25 Ekim 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

25 Ekim 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Mücadelesi Yazan: Muhittin Birget aponya ile Çin arasında, Japon - ların söylediklerine göre de Ja- ponya ile Şan-Kay-Şek arasında — uzun zamandanberi devam eden mücadele, son günlerde yeni bir safhaya girmiş bu- lunuyor. Şan-Kay-Şek orduları her ta » rafta mağlüb edildiler ve dağıldılar. Bu suretle anlaşılıyor ki Japonya erkânı - harbiyesi, hasmı ile oynadığı şatranç O « yununda şimdiye kadar ml)l»mııdiya! neticeyi hazırlıyan bir takım ileri geri hareketler yapmış ve onu istediği vazi - yete getirince son hamlesini yaparak, kısa bir zamfanda Çin ordularını mağlâb Makale : Resimli etmiştir. Hiç şübhesiz, arada bir Japon - ların yaptıkları ric'atler, mağlübiyete uğ- rayışları tamamen değilse bile kısmen müretteb idi. Çin memleket: gibi geniş bir sahada yapılacak stratejik manev- ralar, nisbeten dar sahalarda olduğu gibi sür'atle ve az bir zamanda inkişafı müm- kün olamazdı. Şan-Kay-Şek erkâinıhar - biyesini mütemadi manevralarla şaşırta- rak, onlara muvaffakiyet ümidleri verip Çin kuvvetlerini Japon taarruzlarına mü- sald noktalara doğru çekmçk gibi - bir plânın tatbiki bu kadar uzun zamana muhtaç olursa hayret etmemeliyiz. Na- polyönun Rusya seferindenberi, ilk defa olarak ağır techizatlı bir ordunun, bil « hassa bir deniz aşarak, bu kadar uzak ve geniş bir sahada yayıldığını ve harbetti. ğini görüyoruz. Askerlik bakımından bu muharebenin çok kıymetli dersler vere -|. — ceği muhakkaktır. 'Yarı askeri, yarı medeni, alınacak en büyük ders var ki bunu bilhassa kaydet- meliyiz: Bir memleketin genişliği ne e- Jursa olsun, nüfus kesafeti ne dereceye varırsa varsın, onun müdafaası için, her şeyden evvel teşkilâth ve münevver bir kuvvete ihtiyaç vardır. Münevver kuv. vet dediğimiz zaman da, nüfus kütlesinin medeniyet seviyesini kasdettiğimiz ka - dar bunun elindeki teknik kudretin de - Tecesini de düşünüyoruz. Japonya, Çin üzerine hareket ederken işte bu tarzdaki kuvvetlerine güvenmiş ve netice göste - riyor ki güvenmekte hata etmemiştir. Bu hal eskiden de böyle idi. Eski zaman Mmuharebelerinde de aynı şey vardı. Fa « kat, o zaman tekniğin harb üzerindeki kuvveti bugünkü derecede kuvvetli ol - madığı için, Japonya gibi bir memleke- tin koskoca bir Çini az zamanda istilâ edabilmesine, etse bile orada, kuvvetli bir hâkimiyet tesis eylemesine imkân o- lamazdı. Bugün ise bu gibi şeyler müm- künler arasına girmiş bulunuyor. * Japonyanın Çini mağlüb edisi, Şan- Kay-Şek kuvvetlerinin tâbiyesini dünya ile muvasaladan mahrum olan dağlar ve çöllere doğru atışı, yakım zamanlara ka- dar dünya için pek te mühim bir mesele olamazdı. Fakat, bugün öyle değildir. Dünya o kadar küçülmüş, önun mühtelif parçaları birbirlerine 0 kadar yaklaşmış- tır ki bir tarafta, az çok ehemmiyetli bir hâdisenin, öbür tarafta tesirini göster - memesi mümkün değiklir. Bahis mevzuu olan hâdise ise az çok ehemmiyetli bir hüdise değil, belki de çok ehemmiyetli bir tarih vüktâsıdır. Japonya, bu kadar bü- yük menfaatler sahası olan bir memle - keti istilâ ediyor ve onun dünyanın bü- tün bayat faaliyetlerile olan alâkalarını kökünden değiştirecek bir hareket yapı- yor. Meselâ, Varşovadaki tahin helvası- nın susamını, bir Holandalının giydiği gömleğin pamuğunu, İtalyada içilen bir sigaranın tütününü veren Çin, dünyanın iktısadi hayatında büyük bir rol oynıyan bir memleketti. Bu rol bugün değişmeğe mahküm bir istikamet almıştır. Bu isti- kamet nereye doğru gidiyor? Bilmiyo « tuz. Bunu sonra göreceğiz. İktısad bakımından böyle olduğu gibi, siyaset bakımından da bu hâdisenin e - hemmiyeti büyüktür. Japon ordularının kaydettiği muvaffakiyetleri, İtalyan mat- buatı şimdiden tantana ile ve sevinçle kaydediyorlar Gaida (Gayda) — yazdığı bir makalede, hâdisenin ehemmiyetinden bahsederken garb demokrasisine karşı bir kere daha eldivenlerini fırlatmayı u- nutmadı. . Madem ki dünyada kuvvet hâkimdir; madem ki dünyada hakkı hâkim kılmak için milletler, aralarında anlaşmaktan Derdini söylemiyen derman bulamaz, derler, doğrudur, fakat her vakit derdden bahsedenin dinletecek bütün ku- lakları tıkalı bulacağı da bir hakikattir. Ispanyolt harbine İştirak eden Bir köpek Her milletten binlerce gönüllülerin iki senedenberi akın ettikleri İspanya, şimdi yavaş yavaş tenhalaşıyor ve İs- panyollar kendi başlarına kalıyorlar. Gerek Franko, gerek hükümet saf - larında harbeden gönüllüler memle - ketlerine dönmeğe başlamışlardır. Evvelki gün hükümelçi İspanyadan | Parise dönmüş olan gönüllüler kafile- sinde bir köpek de bulunuyordu. Ceb- he ile cebhe gerisi arasında posta vazi- fesini gören bu köpek, yaralanmış ve ön ayaklarından birisini kaybetmiş - tir. Gönüllü köpek, madalya ile taltif edilmiştir. ——— âcizdirler; şu halde Gaida'nın hakkı var- dır. Son beş sene içinde, Galda'nın men- sub bulunduğu siyaset müsellesi, büyük büyük muzafferiyetler kaydetti. İtalya Habeşistanı aldı, Almanya bir çok işler gördü ve Japanya da şimdi Çini istilâ e- diyor. Bütün bunlar oldu ve deveran gene © devran, âlem gene o âlem! * Dünyanın üç noktasında üç mühir mülli kuvvet, siyaset topunu mütemadi- yen birbirine geçirerek öle taraftakilerin kalelerine hücum ederler ve mütema - diyen gol yaparlarken, bugün içinde bu- kunduğumuz sulh devrinin uzun sürece- #ine inanmak için, mucizeye itikad et <| mek lâzımdır. Sulhun yakın zamanlarda Ihlâline ancak bir mucize mâni olabilir. Bundan başka bir kuvvet var: Milletle . rin, hak ve adalet prensiblerine göre, u - mümt bir anlaşma yapmaları, Ancak, bu iş mucizeden daha güç! Muhittin Birgen İSTER rın vaziyetlerine temas ediyor. bir kese, yahud yardım usulü vardır. değerlileri himayeleri altına alırlar, İSTER İNAN, Hem öğretimen, hem de gazeteci olan bir arkadaş Üni - versite ve lise talebeleri arasında himayeye muhtaç olanla- Avrüpanın hemen her üniversitesinde bir burs, türkçe gerek şahsi servet sahibleri fakir talebeler arasından en < Dost sözleri.. — Müessir olmasını istiyorsan şikâyefini yalnız üzerinde |dan seçtiği bir zümreyi vatanın içe! Aâmil olabilecek kimseye söyle ve tam zamanında söyle, her- kese derd yanmak boş ve derin bir kuyuya taş atmıya ben- |zelliğinden (İham almak ve o güzellik « zer, kulağına yalnız aksi sadası gelir, SÖZ ARASINDA i Tecrübe etmeğe İ lüzum yok Bir muharrir arkadaş, uktör Hâzı - güler yüzle karşıladı, oturttu. — Kahve ısmarlıyayım mı? — Kirk yılda bir geliyorum, tabii ssmarlıyacaksın. — Her gün gelsen sanki ısmarlamaz #mtyım? — Öyleyse bir tecrübe ederiz, Hâzmm düşündü: — Ben söylediğimi yaparım, dedi, j Senin tecrübe etmene hiç lüzum yok! aa eee İtalyanın h Müstakbel Kraliçesi Belçikada Kardeşi Belçika Kralı Leopold mütenekkiren Londraya yaptığı seya- hatten henüz Brüksele dönmüş - olan İtalya veliahdinin karısı Prenses Ma- ri Joze, daha bir müddet kardeşinin sarayında kalacaktır. Prenses Mari Joze, İtalyanın Yahu- di aleyhtarı siyasetine rağmen, Brük - selde Roçild MarkiziJe tenis oynamış ve Markizin tertib ettiği bir çayda ha- zır. bulunmuştur. Resimde Mari Joze'yi kardeşi Kral Leopold ile görüyorsunuz. İSTER deruhde ederler, Arkadaşımız: Şimdi artık zenginlerimizin imtihan günleri yaklaşmış demektir, her biri bir kaç genci benimserse üniversite mu- hitindeki ,yoksul zekâlara çalışmaktan başka bir ıztırab ve derd bırakmamış olurlar, diyor, Gerçekten de öyledir. Fakat bu temenninin husul bulacağına: İNANMAI Gerek hükümetler, tahsil masraflarını İNAN, İSTER İNANMA! Tahtsız ve Tacsız Rus Çâri öldü Rusyada inkılâb olduktan sonra, o - radan kaçan beyaz Ruslar Çar hane- danı arasında sağ Grand bulu- oğlu bıraktığı tahtsız taçsız çarlık makamına geçmiş bulunmaktadır. Resimde Grandük Cyrille'i çalış - ma masasında g&üyuıımuı Amerikada veresiye hapis cezaları da ihdas edildi! Veresiye satış Amerikada emsalsiz rağbet bulmuş bir ticaret sistemidir. Elbiseden tutunuz da ilâcınıza kadar orada veresiye herşeyi alabilirsiniz. Amerikada New — Jersey hükümeti daliresi bu veresiye sisteminde çok ileri gitmiş ve «veresiye hapis cezası» sistemini ihdas eylemiştir. Tanınmış bir adam, işlemiş olduğu bir cürümden dolayı üç ay hapse mah- küm edilmiş... Cürüm — bir - otomobil kazasıdır. Hâkim, cürümde bir kasid görmediğinden adamın haftada iki gün hapiste kalması şartile cezası müdde- tini geçirmeğe razı olmuştur. Şimdi bu adam her cuma akşamı hapse girip ve pazartesi sabahı çıkıyormuş... Sedeften ev —- Kaliforniyanın büyük Okyanus sa- hillerinde bir liman vardır. İsmi Mon- tereydir. Bu kasabada bir Çinlinin se - deften yapılmış bir evi bulunmakta - dir. Evin kapısının üzerinde çok büyük bir sedef bulunmaktadır. Bu sedefin kutru 43 santimetredir. Kıymeti — ise bizim para ile 7,000 Hiradır. İve meşkür çalışmalarına, her safada | 'seldikçe bünyesini kuvvetlendirir. Bun İiçin de o yükseltmeğe vasıta olacak ka « Sözün Kısası Küllür>i v Hamlelerimizden- E. Talu emleketin siyasi ve idari nüzumı bulunan (Cumhuriyet Halk Pars tisi) nin, faaliyetini yâlnız bu ik! şey& hasretmediğini zaten ötedenberi Liliyok hâz , iftihar ile, minnetle şahid oluyoruz. Parti, partimiz, bilhassa yurdun ve mil« letin kültürel kalkınmasına pek çok e « hemmiyet veriyor. Bu, pek tabit olan bit şeydir. Bir millet, kültür seviyes k biliyetlerin htmayesi, teşviki lâzımdır. | Cumhuriyet Halk Partis! işte bunu ya « piyor. Son zamanlarda bu uğurda bir iki meşkür hamle yapmış, Türk ressam dağıtmış, onlara yurdumuzun bini leri fırça ile tesbit etmek fırsatını ver e miş; milli bir hiküye müsabakası açarak genç yazı istidadlarını belirtmiş; devletin başşehri Ankarada bir tiyatro heyeti vü. cude getirip, himaye etmiş ve Ankara hal« kının kültürel ihtiyaçlarından birini bu suüretle temin eylemiştir. " Şimdi de, partimizin, Türk bestekârlari arasında, milli karakterde bestelenmiş bi senfoni müsabakası açtığını öğreniyo « Tüz, Musiki, her nedense bizde, bugüne ka a dar hemen ihmal edilmiş gibidir. Bunu, asırlarca kendi halinde, başıboş bırakmıs şız. Ve eğer, kendiliğinden yetişmiş bit iki müzisyen ve bestekârimiz çıkmış Ise, bunların eserleri! mustki tekniğinden ço defa mahrum bulunan şeylerdir; ve bu e« serler bizim milli duygularımızı, millf nağmelerimizi ifade edememiş, sevincl « mize ve kederimize tercüman olamamış « tır. Bu karakterdeki türkülerimize gelince, onlarda da, san'atın inceliklerin! bulamı« yoruz, Lâkin bu, bizde, musiki istidadı bulun. madığından ölürü değildir. San'atın her şubesinde olduğu gibi, musikide de ye «, tişmek istiyen istidadlar bulunmuş, fakat' teşvik ve himayeden mahrum olarak sö « nüp gitmiştir. Cumhuriyet Halk Partişinin bugünkü teşebbüsile takib eylediği gaye, işte bu is« tidadları meydana çıkarmak ve ayni za« manda başka milletlere kendi karakteri« mizi tanıtacak, kendi özümüzden kopmuş, Medeni bir eser meydana koymakdtır. Gazetemizin başka bir sütununda gö « Tüleceği veçhile müsabakanın şartları her kabiliyeti teşvik edecek mahiyettedir. Üs mid ederiz ki bu, tehalükle karşılanacak ve umulan semere ümidin fevkinde ola « caktır. ğ Bu müsabakaya tştirak etmenin vatana bir hizmet olduğunu idrak eylemeli ve Partinin bu yeni ve pek hayırlı hamlesini minnetle karşılamalıyız SD Göçmen nakleden vapurlar Varna ve Köstenceye gittiler Ramanya ve Bulgaristandan gelecek göçmenleri almak üzere evvelki güz Vatan vapuru Köstenceye, Nüzım vas puru da dün Varnaya hareket etmiş « lerdir. Dördüncü seferlerini yapan bu va « purların nakledecekleri göçmenlerden sonra geriye kalanların da nakline dee vam edilecektir. ğ T TAKViM eeei

Bu sayıdan diğer sayfalar: