28 Kasım 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

28 Kasım 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sararereree l eeei eee eee Niğde tahrirat kaleminde başlayıp İstanbulda "X darağacı altında Hten ııumurlyet hıyı!ı- 4i Devlet kapısında elli yıl Yazan: Eski Dahiliye Nazırı ve eski meb'us Ebubekir Hâzım O sıralarda İstanbul gazetelerinde garib bir haber çıktı : Güya Konya vilâfetinde üç bin, Aydın vilâyetinde de dört bin ilk mekteb açılmış imiş! Bir müddet sonra bunu tahkik edince hepsinin uydurma olduğunu anladım Bu taşlarla mezar arasındaki ıslak| mekteblerinden biri bir dağ eteğinde, topraklar üzerinde küçük bir ayağın |büyük kayalar arasında önü açık bir izleri görülüyordu. Mezarım baş tarafında bulunan ve birbirile çatıştırılmış olan mağara idi. Bu mekteblerin en ziyade şefkate kırmızı ve|muhtac oldukları bir çağda, bedbaht mor bayrakların altında beyaz ve pem- | çocukları okumaktan, yazmaktan nef- be iki karanfilin lâpiska saç tellerile bağlandığını gördüm. Mezar civarında kokusu hapsedilen ıitır şahının bu saç tellerine sürülmüş olduğunda — şübhe yoktu. Jandarmanın sevda — bayrağı de - mekte ne kadar haklı olduğunu isbat eden saç tellerile birbirine — bağlı iki muattar şahidi gene bayrakların altır Ha deştirdikten sonra jandarmaya: — Dün akşam buralardan geçtiğimiz zaman bu mezar donatımış olsaydı el - bette görürdük. Daha ıslak topraklar kurumamış. Şu halde, sabahleyin da - ha halk camide iken bu süsler yapıl - miş olsa gerek, dedim. — Dün bu mezarda hiç bir şey yok- tu. Ben seher vaktindenberi çadırların yanında, yani Köprübaşında — idim. O zamandan sonra köprüden — bu cihete kimse geçmedi. Gece yapılmış... — Acaba kim yapmış? — Bu mezar, Musulda askerliğini bi-| « tirerek buraya dönerken. Zahoda Ha- midiye süvari alayına mensub haydud- lar tarafından öldürülen bir delikanlı- fnın mezarı olsa gerek! Çiçeklere, saça, kokuya ve gece yapımış olduğuna ba - kılırsa nişanlısı yapmıştır. Sanki gözlerimin önünden ölen as « kertin cenazesi götürülüyor... Onu, çıp- lak ayaklı bir kız, gece, kasabadan u - zak, tenha bir mezarlıkta — böyle bir mühteşem mezar—Mosole yapan bu z mimar takib ediyordu... ün ve hayretle çadırıma dön - düm. Vaktile Carie - Karj Kralı Mözol i - Fin zevce ve hemşiresi olan — kraliçe 'Artemis II tarafmdan bu durumda yap tırılan, eyedi acaibi âlem» den sayı - larak adı bütün muhteşem mezarlara isim olarak verilen enkazının bir kısmı Londraya götürülen Moxzole ile | bu Zaho Mozolesi günlerce fikrimi iş - 1 etti. Neticede, bir çok sebeblerle gı:ıhı Mozoles'ni, Bodrum Mozolesine lercih ettim. az sene kadar evvel neşrettiğim şeyler) adlı. —kitabdaki Mozole £ bu hazin müşahedenin mah - mekle o kitaba — rağbet vorum, Çünkü bende yal üç nüsha kalmıştır. Ankara caddesindeki kitabetlardan bazılacına verdiğim kitabların hiç biri- Si için hiç birinden para değil, bir he- sab pusulası almak imkânını bile bula- madım. Hattâ son bir kitebımı basan Milli Meocmua sahibi değerli. dostum bay Mehmed Mesih, bir kitabcıya imza ile werdiği kitabların hesabım almak için hayli zahmet çektiği halde, o da mu - waflak olamamıştır. Memleketimizde kitab yazmak ve neşretmek istiyenlerin kulakları çınlasın! —78 — UL VİLÂYFTİNDE TÜRKCE OKUTULAN MEKTEBLER İstanbulda iken telâkki ettiğim üç kteb ittihazına hiç elve- esinden başka hlu- la bile bir tane a çm—ı.k ırektebıu— de o kadar w ul değil idi. Akra kasabasında gördüğüm çocuk vde -açılan idadi | Pidi. ret ettiren birer işkence mahalli olduk- Tarım söylemeğe hacet yoktur. Otuz bheş sene evvelki Musul vilâye- tinde lüzumu kadar ilkmekteb açmağa mucizeli bir muvaffakiyet hasıl olsa bile, ehliyetli hocalar bulunamıyacağı için önce orada bir muallim mektebi açmağa çalıştım ve açtım. Buradan ye- tişecek hocaları beklemeksizin maaş ve masraflarının karşılığını temin ile açılan beş mektebe idadi mezunların - dan hocalar tayin ettim. Kerkükte üç ve diğer mülhakattan bazılarında da birer ilkmekteb kur - mağa, ehliyetlerine hayli müsamaha ile birer de hoca bulmağa müşkülâtla muvaffak oldum. O sıralarda Aydın vilâyetinde dört bin! Konya vilâyetinde üç bin! İlkmek- tebin açıldığını İstanbul gazeteleri ya- zıyordu! Konya vilâyetinde açılan üç bin ilk mekteblten, o zaman mutasarrıflıkla Konyaya bağlı olan bizim Niğde kasa- basıma kaç mektebin isabet ettiğini da- yım Muhiddin beyden (esbak meb'us) sordum. Şu cevabı aldım: «Senin de okuduğum mahud karan: hik mekteblerden başka yeniden vü - cude getirilmiş bir.şey yok! Yalnız es mekteblere yeni ve parlak isimler ve - rildi!. - Konya ve İzmirdeki muallim mek - teblerinden senede on beş, yirmi hoca bile çıkardlamadığı bence malüm idi. Bu üç, dört mektebin mahiyetlerin! an- latmak maksadile, şahsen tanıştığımız maarif nazırı merhum Zühtü paşaya şu telgrafı çektim: «Mekteblerin teksir ve maarifin ta- mimi hakkında telâkki ettiğim — iradel seniyeyi infaz için iki senedenberi fev- kalâde mesal ile vilâyet merkezinde ve mülhakatından bazılarında ancak on beş ibtidai mektebi açabildim. Musul mekteblerine teşvikat ile idadi mezun- larından muallimler tayin ettimse de diğerlerine lüzulmu derecede ehliyetli muallimler bulamadım. Musuldaki beş mekteble Kerkükteki iki mektebden birinir ve Zaho kasabasındaki bir mek- | tebin masarifi kavi surette temin edil - diği için devamları memul ise de bura- dâan müfarekatımdan sonra öbürlerinin kapanmaları veya eski sübyan mek - teblerine dönmeleri melhuz olduğu ve maamafih bundan ziyade mekteb aç - mağa imkân bulunsa da ibtidai prog - rTamı vechile tedris edecek hocalar bul- mak mümkün olamıyacağı berayı ma- lümat arzolumur .» Aydın ve Konya vilâyetlerinde açı- lan mekteblerin mahiyetleri maarif nazırınca da tabif meçhui! olmadığın - dar bizim telgraf iki kara bulut arasın- da parlıyan bir şimşek- gibi, dikkati celbetmiş, nazır paşanın: « Şu Musul valisi ne doğru adam. Yanımda bulun- sa, dudaklarından hürmetle, muhab - betle öpeceğim gelirdi.» dediğini neza- retin rüşdüye mektebleri müdü lâl bey bana yazmış ve nazırın selâmla- rını da tebliğ etmişti. Musul vilâyetinde mekteb ve hoca yoksulluğu müslümanlara mahsus idi. | | Dominiken rahitlerinin. mükemmel matbaa ve hastaneyi de havi olmak ü- zere yarım asır kadar evvel Musulda tesis ettikleri erkek ve kız mektebi ida- di derecesinde tedrisatta bulunmakta Burada kitabların da basılmakta olduğu, bu matbaanın elli sene önce : |basmış olduğu, bir kitabın toplattırıla- rak yakılması hakkımda Ba'bığliden vâ- ki olan tebliğattan andaşılmıştı. (Arkası var) . eCT Deniz ve denizcilik (Baş tarafı 9 uncu sayfada) vererek sahillerden uzaklaşmışlar ve bilâhara 'Şarka teveccüh etmişlerdir. İşte © zamanlarda Fransanın tayyareleri ol - saydı bu iki gemimin hakikt firar istika- meti bulunur ve ona göre müessir bir tedbir alınırdı. Hususile Akdeniz gibi havası berrak ve görüş mesafesi çok denizlerde tayyare - Verin en ziyade iş göreceği muhakkaktır. İşte mesafe ve görüş badül imkânları do. layısile İskenderiye Akdenizde en mü » said bir limandır. Yalnız hava bakrmın - dan müsaid olan bu imkânları, İngiltere, Kıbrısta da bir üs yapmak suretile kuv - vetlendirmelidir. Çünkü bava şiddetini bir baskın silâhı olmak üzere muhafaza etmektedir. Binaenaleyh büyük olsun, küçük olsun her devletin, müstakbel bir harbde, böyle baskınlara uğrıyacağı mu- hakkaktır. Bundan dolayı inşası deniz üzleri kadar masraflı oimıyan hava üsle - rinin, taaddüd etmesi ve bu suretle mühtemel hasımların ltahriblerine rağ - men elde hava kuvvetlerinin bulundu - rulması cidden lâzım olen bir meseledir. Böylelikle İngiltere, İskenderiyede üs- liyecek olduğu deniz kuvvetlerini, İsken- deriye, Hayfa, Yafa ve Kıbrıstaki tayya- relerile muhafaza edecek ve Akdenizde #yi bir keşif plânı tatbik edecek olursa şarkf Akdenizin emniyetini mükemme - len temin etmiş olur. Her halde Malta a- dası şarki Akdenizdeki İngiliz menfaat - lerini İskenderiye kodar himaye edebile- cek sevkülceyşi bir nokta değildir. Nite- şarki ve garbi Akdeniz arasındaki irti - batı temin edemez. Şu halde İngilterenin Büyük Harbden doymuş olarak çıktığı ve yeni bir arzusu olmadığı kabul edilirse, gerek Maltanın ve gerekse İskenderiye - nin İngiliz menfaatlerini korumada nâ- zım olacağı aşikâr olur. Ancak İskende - riye Maltanın kıymetini szaltmak değü, arcak onu “tmam eder. Bu suretle Büyük Britanya - Uzakşark yoluna yeni bir de- niz kalesi tesiri yapılmış olur, İskende « riyenin büyük denizi üssü haline ifrağı İn giltere için pek lüzımdır. 87 SENELİK MEVCUDİYETİ esnasında olduğu gibi dalma iyi cina malları her yerden müsald şartlar ve ucuz fiatlarla satmağa devam edecek- tir. | Trençkotlarımız, — Koverkortlarımız, Renkontlarımız ve Gabardinlerimiz bi- Çim, cins, ve şıklık itibarile emsalsizdir- ler. Beyoğlu BAKER mağazaları DOYÇE ORİENT BANK Dresdner Bank Şubesi Merkezi: Berlin Türkiye şubeleri: Galata - İstanbul - İzmir Deposu: - İst. Tütün Gümrüğü * Her türlü banka işi * Yevmi, Siyasi, Havadin ve Halk garetesi İSTANBUL Gazetemizde çıkan yazı ve resimlerin — bütün — hakları mahfuz ve gazetemize aiddir. ABONE FiATLARI TAbons bedeli peşindir. Aöres değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez. Hânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevab için mektublara 10 kuruşluk Pul ilâvesi lâzımdır. rpo'.'; utusu : 7A1 İstanbul Telgraf : San Posta Telefon : 20203 —— kirmm İskenderiye de, Malta adası kadar| Ana ve baba per - Ka y larla hashıhal (Baştarafı 7 inci sayfada) ketierle mukabele e'jnek tamamile yanlıştır. Bu krizler sürmenajdan, ba- yatın intizamsızlığından, fena gıdadan, sinir yorgunluğundan, oyunsuz ve ek- zervsizliklen meydana gelebilir. Bazı çocuklar kendilerile alâkadar etmek veya arzularının tatmin edil - mesi için hırçınlık yaparlar. Yavaş ya- vaş bu bir itiyad haline girebilir. Bu- nun da önüne geçmek lâzımdır. Bu gi- bi çocuklar daha ziyade tembelliğe meyyal olurlar, dimağf meşguliyetten ziyade oyunları tercih ederler. Onları daha ziyade elişlerile meşgul etmek lâ- zımdır. San'atkâr olabilirler. h; çocuklar da daima haksız değildir - lez. Çocukların huysuzlukları, ekseri - ya onları idare edenlerin beceriksiz - Lkleri ve hakikate istinad etmiyen ka- rarlarından doğar. Çocuğun her hare- | ketini can - sıkıntısı vardır. Bu hallerde kabahatli ve mes'ul olan yalnız çocuk mudur? Aca- ba bir baba veya anne hasta denecek derecede hessas olamaz mı? Her şeye kızan bir büyük anne veya baba yok mudur” Çok!.. Egoist olmıyalım. Kendimize mübah gördüğümüz şeyleri yapanları gördük- çe küplere binmiyelim. Çocuklar datma mes'uliyeti ve yar- dımı severler. Mümkün olduğu kadar bu hislerini kuvvetlendirmeye çalış - malıdır. Mutfakta annesine yardım e- derken kazaen elinden tabak düşüren çocuğu azarlamak, elinden bir iş gel - mediğini söyliyerek cesaretini kırmak doğru değildir. Hürriyet Bazı aileler kaza korkusile veya baş- ka sebeblerle çocuklarını gözleri önün- den ayırmak istemiyerek sokağa çıkıp ayni yaştaki çocuklarla serbest olarak oynamalarına müsaade etmezler. On - lara ke ine sıhhat ve kuvvet vere- cek olan aç.ık havadan menederler. Ço- cuklarını cesaret ve faaliyetlerini in - kişaf ettirecek ve onlara İçtima$ kültür verecek lar. Annesinin dizleri di - en uzaklaşmadan büyüyen çocuk cıı<arel ve hareketten mahrum bir er- kek, kız da zayıf ve ürkek bir kadın olur. Bu varlıklar bugünkü cemiyet hayatında muvaffak olabilecek kimse- ler değildirler. Çocuğu haylazlığa alış- tıracak sokak hayatından uzak tutma- h fakat kendisini teşehbüs ve mes'u - liyet kabiliyetinden tamamile tecrid e- decek bir hayat içinde de yetiştirme - melidir. Doğruluk Muhayyeleleri kuvvetli olan bazı çocuklar istiyerek hâdiseleri değişli - ritler, Bunun için onları yalancılıkla itham etmek doğru değildir. İyi göre- e— — — ——? —— isbat Sonra, her işte ana, baba daima hak- | ile karşılıyanlar | . bilen aileler bu icad zenginliğine TAY dalı bir istikamet verebilirler. Ekseriya, düşünülerek yapılan Yü lancılık yalnız irtikâb edilen kâl tin neticelerinden kurtu.mık dile yapılmıştır. Çocuğu bu halı ç keden sebebleri araştırıp bulmadan zaya başvurmak aksülâmeller na getirmekten başka bir şeye Yi maz. Bir çocuk şeker çalabilir, hi bir yeri karıştırır. Burada çocllh onü sızlık damgasını vurmadan evvel 4 bu hareketi icraya sevkeden bulmak lâzımdır. Bundan sonra d:ıdfl pılacak şey onu tecziye ile arzü Ve şeylere karşı hırsını artırmak d!ğ“'u, lâkis onu tatmin yollarına gitmek zımdır. Fakat bu hareket çocuğa :: |ft bir kanaat verebilir. Çocuğun |bet yoldan elde edemediği şeyleri e |le fena xol! rdan elde edebilecti |naatini ı emesine de çok x dik kat etmek Jâzımdır. Kendislle v"””:ıı- nisbetinde düşünüldüğü ve tatmil uğu İleceği fikrini vermelidir. Eğer, S““kır tecziye edersek, o ikinci defa dâhâ nazca hareket edecek ve her fırsf edindiği tecrübelerden istifade d“" eektir. coza ile karşılaşacağını öğ ’ Ceza da'ma haklı ve yapılan işle tenasib olmalıdır. Çocuğun her husur ta sevgi ve itimadımı kazanan ann€ı ba veya mürebbi kendisine w’ büyük vazifeyi yapmış demektir. hale gelen çocuk artık kumı’lmw ©, her istediğini bugün samimiyet ( saffetile söyliyecek, yılı'n, ya fena haller onun için tam M BAYLARI Küçük bir ihmal insana bir hayatı zehir eder. Unutmayınız ki Prezervatifleri Teti 10, 3 lük 6 lık 40 Kuruştur: Her eczanede bulunur Cünkü ASPİRİN seneler” denberi her türlü soğukal” gınlıklarına ve ağrılara kar$! tesiri şaşmaz bir ilâç olduğun” etmiştir. Sonra, çocuğa, fena hareketin d"; i aT roxrpR su—-m-sryramn ..x

Bu sayıdan diğer sayfalar: