27 Nisan 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

27 Nisan 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HOıiVlldlln göz, kaş ve Saç Bir kadının gebe olup diktatörü anlatıyor Bu yaz madeni takma kaşlar, pembe dişler, küçük kulaklar ve kalkık kanadlı burunlar moda olacak, kadınlar göz bebeklerini maviye boyayacaklarmış Holiywoodda — ne yok ki? Göz, kirpik, kaş ve saç diktatörü Vvar... Bu diktatör İtak Yandır. İsmi Fabiano Rossettedir. Saç, kaş, kirpik ve göz husu- sünda hakiki bir dik- fatörlük — yapmakta- Gır, Bir dediği iki ol Muyor. Bütün sine- Ma yıldızları onun fikrini almadan bir Hey yapmazlar. Kaş- m yolunması mo- dazını ortaya çıkaran “gene odur. İlk defa o- larak kaşlarını — yol. Gduran &sinema yıldızı Greta Garbo - olmuş- für. Aradan birkaç bafta geçer geçmez yolma — modası dünyanın her tarafı- Dâa yayılmıştır. Bundan birkaç ay €vvel ortalığı karıştı- BON POSTA Tıb dünyasında yeni bir keşif olmadığı 15 saniye içinde anlaşılıyor Bir kadınm hâmile olduğunu henüz &- sarı görülmeden tesbit eylemek çok de- fa fevkalâde Ilüzumlu — görülmektedir. Şimdiye kadar yapılan — tecrübelerden hiç bir müsbet netice elde edilememiş - tir. Sovyet Rusyanın tab üstadlarından doktor Afanasiewsky bir kaç defa tec - rübesini muvaffakiyetle neticelendirdiği yeni bir usulü bildirmiştir. Bu usul çok basit olup herkes tarafından kolayca tat- bik edilebilir. Doktor bir mikdar kadın saçı ile bir mikdar erkek saçını ayrı ayrı bleu de methyl&ne'e batırmış. Erkek saçının ba - tırıldığı bleu de methylene'in rengi ka- dın saçının batırıldığı mayiden daha ça - buk rengini kaybetmiş... Meğer erkek saçlarında daha fazla mik darda kükürd varmış. Kükürd ise bleu de methylene'in rengini tağyir edermiş. Halbuki hâmile kadınların saçlarında- ki kükürd mikdarı çok fazla olduğu ta - hakkuk etmiş... Hâmile olmıyan bir kadının saçırın an- Macar parlâmentosunun — Budapeşte, 223 Nisan — Kum Bela ixyanındanberi Macaristanda; hiçbir vakit bugünkü derecede büyük bir siyaset faaliyeti görülmüş değildir. Bü- tün Macaristan büyük bir dedikodu ve münakaşa dalgasına dalmıştır. Bütün fa- Aliyet, günden güne büyümek tehlikesi- ni gösteren Naziliğin inkişafına mâni ol- mak için alınan tedbirlerin etralında dö- nüyor. Haftalardanberi devam eden mü- ÜT TERTEŞL T V— “Son Posta,,nın Budapeşte mektubları 1 Macaristanda Yahudi aleyhdarlığı aldı yürüdü Tahrikâtcı Yahudiler gizli propagandalarını arttırdılar, Yahudi halka Macarlara boykot etmeği tavsiye ediyorlar, gerginlik son haddini buldu gece Tumadan görünüşü yerde pek fena bir hava uyandırmaktâ ve sinirleri germektedir, Meselâ, Yahudiler, Macarlığa karşı bağlılıklarını isbat etmek için her tarafta söylüyorlar ve yazıyorlar ki kendileri mensub oldukları millet uğurunda kan- larını sarfetmekten hiçbir zaman çekin- memişlerdir. Buna delil olmak üzere de cihan harbinde Macarlığın düşmanlarile harbederken, Yahudilerin Macarlık uğu- Tan bir havadis yayıl- dı. Doğru olup olma- Üğını anlamak — için koştu. Havadisin esası şu idi: Fabiano takma kaşlar or'aya çıkar - Mişti. Tabif havadizin aslı vardı. Bir A- Merikan muharriri Fablano ile - görüş- TMeğe muvaffak olur. Şayanı dikkat olan bu 'muhavereyi nakleyliyoruz. — Sinyor Fablano, bu sene kadınların Yüzleri nasıl olacak? — Her vakitki gibi çok güzel, çok Jâtif. Telerrüat hakkında tabil! şimdiden — bir #ey söylenmez. Bu bir sırdır. Hem de dip- ; lomatlar ve erkânıharblerin feykinde bir sır... — Bir göz doktor ve operatörünün si- Kİn ile ortak olacağı haberi doğru mudur? — Evet doğrudur. — Ne için ortak oluyorsunuz? — Mevzuu bahsolan — doktör Straüss- fr, Şayanı dikkat bir şahıstır. Göz be- arzusuna göre boyamaktadır. — Bu iş tehlikeli değil midir? — Hiç tehlikesi yoktur. Emin olunuz... Hem herhangi bir tehlike olsa bumu ti- Sari yekle sokar mayız?, — Bu icad tam manasile tekemmül et- Tz midir? — Evet... Hem o kadar tekemmül Tiştir ki doktor Strauss bu hususta ya- katda makaleler yazacaktır. " Eğer iyi anladım ise bu yaz kadın- lar göz bebeklerini dahi boya Öyle mit — Tabil! İik moda olacak göz bebeği «mavi> dir. Doktoar ile ben de bu sırlarının Ufanın yeni dilber yıldızlarından Mady Rahl sayede epeyce para kazanacağız. — Bu gibi yeni icadlarmız var mı? — Evet, var! Gayet ince madenden ya- pılmış takma kaşlar. Bu takma kaşlar yalnız suarelerde kullamılacaktır. Bir de dişler vardır. Dişler gayet hafif bir su-! rette pembeye veyahud çök açık maviye Boyanacaktır. Daha da var bay muharrir, siz sorma- dan ben cevab vereceğim. Sizi önliyece- ğim. Kulaklara ve buruna dair de moda kaideleri olacaktır. Kulaklar çok küçük olacaktır, Buruna gelince, kanadları biraz yukarı doğru çekileceklerdir. Şu suretle ki - burunun ortası kanadlarından daha fazla ortaya Barkacak... Bunlar hafif cerrahi müda- haleler sayesinde yapılacaktır. Görüyorsunuz ya, her şey moda için... Her şey kadının bir kat daha zarif olma- © için.. Olimpiyad filmi bitti 1938 senesinde Almanyada yapılan olim » piyadlar filme alınmıştı. Bu filim Alman si- nema diktatörü namını alan Leni Rifenştal tarafından tertib edilmişti. Filmin uzunluğu 20,000 metreyi geçiyor - du. Uzun süren çalışmalardan sonra filmin €n şayanı dikkat parçaları normal bir u - zunluğa irca edilmiştir. Filmin ihzarı marz - . J'tam başlangıcında tamamlanmıştır. 10 Mart- ta Berlinde ecnebi matbuat mümessillerine gösterilmiştir. Şimdiye kadar bu decece mükemmel bir apor filmi çevrilmediği bildirilmektedir. Acaba yeni moda sistemi R. K. O nun güzel yıldını Vicki Lesteri bize daha mt güzel göste rebilecek? cak bir iki dakikada rengini attırdığı bu mayi; hamile kadının saçının tesiri ile 15 saniyede rengini atıyormuş... Moskova tıb meclisi bu usulün tecrü- besini yapmakla meşgul bulunmaktadır. Terbiye kupası Koca bir şehrin kollejinde kupayı verecek talebe bulunamadı Bundan otuz sene evvel zengin Ame - rikan sanayicilerinden S. G. Davis günün birinde Mashpee sokağından otomobille geçerken kuvvetle esen rüzgür şapkasını alıp götürmüştür. Bunu gören bir iptidat mekteb tale « besi koşup şapkayı yakalamış, sahibine teslim ettikten sonra teşekkür bile bek - lemeden hemen ortadan kaybolmuştur. Çocuğun bu hali Davisin çok hoşuna gitmiş, çocuğun bu hattı hareketini na- sır mükâfatlandıracağını uzun boylu dü- şünmüştür. Bir gün vasiyetnamesini ya- zarken çapkasını getiren çocuğu hatır » Tamış, çocuğu bulmak için taharriyat yaptırmışsa da bir netice elde edememiş- tir, Bunun üzerine Mahspee şehri gençliği- ni kendisine muhatab tutmuş, şehrin kolejine 10,000 dolar vakfetmiştir. Bu paranın iradı ile her sene bir terbiye ku- pası tevzi edilmesini şart koşmuştur, Filhakika, bu terbiye kupası geçen se- neye kadar muntazaman tevzi edilmiş - tir. Fakat bu sene iş değişmiştir. Kupa- , ya namzed bulunan delikanlıyı komiteye bildirecek olan müdür bu namzedin maalesef tesbit edilemediğini, talebele - tinin hiç birinin bu mükâfâtı hak eyle - mediğini söylemiştir. Mesele Amerikada bir hayli dedikoduyu mucip olmuştur. Karaya oturan bir Yunan vapuru kurtarıldı Çanakkale Boğazında Kilya clva - rında Boğalı mevkiinde Yunan bandı- ralı Ereklea vapuru 280 ton buğday ha mulesile Yunanistana giderken sis yü- zünden ehemmiyetli derecede karaya oturmuş ve Çanakkale istasyonundan Alamdar kurtarma gemisini imdadına çağırmıştır, Kurtarma gemisi kazazede gemiyi dün gece salimen kurtarmıştır. nakaşalar içinden tebellür ederek mey- dana çıkan program şudur: Bir taraftan Macar gençlerine, bilhassa —münevver gençliğe ekmek verecek iş sahaları ya- ratmak ve ayni zamanda Yahudi mese- lesini halletmek. Hükümetin büyük tah- sisatlar vermek suretile, milyarlar sarfe- Gerek halletmek istediği birinci mesele etrafında kimsenin münakaşa ettiği yok- tur, Asıl münakaşa ikinci mesele etra- fında cereyan ediyor. Hükümetin hazır- ladığı ve size bahsettiğim kanun lâyiha- sının müzakeresine intizaren, cereyan eden münakaşalar, Yahudilerin bu lüyi- haya karşı almış oldukları tavır ve hare- ketten çıkıyor. Yahudiler bu işden çök müteessirdirler. — Hakikatte, Yahudiler içinde pek çok insan vardır ki kendile- rini Macar hissederler ve Macarlık ruhu içinde hallolmuşlardir. Bunlar, çimdi kendilerine karşı Macarlığın böyle bir tedbir almasını bir türlü hazmedemiyor- lar. Bundan dolayı da son zamanlara ka- dar yalnız gizli propaganda evrakı dağı- tanlar, nazilerden veya komünistlerden ibaret oldukları halde, şimdi araya Ya- hudiler de karıştılar. Onlar da gizli kâ« gıdlarla Yahudileri mücadeleye ve Ma- carlara böykot etmeğe davet ediyorlar. Hükümet, bu nevi propagandalar ve tah- rikât yapan bir grup keşif ve azasını tev- kif bile etti. Bu Yahudi tahrikâtçıları da bunların müfrit olanları ve bilhassa ko- münizm ve sosyalizm ile fikri münase- betleri bülunanlarıdır. Eğer bu gibi tah- rikât olmasa belki hükümetin ittihaz et- tiği tedbirlerle bu iş yatışabilir; esefle kaydederim ki iki taraflı tahrikât arâ runda tam on bin kurban verdiklerini söylüyor ve yazıyorlar, Hakikaten, Ya- hudiler Macarlığa olan kan borçlarını bu suretle ödemekten de çekinmemişler. dir. Fakat, ruhlar o kadar kırışmış ki on> lar bunu söyler söylemez, öbür taraftan da müfritler ve bilhassa Naziler hemenı cevab veriyorlar: a «— Vay hainler vay, demek, © zaman: lar bu işin de kolayını bulmuşlar. Mü- carlar o muharebe esnasında yüz binler- ce kurban verdiler. Halbuki Yahudiler, yalnız on bin kişi ile işin içinden çıkmış- larl» Bunu söyledikten sonra da işin alt ta- rafı geliyor: «Harb esnasında Macarlar, muharebe meydanlarında can verirlere ken onlar, geride ticaret ve ihtikârla meşgul oldular!» diyorlar; harbe gitme- mek için türlü türlü hileler icad ettik« Jerinden, âsker alma teşkilâfina rüşvet- ler verdiklerinden bahsediyorlar. Hattâ diyorlar ki: «Macaristanda bu kadar Yahudı dok- tor bulunursa elbet, Yahudiler, harbi, cebhe gerisinde geçirmenin kolayını bus lurlar; bu doktorlar onlara her türlü yâr- dımda bulunmuşlar, kim bilir, no kadat Yahudiye izin vermişlerdir!', Bu suretle, Yahudilerin kendilerini müdafaa için ortaya attıkları bir fikri de Öte taraf derhal onlar aleyhine efkürı tahrik için silâh olarak kullanıyor Bu vaziyet karşısında hükümet, henüz ümidsiz değildir. İttihaz etmek üzere bu- Junduğu iktısadi tedbirlerin. memlekete vereceği iş hareket ve faaliyetl esnâsında Yahudi meselesini tamam — halledemese bile şiddetini azaltacağı ümidindedir. Török Bela ha, * Üsküdarın Te böyle harab ve mühmel bir hal emsipaşasını Halbuki ufak bir himmet, buraya gü Bel bir şekil verebilir ve Şemsipaşa, Bo « Hazdan gelip geçenlerin gözlerini okga w yacak iç açıcı bir park manzaras: nlabi e lir. Belediyemizin bu noktayla da slâka m dar olmasını dileyoruz. hmal etmiyelim Bir okuyucumuz yazıyor: İsler Kara - genizden gelirken, islerse — Marmaradan Karadenize giderken Boğau — geçen her gemi yolcusunun görzü önüne gerilen ta - e bil manzaralardan — biri de Üsküdarın Şemsipaşası'dır. Fakat bu yörin vaziye - — Okuyucularımızın sorgularıma cevablarımız &, her İstanbulluyu teessüre — düşürecek bir haldedir. Banki Şemsipaşada bir l4 - yan vakubulmuş da bu isyanı bastırma - ya memür kuvvetler burasını topa tüt - muşlar! Şemalpaşa — denilen — Üsküdarın başlıca bir gezinti yeri olan bu geniş sa- Erzincandan N. Dinçer imzaslir tub gönderen okuyucumuza ea ederiz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: