31 Temmuz 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

31 Temmuz 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| XA KU BON POSTA DÜNün, BUGÜNün ve YARINın tarihi: 12 AVRUPANIN ALTINDAKI ATEŞ Ia;.;ı: cinayet arasında bugünkü tarihi yazılan Yazan: Emrys Jones - Çeviren: İbrahim Hoyi da hoşuna gitmiyen yeni bir anayasa neş retti. Bu arada — Yugos- lavya, büyük bir kuv Bugünkü — Yugos- lav tarihinin en bü- Yük kısmı iki katilin kurşunları arasında Yazılmış - bulunuyor. vet kazanmış olan İ- Ülk kurşun, 28 h::ı_ talyayı — gözönünden Tan (İ914 de Sara ayırmamak mecburi- SAT yetinde kaldı. Böosnada — Arşidük Fransuva Ferdinan- * Ga atılmıştı. Bu infi- lük, bütün dünyada akislendi ve cinayet büyük harbin başla- Ma işareti oldu. Bu hâdiseyi, katli, (Siyah el) diye tanı- nan Sırb ordu kliği Yugoslav — ordusu- nun kuvveti, Fransa ve Balkan devletleri fle olan anlaşmaları yüzünden — İtajyanın nasibini Habeşistan- da aramaya kalkış- mış olması ihtimal Yazan: Vasfi Rıza Zobu bir devlet: Yugoslavya Ilıca hikâyesinin sonu Uyumılî için mi yattım, uğradığım felâketlerin daha faz- lasını görmemek için mi gözümü yumdum, bilmiyorum n T Erzurumdan bir manzara «Âkil isen deme mecnuna deli» — Küllanılmış yahu.. hazırlamıştı.. . Siyah | YELARŞ «Yoklasan her kişi bir güna deli» — Yok beyim.. Bir müleahhid iki gece elciler, daha büyük snaslk 1934 senesi, yeni| İşte bir nümunesi de ben.. Ben edeli»| yattı. Vallahi fena adam değil, namuslu, N bir ufuk açtı. Sırb-|değil miytı Yatağı bulup ta Allaha| terbiyeli bir insan!!.. bir Sırbistan hayalile Çalışan gizli bir ce- Miyet kurmuşlardı. İhtiyar Fransuva Jozefin ye' h mesi mükadder olan Avusturya velial z dinin bu iştiyaklara tamamile mubali! olduğu biliniyar, tahta u!ur.r_olurrî"l da Slavları Avusturya - Macaristan İn> paratorluğuna katarak üfud:ı::v::uî lık yapmak istediği r“';m A ğ Marsilya suikasdini gösteren varıh! resim ğ da köylü lideri olmadığı halde de 1919 r Radiçi tevkif ettiler. Al'mlldı’ın.. dfüıılı- ye nazırı Pribiçeviç, Sırb polislerini Hır- vatların üzerine saldırttı. Faal Hırvatlar falakaya ynunldıhr ve iki laraf ta, ara- daki anlaşamamazlığı halletmeğe yanaş- madı. Fakat iki taraf ta, Balkanlarda ye- ni bir devletciğe yer olmadığını ve mu- rine ge- en yüksek noktasına varmak 'üzere bulü Hırvatların | şükredeceğim yerde, bir de banyo sev - kaynaşmaları imkân dahiline giriyordu. | dasına düşüyorum... İki üç sene Kral Aleksandr demirden eli ve iradesi | alabilen, daha iki üç senedir an ile bütün ülkeye hâkim bulunuyordu ve | kılma fırsatı ele geçen Şark vilâyetle - nan bu muvaffakiyet, bir Makedonyalı-| safsızlık olmaz mı?,. demiştim ya; bura- nın, Marsilyada sıktığı bir kurşunla ni-| lara sefere hayete erdi. Kralın ölümü, bir müddet | pilmamışt için Yugoslavları bir araya getirdi. Fa-| Hep kabahat onda. <«Yeni otel yapıldı. — Tüh Allah müstahakını versin.. Na« muslu, terbiyeli oluşundan bana ne!. San- ,kı kızıma damad arıyormuşum gibi.. — Bani yani sanki... — Bırak lâfı be adam.. Yorgandan, yas- tıktan vazgeçtim. Bana bir temiz çarşaf getir. Bir ucunu da yastığın üstüne serer; sırtıma da pardesümü çeker yatarım.. Otelci gitti, ben soyundum. Bir elimde bizim K ba * rinde konforu yerinde otel aramak in - karken hiç bir ümide ka - Ah şu bizim şoför yok mu?. Sırb nasyonalistleri, b silâhı öldür- | bakkak surette bir arada yaşamak mec-| kat bu siyasi mütareke uzun sürmedi. — | Tek yataklı oda. Banyosu içinde.... Akla| sabun, öbür elimde sabun bezi, banyoya tedller, işin yegine İlâc, buriyetinde — bulunduklarını, — İtalyanın| Krl Aleksandrın ölümünden sonra, ka- | ne gelir?. «Çelikpalas> dedik ona ben -| gittim. Renkli suyün içine kendimi bı - mek idi. tn üzerinder | an'anevi düşmanları olduğunu, bu tehli-| rarsız bir rejim hüküm sürdü. Arkasın- | zetti, verdik kararı... Neyse, Jâfı uzat-İraktım.. Kaç gündür tozlanan, sonra da Saray Bosnadaki O aaa Haa L Karaı koymak için de birleşmeleri| dan Milan Stoyadinoviç başvekil oldu. | mayalam; elimde <pırpır» ı lâmba, Bün:| yüğmüzdek aaiğ' el ee hlrhc_qğç&î';dm “idhik vatkdni icab ettiğini biliyorlardı. Yeni devlet reisi işe ustalıkla başladı ve | yo h an ilerledim. Karanlık, rütu-| satımnlamağa koyuldum.. Ben sabunu Be dunuyordu. 1921 de Sırblar, Belgradda yeni bir a-| diktatörlük larını yumuşattı. betli cinsi mi | şürdükçe saçlarım birbirine yapıştı.. On- Tahtta, Prens Polun niyabeti altında 14 | böyl Hülâsa, 'tar yapıştikça ben çitiledim.. Ne ettim, harbe girmi nayasa ve merkezi bir parlâmento k Alman ve turya ; B a. - « yaşlarında çocuk kral bulunâyardu. 1956| sudaki bu sarılığın çamuri rengini anlı - runca, Hırvatların bütün muhtariyet ü- midleri suya düştü. Ayni senede serbest bırakılan — Radiç, Hırvatların cmellerini etrafa yaymak i- çin Avrupada bir seyabate çıktı. 1924 de de Yugoslavyaya dö Yeni bir hükü- mete müzaheret ettiği görülünce, her ıki tarafın uzlaşma yolunu güttükleri — sa- nıldı. Fakat bu his çok devam etmedi. Avrupa seyahatinde, bilhassı Muı' ya uğramak gibi bir hata işlemiş olması iııhancıık—, komünistlik suçundan tevkil olundu. Bununla beraber, 1925 seçiminde H vat ülkesinde o kadar kahir bir ekseri- | yet kazandı ki, kendisini serbest burak- mak ve hükümete almak mecburiyotin- de kaldılar ve Radiç iki yıl Hırvatlarla, Sırblar arasındaki anlaşamamazlığı orta- Gan kaldırmağa çalıştı ve nihayet 1927 de gene muhalefete düştü. 1923 yazında, Yugoslav politika sahne- si yeni bir tabanca sesine daha makes oldu. Karadağlı-bir mebuş parlâmentoda tabancasını çıkardığı gibi üç el ateş ede- rek Stefan Radiçi ölüm derecesinde ya- raladı ve iki Hırvat mebusunu da öldür- dü, Sırb - Hırvat mücadelesi hâd bir dev- reye girmişti ve 1929 da da, herhangi bir uzlaşma imkânı, #htimali kalmamıştı. Bi. naenaleyh ayni yılın 6 ikincikânununda kral Aleksandr kendisini diktatör na"; etti ve General Pera Zifkeviçi başvekâlk. te getirdi. n istilâ ettiler, fakat sonunda mağlüb oldular ve bu mağlübiyetlerinden de da- ha büyük jistan veyahud Yugoslavya dBoğdu. da Prens Pol, Stoyadinoviçin selefini ha- pisten kurtaran Hırvat lideri Vladimiir Maçeki huzuruna kabul etti. Bu çak a- kıllıca bir hareketti. Zira bütün Hırvat ülkesinde onun kadar sevilen lider pek azdı. Ve 1937 de de Yugoslavya başvekili ile Hırvat lideri ilk defa olarak buluştular. llk defa olarak, dedim. Zira, Radiçten- '|beri, iki parti lideri birinci defa olarak karşı karçıya gelmiş idiler. O zamandanberi de, Yugoslavya, her Avrupa devleti gibi, harici işlerile meş- gul oldu. Mussolini, kur yaptı. Almanya, yardımını temin maksadile onu pohpoh- ladı, Buna rağmen, Yugoslavya, Balka ve Küçük Antant ve Fransa ile yapımı * İkinci kurşun da, 1984 de Yugoslavya- 'an ilk krali Aleksandra atıldı ve kral Parise vaki olan bir ziyareti - esnasında Müursilyaya karaya ayak bastıktan biraz sonra öldürüldü. Bu iki endaht arasındaki Yugoslavya hikâyesi, ber ikisi de Slav olan ve aBır- larca evvel, dini tesirler dolayısile ma- nen birbirlerinden ayrılmış bulunan Sırb- İarla Hırvatlar arasında körüklenen da- hili mücadelenin bir aynasıdır. a Harbden sonra, yeni krallık, Sırblar, Hırvatlar — Slovenler, Makedonyalılar, | Karadağlılar, Bosnalılar ve Dalmaçyalı- | lardan teşekkül etmişti. Cenub Slavları- nı bir ırk halinde toplamak, bir bıyı'ık_ altında Birleştirmek istiyen Cumhurrcisi Wilson olmuştu. Bu istek Klemansonun j Ekmeğine yağ sürdü. Zira nso, ülkeyi kosip budıyarak Avus- Ma tan imparatorluğunu za- y v:ıtücpduniııni bir İtal- kmamak için de Hal- llerinin verilme- yordu. Hatırlar- : İtalyanlara, a olduğu anlaşmalarına sadık kalmış bu- lunmaktadır, Trabzon (Hususi) — Trabzon bele- diyesi şehrin balı güzergâhında bulu- nan Eski İmaret mezarlığını kaldırarak yerinde bir park yaplırmışlır. Bu park kâmilen çam ve akasya ağaçlarile süs- lenmiş, etrafı muntazam bir duvarla | çevrilmiştir. Halkın mühim bir ihtiyacını karşıla- yan İmaret parkı şehre yeni bir hayat verdiğinden eski adı kaldırılarak par- kın meydana gelmesinde büyük âmil olan üçüncü umum Müfettişin adına izafeten buraya Üzer parkı denecektir, yıflatmak ve 'yan gölü haline söl z JFanlara Dalmaçya sahi! Mesini temin etmek isti sınız ki, İtilâf devletleri, : x«Harbde bizimle beraber olursanız, D'â Mmaçya sahilini sanâ veririz» diye vâdde bulunmuşlardı. i İşte bu suretle, Yugoslavya vücud bul- u. Fakat kuruluş şekli Hırvatları mem- Bun etmemişti ve derhal de anlaşıldı ki, * Kral Aleksandr çalışkan bir hüküm- Surblar Belgraddaki payitahtlarında baş kizindi Bekina blar, dardı. Sabahın saat sel l6 masıkina a. #edire kurulacaklardır. —— | vasıta- o:uruxg çalışmaya başlardı. Kral Alek- Trakyanın her köyünde bir Büsitür. tryel köylü pırhsıBlu r.|sandr birleşik bir Yugoslavya hayali He mekteb yapılacak Jer, Bu pal Edirne (Hususf) — Eğitmeni olup ta ıiı.' Muhalefot sesini yükseltti! yaşamış, bu uğurda bütün gücile uğraş. benziyen, in reisi alelâde bir köylüye * muştı. Fakat şurasım da hatırlatmak 1â-| mektebi bulunmıyan Trakya köylerin- di zatında ülkenin en zeki İiderlerin-| TUf e ç lll de projesine tevfikan birer binanın in- et biri olan Stefan Radiç idi. General Zifköviç, önceleri, barb sıra- | şası Maarif Vekiletince kararlaştırıl. larında Al sandra itimad etmiyen siyah | miş ve bu maksadla vilâyetlere gere- * ine mensubdu. Avusturyalıla- tmiş ve büyük, 1915 ric'a- ken tahsisat havalesi gönderı;mişu:_ a EL aA ğ el c anda Edirne vilâyetine de 12 Birvatlar devlet dahilinde kendileri- hari v İŞ başında olmalarını istiyarlardı Ve '.“vğ?' ihim bir rol oynamıştı. bim Hra yoljanmıştır. Bu para ve halkın ASı da bir hakikatti ki, Macarların ida- lıı.!' unla beraber, Zilkoviç, krg!m_ ta-| yardımile mektobsiz köylerde mekteb caltında bulunurlarken, Yugaslav İ- [["İ, tatta. Siyahi Glallar ESİN GĞi İspatne bu GER Dörlünarak ikçeei eai Üai A el gaha SÖİ D moniş 1 S İ giyorle Heru| herkare bağ Hasanağıa köytüde & ; " Zü ğ e , nde de Bufı'mdd"“ ürb Matecileri büdileğe, B,Ş"kı.l d:îuğrfmğ* muvaffak olama-| yeni bir mekteb binası inşaatı başla- —“':lkn fazyik etmek, tehcir etmekle n 'Ymndı. kral, iki tatafınİmış bulunmakladır, . TARERİN , ASA | yamadım..Ne olursa olsun, her halde ne yaptımsa bir türlü köpürtmiye mu - vaffak olamadım.. Suyun cinsinder mi, mevcud olan suyun boşalıp, yenisinin dol ması lâzımdı. Öylece de talimat verdik.. Delikler açıldı, musluklar kapandı. Ban- yo boşalınca delikler kapanıp musluklar açıldı. «O doladursun!» deyip odama döndüm. — Şimdi aç kulağını iyi dinle azizim o- telci!.. Gayet temiz tarafından bir yor- gan, bir yastık, bir de çarşaf isterim... Bu-| li.. Kapıyı araladım.. Karanlığa doğru ba- g ıîrgi'ııı:::ruşinu atak — yapılır/ şımi uzattım.. Ne de soğuk var... Sıcak yapılmaz ben banyoya girerim.. Yarım| banyodan sonra zehir sibi i Kane a saat sonra sucan çıkınca yemek isterim. u4’ y e P Bunların hepsi bir saat içirlde olmalı.| — Heyyyl. Kimse yök mu orada' Yani ben bir saat sonra banyomu yap -| <—. ... y * mış, yemeğimi yemiş, hazırlanmış te -| Uzun bir süküttun sonra, bir daha bi miz bir yatağa yatmış bulunmalıyım..| gırdım... Bir daha., Sonra bir daha ba Haydi marş!.. Bırdım.. Derinden bir cer bi z . b alı Bir yandan soyunuyor, bir yandan da | dar... TC SA VT ıpırpır» eden gaz lâmbasına gözümü ta-| — Ne istiyorsunuz?. «birden parlarsa, evvelâ ba-| — Oğlum hani yemek?.. vulumu dışarı çıkarayım, yoksa elbise -| — Ne yemeği? talihsizliğimden mi?.. Nedir bu başuma ge len!.. Hey Yarabbi sen bilirsin. Ahlıya, pullıya çıktım suyun içinden, Üstün kö- rü kurulanıp döndüm odaya... Bekle ki yemek gelsin... Epey zaman elim şaka « Bunda, yatağın kenarında pinekledim.. Ne gelen var, ne gidem,, Çare yok seslenme- lerimi şöyle edeyim» diye kendi kendime | —— Yemek yahu. ae" k program yapıyordum ki; yatak takımı | ya... İ Bi ı";"hı“ geldi., | —H ? A e el T E:;:n miydin o?., — Ne olmuş ki?.. <— Olimuyar: - — Ne olmuş ki diyor.. daha ne olsun?| — Ne olmuyor* u yorgana bak, beyaz çarşaf, kahve ren-| — Aşçı yemek göndermi: Bi olmuş. Yastık yüzü saç içinde. Sana| — Neye? —— ye tenbih te ettim, «temiz olsun» dedim. — O aşçı öteki otelcinin ahhabıdır. Bu- — Kirli mi ki?.. radaki müşterilere yemek Mz: — Kirlide lâf mı?. Sen git orada ye.. * — Hayır efendim; ne kirlişi.. Daha ye- Buraya geldiğimdenberi üstüste gern ni çıkardık.. (Deovamı 18 ncü sayf: Çingene krallığı kabinesi toplandı Varşavadaki çingene krallığı kabinesi, kralları birinci Cam i Müuüümhm“vedmmyy&;m almıştır. Resim, mazırları yeni kılıkları ile gösteriyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: