21 Şubat 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

! ""_&ühol Pekı_ ya Draveski bu garsonun fa- İ n haberdar olursa senin için | iğ“%şen yalnız kendi vaziyetimi kur- | 093 mecburum!... w Lha;îda Olanda sustu. Çünkü oturdu- İ M Odanın kapısına hafifce vurul- İ.Çeriye mavi gözlü, kırmızı | G , Sörkin, başı saçsız. bir. adam | o, ”i görünce tereddüd etti. : , îknda bu adama: Tz Gfllrîiz, geliniz.. Mösyö yabancı- K %îîmdır.. ne haber? Un bozuk bir ingilizce ile: h’hı-e fs hazretleri yarım saat evvel l Dedi ile hareket etmişler, 501 . _tğuîndflnm birdenbire sapsarı kesil- Lw xHEOrdm; iR” öreket mi etmiş? Gece yarısı mı? Ç l __»ye bağırdı. İ , ”S, madam!. | ___-Nşaha nereye? k:îlîesef kimse bilmiyor. Öğren- | i Ölan bil olamadı.. ıi.gh_ıpehîda__beyninden vürulmuş gibi ka- D B h üzerine çökmüştü. Bir müd- —!ğ.q_ îarl bir halde öylece kâldı. Son- SI y_,ta'_Plşkin bir tavırla duran kır- O Ç Hü garsona: İ Diyemm Mösyö dışarıya çıkmadı mı? X Pe Yır, madam.. dairelerindeler... l hşm_%n teşekkür ederim.. Çıktı, Olandayı ve beni selâmlıya- i e | hyotâîa feci bir bakışla yüzüme ba- | %hğMonte Karlo'ya hareket ettiğine j 11 %ğt, Yok.. diye mırıldandı, Takib ede- ı l | Ha < TFetle sordüm: O Şelik kralını mı? hım aşka Çare yok!,, Evet, çelik kra- | '%a'bî îışa bir müddet düşündükten Vüz oâr sendeki plânları.. dedi, Dra- — Ayaşıları görmek istiyor.. Üşmer “Pdal”Ben de Draveski ile gö- .0 €K isterim! Hüi İnğm dğnglğ"denbire heyecanla bana * ı -* y : w 4 h tüz ! diye bağırdı. Merak etme, daş k Mda şübhe edeceğin müddet Bi ia_acak değilim!,, TR N 'âl" 8örüşmemi istemiyorsun? e irSefer dünyaca mühim olan &h n Mesele peşinde olduğu için H Mi meı_heŞEUI olmaâk isteyenlere karşı İ aç Smetli hareket etmez!.. F NN Heda mı? . . h’&q (kîm' höy!edir.. bilhassa Draves- &'Çok Fa gölge) şöhretini bilirsin. % (kgarıb şey, Olanda!, Peki, Bu İ T bi şar Ü &ra gölge) lâkabı nereden ge- & gm“mf harbden.. ıh:;îYunîmı harbde ne yaptı ki?.. Üğini », Eralı Kostantinin zehir- S Ha, İ$ittin miydi? kıdedîle:'eveğ"' Galiba maymun ısır- Mti ' Midyeden zehirlendi dedi- M Draveskinin işidi . şidir o, Bu %Oı_nn ğ adan aldı. kıı,k“% bunu söyleyip plânları aldı ) h!llgbir ş Salondan çıktı. Orada, şaş- 0 * Ve &, © Kaldim. Hayatımın en ka- i nuîîee oîî buhranlı gecelerinden biri aç Beçer lür diyebilirim. Zira eli- 'Ö, 'Etle -nğeçme*_z dünyanın en büyük üfh bu mel'în hıı:ine bizi sahib etmiş &a çi SN ılıı plânlar bizi şimdi ken- h,ı_ _kim 0 a almış, mukadderatımı- b[titrö'st Maya başlamıştı. Meçhul — Bekti faraftar Ki e Dolçiyet, her biı İler n bizi ölümle tehdid et- b . Yüza ” üm P birinin de müdhiş TRL kabağgzğ vardı. İngilizin (Nev- Cüm a: € Söylediği sözler zihni- ' y Orlardı: «Zaten bu plân- |tilâf da esasen bu meseleden doğmakta- bazı devletlere âlet olan bir müessese ol- “İfşa eden idam olunur!,, f Harb sanayvi casusları arasındaki mücadele Olanda ne yapacaktı? Bu vaziyetten sıyrılabilecek miydi? Yoksa hayatımız müdhiş bir âkıbete doğru mu gitmiye mahkümdu? Olandayı, birkaç saat ev- vel kendisi için servetler teklif edil- miş olan bu kadını, demin öldürmek için silâhla üzerine yürümüş olduğum bu kadmı böyle bir anında terkedebilir miydim?., Bu buhranlı düşünceler arasında O- landanın plânlardan getireceği haberi , * TA gel m tayyare meydanına gitmek üzere erkenden hazırlanırken otelde vukua | . *n bir hâdise bana ne kıratta insanlar arasında olduğumu bütün dehşetile “rdaha göstermiş oldu. Gece bize hizmet eden garson ölü olarak bulunmuştu dim, Plânların elimizde kalmış - olan kısmından acaba bir ümid var mıydı? Heyhat! Zira beş dakika geçmeden Olanda elinde plânlar ve perişan bir halde geldi. — Bunlar hiçbir işe yaramıyor, mah- volduk. diye kendini koltuğuna atti. — Hiçbir işe yaramıyor mu? — Hayır... — O hâlde? büyük bir merak ve heyecanla bekle- — Arkası vtar — Hitler tam üç saat söyledi (Baştarafı 1 inci sayfada) Müstemleke meselesi Bundan sonra harici siyasete geçen Hitler, nutkuna şu suretle devam etmiş- tir: «— Bizi en fazla alâkadar eden mese- le, tabil bir hakkımız olan müstemleke meselesidir. İngiltere ile aramızdaki ih- dır. | Biz kredi istemiyoruz. Talebimiz, eski müstemlekelerimizin iadesinden ibaret- tir. Ve bu taleb münakaşa kaldırmaz. Milletler Cemiyeti Milletler Cemiyetine gelince, bunun duğunu bildiğimizden, oraya avdetimize imkân yoktur.> İspanya meselesi Hitler müteakiben İspanya meselesine ve komünizm tehlikesine temas ederek, demiştir ki: «— Âvrupa medeniyetini tehdid eden en büyük tehlike komünizmdir. Bunun her hangi bir memlekette Şerleşmesine tahammül edemeyiz. İspanyaya karşı gösterdiğimiz alâkanın- yegâne sebebi de budur. Biz nasyonal prensiblere dayanan bir İspanya görmek istiyoruz. Orada çar- pışan İtalyan ve Almanların gayesi bun- dan ibarettir. İspanyada toprak iddiamız yoktur. 1922 senesinde İtalyayı komünistlikten bizzat kurtaran Musolini, muhakkak ki Avrupa medeniyetine en büyük hizmet- te bulunmuştur. Bu hususta tamamen hemfikir olan İtalya ve Almanyanın, ay- Japonya mağlüb olursa Komünist fikirler ile mücadele etmmek seviyesine henüz yükselmemiş olan Çine karşı harb eden Japonyanın mağlübiye- tinden yalnız Sovyetler istifade edecek- lerdir. Halbuki Japonya, kuvvetli bir em- niyet unsuru olduğu gibi, komünizmin â-ayılmasma karşı da büyük bir engel- Ir.s Avusturya meselesi Sözlerini bilâhare Berchtesgaden mü- ılîâikatına intikal ettiren Hitler, demiştir «— Geçen hafta, davetimi kabul ederek Berchtesgaden'e gelmiş olan Avusturya Başvekili Sehuschnigg'e alenen teşekkür beyan etmeği bir borç bilirim. Kendisile yaptığımız mülâkat esnasın- da bütün beynelmilel meseleleri gözden geçirdik ve bu arada Ayusturyalı nazile- rin vaziyetini de müzakere ederek, ser- bestilerinin iade edilmesinde mutabık kaldık. «ÂAynı ana baba evlâdları» Avusturyalılar ve Almanlar, hududun hangi tarafında yaşarsa yaşasınlar, ayni ana baba evlâdıdırlar. Başvekil Sehusch- nigg'in de bu kanaati beslediğinde şüb- hem yoktur.:» 4 Alman ekalliyetleri “Hitler ayrıca, milli hududları haricin« de yaşıyan ve adedleri on milyona baliğ olan Alman ekalliyetlerin vaziyetine de temas etmiş ve bunların hukukunun ta- nınmasına ehemmiyetle işaret etmiştir. Hatib, Almanyanın Fransada hiçbir toprak iddiası olmadığını söylemiş ve Al- ni duyguları besliyen Japonya ile birlik- te hareket etmeleri pek tabiidir. Yabancı ve yalancı manyanın Mançuko hükümetini tanıdı- ğinı da ilân etmiştir. * telkinlere yer yok (Baştarafı 5 inci sayfada ) li bankaların kurulması medeni kanunların konulması, mekteblerin, Üüniversitelerin ve enstitülerin — açılması, —dil tarih — ku - rumları kongresi, siyasal sosyal ve husüsiyle ekonomik hayatta - gö - rülen eserler ve ilerlemeler — ve nihayet en| başda olarak Milli Müdafaa — kuvvetimizin cihanın şartlarına ve hududlarımızın — icab ve ihtiyacına göre arttırılması hep bu mem- lekelin ve bu devletin müstakil ve hür ola- rak yaşayabilmesini temin edecek — müsbet ve reel esaslardır. eAlkışlar» | Buna halkımızın istihsal ve istihlâk se - viyesinin artması ve büyük kütlenin modern bilgilerle aydınlanması ve köylümüzün kal - kınması ve her Türk ferdinin ve allesinin re- fahla yaşaması gayesini de ilâve etmek icab eder, Halkevleri de bu inkılâp kurumların - dan biridir. Atatürk inkılâbı ' Menfi muzir elemanları memleketin ve milletin bünyesinden çıkarmak, atmak bu memleketin — ve milletin — milli — seciye - sini koruyarak müsbet ilmin ve modern tekniğin bütün İcablarını tatbik etmek ve Türk milletini tarihte lâ - yik olduğu yüksek hayat ve medeniyet se - viyesine çıkarmak, istihsal sahasında bilhas- sa nüfusda kemiyetle beraber keyfiyeti de arttırmak, işte, Türk devletinin kurumunun. ve Atatürk inkılâbının gayesini hülâsa e - den esaslar. Cihan buna Kemalist rejimi diyor. Biz Türkler büna Atatürk inkılâbı diyo - ruz. Ancak ve ancak bu iİnkılâbın ve pren- siplerinin memleketimizi koruyacağına ve istiklâlini kurtaracağına geçmişteki, etra - fımizdaki ve önümüzdeki binbir misal ile İ- nanıyoruz. Milli vazife Türk inkilâpcıları ve münevverleri halk içinden yetişmiş ve halk içinde kalmış halk adamları ve halk çocuklarıdır. Halkın ihti- yacını, memleketin duüygusunu halk kütlesi içinde yaşayanlar bilir. Bizim halkcılığımız ne İnsani bir hissin şefkat ve merhameti ne lâkni'lnı astirannlrtir ». Türklerde zümre, cemaat, sınıf farkı yoktur. Hepimiz — büyük kütle - nin — bir vazifesini — almış — adamlarız. Bir çiftçi, bir işci, bir doktor, bir hekim, bir san'atkâr, bir meb'us, bir vekil milli ve İçti- mai çalışma hayatında hissesine düşeni yap- makla mükelleftir. Milli vazifede — şeref ve mes'uliyette hepimiz müsaviyiz. «Alkışlar» Memleketimizin bugünkü ikbal ve istik - balini ve hürriyetini ve hususile İstikbalini bütün milletce Atatürk rejiminin tatbikinde görüyoruz. Ve bunu takib ve tatbikde ken- di viedanımıza milletimize — ve vatanımıza karşı söz vermiş bulunuyoruz. Milli rejim Büu rejim milli ve realist bir rejimdir. Tek niğin yabancısiI olmaz, önu nerede — bulsak almak bizim için bir borçtur. Sosyal ve siya- sal ilimlerin ve bilgilerin esası behemehal milli seciyeye dayanmalı ve milletin reel menfaatlerine uygun olmalıdır. Bu siyasal ve Sosyal ilimlerin her yerde vasfı esasisi milli olmaktır, | Yabancı telkinlere karşı Yabancı telkinlerde behemehal o yaban- cı memleketin menfaati hâkimdir. Memle - ketimiz bu kadar esaslı ve metin bir ikbal devresine girmişken iİstikbalimiz ve hürriye- timiz maddi ve manevi kuvvetlerle emniyet altına alınmışken büründükleri vasıflar ve gösterdikleri gayeler ne kadar aldatıcı olur- sa olsur haricden gelecek telkinleri dikkat ve ihtiyatla telâkki etmek ve böyle rejimi - mize aykırı ve yabancı telkinlere ajanlık, çığırtkanlık, dellallık edenlere müsamaha ve müsaade etmemek hepimiz için milli bir va- tan borcudur. «Alkışlar» Gençlere Efkârı umumiyemiz ve bâhusus yarın bu memleketin ikbaline ve İstikbaline hâkim o- lacak gençlerimiz, membaı meşkük maksadı mağşuş her biri ya ferdi bir iğbirarın ya şah- si bir menfaatin, yahud bir inkisarın ve her hatde derin bir gafletin veya nankör bir ih- tirasın esiri olarak millet birliğini çekemi - yen bedhahların ve bedbahtların tesirinde (de bir görenek ve heyes icabıdir. Zaten biz Eaınm_ııtu. Böyle yabancı ve yalancı tel - evlr merasimle (Baştarafı 1 inci sayfada) kiyenin her tarafındaki 209 halkevinde merasim başlamış, her evden nutuk Tad- yo ile dinlendikten sonra halkevleri bay ramı kutlulanmıştır. Mevcud 167 haike- vine ilâveten de 42 ev daha, yeniden me- rasimle açılmıştır. " Bunlardan üç tanesi de şehrimizde - dir. İstanbulda yeniden açılan halkevle- ri, Fatih, Eyüb ve Bakırköy halkevleri - dir. Dün, Fatih Halkevi, Saraçhanebaşın - da, Fatih parkı karşısındaki binasında sa at on beş buçukda merasimle açılmıştır. Merasime, itfaiye bandosunun çaldığı is- tiklâl marşile başlanmıştır. İstiklâl mar- şından sonra, radyo ile Parti genel Sek- reterinin nutku dinlenmiş, müteakiben, İlçe başkanı Cemaleddin Fazıl Erten bir açış nutku söylemiştir. Başkan, bu nut- kunda, Fatihin İstanbulun nüfusca en mütekâsif bir yeri olması ve gençlerinin sayısının çokluğu itibarile halkevine çok muhtaç olduğunu tebarüz ettirmiş, muh- taç olduğu eve bugün kavuştuğunu söy- lemiş ve nutkunu şu cümleyle bitirmiş- tüt — Ulu Önder Atamızın her işareti bir kurtuluş kaynağıdır.. Arkadaşlar, münev verler, gençler, haydi iş başına!.. — Cemaleddin Fazıldan sonra Halkevi Başkanı Sırrı Enver Batur da «Halkev - lerinin maksad ve anlamı» mevzulu bir konferans vermiştir. Halkevinin çocuğu isimli bir şiir o - kunduktan sonra da Mücteba Salâhad « din Or, Halkevinde çalışacaklar adına bir söylev vermiştir. Söylevlerden sonra viyolonist Orhan Borar ve piyanist Ali Said — tarafmdan konser verilmiştir. Bu enfes konserden |sonra davetliler zengin bir büfeden izaz edilmişlerdir. Merasimde Şehir Meeclisi âzasından ve Parti idare hey'etinden Ne- cib Serdengeçti, Ahmed Kara, Belediye reis muavini Raufi ve Fatih kaymakamı da bulunmuşlardır. Bakırköy ve Eyüb Halkevleri de me- resimle açılmıştır. Konserler verildi Dün Halkeyvleri bayramı — dolayısile bütün halkevleri donanmış, gündüz ve gece müsamereler, evlerin musiki kolla - ri tarafından konserler verilmiş, temsil kolları piyesler temsil etmişlerdir. Bu cümleden olarak Kadıköy Halke- vinde Koral hey'eti tarafından dört ses- inin yıldön kutlulandı * . b Yeni açılan Fatih Halkevi âzaları bir arada le istiklâl marşı okunarak merasime başs lanmış, kütübhane ve yayın kolu başkâs nı İffet Halim Oruz bir nutuk söylemiş, spor şubesinin yeni açtığı güreş salonuma da güreş müsabakaları yapılmış, saat on — altıda ar şubesinin tertib ettiği resimi — sergisi açılmış, saat 16,30 da evin temsil — tiyatrosunda lilmiş, kolu tarafından — Kuşdili «Ceza Kanunu» temsil 21,30 da Süreyya salonunda koro orkes a — — trasile çalınan istiklâl marşından sonra — mandolin hey'eti ve orkestra tarafların « dan konserler verilmiştir. Şişli Halkevinde gündüz ve gece me«s —— rasim yapılmış, nutuklar söylenmiş, kons — ferans ve konserler verilmiş, danslı eğ e lenceler tertib edilmiştir. Şehremini halkevinde — de nutuklar söylenmiş, şiirler okunmuş, temsil ve ” a rilmiş. milli havalar çalınmıştır. Eminönü halkevile, dün lenceler tertib edilmiştir. Beyoğlu halkevinde de gündüz ve ge ce, bayram, coşkun ve samimi bir şekile de kutlulanmış, gece, parti kurağında bir müsamere verilmiştir. Beşiktaş Halkevinde de 500 den faz la yurddaşın iştirak ettiği bir müsamere yapılmış, gece de bir balo verilmiştir. Karamürselde Karamürsel (Hususi) — Halkeyvleri « nin yıldönümü burada ve bütün vilâyef — muıntakasında parlak merasimle tes'id & dilmiştir. Bilhassa Karamürselde Halkevi heyecanlı tezahürata vesile ol muş, bütün resmi mehafil, vali, binlerci — halk merasimde hazır bulunmuştur. İzmit Halkevi temsil kolu tarafındar da bir müsamere verilmiştir. Adapazarında Adapazarı (Hususi) — Halkevlerinin — yıldönümü merasimi burada parlak bit törenle kutlulanmıştır. Nutuklar söylem miş. temsiller verilmiştir. Geyvede Geyve (Husüsi) — Halkevlerinin yık — dönümü merasimi burada halkın coşkun tezahüratile kutlulanmıştir. Ceyhanda Ceyhan 20 (Hususi) — Halkevlerinin açılışının altıncı yıldönümü bütün yuürde da olduğu gibi Ceyhanda da çoşkün te « — zahüratla kutlulanmıştır. milletimizin, hususlle yarın memleketin mu- kadderatını idare edecek gençlerimizin yük- sek seciyeleri memleket ve millete bağlılık- ları gelir. Halkevleri Atatürk inkılâbı pren- siplerinin halk arasında yayılması derin - leşmesi ve kökleşmesi için kurulmuştur. Bu itibarla Halkevlerine kültürel yayın ve ko - rum yeridir demek lâzımdır. Arkadaşlar, | Halkevlerimizin Atatürk'ün yüksek gaye- sine uygun olabilmesi için her şehirde, her kasabada bir halkeyvi açılması, halk hatih - leri yetiştirilmesi, bütün münevverlerin Türk köylüsünü ve Türk kütlesini bugünkü mede- niyetin temsil ettiği yüksek seviyeye ve ta- rihte lâyik olduğu mevkle çıkarmasına ça - lışması lâzımdır. Halkevine düşen bu vazife bugün tam o- larak yapılmakta değildir. Çalışmamız ve e« — serlerimiz sizi onun için tatmin edemez de- — dim, Fakat sizin yüksek varlığınız Türk mils — letinin büyük tarih ve istikbali ve müney « verlerimizin millet ve vatan sevgisi ve ni « — hayet Atatürk'ün büyük ideall irşad ve em- ri az zamanda bu gayenin de tahakkuk et — — tEmi bize gösterecektir. Halkevleri ve halk — |evcileri Atatürk'ün ve milletimizin büyük ir- — şad ve emirlerini yerine getirmek için her — zaman İnkılâbın emrindedir. Bugün halkevlerine iltihak eden 42 evin açılması törenini yüksek huzurunuzda kute — larken, bütün halkevi arkadaşlarım namına — derin bağlılık ve saygılarımızı büyük mille- — timize ve onun Ulü Şefi Atatürk'e arzetmeği şerefli ve zevkli bir vazife bilirim., —Siddetli ve vürekli alkışlar— Grip, Baş ve NEOKALMIN Nevralji, —Artritizm, Romatizma Diş Ağrıları, ümü açılanlarla beraber sayısı İstanbulda ona varan di J ğer bütün halkevlerinde merasim ve eğe yeni açilan — 3 ; j N İ 2 a y

Bu sayıdan diğer sayfalar: