30 Kasım 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

30 Kasım 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Yazan: Ziya Şakir Hind hilâfet cemiyeti murahhası 0, sağ elinin baş parmağını kaldırıp Miliyarak adeta beni tehdid eder gibi lerine devam etti: >— Dur.. acele etme. sözlerimi bitir- Medim... Bu iş, öyle bir işdir ki, yanlış *tilan bir adım #e insanı en derin bir uma düşürebilir... Görüyorum ki » Anima adımlarını yanlış atıyorsun. 8 doğrusu, bir iş görmek, bir mu- iyet kazanmak için fazlalıklar Yorsun. Adeta, kıldan nem kapı - Yörsün... Bak. Şimdi sana, bunu ispat Keceğim, Senin, o şüphelendiğin adam biliyor musun?, E>. Sag Hind Hilâfet Cemiyetinin gizli bir rahhası olarak bilhassa İstanbula iği bir zattır. Allahım!. Az kalsın, çıldıra - fâktım, Hind Hilâfet Cemiyetinin İs- Bnbula kadar gönderdiği o gizli murah- Yin, Luna ile ne alışverişi olabilirdi? 4, bir gramofon plâğı gibi aynen kafa- Ml zaptettiği o konuşma?.. Buna ne bilirdi?.. | Sabredemedim. Öfke ile yerimden m, iz Doktor bey! Bu sözlerinizden iki| hug çıkıyor. Ben, ya abdalım. yâ- * bir yalancıyım. lüfen söyler siniz? Beni, bu iki sıfattan hangisi İavsif etmek istiyorsunuz?. Dktor, birdenbire duralad. Hiç Yibhesiz kı bu kadar kuvvetle karşısına ummamıştı. Adeti, kekeliyerek mırıldandı: N Estağfurullah. size, ne abdal. ve de yalancı diyemem. > Şu halde. ne demek istediğinizi Sikca söyler misiniz?. >> Henüz.. bu işlerde acemisiniz. 1 Fakat kulaklarım, işittiklerini an-| kla acemi değildir, doktor. İ Me Evet.. şüphesiz. fakat, yabancı| lisan... Belki yanlış anlamış olabi- iniz. ty Bunlar, hep mümkün değil pı Her şey mümkün olabilir doktor. b İngflizcenin bütün inceliklerini “ine kadar iyi bilen bir kız için hata hk *k imkânı olamaz... Size, kat'iyet - ve löyorum, ben, e sözleri | işittim. Yel, sözleri söyliyen adam da, mükem- tiye casustur... Eğer siz, benim bu tekir imi daha hâlâ bir hakikat olarak! ki etmezseniz, o zaman ben ne yâ-| dim biliyor musunuz?.. elem bir istihbarat bürosu Oraya gideceğim ve onlara hiz . *deteğim... Çünkü ben, öyle bir a- ay mk bu yoldan kolay ko- Doktor, cevab vermedi. Gitti, evvelâ bastı, Sonra da kapıyı aralık ede - e işmı çıkardı: pDuk. iki kahve... Ve Ye seslendi Yok değil... Fakat gene tekrar edi - İey ş Yasın itibarile hem bu işde ve Deta hayatta, henüz acemisin. Nas - trtar, meşhur bir filcancı ka- <E hikâyesi vardır bilir misin? — Hah. Maksad, odur evlâdim.. Kay «tiğin iyilik, on para etmez. bigi SaPtığın fenalık olursa, o zaman Hay, SİN, gürültüye gidersin... Sözle - Keti, dliyetine artık inandım, iman! iin. Ancak şu var ki, ben bu ak -| Ya, #tkadaslarla konuşurken, kat'i - «O sözleri söyltyen adam da mükemmel bir casustur> Çünkü, Hindili Nizameddin, gerek dev-! let erkân: ve gerek bu işlerle alâka - dar olanlar arasında o kâdar büyük bir teveccüh kazanmıştır ki. bana inan - mazlar, ona inarırlar... Hattâ delilsiz| isbatsız onun. casusluğunu iddia eder -! sem, İftira ediyorum diye, belki de beni | asarlar. — Ne söylüyorsunuz, doktor bey. — Sana, buz gibi hakikatten bahse -| diyorum, kızım.. sen, geçen cuma gün- kü gazetenin resmi tebliyat sütununu okumadın mı? — Hayir.. ne vardı?. — Ne olacak... Dünkü selâmlık reş « mi âlısinden sonra, Hind hilâfet cemi- yeti erkânından Seyid Nizameddin e - fendi hazretleri, Huzuru Şâhaneye'ka- bul edilerek iltifata mazhar olmuştur, diye bir fıkra vardı. — E, düşün... Böyle mühim bir mev- ki almış olan adama katşı çizmeleri çe- kip de casus diye yürüyüvermek ko - lay mı?. Doktor, bana doğru eğildi. Çehresi - nin bütün hatları, acı bir ifadeyle ge - rilmişti. Sesinin işitilmesinden korku- yormuş gibi, sözlerine devam etti: — Nizameddinin o casus olmadığını iddia edecek kadar budala mıyım zan- nediyorsun, kızım... Belki o, belki öte- ki.. içimizde kim bilir kaç Nizameddin var. Öyle bir zamandayız ki... Güneşte- ki gölgemizden, aynadaki akisimizden bile şübhelenmeliyiz. Fakat gel de, bi- zim ağalara anlat... Bir kere bir adama endılar mı? Artık onların Okafasını ört çift manda olsa, öte tarafa çevire- mez, (Arkası var) T. C. ZIRAAT BANKASI Kuruluş tar ihi : 1888 Sermayesi: 100.000.C0) Türk Li-ası Şube ve ajans adedi: 262 Zirai ve ticari her nevi banka muame PARA BiRiKTİRENLERE 28.000 Lira IKRAMiYE VERECEK Ziraat Bankasında kumbaralı ve ıhbarsız tasarruf hesablarında en a2 50 lirası bulunanlara senede # defa çekilecek kur'a ile aşağıdaki plâna göre ikramiye dağıtılacaktır: 4 Aded 1,000 Liralık 4,000 Lira 4 4 40 100 120 40 500 250 100 50 yy nin sözlerini aynen onlara nak- <eeğim, Niçin? — işer sana yaptığım gibi bir mu- ta, Işismda kalırım da, onun i - O Bayreti,, unda hayrat edecek bir şey yok. 160 ,, 20 DİKKAT. Hesaplarındaki paralar düş Kur'alar senede 4 defa, 1 Eylül, | tarihlerinde çekilecektir. 2,000 1,000 4,000 5,000 4,800 ” 3,200 ” bir sene içinde 30 liradan aşağı iyenlere ikramiye çıktığı takdirde 9e 20 fazlasile verilecektir. Birinci kânun, I Mart ve i Haziran “Son Posla,, nın siyasi tefrikası : 24 0 Rus gemilerinin 1774 arasında oŞi- ederek Bun - İranlılar kavgalara O müdahale asker (çıkardı. sevketti ve çok Baküya, Ghi- 1722 de, kan Astrakhan'a ları Oo Dağıstana meden, oDerbende, mi Mazenran'a ve Astrabad'a sahib oldu. Bu fütuhat Anna İvanovna zamanında (1730-1740) İrana iade edil - mişse de Basra körfezine ve Hind Okva- nusuna doğru Rusyanın genişlemesinin başlangıcını teşkil etmekten hali kalmaz. Çar hükümetlerinin şark politikası o tarihten itibaren şu üç büyük prensibe is tinat etmiştir: — Paldologue'lerin mirasına korumak igin Osmanlı imparatorluğunu parçala- mak, ortodoks dinini müdafaa etmek, Ak- denize çıkmak. — Basra körfezine ve Hind Okyanusu- na inmek; — İran, Hindistan ve orta Asya ticare- tini Rusyaya doğru çekmek. Bu geniş bırsıcalılar on dokuzuncu 8- sırda İngiltere ıle Rusya arasında sık sık diplomasi ihtilâfları tevlid etmiştir. Çün- kü Rusyanın bu emelleri Büyük Britan- yanın esaslı menfaallerile. çarpışıyor - lardı: Boğazlarda, küçük Asyada, İranda, Basra körfezinde ve Türkistan ile Efga - nistanda Rus ve İngiliz menfsetleri bir- birine z1d idiler. * İngilizler, 1771 de, Rus gemilerinin Bal tık denizinden kalkarak Akdenize girme- lerinin haiz olduğu biyük ehemmiyeti! birdenbire takdir edememişlerdi. İkinci| Katerina zamânında, Kaynarca (1714) ve; İstanbul (1784) ve Paris (1782) muahede- nameleri Rusyayı Karadenizin şimal sa- hiline yerleştirdikleri zaman da daha fa7- ia bir mukabele göstermediler. Fakat Alexia Orloff'un gem'eilerinin 1773 de bir aralık Berut Tiraanım işgal ettikle - rini ve Rusların Mısırda enirika yapma - #a başladıklarını gördükleri zaman te - İdename mucibince İngiltere Osmanlı im» lâşa düştüler. Amlens müsalehanamesi neticesinde İHonien adalarının Çarın himayesi altına girmeleri Londra kabinesini pek gayri memnun bıraktı. Londra kabinesi İstan- *bula karşı İng'liz ve Rus donanmalarının İmüşterek bir hareketine hiçbir zaman ra- ni olmek İstemedi. Çünkü yalnız İngilte- re'için faydalı ölmıyacak bir teşebbüste Ruslara yardım etmekten çekiniyordu. Binaenaleyh, İngiliz nazırları, 1841 de; İönien adaları üzerindeki Rus himaye- sinin yerine İngiliz himayesini ikame et- İmiye müsaraat gösterdiler. Bu ileri mev- İkiden gemilerinin Moskof entrikalarını kolayca tarassud edebileceklerini ve ica- bında Çanakkale ile Boğaziçine çarçabuk koşabileceklerini düşünüyorlardı. 1815 den sonra, İngilizlerin telâşı git - tikçe arttı, Karadeniz sahillerine yerleş- miş olan Ruslar artık urada bir donanma bulunduruyorlar ve bu donanmayı Bo - gazlardan geçirmek ve Rusyanın cenub vilâyetleri mahsulleri için Akdenizde mahreçler bulmak hususunda besledik - İeri emelleri gizlemiyorlardı. 1829 da, E- dirne muahedenamesi nihayet o Ruslara| Boğaflardan serbestçe geçmek hakkını verdi, Bunun üzerine, İngiltere Türkiye-| İnin resmi hâmisi #ıfatını takınarak Çar -| İların emellerine açıktan açığa mümanaa- &a başladı. İngilterenin teşviki üzerine, Avrupa devletleri Rusyayı Akdenizden uzaklaştırdılar. 1841 deki Boğazlar mu - kavelenâmesi ve 1856 daki Paris mua - hedenamesi ve 1871 deki Londra protoko- lü bu maksadı temine hizmet etmiştir. Fakat, Berlin muahedenamesi Bulga - ristanı ve Romanyayı yaratmakla Bo - Bozlar meselesinin esaslarını tamamen değiştirdi. Artık Karadeniz kıyılarında» ki devletler yalnız Rusya ile Türkiyeden ibaret değildiler. Romanyanın ve Bul - garistanm menfaatleri de Rus hırslarına muhalefet edeceklerdi. Çok geçmeden görüldü ki Boğazlar meselesinin halli beynelmilel bir tekeffülden ibarettir. Bu andan sonra, Rusya İstanbul üze - rinde hiç bir resmi iddiaya kalkmadı. O İstanbulu yalnız araziye müteallik statu guo'nun idamesini taleb ile iktifa edi- yordu. Arzusu «Rus harb donanması ve ticaret filosu için Karadenizden Akde - nize ve Akdenizden Karadenize her za - ŞARKA AlD KAYNAKLARI, Yama; genPiekir. Tercüme odanı (Z//deyin Cahil Yalkın de Baltık denizinden Akdenize gelmeleri ve İngilterenin telâşı man serbestçe girip çıkmaktı.> 1908 de ve 142 de, Rusya b serbest ge: selesini ortaya attı. Fikir, umumi halindeç har tarafta müsaid bir telâkkiye mazhar öldu. Fekat Umumi Harbe kadar hiç bir şey değiştirilmedi. İşte o zamandır ki İn giltere, bütün eski politikası inkâr eder gibi görünerek, 1914 teşrinisanisindeş Rusyaya, bizimle istişare etmeden, ken» di kendiliğinden, İstanbula ve Boğazlara tasarrufunu kabul ve tasdik ededeğini beyan etti, * Maamafih Ruslar Akdenize yalnız İs- tanbul yolile değil, Anadoludan geçmek suretile de inmek istiyorlardı 1829 da, Edirne muahedenamesi onlara Anapeden Potiye kadar olan OKarade- niz sahillerini verdi. 1878 de, Ayastafanoş mushedenamesi Ardahani, Karsı, Beya zıdı ve Erzurumu da az kalsın Ruslara Ves recekti. Böyle olsaydi bütün Ermenistana İhâkim kesileceklerdi. Ve Malatya, yahud Diyarbakır yolile ilerliyerek ihtimal &i İskenderuna varacaklardı. (1) Fakat İngiltere müteyakkız bulunu « yordu, Tasavvur edilen Rus - Türk mua- hedenamesine karşı Avrupayı telâşa ver» di ve Berlin kongresinde bunun ilgasını temin etti, Hattâ, iki srada, Babiâli ile $ haziran 1878 de gizli bir muahedename imzalamağı muvaffak oldu. Bu muahe pâratorluğunun Asya topraklarını mü « dafaa etmeyi taahhüd eyliyordu. Buna mukabil Kıbrısa yerleşmek müsaadetini alıyordu. Burası birinci derecede ehem» miyetli bir sevkülceyş mevzii idi; Firaf yolunu nezaret altında tutmak, İskendes run körfezine hâkim olmak ve Rusyaya Filistin yolunu Kapamak imkânını veri « yordu. 1856 muahedenamesinin shkâmına rağmen, Çarın mümessilleri Filistinde ortodoks himayesini isteyip duruyorlardı, İngiltere Türkiyeden kendi kontrolü al. tında Ermenistanda bir ıslahat icrası vâ- dini de kopardı. Maamafih bu vâde diğer devletleri teşrik etmeğe de müsaraat gös- termiştir. Maksadı da Rusların Erme « nistanda yalnız başlarına; müdafanla - rına meydan vermemekti. (2) İngilterenin teklifi üzerine, Berlin kongresi Baküyu serbest liman ilân et - ti ve Rusların burada hiç tahkimat ya- pamıyacakları şartını koydu. Fakat bu ahkâm üçüncü Alexandre'ın, 1885 de, şeh rin etrafında bir çok askeri inşaat vücü- de getirmesine mâni olamamıştır. (Arkası var) (1) Ayastafanor muahedenamesinin 16 nci maddesi fihakika Rusyanın kontrolu &l « tında Ermenistanda wlâhat icrasını tazam - mun ediyordu. Rus kuvvetleri ıslahatın ile çıkarılmasından sonra geri çekileceklerdi. (2) Ermenistan wslahatı Berlin muahede » namesinin 6I inel maddesinin meveturu teş- kl etmiştir. Ölçü üzerine Fenni Kasık bağları Mide, barsak, böbrek düşkünlüğüne Eminönü izmir sokeği Tel, 20219 ZAHARYA Oreopulos Taklitçilerden sakınınız. PARİS ve LONDRA'nm En son modellerine göre BAYANLAR için büyük ŞAPKA MEŞHERİ gayet ucuz fintlerin BAKER MAĞAZALARINDA ŞAPKA dairesinde satılmaktadır,

Bu sayıdan diğer sayfalar: