17 Eylül 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

17 Eylül 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EKSİKLERİMİZ Üç gün süren yağmurdan herkes şi-| — Yağmurdan herkes şikâyetçi; fakat kâyetçi: ben şikâyetçi değilim, gerçi benim de — Azizim öyle bir zamanda yağdı(|evim akdı. Benim de kışlık ayakkab - ki.. beyaz kostümümden başka arka -|larım delik, benim de muşambam ta- ma giyecek kostümüm yoktu. Diyorlar. — Hiç sorma.. bizim dam aktarırma- mıştı. Üç gün üç gece yağmur evin içi, ne yağdı. Diyorlar. — Müuşambam eskimişti, tamire ver- miştim. Kışlık ayakkablarım — dölin - mişti. Bir türlü elim deyip pençelete - memiştim. Şemsiye dersen, hiç ara - ma., yazın başmda, kışa yenisini alırız, diye eskiciye satmıştım. Diyorlar. — Evde epey kırık cam vardı. zaman olsa yaptırılabilirdi. Fakat bir - denbire yağmur gehnce şaşırdık. Su - lar kırık camlardan içeri doldu. Evin | diyerek, küçük kaza ile haber gönder- içinde ıslanmadık bir şey kalmadı. Diyorlar. L Bunları biliyor mu idiniz ? — | Ölü bir kraliçeye taç giydirildiği liçe, gizlice ev « lenmişti, ve o z2- manlar Prens o - Jan Pedro'nun ba- bası yani Krali - çenin kayınbabası Alfonso tarafından biçare gelin katledilmişti. Alfonsa öl - dükten sonra, tahta geçen Pedro, sev- gili karısının cesedini mezardan Çı - kartmış, gayet zengin bir surette süs- l—em!ş ve sonra da başına taciı otütt - muştu. Pedro bizzat cesedin yanıbü - şında ayakta olarak durmuş, asılzade - ler birer birer gelerek, ölünün elini ö- püp biatta bulunmuşlardı. Merasim bi- tince de cesed yeniden mezarına ko - nulmuştu. Hâdise 1357 senesinde ol - muştur, N Almanyada kaç radyo var? Alman hükümeti tarafından neşredi - len bir istatistikten anlaşıklığına göre Almanyada 9,500,000 radyo abenesi mev- Okuyucularıma Cevablarım İzmitte Bay (B. D.) & — Haksızsınız; evin dabiliye na - zırı kadındır. Kendisine aydan aya Mmuayyen bir para verirsiniz, umu - Mi masrafları o yapar, ayın sonun- da da hesabları size gösterir. Tuva- let ve giyim masrafları, ev masra -« fından tamamen ayrı olarak veril - >Mmeli, iki hesab tamamen ayrı tutul- malıdır. Kadının bu vazifeyi ifaya küdreti yoksa mesele değişir, fakat umumiyet itibarile alış verişde ka - dınlar erkeklerden daha açık göz - dürler. Hem siz bana refikanızm bu işi yapıp yapamadığını söylemiyor- sunuz ki. Anladığım mesele prensip meselesidir, onda da kadın haklı - dir. * Beşiktaşta Bayan «K. C.» &: — Saydıklarınız birer talâk me « selesi olabilir. Fakat bu — meseleler hakikaten sizin gördüğünüz gibi mi- dir, sizin anlattığınız şekilde mi ce- reyan etmişlerdir? Bu noktalardan emin değilim. Biraz düşününüz, el- bette kendilerine kırıldığınız, .ken « dilerini sevmediğiniz dostlarınız var mirde., benim de şemsiyem yok. Gene bütün bunlara rağmen: — Ne iyi oldu da yağdı! Diyorum. Çünkü bu sayede eksik - lerimi ıımımlunıyı hatırladım. Geçen | de gelecek yağmurda zarar kara karşı hazırlıklı çıkacağım. * Bu bizim ezeli derdimiz değil mi? Küçük kazanın zararını çekmeden, ge- lecek büyük kazadan korunmak ça - relerini aramayı düşünmeyiz.. Ne Ama şu da var ki; büyük karzalar bazan: — Ben geliyorum - tetik meden geliverirler. İsmet Hulüsi dirildiği| — Zenciler de beyazlar gibi kızarırlar Zenciler de be - yaz insanlar — gibi teessürün — sevkile kızarırlarsa — da, renklerinin sivah * Pamuktan da şeker çıkar Pamuk — tobum- larının — bakiyele- rinden Ksiloz de « nilen bir nevi şe- ker istihsal edilir. Fakat bu, şeker kamışı veya pan « car şekerinden da- ha tatlı değildir. * Devekuşunun — sür'ati Devekuşu- nun datrevi bir ge- kilde koşmak gibi budalaca bir âde- ti olmasa, en sür- atli atlar bile bu dır, onların hakikatte hiç bir kasd ifade etmiyen hareketlerini — birer düşmanlık eseri gibi addettikten sonra kendilerile barışınca ilk zehab larımıza hayret ettiğiniz zamanlar olmadı mı? İnsanlar sevdiklerinin her harcketini mazur görürler, sev- mediklerinin en ehemmiyetsiz ha - teketlerine ise kızarlar. Siz — şimdi kocanıza karşı bu vaziyette — değil Misiniz? Evinizde üç tane- çocuk olmasa meseleyi fazla derinleştirmemek bir dereceye kadar caiz olabilir, fakat kadın ve erkek üç çocuğu yarı ye « tim bırakmadan önce, çok düşünme- lidir. Kat'i kararınızı vermeden önce bana tekrar yazmanızı rica ederim. * Aydında Bay (M. D.) e: — Bahsettiğiniz mesele hakkında, gazete sütunlarında izahat vermek mümkün değildir. Bu satırları ço - luk çocuğun da — görebileceklerini düşünmek vazifemdir, Bana adresinizi yollayınız, dü « şüncelerimi hususi mektubla anla « tayım, : TEYZE bulunun! Biçimi pratik, süsü yenidir. Örgüsü: Ters - yüz Örgü, aralarma çiz- giler geçirilmiş ters yüz örgü (bu çizgi- ler herhangi başka bir örgüden yapılahi- Hr.) Bu kısmı uzun tek kroşe ile hasır Öörgü örseniz de olur. Kabarık yerler (kürk örgüsü) dür, Şöy- le örülür: Kalın bir kroşe ile (6) gevşek zincir çekiniz. Bir ilmiğe batınız. Tekrar (6) zincir çekip yanındaki ilmiğe batınız. Buna hep böyle devam ediniz. (İlmikle- rin içine batılmaz. dışından alın alınır.) İpek çorapları nasıl seçmeli ve nasıl yıkamalısınız ? &. Seyrek çoraplardan sakınınız. Bun- lar kaba iplikten örülmüş, sonra gerile- rek inceltilmiştir. Kat'iyen dayanmaz. Çorap ne kadar sık olursa o kadar daya- fur. Bazı ince çorapların kalınlara naza- ran daha fazla dayanması da bünu izah eder. Çorabın her milimetresi başına ne kadar çok iplik sayısı düşerse dayanmaşgp © hnisbette artar. Bu nisbet kaha çorapta ince sık çoraba nazaran daha düşüktür. b. Ekli çorapları almayınız: İyi çorap tek parça halinde örülür. - c. Ne küçük, ne büyük çorabı - rengi için - almaya razı olmayınız. Bir çorap ftam ayağın büyüklüğünde olursa daha gözel görünür. Daha çok dayanır. Aldiğınız çorapların dayanması kısmen kendi elinizdedir a. Daima ayni renk ve ayni cinsten iki çift alımız. Birinin teki kazaya uğrarsa | *bürile birleştirirsiniz. b. Her çorabı ilk defa jymevkn evvel suya daldırıp çıkarınız. Kuruduktan son- ra giyiniz. Çabuk yırtılmaz. €. Jartiyerinizi çoraplarınızın iki kat yerinden aşağı indirmeyiniz, Hangi renk çoraplar moda: Açık ve or- ta kızıl renkler modadır. Çorapları ters giymenin bir faydası var mıdır? Ters giyilen çorap ince görünür, Ço- rapta aranılan da bu değil midir? Nere- de hangi çorapları giymeli? Spor ayakkabılarla en kalın çoraplar (36-40) incelik. Öğleden sonra daha ince çoraplar: (44-50) incelik. Akşam ve gece için en İnce çoraplar: (100, 200, 1000) incelik giyilmelidir. Çoraplarmızı şöyle yıkarsanız eskimezler a. Soğuk suda, en iyi cins sabunla, oğ- madan sabunlayınız. b. Sabunlu suda mümkün olduğu ka- dar az tutunuz. Derhal duru suda tekrar tekrar çalkalayınız. €. 15 dakika, içine biraz tirke karıştı- rılmıiş süda birakınız. (Litre başma bir çorba kaşığı sirke katarsınız.) d. Çorabınızı sıkmadan temiz bir bez arasında sularını alınız. Gölgede ve yere apaçık sererek kurutunuz. iki ahbab çavuslar. w Bir kızın ölümiyle neticelenen hâdiseni! duruşmasına yeniden başlandı — & Muhakeme şayanı dikkat bir safhaya girdi, mütehassif lar yaranın vaziyetine nazaran genç kızın solak olmaf lâzım geleceğini, halbuki solak olmadığını söyledilef Bir müddet evvel, Sarıyerde bir.ko- ruda nişanlısı Belkısı tabancayla öl - dürdüğü iddiasile, Asliye 2 nci cezada muhakeme edilen İbrahim beraet et - miş, genç kızın ailesi kararı temyiz e- derek, nakz üzerine davaya — yeniden bakılmıştı. Asliye 2 inci ceza mahkemesinde rü yetine dün de devam olunan bu hâdise, dünkü celseyle, çok mühim bir safhaya Dün sabık tıbbı adli müdürü pro - fesör Saim mahkemece dinlenerek ,mü leasına müracaat edilmiştir. Profe - sör Saim, mahkemede şunları söyle - miştir: — Kurşun kadının söl memesi üze - rinden girmiş ve sağ arka kürekde kal- mıştır. Vücud dahilinde, memeden iti- baren önden, arkaya ve yukarı doğru bir seyir takib etmiştir. Bu vaziyeti bir kroki ile de tesbit ettim. Şu bhale nazaran, silâh ölen kadımın elinde pat- Jamiş ise, sağ elinde bulunmaması i - cab eder. Ölüm şeklinin tayini — için, ölen kadının solak olup — olmadığının tespiti lâzım gelir. Ba anlattıklarımı, raporumda da izah ettim. Ancak, mah- keme dosyasını tedkik ettim. Bir çok işlerinde ölen Belkısın sol elini kullan- dığına dalr bir yazıya rastlamadım. Suçlu İbrahim vazifesi — dolayısile Ankarada bulunduğu cihetle, mahke - meye gelememişdi. Vekili söz aldı ve ları ileri sürdü: — Hâdisenin cereyanını Müteakib vak'a mahalline gelen şahidler yerde bir ölü ve cesedin üstüne kapanmış bir genç Tle şlardı. Bu gen - cin hıçkıra hıçkıra ağladığını da gör - müşlerdi. Binaenaleyh muhterem dok- torun verdiği rapor ve mahkemedeki izahatı, bizim müdafaamıza mütabık - tır. Zira, biz de silâhın Belkısın elinde bulunduğunu, bir kaza çıkmaması için İbrahimin nişanlısının elini kavradığı sırada patladığını söylüyoruz. Şimdi, bir noktanın şahid ve eıılmıkunın 80- rulmasını isterim. Mn!pnhınıındıböyhhlrp- kişme olduğu sırada, tabanca pıdıns_ vücud dahilinde takib edeceği seyir, tabanca sol elde dahi bulunsa, rapor - daki şekle uymaz mı?.. Profesör Saim, böyle bir vaziyette bunun olabileceğini söylemiştir. Duruşma, müddelumuminin tddir- namesini okuması için, talik edilmiş - tir. Berastle neticelenen bir hakaret davası Dün, Sultanahmed 3 üncü sulh ce - zada garib bir hakaret davasına bakıl- mıştır. Süleymaniyede oturan Nebiye ile, oğlu tıb fakültesi son sınıf talebesin - den Vasfi ve kızı, kiracıları Hatice ile kızı Nimetten davacıdırlar. Hatice ile kızının bahçe tarafından evlerine girmek suüretile, — kendilerine hakaret ettiklerini iddla — etmişlerdir. Ancak, dinlenilen şahidler ademi ma- Tümat beyan etmişler, suç sübut mer - tebesinde gorülm('mişllr. Bu arada dayacıların vekili söz Vi mMuş ve orijinal bir müdafaada bulüf muştur. Vekil, hülâsaten şımıın lemiştir: — Dört senedenberi ayni evde o! bu iki aile ilk defa olarak, mahkö huzuruna çıkıyorlar, Ciddi bir sebf bir suç olmasa ne diye — mahkem€l! Müracaat etsinler ve buraya kadar © sinler. Bir Avrupa mecmuasında J'İ nen buna müşabih bir davanın tafsiP| tını okudum. Orada bir kadın, diğer PF kadından davacı bulunuyordu, Fa J ortada şahid ve delil yoktu. Ancak, W | kim davacı kadının bir sebeb olmü dan mahkemeye kadar gelmesini £ ri mantıki bularak, suçlunun tecziyt sine karar vermiştir. Davacı, — davâll kazanmıştır. Burada da ayni vazif'| vardır. Suçluların tecziyesini ve lira manevi zararımızın teminini Sf rim, Ancak, mahkeme bu müdafaayi rid. görmemiş ve suçluların beraetifi karar vermiştir. Diplomasız bir dişci mahke verildi Müddeiumumtlikçe diplomısıı p dişci hakkında takibat yapılmakta Büyükadada Avram isminde bir ? ci kalfasının, diplomasız dişcilik yaP /| tığına dair, zabıtaya bir ihbar vukü bulmuştur. Derhal bir cürmü meşhud yapılA rak, yakalanan Avram müddeiumu! î liğe verilmiştir. Muhakemesine b | Sultanahmed -3. üncü sulh ceza mı' 1 kemesinde bakılacaklır. Bir köylüyü dolandıran iki — sabıkalı yakalandı Sirkecide zarftilik usulü —ile isminde bir köylünün 401 lirasını d0 landıran sabıkalı Vehbi ile İsmail P kı, adliyeye verilmişlerdir. Suçlular Sultanahmed ! inci ceza hâkiminin kararile tevkif oluf muşlardır. Bir zorba taslağı mahküm Biga (Hususi) — Burada sabik*l zorbalardan Boşnak Kasım isminde ri, köfteci — Karagöz — Hüs giderek: — Ben burada rakı içeceğim. ı lik köfte isterim. Bana beleşten raki ' almalısın, demiş. Ve bunu yıpınu!’; cağını söyliyen köfteciye bıçak miştir. Yapılan cürmü meşhud dufd masında dokuz ay on gün hapse M küm edilmiştir. Bu zorba, m.ııkı'ım'* yetini ikmalden sonra bir sene de bıta nezareti altında bulunılm-ulıj tır. ( Dolmabahçe saatini belediye idare edecek Mili saraylar idaresi tarafından # re edilen Dolmzbahçe saati, bun' sonra belediye tarafından kullanılacak tır. Belediye Jâzım gelen tedbirleri altif. tır, Yakında tamire ve boyanmasına t lanacaktır. Yagmurdan korkan tayyareciler

Bu sayıdan diğer sayfalar: