4 Ocak 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

4 Ocak 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Bayinri İNADCI KEÇİLER «İki inadeı keçi uçurumun üzerinde- ki dar köprüde karşılaştılar: Keçilerden biri, ötekine: — Sen geri dön, evvelâ ben geçece Hiim! Dedi, öteki itiraz etti: | — Hayır olmaz, ben geçeceğim, sen Beri dön! — Hayır hayır, ben geçeceğim! — Hayır hayır, ben geçeceğim! İnadçı keçilerin ikisi de çok hiddet- fenmişlerdi. İkisi birden yürüdüler. VÇarpıştılar ve müvazenelerini kaybe- dip köprüden aşağı düştüler.. Uçurum- ida parça parça oldular.» 1 * Eminönünde bir noktada birbirini kateden iki tramvay hattı vardır. İki hatta işliyen tramvaylar bu noktaya yaklaştıkları zaman biri diğerinden ev- vel geçmek için iki inadcı keçinin yap- tıklarını yaparlar. Biri süratini artı - rır, öteki deha artırır. Ve hatların bir- teştikleri naktaya ancak bir metre mesafe kala biri süratini keser, diğeri geçer. * Esasen frenleri sağlam olmıyan bun- lardan biri günün birinde süratini ke- semiyecek olursa «iki inadcı keçi» ma- salının hakikatini bir facia halinde ga- zetelerde okuyacağız! * O günü görmemiz için evvelden ted> birli davransak ne iyi dlacak... İSMET HULÜSİ V Bunları biliyor mu idiniz? —| 910 çocuk sahibi baba Budkey krah Mushidinin 910 tane ço- cuğu olmuştur. Bu çocuklardan 500 ü erkek, 410 u kızdır. * D1 senedenberi ölüm vak'ası görmeyen köy İtalyada, Bolanya civarımda Valdi -| doğmuştu. fusa köyünde 1927 yılındanberi tek bir ölüm vak'ası kaydedilmiş değildir. Köy füler, uzun yaşamalarının, sıhhatte ol- Mmalarının sebebini sıkı: çalışmada, bol tykü uyumalarında, iyi şarab içmele- rinde ve mümkün olduğu kadar çok gocuk yetiştirmelerinde bulmaktadır - lar, Gerrenenerennce aa eee renemen 45 senede ancak 16 defa doğum gününü yapan adam Holanda, Mişi « van belediye ret- si Hanri Gerling, 45 yaşında nazır. 44 yaşında banker, 35 yaşında kitabaı, yirmi iki yaşında şeir, 20 yaşında muallimdi. Ve şim diye kadar ancak on altı defa doğu- munun yıldönü - münü —yaşamıştır. çünkü 29 şubatta | * 15 bin senelik ağac Dünyada yaşıyan en eski şey, 15 bin senelik olduğu iddia edilen palmiye &- ğacıdır. Avustralyada, Kuvirzlend'de 'Tamborin dağında bulunmaktadır. yevesrercen e nensana renereLsaesELALAAERcARALELAA Kadın vasıta mıdır, Gaye mi? Bu suali bana bir kadın okuyucum sordu: Evlenmiş, aradan yedi sekiz sene geçmiş, bu müddet zarfında kendisi de, kocası da o kadar istonlldiği, bek- lenildiği halde bir türlü gelmiyen ço- cuğun intizarındadırlar ve artık yeis te başlamıştır. Müsahabelerde bir acı- hk, bir ima sezilir olmuştur. Okuyu- €umun üç dört sayfa yer tutan derdi ni böyle bir kaç satırın içine sıkıştır- dıktan sonra sonunda sorduğu suali de hülâsa edeyim: — Ben kadını erkek gözünde bir gaye, yuva için bir temel sanırdım. Anlıyorum ki kocam bu fikirde değil, kadını bir vasıta, kendisini çocuğa u- laştıracak bir vasıta sanmaktadır. ve andan ayrılmak, o da dargınlıkla, ağ- lamakla değil, dostça ayrılmak isti- yorum, ne diyorsunuz?» * Evvelemirde okuyucumun kararını katt bulmadığımı söyliyeyim, aksi takdirde bana sormaz, mektubunda vaziyeti bir defa daha tetkike hazır ol- duğunu anlatan bir ton kullanmarzdı., Ve isabet ki, bu haleti ruhiy içindedir. Fakat burası bir başka mesele, andan evvel esası tetkik etmek lâzım. Doğrusunu söylemek lâzım gelirse: — Kadının vasıta mı, yöksa - gaye mi olduğu? şeklinde bir sual ile karşı. laşmak istemezdim. Çünkü alâkadar- ların kâinatı kendilerinden iberet, ve kendi varlıkları ile çerçeveli telâkki edecek derecede hodbin olup olmadık- larmma göre hem müsbet, hem de men« fi cevab vermek, yahud da: — Gayeliği vasıtalığından ayırd e dilemiyecek bir halita, demek icab e- decek. Fakat ne olursa olsun okuyucuları- mın fikrini tashih etmesi lâzımdır. Şu« rasını bilmesi icab eder ki nası) her kadının karnında bir beşik yatarsa her erkeğin kulağında da ebaba> diye hay. kıran bir küçük ses vardır. Kat'i mec- buriyet, yeisle dolu bir feragat olma. dıkça kadını da, erkeği da bu arzudan vazgeçiremezsiniz. Arzu olmalıdır. ©- lacaktır. Maamafih okuyucumun, — izdivacı takib eden boş senelerin sayısı 7 de ol. sa, 8 de olsa bedbinliğe kapılmaması lâzımdır. Ayrılmayı düşünmeden önce kendi- sini muayene ettirmesi, küçük bir tıb» bi müdahale ile tashih edilecek bir rahim suiteşekkülü bulunup bulunma. dığını anlaması, kendisi hakkında iyi bir cevab aldığı takdirde kocasını da ayni muayeneye sevketmesi icab eder Her iki taraftan biri hakkında, te- davi ve tashihi imkânsız bir malüliye.- tin mevcudiyeti tahakkuk etliği tak: dirde dahi ayrılmayı düşünmek mec. buriyeti mutlak değildir. Birkaç yıl! evvel bir okuyucuma: e— İcabında bir iki haftalık, bir iki aylık bulunacak manevi bir çocuğun da ayni yeri işgal edebileceği» fikrini telkin etmiştim. Bu okuyucumdan bi- lâhare bir mektub daha aldım ki, by sütunlara geçmesine lüzum yoktu, fa- kat şimdi sırası gelmişken söyliyeyim, kendisini çok mes'ud bulduğunu anla- tıyordu. Bu genç kadın ile kocası da bütün ihtiyat tedbirlerini tükettikten sonra ayni fikir üzerinde düşünebi- lirler. TEYZE SON POSTA: - Kadın Köşesi Elbiselerin şekilleri SK b zı vardır. Model seçerken bunu gözö - nünde tutmalı ve ondan biç bir şekilde fedakârlık etmemelidir. 1 - Genç kız elbisesi... Sade fakat şik olmalı. Dümdüz olmamalı. Çok ta süs- lenm e melidir, Genç kızın henüz 4 o (gunlaşmamış vücudünün ince « liğini tebarüz et - tirmelidir. Rabat giyilmeali, — genç kızın serbest, çe - vik, canlı hare - ketlerine en ufak bir — rahatsızlık vermemelidir. Ekseriyetle açık renk, koyu renk olunca da muhak- kak açık bir gar - nitürle süslenmiş olmalıdır. 2 - Genç kızlarn gece — twvaleti... Pembe, mavi, beyazdan biri olmalıdir. Bu tuvaletin sadeliği içinde göze çar - pan şen, hoş bir tarafı mes Geniş, göz alıcı bir sentür'ü, bir çiçeği, etek - lerinin genç bir siluet'in kıvrımlarına, kımıldanışlarına yaraşan bir genişliği olmalıdır. Hasılı yıllar ve yıllar geçse de bu elbise hatırda şen, taplaze ren - gile kalabilmelidir. 3 - Biricik elbise... Bir mevsimde birs den fazla elbise — yapamıyanların tek robu. Bu elbise, icabında kışın manto altından, beharlarda ufak bir bua fle, yaâza doğru da beyaz, iğreti bir yaka takarak kullanılabilmelidir. olmak için ara sıra : ilmeli güh kumaştan, gâh deriden, gâh kendi renginde, gâh zıd renkte bir kemerle — kuManılmaya müsaid olmalıdır. Siyah, lâciverd, koyu gri gibi aylar- la giyilse bile göze batmıyacak bir renkte olmalıdır. Kumaş fantezi olmamalı, mümkün olduğu kadar düz ve düzgün yüzlü ol- mahbdır. Bu robun ne biçimini, ne de rengini son modaya uydurmaya kalkış- martalıdır. kik — son moda denen şey çabuk gelir geçer. Böyle bir elbisede şüphe yok ki pek tazelik, neş'e bulunamaz. Fakat mese- le uzum müddet tertemiz görünmektir. Başka bir şey değil.. 4 - Seçkin elbise... Burada göze çarp- mak, kendini göstermek esastır. Bunu da gerek kumaşın, gerek biçimin oriji- nal oluşu, değişikliği, zenginliği temin edebilir. Böyle bir elbise meselâ gece tuvaleti yaptırmak isterken giyince ra- hatlığı, ekonomi, dayanmak, tekrar tek Tevkifhanedeki cinayet Ağırcezaya intikal etti Katilin mevkuf Bekiri mangal ayağından yapılmış bıçakla öldürdüğü tesbit olundu Katil Dursun 'Tevkifhanede yeni bir einayet işlendi- gini ve bir mevkufun öldürüldüğünü dünkü şehir nüshamızda haber vermiş- Hk. Hâdisenin tahkikatına el koyan nö- betçi müddelumumi muavtni tarafından yapılan tahkikat neticesine göre, vak'a, u suretle cereyan etmiştir: Bir müddet evvel Tophanede, Kumba- racı yokuşundaki fırınında arkadaşı Ö- merle hirlikte işlediği cinayetten dolayı Ağırcezada muhakemesi devam eden Kuruçaylı Bekir, kendisinin eroin sattı- | ğına dair Hapishane Müdüriyetine bir ihbar yapıldığımı duymuştur. Bu fhba- rın Ferhad isminde birini öldürmeğe te- şebbüs suçundan Ağırcezanın kararile 20 sgeneye mahküm Dursun tarafından ya- pıldığını Ga işiten Bekir, evvelki gün saat 15 sularında, Dursunun yatmakta olduğu B mumaralı hastane odasına gitmiştir. Bö- kirle Dursun arasıtıda bir münakaşa baş- Jamış ve kavga sırasında, mangal ayağın- | dan yapılma bıçağını çeken Dursun Be- kiri, 19 yerinden yaralamıştır. Bekir Tev- kifhane hastanesine nakledilerek, Çok kısa bir zaman sonra, aldığı derin yara- Tarın tesirile ölmüştür. Hidise etrafında, müddeiumum!likçe başlanan tahkikat, dün — neticelenerek, katil Sald oğlu Dursun Atmaca, Ceza Ka- nununun 448 ihci maddesine tevfikan, A- Bircezaya verilmiştir. * Suçlunun yeni cürmümeşhud kanunu ahkâmına göre yapılan muhakemesine, dün saat 16 da, Ağırcezada barlanmıştır. Dursun maznun mevkiine getirildikten sonra evvelâ, müddeiumumilikçe tanzim —— ——— ——— rar giyebilmek meseleleri mevzuubahs olmalıdır. İcab ederse kumaşın en zarifi, en pa- halısı, belki de en az dayanıklısı, mo - delin en son modası, en orijinali, hattâ bazan en güç giyileni, rengin en tatlı- sı, en görülmemişi, ihtimal bir. mev sim belki bir ay sürecek olanını seç - meyi göze almalıdır. Başka türlü ha - reket edilirse seçkin elbisenin yapaca- h tesirden fedakârlık edilmiş olur. Ya- ni manaşı kalmaz. 5 - Yaşlı kadın elbisesi: İyı bir ter - zi elinden çıkmış, mMümkün olduğu ka- dar sade, modaya pek de aldırış edil - meden seçilmiş bir model. İşte hakika- ten yaslı denecek yaşa girmiş olanla - rın (berhalfe altmışı bulanların) elbi- selerinde aranılacak hususiyetler. mahkeme huzurunda Tedilen iddianame okunarak, cinayetii yukarıda yazdığımız sebeblerin tesirilk cereyan ettiği izah edilmiştir. Tddianif mede, suçlu tarafından, Bekirin kendisi ne bıçak çekmesi üzerine, nefsini müdü” faa maksadile bu işi yaptığına dair bİif iddia vaki olduğu, fakat bu cihetin İolmadığı ve gayri varid görüldüğü Ö0 |zikredilmiştir. A | Bundan sonra, müznunun — sorgusunt | geçilmiş. Reis Refik Omay, katile: — Bak, sen dün Tevkifhanede Kurt — |çaylı Bokiri ölâürmüşsün. Ne dersinfa Diye sormuştur. Katil, cevab verereli | — Doğrudur, demiş, biraz durup, dÜ" İşündükten sonra şöyle devam etmiştir? — Hasta olduğum için, Tevkifhanenlik ü 8 numaralı hastane odasında yatıyordufile Birdenbire, kapı açılarak, içeriye Kurüt çaylı Bekir girdi. Kapıyı örttü ve ınnilı bana: * «— Sen, benim eroin sattığımı ilibar eb mişsin» diyerek, ana avrat sövmeğe bMf' ladı. Sonra da, şunları söyledi: $ e— Hem, sen benim yerime gıçm!" meydancı olmak istiyormuşsun!» ded! «4j bunu söyler söylemez elini cebine ati Bir bıçak çıkardı. Hattâ, bıçağı çekef” ken, ceketinin yakası yırtıldı. Sonra üüü rime hücum edince, nefsimi müdaff | mecburiyetinde kaldım. Ben de. mantif | ayağından yapılma bıçağımı çekip, orrü yaraladım. Bu bıçağı evvelce, şimdi liye edilmiş olan, Mustafa iIsminde bitil den almıştım. Suçlu, hazırlık tahkikatı sırasında d vak'ayı ayni şokilde anlatarak, Bekif beni: — Sen, benim bulunduğum kol"' ağa olmak istiyormuşsun, ben adamilf | barsaklarını dökerim» diye tehdid M diyordu. Bundan sonra, maktul Bekirin :c*" mahkemece tetkik edilerek, ceketin d yakasında bir bıcak kesiği görüldü. Müteakiben kütilden mevkuf şahid H san, mahkemece dinlenerek, şunları lattı: — Bekir, vak'adan az evvel, bana DUf sunun nerede olduğunu sordu. 8 nurfi” vah odada olduğunu söyledim. Sonra rler savurarak, yamıpa girdi. Arn iki sigara içimlik zaman geçmişti. tane odasında kavga var diye, bağırd! Cinayet olduğunu öğrendik. vak'anın nasıl cereyan ettiğini dim. gö İ ) (Devamt 10 vneu sayfada) ei

Bu sayıdan diğer sayfalar: