13 Aralık 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

13 Aralık 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

E İstanbulda gömülü milyarlar etrafındaki gizli harb İ SON POSTA Mlgda nın beni beklediği eve dönerken mütemadiyen düşünüyordum. Sevdiğim dının “ Bulursak milyarlar bizimdir! ,, dediği vesikalar cebimde duruyordu TJ'IVıer— Her Bauman! h.—, Onun için, mesleğimde bana lmrşı ©- İlimaddan dolayı bu vazife ile ben bt “zİf dildim. Sahte Bauman'ın gayet ge- ! bir şebeke başında olarak İstanbula İNİdiği ve burada evvelce giriştiği büyük fineler Üzerinde şiddetle İsaliyete %“"ıı meydana çıkarılmıştı. Profesör “Hayn de Suriyeden avdetinde İstan- "da başma gelen vak'ayı ve define hır- lârı tarafından nasıl tehdid olunduğu- 4 ilmi mahfellerde işaa edince Viyana ,_î:':uuı. vak'adan haberdar olmuş ve Prgj kendisine müracaat edilmiştir. Yesör Ulştayn sizi tavsiye ettiği için m derece gizli bir surette hemen İstan- '& gönderildim, Vazifemi lâyıkile tak- ef“vcı“nuııı.ı zannederim. — Tamamile Her Bauman! Fakat bir İMİ daha soracağım: İstanbul polisine Üracaat edecek misiniz?. y — Asla! Aman, sakın, size sebebini söy- “im ya.. hattâ, Viyana polis müdürünün dan başka, kendi polisimizin dahi İşden hnhı—n yoktur. Ve teşkilâlhı bir şerirle yabancı bi _:,'hleıo-ıu tek başınıza çarpışmada » fak olacağınıza güvenebiliyor musu t Rer Bauum Ülgül * & Siz Ükce hiz Tt eFin an, gayet pişkin bir surette küçük yardımınızı esirgeme- vazifemizi başarırız, merak et- dedi gayet ciddi bi e ” Ha.., dedi. Muhterem dostum, £ "gi bir tehlikeden siz çekinebili k ühim :_ŞL, nımynemn Sizden istedi; en yalnır şu profesör Ülştaynle bir- :t B niz -zannederim- Kariye ca- G '—'lx arındaki evi bana gösterr bi ke Bauman'ı nerede ve hangi i l...uhm la ; görebildiğinizi — sö: bi ir. Bu büyük yardımınıza muka- da—mh.ıu.ımmım size arza diz mik- “'yî bir” mükâlatın derhal tediyesine ü ühnd da arzu ettiğiniz takdirde bir &£ nişanı verilmesine, ve bu Ixi şeyden tercih ettiğinizi bana bi 1d: le'aı e rica etmiştir. Sizden benim y "M.m' İsmilmin de birsizi olan tahte Ba- z("ln kozumuzu — halledinceye kadar kaç, Vdi ettiğim sırları hiçbir resmi ma- ü adama faşetmiyeceğinize da z vermek dostluğunda bulunma- ne bir an düşündüm: ı kadar geniş hırsların çar- neleri halledecek son vesika- da idi. Sahte Bauman'ın ce- sahineden çekilmesi elzemdi. Sah- B“'ura— ıih ise canına susamış aman- ,%bır düşmanı da karşımdaydı. İsta #ltında, belki hiç kimsenin haberi ol- ada karşı kıyasıya bir mü- H_“'o kehdiliğinden başlıyor " demekti. “se benim için harikulâde isabetli gö- Yordu ıünnr.ık aklıma ilk gelen endişe Magda %f'"wd olabilecek tehlikeler oldu. Bu İ katt surette anlamağa muhtaçtım: > Her Bauman! dedim. Vazifeniz yal- Sahte Bauman'ın şahsmna karşı mıdır? — Ne gibi? ; , ani ondan başka hiç kimse hedeti- 'eğil midir? Hayir! Benim vazifem sahte Bau- Ih şahsına karşıdır. Yakit tereddüd etmeden elimi uzat- ©» Bauman'ın elini büyük bir heyecan- lılıı Plpi tiz Tan İ ö S Pekdli azir dostum, dedim, size lâ- & ©lan her türlü yardımda bulunmıya "th'lynrumv "b"' Bauman "Nbun olmuştu: dizş .,”““"m telgraf çekmiyecek misi- birdenbire — fevkalâde "l'ıır Tüzum yok.. dedim. « iMan son derece memnuniyetle, â Tüinnettar gibi zulu)ordu 'X ncaın dalı.ı var. Hi "'l-ıu :" Malı kullanmak, Türk ekonomisin ZN borenmuzdür. İ x “ Son Posta ,, nın sergüzeşt romanı NÜ nazarı dikkali celbelmemek için gayet az ve pek gizli olarak buluşmaya dikkat et- meliyiz. — Şüphesiz.. Galata ile Tophane arasındaki kahve « lerden birinde buluşacağımız günü — ve saxt! tesbit ederek kahveden çiklık. Ken- disinden hemen ayrıldım. Son derece he- yecanlı bir halde, 6 günkü harikulâde ha- berlerle hemen Mağdaya koştul; fakat, ne olur olmaz, takib olunmam ihtimali- ne karşı fevkalâde karişık yollardan yü- rüyüp izimi tamamile kaybettiğime tam bir emniyet getirdikten sonra!.. * Benim yerimde bir başka insan olsay - lan bir çalıştırma ile çnlış'ırmış ım, Zi- kdiğerini sür'atle takib öden hâdi eler verebilecek du. işti - bulmak ümidi azal. dıkça asabiyetinden bayağı olan Magdanın: — Milyarlar bizimdir! Dediği vesikalar cebimdeydi. Hayatıma Ve şansıma karşı birdenbire kazanıla - cak harikulâde parlak, rüyamda bile gö remiyeceğim bir zaferin eşiğinde bulu - nuyordum, O zafer ki onun uğrunda ci- han hâdisatının ve harblerin dahi mani- velâları yerinden oynatılmıştı. Toprak al- tında kalmış milyarlar ki onun peşinde akla gelmiyecek insanlar, akla gelmiye- cek ihtiraslar, entrikalar, mücadelelerle çarpışmakta idiler. Şimdi istersem bir hareketimle bir çok insanlar tevkif edilebilirdi. Bir çok in - sanlar ölebilirlerdi, belki devletler ara- sında mühim gaileler açabilirdim. Diğer taraftan karanlıkta çarpışmağa hazırlandığım stek, fakat korkunç — ve müthiş rakibime, sahte Bauman haydu- duna karşı da hâdisat hakiki Baumatı gibi kendiliğinden âmansız bir kuvvet çı- karmış bulunuyordu. Hakiki Bauman sahte Baumana gene benim işaretimle galib gelebilecekti Bu suretle de müd. hiş, fakat yegâne rakibim kendiliğinden ortadan kalkmış olacak ve bir adımda milyarlara sahib bir insan olarak şaşaalı bir dünyaya doğmuş olacaktım. (Arkası var) zayıflamış | Veremin şifası kabildir Bidayette anlaşılan ve tedavi edilen verem, kat'i iyen şifayap olur. Aksi takdirde bütün ihtimama rağmen gitgide vahamet kesbeden bir ink 'şafa şahit oluruz Yazan: Dr. İbrahim Zati Öget Veremlileri gruplara ayırıp onları ayrı ayrı müesseselerde tedaviye al - mak fikri oldukça eskidir. Daha 1856 da (Brehmer) adındak! doktor, vere - min ilk devrinde kabili şifa olduğuna dair olan meşhur tezi malümdur, Yal- nız veremin kabili tedavi meselesini biraz tamik etmek lâzım - dır. Malâmdur ki şifayap olmak muh- telif suretlerle vaki olmaktadır. Bazı hastalıklar vardır ki Kendi ken dine iyi olur. Bu devri hastalıklardır. Buna karşı tababetin yapacağı: Hasta- yı fazla ihtilâttan korumak için bir ta- kım tedbirlerden ibarettir. Hâd has - talıkların hemen çoğu böyledir. Mik - rop vücuda girip toksinleri ile uzvi- yeti hastalatmağa başladığı dakikadan itibaren vücut müdafaası başlar. Ha - raretin yükselmesi vücudun müdafaa- sından, aksülâmelinden başka bir şey değildir. Nihayet bu hâd hastalıkların mu - ayyen devreleri biter. Vücudun müda- faası galebe çalmışsa kanda, kanın se- rom kısmında bir nevi muafiyet husu- le gelir. Derecei hararet düşer, ahvali umumiye düzelir ve hasta şifayap o - lur. Ve ekseriya da © hâd hastalığa az çok uzun bir müddet yakalanmaz Çün kü kanında o mikroba karşı muafiyet hasıl olmuştur. Zaten muafiyet hasıl Baş, diş, nezle, grip, romatizma, nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. İcabında günde üç kaşe alınabilir. Taklitlerinden sakınınız ve her yerde ısrarla GRİPİN isteyiniz. e ile öld Hastalık,ölümvepislik getirenfareleri ürünüz Macun ve buğday şeklinde olup büyük ve küçük her nevi fareleri, sıçanları derhal öldürür. Tesiri kat'idir. Fareler kokmaz. Buğday nevilerini serpmelidir. Macun olanlarını yağlı bir ekmeğe ve herhangi bir gıdaya sürerek farelerin bulunduğu yerlere koymalıdır. Kutusu 10, dört misli 25, iki büyük nevi bir arada 30 kuruştur ! hasa şifayap olamazdı. Bir kısım şifalar da vardır ki onlar ancak tedavi ile kabildir, İşte verem de bu kabildendir. Vere! - şifa lemini için ilk âraz görülür görülmez, sür'atle tedaviye başlamak lâzımdır. Ne kadar erken tedaviye başlanırsa netice a ka- dar parlak olur. Erken tedaviye başla - mak için erken teşhis koymak lâzım - dıt, Bugün artık ateşlerin başlaması, mebzul miktarda kan tükürmek, ök - sürük gibi âraz görülünce henüz verem başladı diyemeyiz! Bu zaman oldukça geç kalınmış demektir, Bugünkü tababet o kadar mükem - mel vesaite maliktir ki gerek kan tah- lilâtı, cildi reaksiyon ve gerekse bilhas- sa rontgen muayeneleri tam vaktinde teşhis koymağa çok yardım etmekte - dir, Veremin tedavisinin tam ve parlak neticeler vermesi vaktinde - tedavinin tatbikatına başlamakla mümkündür. Bugünkü seriri ve lâboratuar muaye- neleri © kadar hassas bir hale gelmiş- tir ki vücuda Koh basilinin yani verem mikrobunun dübulile vücudda husule gelen ilk aksülâmelleri bile tesbite im- kân vermektedir. Böylece bidayette an laşılan ve tedavi edilen verem kat'iyen şifayap olur. Aksi takdirde bütün ih - timamata rağmen ilerliyen ve gitgide vahamet kesbeden bir inkişafa şahid o- huruz. Acaba böyle vaziyetlerde tedavinin tesiri yok müdur? Ve tedavi ile kabili şifa bir hale gelinemez mi? Şüphesiz tababette kat'iyet yoktur. Böyle vak'a- ların da kendi kendine veyahut teda - vilerin tatbikil ileşmiş şekilleri gü- rTülmüştür. Fakat bu artık istisnai bir haldir, umumiyetle bunların da teda - i mümkündür. Ancak tam mânasile faları maalesef mümkün değildir. İyi gitmeyen, günbegün ilerliyerek fena âkıbetlere doğru giden veremler- de bilinmek lâzımdır ki bu fena vazi - yet vaktinde tatbik edilmiyen bir te - davinin neticesidir. Ve nihayet şunu söylemek mecbu - riyetindeyiz ki bidayette pek hafif ve ehemmiyetsiz gibi görülen bir çok vak' alarda hastalar kendilerine tavsiye e - dilen ciddi vesayayı mübalâgalı gibi te olabilmesi | lâkki ederek tatbik cihetine gitmemek. tedir. Onun için bütün büyük dok Jarın fikirlerine tercüman olarak Iyııhil.riz ki veremlerin fena ve v İJşekilde inkişaflarının, ve hattâ v ,Iden 1 vardır. Ve bu mes'uliyet bir çok d:t: doğrudan doğruya hastaya veyahut |-3* tanın muhitine aiddir. Bunlar dedi;- miz gibi kendilerine teklif edilen teda- viyi tatbika her nedense muvafakat et- memişlerdir. Bundan sonra doktorların mes'uli - yeti gelir: Doktorların mes'uliyeti iki nokta üzerinde tebarüz eder. Ya vak - tinde teşhis etmemiştir. Veyahut teş - his etmiş fakat ciddi ve tıbbın göster - diği tedaviyi tatbik cihetine — gitme - Miştir. Nihayet ecemiyetin mes'uliyeti ge - lir: Cemiyet mücadele teşkilâtında has- taların tam vaktinde teşhislerinin kon- Mmasına aid vesaiti ihzar etmemiştir Veyahut veremlilerin icab eden tıbbi ve cerrahi tedaviyi kabul — etmelerini mecburi kılamamıştır. Veyahut da dok torlara da mesleklerinin tam mânasi - le bilhassa verem hastalığının vakt ktin « de teşhis ve hastalığın inkişafımı tak etmek ve cemiyeti veremden korumak için eden müktesebatı lâyikile ve- rTememiştir. Herhalde verem için de mikrobun bedene girdiği andan itibaren hareke- te geçmek icap eder, Fakat tayin etmeli? Muhakkak olan var ki mikrobun akciğere dahll « sile beraber orada tahril! kat seriri âraz o zaman a: devam. eder. Tıpkı ki gibi. Kızamıktâ da mikr İ girmesile hâastalığın çıkması arasında geçen bir de r. Buna devri tefrih diyoruz. Veremde de böy- le bir devir mevcuttur. Kızamıkta da- ima çocuk nezlelendiği zaman diğer kızamıklı arkadaşlarla temas et- ti mi diye taharriyat yaparız. Verem - de de en ufak bir öksürükde bile evde aile arasında başka mikröp çıkaran hir şahıs var mıdir? Veyahut çalıştığı mü- essesede yanında müteverrim — kimse araştırmak mecburi - öyle bir zamanda ortaya amauık ;upheler ve yapılacak tetkikat sayesinde mikrobun çok küçük bir sa- badaki ilk tahribatının sür'atle önü a- hnmış olur. İşte bu vaziyetteki bir has tadır ki kat'iyetle şifayap olur. Bütün muvaffakiyet sırrı buradadır. » Buna da doktor, hasta ve cemiyet yani üç koldan yapılcak makul ve müs bet mesâi birliği ile muvaflak oluna » bilir. Doktor İbrahim Zati Öget #aaeama SösermLELELeE vErALERErARENELAN e veKeare sanacanaERecaN DAGT AA LKS BÜTÜN ÖLKEY1 (O HERGÖN ö Anıas»în AKA Hi ŞÇ Ş o P ııı &/#&İ *Bi İL ÜLKEYİ HER DO!.ASIK.

Bu sayıdan diğer sayfalar: