20 Nisan 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

20 Nisan 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

20 Nisan (SON POSTA) NIN DENİZ ROMANI : Birdenbire büyük bir gürültü ve dehşetli bir sarsıntı oldu. Tahtelbahirin arka kısmı suya gömüldü, feryadlar, çığlıklar arasında Safirin burnu havaya kalktı, bir kaç dakika içinde denizin içinde kaynayıp gitti Ayni harekete & ileri doğru Bir defa lursak zamanda da geçel ettiğim suları Hem bu hareketin fayda de şu olur. Bizi tahrip veya imha etse- kamızdaki iki gemi gizlice vermek - İstiş eçıbaşı İle mağa baş- içindek kaptan, ikinci ıanı.ma emi ladı: — Vazife başı: — Herkes yerini alsın! — Hava presörlerini işlet! — Küçük top efradı hazırlansınlar! — Torpido — kovanları dikli Ga Bu kı efradı, ge - üm havası- hi andıran derin b netin hi Bulunduğu küçük dairelerde, anında Yerine getirildi. Mürettebat, sanki şu- Urlarım kaybetmişler, otomatik birer |Ne bir pusu mu kurulmuştu? Eğer, bu Meanken gibi yalnız söy lar, ağızlarını bıçaklar açmıyordu.. Kaptanın su altındaki son emri: Presörler işlesin! Suyun üstür Oldu; ve Yaptığı ta: sıntılar için ne çıktı. Denizin yüzünde bir mat Nesi vardı. neni yapıyor- 3 ardan atılan ce mermj ayni zamanda Yükse fir kayboluyordu Kaptan Jan, benüz su sızan ve Hırsıklam bulunan Üüst köşkle ketsiz duruyor, ve Safirin baş tesindeki 60 milimetrelik tapun başın n sti sütunlarının arasında S - : ! İdu, bu gizli Artıp kaptan kararını vermişti: İleril... sız denizaltısının neden ve nasıl görül- dı.g nü bir türlü anlıyamamıştı. O, lah(clba*»ır periskopunun bir ziya in' İkâsile sahilden görüleceğine — ihtimal miyordu. Acaba, diye düşünüyor- geçiş, düşman istihbara! tarafından haber alınmış ve kendileri uzatıyor, gözlerinden yaşlar süzülü- yor, çenesinin üstüne doğru kıvrılan alt dudağile dişleri arasından, yeni konu- şan bir çocuğun çetrefil şivesile: — Baba.. baba!., Nereye gidiyorsun? diye bağırıyordu. Karısının da gözleri yaşlıydı. O da: «Gitmel!» diye, nazarlarile yalvarıyor gibiydi. Evet.. filvaki, ilerlemek demek, bi- le bile, isteye isteye, ölüme doğru adı atmak demekti. Şu halde, dönmeliydi. Kaptan Naşmit arkasına baktığı za- man, birdenbire, gerideki üçüncü telbahiri göremedi. Sonra, dikkat etti. Dönmüştü. Geri geri manevra yapıyor- düşüncesi doğru ise, Safirin şimdi, lerinin önünde tıbkı ateş halkasının ortasına düşen, akrebin çaresizlik kar hdi silâhıma müracaat e kendisinin de âk göz- Kaptan Naşmit, bir İngiliz soğukkan- ile, zerrece heyecan eseri g ında, onu bekliyen, midini ona bağlıyan bir cek?» diye, y upıîldl..- Dönmeli mi, den habersiz soran, masum bir bü- | Sayfa 9 Edebiyat dünyasının hükümdarları (Baş tarafı 7 nci sayfada) ğidi bilemediği için, bu nidalar karşısın- da tereddüde düşüyor, şaşırıyor ve ifade etmek istedikleri mana ile mevzüun ara- sındaki bağı keşfe çalışıyor. 4 — Browmningin imaları, şiirinde kul- landığı illüzyonları pek kolay kavrana- maz. Zira çok okumuş ve okuduğunu hazmetmiş bir şairdir. Binacnaleyh bu okumaları esnasında hatırında yer eden- leri bir şürinde kullandığı veya herhan- gi tarihi bir hâdiseye telmihte bulundu- ğu zaman, alelâde bir okuyucu, anun ne demek istediğini zor bulup çıkartır. $ — Browning çok yazar, az tashil derdi. Tashihe sarfedeceği zamanı, baş! başka mevzular bulmaya harciyordü. Ona göre sahası, ferdi ruhtu. Dolayısile, bu ferdi hareketleri idare eden gizli prensip ve motifleri terenmüm, ifade et- meğe çalıştı. İşte şairi, anlaşılmaz, yapan, muzlim gösteren bu taralıdır, çalışması- dır. Bununla beraber, onun birçok manlar gayet ahenkli, asil bir sadelikle yazdığı da vakidir. Browni İngiliz — edebiyatı mevkiini iyice anlıyabilmek için, arkada- ga Tennysonla bir mukayese yapmak icab eder. <Aşk» n hayatta en yüksek hedef ve gaye olduğunda her iki şair de birle- şir. Hakikate vüsil olmak noktasında ise, bu iki şair birbirlerinden kutublar kadar uzaklaşırlar, Tennyson romantik cere- yanların tesiri altındadır. Mevzuunu pek nazlı seçer. Browning ise (ilham) a ehemmiyet ve- rir. Şekle, tekellüfe pek kulak asmaz. O- nun için nasıl olsa ve ne olursa, iyi ve fena, mevzularını ayni zevkle işler ve re- alitenin «iyi» de ve efena» da bulunabi- leceğini gwlcm'nge çalışır. Tenayson'un İnandığı bir kuvvet te kanundur. Ona göre ferdin iradesi dalma baskı altında olmalıdır. Şairdeki istiğna, bazan şarka mahsus fatalist bir mahiyet gösterir. Bedbinlik, kadere, talihe inanış bakımından da Alman filozofu Schopen- haveri hatırlatır. Browninge gelince, o Za- n " |tamamile başka türlü düşünür, Ona ba- Müflis Vasil Andoıoğlı; ve Şeriki kacak nlunm.ız ferdin iradesi bütün mae niaları yenmiştir. Şiirlerinde, asla bed- binlik kokusunu bulamazsınız. Mütered- did bir h oktur. Onlarda engin bit optimistlik çağlar. Bir İngiliz münekki« |dinin dediği gibi: Browning'in sesi, büs |tün sedlerin üzerinde zaterle yükselmiş saksonun eyapabilirim ve yapacas n sesidir» ve belki de Fbu cıhçıtr*v 'Tennysondan daha radikak dir, Daha çok 9 dan hoşlanırken, Browningi arar. ondan sonraki ini çelik gibi Yenillmiyen iradas binliği ile haye kırmıştır. Azmi, celâdeti, cesareti, hayas ta inanışı ve ölüm diyarının ötesindeki esrarlı âleme dair asil sözleri bizleri iyi y mızdan zevk almaya çağıran canlı bi.cr motiftir. Hülâsa Browning, devrinde uzun müd- raları talih ve yükselm ek bir ins irdi Nöbetci Eczaneler Bu gece nöbetci olan eczaneler şunlar- dir: p İstanbul cihetindekiler: Aksarayda: (Ziya Nuri). Alemdarda: (E- sad). Beyanıdda: (Belkis). Samatyada: van). Eminönünde: (Aminasya), E- yübde: (Arif Beşir). Fenerde: (Vitali). hremininde :(Nâzım). Şehzadebaşın- da: (Asafh. Karagümrükte: (Kemal). Küçükpazarda: (Hulüst). Bakırköyünde; (Merker). Beyoğlu cihetindekiler : İstiklâl caddesinde: (Galatasaray - Gü- rih). Gulatada: (Hidayet). — Kuztuluşta: (Kurtuluş). Maçkada: (Feyzl). Beşiktaş- da: (AlI Rıza). Boğaziçi, Kadıköy va Adalardakiler; Üsküdarda: (İskelebaşı), Sarıyerde: (Os- man). Kadıköyünde: (Sıhbat - Rifat). Büyükadada: (Halk). Heybelide: (Halk), değerinin sihirli k okumuş, okunmuş yükk n, mistik ve optimiste bir şa« İbrahim Hoyi komandit şirketine ald alacaklılar sıra cedvelldir Sıra No. Alacaklılar isim ve adres — T. L 11250 K. Yorgi Canbezdi ve- kili avukat H. Mar- Kaydı istenen Kabul edilen 11250 Reddedilen o 2 .| mi?, reketsiz kaldı. Kaptan Naşmitin gözle- e, son sür'atle üzerleri- |Ti önünde, genç ve şirin karısı, tombul ğuk ölüm şin verdiği bir ka İle kulak asmadan önlerindeki topı Zerlerine gelen muhriplere tevc Taşan iki gedikli, merasimini Yapmağa lüzum görmeden topu ateş- lediler. Tannan bir gürültü ile nam dan fırlıyan mermi hızla hücuma de- Vam eden muhriplerin i;.—m'ıdı'ı ı 'Topu bir defa daha ateşled Yerler 9 gomiteye kadar . Şimdi, onların da baş ve rile ateşe başl ı ve hin tahtelbahiri aradığı hrü sırada büyük bir gürültü ve dehşet- İ bir sarsıntı oldu. Tahtelbahirin arka kısmı birdenbire suya gömüldü. Safirin içinden yükselen feryadlar Siğlıklar, dehşet nâraları etrafa yayıl &. Tıpkı bir yaprak sigarası gibi ard Büvertesinin sivri ucu Boğazın sularma Eömülen tahtelbahir bir kaç dakikada © noktanın üstünde, o istikamette de- Dizin içine daldı.. ve bu, onun bir daha lünya yüzüne çiıkmamak üzere son Suya dalışı oldu Bir kaç yüz metre ilersinde, bu he- Yecan, ölüm ve dehşet dolu sahne cere- Yan ederken; beraber bir vatan vazi- 'esine atılan ufacık üç denizaltılık file- #ünun geri kalan iki gemisinden ikinci kaptan Naşmitin süvari bul unduğu Ve denizci ği ile dünya üzerinde bü- Yük bir şöhrete sahip bulunan İngiliz Hanmasına mensub E: 12 denizaltısı, Olduğu yerde stop etmiş, hiç kıpırda - Madan, bu işin sonunu beklemişti. Safir dlı'nnn üstüne çıkıp da kara top Atesi ve Osmanlı distroyerler Cumu karşısında ve çarpışa çarpışa tıncaya kadar da büyük bir soğuk - anlılıkla vaziyete seyirci kalmıştı. Kaptan Naşmit, klavuzları olan kap- ' Janın idaresindeki Safir adlı Fran- mermileri- üyordu. E. 12, bir müddet, olduğu yerde, ha- | 1 ve bunların birleşerek kendi- ne huzur ve saadet hazırlıyan bir yü«- vası vardı. ferlemesi, onları da bikes bırakmak olacaktı. Karısı, yavrusu, yu- n Ada han Aleksandr. Gülbal- oğlu B. O, Suterazi S. 23 Ismalil Hakkı Yedi- 1300 1300 ası kimsesiz kalacaktı. (Aarkan var) tombul yavrusu canlandı. Çacu ndan, kollarını ona doğ- Aile Kayıdları yapılacak İslanbu[ Belediyesinden : 1580 sayılı be pılacak seçimlerle inlihabı meb'usan ak intihab defterlerine esas olmak üzcre İstanbul Umumi meclisi her na- ab defterleri klavuz kartonlar kanunu mucibince İstanbul Umumi meclisi azalığı için k: una tevfikan belediyece hazırla- hiyede, in namı altında afle kayıdları tesisine karar vermiştir. Umum! meclis kararının tatbikine şimdilik Beyoğlu kazasında başlanacaktır. Önce Beyoğlu kazasınm merkez nahiyesi müdürlüğü ve bundan sonra da bu kazadaki diğer nahiye müdürlükleri kendi mantx..ılarında bulu- nan ikametgâhlara her aile için birer sual varakası dağıtacaklardır. Alle relis- leri, bu varakaları aldıkları tarihten en çok on gün geçmeden okunaklı bir su- rette doldurup ikametgâhlara gönderilecek memurlara veya bağlı bulundukları nahiye müdürüne iade ve teslim edeceklerdir. Kendilerine imza mukabilinde teslim olunacak sual varakalarının müddeti içinde iade ve teslim etmiyen sile reisleri 1608 sayılı belediyelere müteallik ahkâmı cezaiye kanunu hükümlerine göre cezalandırılacaklardır. Hemşehrilerin belediye ve mebus seçimlerine iştirak gibi en büyük hakla- rının istimali hususunun kolayca temini için Belediyenin ihtiyar ettiği külfeti göz önüne alarak bu işin tahakkukuna yardım etmeleri hassatan rica olunur. (2163) İstanbul Orman Alım Satini Komisyonu riyasetinden: Florya park şehri civarında orman umum müdürlüğü tarafından ağaçlandırı- n sahada yapılacak sulama tesisatı kapalı zarf usulile eksiltmeye konmuştur. 1 — Yapılcak tesisatın keşifnamesine tevfikan muhammen bedeli «on bin> liradır. 2 — Şartname, plân ve haritası İstanbul Orman Başmühendisliğinde görüle- bilir. 3 — İhalesi 5/Mayıs/988 Perşembe günü saat 14.30 da İstanbul Orman Başmü- hendisliğinde lera kılınacaktır. 4 — Muvakkat teminat akçesi «750» liradır. Eksiltir iştirak edeceklerin berveçhiati şeraiti halz olması lâzımdiır. A — Bu taahhüdü ifa etmeğe mali vazi yetinin müsaid olduğunu bildirir ticaret odalarından resmi vesika ibraz etmeleri. B — Teklif mektublarımı 5/Mayıs/938 Perşembe günü saat 14.30 a kadar Or- man Başmühendisliğine vermiş bulunmaları. C — Taliblerin bizzat veya musaddak vekâletnameyi haiz vekillerinin ihale Bün ve saatinde Orman Başmühendisliğinde toplanacak komisyonda hazır bu- lunmaları. — «2237> 1000 kule İmrahur istas- yon caddesi & Drağoni — terekesi tonfiz memuru Ale- ko Çani B. O. Sl- deridis apartımanı Hollandez Bank Üni vekili N, Barukas Bahtiyar han 8720 borç olmadığından 1379,82 1848.94 8B0.88 — vesaik dığından olma- 14898.04 9750.38 İstanbul ikinci iflâs memurluğundan : İstanbul asliye mahkemesi birinci hukuk dalresince 11/10/937 tarihinde iflâsına karar verilmiş olan Vasil Andosoğlu ve şeriki komandit şirketine aid ve iflâs idaresi tarafından tanzim edilmiş olan ve aynen yukarıda münderiç bulunan sıra deftri daireye tevdi edilmişlir. Kayıt müddoti zarfında müracaat eden beş alacaklıdan dördüne ait ala- caktan 14898 lira 94 kuruş kabul ve Gncı sıraya kayıt edilmiş ve birisinin talep ettiği 9720 lira tamamen ve diğer birinin talebinden 30 Jira 88 kuruş reddedilmiştir. Alacağı kısmen veya tamamen reddedilmiş bulunan alacaklının iora ve iflâs kanununun 235 nci maddesine tevfikan tarihi ilândan itibaren beş gün zarfında iflâs kararını vermiş olan mahkemede iliraz davası ikmmesine hakkı olduğu gibi alacağı kısmen veya tamamen kabul edilmiş bulunan slacaklı dahi diğerinin kabul edilmiş alacağına karşı aynı veçhile iliraz edebilir. İkinci alacaklılar içtiman 11/5/9388 Çarşamba günü saat on bire muallak olduğundan alacakları kısınen veya tamamen kabul edilmiş olan alacaklıların içtimada hazır bulanabilecekleri ilân olunur. (7025) SÜT MAKINALARI Dünyanın en büyük fabrikası mamulâtındandır MİELE Ekremözlerin imal Yüzdür. kudreti Yüzde MİELE Ekremözlerin tertibatı vardır. MİELE — Ektemözlerin paslanmaz nevindendir. MİELE — Ekremözleri — bilümum — Ziraat Mektebleri kabul ve tavsiye etmektedirler. MİKRLE Ekremözleri en asri ve — diğer makinelerden daha ucuzdur. SI No. lu Poker traş gicder otomatik yağlama bütün — aksami

Bu sayıdan diğer sayfalar: