23 Haziran 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

23 Haziran 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| ; > hibi olan bir dostum, bizim maliye siste- / derecede üzmüş, yörr Gene vergilerin tahakkuk Ve cibayeti meselesi Yazan: Muhittin Birgen eçen gün buhran, müvazene, ka- tahakkuk ve cibayet usu zanç, tayyare vergilerinin tarh, indeki fena- lıklardan bahseden bir yazı yazmıştım. Bu yazı Üzerine, bu vergilerin tahakkuk ve cibayeti ile alâkadar olanlar ve umu- miyetle maliyemizin tahakkuk ve tahsil usullerinden canları yanmış bulunan bir hayli vatandaş bana mektubla ve tele- fonla teşekkür ettiler. Bu , tasvir etmiş olduğum vaziyetin, vatandaşları ne olduğunu pek güzel gösterir, Bu münasebetle bir demir atölyesi sahibi bir zat ile konuşuyorduk. Bana uzun uzun derdle anlattı. Ben de bugün bu derdlere tercüman olmak istiyorum. * İstanbulun «Kalafat yeri» denilen bir mıntaka dtün Türkiye- nenalogie ve demir sa İrili h bir takım atölyeler, küçük dökümhaneler, model - baneler, muhtelif tamir tezgâhları gibi parça parça demir, makine ve döküm san'atkârları kuvvetlerini bir araya ge - tirdikleri zaman Türkiyenin bütün sana- yi kuvveti meydana gelir. Dar ve pis beş on sokak etrafında sıralanan bu kırık, dökük, iptidal tezgâhlar olmasaydı Tür- kiyede makine işliyemez, gemi yürüye - mez, tulumba çalışamazdı. Hattâ, müba- lâğasızca ilâve edebilirim: Eğer vaktile bu atölyeler olmasaydı, Türkiye harbi dahi edemezdi! Kalafat yerinde mühimce bir atölye sa- Mmimizin ve vergi usullerimizin kendi İş- leri üzerinde yapmış olduğu fena tesirleri üzün uzadıya izah edecek bir takım mi - saller verirken bilhassa iki nokta üzerin- de durmdu. Bunlardan biri «sabit âlet» vergisi idi. — Bugünkü sanayi hayatı ancak âletle mümkündür. Elimizde Avrupanın mü - kemmel âletleri mevcud olduğu zaman bizim san'atkârların yapmıyacakları 4 te pek mahduddur, Halbuki biz âlet ge- tirtemeyiz; çünkü başımızda bir «sabit Aâlet» vergisi vardır ve bu verginin tat- bikatında olmıyan âlet te yok demektir. Çünkü her hangi bir âletin işlemesi için onun bir yere tesbit edilmesi elbet zaru- ridir. Halbuki bizim bu âletlerimiz bir senede ne kadar iş bulabilir? Ne kadar çalışabilir ki Türkiyeye iş, bize ekmek ve devlete de bol bol vergi verebilsin! Bunun için, ben şahsan bu sabit âletle « rin bir kısmını, Hirer birer dağıtmıya mecbur oldum ve tedrici surette ken - dimi başka işlere geçirmenin çarelerini aradım. Türkiyede sanayiin teşviki için bir hayli gayret ediliyor. Halbuki bütün sanayiin evvel ve ahir yardımına muhtaç olduğu san'at bizim san'atımızdır. Bizim san'atımız da işte bu haldedir! Dostum, çektikleri müşkülât nümune- | lerinden olmak üzere bir de şunu zik -| retti: e— Meselâ, dedi; birkaç saç levhasmı değiştirmek istiyen bir gemi gelir, kal fat yerine yanaşır; biz bunları değiş riz. Fakat, bu, uzun bir meseledir. Çün- kü bu gemiler, memlekete girerken güm- | Tük vermiş oldukları için bunlardan çı « kan hurda demirin de memlekete gü rüksüz olarak idhaline mâni olmak güm- rük idaresinin mühim bir vazifesi olur. Biz saçları sökerken, bunu gümrüğün ne- zareti altında yaparız ve saç eğer mem- Jekete girecekse gümrükten geçerek gi - rer. Halbuki bunun yerine koyacağımız saç da gümrüklü saçtır! «Bu hurda saçın gümrü; ü vermek- ten kurtulmak için saçı ya kalafat önün- de denizin dibine gönderi yahud da buna imkân olmadığı zaman saçı vapur- da bırakır, karaya çıkarmayız. Vapuür da bunu, ilk seyahati osnasında açık denite atar! Bu suretle ne kadar servet ziyan olmuştur, bu başka hesab. Fakat, bütün bu ameliyatı gümrük nezareti altında ve bir takım formalitelerden geçerek yap- mak bizim için başlı başına bir gailedir. Bundan dolayıdır ki yerli veya ecnebi ol- sun, gemiler zaruret olmadıkça bu nevi tamiratı bizde yapmıya hiç yaklaşmaz - larl» * İşte, size iki misal! Bu misaller bize| Resimli Makale: Herkesin ağzında bir dil vardır, bu dil «sö: yaratılmıştır. Fakat her zaman, yerine ve gay görmez, ins düşüncelerimize en az tebaiyet edeni odur. nın muhtelif uzuvları arasında arzumuza rinize ihanet eti pacağınız şeyi & nm -- we Dil terbiyesi.. arasına alamadınız mı? Fikri- Biliniz ki diliniz ve fik- terbiye edilmiye ihtiyacı vardır, ya- emeden evvel söylemenin zararlı olup ektir. Bir batında Dört çocuk Doğuran kadın Geçenlerde bir İngiliz kadınının — bir batında 4 çocuk doğurduğunu yazmıştık. Şimdi hastanede bulunan Kadının erkek çocuklarından biri ölmüştür. Kadın bun- dan fena halde müteessirdir. Üçüzler üç ay daha hastanede tedavi edileceklerdir. Zıpzıp şampiyonu İngilterede Lusadı'da kâlin Tinsley- Green şehrinde muntazam bir surette zıpzıp şampiyonası yapılmaktadır ve bu tam 350 senedenberi devam etmektedir. Bu seneki oyunları binden fazla seyir- ci takib eylemiştir. Galib gelen Sam Spoğner adında bir porcudur. Bu yaman sporcu 60 yaşındadır... Çevikliğini zıpzıp oyununa medyun bulunduğunu — söyle- mektedir. ——— hassa kuvvetli bir «zihniyet ıslahatına» çok muhtacız. Halbuki, şu zavallı kala- fat, meşhur kuyruk gibi, kısalmasa bile bir türlü uzamıya muvaffak olamıyan yegüne sanayi ocağı, ne güzel işler yap- Mıya muktedirdir! Bazı vesilelerle' ben yakinen biliriny ki bu kalafat yeri biraz teşvik görse, biraz yardım görse, biraz müşkülâttan kurtulabilse, hem Türkiye için mükemmel bir san'at ocağı halini alabilir, hem de memlekete iş ve ekmek getirir. Halbuki Kalafat yeri, eğri büğrü, yazın toz ve pislik, kışın dize kadar ça- mur dolu sokaklarile, harab binaları ve atölyelerile müteşebbislerin de, san'atın da, amele ve usta halinde, günlük ekmek parasına çalışan amelenin de, batmıya mahküm kaldığı bir mezbeledir! Muhittin Birgen ——— — — L ı | ecereLALEEEREcEEREA | fHergünEr fıkra Dört arkadaş Bir kör, bir sağır, bir kel, bir topal | yola çıkmıştılar. Bir aralık sağır: ma bir takım sesler geli- galiba adamlar yakalayıp soyacaklar, Kör başımı arkaya çeviri — Hele bir de ben bakayım! Dedi. Kel söze karıştı: — Korkudan saçlarım diken diken oldu. Nihayet topal da kurtuluş çaresini buldu: — Tabana kuvvet kaçmalıyız! No züllkilir Bulgar veliahdi peşimize NUi Bir yaşını kutlulıyan Bulgar veliahdi Prens Simeona babası, sulh dalı hediye ediyor. Fransada gece doktorları Fransa'da — neşredilen bir — ista - tistiğe göre polis müdüriyetinin tesis et- tiği «gece doktorluğu» 1937 yılı içinde 5700 vizite yapmıştır. Bu büroda da her gece çalışan doktor- larnı sayısı 5 dir, demek adam başına va- «i düşmektedir. Maama- ının bazan 2 ye indiği bazan da 6, T yi bulduğu vakidir. Bugünün kadını Her parmağını işe Yarar hale getirmeli Bugünün kadını olabilmek için, bütün parmaklarınızı işe yarar bir hale getir- meniz lâzım, Resimde gördüğünüz kadı- nın her parmağı bir vazife görmektedir. İşte, bu genç bayanın parmaklarında, pudra kutusu, ruj kutusu, dudak boyası, kaş kalemi var. İngiliz adaları suya gömülüyor İngiliz —adalarının — tedricen — su - ya gömülmekte —oldukları hakkın - da — bir- İngiliz —âliminin — orta - ya atmış olduğu tddis jeololfi mütehas- sıslarının yaptıkları tedkikat ile teey- yüd etmiştir. Maamafih tehlike uza pek uzaktır. Zira suya gömülmekte o - lan mikdar bir asırda 25 santimetre - den ibarettir. Bu hesaba göre İngiliz a- dalarının tamamen — su ile örtülmeleri için tamam 530,000 gene geçmesi lâ - lr:mdır. Gönüllü itfaiyeci La Boheme operasında vardır. Burada iki arkadaş, bir kış gü- nü ısınmak için eserlerini sobaya at - maktadırlar, İşte Londrada da La Bo - heme'i oynayan meşhur tenör Gigli, arkadaşile birlikte bu sahneyi temsil e- derken, kibritle tutuşturduğu kâğıdlar biraz fazla gelmiş olmalı — ki, birden sahne içinde bir alev sütunu yüksel - iştir. Bunu gören, sahne nâzımları, yardıma koşmak istemişlerse de, Gig - li, onlara başile (gelmeyiniz) diye işa - ret etmiş ve sanki oyunun icabların - dan imiş gibi, yangına karşı hazır bu - |Jlundurulan suları alarak — kova kova |dökmüş ve ateşi söndürmüştür. Bu a - |rada arkadaşı, şarkılarına devam et - İmiş, oyun zerrece aksamamıştır. IŞ T AA İSTER Bu sabah gazetelerden birisi: — Ankara civarında yapılmakta olan yeni radyo istasyo- nunun 23 temmuzda biteceğini ve 6 zaman herkesin radyo makinesi alabilmesini temin etmek ma Mmakinelerinden gümrük resminin indirileceğini, yazıyordu. Geçen gün de diğer bir arkadaşımız: — Otomobilden alınmakta olan gümrük resminin gözden geçirilmekte olduğunu, indirileceğini haber veriyordu. Yıllardanberi hiç değilse ayda bir defa tekrar edilmekte olan bu haber bu defa tahakkuk edecek mi bilmiyoruz. Yal- gösterir ki Türkiyede mali sahada henüz aslah edilecek pek çok şey vardır. Bil - İSTER İNAN, İSTER İNANMA! nız pek iyi gördüğümüz bir şey varsa o da radyonun bizim bir sadile radyo | 46 bir harb v gümrük resminin yucu sen: İNAN, İSTER gibi nakil ve okuma vasıtaları henüz mahdud bir memle- kette eğlenceden ziyade kültür vasıtası olduğu, otomobilin 'a tehlike halinde her şeyden fazla aranaca- ğıdır. Maalesef şimdiki halde bu iki vasıtanın ikisini de memlekeite yapabilecek vaziyette değiliz, binaenaleyh biz indirilmesinin değil, tamamen kaldırıl- Masının daha faydalı olacağına inanıyoruz, fakat ey oku- İNANMA! bir sahne | Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu İçin Bugün Konamadı Yadikuledaki facla (Baştarafı 1 inci sayfada) Fatihte Kırktulumba sokağında © Fatma İtalyan mektebinden dipl mağa muvaffak olmuş, oldukça 1 ver bir kadındır. Hamdi de tahsili o yan basit, fakat yakışıklı bir gençtir, K radenizlidir, İstanbulda hallaçlık yapmak- tadır. Buni gün Fatman kıza arkadaşlık teklif etmiştir. daki tahsil ve içtimai mevki ni nazarı dikkate alan kızın babası ! A ceb- ren kız kolunan Hamdi bi geçirmeğe başlam | kocası aleyhine boşanma davası açn iki ay evvel Ankarada 4 giden Fatma evvelki e bir kavga çık- Hamdi ka < rı koca arasında gece m ç la ka yaralamıştır. dün cinayetin sebebi &0 « rulduğu zaman da Hamdi: — Karım beni kabalıkla itham ediyor ve beni adam yerine koymuyordu. Ge-, ce gene aramızda bir kavga çıktı ve ba- na küfür etmeğe başladı. O uyuduktan sonra kalkıp oturdum, düşündüm, ta - şındım. İstihfaflarını ve ettiği hakaret - Teri hazmedemedim. Beni istihfaf ve baü- na hakaret eden dudaklarını kestim. Vak'aya müddeilumumi muüavinlerin « den Fehmi el koymuştur. Tahkikata de « vam edilmektedir. Hava ve denizaltı sınıfları mensublarına zam Ankara, 22 (Hususi) — Hava sınıfı meksublarile denizaltı sınıfı mensub- larına verilecek zamlar ve tazminler ki lâyihalar Meclis ruzname- sine alınmışlardır. Bu lâyihalar kanun old İ başından müte« ber olm meni Ve | yihalara âve etmiştir. Müvazene vergisi Ankara 22 (Hususi) — Müvazene vemm gisi kanununu değiştiren yeni kanunun tatbik süretine dair Maliye Vekâleti teş- kilâtına geniş bir izahname göndermiştir. Toprak mahsulleri vfisi Ankara 22 (Hususi) — Toprak mah « sulleri ofisi kanunu lâyihası Meclis ruz namesine alınmıştır. Derincede bir dehiz kazası Derince 22 (Hususi) — Bugün burada bir deniz kazası olmuş, Norveç bandı « ralı İsa vapuru ile Türk bandıralı Kur« tuluş vapuru çarpışmışlardır. Müsademe şiddetli olmuş, İsa vapuru hasara uğra« mıştır. Ruml söna 1304 Hariran â““' Rebiülâhir

Bu sayıdan diğer sayfalar: