17 Kasım 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

17 Kasım 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BON POSTA İstanbulda gömülü milyarlar etrafındaki gizli harb ——— Başımı kaldırdım ve birdenbire içim titredi. Bir adam kompartımanımın kapı camından bana bakıyordu Herifler trenin pencere ve kapılannın[ Sımsıkı kapalı olmasından bil'istifade ba- Yiltıeı veya uyutucu bir gaz atıyorlar. Gü- Zel, kuriyeyi de çalıyorlar.O da âlâ, ondan Sonra neden treni kaybediyorlar? Veya ttal hatta çekmeğe lüzum görüyorlar? — Evet, bu nokta benim de nazarıma iriş trenin muay- Yer bir zamandan evvel İstanbula gitme- Mesi matlub ğüna delâlet etmez mi? — Doğru. Fakat zamanın bu kadar Mühim olması neden olabilir? Kuriyede bu kadar mühim ne olabilir? — Orası meçhul. Herhâlde mühim bir Yey var, Sarptı. Fakat bu hâ- bü- bu- bey kurnazca güldü: — Bereket ki böyle oldu, dedi. Biz de İ 3Y9 Üstü yalamı kıvırdık, iş kenddliğin- i n Hizmetçi, Melimed - KN KUK N MbiMdir Tüğür ae zz eti Kompartımanımın kapısının camından iki iri siyah göz bana bakıyordu. kartını elime verdiği vakit hayretle kaş- Ha ee el âr_kîm xîı e elmas kol düğmesiydi ve hakikaten hay- |larımı çatmaktan kendimi alamamıştım. * bnş;:'r'—fil dudlardan düşmüş olması pek muhtes| Mehmed Fuad Korkmaz piyasanın en ; ' A T neldi. zengin demir tüccarı, bu saatte benden Wbeği zi Tüğa üyüyörl an D g KT Fi .ıkıplîg mçı,'—ı:— Tı::ı.k:?ı Si serguzeşt N O takdirde bunu gizlersem ayni za- |ne istiyordu? On beş senelik arkadaş'ı- Postacısından bi —ö— manda bir iz ortadan kaldırmış olmak gi- | ğımız esnasında, bayramlardan başka “de böyle bir şeyin bulunması ele bir| bi bir cürüm işlemiş olmıyacak mıydım? | gânlerde, bir defa olsun kapımı çalmış Fakat bütün bu gece olan vak'alar, be- | değildi. « Son Posta ,, nın ? tekrar deri ipneu verebilirdi lâcele giyinmeğe çaba- İşte hayatımda ikden O halde hemen Hüsrev beyi uyandır-|fim doğrudan doğruya vazifem değildi | Bir taraftan al Sin3 kapılarak İlk mam ve iğüm şeyi haber vermem | Ki... O aralık Hüsrev bey kımıldar gibi |lıyor, bir taraftan da bu muammayı hal Ma hâkim olan - İJâzım gelirdi. Fakat Içimde birdenbire a, bemen taşı, gayri ihliyari, düşün- |letmeğe çalışıyordum. Onu, on sene ev- Sk İbir hırsın parladığını düuymuştum. Hüs- » Bür'atle cebime atıverdim. |vel, Galatadaki yazıhanemi açtıktan bi rev beye baktım, ellerini kavuşturmuş, Hüsrev bey hâlâ uyuyordu. Fakat içi- |kaç ay sonra tanımıştım. Bir sabah kâ' n ” bey biraz daha ulun en- | başı sallana sallana, kızarmış yüzü terli- | P* garib bir korku gelmişti.. Cürmümü | bim yanımızdaki odanın kiracısının beni Sikten Sonra, pek helecanlı bir vak'anın | yerek uyuyordu. Bu iri taşı, hafif bir | t'mse gördü mü, diye başımı kaldırıp et- | görmek istediğini söyledi. Ziyaretçiyi içe- Yorgunluğu merati ” İğ- ğırlann n;r!zı,]u takdirde, ben işte hiç |Tefıma bakındım ve birdenbire titredim: |riye aldım. Uzun boylu, esmer, zayıf bir loriferi yalnız başıma alabilir| Zira kompartıman kapısının camından (adamdı. İşgüzar, becerikli ve kurnaz ol- Hİb ölabilirdim. iki iri siyah göz bana bakıyordu. Birden- |duğu her halinden belliydi. Vaktin para hi K Hikrev be- bire hissettiğim helecanla gözlerimin ö-|ettiğini takdir eden bir tavırla derhal . ea ÜRAİK nüne buğu gibi bir şey ârız olmuştu. Ön-| kendini tanıttı ve telefonunun bozuldu- meydan vermemeye çü- : yerek bit önra otur yi kesmi. *rde uyumuğa baş lenim sinirleri kum Yoktu Yaviş sazalidıln ve li ce hayal gördüğüme hükmettim. Fakat | ğunu söyliyerek müstacel bir iş için be- Ai işığında T tadenek tüi elhes tekrar baklım; Evet, iki büyük göz bana |nim yazıhanemden telefon etmek müsa- üŞ karlar S AR he bakıyordu.. Bir adam kapının camından | adesini istedi. Başırnı yere Hüsrev bey uyanmamıştı, fakat şakak- (bana bakıyordu. Taşı cebime koyduğu- | - Konuşürken ona bakıyordum. Yüzü- Yüduğu kana ltında şiddetli — ve | ttman terlediğini hissediyordum. Garib | mu görmüştü. nün her çizgisi iradeli ve azimkâr bir a- Sarib bir parı Bemla .şl î,' sar, |bir heyecana kapılarak taşı - parmakla- (Arkası var) |dam olduğunu gösteriyordu. Mühim bir âN şey blrvlr—ıbı': "ıı:. k:—în—Lı ıjı,:_b rımda çevirdim: Hakiki olduğuna şüpht Z | demir siparişi hakkında birisine izahat Nüştu 'D'kk ı h ğ ’ li v bırakmıyacak, pek iri bir pırlana idi. Ha- — Evlerimlse bırakıdan fitre zarfları- || veriyor ve söylediği kat'i cümleler, yap e ee * "ğ'"“' ammığında alen de bir kol düğmesiydi. Fakat par- || na koyacakımız birkaç kuruşam bir araya | kığı küvvetli tashhüdler onun piyasayı Biril barıl ça an İAmbasının aydınlığında |1 tanin üzerinde o vakte kadar hiçbir || - #tlmesile: tanıdığını ve yürüdüğü yolu bildiğini Pi ç Genç piletlarımızın ve kırılmaz kanad- iyi tanıdığı y ğü yi iş akisler yapan iri bir billür paz-| t sında gü sdiğim | j ği Süsr, y yapar pırlanta taşında gürmediğim ince siyah |isbat ediyordu. b Veya j aa | (| Yarımızın sayısı artacak, Kısıla; ü İ y & .m.ı ı:Bam K.ıî" bir şeydi Bırdcpb!r]c_çızg., rle bir takım garib, fakat çok mun- :dü_u,,:ı,.u_. küdreti :_':_::: O günden sonra sık sık değilse de, ay- Tn - Bu aşık, bu parıltı iri bir el- |4 zam işaretler vardı: İçiçe iki müselles || himayesix kalmış yavrularımızız (ÇEK.) || da birkaç defa onunla muhteli? vesileler- '5 Parça "llyn:;’m"' bir pırlantanın parıltısına ve bir takım harfler! derülerine & ol " K a AA Üa Ö Üsre a 4 <!) Tamam, bu işareti mahsusası olan bir hiç sebebsiz olarak birbirimizi erayıp Tüliğ ©* beye hissettirmaden, hiçbir gü- n SĞ e a z elarek. MOGSÜ ürg komşuluk ettiğimiz, karşı a Yü İ | gildi Ükka, Prnadan olduğum yerde, eğildim. gazoz içtiğimiz de oldu. tle baktım: a de ol b NMN Kalin bir lon zemin önrtee| — KULAĞINIZA , KÜPE OLSUN! — ücme Tetn ei hein Se Surtu muş * t g n SE koj :jw: D ğ'r.h[n'a ';î'm bi sasını elinde tuttuğu söyleniyordu. Rmesi gibi bir şeydi. a aşayı- iTdenb Z y Çok para kazanmasına rağmen yaşay bi ;in b bu_:ııfı; hakikf birsölman S şında bir değişiklik yoktu. Gene hergün kalbimi, timalini düşündüm.. O vakit erkenden yazıhanesine geliyor, kâtibile lı.,;_.m—"r'ı Barib bir helecanla hopladığını Kangı kargilğal Gelürm ça tampan gü e Korkaran Hüsrev beyin uyanmasından Hm ae Üükii ea YönüreedlE & yerimde tekrar doğruldum. Fa- Z Ve tiği Bözü < Onun bi ömrünü işine hasrettiğ bir knlınâm- Oyadaydı. Taş, muhakkak, ki her kalinden belli oluyordu. Hayatında .mıuümrsms benziyordu. f bir kadın var mıydı? Bilmiyorum, fakat | Möyki Vde Semplon ekspresinin birinci he Sulğir büran L krrenr ol GK Dir Sah, Olrpartımanında bu kadar iri, Tei İbetidr geyllere iptllk & de bağ- ai ğ na benzer şeylere iptilâ derecesinde dermoça ” *İMas kol düğmesi kullanacak lanmamış olduğuna eminim. On sene içinde bir gün onun neş'e ve cesaretinin e t e ki « Sülünç bir adam olamazdı. Bel- k Canil . Batında aç den, treni soyanlardan telâş kırıldığını, gözlerinin ümidsizlikle — sol- duğunu görmedim. hi ""ııda kopup düşmüş bir şey olabilirdi < İç ay evveline kadar, yani ben işlerim İreni soya y yanlar acaba böyle kıy- SAT G y 4 Dü maçaı a lanscak kadir Ha için Anadoluya giderken veda ettii güne kadar o, öh sene evvel tamıdığım Selİ Miydi? Fakat herhalde o gece - çalışkan, enerjik, namuslu ve rabıtalı a- dam olmakta devam etmiş ve hiç bir ve- H y E , sile ile bir tek gün yâazıhanesine saat do- kuzdan sonra gelmemişti. Şimdi ssat on x olduğu halde benim kapımı çalmasında- ı ki gebeb ne idi? Yoksa bir haftadanberi seyahatten döndüğüm halde büro komsu- . « mu ziyaret etmediğim için beni mahcub kullanmakla kabildir. etmek'mi istiyordu? Bilâihtiyar karıma sordum: — Sen ne dersin Sahire? Demir kral- nn bu saatte benim evimde işi ne? c e. züneler Gir; *S* Nöbetci olan eczaneler şunlar- Atm GA (Perler). Alemdarda: (Sırrı Ylı.,,,im ! (Belkis), Samatyada: * Eminönünde: (Bensasön). Bmiyagp Tet Atlamaz). Fenerde: D, — Şehremininde: — (Hamdi). Bir ham.ede nezle ve gripi geçirir. Hurareti sür'atle düşürür, t inda: (Asaf). Karagümrük- i i l" adale ağrıları ancak NEVROZİN ulmak hr“"m"- Küçükpazarda; (Yorgi). Ba- Baş, diş, sinir, mafsal, ıbıık' aı:r;ıuı_—'ı'ııur Karım bu ziyarete ehemmiyet verme- Sde: (HNAD. süretile - Çarçı B UA diğini gösteren bir tavırla ve sükünetle İstirgay , Shetindekiler: Kat l Tesır cevgb verdi: — Mutlak senden bir şey istiyecek. Icabında günde 3 kaşe alınabilir | xx | İ İ i İ ımız. yahud paruy istiyecek, İsim va markaya dikkat. Taklitlerinden sakınınız. d paradiyeedk ) e AAA | | Uukm;:;. Kadıköy ve Adalardakiler: KNij YdA: (Ömer Kenan). Sariyerde: Büyüka ge A Üküyünde: (Büyük, Üçler). “ %eyheude' Halk). Bana 20 para verir misin? Yazan: Muazzez Tahsin — Yirmi para... Bu kriz zamanında bun u kimden bulup borçlarımı ödiyeyim? — Benden para mı istiyecek? O mut Sen onun milyöner olduğunu unuttun gâliba, Salona girdiğim zaman beni görmedi, fakat yaklaşınca, derin bir düşünceye dalınışken birdenbire çağırılan bir adam &bi korku ile karışık bir telâşla yerin- den fırladı. — Estağfurullah e oturunuz.. Bu ziyareti: büyük şeref. Dalgın dalgiın yüzüme baktı. Gözleri. nin etrafı mor bir halka ile çevrilmişti, Bu ilk sözlerden sonra gülümsiyerek bek- ledim. Onda ilk defa olarak mütererddid ve korkak bir tavır görmüştüm. Her za- manki kendine güvenen becerikli adam sonki birdenbire yok olmuş, onun yerine sıkılarak ellerini uğuşturan mahcub biz adam meydana çıkmıştı. Karımın süz) beynimden m cephe almak için; sakin bir tavırla vemi içiyormuş gibi görünecrek düşün- düm: — İstiyeceği mühim bir para olmalı kf böyle mütereddid ve mahcub bir vaziyet a'ıyor, yoksa piyasanın bütün tüccarlak rın) titreten koca demir kralı, böyle sı- kılgan bir tavır alır mıydı? Dikkat et meli ve müteyakkız bulunmalıyım. Kâfi derecede silâhh olduğuma kendi- mi inandırdıktan sonra misafirimin yü- züne baktım; hâlâ ayni mahcub tavırla ellerini uğuşturuyordu. Ben söze başiae mazsam bu vaziyetin akşama kadar bLöye le süreceğini anladığım için sormsğa Mecbur oldum: — Bir emriniz mi vardı Bay Korkmuz? Hiçbir şeyden yılmadığı zamanlar ken. dine pek yakışan bu isim bugün onu korkutmuş gibi gözlerini açarak bir sa- niye yüzüme baktı ve tokrar başını eğdi: — Sizden bir şey istirham etmeğ> gel- dim. Karşımdakinin —acaib hallerine sinir- lenmeğe başlamıştım. — Buyurunuz efendim. — Nasıl söyleyim? Cesaret edemiyo- i... Sizden istiyeceğim şey © kudar ununla hayatımı ve namüsü- kurt; -. Sizden mühim bir para istiyeceğim; fakat bu parayı vüdesinde ödiyeceğim. Namusumla söz veriyorum; isterseniz bir de sened imza ederim. İstediğiniz parayı mermnuniyetle ve- rirdim azazim, fakat bu sırada benim de işlerimin hali malüm, nd. buyurunuz., iniz benim için ne çabukluğile — Biliyorum.. hakkınız var. Bu zaman- da sizden yirmi para gibi lâğ istemek bütçenizi altüst edebilir, Yanlış mı işit ? Sordum: — Ne kadar dediniz? — Yirmi para. Ben da şkınlıkla gülmek arasında b calarken Mehmed Fuad yerinden kalk- mış ve kapıya doğru yürümüştü. Dudak- ları arasından bir düzüye: — Yirmi para... Bu kriz zamanında o- nu kimden bulup borçlarımı ödiyeyimi? Onun arkasından evvelâ heyretle son- ra derin bir bakfım. Zavallı Meh- med Fuad delirmişti. * Ertesi gün gazetelerde şu havadisi «Piyasada demir kralı ismile tanm- niş olan Bay-Korkmaz son - haftalarda (Lütfen sayfayı çeviriniz)

Bu sayıdan diğer sayfalar: