27 Ocak 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

27 Ocak 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Te) bin macera romam: 2 İN Ya A sabah uyandığımız zaman, ” ile aramızda, ilk defa olarak pie geçti: deği m Bugün işe başlıyo - oi Me, başlıyalım. Bili, SÜN, hayırlı gündür. İyi işgö- Niçin, — z bügün, Tatavla panayırı var, ak, iş Bil Panayırı nedir?. V Xi sana nasıl anlatayım via ti age kiye, Gittiğimiz zaman görür - "a, Muhavereyi (o söylemekten günde işe başladı - etmek içindir. Te. evvelâ beni karşısına otur- Vazife) m hakkında uzun uza - irat verdi ve bu uzun konfe - #onra da birkaç tatbikat le- Öle, ilg doğru yola düzüldük. Yüksek Üry Yokuşunu tırmandık. Ağır a kı ie vardık. Her tarafı, küçük. & Yeşi halk grupları dolduruyor - ceği gruplar, Tataylaya doğru &- Mayya i a Mn ge yar, vaziyetten çok memnundu. “ür, acin kaşıyarak bana Mig, drafim! Bugün, işimiz, iş. Her Çiyi vurgun Ovurscağız, kulağıma fısıldıyor. He - iy dan işe başla, toparlıya » Tatavlaya kadar git, di- ma. #eylana uymayacağım. Ne Olmaz. Bir aksilikle karşılaş - n ei atavlaya kadar, kimse - ik Ee pap uzatmıyacağım. ag Söyleniyordu. ğer dlyebilirdim?.. Artık bütün kemi ve mükadderatımı, bu kaşar- Ney, O kepirinin eline teslim etmiş - aya kahredici bir telkin ve te EN Büy, kalmıştım ki; bir taraftan i- Mey ye ve meçhul bir korku ile tit m rafta ona hoş ve cesur 2 v Magi İstersen öyle olsun. Tayyare Demez her dakika işe hazırım. mecburiyet hissettim. ili Vaz t zi, & Dayı * Çİ Ai eydanma geldiğimiz za - Sü ieta şaşırmış gibi bir halde idim. akan hayatımda, bu kadar kar O tar bir kalabalığa girmemiştim. N *e Tatavla, bugünkü veziyet- Peki S- Birafı sık ve birbirinin üze bei, Bibi görünen irtli ufaklı ev. tasinde, yamrı yumru koca bir mn ibaretti, renk renk, çeşid çeşid. irat sürüleri dolduruyordu. , baş döndürücü bir uğultu #ürüyordu, lerin, önlerine, meydanın lerine, ağaç dallarından tape şt, Bu çardakların ta masalarda, yere serilmiş kadını erkekli insan grup- Afiyorlardı. etrafında, çezii çeşid se- aki sofraların tizerinde de tükenmiyecek kadar. çok Eg bilhassa rakı, şarap şise- be bardaklar. ve kadehler kafadar, Föy 7 #! Er 1 İPE İş? ir bir ses çıkıyordu. Yan. $; va yi olan dört lâtarna bep bir Man "had çalgının birbirine 8rnn Mag Kulakları karmakarışık tırmalarken, bu Pip Yarıbaşında, kadınlı erkek- kiş in mürekkep bir kabağı ı seslerini bastırmak an (Tumarı) Se Yür sevmem, İK /Kenan Paşa Zade Sarafim P Tatavla panayırındaki iş GERE Önümde derin Lir Gençliğime doymayım. Turnam, turnara Ben buralarda durmam Gider isem gelmem, Nasıl olur, bilmem?.. Bu şarkı o tarihte yeni çıkmıştı, Son. raları, yüzlerce ve binlerce defa dinle - diğim bu şarkınm şu yukarıdaki par - çasıni İk olarak Tetavla panayırında işittim. Ve bu menfur meslek hayatı - na girdiğim günün hatırası olmak üze- re zihnime nakşetmiştim. Tayyere, kölunu (şiddetle koluma çarpmasaydı.. ve, sert bir sesle: — Kendine gel Sarafim.. biz buraya, panayır yapmağa değil, enai avlamaya geldik... Hadi bakalım, İşe başlıyoruz. Diye hamurdünmesaydı, ben de ken- dimi tamamile bu kalabalığın baş dön dürücü cereyanına kaptırmıştım. Tay « izmir Kız Enstitüsünün faydalı çalışmaları (Baştarafı 5 inci sayfada) Çocuklarımız, bu müesseseden çıkınca tam manasile evlerin! idare edecek bir seviyede olacaklar ve ötedenberi özledi - B'miz ideal Türk evini kurmak selâh; - yetini kazanacaklardır. Müessesemizin talebesina neler ver mek istediği tamamen anlaşılmış değil dir. Burada yetişen çocuklar kültürlü o - iscak, bilgili olacak, evin» sadık erkeği- ne bağlı, çocuğuna tam ve olgun birer ana olacaklardır. Çocuklarımıza şunu 8- şüıyoruz ve diyoruz ki kuracakları yu - va, bir hayal yuvası olmuyaesk ve rsa- Weye istinad edecektir. Çocuk'lerimiz ik hssd ahlâkım benimsemiş olarak yet* - şiyorlar şında tam: bir kontrol altında bulundu - rıyoruz. Meselâ şapkalarını yana mey - ettirerek giymelerine mâni oluyoruz. Yazan: ZIYA ŞAKİR uçurum açılıyordu yarenin bu ihtarı üzerine, çarçabuk kendimi topladım: — Ben hazirim, Diye, mırıldandım. * Tayyare önde, ben beş adım arkada.. muhtelif sarhoş grupları arasına dalıp çıkıyorduk. Fakat asıl nazarı dikkatimi ce'beden bir şey vardı ki o da, bu grupların ara- sında, bizim gibi dolaşan köprü altında. ki ahbab çocuklara rasgeliyorduk. Dikkat ediyordum; bunların çehre - İeri, çelik gibi sert ve ciddi idi. İçlerin- de, Tayyare ile can ciğer gibi görüşen ler ve sevişenler olduğu halde, burada birbirlerinin yüzlerine bile bakmıyor « lar. Sanki birbirlerini hiç tanımıyor - larmış gibi, en küçük bir aşinalık bile göstermeden, geçip gidiyorlardı. (Arkas var) İlân Tarifemiz Tek sütun santim? —— —— sahife 400 kuruş sahife 250 » Birinci İkinci Üçüncü (sahife 200 » Dördüncü sahife 100 » İç sahifeler 60 » Son sahife 40 » Muayyen bir müddet zarfında fazlaca mikdarda ilân yaptıracak. ar ayrıca tenzilâtk taritemizden istifade edeceklerdir. Tam., yarım ve çeyrek sayfa ilânlar için ayrı bir tarife derpiş edilmişti Son Posta'nın ticari lânlerına sid işler için şu adrese mürgeaat edilmelidir: İlâncılık Kollektif Şirkeği Kahramanzade Han Ankara caddesi ————— nn konuşmasrı memnudur, Tahmin ederim ki, bu disiplin havası çocukları ve çocuk velilerini müessese . İnekli çorap kullanmaları, suçlarını o | mize, her gün biraz daha kuvvetle bağlı- düle yaptırmaları, okul dışında bağırarak yor İstanbul Eelediyesi İlânları Adalar Kuymakam ve B. Ş. Müdürlüğünden: Büyükedia Malülgazi cadde- side Mebmed Halid, Şevke:, Hatice Meliha, Emine Semiha ve Fstma Bedianm mutasazrıf olduğu 6 numaralı etrafı açık arsada ağzı göçmüş olan ve pek tehlikeli bir vaziyette bulunan su kuyusunun ağzı sahibleri tarafından sekiz gün içinde mükemmel surette kapatımadığı tskdirde umuru belediyeye mütealliz ahkâmı cezaiye kanunun dördüncü maddesine yerine kşim olmak üzere ilân olunur. tevfikan belediyece kapatılacağı tebliğ «396» A) ire laaan ime e. e Belin izi Sİ ie NE Gümrük Muhafaza Genel Komutanlığı İstanbul Satınalma Komisyonundan: 1—12,3, 4, 5 ve 6 sayılı motörler Gart Marka yodek makine parçalarile Mh — 260 modeli Buda marka yedek günü saa: 16 da kapalı zarfla eksiltmesi 2 — Şarinamesile cins ve mikdarını lebilir. 3 — Tahmini bedeli «8059. kıra ve ilk için ahnacık 19 kalem Sterling Kost 40 sayı motör için alınacık $ kalem mekine parçalarının 13/2/939 Pazartesi yapılacaktır. gösterir listeler komisyondadır. Görü - teminatı «605, liradır. 4 -- İsteklilerin o gün eksiltme saslinden bir seat evveline kadar 2490 sayılı kanunun tasrih ettiği veçhile hazı cakları teklif mektublarını Galata eski #halât gümrüğü binasındaki komisyona vermeler! Son Posta'nın tefrikası: 14 Esma Sultanın sarayında Kaynanam ile kızı Sultanın dairesine götürüldükleri zaman onu muhteşem surette giyinmiş, bütün elmaslarını takmış ve mindere kurulmuş bir halde buldular Çünkü eğer hakikaten sultan ise bu tür: bir gözdeliği itiraf edemez. Eğer gözde olabilirse sultan değil demektir. Başkıdın tabiri padişahın Haremi da bilinde en büyük bir ünvandır. İkinci, ü- çüncü ve dördüncü kadın ünvanlarını haiz olanlara nisbetle daha çox hürmet ve riayet görür. Fakat ünvanlardaki bu fai- kiyet o dakikada mevcud olan hüsnü n zar ve iltifatı ifade etmez. Tahtta sal maslarını takmış olan sultan salonunu süsliyen muhteşem bir minderin köşesine oturmuş bulunuyordu. Minderir örtü - leri (1) ve yerdeki örtü altın ve gümüş sırme ile Lyon ipeklisinden yapılmış ve muhtelif renklerden vücud» getirilmiş - ti. Sırmalı çizgilerle ipekli örtü derler getirilerelğ sultanın önüne seri firler buraya oturdular. Ayni za « onda, muhteşem suretle giyinmiş ve €- tanat süren padişah bu ünvanları ker, -| tekleri kaldırılmış altmış genç kız salo- disinin malıpes hayatına iştirak eden ka- dınlara karşı bir şükran eseri olarak tev- cih etmiştir. Sonra, bu ünvanları haiz k8- dınlardan bözılâarını eski saraya göndere-| rek bildiği gibi hareket edebilir. Bu dört kadından hiç biri nikâhlı değildir, Bunlar | kanunun müsuade ettiği döri hü: kadını! temsil ederler. Yalnız gösteriş için böyle bir mevki tutmuş olacukları tahmin 6- dilebilir. Padişahın harem dairesine kimse gire mez. Yalnız bazı doktorlar, kendilerinin davet edilmelerini icab eden ve hastalı ğa taallüku olmıyan şeylerin kâffesi ber- taraf edildikten sonra harem dairesine g'rebilmiştir. Onun için, padişahın ha - rem dairesindeki usul ve ahvali hususi harem dairelerinde görülen âdetlere k: » yasen tahmin etmekten başka bir çare yoktur. Bir sultanın sarayında, kocasına varın» cıya kadar ker şey sultanın emri altın - dadır. Buna bâkersk padişahın sarâyı hakkında bir fikir edinmeğe imkân yok- tur. Binaenaleyh içine girilmesi imkânsız olan bu mağarayı ihata eden zulmetleri aydmlatmak iddiasında değilim. Muka - yeseye zemin teşkil edecek şeylerden İ behsetmiyorum. Sadece bazı tafsilât ve- İreceğim. Bunlar meraka değer şeylerdir, ahlâk ve âdatı tasvir ederler. İmparator Akmedin kerimesi ve ondan sonra takta çıkan padişahların hemşiresi Esma Sultana Mademe de Tott'un vali - desile beraber yaptığı bir ziyaretin hikâ- yesini kaydederek bu hususta herkesin werakını tatmin etmekten mütelezziz 0- lscağım. Sultan Mahmud zamanında, heniz genç ve kardeşi gibi renklere mütevec - e'h bulunan bu prenses bir Avrupalı ka- dım fe görüşmek İstedi. Kaynanam, Tür- kiyede doğmuş olmakla beraber, onun merakım teskine kifayet ediyordu. Kız'le beraber Esma Sultanın sarayına davet e- dildi. Sarayın dış kâhya kadını gelip on- ları almağa ve sultanın nezdine götürme- ğe memur edildi. Prensesin sarayına mu- vasalet edilince (yukarıda (söylediğim veçhile, yangından sonra sadrazamın yer leştiği saray budur), kâhya kadın demir bir kapı, sonra ikinci bir demir kapı da- ha açtı. Bunları muhtelif bekçiler muha- #sza ediyorlardı. Fakat alelâde insanlar - dan farkları yoktu. Üçüncü kapının mu- hafızları da bu türlü idiler, Üçüncü kapı açılınca, bir takım zenci harem ağaları göründü. Bunlar, ellerinde beyaz bir değ- nek, ecnebi kadınların önüne düşerek onları iç avludan geçirdiler. Bu avlunun muhafazası bu harcmağalarına tevdi e - dilmişti, Ziyaretçileri yabancılar Odası denilen bir odaya soktular. Hareme mahsus kâhya kadın gelerek misafirlere ikram etti. Yanında getirdiği halayıklar ecnebi kadmlarm (yüzlerini açmalarına, peçelerini katlamalarına yar» dım ettiler, Kâhya kadın da sultana mi - söğirlerin vürudunu haber vermeğe gitti. Prenses, batıl din fikirlerine kapılarak, Ziy kâfes arkasından kabul etmek !s- tiyor, kendisini göstermeden görmek fikrinde bulunuyordu. Fakat kaynanam sultan gizlenmekte israr edecek olursa çekilip gideceğini söyleyince, arada gı - â'p gelmeler, müzakereler oldu. Nihayet prensesin muvafakati ile iş neticelerdi. Prenses, yanlarına gelmeden evvel misa- firlerin dinlenmesini rica etmek suretile süslenmek için kendisine vakit temin et- ti. Biraz sonra kâhya kadın ve bir çok helayıklar tarafından kaynanam ile kızı sultanın dairesine götürüldüğü zaman, muhteşem surelte giyinmiş, bütün el - ha girerek sağa ve sola dizildiler, Ellerini kemerlerinin üzerine kavuşturarak biter sef teşkil eylediler, İlk iltfatlardan sonra, prenses bizim kadınlarımızın malik oldukları hürriyet. leri sormağa başladı. Bunları harem â - detlerile mukayese etti, Bir genç buzın yüzünün, izdivaçtan evvel, kendisile evle recek erkek tarafından görülebilmesini zihni almıyordu. Fakat, bu muhtelif me- seleler konuşulduktan sonra, bizim â - detlerimizden tevellüd edecek faydaları takdir etti. Kendi hayatının telkin et - tiği hislere kapılarak, on öç yaşında iken onü çökmüş bir ihtiyara teslim €- den barbarlıktan şikâyette bulundu. Bu adam ona bir çocuk muamelesi gderex de- rın bir refret telkin etmişti. — Nihayet geberdi! dedi. Fakat sanki döha mes'ud mu oldum? On seneden « beri bir paşa ile evliyim. Genç ve güzel olduğunu söylüyorlar, Fakat daha bir « birimizin yüzünü görmedik. Sonra, prenses Avrupalı kadınlara çok nazikâne şeyler söyledi. Kâhyasına ken- dilerine ikram edilmesi, bahçeds gezdi « rilmesi, eğlendirilmeleri ve sonra tekrar yanına getirilmeleri için emir verdi. Bunun üzerine kâhya kadın ecnebileri kendi dairesine götürdü. Orada kihya kadın ile birlikte yemek yediler. Bir sü- rü halayık hizmet ediyorlar ve masanın etrafına diziliyorlardı. Yemek bitti, kahve getirildi sonra çubuk ikram olundu. Av. (rupalı kadınlar bunu almadılar, Kâhya kadın musafirleri bir an evvel bahçeye götürmek için kendisi de çubuğunu ta « mam içmedi. Güzel bir köşkün yanında yeni bir ta- kım cariyeler dizilmişlerdi, Misafirler bu köşke gittiler, Muhteşem surette döşen- miş ve süslenmiş olan bu köşx büyük bir havuzun Üzerinde inşa edilmişt:. Bahçe - nin ortasını işgal ediyordn. Her taraftan yükseltilmiş gül çardakları bü mahpesi vücude getiren yüksek duvarları örtü. yorlardı. Gayet dar ve mozayik halinde çokıl taş: döşeli yollar, bahçenin yegâne yollarımı teşkil ediyorlardı. Fakat bir çok söksilar ve çiçek kuleleri nazara gayet hoş renkli manzaralar arzederek güzel bir minderin üzerinde bunlarönn zevk al « mğa insanı davet ediyorlurdı. Gezinti « nin hedef: de bu idi, Yerlere oturur oturmaz. özlerinde yürümüş olan haremağaları köşkten biraz ötede bir saf halinde dizilerek prensesin Şalgı takımına yer verdilez, Bir takım on parçadan terekküb ediyordu. Çalgıcılar muhtelif konserler verdiler, Bu sırada ga ne gayet zengin, fakat haft surette gi yinmiş rakkaseler gelerek figür ve ayak çeşidi itibarile pek hoş muhtelif baletler oynadılar, Bu dansözler hususi evlerde görülen -rakkaselere nisbetle .çok daha yüksek takımdan idiler, Biraz sonra, erkek kıyafetıne girmiş 0- lan iki kadın şüphesiz bu levhaya eğien. cede ekalk olan cinsin zevahirini ilâve etmek için meydana çıktılar. Bu sözde erkekle: bir nevi mübarezeye başladılar, (Arkası var) (1) Türkler bu tarz lüksü pek bilmezler - &L. Buna arcak haremlerde tesadâf olunur Yaştıkların arkasına perde gibi b'r şey gerilir ve diyarı yarısına kadar örter&i, Fakat min- dersiz bulunan taht salonu tamamun örtü « lerle kaplıdır. Üç milli cemiyete yardım için, müsald bir fırsatla karşılaşıyoruz: Kurbanlarımızı, kurban derilerini Türk Hava Kurumuna verelim.

Bu sayıdan diğer sayfalar: