1 Ocak 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

1 Ocak 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 İkincikânın — < Dünyanın en uzun boyluA adamının anlattıkları 19 yaşındayım, boyum 2,63 metredir! Şimdi üç metreyi bulmıya çalışıyorum. Bu takdirde sigorta ve sinema kumpanyalarından 20,000,000 dolar alacağım, arkadaşlarımla da 10 dolar bahse giriştim Dünyanıan en uzun boylu adamı Robert Vadlov Robert Vadlov, dünyanın en uzun boy- lu adamıdır. 19 yaşında bulunan bu A- merikalı delikanlı 2.63 metre boyunda- dır. Boyu üç metreyi bulduğu takdirde sigorta şirketleri kendisine on milyon dolar vermeği; sinema kumpanyaları ise en milyon dolar mukabilinde kendisini engaje etmeği kararlaştırmışlardır. Robert Vadlov tercümeihelim neşret- miştir. (Son Posta) okuyucularını yakın- dan alö#kadar ödecek olan bu tercümelhal yahı mtıratı aynen dercediyoruz! 19 yasındayım... Boyum 2,63 metredir! Böyürzm 2,63 metredir. Boyum üç metre- yi bulursa — Alton gehrinin ön zengin, ayni zamanda en uzün 'boylu adamı olacağım a ku yaları ile a-|” ramdu b maç vardır. Üç metreyi bulacak olutsam sigortalar bana on mil yon dalar vereceklerdir. Dayızadem olan menecerim by parayı kazanabilinem için durup dinlenmeden çabalamaktadır. Mü- hendis olan babam üç metreyi bulacağı- Ma İman etmiştir. Annem ise üç metrey; boylamama hoş gözle bakmıyor. Bana gelince, boyumu uzatmak için aklıma ge- len şeyi yapıyorum Hayatım Beş kardeşim var. En büyükleri benim. | Henüz doğduğum vakit beni tartmışlar. Sekiz buçuk libre gelmişim, Bunda Kiç bir fevkalâdelik yok. Fevkalâdelik bun- dan sonra başladı. Gün geştikçe uzamağı başladım. Altı aylık olmuştum. Sikletim: Otuz Hbreyo çıktı... Bir buçuk yaşına Eirdiğim vakit altı Yyaşındaki bir çocuğun aıkletinde — idim. Altı ında uzun pantalon giymeğe baş ladıim. Boyuma göre kısa pantalon bul- mak kabil olmadı. 9 yaşına girdim, Bo. yum babamın boyunu geçti. Babam 118 boyunda idi. | Sıkletim 82 kilo,geliyordu. Dokuz ya şındaki bir çocuk için hatırı sayılır bir sıklet doğrusu. Dokuz bucuk yaşıma var- dığımda boyum 1,80 olmuştu. Nevyorkta bulunan bir oyuncak fabrikatörü — bana bı.' şmendifer hediye etti. Vagonlar be- nim boyumda idi Carnera ile karşılaşmam 1929 senesi nihayetinde on bir yasımı bitirmiştim. Carnerayı ilk defa — olarSki gördüm. Bir menecerin yazıhânesinde | idi. Bu menecer behi de boksa alıştırmak arzusunda idi. İnanınız. Carnera, yanım- | da ufak bir çacuk kadar kaldı. Ona tepe- | rdum. O vakit — fotinlerimin 52 idi... Çok şakagı bir adam olan Carnera bazılarına beni oğlu diye takdim etti. Detroit gazeteleri bu havas | disi ballandıra ballandıra yazmışlardı. Ben ise yavaş yavaş büyümekte idi: Senede tam on santim uzuyordum. bir yaşına vardığım vakit dilâtı yaptı. Pazar günleri bu kamyon bozmasile gezmeğe gidiyorduk. Mekteb. de bana mahsus bir sıta yaplılar, Vakit Barnard köyüne gittiğim vakit halk beni çılgınca ılkıtlır ve etrafımı sarar, Kolejde Koleje girdiğim vakit adeti bir ihtilâ! koptu. Kolejde üç klüb vardı. Her biri beni almak istiyordu. Alton High Sehool- da (basket-ball) ve (su topu) oynuyor dum. Fakat klübler spora yaramadığıma karar verdiler ve altı ay müddetle hiç spor yapmadım. Altı ay sonrâ gene ekip- lere dahil oldum. Fakat sırf üniversiteler arasındaki maçlarda oynuyordum. İki ay sonra bir kararname neşredildi. Boyları iki metreyi tecavüz edenler oyunlardan hariç totuldular. İçlerinde ben de va dim. Hayır yalan söyledim Yalnız «hber> ardım. Sırf yüzmeme müsaade edil ti. (Su topu) dahi menedildi. Çü 4 yaklarım ile dibi buluyordum. Günün b rinde hakem bunun farkına vardı ve be-| ni maçtan dışarı çıkardı. Kolejde sınıftı en geride, kapının yanında oturuyordum. Benim için hususl bir kap: yapılmış'ı. Üstüste iki gözlü bir kapı.. Terzide On dört yaşına vardığımda 230 metre boyunda idim. Elbiselerim, terzi hustsi surette dikmeğe başladı. Bütün terziler peşimde koşmakta idiler. Hepsi bana el- bise yapmak istiyorlardı. Elbisenin bü- yüklüğüne rağmen Siatları arttırmamış- lardı. Varsın rekabete girişsinlet diyor- dum. İşin müşkülü ölçümü almakta idi. Ölçümü almak için terzi merdiven üze- rine çıkıyordu ve inanınız, merdiveni o- muzuma dlyıyordu. Şimdik! terzim &. çümü almak için asansörden istifade edi- yar. Her hir elbişem için adetâ bir parça kumaş gidiyor. Asıl is ayaklarıma göre kundura bu!- maktadır. Kunduracım Cisicago'da ika. |* met ediyor. Kunduralarımın numarası 5| dür. Bundan böyle kunduralarımı hep on - dan alacağıma dair bir. mukavelen imzaladım. Fakat bunun da bir müşk çıktı. Kunduracımın fabrikasında bi aydanberi grev hüküm sürmektedir, Kua: dura'larım dâ adamakıllı eskidi. Şapka givmek, eldiven takmak âdetim değildir. Bundan bir hayli tasarruf elde ediyorum. Bir mavo ısmarlıyacak oldum. Başıma gelmiyen kalmadı Yemek bahsi Yasıma göre doğrusu işliham yerinde. Sabah kahvaltısında: On iki yumurta, bir libte kuru balık, yarım kilo tatlı, on iki pasta verim. Öğle yemeğinde: İki libre ekmek, bir buçuk kile et, bir buçuk Hitre çav, Aksam yemeği basit geçer. Bel tere- yağlı ve reçelli ekmek yerim. Görüyar. m yerindedir... Fakat if- sunuz ya iştiü Dayım 210 kilo sıkletindedir. Benden çok fazla yer: bahsi... Seyahat cüömem çok inüşküldür. Ge- - BON POSTA | GE Yazan: Muhittin Birgen A Şümüz hüsranlarla her gelen senenin yılbaşı hediyesi olarak getirdiği ü lar, demiyelim - yaşlandılar. Her midler arasında, korka korka ve titriye ti nü başka bir helecan içinde çevirdileri takvimin yerine bir yenisini astı- lar ve bunun adına da 1938, dediler. Bin dokuz yüz otuz sekiz sene!.. Hiçbir duğu tarihten itibaren, bugüne kadar kirk nesil bile geçmiş olamaz. Dün- ya, kırk neslin gelip gidişi arasında, bir taraftan tanınmaz bir hale geldi: Kırk nesil evvel İsa peygamberin yalınayak ve başı çıplak, bir. merkeb üstünde yer yer dolaşıp muztarib insanlara ümid ve iman vermeğe çalış- tığı Filistinde bugün tayyareler, otomobiller, trenler dolaşıyor; gına bir tokat vururlasa sen solunu da çevir!» diyen İsa paygemberin kırk nesil evvelki-memleketinde bugün bombalar ve ve mitralyözlerle dövüşü, lüyor. Fakat, öbür taraftan da orada Roma hâlâ yaşıyor: Çıplak bacaklı , Londra Romasının idaresi altin- da, birbirlerini didikleyip duruyorlar. Değiş bede, çekişme, sefalet ve ıztırab kcep ayni şey... Arah bedevisile kolonyal şapkalı Yahudi, Açlıktan barsakları guruldayan arzın, len karnı, gene hep ayni fesadla doludur. tını ayni ağrının hiç dinmiyen kasırgalarile sarsıyor. Değişen isim ve nu- maradır; onun yanında, hiç değişmiyen bir hayatm o yeknasak gidişi var ki, 1938 sene evvel ne idiyse bugün de ayni şeydir: Düne hasret, bugünden şi- küyet, yarın için ümid! Hep ayri şey, ayri hayal ve tali Gelen gideni aratır, derler; bu söz an- tak bir manada döğrudur; Biz het yeni gelene karşı gafil ümidlerin verdiği he- yacanlarla koşarız; halbuki, gelen giden- den başka bir şey değildir; ayni şey, ayni hayat ve talih, bizi ayni soğuk muamele €e karşıladığı zaman, derhal ınkisara uğ- rar ve o zaman geçmişi, hasretle ararız. Hakikatte gelen ve giden, «hayat» namı- imiz ve ne evvelini, ne de ahı- modiğimiz esrarlı nesnedir. Kırk rini bugün de odur, yarın da © alacaktır! hayat felsefesini, bütün ins: bına, geçmiş sene gelen seney İtam bir isabetle tatbik edebiliriz. | Geçen sene, gene bu sütünlarda ayni mevzudan bahsederken, 937 nin 936 dan daha sakin ve daha talihli bir sene ola- cağını zannetmediğimi söylemiştim. 937, hakikaten, geçirdiğimiz harb sonu sene- lerinin en korkunçlarından, en tehlikeli- lerinden biri oldu. Kaç defa, Avrupada ve dünyada yeni bir harbin patlaması için, devletleri idare edenlerin tek bir adım daha atmaları kâfi gelecek vaziyet ler karşısında kaldık. Milletleri idare e- denler, kaç defa en son. sözlerini söyle- diler, fakat en son adımlarını atmadılar. 995 senesindenberi açılmış olan yara- lar 937 genesinde kapanmak şöyle dur- | Trene binmeam mev: möridi: dedi ki — Mösyöt Vagonunuz hazıtdır! — Sizin boyunuza göre bir vagon bu- lamadık. Soğuk hava vagonunu size tah- (|siş ettik. Buyurun, korkmayınız. Vago- nun makinelerini işlelmeyiz. Donmaz- | sınız. Sigortalarım, mukavelenamelerim, bahislerim Hatıratımın başlangıcında söylemiş ol- duğum veçhile boyum üç metreyi buldu- Ru vakit bir hayli paraya konacağım. Film kumpanyasından çok mühim para alacağım. Mukabilinde 2,50 metre boyun- da bir adamla birkaç film çevireceğim. Benim en çok ehemmiyet verdiğim mese- le «sigorta işidirs... Düşününüz bir kere ki boyum üç met- re ulduğu takdirde servete kavuşaca- ğim. On bir yaşıma bastığım gündenberi jrata kaçmıyorum. Benden küçük olduk-! babam namıma olarak her sene 50 dolar ları halde benden çök daha fazla yiyen-| M (Ter mevcuddur. Behce nazarı dikhte_a.'ımhr herhalde daha uzıyacağım ve si- On |Jınacak nokta şudüur: İnsanın iştihası bo- 5 annem elleri| yuna göre değil, fakat mkletine göre nl- ile omuzlarıma yetişemiyordu. — Bizleri | malıdır. 1,95 boyundaki âdam 1,70 boyun- gezmeğe götürebilmek için babam eski 'Gaki adamdan bir misli fazla yemelidir. bir kamyon aldı ve onda lâzım gelen ta-| pava yatırır. 19 yaşındayim. 25 yaşına görta ücretinden istifade edeceğim. Bu saadetlere erişmek için kendimi çok iyi besliyorum. Bütün Ümidim bunda çünkü. Her sabah saat onda vücudümün neşvünemasını temin için kuüvvetli ilâç- lar almaktayım. Boyumun — uzamasını yalnız doktorlarla, yemek yemekle te- min eylemiyorum. Ayni zamanda beden bulup ta çocukluğumu geçirmiş olduğum | çenlerde (Şikago) ya davet edilmiştim. | terbiyesine büyük bir yer: ayırıyorum. LEN SENE GİDENi ARATTIRACAK Mi? ayattan bir şene daha geçti; insanlar bir sene daha - ihtiyarladı- geçen senenin mezarına gömdü- triye yaşıyan insanlar, her günü- şey değil. İsa peygamberin doğ- Sağ yana- n yalnız isim ve silâhtır; ar- şişkinlikten patlıyacak zannedi- Ayni fesad, hâlâ hepimizin haya- xa nasebetlerde Habeşistan yarası henüz ka- panmış değili İspanya yarası, her da- kika gangren olmak istidadile, hâlâ, ayni ir; ç |Balde, açık duruyor. Bütün bunların üs- »|tüne, 937, Çin yarasını da ilâve etti. Ev- | velkiler, yalnız Avrupanın sulh ve emni- yeti bakımından tehlikeli olan yaralar- dan ibaretken bu sonuncusu Asyayı ve Amerikayı da sarmaya başlıyan bir ille- tin, Salvarsan'ı bulunmıyan çıbanı oldu! Katolik, protestan, anglikan, bütün hıristiyan Avrupa için en mukaddes ge- ce olan Noelde İspanya, belki de bütün bu vatandaş harbinin en kızgın mücade- lesini yaptı. 937 yılı, bütün tarihin şimdi- ye kadar hiç tanımadığı büyük bir rökor gördü: Japon orduları, Çinde, Avrupa- nın yarısı kadar bir toprak parçasını, dört ay kadar kısa bir zamanda istilâ et- tiler. Birkaç defa yüz bin Çinli öldü; kim bilir ne kadar insan sıkat kaldı, ne kadar Kkamyon ile de gitmek imkânsızdı | Her sabah arkadaşlarımdan biri' ile icab ubahs bile olmazdı | eden hareketleri yapıyorum. Hergün bo- ğımı düşünüp durürken bir şi-| yumu ölçüyor isem de farkışancak bir ay memuru bana doğru geldi ve|sonra anlıyabiliyorum. 20 milyon dolar ve 10 dolar Mukavelelerim mucibince alacak oldu. . ğum on mülyon dolarla sigortalardan ala- cağım on milyon (dolar doğrusu iyi çey- lerdir. Bundan başka da arkadaşlarım ile de on dolara bahse tutuçtum. Bunu da kazanacağımı umuyorum. Büyümek için ne yapmalı?... Size hayatımın bütün sırlarını döktüm. Şimdi de boyumu ne suretle uzatmakta olduğumu anlatacağım. Sabahleyin uya- nır uyanmaz üç buçuk metre uzunluğun. da bulunan Şatağımda uzanıp durürüm. Mümkün olduğu kadar yatağımda yahud yerde sürünürüm, gerintrim. Bu hareket- Ter bir saat devam eder, Yarım saat isti- nesi) evvel, dört yüz nesil evyel ne idiyse |sun, bilâkis genişledi. Enternasyonal mü. |ev ve ocak yıkıldı, ne kadar mamure ha- rab oldu! Hülâsa, 997 genesi, kendindea evvelki- lerini aratân bir sene oldu. Bugünkü sükünete aldanmayın! 938 senesi ne olacak? Şimdi, insanlat bu sualin korkiımç ihtimallerle dolu ce- vabları karşısında tiril tiril titriyorlar. İstikbale karşı kehanet iddiasında bulun. mamakla beraber, derhal diyebiliriz. kl 938 senesi de ondan evvelki seneden daha talihli ve daha mes'ud bir sene olacak değildir. Bugünkü sükünete bakıp aldanmıyd. ha. Yeni senenin Amerika için büyük iktısadi tehlikelerle dolu olduğunu gös- teren alâmetler bir değildir; Avrupada, şimdiye kadar ortaya atılmış olan mese- lelerin hiçbirini halletmiş olmadığı hal. de, bir yandan burların yenilerinin çık- makta olduğunu görüyor. Senelerdenbe- Ti devam eden diplomatik mücadele, her iki tarafın daha kuvvetli ve daha vazıh — vaziyetler alması şeklinde, 938 senesinde de devam edecektir. Bagünkü sükünet zahiridir. Bu sakin havanın öte tarafında yeni fırtınalar hazırlanıyor; yeniden, en- ternasyonal politika pehliyanları birbira lerine hücum edecekler ve, hütün kuvs vetlerile, bir daha kapışacaklardır, Bütün iş, şu bugünkü dünya nüfusunu, erkek veya kadın, helecan içinde tutan korkunç ihtimal, bütün milletleri tırpas» nanın tesir sahasına alacak bir harbın çı- kap çıkmıyacağıdır. Böyle bir harbin çık. ması için her şey hazırdır; onu meneden yegine kuvvet, onun ifrit gib: açılan ağ- zına Jokma olacak insanlardaki korkü- dur. Fakat, görüyoruz ki, insanlar, bazan istemiye, ateşle ölüme karşı atılıyorlar. İşte, bütün mesele buradadır: 938 şe- bu korkuyu da unutuyorlar ve istemiye- â yahat ederim. Tavanda bir halka vardır.| nesinde insanlar, bu korkunun hududu. O halkaya srasıra asılırım. Sonra banye- ya girerim. Banyomun uzunluğu üç met. nu aşacaklar mı? Aştıkları takdirde dün- yayı birbirine bir daha girmiş göreceğiz. Te yirmi santimdir. banyoda dahi bir saat | Körku insanların cesaretlerinden vo küş. Kkalırım. Birkaç hareket yaptıktan sonra| tahlıklarından daha kuvvetli geldiği tak- kahvaltımı alırım. Ondan sonra da (üni- versite) ye gider, derslerime devam ede- rim. Hayatımda hiç koşmadım desem ya- lan söylemiş olmam, Ne olur ne olma: diye koşmaktan kaçınıyorum. Doya doya yaptığım spor yüzücülüktür. Diğerlerini doktorlar bana menettiler. İşte sizlere içimi döktüm... Benim ka- dar uzun boylu olmamanızı temenni e-|talihi, kara eli ve ateşli urnaklarile bu derim. Kolay değildir. İnsan kendine|piyangonun dolabını mutlaka çevirecek- «malik, olamıyor.. keltlşak a ai yaaı Fdi dirde de harb tehlikesi atlatılmış olacak değil, belki de hazırlık devri uzatılmış bulunacaktır. Harb, insan nesilleri için çekilme tari- hi tammam tayin edilmemiş olar bir felâ- ket piyangosudur. Ya 938, yahud, onu ta« kib edecek sene, beşeriyetin kara yüziğ tir! L d iein Böle e AA A SA

Bu sayıdan diğer sayfalar: