24 Mart 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

24 Mart 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

24 Marş Boyanın deniz h arbinde tesiri olabilir mi ? Büyük deniz devletlerinin telâş ve heyecanla bir nevi boya aramakta oldukları muhakkaktır EE 'Tâ yelken devrinden tutun da bugüne kadar deniz mensublarını fazla uğraştı - ran ve yoran bir mesele vardır: Birkaç geminin, ayni zamanda, tek düşmana karşı atış yapabilmesi, Bu fikir haddi zatında pek basit görü- nür. Zira meselede hallolmıyacak taraf yoktur. Düşman görünüyor, fakat kat kat fazla gemiye malik olan bizler, onun ü - zerinde bir tesir hâsıl edemiyor ve onu batıramıyoruz. Barmus bombardımanı Bu meseleyi denizden uzak olan bizler için anlamak çok zordur. Çünkü bizler müstevi ve ârızasız bir halde görünen de- üzerinde harbetmeyi çok basit zan- ned Halbuki denizlerin o kadar bü- yük hususiyetleri vardır ki, bazan eli - nizde farla kuvvet bulunmasına rağmen iş göremezsiniz. 1915 senesine rasigeliyor, zannediyo - rum; Alman donanması İngiliz sahille - rini bombardıman etmeğe karar vermiş we denizlere açılmıştir. Tabiatile bu mu- Axrâm donanmanın, Yavuz Âyarmda, beş gemisi Barmus şehrini bombardıman e- ri de boembardımancıları m tehlikesine karşı (kolliyacaktır. Bu aynen bir hırsız şebekesme benzer; Şalanları ayrı... Polis gözetliyenleri ay- Pi... Bombardıman partisi daha sahile yak- laşmadan İngilizlerin bir tanecik ganbo- una rastgeliyor. Atış açılacak ve gan - bot batırılacaktır. Vasatt bir hesabla AL man gemile-inde, ganbola atacak (50) tane (28) lik topla bir o kadar 15 santi - metrelik top vardır. Fakat bu kadar to - pun ufacık bir gemiye atılması cephane d aşka bir şey olmaz. Yavuz â- devletlerin deniz harbinde bir ral gemisi bir defa a - ış etmemesi Jğz 'ememişler ve bü ganbotuna atış et- reşini andıran bu mü- harebe, takriben, yarım saat kadar sür- | “Son Posta,,nın deniz işleri mütehassi Ingiltere donanmasına umumi bir bakış müş ve ganbot ancak batırılmıştır. Buna mukabil İskajarak muharebesinde geminin atışına hedef olan (Kuln Meri) kocaman zırhlısı sekiz dakikada havaya uçmuştur. Bunun sebebi nedir? Gayet basit... Beş geminin attığı demir, aşağı yukarı ayni zamanda, hedefin civarına düşüyor. Bundan dolayı gemiler, kalkan sütunlar. dan hangilerinin kendi mermilerine sid olduğunu ayıramıyorlar. Öyle ya... Bir gemide (10) top var Fekat İngiliz gan - botu civarında semalara yükselen $u dağları (20) den az olmuyor Sonra bu sö- tunlardan bazıları yakın, bazıları da w- zak düşüyor, Ve bu suretle hiç bir gemi #tışımı düzeMemiyor, Bu gülünç hal, daha ziyade; Almanla- rm kati meticeyi (opaylaşamama - larından ileri gelmiştir. Harb yeni başla- mış ve Alman gemileri fik defn düşmana rastlamışlardır. Bu yüzden gemiler, İn - giliz ganbotunu batırmak için, birbirle - rile yarışa tutuşmuşlar ve netice olarak, batan ganbotun kıymetinden çok fazla cephane sarfetmişlerdir. İskajarak Bu gülünç halin bir başkası da İska » Jarakta vardır. Bu sefer ayni duruma İn- gilizler düşmüşlerdir... Beş İngiliz ge - miisi, dört Alman zırhlısı ile top düelle- suna girişmiştir. Eğer her gemi karşısın. daki Almana atış etse, bir İngiliz gemi- sinin muharebeye seyirci kalması icab eder. İngiliz amiralı Biti, böyle bir hale meydan vermemk ve o geminin de si « lâhlarından istifade etmek için: — İki gemi, tek düşmana atış etsin!, İşaretini veriyor. Fakat talihin garib bir tesadüfi olarak işaret gemiler tara - fından başka türlü anlaşılıyor. İngilizler, bu işaretten, İngiliz gemi - lerinin ikişer ikişer ayrılacağını ve her .l Alman gemisine fki İngiliz gemisinin a- İtiş edeceği manasını çıkarıyorlar. Böyle- likle beş tane İngiliz gemisi ancak üç Al man gemisini hedef İttihaz ediyorlar; dördüncü Alman gemisi ise hiç bir İngi - .İlize hedef olmaksızın, sanik talimde imiş gibi, atışa başlıyor ve sekiz dakikada İn- gilizlerin Kuin Merisini havaya uçuru - yor. iki diğer tarafta, İn , kal. kan su sütunlarının kime aid olduğunu tefrik ile meşguldürler. İkaz çıngırakları Bu hal deniz harbinde mühim tesirler hâsrl etmiş ve denis mensubarım çok o - tek! ıs yazıyor | İyalamıştır. Demek oluyor ki muazzam bir filo, düşmanın bir tek gemisine i rastlarsa, ancak kist muharebeye tutu « şacak, diğerleri seyirel kalacaktır, O hal de İazla gemi yapmağa ne Mizum v: Bu biçimsiz suale muhatab olmamak /: deniz devletleri çok uğraşmışlar ve kuy- vetten İstifade etmek yolunu aramışlar. dır, İlk zamanlarda bir ikaz çıngırağı mo- dası çıkmıştı. Toplar atış etmeden evvel, güllenin havada kalacağı müddete göre İ âyarlanıyor ve atış emri ile de işletiliyor. du. Böylelikle güllenin suya düşmesile, çıngırağın avaz avaz çalması bir oluyor. Bu suretle de topçu komutanı hedef civa- rında kümelenen su sütunlarının kendi gemisinin gülleleri tarafından kaldırı! - dığını anlıyordu, Bu sistem bazı ufak de- niz kuvvetlerinde hâlâ vardır. Renkli gülleler Büyük deniz devletleri bu çıngırakları maksada elverişli bulmamışlar ve bilhas- sa Büyük Harbden sonra meseleyi halle- decek daha iyi sistemler aramışlardır. Fransız bahriyesinde her merminin pe- ginde küvvetli ziya veren âtlerler takılı- dır. Bilhassa gece yapılan topçu muha » rebelerinde güllelerin toptan çıktığı ve hedefe kadar gittiği görünmektedir. Bu suretle topçu komutanı, şaşırmadan ken- di güllelerini tanımaktadır. Alman, İtalyan ve diğer bir çok dev » letlerde mermiler giderken, duman çi- karmaktadırlar. Bu duman da deniz top- çularının pek çok işine yaramaktadır. Bu nunla beraber devletler iyi çareyi su sütunları boyıyacak bir sistemde bul - muşlar ve böyle bir keşfi yapmağa ça - Jışmışlardır. İ İşte devletler, bugün. bu yolda bir hay- İli ilerlemişlerdir. İstenilen şudur: 1 numaralı gemiye sarı, 2 umaralı ge- miye kırmızı, 4 sumarah gemiye mavi, 4 numaralı gemiye yeşil su çıkaran mer- mi verilsin... Bu suretle bu dört gemiden mürekkeb filo düşmanım yalnız bir ge « misine rastladığı zaman bile bepsi bir « den düşman üzerine çullanabilsinler... Bu suretle, meselâ bir numaralı gemi » nin topçu kaptanı: — Ha... İşte sarı su sütunları!.. Bu dü- şen mermiler bizim gemiye atddir!, U- run düştüleri.. Mesafeyi kısaltni diye « (Devamı 10 uncu sayfada) Sayta 7 Dilsiz ve sağırların eski reisi İstanbuldan meb'us olmak istiyor Müstakil meb'usluğa namzedliğini koyan Süleyman “20.000 malülün haklarını müdafaa edeceğim, diyor Süleyman Gök adında hem sağır, hem dilsiz olan bir vatandaş memleketteki 20 Fakat sonraları çok işer gördüm. Asıl san'atım kunduracılıktır. Sonraları sekiz bin sağır, dilsiz ve körün ihtiyaçlarına | sene Dilsizler Cemiyeti reisliği ettim, İki cevab vermek, derdlerini müdafaa ©i- mek üzere İstanbuldan müstakil meb'üs- luğa namzedliğini koymuştur. Kendisi diyor ki: — Türkiyede bulunan ve ekseriyeti kadın olan 20 bin alilin istekleri üzerinde çalışmak istiyorum. Bu aliller zümresini memlekete nafi birer müstahslı mevkii- ne yükseltmek emelindeyim, Onların bi- rer san'atkâr olarak yetişmelerini, haya- tın her cephesinde muvaffak olmalarını temin etmek gayesile namlarına müsta- kil meb'usluğa namzedliğimi koydum. Meclis kürsüsünde bir doktor köylü Dün, bir kö doktorun işini yapamaz. Bir profesör de bir sağır ve dilsizin haki- ki derd ve ihtiyacını karşılıyocak düşün- celere, tasavvurlara sahib olamaz. İstanbulluyum. Beyamd dilsizler mek- tebi mezunuyum. Burada Umumi Harb- de dört sene müdür muavinliği yaptım. sene şark şimendiferleri spor klübü boks muallimliğinde bulundum. Üç sene de Haliç İdman kitibünde hocalığım var. İki buçuk sene Anadoluyu dolaştım. Uğradığım vilâyetlerdeki spor klüplerin. de de boks deraleri verdim. İzmirde vaktile İtalyan boksörü Kasa- toyu nakavt etmiştim. Hem de İzmir bok- sörlerinin hepsini yenerek İzmir şampli- yonu olmuştum. Bugün İzmirde ve Ana- doluda bulunan spor klüplerinde mukay- İyedim. * Süleyman Gök 40 yaşlarında var, Ken- disi hem dilsiz, hem de sağırdır Ancak mümarese neticesi ağır ağır konuşabili. yor. Söylenen kelimeleri de ağzın açılıp Kapanışı şekillerile anlıyabiliyor. Kendisine sordum: (Devamı 10 uncu sayfada) ( ( Kössivanof Edirneden geçerken || | Dost Bulgaristanm Başvekili ekse - ins Köseivanof'un memleketine dö - nerken Edirneye uğradığını, garda 20 dakika kaldığını, bu arada Trakya U- mumi Müfettişi Kâzmm Dirik, Edirne Valisi ile görüşmeler yaptığını bildir miştik. Resim, Köselvanof'u Edirne garında, Kâzım Dirik ve Sofya sefiri “ miz Şevki Berkerle bir arada gösterk yor. İngüterenin silâhlanma işini hızlandırırken bilhassa hava si miyet verdiği malümdur. Resmimiz, gece gündüz işliyen ti rından birinde yapılan bombardıman tayyarelerini gösteriyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: