7 Nisan 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

7 Nisan 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—a EORLo Lon lif nakil da g muhte Garib ve ina gözlerini dön mex fakat başımı dört tar rala çevi- dranın muht vasıtaların. ünde 962 tane elif cinz eşya u- nutulmaktadır. Demi rden General Bu ismi dragon -bü rünü harb larında ge alan Mon- tün öm « meydan « çirdi. 1000 den fazla harbe gir di. Ve bir bile yaralanmadı. Tek, bir damla betmedi kere olsun ikinei Fransu: kan kay « ctmhi dırmıstar san tacını terketmeğe şeyler üi Bu kayı, distan — ra hibleri gi yer. Resim .ı pıü!cn.l şap Hin bir infilâk neticetinde, he vaya fırlamış ve 25 metre yök> Geklikte bulunan bir vinein der Amerikada hırsızlar bir gece 100 metre uzunluğun- bütün parke taşlarını sö- isminde | YÜP götürmüşlerdir. Melburn Morton bir —işsiz Nuhun gemisine alamadığı bu bay- vam, şeytan mül- telif hayvanların öteberi- lerinden çalarak yaratmıştır. Kuyruğunu ayıdan, burnunu domuzdan, kulaklarını eşekten diger Azasını da diğer muhtelif hay- vwanlardan almıştır. ç, az a » kıllı bir gencim. İş arıyorum> — diye. bir ilân vermiş ve bir haftada kırk yerden cevab almıştır, a n olacağıma, lesini yaz- MşeşeseRARRA senesA AA AAA AA GAS AALAEAA BAA AAA SAA AAA AAA Tarihten sayfalar Koca Durmuşun ölümü * * Yazan: Henüz on sekiz yaşında olan dördüncü Müuradın bazı huyları birer efsane de! tesine çıkarılarak her tarafa yayiliyor - du: — Şöyle kuvvetliymiş! — Şöyle yamanmış!.. — Vezirlere ve beylere dehşet salıyor- Muş! Diyorlardı, Halbuki henüz annesi Kösem Sultanın idaresi altındaydı. Ve o kanlı ve müdhiş işlere henüz başlamamıştı. Fakat bir ve « ziri vardı ki kendisine vezir âenilmek - tense gözü kör ve kana susamış bir cel- lâd demek daha doğru olurdu: Hüsrev| Paşa.. Sadrazam Hüsrev Paşa İrat üzerine şe- fere hazırlanırken âdet olduğu üzere vi. lüyetlere ve sancaklara da hazırlanma -| ları ve askerle birlikte yolunun üstünde- ki konak yerlerine gelmeleri haber veril- Mişti, O sırada Kanyadaki beyler arasında en Meşhüru Koca Durmuştu. Bu adam sek- Sen doöksan yaşındaydı. Gerçekten adıng, UYgun bir adamdı. Kimseden yılmaz; sö- Zünü sakınmaz, merdlikte eşi az bulunur- du. Kanunl Sultan Süleymanın son za « Manlarında orduya girmişti. O z danberi altmış seneden fazla bir zaman devlete hizmet etmişti. Macaristan Ova'e dürından Arabistan çöllerine, Kafxas dağ- darından Dalmaçya kayalıklarına kadar €T tarafta yapılan harblerin çoğunda büu- kunmuş lar bastırmış, tamam — altı manında yaşamıştı. Onun cesareti, mahareti herkesçe ka - Bul olunmuştu. Daha bir iki sene evvel Rumelide bir &dam (Mehdi) diye ortalığı karıştırmış, ir takım soyguncuları başına toplamış, devlete kala tutmuştu. Koca Durmuş bu &sinin üstüne bir yıldırım hızile atılmış, İsyanı bastırmıştı. Bu yüzden sadrazam Hüsrev Paşa da onu sevmişti. Böyle yi « Bitlere elbet ihtiyacı vardı. Koca Durmuş gene herkesten önce ha- hrlanmxşu_ Hüsrev Paşa 9 temmuz 1629 da Üs - Küdardan kalktı. Ordu, her konakta biraz ha artıyordu. Sadrazam da her konak- fa kendisine gelen şikâyetleri dinliyor; Beraskere hüküm vererek asıp kesiyor - du, Herkes yılmıştı. Hattâ bunun için: Gelir ol veziri hunt elinde kılıcı kanlı; Savul ey gönül yolundan ki yamam ge- liştir. bu! | | | Dernişlerdi. tr konaktan çekilip gittikçe korkanlar sadaka veriyorlar, yahuğ kur- N kesiyorlardı. nükşehirde kadı Avni Osman Efendiyi #ikâyet ettiler. Hemen getiriti. Kadılanı Asınak kolay olmadığı için bapse attırdı. ondan Koca Durmuş başını dimdik tutarak sadrâzama bağırdı: «wEcelim gelmediyse senin tehdidin boş yeredi! kanıma girersen mahser gününde iki elim yakanda olacaktır. Yaşım #eksenden üstündür. Vücudümde de din ve devlet yolanda açılmış o 'ar yara vardır. Senin gibi kana susamış b'r zalimin zamanında ölmek de yaşamaktan iyidir.» * Eğer haksız olarak benim Kadircan Kaflı Adamcağız çok geçmeden kurtuldu ama © kadar korkmuştu ki öldü. Konyaya yaklaştığı zaman karşıdan renk renk elbiselerile, haybetli manzara- le, muntazam saflarile Durmuş Bey ta- kımı göründü. Hüsrev Paşa onları takdir- le seyretti. Koca Durmuş Beyi, güzel kar. ıladı Se z SA zmet » ol, elbet bu devlet daha bir çok hi: lerin görecektir! Dedi, sırtını okşadı. Koca Durmuş pek memnundu. Esasen onun kimseden pervası yoktu ki, Eğer ker düzmüşse va - Elbet bunu beğenme. Sadrazam Hüsrev Paşa hemen çavuş- lardan birine emretti: — Koca Durmuş Beye bir hil'at giydi- rin! Hemen getirdiler. Parlak kumaştan ve içi kürklü bir cübbeyi büyük bir hür - metle ota giydirdiler. Koca Durmuş yap» tiğı hizmetlerin mükâfatını görmekle kat kat memnun ve rahattı. Paşaya teşekkür etti ve oradan ayrıldiı. Herkes onu tebrik ediyordu. Hattâ ya- kında paşa olacağını söyliyenler vardı. O zaman kendilerine faydası dokunur diye dalkavukluk etmiye yeltenenler çoktu. Zaten yanında çalışan adamlarla zabitler Bey de seviniroylardı. Çünkü Durmuş paşa olunca onlar da birer ikışer de yükselecekler, onun say ceklerdi. Koca Durmuş Beyin bir düş: di; Yusuf Paşa Yusuf Paşa ortada olup bitenleri derin bir kıskançlıkla seyretmişti. Biraz sonra Hüsrev Paşa ordu masrafını karşılamak n parayı az buldu ve der « yanı Var- üzere ge hal köpürdü. Yusuf Paşa bazı zenginlerin rini verdi. Bunların başında Koca isimle- Dur- muş vardı. — Altmış yıldanberi buner yağmalar- da bulundu. Hele Mehdi isyanında çok para ve mal edindi. İht hırsi artmıştır. Bir nice hazine yapmış « tır. Lâkin gizler, diyordu. Hüsrev Paşa hemen emretti: — Çabuk onu buraya getirin! Koca Durmuşuü getirdiler. İhtiyar adam yeni bir mükâfat göreceğini yordu. Fakat sadrazam kaşlarını çatarak; — Bir nice sayısız mal ve para sahibi olduğun söylerler. Bize hesab veresin! de- di. Koca Durmuş afalladı; para ve malı olmadığını söyledi. Hüsrev Paşa köpürdü: — Doğru söyle! Biz elbet öğrenmişiz - dir. Bize hiç bir şey gizli kalmaz. (Devamı 12 indi sayfada) 1 — Köy bakkalınım çırağı, 2 — Bir cevab alaü bisikletten indi Makinesini — yınca pencereden baktı. seyyar arabaya dayadı ve — Yataklardan birinin üs » kendi kendine: tünde Madam Tomasın — Burada yaşamak çok — kıvrılarak yatmakta oldu « eğlenceli diyerek kapıyı vur. du. ğunu gördü, 8 — Çırak şüphelenerek arabaya girdi. Madam “10masın wücudü kaskatı kesilmişti. Buz gibi soğumuştu. Artık te - davinin bir faydası olamarzdı. Çırak saatine baktı 3,30, Ya- tağın yanıbaşındaki masanın üzerinde bulunan küçük bi gişe ile, bir köğnd gözüne ilişti. 4 — Râğıdı aldı. İki dera baştan aşağı okudu. Sonra yere fırlattığı gibi bisikletine atladı. Soluğu köyde aldı. Şaşıre mıaş olan ustarma: ğ — Madam Tomas kendini öldürmüş!. Dedi. Haber, beş dakika içinde bütün köye yayılmıştı. 6 — Mütettiş bakkal dükkânma - gitti. Bakkal kadının kocasının hizzat 5 — Yarım saat sonra, müfettiş seyyar arahada bulunuyordu. Mahud kâ « Bidi cebine indirdi. Dok - tör, ölümün o gün | ile 2,5 arasında zehirle olduğunu bildirdi. ni söyledi. Ve mü: nin kendi yazdığı pusulayı gösterdi. Müfet - tiş kâğıdı aldı. elile 7 — Müfettiş cebine artığı kâğıdla pusulayı karşılaştırdı, bazı harflern şekline dikkat etti. Aklından bazı şeyler ge- girdi. Dükkândan çıkarken de, çırağı çağırdı ve ona bir sual sordu. 8 — Setan Tomas, tam bir Londra wrenine kapağı atacağı sırada yakalandı ve karakola getir.ldi. Mahuâ kâğıdi ken « dismin yazmış olduğunu tasdik etti, Karısının ülümünden fena halde müteessir oldu. © Mütalca: Fakat müfettişin cevabı kısa oldu ve: «— Sizi taammüden katil suçile tevkif ediyarum!'» dedi, Müfettişin, Seton Tamas'ı tevkif etmekte hakkı vardı. Zira elinde mühim bir deli! bulunuyordu. Bu delil ne idi? Resimlere bir daha dikkat ediniz, bulamadınızsa) Tütfen 13 üncü sayfaya bakınız.

Bu sayıdan diğer sayfalar: