11 Nisan 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

11 Nisan 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EE m amala fi ii ii ih bl Hergün Arnavudluk İşgalinin hedefleri Yazın; Muhittin Birgen İtalya Armavudiuğun cebren işgaline neden teşebbüs etti? Her hareketin bir Hedefi olmak tabii bulunduğuna göre, bu hüdisenin de bir hedefi ve haitâ hedefleri olmak icab eder. Acaba bunlar nelerdir? Arnavudluk 919 danberi ismen müsta - kil bir devlet olmakla beraber çoktanberi İtalyanın bir nevi himayesi altında yağı yan bir memleketti. İtalya, Arnavudhuk- tarn"bekliyebileceği ik di faydaları, önu işgal etmeksizin de elde etmci? kââirbir vaziyette bulunuyordu. MPiranadaki si - yasi nüluzu da diğer bütün nüfuzlara fak olduğuna göre, Arnavudluğun işgalini; ilk bakışta, bu kadar görültüye ve zah » mete değmez bir hâdise olarak mütaleaya meyledenler haklı görünürler. Eral 79 gunun vatani, büyük bir iktisadi kıymeti bala değildir. Onun en büyük iktisadi kıy- meti, zayıf olmakla beraber hayli işe yâr rıyan petrolu idi, İtalya bu pelrol hazine. sini zaten ele geçirmiş ve işleterek isti - fade etmeğe başlamış olduğu için ari bundan dolayı böyle bir teşebbüse giriş- meğe elbet lüzum görmezdi. İmara kabi - yet bakımından işe yarar arazi itibarile Arnavudluk zayıftır. Yüksek dağları, yal- çın kayalıkları arasında ancak pek az in- san için yaşıyacak yer bulunsa bu mem- lekette geniş bir kolonizasyon hareketi yapmak ta imkânsızdır. Madenleri yok'de- Bildir; fakat, bu madenlerden istifade et- mek için, Arnavudluğu işgal etmeğe hiç te lilzum yoklu. Böyle olduğu halde, aca» ba İtalya bu harekete niçin girişti? Şim- diye kadar dünyada kendisini kâfi dere - vede antipatik yapan tecavüz siyasetini bir kere de bu teşebbüsle teyid etmekte ne fayda vardı? * > Arnavudluğun işgalinde Iktısadi sebeb- ler ancak ikinci derecede ehemmiyet halz olabilir. Asıl sebebler sevkulceyşi ve siyasidir. Bir kere, Otrant boğazının Arnavudluk sahilini de ele geçirdikten sonra, İtalya Adriyatiği tamamen kendisine aid bir göl haline getirmiş oluyor. Fakat, Arnavud- Yuk, Adriyatik denizinin kapısını İtalya - nım eline veren bir #evkülceyiş noktası ol- maktan ziyade Balkanların bir köprübaşı mevzii teşkil etmek bakımından mü. himdir. Arnavudluğu ele geçirip oraya yerleştikten sonra, İtalya Balkan işleri hakkında, kuvvetle söz söylemeğe kadir bir devlet olur ki işte bu sebeb, bütün di- ğer sebeblere h z Zannediyoruz ki, bu işgale bilhassa şu sırada teşebbüs edilmesi ayrıca bir ma- nayı haizdir. Bu, nagihan! verilmiş bir karardan ziyade, Almanya ile İtalya ara- sında çoktanberi düşünülmüş, -kesablan - miş ve tesbit edilmiş bir plâna tevfikam vaki olan bir harekete benzer. Balkanla- rın Almanya ve İtalya aleyhine her han- ği bir teşebbüse girişmek için ortada hiç bir sebeb bulunmamasına rağmen İngil tere ile Fransanın bu memleketleri bu Iki devlet sleyhine bir takım kombinezonla- «ra doğru sevketmek için ellerinden geleni yaptıklarinı ve yapacaklarını farzeden #.Berlin - Roma mihveri, bu sahada kendi politikalarını emniyet altına almak için Amavudluktaki köprübaşı mevkiini ele geçirmeğe karar vermiş görünüyorlar. Alman matbuatının son günlerde neş - riyatı arasında bizim bu tahminimizi doğ- rü gösteren bir takım unsurlara tesadüf ediyoruz. Meselâ, İngilterenin Lehistana verdiği yardım taahhüdünden sütunlar dolusu mütalealarla bahseden Alman ga- zeteleri, İngilterenin Almariyavı ve İtal. yayı, siyasi ve askeri bir çemberle kuşat. mak gibi bir plân takib ettiğini söyledik. ten sonra Balkanlara dahi düyürmak is- tedikleri tehdidkâr bir sesle şunları ilâve ediyorlar: «İngiltere ile Fransâ bu si - yasetle ısrar ettikleri takdirde bizde ona göre derhal tedbirlerimizi alacağız, Ayni zamanda hem İktısadi, hem de askeri ve siyasi olan bu tedbirler, bi?i bir husu met çemberi içine almak istiyen garb devletlerinin siyasetlerini hükümsüz bı- rakmıya kâf' Kel'meleri başka da olsa, manası bun. “dan baret bulunan bu neşr hesiz. Balkan devletleri üzeri; ra etmek maksadile Yapılıyor. İtalyamn Armavudluğu işgali, iste bu tedbirlerin askeri olanlarından biridir. Demek Glu- yor ki İngilterenin kuvvetle teyid etme- diği tahrik siyaseti, Arnavudluk kralınm Bu udamisra ekseriya Hakikatte o adamın içini hurdebin ile sak «müşkülpesendlik. yerine kötülük Kayık yarışlarının En ihtiyar seyircisi Bu kadın şimdiye kadar 75 yaşın - dadır. oLondranın meşhur Kembriç, Oksford kayık yarışlarının daimi bir müdavimidir. Şimdiye kadar 60 yarış| rile biten yarışta da gene 60 seneden- beri her seferki yerinden bu heyecanh müsabakayı seyretmiştir. m tacını kaybetmesini intaç etmekten baş- ka bir şeye yaramadı. Şu halde, Arnavudluğun işgali sev - külceyşi bakımından ne kadar mühim bir hâdise ise politika bakımından da o de- recede mühimdir. Bunun, bilhassa Lehis- tan konuşmalarını ve İngilterenin yar - dım vâdierini takib eden günlerde yapıl- ması, İngiltereye tevcih edilmiş bir nü - mayişten başka bir mana ifade etmez. Tecavüzlere müsaade etmiyeceğini ilân eden İngiltereye yeni bir tecavüzle ce - vab vermelt elbet kuvvetli bir nümayiş olurdu. Mihver bu nümayişi yapmıştır. Eğer İngiltere buna gene sözle cevab ve- recek olursa kimse bu cevaba kıymet atfedecek değildir. Unutmıyalım ki arada, faşizm için da- hili bir propaganda mülâhazası da var - dır. Son zamanlarda çok ve yüksek bir sesle söyleyip te hiç bir müsbet netice elde etmiş bulunmıyan faşizm için, İtal- yan halkına dönüp «gördünüz ya, ikinci bir kralı daha tacsız bıraktık ve üç İtal- Hiç bir şeyi beğenmiyen, hiç bir şeyi takdir etmiyen, biç bir şeyde güzellik, iyilik bulmıyan Oinsanlar «müşkülpesend: gılalını vefiriz vardır. o farzetmiye mütema tetkik edecek olur- buluruz. Hasis bir İskoçyalı karınile beraber bir lokantaya girdi. Bir tök sandoviş ve iki tabok getirttiler, Erkek sendo- viçi ortadan ikiye kesti, Yarı parça - sını karısının tabağına koydu. Yan parçasını kendi yemeğe başladı. Ka- din oturuyor, yemiyordu. Garsona merak oldu, sordu — Siz neye yemiyorsunuz? Kadın cevab verdi: — Kocam yesin, takma bana verir, ben de yerim, e dişlerini NS — Bu nedir? Bu nedir acaba? İştiha açıcı kaymak lü leleri mi, yoksa kabuğu açılmış istiridye mi? Hayır, hiç birisi değil, Bu resim, Üs. tünden sarı bukleler çıkan bir şapkadır. Pariste “bir sergide görülen bir Fransız güzeline alddir. Radyo ile müzik aletleri akord ediliyor Her gün radyonun yeni bir zaferine, yeni bir muvaffakiyetine şahid oluyo - ruz, Son zamanlarda Almanlar radyodan yeni bir istifade temin etmişlerdir. Her sabah Alman saati ile sant 10 da Almanyanın büyük radyo merkezi olan «Deutchlandsender» tam 14 dakika müd- Hayatı temiz geçmiş adam ekseriya muhatabını da öyle yildir. Çirkâptan - çıkımş olan ise çev- Amerikanın en Güzel esmeri Nevyorkta yapılan bir güzellik müsa- bakasında resmini gördüğünüz merikanın en güzel esmeri Ünvanın. ka- zanmıştır. Bir gün evvel de kız kardeşi sarışınlar şampiyonu olmuştur. Bu #uret- Je her iki genç kız Nevyorkta açılacak 0- lan beynelmilel dünya sergisinde bulu - nacaklardır. Radyo maden kuyularında da kullanılıyor İngilterede tadyohun yeni bir kulla - nış tarzı keştedilmiştir. Yorkahire kömür madenlerinin en derin ve uzun gelerile- rinden birinde teftişte bulunmakta olen Bir mlhendis gayet hoş bir müzik sesi ile karşılaşmea hayret içinde kalmıştır. Bu müzik bir radyodan çıkıyormuş. Mü- hendis sağa sola sormuş. Radyonun oraya ameleler tarafından konduğunu ve işle - rini görürken ayni zamanda radyo dinle- diklerini öğrenmiştir. Mühendis radyo - nun mâden kuyusunda kalması lehinde uğraşmış, bundan böyle İngilterede de - rin maden galerilerinde radyodan maada yan vilâyeti kadar büyük bir toprak 58-|g.. içinde bazı müzik sinyalleri vermek- telsiz cihazları dahi bulundurulmasını te- hasını İtalyan yaptıktan masda Balkan - lara köprü kurduk ve İngiltereyi de mat ettikl, diye böbürlenmek, demagoji, ba- kımından, küçük bir şey değildir. Muhittin Birgen tedir. Bu sinyaller vesıtasile mus'ki âlet. leri tam maraslle mükemmel bir şürette akord ve diapazon ile mukayese edile bilmektedir. İ min etmiştir. Tehlike vukuunda telsizle dışarıdakilere haber verilecektir. Bu su- retle tahlis smeliyesi daha sür'atle ve da- ha müsmir bir şekilde yapılabilecektir. MT ER ve dış sebebler birer birer sayılırken ki Armavudlukta petrol vardır, ticari iyice verim temin etmektedir. İSTER INAN, Dün gece bir mecliste Arnavudluğun işgali meselesi et- rafında konuşuluyordu, İtalyayı bu harekete sevkeden iç — İktisadi sebebleri de unutmayınız, dedi, biliyorsunuz Bu cümle herkesin dikkatini celbetmişti. Fakat bir diğer zatın buna ilâve ettiği cümle büsbütün manalı göründü. İSTER Şöyle demişti: bir zat: şekilde işletilmiekie, ayrıldık, İtalyanlar raktık, İngilizler Musulda dünyanın en zengin petrol ha- zinesini keşfettiler, anlaşılan biz girince petrol kaçıyor, biz çekilince meydana çıkıyor. Bu, bir tılsım meselesidir.» INAN, İSTER. | «— Dikkat ediyör musunuz, Türkiye hangi memleketten elini çekse orada mutlaka pötrol çıkıyor. İNA'NMAJ, Arnavudluktan Elbâsanda petrol buldular, Irakı bı » NANMA! Anita | Konstant bu gülümsemesi sayesinde A »- Sözün kısası Tam yerinde bir atifet E, Talu azeteler yazdı: Hükümet ço çocuklu hâkimlere 23 Nisan ço- Guk'bayramı gününde para yardımında bulünecikmiş. Zengin bir millet olma « dığımız için gönlümüzün istediği gibi ikder edemediğimiz adalet müvezzileris mize cümhuriyet hükümetinin bu pede- Tane atifetini memnuniyetle ve şükranla karşılamıyacak kimse U Kiye adliye mün* Şartlar içerisinde İgatlu ve hak v İlarını hep biliriz! Ve böylece onlardan bazılarının dar maişetlerine ovelevki â3 olsun bir nebze vis'at geleteğini düşün- aneklebahtiyarız. Bu atifet, öğrendiğimize göre, hükim- ler kanununun ındanmış. Bu ka « necibâne bir İcra « kikat aşkile Çal resinde her zaman çamur görür, her şeyden şüphe eder, hiç İnumun vaz'ına delâlet eden vekil kimse bir.şeyi beğenmiyen adamın işe beğenilmemekten başladı- ğı muhakkaktır. İnsana insan gibi muamele etmek lâzımdır. SOZ ARASINDA rg b da”) Ben de yerim i yalnız maiyetimdeki meslek o erbabinın değil, bütün vatanın şükranına hak ka « zanmıştır. Zira, her sene tevzi edilen ve edilecek olan bu ikramiyeyi çok çocuklu babalara tahsis eylemekle nüfus politi « kamıza meşkür surette hizmet etmiş 0 « Yuyor. Ve isterdik ki bu stifet sade adliyemis ze, hâkimlerimize münhasır kalmayıp teşmil edilsin, Aziz yurdumuzda, ayni ağır şartlar çerisinde ve ayni ferağatle, ayni memleket ve meslek aşkile çalışan daha pek çok, himayeye şayan insanlar var » dır, Bu simf sınıf insanlar arasında ve ön safta muallimler gelir. bilhassn i& mekteb muallimleri, İlk mekteb mualliminin kim olduğunu, hangi beşeri fezalli temsil eyle: Türklük çamiasına vasıl bir hizmet ifa ettiğini ve buna mukabil nerede, ne$ıl ve ne ile yaşadığını uzun uzadıya, tekrar tavzih edecek değilim. Hülâsatan söyle « mek lâzımsa, ilk mekteb muallimi. bay veya bayan öğretmen, yurdun en 1ss13 bucağında dahi inkılâb meşalesini sön - dürmeden elinde taşıyan, onun alevile gönülleri tutuşturan, murlle fikirleri aydınlatan fedakâr bir kahramandır. Bu kahramân ise derdlidir. Otuz, kır haneli bir köyde, okulun kendine tahsis edilmiş taş br odasında, pek mahâud olan boş zamanlarında en basit zevklerin hasretini, binbir tane muhtelif derde ka- tarak içlenmektedir. O, bazan evlilir. Ayni milli meziyet » lerle, faziletlerle mücehhez, ayni ideal taşıyan kadın. bir meslekdaş ile hayatını teşrik etmiş ve onunla birlikte çalışmak- tadır. ? Bu mütevazı yuva, köy akşamlarının büzün verici, melâi çöktürücü ıssızlığı içinde, tahakküku onca pek müşkül bir rüya ile çırpınır. — Ah, bir evlâdımız olsa! Bu rüyanın tahakkuku müşküldür. de. dim. Evet; öyledir. Çünkü başkalarının” evlâdlarını vatana hayırlı olacak tarzda yetiştirmeğe memur bulunan muslim, bir çocuğun ne ile meydana geleceğini herkesten iyi bilir, tereddüd eder... Zira eline geçen azıcık para ile o ancak ken « disini, şeref ve haysiyet dalresinde ge » çindirebilmektedir. İşte dileğimiz budur: Adliyenin öna - yak olduğu ikramiye işin!, muallimleri « m» de teşmil etmek! Adliyenin yaptığı gibi, orta ve yüksek mekteb müâllim ve profesörlerinin nisbeten dolgun masşla- rından senede birkaç lira kesmek suretile hasıl olacak mebiâğı çocuklarının sayı * sına göre, ilk mekteb muallimlerine da « ğıtmak. (Devams 10 uncu sayfada) seranranasasamasanmmasayassassasanas esas sumeemamamask sane sam

Bu sayıdan diğer sayfalar: