Yenişehirde: (Parınak- yan). Boştanbaşında: (İtimad). Beşiktaş- ta :(Nall Halld). Sarıyerde: (Nurl) Kadıköy ve Adalardakiler: Kadıköyünde: (Saadet, Osman Hulüşi). Büyükadada: (Şirizst Rma). Heybellada- SON POSTA ——— İ SON POSTAİ | TEFRİKASI ||| O, Givin yaşamakta devam etme- |sine hiç şaşmıyor.. Bunun sebebini a- ramaya lüzum görmüyordu; çünkü kız kardeşinin delikanlıya karşı olan aşkı- nı, kırılmaz bağlılığını biliyordu. Kız kardeşinin bir suretle sevgilisine yar- dım ettiğini tahmin ediyordu. Onun merak ettiği şey.. bu yardımın ne su- retle vukubulduğu idi. Termek, bir gün, bir ahbabının ve- receği ziyalete gideceğini.. vakit döneceğini söyliyerek saraya gelmedi. Ortalık karardıktan — sonra, | kimseye görünmeden, işkence kuyusu- na gitti. Mabedin duvarları dibinde, karanlık bir yerde gizlendi. Bekledi. Saatler geçti. Gelen giden olmadı. Me- raktan çıldırıyordu: Kız kardeşi, kimin vasıtasile ve ne suretle bu yardımı ya- pıyordu? Bunu anlamak için, icab e- (|derse, sabaha kadar bekliyecekti. Bir |gecede bir şey anlıyamazsa, gecelerce tarassuduna devam edecekti. Termek.. düşüncesine dalmış - bek- |lerken, kuyuya doğru dikilmiş olan gözlerine, karanlıkta, belli bellisiz bir |gölge ilişti. Bu gölge, bir an öyle dur- |duktan sonra eğildi. Derebeyinin öğlu, jbunun kim olduğunu ve eğilip ne yap- tığını göremiyordu; fakat işittiği sesle | hayret içinde kaldı. Kuyunun başında- |ki gölge kız kardeşinden başkası de- Bildi. Tomris.. bem Givin halini, hatırını soruyor.. hem de getirdiği şeyleri ku- yuya sarkıtıyordu. Sonra, ik? sevdaze- de konuşmaya başladılar. Kız, Give, kasabada, sarayda dönüp dalaşan dedi- koduları.. yaşamakta devam etmesini, herkesin, ne suretle telâkki ettiğini an- lattı. Nihayet: — Giv! Korkuyorum. Sana yardı- mım meydana çıkacak diye korkum- dan titriyorum. Senâ görmeden yaşa- maya, yalnız sesini işilmekle müteselli olmaya., bunu bile saadet bilmiye alış- tığım bir zamanda, bu lesellimden, bu |saadetimden mahrum kalırsam.. senin İölümle karşı karşıya kaldığın: görür- sem, muhakkak, ben de ölürüm. Deyince, Termek, Givin ne cevab vereceğini işitmek için kulak kesildi; fakat, bulunduğu yerden, derin bir u- Bultudan başka bir şey işitemedi.. Tom- risin verdiği cevablara dikkat ederek delikanlının sevgilisini teskin etmiye, İteselli eylemiye çalıştığını anladı. 'Termek,, Tomrisle Givin konuşma- larından., delikanlının kuyuda nasıl bir hayata katlandığını.. kız kardeşinin ne ıztırablar içinde yaşadığını anladı. Givin, bütün kabahatının, samimi ve fedakârane bir aşktan ibaret olduğunu |bildiği için, ona acıdı. Çok sevdiği kız |kardeşinin hali de içini sızlaktı. Biri, merd, kahraman ve âlicenab bir deli- kanlı., Diğeri, dilber, vefakâr ve feda- kâr bir kız olan bu sevdazedeler.. ne kadar birbirine lâyık birer eştiler! Ve ne kadar mes'ud olmaya lâyıktılar! Derebeyinin oğlu, elinden gelse, bu faciaya nihayet verecekti; fakat hâdi- İseler, onun seyahatte bulunduğu bir zamanda, öyle bir seyir takib ederek bu elim neticeye varmışlardı, ki.. ne yapsa, önüne aile şan ve şerefi dikile- |cek.. onun üstüne basmadan, onu hal- İkın nazarında küçültmeden bir adım ileri geçemiyecekti. O, kendisine haya- tını medyun olduğu ve her ha'in! tak- dir ettiği halde Givin lehinde bir şey yapamamak ıztırarında idi, Termek.. kız kardeşi, hıçkıra hıçkı- ra gittikten sonra.. ayaklarının ucuna basa basa kuyuya gitti. Bir müddet, Gi- vin iniltilerini d'nledi. Kuyunun ke- narındaki deliğin nerede olduğunu a- rayıp buldu. Sonra, düşünceli düşün- celi avdet etti. Yürürken, kendi ken- dine: b — Bundan, hiçbir veçhile mes'ul de- ğilim, Ben, saraya döndüğüm zaman, ene kuyusunda kimden yardl— gördüğünü merak etti ve gece yarısına kadar bekliyerek kız kardeşini gördü, konuştuklarını dinled A — Giv! Tomrisi düşünüyorsan? Merak etme! facia işlenmişti. Bana düşen vicdan|kikatile, kız kardeşinin işkence ğ borcu kız kardeşimi korumak.. İranlı |/suna gidip gelişini, azab ve y asilzadeyi açlıktan ve susuzluktan Öi-|bütün kölelerin, cariyelerin dürmemektir. Ben, kız kardeşimin sa-|bu aşka macerasının halk arıv. adet bildiği bu elim vaziyetin devam şuyu bulduğunu anladı. Tamris. etmesine göz yummaktan.. hattâ ona | kes tarafından sevildiği ve ğa:îığiıe;nakwn başka bir şey yapa- için, le, hazin bir hikâye O p j tan ileri geçmemiş.. Fena bir dedik” Diye söyleniyordu. * Termek.. ertesi günü, saraydaki tet- # Muhtelif kazalarda yapılacak göçmen evlerinin aşağıda gösterildiği inşası için kapalı zarf usulile yapılacak münakasa ilânıdır: düğünden Nafia formüllerinin köprü ve şoselerde tatbik — olunan tahlil esaslarına göre yükseltilerek bu kerre yeniden muhammen kiymet tesbit ğıda gösterilerek 8/8/937 tarihinden itibaren on beş gün müddetle yenideti nakasaya konulmuş ve 23/8/937 Pazartesi günü saat üçte İzmir iskân mi A — Menemen kazasının Maltepe köyünde 91 tek köy tipi kâgir kazâ © zinde 14 şehir tipi kâgir. C — Dikili merkez kazasında 31 şehir tipi kâgir. Kazanın Çandarlı nl“ sinde 158 tek 31 çift kâgir köy tipi. D — Kemalpaşa kazasının yukarı Kızılca ve Parsa köylerinde 22 tek KÖY kâgir. F — Kuşadası kazasının muhtelif köylerinde 29 tek köy tipi kâgir, di G — Çeşme kazasının muhtelif köylerinde 103 tek köy tipi kâgir. muhammen bedeli 356 lira, 57,5 kuruştur. Çift evlerin 625 lira 48,25 kul Şehir tipi evlerin 410 lira 46 kuruştur. yirmişer evin inşasına perakende suretile de iştirâk edebilirler. 4 — Her müteahhit tip itibarile kaç evin taahhüdüne iştirâk ederse DU medikçe münakasaya iştirâk edemez. 5 — İnşa edilecek göçmen wummmund.nmiw:,v şifleri mucibince konulan muhammen kiymetler kereste bedeli tenzil j guretile konulmuştur. Kerestesi verilecek olan bu binaların malzemesl, 6 — Münakasaya iştirük etmek Wyenlılennlvımuıdphıml" ',_ ları görmek üzere İzmirde İskân müdürlüğüne kazalarda umıumuü" ’ , Si z * İzmir Iskân Müdürlüğünden: 1 — İnşa edilecek binaların evvelce yapılan ilândaki keşif bedelleri dun miş ve bu evlerin tiplerile hangi kazaların hangi mevkilerinde yapılacaği ğünde müteşekkil komisyonca ihalesi mükarrer bulunmuştur. B — Bergama kazasının Kınık nahiyesinde 20 tek köy tipi kâgir. Ç — Foça kazasının Bağarası mevkiinde 17 tek, 10 çift köy tipi kâgir. E — Torbalı kazasının muhtelif köylerinde 387 tek ve 48 çift köy tipl Y 2 — Yukarıda tadat olunan tek evlerin kerestesi hariç olmak üzere be 3 — Münakasaya iştirâk etmek istiyenler toptan teklif yapabileceği rin beherine konulan muhammen kıymetinin *6 7,5 ğu nisbetinde temift i hallerinde aynen müteahhide teslim edileceğine göre yukarıda beher ev H, hesâp edilerek anahtar teslimi suretile ihale edilecektir. racaat etmelidirler. 7 — Münakasaya iştirâk edecek olanlar teklif mektuplarına mes'ul olâf mimar veya fen memuru ile müşterek imza edecektir. — <2735> — <5008 Zabıta memurları için satın alınacak kumaşın 1 inci ihalesina taliP etmediğinden on beş gün müddetle ikinci defa olarak münakasaya konu” 1 — Elde mevcut örnegi ve şartnamesinde yazılı vasıfları dairesinde memurları için azı 12900, çoğu 13500 metre gri tenkte kumaş kapali 1/9/937 çarşamba günü saat tam 15 ae satın alınacaktır. 2 — Beher metrosuna 4 lira 50 kuruş kıymet biçilen bu kul nameyi almak ve nümunesin! görmek istiyenlerin Emniyet Umum satınalma komisyonuna müracaatları, 3 — Eksiltmeye girmek istiyenler 4287 lira 50 kuruşluk teminat anu ya banka mektubunu muhtevi teklif mektuplarını ve 2490 sayılı kan! 4 ve 3 üncü maddelerinde yazılı belgelerle birlikte eksiltme günü sat dar komisyona teslim etmiş bulmnmaları. ö e maşlara #it tü

Bu sayıdan diğer sayfalar: