13 Kasım 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

13 Kasım 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA İkinciteşrin 13 Hergün Atatürk ve dünya Yazan: Muhittin Birgen özle görülmedikçe inanılmıya- cak bir şey: Beyoğlu matem içinde. Beyoğlu cemiyetlerinin akşamları en mühim eğlencesini teşkil eden poker, briç ve bezik oyunlarına kimsenin el sürdüğü yok. Sokaklar tenha ve sessiz. Beyoğlu, kedetli, soamurtkan, dalgın. De- mek oluyor ki Beyoğlu Atatürkü sevi- yordu. Ermeni, Rum, Yahudi, yerli, yas bancı, bütün o Türk olmuyan - Beyoğlu, şimdiye kadar bütün tarihinde Türklü- Bün derdine de sevincine de Jâkayıd-kax lan kozmopolit âlem Atatürkün matcmi- ni tutuyor. Halbuki bu âlem, bündan yir- Mi sene evvel, Müttefiklerin | İstanbula — girişini ne kadar candan ulkışlamış, Ata- türkün Anadoluda uyandırdığı harekete ne kadar kötü gözle bakmıştı' Ayni Beyoğlu, ayni kozmopolit âlem, - yirmi tene sonra bu Türk kahramanının arka- — gından gözyaşları döküyor! İşte, Atatür- kün yaptığı ve bizim şimdiye kadar far- kina varmadığımız bir inkılâb hüdisesi de buduür. Eğer Beyoğlunun. manzarasını — kendi gözümle görmesem bu hale inan- mazdım, Gördüm ve anladım ki Atatürk, bu sahada da büyük bir inkılâb yapmış- tır. * Beyoğlu, asırlardanberi Türk dünyası içinde yaşamış ve buna rağmen kendisi- ni Türklüğün hayatına tam bağlamaya bir türlü razı olamamış bir âlem olmakla beraber küçük ve bizim yahnımızda, yir- mi senedenberi bizimle birlikte ayni milli havayı huzur ve sükün içinde tenef- füs etmiş bir muhittir. Halbuki, bugün sade Türkiye ve Beyoğlu değil, bütün dünya Atatürkün ölümü karşısında ma- tem tutuyor. Hem de resmi bir matem değil, samimi bir matem. — Halbuki Türkiyenin büyük matemine iştirak eden bu dünyanın hiç olmazsa ya- rısı, vaktile, Atatürkten evvel, Türkiye- yi taksime heveş etmiş, öldürüldü zanne- dilen Türk vatanının geniş servet hazi- neleri karşısında ağızları sülanmış - mil- Jetlerden mürekkebdir. Gene bu 4lem değil miydi ki «Türk>» denildiği zaman, dünya milletleri arasında en geri kalmış bir millet tipi görür ve ona başını çevi- — rip bakmaya dahi tenezzül etmezdi? Demek oluyor ki Atatürk kendisini sa- de bize, Türkiye halkına değil, bütün dünyaya sevdirmişti. Bu dünya, isterse "Türkün dostu olmasın, hattâ isterse Tür- kün düşmanı olsun, Atatürkü sevdi ve onunla birlikte Türk milletine karşı hür. met duydu. «Türk» denildiği zaman bâ- şinı çevirip bakmaya tenezzü! etmiyen bu dünya, bugün Türkü, yüksek bir in- san nümunesi olarak tanıyor. Şu halde Atatürk, sade bizim Atatür- kümüz olmuş değil, biraz da dünyanın “Atatürkü olmuştur. * Bir insan bir millete, sırf kend. şahsi- yeti !le bu kadar yüksek bir mevki temin edebiliz mi? Bir insan bir milleti temsil eder; bü temisili ile öna şeref ve itibar verebilir. Fakat, hiç şübhe yok ki, milte- tin de bu şeref ve itibara lâyik olması lâzımdır. Şu hHalde Atatürk, Türkiyeye, gırf kendi şahsiyeti ile, onun lâyık — ol- duğu bir şeref ve itibar kazandırmış de- ğil, Türk milletinin Tuhunda — gizlenen büyük kuvvetlerin inkişafıma vasıta ol- müş bu inkişafa bütün tezahürlerini ken- di şahsiyeti e canlandırma — kudretini göstermiş bir insandır. Dünya, onun bu küdretini beğendi; dünya onun bu bü- 'yük kuvvetine hayran oldu. Onda, kah- raman, çalışkan, medeniyete susamış bir Milletin uyanış, kalkınış ve yükseliş ham- lelerinin timsalini gördü. Türk miülleti- nin bu hamleleri, onun ruhundaki bir n- merji hazinesinin kaynaklarından — geli- yorduysa Atatürk te bu hamleleri idare 've tanzim eden icazkâr bir kuvvet ve si- hirli bir şahsiyet oldu. Böyle bir uyanış ve kalkınış, böyle bir tanzim ve idare, bu icazkâr ve sihirli bir temsil kudreti bizatihi güzel bir şeydir. 918 le 938 arasında geçen yirmi senelik Türkiyeyi cihan, nefis bir hareket, milli- yet, tarih ve medeniyet tablosu gibi u- zaktan seyretti. Onun seneden seneye, aydan aya ve hattâ bazan günden ıüne: değişen manzaralarında, dünya hep Ata- türkü ve Türk milletini bir arada gördü. Atatürk gâh bir köşeye çekilmiş etrafın. dakilere bir takım hayale benzer geyler Resimli Makale: Ressam olan Küçük Çinli Çocuk ş ; Buü Çinli çocuk 8 yaşmımdadır. Buna rağmen olgun bir ressamın bütün maz- hartyetlerini şahsında toplamış bulun- maktadır. Yakmda Londrada kendi re- simlerinden vücude getirdiği bir sergi açacaktır. Bundan evvel, Pariste de takdirler- le karşılanan bir sergi vücude getir - miştir. İsmi Plata Chan olan Çinli çocuk Nevyorkta doğmuştur. Oradan Alman- yaya getirilmiştir. Daha 18 aylık iken resim yapmağa başlamıştır. (!!..) Meş- hür resimlerinden (Su aygırı) nı üç yazında iken bitirmiştir, Chan, resimlerini sol elile yapmak- tadır. Temayülü daha ziyade karika - türedir. e— söylüyordu, Gâh, dünya onu bir tepe üş- tünde durup oradan millete fethedilecek tepeleri elile işaret ederken gördü. Bu suretle, milletin önüne geç'p onu ufuk- tan ufka, tepeden tepeye sevkeden milli kâhraman, günün birinde gözlerini Tür- kiyenin hududları içine çevirdi ve ora- da millete medeni bir hayatın bütün şartlarını anlatmaya başladı. ©O zaman dünya gördü ki Atatürk sade bir harb kahramanı değil, ayni zamanda bir sulh ve medeniyet kahramanıdır, İş- te, bugün onun ölümü karşısında, bizim gibi, bütün dünyanın yüreği de sızlıyor. su bunun hikmet ve sebebi buradadır, Atatürk bir harb, bir sulh, bir medeniyet mabudu oldu. Hayır, o bir mabud değildi; bir Türk- tü Bir Türk kahramanı! İnsan Hayattayken herkesi sevindirebilir, nisbeten ko « Taydır. tılmış büyüklere vergidir. SÖZ ARASINDA Mükhemmel bir l """"“"'“""""""'x'l İngilterenin Hergün bir fıkra Âmali erbaa $ Fena ud çalan, ve Jena çaldığmı! kendi de bilen bir alaturkacıya arka- daşları 1srar etmişlerdi: — Bize bir taksim yapsanaık — Yapamam, — Neye? — Ben taksim yaparsam, siz beni ? evvelâ darbeder, sonra aranızdan İ tarhedersiniz. Hem siz bunun için mi İ buraya cemoldunuz? ÇT İngiltere tarihinde imkânsız addedilen bir hâdise vuku bulmuş İngiltere tarihinde imkânsız adde - dilen hâdiselerden biri birkaç gün ev- vel vuku bulmuştur. Kral ve Kraliçe parlamentoyu muayyen saatten 4 da - kika geç olarak açmışlardır. Bu da, yolda ve parlamentoya girerken vâki olan ehemmiyetsiz teahhurlardan ileri| gelmiştir. En pahalı telefon mükâlemesi İngilterede okuyan Şakir — isminde bir Mısırlı tib talebesi apandisite tu « tulmuş, ameliyat muvaffaki: ya » pılmış, fakat kendisi bir türlü iyileşe - memiş. Nihayet, babasına telefon et - meğe karar vermiş. 4000 kilametre u- zakta, Mısırda Helijapobs'da bulunan babasına dakikası 6 liraya, 15 dakika telefon et Bu konuşmadan sonra hastalığı iyileşmiştir. Diş macunu kaçakçıları Amsterdamda otomobilcilerin vesika- larını muayene eden müfettişler, genç bir kadının elinde büyük bir valiz oldu- ğu halde görünmeden kaçmak- istedi; farkedince, onu durdurmuşlar, valizi müuayene ettikleri vâkit, içimden Alman- yada yapılmış 6000 tane takma diş çıktı- ğinı hayretle görmüşlerdir. Otomobilde bulunan diğer iki erkekle kadının yakalanması, geniş mikdarda takma diş ve diş macumları kaçakçılığı yapan büyük bir şebekenin aylardır faa- liyette olduğunu ortaya çıkarmıştır. 660 liraya satılan pul Virjinya adalarında çıkarılmış olan pembe renkli, üzerinde Meryem Ana- nın bir resmi bulunan pul, 660 liraya Muhittin Birgen | satılmıştır. İSTER İ Bir gâazetenin an'attığına bakılacak olursa Adaların su derdi artık halledilme safhasına girmiştir: (150,000) liralık bir istikraz aktedilecek, bu para ile büyük depolar vücude getirilecek, ve bu depolara haricden taşınacak su ile derd kökünden giderilecektir. Haberi veren ar)adaş nikbindir, biraz gayretle her işin S TER .İNAN, NAN, İSTER kendi hesabımıza bi inanmıyoruz, fakat j Amerikaya i Yollayacağı heykel önümüzdeki bahar başında bitirileceğine de kanldir. Fakat gme, bitirilse bile haricden taşınacak suyun uzun müddet depolarda kalma neticesinde sıhhi olabileceğine, bu bakım- dan da meselenin rökünden halledilmiş İSTER İNANMA! Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu için Bugün Konamadı Gençlik Atasına olan bağlılığını gösterdi (Baştarafı 2 inci sayfada) nuyor. Kalbimizi tükenmez acılarla dok duran elim ıztırab önünde bu toplanma da'ayni zamanda biricik tesellimizi de buluyoruz. B Gözlerimizden akan yaşlar, Büyük Ö- fünün ziyaı karşısında duyulan hicran ol- duğu kadar, onun eserlerine ve başarı - larına bağlılığımızın teminatını da ta - ” Ka şiyor. Ölümünde herkesi ağlatmak sadece insan fevkinde yara- Doktor Yavuz" sözlerine şöyle devam etti: — Biyoloji ve sosyolojinin sert. ve â « mansız bir kanunu «ferdler fani, millet « Jer bakidir» der. Ölümün gadri Türk . so- yundan olan en büyük dehaya - kıymak süretile bu kanunun hükmünü bir dâha tekid etti. Kendi ifadelerile ikı Mustafa Kemalden fani olanı, et ve kemikten ya- ratılanı bu âlemi terketmiş bulunuyor. 19 mayıs 1919 da yurdün 0 zamanki gam- h ve sisli ufuklarına Karadeniz kıyıların- dan doğan kurtuluş ve ümid güneşi mem- leketi huzur ve emniyetin sıcak havasile isıttıktan sonra gurup etti. Onun yüksek vo asil duygularla dolu olan kalbi milleti için çarpmaktan kesildi- Fakat daima ba. *t olan cevher, fikir ve duygu Mustafa Kemali içimizde, kafamızda ve gönlü - müzde ebediyen yaşıyacaktır. Onun ış! larından feyiz alan Türk mülleti yeni ye- ni başarılarla insanlığın ufukların. ay - dınlatmakta devam edecektir. Yavuz Abadan bugünkü — gençliğin ,©a seçkin mümessillerine hitabla Büyük |Ölüye göstermiş oldukları alâka ye bağ« hlığın ve sonsuz teessür hislerinin onun eserlerini koruma hususundaki ahidleri- duğunu söyliyerek, Atatürkün inkılâb ve fikir arkadaşı, yeni devlet reisinin bü « kümete en &hemmiyetli vazife diye işa- ret ettiği vatandaşlar arasında muhabbe- Zuvvetlendirme ve derinleştirme cehe dinin en kuvvetli yardımcıları olacakla- | Gelecek sene, Nevyorkta açılacak olan | yını işaret etti ve sözlerini şöyle bitirdi: dünya sergisinde eİngilterenla ruhü» is-| —. Türk gençliğine yaraşır, içten va mi verilen bir heykel de bulunacaktır.| derin bir samimiyet; aynı zamanda O Bu heykelin yüksekliği tam 85 buçuk İnurlu bir vakar ile acışına bütün milletla metre olacaktır. Resmimiz, heykelin ma-| birlikte ağladığınız Büyük Atatürk, mil- keti üzerinde çalışan heykeltraş ile muae Jeti ilerletme, devleti yaşatma, Insanlığı vinlerini gösteriyor. yükseltme hususundaki — vazifelerinizin ifasında hayalile daima örneğiniz; hatie 300 bin lira vizite parası |rasile de her zaman ilham YA KU . kaynağınız kalacaktır. Türk tarihinde en veren mihrace yüksek bir irtifa insanlık hayatında €- İngilterenin tanınmış böbrek iltihab-| bedi bir kıymet teşkil eden bu Büyük Ö- ları mütehassısı, Londradan Bombaya lünün muıugı hatırası önünde saygı ve B le ik$ günde giderek — hasta| Tünetle eğilirim. yyare ile iki günde giderek, hasta ğ bulunan Baroda mihracesini muayene Nlı'lly“ gene [Üî ylşlll'l ve etmiştir. İşin fevkalâdeliği, bir dokto- hıçkırık ar run böyle aşağı yukarı 12 bin kilomet- ; z : E ğ Doçent Yavuzun göz yaşları içinde din- relik bir mesafeyi katetmesi değil; bulyenen nutku sona erdikten sonra Üniver- münasebetle yolculuk masrafı, kendi| siteli gençler Atatürk için yazılmış gür- ücreti, tutulan tayyare bedeli olarak,|leri derin bir heyecan ve ona hitab edeni mihracenin tam 300 bin Türk irası söylevlerini büyük bir heyecanla oku « vermesidir. Gular. Bunu İstiklâl marşı takib etti. ga L ELü Binlerce genç hançereden çıkan bü . Be Del 1 * |dinç sesler salonu sarsıyordu. Bu salon Haysiyet sahibi bir dilenci yapıldığındanberi değil, bu millet doğdu- İngilterede dilencilik eden birisini | ğundanberi bu kadar ıztırabın şyurlaş * yakalamışlar. Mahkemede, herifin, ya- tıiğını dıfy:îı_amış:u, f]eneb:lır. Bize genç kalandığı yerden çok uzaklarda otur- Üniversiteliler Atatürkten ses yerdiler. duğu anlaşılmış. Hâkim: Atatürk olduğuna inanmamak elimden — Dilenmek için bu kadar yol tepi-| gelmedi. lir mi?.. Mahallende bu işi göremez miydin?. demesi üzerine dilenci: — Bay hâkim benim kendime göre oldukça haysiyetim vardır. Mahallemin civarında hiç dilenebilir miydim? diye| cevab vermiştir . Nüsret Safa Coşkun Krerereneş do sereseceseneean e rerLeneReeenA AAA eEnRAEReneKArA” TAKVİM İNANMA! 7 bu işin bu kadar çabuk bitirilebilece. sayılabileceğine ey okuyucu sen: nih yeni bir-delilini teşkil etmekte ol » » Onları dinlerken hepsinin içinde — birer *

Bu sayıdan diğer sayfalar: