16 Temmuz 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

16 Temmuz 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ALTI AY apüurda yanımda oturuyordu. Son Postanın birinci sayfasına Köz gezdirdi. Beşinci sayfayı açtı. Bir yazıyı dikkatli dikkatli okudu. Gazeteyi katladı, cebine koydu. Kendi kendine söyledi: — Tam yerinde bir karar. Dedi. Sağına soluna bakındı: — Tam yerinde bir karar. Benim yüzüne baktığımı görünce, bir kere daha etrafa bakındıktan sonri — İstanbula turist celbi için en iyi ça- re budur. Son Postayı baştan sona kadar oku- muştum, fakat bu havadisi hatırlıyamı- yordum. Nasıl olmuş ta gözümden kaç- mıştı. Merak etmiştim: — Affedersiniz bay, dedim, turist cel- bi için bir çare mi bulunmuş! — Evet, hem de fevkalâde mel.. altı ay geçsin. — Altı ay sonra ne olacak? — Göreceksiniz bayım, dünyanın dört köşesinden hareket edecek olan saray büyüklüğünde gemiler İstanbula binler- ce, yüz binlerce, milyonlarca seyyah ge- tirecekler. — Ne diyorsunuz, milyonlarca mı? — Evet, milyonlarca seyyah.. bir kafi- le gidecek, öbür kafile gelecek, Sokaklar seyyahtan geçilmez olacak, hiçbir otelde boş oda bulunmıyacak, lokantalara giri- Jemiyecek. Karşımdaki zatın saçmaladığına hük mükem- SONRA medeceğim geliyordu. — Lâütfen, dedim, çu gazeteyi verseniz de baksam, turist celbi için bulunan ça- reyi ben de öğrensem. — Hayhay! Katladığı gazeteyi açtı, uzattı. Aldım, baktım.. fakat bir şey göremedim. — Bu havadis nerede? Birinci gayfanın altındaki bir serlev- hayı işaret etti: ! Okudum ve onun saçmaladığına artık hükmümü vermiştim, — Bayım, dedim, burada sayyahtan, turistten bahis yok. Şehirdeki ondülüs- yon makinelerinin kullanılmasına müsa- ade edilmiyeceği için bundan sonra ka- dınların saçlarını kıvırtamıyacakları ya- zılı. — İşte bu ya! — Efendim. — Anlamadınız mı? Bugün dünyada saçı kıvrılmamış kadın var mı? Nereye giderseniz gidin, kıvırcık saçlı olmıyan bir tek kadın göremezsiniz. — Evet öyle.. — Şehirdeki ondülâsyon — makineleri- nin kullanılması yasak edilince altı ay sonra şehirdeki kadınların ekserisinin saçları dümdüz olacak. — Orası da öyle! — Dünyanın her tarafından — buraya düz saçlı kadın görmiye gelecekler.. Vapur iskeleye yanaşmıştı. Gazetesini aldı ve yürüdü. İsmet Hulüsi D Bunları biliyor mu idiniz? — İngilizlerin bazı garib âdetleri Biliyor musu- nuz ki: Kibar İn- gilizlerin ziyafet- lerinde peynir yenmez, — İngiliz- ler Avrupanın 8- dını — anmazlar. Hemen — hemen x hiç el sıkmazlar. L 'î; Ber tiyatro ve si- &tx nema celsesinden sonra iz marşı çalınır ve ayakta dinlenir, İn- gilterede kadın berberleri daima kadın- dır. Kadının elini öpmezler. Pazar günleri posta tevzi edilmez. Avrupa- Dın diğer yerlerindeki âdet hilâfına İn- “Sevmiyorum, Acıyorum Kastamonudan bir mektub aldım, beyaz zarf içinde mavi kâğıd, kasden gekil değiştirilmemiş ise çirkin bir ya- zı, imza yerinde, T ile D ye benziyen iki harf.. Sabırla ve.. güçlükle okudum. Üç beş satırla hülâsasını yapabilirim: » — Münasebetimiz benim tarafım- 'dan sırf bir gönül eğlendirme şeklinde başladı. Genç kız bir yerde çalışıyor- du, ben de o yere günde birkaç defa uğruyordum, Münasebetimiz - dikkate çarpınca kız işinden çıkarıldı, şimdi muztarib ve perişan, benden meded umuyor. Benim kalbimde ise — sevgi yok, merhamet var, Sadece acıyorum. Bu kızı alırsam mes'ud olebilir miyim? * * Mektubda kullanılan yazının tanır.- maması için kasden değiştirilmişe ben- zediğini söylemiştim. Yazısını değiş- tiren, hüviyetini gizliyen, imza yerine okunmaz iki harfle iktifa eden birisi anlattıklarında hakikati aksettirmiş olabilir mi? Çok şübh Fakat al- “ Okuyucumun bana — sorduğu — sünle müsbet veya menfi tek kelime ile ce- vab verebilmek için hem k bem de meselenin diğer alâ yakından tanımak lâzımdır. Vaziyet böyle olmayınca meseleyi mutlak ola- rak mütalea etmek icab eder. Bu tak- Londra kulesi yükselir ve alçalır Londranın meş- hur külesi, yük- selir ve alçalır. Fen bilginlerinin yaptığı en ince a- taştırmalar neti- cesinde — Londra gtulesi med esna- larında her gün bir milimetrenin dörtte üçü kadar yükselir ve cezir olunca da eski vazi- yetine döner. Bilinen şey bundan iba- rettir. gilteredeki büyük mağazalarda ve tü- nellerde sigara içilir, dirde iki türlü düşünmek mümkündür. 1 — Karşılaştığı ilk erkekle konu- şan, münasebetini dikkati çekecek de- receye götüren, etrafta ne söylenebi- leceğini düşünmiyen genç kız hareke- tinin riskini göze almış demektir. Ne- ticesine katlanmalıdır. Bu netice um- duğuna uygun çıkmayınca karşısında- kinden bekliyeceği «vazife» değil, «lütuf» tur. Erkek bu «lütf» u yapma- h mıdır, yapmamalı mı? Karar genç kızın vaziyetine bakar, Hayatta bazı yükler vardır ki zamanla hissedilmez olur, bazıları ise gülle tesirini Cıınxmılveu.ıımndıdumıbıınu— bet bulunması lâzım geleceğini unut- mayınız. Erkek bir hata işlemiştir, ce- zasını çekmelidir. fakat bu — cezanın bütün bir hayata malolması şar tile, 2 — Genç kız hareketinin vereceği neticeyi henüz fark ve temyiz edecek Vaziyette değildi, karşısına tecrübe ve muhakemece pişkin bir erkek çıkınca uçurumu görmeden içine düştü, bu takdirde erkeğin vereceği karar «lü- tuf> olmaktan çıkar, vazife halini a- hr. Vazifenin bahis mevzuu olduğu za- manda jse genç kızın tahammül edilir bir yük olup olmıyacağı düşünülemez. Okuyucum: — Sevmiyorum, acıyorum, demisli. Sevmek ile acımak arasında büyük bir fark olduğu iddia edilse bile sev- giden doğan bağın acımaktan doğan bağdan daha kuvvetli olmadığı da bir hakikattir. TEYZE Kadın Köşesi Çok şık bir yazlık takım yöLimenmi ae Beya2 benekli kahverengi fular — Tob, kahverengi biyeli bej yünlü manto, kah- verengi kordelâlı bej şapka, Yeni jilelerden iki örnek Jilelerin biçimleri gene klâsik, fakat kumaşlarında çok değişiklik var. Süsleri de türlü türlü. Saten, kalın keten, düve- tin, grogren, ince yünlü hemen her çeşid kumaştan jile yapabilirsiniz. Abiyye tay- yörünüzün altından - dantelle, pli ile süs- lenmiş - beyaz jile giymelisiniz. Daha şık görünür, Şu üç modeli bu yaz - çok moda olduğu için - jile şeklinde giyersiniz. Sanra da istediğiniz vakit uzun veya kısa kol takar, bluz gibi kullanabilirsiniz. Yukarıdaki jile grogrenden sıkı biçim- dir. Reverlerine datnel konulmuş, üstüne de gene grogrenden çiçekler dikilmiştir. Bir metre eninde kumaştan 1,45 almalı. Aşağıdaki jile satenden, kalın keten- den, düvetinden olabilir.. Kenarındaki band kendi kumaşının koyusundandır. 9 santimetre enindeki kumaştan takri- ben 1,90 ister. Ölmüş adamın arsasını belediyeye satmışlar Tevkif edilen suçlulardan biri “ Fotoğrafımı haberim olmadan kglla_ıı!rıfçlııı » diyor Bir arsa sahtekârlığı etrafında müd- deiumumilikce yapılmakta olan tahki- kat neticelenmiştir, Hâdise şudur: Bugün sebze halinin bulunduğu, Çöplük iskelesi mevkiin- de Bartınlı Keleşoğlu Ahmed isminde birine aid bir arsa vardır. Fakat arsa- nın sahibi Ahmed ölmüş, bazı kimseler sahte tapu senedi çıkartmak suretile arsayı belediyeye satarak, istimlâk be- delini almışlardır. Bu sahte muamelede Kayserili Mehmed isminde - biri ölü Ahmed rölünü oynamış, Anargiros, ka- rısı Eftalya ve Despina isimlerindeki dıgerıkik!şıde.noterdıımmdnlın- zâim edilen sahte vesikada şahid mev- klini almışlardır. Bunlar muamelenin diğer safhalarında da, ayni şekilde sü- ça iştirak etmişlerdir. Hâdiseyi haber alan müddeiumumi- lik birinci tedkik bürosu şefi derhal vaziyetten zabıtayı haberdar etmiş, suç Yular yakalanarak, adliyeye sevkedil- mişler ve haklarında kanunt takibata başlanılmıştır. 'Tevkif edilen suçlu Mehmed, müd- deiumumilikte verdiği ifadede: — Benim, bu olup biten işlerden malümatım yok. Beylerbeyinde bir dük kânım vardır. Bu dükkâfinm bazı mua- melelerini ikmal maksadile, Anargirosa fotografımı vermiştim. Anargiros bu fotograftan istifade ederek iddia edilen sahte muameleyi yapmış olacak, demiş- tir. Diğer suçlular ve Anargiros ise, bu iddiayı tamamen reddetmişlerdir. Müddeiumumilikce yapılan tahkikat neticesinde, hâdiseyi sabit gösterecek deliller elde edilmiştir. Suçlular hakkında sorgu hâkimliğin- ' F de açılan ilk takibat da hitama ermiş, muhakemeleri ve tecziyeleri talebi ile Ağırcezâya verilmişlerdir. Muhakemeye bugünlerde başlana- caktır. İki mecmua hakkında adliyece tahkikat yapılıyor Yüzelliliklerin affedilmeleri müna- sebetile, Akbaba ve Modern Türkiye mecmualarında görülen bazı neşriyat- tan dolayı müddelumumtlik takibata başlamıştır. Takibat yapılmasına başlıca sebeb, daha kanun mer'iyete girmeden, bu gazetelerde Refik Halide dair yazıla- rın intişarıdır. Müddeiumumtllik 2 nci tedkik bürosu tarafından yapılan tahkikat neticesin- de, her iki mecmuanın da sahib ve neş- riyat müdürlerinin muhakemelerine karar verilmiş ve evrak asliye ceza mahkemesine gönderilmiştir. Bir erkeğe bıçak çeken kadın mahküm oldu Receb isminde birine bıçak çeken bir kadının Ağırceza mahkemesinde duruş- ması yapılmıştır. Marika ismindeki suçlunun, iddiaya göre, Kadıköyünde bir evi vardır. Ma- rika bu eve uzun zamandanberi kiracı bulamamaktadır. Sebeb de, komşusu Recebdir. O, kiracıları kaçırmaktadır. Bir gün, evin kapısı önünde Marika ile Receb karşılaşmışlar, aralarında esasen eskidenberi münazaa olduğundan kav- gaya tuluşmuşlardır. Genç kadın bu sırada elindeki ekmek bıçağını çeke rek, Recebin üstüne yürümüştür. Hâdise derhal zabıtaya ve oradan & Kadıköy sulh ceza mahkemesine inti kal etmiş, genç kadın mahkemede ya pılan duhakemesi sonunda 6 ay müd detle hapse mahküm edilerek, tevkif o- lunmuştur. Marika ayni zamanda Türklüğü tah- kir eder mahiyette sözler de sarfetli- ğinden muhakemesine Ağırcezada baş- lanılmış ve şahidlerin celbi için mah- keme tâlik edilmiştir. Kendisi, hakkındaki ıcdııyı reddet- mektedir. İki kadına sarkıntılık eden Boğos mahküm oldu Şehzadebaşında bir sinemada Lü ye ve Belkıs adında iki kadına sark tılık eden Boğos, Sultanahmed 2 nci sulh ceza mahkemesinde yapılan mu- hakemesi sonunda, | ay 11 gün müd- detle hapse mahküm edilmiştir. Çocuğunu inkâr eden baba Asliye üçüncü hukuk mahkemesinde dün bir neseb davası neticelendirilmiş- tir. Hayri isminde birinin, di ile birlikte yaşadığı Emineden bir çocuğu dünyaya gelmiş, İsmini de Bin- g_föı koymuşlardır. Küçük Bingöl şim- di $ yaşına varmış bulunmaktadır. Fa- kat, zamanla ana ve babanım araları a- çılmıştır. Emifle de çocuğa nafaka bağ- lııcımk için, mahkemeye başvurmuş- evlenmek vâ- kat Hayri mah le Ççocuğunu inkâr etmiş, kendisinden olmacdığını söylemiştir. Bu “karışık davaya bir müddettenberi devam olunmuş, neti - cede şahidler ve raporlarla Bingölün Hayrinin sulbünden geldiği sabit ole muştur. Bu defa Hayri de, eski iddia« sından vazgeçerek, çocuğu kabul etmiş ve bu karışık neseb davası dün netice- ye varmıştır. Poliste : Bir yaralama vak'ası daha Dün Bakırköyde gene bir yaralama vüak'ae B1 olmuş, Fatma Özecan isminde genç bir ka- din vücudünün muüuhtelif yerlerinden ağırca yaralanmıştır. Vak'anın tafsilâtı şudur: Çakmakcılarda Valide Hanında otaran Fatma, dün hemşerisi Niyazi e Bakırköye gezmeğe gitmişlerdir. Bir müddet orada dolaşıp istasyon civa- rında bir gazinoda oturduktan sonra evleri- me dönmek üzere yola çıkmışlardır. Bu sıra- da Bakırköyde fırıncılık eden Mehmod bun- Jarın peşine takılmış ve kadına harfendazlık yapmıya başlamıştır. Niyazi sakin bir deli- kanlı olduğu için yanındaki kadına söz atl- masına rağmen sesini çıkartmamış ve Fat- İmaya da sabır tavsiye etmiştir. Pakat Meh- med bir türlü kadının peşini bırakmamış ve Fatmaya ilâmaşk etmekte devam etmiştir. Bir uralık artık aabri tükenen Fatma geriye dönerek Mehmade küfretmiye ba)lamıştır. Ve bu suretle başlıyan kavga gittikce büyü- müş, bu sırada Mehmed biçağını — çekerek Fatmanın üzerine hücum etmiş ve bıçalı rastgele yerlerine sokup çıkarmıya başlamış- tir, Kadının feryadına yetişen zabıila carihi yakalamış, kadını da cankurtaranla Haseki hastanesine kaldırmıştır. | Bacaksızın maskaralıkları : Tecessüsün zararları l

Bu sayıdan diğer sayfalar: