26 Mayıs 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

26 Mayıs 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Üç hâdise üç fıkra Bu hâdiseyi gazetede okudum: «Memleketimize gelen seyyahlar iki gehrimizi gezmişlet ve adam başına an- cak üç lira masraf etmişler.» Şu fıkrayı hatırladım: «Bir gece Nasreddin Hocanın evine hırsız girmiş. Karısı ayak seslerini duy -« muş: — Etfendi kalk, demiş, hırsız var. Nasreddin Hoca yerinden kıpırdama- Teş. — Bir şey bulabilirse bulsun, elinden almak kolaydır! Demiş... Düşündüm: Üç lira ile ik şehir gezmenin yolu- nu bulan seyyahları yakalamalı. — Üç lira ile iki şehir gezmenin yolu- nu bize de öğretin! Demeliydik! Bu hâdiseyi de gazetede okudum: «Bir futbol topu yüzünden arkadaşını öldüren on altı yaşındaki katil Ahmed yakalandığı zaman: — Befi mazurdum, demiş, o gün çok fazla içki içmiştim.. Kendimi bilmiye - cek kadar sarhoştum.> Gene şu fıkrayı hatırladım! «Padişahlardan biri vezirine: L Bunları biliyor mu idiniz? —) Dünyanın en nazik insanı Shackleton'dur Şimali — kutbun kâşiflerinden - biri de meşhur Shackle tondur. Shackleton heyeti — keşfiyesi kutba gittiği za- man heyette aza eolarak bir tarih tabii profesörü — vardı. Dünyada misli görülmemiş derecede na- zik bir insandı. Buz sahrası içinde sanki bir salonda hareket ediyormuş gibi dav- rTanıyordu. Bir gün, heyeti seferiye Tev- kalâde soğuk bir havada bin müşkülât ile yol alırken bir ses işitildi — B, Mavson, B. Mavson meşgul mü- sünüz? B. Mavson heyeti seferiyenin asbaşka- nı idi. Cevab verdi: —— — Evet, ne var? — Çok mu meşgulsünüz? — Dedim ya! Meşgulüm. — Alfedersiniz, sizi rahatsız ettim. — Peki, ne var? Ne oluyor? — Bir kar çukuruna düştüm. Karlara batıyorum, boğulmak üzereyim de. Beni kurtarıp kurtaramıyacağınızı sormak is- temiştim. (Bu muhavere Shackleton tarafından kendi hatıratında anlatılmıştır.) Kurulacak yeni Bir yuvanın Karşılaştığı müşkül Sultanahmedde A .G. Z. yazıyor: «Bir genç kızı seviyorum. O da be- ni seviyordu. Evlenmemiz için yegâne mâni benim henüz âskerliğimi yap - mamış olmamdan ibaretti. Bu rânla karşısında ikimiz de sinirlenmiş ol - malıyız ki bir kaç kere hafif ağız kav- Kgası yaptık, Bu kavgaların tahmin et- tiğim diğer bir sebebi de onun ailosi- Din henüz askerliğini yapmamış bir gence kızlarını vermek istememele - ridir. Darıldık, ben bir müddet kendi- mi avutmak istedim, muvaffak olama« dım. Nihayet barıştık ve birbirim?z - den ayrılamıyacağımıza kanaat getir- dik. Evlenmeğe karar verdik Şimdi Teyzeciğim, askerliğimi bi - tirmeden evlenmem münasib mi? Fğer bu suretle hareket edersem askerde iken dükkânımı da kapamak mecburi- yetinden kurtulacağım. min erkek kardeşini dü kabilirim. Ben zaten askerde iken dük- kândan bir şey beklemiyecek vaziyot- teyim. Lütfen beni tenvir etmeni rica ederim.» — Bir kabahat yap ki demiş, özrün ka- bahatinden büyük olsun. Padişah öofada yürüyormuş. Vezir ar- kasından koşmuş, boynuna sarılmış, öp- müş. Padişahla yüz yüze gelince: — Affedin padişahım, demiş, sizi ka- dın efendi zannetmiştim. Padişah kızmış: — Bu ne biçim harekettir.. Bu ne küs- tahça söz. Vezir cevab vermiş: — Siz emrettiniz padişahım.. Bir ka- olsun, demediniz mi? * Bu hâüdiseyi de gazetede okudum: «Floryada inşasına başlanan gâzino - nun inşası sonbaharda bitecekmiş.» Gene bir fıkra hatırladım: «Adamın biri nisan sonunda sokak s0- kak dolaşıyor. — Sobacı, sobalar kurarım! Diye barbar bağırıyormuş: — Yahu, demişler, soba kurma zama- nı şimdi değildir, altı ay evvel çıkıp do- laşacaktın! Adam şaşırmış: — Sahi, demiş, bak aonu hiç düşünme- miştim. İsmet Hulüsi Otomobilleri bozan demir madeni Rusyanın — Ar- kanjel şehrine ci- var bir noktada o- tomobiller sık sık kazaya — uğruyor- lardı. Bu hal zeki bir adamın nazarı dikkatini celbettiğinden kazaların vukua geldiği mahal civarında derhal bir ta- mirat atölyesi açtı ve avuç dolusu para kazanmiya başladı. Mahalli hükümet bundan kuşkulandı. Garaj sahibinin her hangi bir tertib ile tamirat parası almak için otomobilleri bozduğunu sandı ve hakkında takibata başladı. Fakat az Ta- man sonra vaziyet anlaşıldı. Bu işde ga- raj sahibinin hiçbir sun'u taksiri yoktu ve otomobiller zengin bir demir made- nini ihtiva eden bu mıntakadan geçerler- ken motörlerinin arızaya Uuğradığı ve tekrar işletilmekle hareket ettikleri an- laşıldı. * Otomobil sanayiinin şumulü Yer yüzünde en mühim sanayi, oto - mobil sanayildir. Dünya yüzünde mev- cud sekenenin onda biri bu sanayile alâ- kadardır. Otomobil sanayii ayni zaman- da en fazla çelik ve demir istihlâk eder. Oğlum, ikinizin de birbirinizi şid - detle sevdiğlimiz anlaşılıyor. Ayadaki küçük kavgalar vaziyetinizin henüz müsbet bir şekil almamasından ileri geliyor. Kızın allesi eğer askerliğini bitirmediğin için kızlarını sana vermek istemiyorlarsa onlar da haklıdırlar. Bir delikanlının evlenmeği ancak as- kerliğini bitirdikten sonra düşünmesi doğru olurdu ama, madem ki sabir - sızlık gösteriyorsun, işi kızın babasına namuslu bir erkek açarak fikrini bildir, ondan nasihat iste!. Eğer sen 2- çık kalblilikle konuşursan kız babası- nın bu işe mutlak bir çare bulacağına eminim. Bundan başka dükkânına askerliğin sırasında kayınbiraderini bırakmayı düşünmekle iyi hareket ediyorsun. Kı- zın pederine bu ciheti de açarsan samimiyetine onu daha çok inandır » miş olursun. Madem ki kızın ailesi vardır, senin askere gidince gözün arkada kalmaz. K biraderin de dükkânı çekip çe Gençler hayat karşısında uğradıklatı müşkülâtı bertaraf etmekte biraz toy- durlar. Müstakbel kayınbaban senin de baban sayilir. En iyisi işi doğruca ona açmaktır. TEYZE bahat yap ki özrün kabahatinden büyük | SON POSTA Kısa ceket Bu kısa ceket şişte örülmüştür. Ren- gi pembedir. Lâciverd veya siyah rob veya etekle pek şık bir takım olur. Düğ- meleri de bu koyu rengin ayni olmalı- dır. Bel, ön ve arkasında ikişer di - kişle sıkılmış, Düğmelerin aşağısı jile gibi açık. Örgüsü: Boğumlu jersey örgüsüdür. İlk sıra: İki yüz, iki ters. İkinci sıra ve bütün çift sıralar baştanbaşa ters. Ü - çüncü sıra iki ters, iki yüz. Saç modelleri Üsttett: Daha ziyade sarışın ve ufak yüzler için. Saçların bir kısmı tepede bukle yapılmış. Diğer kısmı enseye ka- dar düz taralı. Ense de bukleli. Alttaki; Çok genç gösteren ve yuvar- lak yüzlere çok yaraşan bir tarz. Ense a- çık. Yanlar bukleli. kıvırcık saç, ki ahbab çavuşlar: 'Tepede bir demet Karısını ve kaynatasını öldüren uarnn idam talebiyle ağırcezaya gönderildi |Suçlu karısı ile ustasını cürmümeşhud halinde yakâ” ladığını ve o zaman ne yaptığını bilmediğini söyliyof Bundan bir müddet evvel Sultanah- jmedde bir cinayet işlenmiş, Emin is- 'minde bir garson karısı Zehrayı ve ka- yınpederi Hasan çavuşu bıçaklıyarak, 'öldümü;tü_ Hâdise, kıskançlık yüzün- ıdı'ıı vukua gelmiş ve bir ailenin feci bir şekilde yıkılmasile neticelenmişti. | Suçlu Emin, müddeiumumilikte ver- İdiği ifadede, karısı ile ustası Mehmedi İbir yatakta yakaladığını iddia ederek: — Hâdise günü ustam Mehmed ba- na 25 kuruş vermiş, git gez, bu paray- Ja da otelde yat, demişti. Kayınpede- rimle ,karım beni eve almamışlardı. Kahvede oturmuş, sonra içime düşen şübhe ile eve gitmiş, bahçedeki bir ağa- ca tırmanarak, evin içersini seyretmiş- tim. İşte o vakit yatak odasında karım- la ustamı koyun koyuna gördüm. Ken- dimi kaybetmiştim. Bahçe kapısından içeri girdim. Bıçağımı çektim. Sonra, ne yaptığımı bilmiyorum, demişti, Ancak, müddeiumumilikce yapılan tahkikatta bu iddia sabit görülmemiş- tir. Tahkikat bitmiş, suçu sübut bulan Emin, ceza kanununun 450 nci mad- desi hükmünce, muhakeme edilme: çin Ağırcezaya gönderilmiştir. Bu mad- de hükmü idamdir. Çünkü, suçlu, bi den fazla adam öldürmüştür. Bu feci cinayetin muhakemesine bu- günlerde Ağırcezada başlanacaktır. Pendik belediye veznedarı mahküm oldu Pendik belediyesi veznedarı iken 1812 lira, 52 kuruşu zimmetine geçir- mekten suçlu Hasan Rıza ile, vazifele- rini ihmalle suça sebebiyet verdikleri iddia olunan belediye reisi Abdullah ve belediye âzalarından Zülfikâr, İb- rahim, Tahsin, Refet ve Kemalin mu- hakemeleri Ağırcezada dün neticele miştir. K Yapılan duruşma sonunda suçu sü- korkmuştum. Bıçağı çekerek, Sabahad” dinin omuzuna sapladım. Sonra, h oradan kaçtım. Ama, ertesi günü zabıtaya gidip, kendim teslim oldul Hem, bıçağı da teslim ettim, Ahmed, 2 nci sorgu hâkiminin kâf rile tevkif olunmuştur. Poliste : Dam delen bir hırsız yakalandi Küçükpazarda Hacıkadın — caddesindi ti numaralı dükkânda arpacılık eden Bedri Ö sabah dükkânını açtığı zaman İçi pek Küi luk olan dükkânını aydınlanmış olarak #ÜĞi ce hayretler içinde kalmıştır. Dükkânm bir insan serbestce girip çıkacak büyükliği te delinmiştir. Birkaç saniye sonra akli gına gelen Bedri içinde elli llra pırll:’: Hanan çekmecesine koşmuş ise de Ppö! yerinde yeller esliğini görmüştür. we Vak'adan haberdar olan zabıta derlisİ aliyete geçmiş ve yarım saat içinde suçuf # Ni Ahmed oğlu Şahabeddin yılı.lınl”:’ henüz sarfetmeğe vakit bulamadığı Pâ' istirdad edilerek sahibine Jade edilmişlir Zaharin kaçakçılığı yapan şel Asmaaltında © numaralı dükkânda cilik eden Simonun zaharin kaçakellıği yi tığını haber alan zabita mezkür dükl yaptığı bir aramada 3 kilo zaharinle 2 kaçak tüki derisi bulmuştur. mnhvu’, dürlüğünde sorguya çekilen Slmon, ni Kozamustafapaşada oturan ııuım# aldığını söylemiştir. Mahmudun evi dt #ilgi mış ise de bir şey bulunamamıştır. Hef de asliye beşinci ceza mahkemesine Ve7 lerdir. B Eğlenceli bir bulmacâ ah t 1 Gardiyanlar kaçan m pusu nasıl yakalasınlar 'but bulan veznedar Hasan Riza 5 sene 10 ay müddetle ağır hapse ve 1812 lira para cezasına mahküm edilmiştir. Diğerleri hakkında beraet kararı ve- rilmiştir. 16 yaşındaki katil zabıtaya kendi teslim olduğunu söylüyor 'Tepebağında 19 yaşında Sabahaddin isminde bir genci bıçakla öldüren, 16 yaşındaki katil Ahmed Kesş, dün adli- yeye verilmiştir. Vak'ayı olduğu gibi itiraf eden küçük suçlu, müddeiumumilikte şunları anlat- mıştır: — Vak'a günü arkadaşlarım Mehmed ve Mecidle birlikte Çırpıcı çayırına gez- meğe gitmiştik. Top oynıyarak dönü- yorduk. Karşımıza bir sürü çocuk çı tı. İçlerinden biri arkadaşım Mecide küfrederek: — 100 para vereyim de, şu topu ba- na ver, diye-alay etti. Mecid de cevaben: — Sen Tahtakaleye git, orada satı- yorlar, dedi. Kavgaya başladılar. Mecide: — Durma, kaç! dedim. Bu sefer de Mehmede çattılar. Sabahaddin de beni dövmeğe başladı. Derken, hepsi birden üstüme hücum ettiler. Beni yere yatır- dılar, Yanımda bir bıçak vardı. Çok ; /ı . Bir mahpus A hücresinden h'i"""; ar mahpus ücreğin kat hapishanenin dehlizleri ırn"::j lunu kaybetmiştir. Kapıya ""ıl" için takib etmesi icab eden yolü ',J' rak noktalarla işaret ediniz, keZi . yanın da ayni kapıya daha ev“;d_,l mak için takib edeceği daha kIsA ' X işaretile gösteriniz. a ” Eğer sıkılırsanız veya muvaffak yit mazsanız 9 uncu sayfadaki hal İ* bakabilirsiniz. Batan nişanlar

Bu sayıdan diğer sayfalar: