10 Ocak 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

10 Ocak 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

OTOMOBİL z enginin parası züğürdün çene sini yorarmış. Otomobillinin o - tomobili de şimdi benim kafamı yoracak.. * Otomobil, her şeyden ziyade kadın #apkasına benzer; bir senenin modeli, se- ne geçince demode oluveriyor. * Otomobile karşı büyük bir hürmetim yvardır. Nerede görsem durur, geçmesi İiçin ona yol veririm, * Bir otomobil reklâmı gördüm; «ÂArz sarfiyat yaparı «İdaresi ga Kendi . — Kadin olsaydı, dedim, hiç düşünmez; derhal nikâhla alışdım. * Sakın sokakta yürürken: — Piyango çarpsa da bir otomohi sam! Diye düşünüp dalı iz, piyangodan evvel otomobil çarpıverir de.. * Yeni zengin otomobil alacaktı, sordu lar: — Kaç beygirlik olsun. Cevab verdi: — Dört kişi bineceğiz! * Hususi otomobil bir kadına çarpmıştı. —bı nları biliyor mu idiniz? — Polisler koşuşltular: — Neye korna çalmadın! Husustf otomobilin — sahibi llıukı-.ı. | — Karım otomobilde idi, dedi, korna çalmış olsaydım, sokakta gördüğün ka - dınlara kornayla işaret veriyorsun değil mi? diye söyleme bırakmıyacaktı. * - Dünya güzeli bir kadının kullandığı otomobilin altında kalmayı isterim. Dedi, Güldüm: — İçinde olsan d * Bir dostumun otomobili boynunu mı fena?,, var, iki üç günde bir ayrı bir renge boyanıyor, me- | |rak edip sordum; anlattı: | — Karımın otomobile bineceği günler- de boyatıyorum. Otomobilin rengiyle İgiydiği elbisenin renginin birbirile ayni olmafını ister de... | | | | mimin; benzini, pardon mürekkebi bitt Burada fren yapıp duruyorum, pardon burada yazımı kesiyorum.. de dim. * - Otomobile binmiştim. Kendimi bi - zim mahallede zanr Tdim. — Neye? — Otomobil radyolu idi de.. * nek İste - Dünya aya gitlikçe yaklaşıyor IDL'ny:;nın en büyük top mermisi| Dünya Tle ayın (384) bin kil, re kadardır SÜT DAĞ (18000) kilometre- ye tenezzül ettiği gün, kürenin ha- Tareti ve rütube- tinin tesirile kamer tahallül ede - cek ve kısmen kaybolacaktır. Bunun ne- ticesi olarak, arzımız da bir hayl! zarar- lara uğrıyacağı, bir takım yıldızların dü- peceği muhakkak sayılmaktadır. -Fakat bu bâdisenin tahakkuk edebilmesi, mik- darı tayin edilemiyecek kadar çok lere bağlıdır. Onun için endişeye ka) mayınız, * En büyük elmas U / Dünyanın en büyük elması Lon- XX ///4 dradadır. Adı (Yönker) dir. Bu elmas bir şirketin mahdır. Bunu sat- mak için birçok teşebbüslere giriş- miş, fakat çok pa- halı olduğu - için gsatamamıştır. Bu yüzden, bu elmas “#çin sigorta ve muhafaza masrafı olarak her sene (300) İngiliz lirası masraf edil- mekte ve bu para, bittabi, kiymetine bin- mektedir. aa İlns GÖNÜLİSLER Muhayyer Evlilik olmaz Anadolu Z. Z. imzasile mektub ya - dan okuyucum, otuz yaşındadır. Bir kaç kere nişanlanmış ve nihayet evle. nebilmiş, evlendiği kızı kendisine an- Hesi bulmuş. Okuyucum diyor ki: «Bu kız benim âyarım değil, tahsili yok, görgüsü kıt, bilgisi mefkud, ruh inceliklerinden bihaber, yapma bebek gibi oturup duruyor. Evliliğimizin ü - Çüncü ayındayız. Artık varbığile yok- luğu benim için müsavi oldu. Kurtu - luş ve saadet nerede?» * Okuyucum mektubunun sonunda bir — y evvel bana bir mektub daha yaz - Dünyanın — en ük top mermi- lyevm Muk kullanılmak değil, bir âbideyi süslemek için tüsi sürette yapil- miştir. Boyuü (21) metredir. * Dünyanın en zengin pire koleksiyonu kimdedir? Dünyanın en zengin «pire» koleksiyo- nu, Amerikada zengin Rotshild ailesinin malı imiş. Tuz istihsalâtı ıslah ediliyor İnhisarlar idaresi, tuz istihsalâtını da- ha zivade arttırmak için fevkalâde tedbir- ler almağa karar vermiştir. Bu tedbirlere göre ilk defa istihsal vesalti mümkür ol - duğu kadar ıslah edilecek, bu suretle tu- zun daha ucuza mal edilmesine çalışıla - caktır. Bu çalışma hüsnü n takdirde maliyet fiatınır bette piyasadaki satış fiat niden tenzilât yapılması muhtemeldir. Şarap fatları ucuzlamıyacak İnhisarlar idaresi şarap satışlarını art- tırmak gayesile fiatlarda tenzilât yapı - la hakkında çıkan bir rivayet üzerine alâkadarların bu husustaki malümatına müracaat ettik ise de hali hazırda böyle bir şey düşünülmediği gibi, şimdilik im- kânı da olmadığı bildirilmiştir. i SA dığını, ona cevab vermediğimi ilâve ediyor. Okuyucumun mektubuna ben — bir ay evvel bu sütunda cevab vermiştim. Belki o günkü gazeteyi görmemiştir. O vakit söylediğimi tekrar edeyim: Okuyucum çocuk değildir. Otuz ya- şına gelmiş bir insan olgunlaşmış in - san demektir. Evleneceği zaman dü şünür, taşınır, ona göre evlenir.. Ev- lendikten sonra evlendiğim kadın be- nim âyarım çıkmadı, demek manasız bir sözdür. Muhayyer evlilik olmaz. Okuyucum karısından kurtulmayı de- ğil, ana bağlanmayı düşünmelidir. Onun fena tâaraflarını göreceğine, biraz da iyi taraflarını görmiye çalışsın.. TEYZE Otomobilimin, pardon dolma kale -| - SON POSTA KADIN Soğuğun cild Evat, bozar. Onun deriye yaptığı fena- İlik bir değil, birkaç tanedir. Bunların en u gelir: Soğuk, deriyi kurutur, en vaktinden önce bü- Bu kuruluğa ka ır. İste gelecek tek ilâç yağ- , İster nebat yağı( Esa- an deriler için hayvan yağı da- Una iyidir. Yağlı cildliler ot yağlarını ter- cih etmelidir. İsi rülür sürül kadar n miye ye Bu, onun yağa ne u açıkca göster- ister çal Maamafih ik içsi isterse geç, lanolia a kuru cild- liler için- en mükemmel bir koruyucudur. Zaten hayvan yağlarını uzv yağlardan çok daha çabuk « Lanolin'den olarak (axönge - â yi soğu; önünü Nebati yağlara gelince: Zoytınyağı en kuvvetlisidir. Bademyağı daha hafiftir. Daha yağhlı cildlere sürülmelidir, Derileri pek yağlı olanlar bun! rine besleyici bir tuvalet şütü mi sürmelidirler. Bu bir. yığın şeyden hangisini cildinize daha iyi geleceğini an- cak deneyerek, derinizi yakından anla- mıya çalışarak bulabilirsin!z. hakkık birinden biri işinize yarıyacaktır. Gençli- ğinizi, tazeliğinizi korumak istiyorsanız onu araştırıp bulmalı, kış boyunca kul- lanmı eya kre- * | kanmalısınız: 1 — Dışardan yaklaşmakt. 2 — Sıkıştırci su veya kremleri fazla kullanmaktan, $ — Çok sıcak, veya çok soğuk su ile yıkanmaktan, gelir gelmez sobaya Her kadın bilmelidir? Halı seccadeler nasıl güzelleştirilir? Haftada bir kere muşambalı, geniş bir yerde ters tarafına serilmeli. Arka yüzü soğuk suda ıslatılmış bir süpürge ile iyi- ce süpürülmeli, Yüz tarafı tozsuz, beyaz bir bezle oğulmalı. Olduğu yerde yirmi dört saat bırakılmalı. Üzerindeki tesiri lanolin'i sü- | Bundan başka bazı şeylerden çok sa- | 4 Bugünkü Alman tiye trosu Alman Devlet tiyatrosunda iki gece seyrettiğim başka başka iki eser, bende yekdiğerine çok zıd kanaatler uyandırdı. Acaba bu büyük farkın sebebi ne olabilir? Yazan: Vasfi | Bir gece Berlinin bir tiyatrosundayım.. «Dasgrose Welttheater» isminde bir pi - İyes oynanıyor. Felsefe ve fikir eseri ol- duğu için iddiasını iyice kavrıyamıyu - ırum. Yalnız, oynanış, mizansen, ışık, de- |kor ve kostüm seyircisiyim. İşte unuta - yacağım bir gece... Üzerimde bu ka - | dar büyük tesir bırakan bir temsil daha seyretmedim dersem mübalâğa etmiş sa- | yılmam. Perdenin açılışında bile bir asa- İet, ışıkların yanışında bile bir zarafet var. Tavandan azzam bir avize iner - | ken, ışığın yavaş yavaş sahneye yayılışı, giren aktörle beraber bir projektörün dekorların tanzimi, — elbiselerin İnsanı daha ilk adımda ken- hare rejisi bir san'atla işliyen Ya o müziğe uyarak şarkı kârlar? Koronun azameti? iyen san'at Hepsinin de sesi güzel. Hepsininki de opera sesi, Her- | kes te öyle güzel oynuyor ki. döndüm. Bunların topuda mı san'atkâr? Şaşkına büyük Dilenci ne güzeldi? Yeşilli kadın ne güzel konuştu? Palyaço kılıkhı -adamın monoloğ söyleyiş tarzı ne harikulâde idi? Ya o ölüm timsali? Ölüm tablosunun ter- tib edilişindeki incelik? Işıkların ustaca idaresi; temsilin kıymetini arttıran bir varlıktı... * İkinci bir gece, ayni Alman milletinin, ayni büyük şehri olan Berlinin daha bü- yük bir sahnesinde temsil seyrediyorum: «Devlet tiyatrosu» nda; Vefik Paşa mer- humun «Molyer» den adabte ettiği «Me- raki» komedisinin almanca tercümesini oynuyorlar. Merak içinde kendim. ti - yatroya attım. Ben bu komediyi gençli - aberi oynardım. Beni tanıtan, göze ra sebeb olan Tümız rolü de bu piyesin içindeydi. Eseri baştan aşağı, â- deta ezber bildiğim, arkadaşlarımın da nasıl büyük bir muvaffakiyetle oynadık- larını unutmadığım için, temsilin seyri benim için güzel bir ziyafet olacaktı. El ilânıma baktım: Bir kaç gece evvel o eş- siz temsilde gördüğüm büyük san'atkâr- ların da bunda rolleri var. Tiyatroda gü- celen bir yer bulabilmiştim.. Her taraf tıklım tıklım dolu.. Piyesin oynanışı da, Rıza Zobu Yir Ayatro sahnesi tarihi şeklinde olacak.. Tıpkı Molyer 5” manında olduğu gibi perde aralarında * zamanın orkestra parçaları — çalınacalir sahnede balerinler dans edecek. öyle bir ziyalet ki, deme gitsin. Saat tâff sekizdi: Yerime oturmuş! z bu * çukta müzik başladı. Müzikten sonra pef” de açılmıştı. Dekor enfes, ışıklar mükenit mel, Peki, nedir o «muhayyel hatta» nifl hali? Hamallar kâhyası gibi bir adaml İri, göbekli.. o kadar da gür bir sesle kü* nuşuyor ki. Halbuki mütemadiyen «<te: » yapr |tıran, yaptırdıkça kuvvetten düşen, balt siz, mecalsiz, öksürüklü, tıksırıklı, kendf kendini zorla hasta yapan bir adamdifi * Ah Behzad neredesin? O, perdenin başıfle daki monoloğu ne güzel bir sesle söyler * di. Nasıl ıztırab çeker, nasıl derin ve K&t sik nefesler alırdı. Monoloğa tek gület olmadı. Halbuki Behzad söylerken saloli” dan kahkaha sesleri kulağıma gelirdi. Pir yesin en büyük kahramanlarından bifi olan hizmetçi geldi. Canım Madam K* nar neredesin? Değerli san'atkâr, bu r0* Ki, Şehzadebaşının harab, yıkık, dekole suz, ışıksız tiyatrolarında nasil içten, nü* #l duyarak çandan oynardı. Onun, efen* disile sinsi sinsi bir alay edişi, hain ks* rısının aleyhine, iyi kalbli kızının lehle ne işi bir idare edişi vardı ya hani? Ak man devlet tiyatrosunun büyük san'at * kârında bunlar nerede?.. «Damız Lineti» geldi. O ne sahte eda? O ne kötü okuyuş? Sesindeki sakalet; h* ni o tavırlarındaki zarafet? Allah rah « met eylesin sana Küçük Kemal!, Sefir şark diyarının, salâş tiyatrolarında yeti* şen, utanmadan <alaylı» denilen san'at * kâr! Yanımda olub da, garb âleminin €8 |medeni merkezinde, sıkılmadan «mek * |tebli> dedikleri hokkabazın maskaralık- İlarını görmeliydin!.. Piyesi baştan aşağı seyrettim, kârane oynanan ne bir meclis var, na d€ oynıyacak bir aktör, Bizde kahkahalarla gülünen bu canım kömediye, tebessüm edenler parmaklâ gösterilecek kadar az. Oynıyanlar acemi aktörler değil. Bunların bazıları geçeti geceki piyeste birer dâhi gibiydiler, Şim” di ne olmuş bunlara? Sanki ağız birliği (Devamı 9 uncu sayfada) | Bacaksızın maskaralıkları : Zırhlı otomobil I

Bu sayıdan diğer sayfalar: