Edlkan z — terketmesi oyunlarında ihtilâf çıktı Yunanlıların oyunları muhtemel (Baştarafı 1 inci sayfada) Efd“ (Romen) 21,9 ile birinci, Sakala " (Yunan) 22,3 ile ikinci, Vlâdilis (Yu ) 224 ile üçüncü, Litz (Romen) 22, « Tördüncü ve Bauer (Yugoslav) beşir Ç ldular. Bu suretle Romenler, büyü : 'Driz olarak 100 metreden sonra 2( * rt"eyi de kazanmış oldular. N p 1500 metre ;Feçen gün 800 metreyi kazanân Yu | İşli 'y Ştlay Gorşek yeni bir Balkan rekorı 4| “#drak 421 ile birinci, Velkopulos (Yu 32) 4,7 ile ikinci, Putnik (Yugoslav) 4,i 3 Üçüncü, Nemeş (Romen) dördüncü » *5 (Romen) beşinci geldi. Bizim namı " a müsabakaya iştirak eden Galib mü- Cakayı abandone etti. Recep altıncı gel- —| € bittabi derece alamadı. j!q Ü müsabaka esnasında cereyan eden - Mühim hâdise, meşhur Yunanlı ko - I_İ"'î“ Yorgakopulosun diskalifye edilme- N Yorgakopulos haddi zatında Yu - Sî;hî Goörşek ile yarışı ayni vakitte ve & Söğüs farkile birinci olarak bitirmiş- MF akat hakem heyeti kendisini koşar - 5;* Görşeki ittiğini ileri sürerek diska- k î’e etti. Yunanlılar buna şiddetle iti - ha e'ttiler. Ve merbut oldukları Yunan .sr_kîfrlf hezaretine bir telgraf çekerek ne hı ilde hareket etmeleri lâzım geldiği - Sormuşlardır. Atinadan oyunları ter- IE;l”'mleri hakkında cevap gelecek olür- Yunan ekipi yarın sabah Romanyadan Er anistana müteveccihen yola çıkacak- 10.000 metre p Yök heyecanlı geçen bu müsabakada ıîîlâ yalı Dino Kristea bütün tahminler ek fina fevkalâde bir koşu ile ve Balkan ' irüm"“ kırarak 32,43,4 ile birinci geldi. A, kidis (Yunan) 33,6,5 ile ikinci, Va- S (Yunan) 33,40 ile üçüncü, Lasli u“manya) 33,58 ile dördüncü* ve bir Ki Soslav beşinci oldu. Bizden yalnız Ar- ğ 1şfil'ak etti. Fakat son tura kadar dör- mn SÜ vaziyette olduğu halde yorularak giâin-bakayl terketti. Rıza Maksut ener- k.. Dazar günü 5000 metreye bırakarak ş *Süya girmemiştir. | Disk atma n K atma dereceleri, Bükreş oyunla -« q*ı'ı—» 9 alınan en kötü neticedir. Birinciliği A3han meşhur Sillâs (Yunan) diski an- 16,46 metreye atabildi. İkinciliği Ha- Ç k (Romen) 44,07, üçüncülüğü Kle - İhüil (Yunan) 41,93, dördüncülüğü Mi « & © _(Yugoslav) 41,28 ve beşinciliği de L&_'ç? ile bizim Veysi kazandı. Veysi çok ğıamkalmıştı. Hattâ tren Bükrzeşe vardığı bi ân disk atma müsabakaları başla - _%ş bulunuyordu. İstasyondan gelirken %mobilde soyundu ve hattâ milli for - Y1 bile giyemeden sahaya çıktı. Bu 'h:âhtte de beşincilikten yukarı çıka -| ’ L | ;»ile Çekiç atma ü:îük zayıf olduğumuz ve tabiatile bir h Ce beklemediğimiz bu müsabakada _b;ih“mpulos (Yunan) 48,57 ile birinci, İ — (Yügoslav) 46445 ile ikinci, Stonis- huı ugoslav)_ 46,24 ile üçüncü, Petro - ti * (Yunan) 44,50 ile dördüncü ve Di- ı (Romen) 43,65 ile beşinci oldular. Üt Yüksek atlama : ._İ:qînün en güzel dereceleri bu müsaba- İ Talındı. Bizim büyük favorimiz Pu - İ OU mevsimde yaptığı derecelerin en ıı%“î yaptığı halde maalesef birinciliği E%adl.kBu da Yunanlı rakibi Panta - a Sü0k iyi bir gününde ve 5: l - y gününde ve şanslı o N ?“Van vaziyeti : Yugoslavya: 47 n:'lanistan: 74, Türkiye : — 14 li x_"&nya: 58, Bulgaristan: 2 — Dünkü müsabakalarda Pulat ikinci, Faik Üçüncü oldular. Balkan bayrak yarışında da üçüncü geldik Şanssızlık yüzünden Balkan birinciliğini bu sene de kaçıran Pulat Masından ileri gelmiştir. Teknik netice- ler şudur: Pantazis (Yunanlı) i,87 ile bi- rinci, Pulat (Türk) 1,84 ile ikinci, Me - taksas (Yunan) 1,84 ile üçüncü, Marek (Yugoslav) 1,81 ile dördüncü ve Danion (Romen) 1,78 ile beşinci oldular, Şimdiye kadar yapılan Balkan oyunlarının * hiç birinde derece alan atletlerden dördü 1,80 i aşamamıştı. 400 meire manlalı Bu müsabaka bizim için çok muvaf - fakiyetli oldu. Mânia atlayıcımız Faik, seçmelerde çok güzel bir koşu ile 5T,1 de koşarak hem Türkiye rekorunu kırdı, hem de finale kaldı, Finalde de bu muvaffakiyetini tema- di ettirdi. Ve 57 saniyede koşmak sure- tile Türkiye rekorunu gene kırdı ve ü - çüncülüğü kazanmağa muyaffak oldu. Birinci 53,9 ile Mantikas (Yunan), ikin- ciliği 56,4 ile Baltak (Yugoslav), dördün- cülüğü Leberşek (Yugoslav) ve beşin - ciliği Hacigoryo (Yunan) kazandılar. Balkan bayrak yarışı Günün son müsabakası da bizim şanslı oldu, Türk ekipi bu müsabakada da yeni Türkiye rekoru yaptı ve Yugoslav- ları geçerek üçüncü oldu. 800 >g-400 Xx 200 5< 100 şeklinde olan bu müsabakanın teknik neticeleri şudur: Romanya 3,24,2 ile birinci, Yunanistan 3,26 ile ikinci, Türkiye, 3,28,1 ile üçün- | cü, Yugoslav 3,32,1 ile dördüncü ve Bul- garistan beşinci oldu. Ve bu suretle bu- günkü müsabakalara nihayet — verilmiş oldu. Netice itibarile bugünün sonunda pu- yan vaziyeti de değişti. İkinci vaziyette olan Yunanlılar bugün 74 puvan kaza « narak en başa geçtiler. Romenler 28 pu- van kazanarak Yugoslavların önünde 58 puvanla ikinci, Yugoslavlar da 29 puvan kazandıklarından 47 puvanla üçüncü va- ziyettedirler. Biz bugün 11 puvan ka - zanmak suretile puvanımızı 14 de iblâğ etmeğe muvaffak olduk. Büulgarların ise ancak 2 puvanı vardır. Pazar günü yapılacak müsabakalarda daha bir miktar puyvan alacağız. Fakat dördüncülükten kurtulmamıza — imkân yoktur. Pazar günkü müsabakalarda İr - | fanın birinci gelmesi muhtemeldir. Şim - diki halde rekabet Yugoslavlarla Romen- ler arasındadır. Yugoslavların pazar günü aradaki l1 puvanlık farkı kapatıp ka - patamıyacakları merak edilmektedir. Biz dördüncülüğü ne derece siğgortaladıysak, Yunanlılar da ayni vaziyette mutat bi « rinciliklerini garanti etmiş bulunuyorlar, ; Talât Balkan sampı'yo')ıaama İştirak elmiyor muyuz Futbol federasyonu evvelce verdiği bir kararla bu sene birihciteşrinde Bükreşte yapılacak Balkan futbol şam- piyonasına işltirake ârar vermişti. Ötedenberi Balkan futbol turnuva- sında müsabakalara iştirak eden mil- letler arasında halledilmez ihtilâflar İzmir maçlarını için | Kim ka_z_ı_ınacak? En büyük şans İzmir muhtelitindedir. İstan- bula bu sefer sonun- culuk düşüyor Her münasebetle söylediğim bir sö- zü burada tekrara bir daha lüzum gör- düm. | Spor dünyanın her yerinde mevsime tâbidir. Yahud her sporun bir mevsimi vardır. Malüm olduğu gibi meselâ Kros Kan- tri kara kışta, atletizm mevsimin en si- cak zamanlarında, futbol sonbahardan ilkbahara kadar ilh.. yapılan sporlar- dır. İngilterede mayısın ilk haftasından sonra ayak topunun şeklini bile gör- mek mümkün değildir. İngilizler en çok sevdikleri futbolün meyvsim bitin- ce lâfını bile etmiyorlar. Spor âlemi- ne karıştığım senelerde iyice hatırlıyo. rum bizde de spor menfaatten ziyade zevk için yapılırdı. Teşkilâtın içinde veya dışında bulu- nanlardan birçokları pekâlâ hatırlarlar ki İstanbul klüblerinin birer murahha- sile teşkil edilen «Futbol Birliği», tan- zim ettiği fikstür üzerine lig maçlarımı en geç haziranda bitirir ve temmuz ve ağustös aylarında da yeni bir fikstür ile Hokey maçları yaptırırdı. Bugün memlekette Hokey oynanma. dığı gibi esasen öynanmak ihtimali de mevcud değildir. Geçen martta başla- yıp temmuz ortalarında biten milli kü- me maçlarından sonra ucu bucağı öl- mıyan bir futbol mevsiminden kurtü- lan oyunculara nefes alma imkânları verelim de, yeni mevsim — maçlarında bir parça taze ve sağlam bulunsunlar dedik. Bu maksadla kırk beş günlük bir ta. til kararı verdik. Üç beş gün geçti geç- medi, İstanbul festivali maçlar müna- sebetile verilen kararı geri almağa mecbur kaldık. ş Bundan böyle her sene festival ağus- tosta yapılacağına göre futbolculara bu ayda da istirahat etmek nasib olmıya- cak demektir. Her işimizde «canım bu seferlik böy- le olsun da, gelecek sefere bir çaresine bakarız» alışkanlığı bizi her zaman zu- hurata tabi işlerle karşılaştırmaktadır. Nitekim festival programını İzmirde yapılacak maçlar takib etti. İzmirin hatırı sayılır sıcak günlerin- de, şerbetci dükkânlarında soluk alın- dığı şu sıralarda doksan dakikalık iki | maç yapmak her babayiğitin harcı de. gildir. İzmir muhteliti de üzerine aldığı bu maçlar için büyük fedakârlıklara kat- lanarak hazırlık yapmaktadır. Milli küme maçlarında seyrettiğimiz Üçok ve Doğanspor oyuncularından teş kil edilecek ve aralarında Paristen dö- nen Vahabi da alacak olan İzmir muh- teliti bu turnuvanın Müutlak ve müu- hakkak galibi olacaktır. Turnuvanın ikinci gâalibi her halde Ankara muhtelitidir. Milli küme oyun- larından sonra ne halde olduklarını bilmediğimiz Ankaralılar da uzun boy- lu idman üstünde olmasalar gerektir. Bununla beraber şöyle böyle bile olsa, bir arada yapacakları birkaç idman An- kara muhtelitini gene derli toplu bir şekle sokmuş olacaktır, Bu arada en çok yanacak olan İstan- bul muhtelitidir. Festival münasebetile İstanbula davet edilen Pire muhteliti. ne karşı iyi oyunlar çıkaramıyan bü- yük klübler, İzmire gidecek takıma o- yuncu veremediklerine göre İzmir maçlarının neticelerini kestirmek zan- nedildiği kadar güç değildir. Ömer Besim olduğu malümdüur. Nitekim biz bü mü- sabakalardan ancak Sofyada yapılan maçlara bir defa iştirak etmiştik. Romanyalıların hazirladığı müsaba- kalara Yugoslav ve Yunan takımları iştirak edemiyeceklerini bildirmişler. di. Üç miHet arasında yapılacak müsa- bakalarda müşkül vaziyette kalacağı- miızi nazarı itibara alan-futbol federas- yonu oyunlara iştirakten sarfınazar et- mek üzeredir. SDOR Yeni mevsime girerken e N A 4.* TEN S *i ç ,yj_ı,._ TSRŞ Ü—ğiCi o —e Geçen bir sene zarfı Geçen sene, Türk futbolu namına çok kötü bir sene oldu. Bilhassa milli küme- teşkilâtında takib edilen yanlış yol, bü- tün futbol faaliyetini dört klübe inhisar ettirmiş ve diğer klüplerdeki binlerce genç teşviksiz kalmıştır. Bittabi bu yüz- den de büyük bir gençlik kütleli, spör neş'esini kaybetmiştir. Diğer taraftan türlü dedikodular al- mış yürümüş ve bir senede idare adam- ları arasında kırılmaz bir istifa rekoru tesis edilmiştir. Milli kümenin bihassa İstanbul futbo- luna yaptığı bir zarar da, milli kümeyi teşkil eden dört klüp haricindeki klüp- lerde nazarı dikkati celbeden gençlerin bu klüplere intisab maksadile kendi klüplerinden çekilmeleridir. Bir zaman- lar değil, daha geçen sene en kuvvetli futbol takımlarını terleten, kombine, e- nerjik ve temiz oyunile bütün futbol me- raklılarınca sevilen ve takdir edilen Ve- fa, bugün yavrularını kaybeden bir ana vaziyetindedir. Çünkü binbir emekle, binbir gayretle yetiştirmiş olduğu en iyi kımlarında oynamak pahasına bile olsa kendi klüplerini terketmişlerdir. Maamafih bu gençleri de bir dereceye kadar haklı görmek lâzımdır. Sporda ga- ye, ne de olsa gösterdiği muvaffakiyet nisbetinde takdir edilmek ve yüksel- mektir. Bir futbolcunun meselâ milli ta- kimda oynamak, milli formayı giymek istemesi en meşrü hakkıdır. Halbuki bu gençler, haklı olarak, bütün gâayretlerin sadece bu dört klübe inhisar ettirildiği- hi ve istikbalin de dolayısile orada oldu- ğunu görüyorlar. Bundan başka bu bü- yük klüplerin bazıları yarı profesyonel vaziyettedir. Oyuncularına el altından para verir, onlara iş ve başka türlü men- faatler temin eder. Ve nihayet memleke- tin kendilerine avuç dolusu para verdiği ecnebi antrenörler, sadece bu klüpteki gençlerle meşgul olurlar. Bu şekilde zayıflıyan klüpler, kendile- rine ders mahiyetinde olacak müsabaka- lar da yapmadıklarından sür'atle kiymet- lerini kaybetmişlerdir ve etmektedirler. Meselâ bugünkü Vefa, İstanbulspor, Beykoz, Süleymaniye ve diğer klüplerin Joe Louis - To Tommy Farr pazartesi gecesi alkış- den muvaffakiyet bekliyen taraf- darlarının alkışlarına - selâmlarla mukabele etti. İJoe Louis'in kellesi budur, diyerek bir yumrukta adamcağızı pestile çe wireceğini iddia ediyordu.. ÖrÜ Farr, her seferinde sağ yumruğun titrele titrete uzatırken.. dir- İ Öire İ | 4 B — oyuncuları, milli küme klüplerinin B ta- | lar arasında ringe çıktı ve kendisin- t yediği Sehmelling'i g hatırlıyarak, göz[eri’_ Pi yerlerinden oynuyordu , <. ve uHerleml'de banı ' X ğ ne derler? n : yordu. — Gn d k mukavemette! Eşsiz “Saolduğunu isbat etti, ve maç esnasında Lowis sayı besabile maçı kazandı fa- korkudan kaç ke& — | nda İstanbul futbolü niçin düştü, neler kaybetti? ' birinci takımları, iki sene evvelki taâkim- larile çarpışsalar, hiç değilse dörder gol farkla mağlüb olurlar. ye, şu veya bu ferdin inkişafı değil, bü- tün gençliğin, bütün kütlenin dinçliğini, sağlamlığını ve gürbüzlüğünü temin et- mektir. Bize, fevkalâde itinalarla yetiş- tirilmiş bir avuç genç değil, ayni şekilde sağlam, mücadele kabiliyeti yüksek bü- tün bir gençlik kütlesi lâzımdır. Büundan Başka, milli küme teşkilâtı bu dört klüp için de futbol namına zararlı olmuüş ve Türk futbolunu daha ziyade düşürmüştür. Nitekim Belgradda iki de- fa mağlüb olan milli takımımız, geçen' sene Berlin olimpiyadında yenilen ve dönüşte Almanyada yaptığı bir müsaba- kada berabere kalan milli takımımıza nisbetle çok zayıf bir vaziyette idi. Ayni şey, yani futbolumuzun düşüklüğünü, Belgradda oynanan ikinci maçın aricak - Yugoslav gazetelerinin ifadesile - bini mütecaviz seyirci toplıyabilmesi ile de sabittr. Bütün bunlar acı ve ders alınması lâ- zım hakikatlerdir. Bit de cidden merak ettiğim bir nokta var. Eski hakem komitesi reisi ve çok kıymetli bir futbol münekkidi olan dos- tum Nüzhet Abbasla altı yedi ay evvel konuşuürken bana şöyle demişti: «— Yapılan milli küme teşkilâtına gö- re, sözde milli küme Mmüsabakalarında sonuncu gelecek klüp, diğer sekiz klüp birincisile otomatik surette yer değişti- receklerdir. Fakat ben, buna inanmıyo- rum. Bu dört klüpten hangisi sonuncu gelirse gelsin, gene ne yapıp yapıp milli kümede kalacaktır. Bunun için icab e- derse mutlaka yeni bir formül de bulu-s nacaktır. Bu da diğer bütün klüplerdeki spor şevkini, eğer kaldıysa kökünden yok edecektir.» O zaman münakaşa etmedik ve hadi- satı beklemeğe karar verdik. İşte niha- yet yeni futbol mevsimine giriyoruz. Ve- rilecek yeni kararlar Nüzhet Abbasın ne dereceye kadar haklı olduğunu bize a- çıkça gösterecektir. Hakikaten bunu ben de çok merak ediyorum. (AS) mmy Farr maçı Kendısinden cok emindi. Daha ilk hücumda.. Halbukı, kazın ayağı öyle olmadı. Joe Louis bir sol yumrukla, Farr, sağ yumruğunu indirmek için fırsı ararken, kellesini tuzla buz etti. Louis, geçen (/ ha sene dayak Si | diye düşünü- da cesarette vel L - Louis'in kat. reler yüzü kireç gib. f bembeyaz ke-| sildi. İf_îgilîflerîn tanınmşı spor karikatüristlerinden biri, yukarıda gördüğünüz karikatürleri Joe Louis-Tommy Farr maçını radyoda takib ederken yapmiş- Halbuki bizim sporda güttüğümüz ga- ü eCi — BESÖĞL iz İzz KÜT # ilei GÜĞÜ düm ha *i K F P