4 Ekim 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

4 Ekim 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Sayfa Son Posta'nın siyasi tefrikası : 45 * 4 Talât Paşanın GEEEEM EKEEREERE son günleri Yazan : Arif Cemil Alman gazeteleri yazdıkları yazılarda: “ Arkasından kahbece öldürülen Talât Paşanın sonuna kadar Alman itlifakına sadık kaldığı Alman efkârı umumiyesi tara- fından unutulmamı «Talât paşa, Almanyada cumhuriyet flân edildiğinin ertesi günü Berline ge- lelidenberi şan ve şerefine lâyık mün- zeviyane bir hayat sürüyordu. Kendi- -sinin ticaretle meşgul olduğu ve hattâ bir kahvehane işlettiği hakkındaki ha-| berlerin kat'iyyen asıl ye esası yoktur. Bu isnadattan maksad bu bü Türk devlet adamının hatırasını küçültmek- ten başka bir şey olamaz. Bazı Alman gazetelerinin katil Tay- liryanı himayeleri altına almaları ve Ermeni mill: çektiği ıztırabları i- şleri sürdüğünü yazmaları asla doğru bir hareket değildir. Bir kere Talât nn Ermeni tehcl- rinde oynadığı rol izam edilmemelidir. Sonra da, Ermenilerin daha umumi harbin başlangıcında itilâf devletleri- nin tarafını iltizam ettikleri hatırdan çıkarılmamalıdır. Ermeniler namına söz söyliyen Boğgos Nubarın, vaktile Paris konferansına tevdi ettiği bir muh tırasında yüz yirmi bin Ermeninin iti- lâf ordularile amuz omuza harb ettiği- ni söylemedi mi? Arkasından kahpece öldürülen Talât —paşanın sonuna kadar Alman ittifakına sadık kaldığı ve Türkiye münferid bir sulha teşvik edilmek istendiği halde buna yanaşmadığı Alman efkârı umu- miyesi tarafından hiçbir zaman unu- tulmamalıdır.» Bir taraftan Alman gazeteleri Talât paşanın şahadeti meselesini türlü tür- Jü tefsir ederlerken, diğer taraftan pa- ilin muhakenlesi için n başlamışlardı. şekil, ğa n alacağı ından pek büy haiz bulunuyordu. De- lman muhakeme usulü hakeme oesnasında halde yüddetumumi- nin tenviri ordu. O mesele nin ortaya &M maktulü müdat İttihad v içinde sağa sı si olacağı, bunun için hiçbir yapılmağa iüzum olmadığı cevabı verildi, 1 teminat “adliye nezaretinden de Alınan bu temi wâdlar her ne kadi: erkânımı ve Bersinde bu — Paşaya dost olan ! l “Min © şebbüslere devam ol Bu hususta en ziyade müddeiumumi- nin alaca ivete ehemmiyet verili- yordu. Onun için Türkiye tarafından — Ermeni vek nda ne kadar reş- »Tiyat yapılı Teti ve tercü- Meleri müdi veriliyordu. $ ve verilen bu tdkad ve Terakki lunup Talât i oldukça tat- iyorsa da vti hak lmesi muhteme) olan bu cinaye- beblerini ona anlattı. Bir de Talât Paşayı, şahsını ve takib ettiği n mahiyetini bilm e anla- kemeye çağırılmıasmı istedi. Hattâ o aralık Berlinde -bulunan 'Türk ricalinden ve Fakat Alman anın ruhuna taal- anatını bile din- miden mül Mmüddelumumisı di lük eden bu İemek istemiy «— Bizim için mesele âdi bir cina- kyet muhakemesinden başka bir şey de- Bildir. Muhakeme bu tarzda cereyan alıdır ! ,, diyorlardı hakemeye siyasi bir şekil vermek is- terlerse ve hâkimler de bu cereyana kapılacak olurlarsa ben o zaman lâzım gelen malümatı toplamak ve vesikala- rı hazırlamak için muhakemenin tehi- rini taleb ederim,» Müddeiumuminin bu sözleri doğru olmakla beraber, ayni zamanda kendi- sinin muhakemede müdafaa etmek va- zifesile mükellef olduğu Talât Paşa hukukunu muhafaza için lâzım gelen malümatla mücehhez olmadığını gös- termek itibarile de çok acıklı bir itiraf teşkil ediyordu. Talât Paşanın tarafı muhakemede bu kadar zayıf olduğu halde katil Tay- liryan tarafı bilâkis çok kuvvetli bir surette müdafaaya — hazırlanıyordu. Berlinin en maruf avukatları vekil ta- yin ediliyordu. Katilin ilk günlerde gizlenet üm şerikleri şimdi Erme- ni ihtilâl kornitesinin yardımile alenen katilin müdafaa tertibatile meşgu! o- luyorlardı. | (Arkam var) Grererena eee caRARMe dekee eee eee serERAAA AAA ARacenen Soadlar birbinei ialp ediyor ve hâlâ sabahleyin tase bir kurvelle tollebilmek içn bize özen slon sökin br Üykeye Ber Türlü koyuşamıyoruz. İşte burada VALIDOL imdadı Osu bi işirl kere tecrübe odisiz. Zesanuz ve snirleri karkin edidi olan bu âöç uykumalığa karyı vaulmaz ber devöder. VALIDOL!: damla kablet ve hap halade her eczanede balunur Denizyolları İŞLETMESİ Acenteler!: — Karaköy — Köprübaşı Tel 42362 - Sirkeci Mübürdarzade Han Tel, 22740 EEETENENE - KARADENİZ İlâve Postası 6 Birinciteşrinden itibaren Kara- deniz hattının ilâve dördüncü posla- ları başlıyacaktır. Bu postalar İstan- , bul'dan Çarşamba günleri saat onda |N kalkarak doğruca Trabzona gidecek ve Trabzondan İncboluya uğrayıp İs- tanbul'a dönecektir. — <6705> | Son Posta m&îım Bıvıdlı ve Halk gazetesi Yerebatan, Çatalçeşme sokak, 25. İSTANBUL Gazetemizde çıkan yazı ve resimlerin bütün hakları mahfuz ve gazetemize aittir. ABONE FİATLARI MN u| T0 yıfi4n | B00 YUNANİSTAN | BCNEBİ Abone bedeli peşindir. Adres değiştirmek 25 kuruştur, Gelen evrak geri verilmez. İlânlardan mer'uliyet alınmaz. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk Pul ilâvesi lâzımdır. Posta kutusu: 741 İstanbul Telgraf : Son Posta Telefon : 20203 SON POSTA Son Postanın telfrikası: 59 Birinciteşrin 4 a—t Denizlerin Makyaveli Kaptan Bum Bum Çeviren: Ahmet Cemalettin Saraçoğlu Yola çıktıktan biraz sonra küçük tekne yavaş yavaş su almağa başladı. Batmamak için hepimiz çırpınıyor, bütün kuvvetimizle suyu boşaltmağa çalışıyorduk Artık dümensiz kalmış olan tekne su- ların sevkile açıklara doğru sürükleni- yordu. Derhal dümen yekesine geç- tim, Bir gemici şarkısı vardır: «Tayfa mavi köy ile mavi deniz ari sında kaldılar!...» diye başlar. Halbu- ki bizim Malezyalı tayfa o akşam ga- zablı bir sema ile koyu kül rengi korkunç bir denizden başka bir şey gi remiyordu. Mavi sema nerede? Mavi deniz ne canibde? Alimallah insan de- |nize şöyle bir baktı mt kalbine korku geliyordu. Bizim tayfa mü kendini suya atıp karaya a . Teknenin yanında dol, köpek balığı olmasa bunu pekâl bilirdi. Lâkin bu murdar hay yün sathına kadar çıkan onların bu hevesini karınların- |tâ | kafal, da bıra Aksayi: onları her emrinize râm eylemek isti- w_vorsr.nız onlara evvelâ hakiki bir şef meziyet ve kabiliyetinizi gösterni Wrclıîv isbat etmelisiniz. Onlar bir |buna kanaat getirip de sizin haki |âmir olduğunuza iman e! tık geçmiş ola. Her dileğinizi kör rüne yerine getirirler. 49 'buki bunun aksi olursa en muhtaç orduğunuz bir zamanda, en amansız bir dakikanızda müşkülâtla karşılaşırsınız. Herifler benim demir halatını kesti- ğimi görünce üzerime atılmak için bir areket yapmışlardı. ıBen hemen dü- men ye yerinden çıkardım ve e lemde bu kalın ve kuvvetli sopa ile hü- cuma uğraşanlardan ikisini yere ser- alılar kafa tutmanın, serkeş- etmediğini bu suretle bittec- iri yarı bo- ve kud- di ve bu mücadele günlerini teknenin batıp ıztırabının bir an evvel nihayet bulması için dua etmekle geçirdi ki bunun da bizim arkadaş «Soemburge- den başka bir kimse olamıyacağını o- kuyucularım tabii anlamışlardır. Fırtınâa arasıra hafifliyor, sonra ye- niden azıyordü. İşte bu muvakkat sü- künet anlarında Soemburg inliye in- liye ya: — Lauterbah, diyordu, o kadar has- tayım ki son demlerimi yaşadığımı zannediyorum! Yahut ta; — Allah aşkına şu piponu ağzından çıkar! Müthiş tütün kokunla beni öl- dürmekte olduğunu görmüyor mu- sun? diye günahsız pipoma musallat oluyordu. Halbuki ben bu ihtarlara kulak bile . Jasmıyor, muttasıl pipomu çekiştirmek- te devam ediyordum. Zira ancak bu sayededir ki uykuya galebe edebi y Harita üzerinde rotamı - bir üret etmiştim. Bu rota «Sele- ile «Filipins adaları arasında bı n «Parangani» adasına kadar da- iyordu. İsim ve markaya dikkat! retim hiç şüphesiz heriflerin gi yıldı olacak ki: müsabaka edercesine iş bi lar. Tekne ları arasındaki dar bir geçidden k İsız belâsız geçmekti. Tekne bütün sür'atile ©o dar geçide doğru seğirtirken itiraf tdeyim ki çok heyecanlı dakikalar geçirdim. Yerliler bu dar geçidden uslaca bir ma- nevra ile geçtiğimi görünce bana karşı daha fazla itimadkâr davranmıya baş- ladılar. Tecrübeli ve usta bir kaptan ol- duğumu anlamışlardı. 'Yola çıktıktan biraz sonra tekne ü- id ettiğimden fazla su etmeğe başla- dı. Batmamak için hepimiz bütün var- Hava düzeleceğine büsbütün fenala- şıyordu ve gece yarısına doğru hakiki bir bora halini aldı. Bardaktan boşa-' pırcasına yağmur yağıyor Ve kotkunç simşekler azgın denizi fosforlu 1 sık sık aydınlatıyordu. Hayatımda pek çok fırtınalar, kötü havalarla karşılaştım ama her tarafın- su eden bu minimini tekne ile azgın denizde geçirmiş olduğum da-! kikaları asla unutamıyacağım. Bereket n ki rüzgâr istikametini değ | memiş ve arkamızdan eserek biz |kunç bir sür'atle ileriye atmakta de- |vam eylemişti. Dalgalar büyük sudan |dağlar gibi tekneye birbiri F hücum ediyor ve bizler bir iaraftan fırtına ile uğraşırken bir taraftan da teknenin suyunu boşaltıyorduk. Yerliler vaziyetin vehametini tekdir etmiş olmalılar ki, hiçbir Malezyalıya nasib olmıyan bir gayret ve sebatla ça- ışıyorlar, didiniyorlardı. Yalnız aramızda bir tek kişi vardı ki «Selekes» ve «Sulu» denizlerinden ge- hığımızla su boşaltıyorduk. | a ı Pardesüler Gabarain Sonbahar geldi Ve Kış Yaklaşıyor Elbiseye dair ihtiyaçlarınızı şimdiden Galatada maeşhur EKSELSYOR Büyük elbise mağazasında Her yerden || Ucuz ve Teminatlı / Alabilirsiniz Şu cetvelden bir fikir İ edinebilirsiniz || Erkeklere Pardesüler u. 13 Pardesüler özürset 18 172 Muşamhılar Her renkte | | 1/2 Trençkotlar 3 katı — (5 172 Kadınlara '| Mantolar vanın Liradan itibaren 10 172 15 172 Muşambalar Her renkte |0 172 Muşambalar Ka 23 her renkte Çocuklara Pardesüler Gabardin — 7 Muşambalar Herrenkte 61/2 Erkeklere ısmarlama kostümleri en iyi ku- maşlardan iki prova ile 281/2 TAKSİTLE dahi muamele vardır Galata Karaköy EKSELSYOR ' şımızdan ayrılmıyorlardı Her yarım saatte bir kibrit çakarak elimde sımsıkı tutmakta olduğum ceb pusulasını tetkik ediyor ve rotamızdan inhiraf edip etmediğimize dikkat eyli- yordüm. Zira rotamızı biraz şaşırmış olsak kendimizi birdenbire İngiliz su- ları dahilinde bulabilirdi Nihayet şafak söktü, ki nik bir gün başladı. Rüzgâr pupadan esmekte devam ettiğinden ben vazi- yetten memnundum. Seyahatimizin devam ettiği müddet zarfında tekne- armuzları sıkışmış olduğundan artık su boşaltmak angaryesinden kur- tulmuştuk. Yalnız iri bir deniz üzeri- mize çullanıp la tekneye güverteden su girdiği zaman gene kovalara sarılı- yorduk. Bir tekneye arasıra bir iki dalganın hücumundan kurtarmak hemen he- men mümkün değildir. Gündüzleri kö- pek balıkları teknenin yanından ayrıl- mıyorlardı. Bu hayvanlar benim gibi li, semiz ve bira mayasile yoğrul- ş bir parçanıtı kendileri & ve ne lezzetli bir parça olabileceği- ni galiba takdir ediyorlar ve yanı ba- . (Arkası var) GRİPiN Baş, diş, mezle, grip, romatizma ve bütün ağrıla- rınızı derhal keser. İcabında günde üç kaşe alınabilir. Taklitlerinden sakınınız. KANZUK MEYVA TUZU EN HOŞ VE TAZE MEYVALA- RIN USARELERİNDEN İSTİHR- SAL EDİLMİŞ TABİİ BİR MEYVA TUZUDUR. Emsalsiz bir fen ha- rikası olduğundan tamamen tak - lid edilebilmesi mümkün değildir. Hazımsızlığı, mide — yanmalarını, ekşiliklerini ve muannid inkıhaz - ir. Ağız kokusunu izale atın intizamsız- yat ve canlılık bahşeder. KANZUK FCZANESİ BEYOĞLU — İSTANBUL Dr. İhsan Sami zz ÖKSÜRÜK ŞURUBU Üksürük vo nefes darlığı, boğmaca ve kızamık - öksürükleri için pek tesirli ilâçtır. Her eczanede Ve arza

Bu sayıdan diğer sayfalar: