12 Ekim 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

12 Ekim 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

âdiseler Karşısında H Kendi aralarında ramvayda gazetemi cebimden çı- kardım, serlevhalara göz gezdi - Tiyordum: «Sulh yolunda bir uzlaşma daha» — Uzun sürmez, gene hır gür başlar.. — Ben de öyle tahmin ederim. Ha an- laştılar derken; birdenbire ortaya - bir mesele çıkartıveriyorlar. Arkamdaki sırada oturan iki kadın ka- nuşuyorlardı. Onlar da benim gazeteme bakmış, benimle beraber ayni şeyi mi ©- kumuşlardı? Konuşmalarına devam et — Kabahat İclâlde, lek gibi adam. Meğer mahalle dedikodusu yapıyor - larmış. Tekrar gazeteme baktım: «Eminönü meydanının açıl yesi sür'atle ilerlemektedir. — Bir kaç gün sonra gene durur. Yanımda ayakta duran erkek söylüyor- dü, — Nereden biliyorsun? Diyecektim. Arkadaşı benden çabuk davrandı: — Baat bir kere yere düştü mü, ne ka- dar tamir edilse ondan hayır yoktur. Meğer; yere düşüp bozulan ve tamir edilen bir saatten bahsediyorlarmış. Tekrar gazeteme baktım: «Türkiyede yerleşmiş museviler, türk- çeyi ne zaman benimsiyecekler?, . — Balık kavağa çıktığı zaman. Önümdeki sırada oturan adam karşı - sında âyakta durana söylüyordu. Ayakta duran cevab verdi: — Daha çok beklersin, onu ben tanırım; borç alır, sonra vermez; gördün ya; sen- den aldığını da bir türlü vermedi. Verecek amma, dediğin gibi; balık ka- vağa çıktığı zaman. Moğer borçtan, alacaktan konuşuyor- larmış, K Gazetemi katladım, camdan dışarı bak- ler: , doğrusu me- ası ameli- L Bunları biliyor mu idiniz? —| Toprak yiyen insanlar Amerikanın ba- ı taraflarında ya- gıyan kabileler toprak yerler, Ba- m Gdefa, bunların adam başına 200- 250 gram toprak yedikleri görülür. Hattâ, Hindde, Çinde, Siyam ve Japonyada dahi toprak yiyen Insanlar bulunduğu iddia edilmek- tedir. Toprak yemeyi itiyad edinmiş kimse- ler ergeç fakrüddeme uğramaktadırlar. Bunun arkasından ölüm hazırdır. Fakat bu insanlar nasıl bir ihtiyaç için toprak yemektedirler? Bu noktayı izah etmek Birbirinden ayrılmak İstemeyen nişanlılar İzmitten N. T. F. rümuzile bana u- zunca bir mektub yazan okuyucumun mektubunu hülüsa edeceğim: «28 yaşındayım; bundan dört ay eve vel nişanlandım. Nişanlımla ne ni « şanlanmadan evvel, ne de nişanladık. ta gonra yalnız kalıp konuşmuş deği- liz. Böyle olmakla beraber aramızda derin bir sevgi peyda olmuştu. Her ikimiz de birbirimize karşı gün geçtik- çe daha bağlanıyorduk. Bunun böyle olduğuna yazdığımız mektublar şa - hiddir. Ben yüksek tahsile muadil bir mes- lek mektebinde idim. Mektebi bu sene bitirecektim. Fakat aksi bir tesadüf buna mâni oldu. Şimdi gene bir met- lek mektebindeyim; yirmi lira âslt maaşım var, Ve sekiz ay sonra bu meslek mektebini bitirince asl! maaşım yirmi beş lira olacaktır. Benim uğradığım bu ani felâket yü- zünden nişanlımın ailesi bana yüz'ço- virdiler, Gerek babasına ve gerek âan- Nesine yazdığım mektublar cevabsız kaldığı gibi, kendine yazdığım mek - tım. Tramvay çivili geçide yaklaşmıştı. Geçid başında karşıdan karşıya geçmek istiyen bir kalabalık toplanmıştı. Tram- vayın duracağını kendilerine yol vere - İceğini ümid ediyorlardı. Fakat trr-ravay durmadı. | — On beş gün bile sürmedi. — Evet birdenbire unutuldu. — Ne olacak, ölenle ölünmez ki.. — Amma çok müteessir olmuşlardı Arkamda oturan iki kadın indikten sonra onlardan boş kalan sıraya otu « İranlar ölen bir tanıdıklarımı, ve onun al- İlesinin on beş gün sürmiyen teessürünü |yana yakıla birbirlerine anlatıyorlardı. Tramvay Eminönü istasyonuna gelmiş, oradan da hareket etmiş, camekânların- da «Burada pazarlıksız satış yapılır» lev- haları asılı dükkânlar arasından geçiyor- du. — Bazı açık gözler genea istifade çare- sini buldular. — 'Evet, vaziyeti müsaid gördüler mi pazarlığa kalkışıveriyorlar. — Siyaset böyledir. Çek hükfimetinin zhf göstermesi bütün bunlara sebeb oldu. Meğer biraz evvel pazarlıktan bahse » denler, pazarlık bahsinden siyasete geç - mişlerdi. Tramvay Ayasofyaya gelmişti, iniyor- dum. Ceketimin kolu kapıya dokundu, le- kelendi. — Başımıza ne gelirse hep bu sessiz- Hiğimiz yüzünden! Bunu sgöyliyen bir erkekti. Ben ona baktım. Fakat o bana bakmadı. Yanında duran kadına bakıyordu. Kadın — başını salladı: — Geçen seme konturatı yaparken, «kon turatın hitamında kiracı her geçen gün için on lira verecektir. maddesine itiraz etmeli idin. Meğer onlar da kira, konturat yüzünden başları derde girmiş Insanlarmış. İsmet Hulüsi İ Çinde sokakların kapıları vardır Çin şehirleri hırsızlara karşı son derece muha - fazah yapılmıştır. Her sokak veya bir kaç sokak gru- veya — sokakların bir kapısı vardır. Har akşam bu kapı kâa- panır ve gayet erken açılır. Her soka - ğın veya sokak grupunun bir bekçisi var. dır, Bir sokaktan diğerine geçmek — için behemehal bu bekçiyi uyandırmak ve ka- pıyı açtırmak lâzımdır. tublara da cevab alamadım. Nişanlıma yakın oturan bir akrabamdan aldığım mektubda anun çok büyük bir tees » sür içinde olduğunu öğrendim. Bizim gibi birbirini çok seven iki nişanlıyı benim bir talihsizlik yüzünden uğra - dığım bir felâket için birbirinden a - yırmak istemek doğru mudur? Hem ben mahvolmuş bir insan sayılmam. Yeni girdiğim meslekte de torakkı e - derim. Ve sonra hukuka da devam e- deceğim. Niçin böyle yapıyorlar?» * Oğlum, belki sen noktal nazarında haklısın.. Fakat bu ana babayı da mazur görmelisin.. Seni tanımıyorlar, geçirdiğinden bahsettiğin felâket bel- ki senin hakkında edindikleri — sathi malümatta aldandıkları kanaatini do- Burmuştur. Hangi ana baba evlâdının bedbaht olmasına razı olur? Bence ya- pilacak iş gidip kendilerini görmek, kuracağın yuvanın idamesi ve istik « bali için lâzım olacak parayı kazana- bileceğini kendilerine isbat etmektir. Ayrıca mevzuu bahsettiğin hâdise et- rafında da lâzım gelen izahatı vermiş, kendilerini tenvir etmiş olursun. TEYZE Mat ve parlak saten karıştırılarak yapılan roblar Solda: Bunun kendi mat satenden, kor- sajının yanlarile eteğinin önüne parlak saten süsü verilmiş. Sağda: Bu seferkinin de roba, kolları parlak, geri kalan tarafları donuk saten- den.. Şık bir tayyör ve şık bir manto Solda: Bu siyah düvetinden, yakası, yanları, tül ağızları anio raze ile süslü manto gençler gibi orta yaşlılar için- (dr de. Sağda: Kışın göüzel günlerinde ve bü- tün sonbahar giyilebilecek zarif bir tay. yör. Kumaşı fındık rengi yünlü, kürkü boz kırmızı renkte tilki. Bu, daha ziyade gençlere gider. B acaksızın maskaralıkları : Resmi dalirelerin mühürünü bir muamele takibcisi yakalandı Çantasında yüzlerce istida bulunan suçlu baş muakkibler müşterilerini elinden aldıkları için maha- retini göstermek üzere böyle yaptığını söyledi Dün, İzzet isminde bir sıhwu:lık:sükülemk satıldığı takdirde suçlusu Adliyeye tesdtim edilmiştir. |resmi tahsil olunmaktadır. Müddeiumumllik suçluyu, Sultan Gümrük muhafaza teşkilâtı vapurunda makineler çıkarıldığı S1†da gümrük resmi verilmediği için bil sızlar hakkında takibat yapmaktadi Tahkikat ikmal edildikten sonra çakçı hırsızlar asliye beşinci ceza kemesine verileceklerdir. Bir bono sahtekârlığı meyd: n çıkarıldı Adliye ve zabıta bir bono sahteki lığı ve dolandırıcılık hâdisesinin lularını aramaktadır. Garib bir mahiyet arzeden bu safi kârlık hâdisesinin suçluları ç Rahmi ve Hamdi isimlerinde üç ar$i daştır. Bunlardan Hakkı Adliyeye ©? bedilmiş, ifadesi alınmış ve hakki takibata başlanılmıştır. Diğerleri bulunamadıklarından, aranmaları yakalanarak Adliyeye sevkedilme zabıtaya bildirilmiştir. Yapılan tahkikat neticesinde an! şıldığına göre, hâdisenin mahiyeti $8 dur: İ Bu üç arkadaş, Serob isminde © elektrikçiyi çağırarak, Yeniköyde İf lettikleri gazinonun elektrik tesisak ni yapmasını tebliğ etmişler, netii 210 liraya mutabık kalmışlardır. B nun 30 Tirasını peşin vererek, di 180 lira İçin de yedi aded bono vertii lerdir. Serob, bu bonoları elektrik ? vazamı satan büyük bir mağazaya € ederek, lâzım gelen malzemeyi af ve tesisatı İkmal etmiştir. ; Fakat, bilâhare bu bonoların vat gelince, bonolardaki imza ve hüviYü lerin sahte olup, diğer bir tüccarım mi yazıldığı anlaşılmıştır. Bu suretle, mesele Adliyeye â miş ve suçlulardan Hakkı buluna sorguya çekilince; — Bonolardaki ilnza ve hüviyet £ te olebilir, ancak, bunun bana yeti olamaz. Bütün bu işlerden, haP dar bile değilim, Demiştir. Hakkında açılan ilk tâ? kat da neticeye vardığından, SÜ Hakkı ikinci songu hâkimliğinin Kâ Tile, Ağırceza mahkemesine veril? tir. Muhakemesine bugünlerde bâ$ nacaktır. Suçluların işlettikleri bir İf zino da olmadığı tahkikatla sabit © muş ve bulunamıyan diğer iki mü0 nunun aranmasına başlanmıştır. Muamele takibcisi dlan imaznun, muamele' ve istihlâk vergileri şefliği- nin mühürünü taklid etmek sureti - le, iş sahiblerini aldatmış ve İstida - Jarının resm? muamelesi hitam bulmuş gibi göstererek, paralarını almıştır. Fakat, bu şekilde İzzete İş takib etti- renlerden Telemak isminde biri mese- lenin farkına — vararak, — vaziyetten Müddetumumiliği haberdar etmiştir. Yapılan tahkikat neticesinde, İzze - tin irtikâb ettiği bu çeşid birkaç suçu deha olduğu tesbit edilmiştir. Dün hâkim huzurunda yapılan sor- gusunda, İzzet, şunları anlatmıştır: — Bu işleri yaptığım doğrudur. Fa- &, sebobi var: Diğer muakkibler, be- |nim işlerimi türlü hileler çevirerek, müşterilerimi elimden alıyorlardı. Ben de, ne kadar sür'atle iş başardığımı göstermek gayesile, bu çareye başvur- dum, Suçlunun dosyasında yapılan arama neticesinde, yüzlerce istidaya daha te- sadüf edilmiştir. Bunların da, sahte o- lup olmadıklarının tesbiti için, tedki - kat yapılacaktır. Suçlunun mahkemece tevkifine ka - rar verilmiştir. Dünkü tramvay kazası hakında müddeiumumilikçe tahkikata başlandı Dün şehir tab'ımızda, Etyemezde feci bir tramvay kazası olduğunu ve 4 yaşında Karabet adında bir çocuğun tramvay altında kalarak 30 metre sü- Trüklendikten sonra parçalanarak öldü- ğünü yazmıştık. Bu feci kazanın tahki- katına Müddelumumilikçe başlanmış- tır. Müddeğumum? muavini Necatinin Huzurile, belediye mühendisleri tara- fından bir keşif yapılmış ve şimdiki şekle göre hâdisede vatmanın mes'uli- yeti görülememiştir. Ölen Karabetin tramvayın bir arabasından, diğerine atlarken, tekerleklerin altına yuvar - lanarak, parçalandığı anlaşılmıştır. Çocuğun düştüğü kimse tarafından görülmediği için araba 30 metre git - miş ve parçalanan cesed arabanın al- tından çıktıktan sonra hâdise anlaşı! - mıştır, Tahkikata, Müddelumum! mua- vini Necati tarafından devam edilmek- tedir. Asyı yapurunu soyanlar hakkında takibata başlandı Paşabahçe önlerinde bulunan Asya vapurunun bazı makine aksamının Ça- hnarak satılması hâdisesi etrafında gümrük muhafaza teşkilâtı da tahki- kat yapmakladır. Bu tahkikata sebeb şudur: Vapurlardaki makine aksamı su üstünde bulunduğu müddet zarfında |kanunen gümrük resminden muaf tu - tulmakta, fakat makineler vapurdan Bir şoför diğer bir şoförü yar#' Küçükpazarda oturan goför SüresTü, şotör Celâl arasında müşteri almak YÜĞ den çıkan kavgada Süreyya Celâli İf kolundan ağır surette yaralamıştır. Cerrahpaşa hastanesine — yatırılmış, yakâlanmıştır . Bir kadın kömürle zehirlendi Eminönünde Tavukhane sokağında 10 ğğ maralı evde oturan 65 yaşında !; odasında yaktığı kömürde kestane P''ğgi ken intişar eden karbonla zehirlenmi seki hastanesine kaldırılmıştır. Ş Bir demircinin parmakları e7i Hasköyde Kalkancı sokağında 2 Nuft ğğ gemiret dükkânında çalışan Kâmll Af zaen çekici eline vurarak pal miş ve tedavi altına alınmıştır. Muühürede taklid edef

Bu sayıdan diğer sayfalar: