14 Nisan 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

14 Nisan 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“Son Posta, nın Hikâyesi mi SEYYAR SATIŞ MEMUR AE Mm. Yeezy: İsmet Hulüsi li © Ben üzülmiyeyim de kimler üzülsün, “ben ağlamıyayım da kimler ağlasın. ba- oşıma gelenleri düşündükçe ne yapacağı. mı, bundan sönra nasil yaşıyacağımı ak- İmiz yaptım. Ben elimdeki elektrik sü- ! pürgesile çalışırken sarışın hanım da ya- nımdan hiç ayrılmıyor: İ — Şuraya da dokunsanız. Sarışın hanım mütebessim bir arı — Size zahmet olmaz mı? Dedi. Zahmet mi, neye zahmet ik tı. Zahmet değil,srahmetti. Hemen işe| ohm almıyor. Hem yerden oldum, hem) — Şu perdenin tozunu da alır mı aca-| başladım. Aparlımanı başlan aşağı ter- — yardan. Yerden olmama yar sebeb oldu. “ Yardan olmama yer sebeb oldu ve işte 'ben böyle yersiz, yarsız ortalarda kaldım. “Toskoparan elektrik süpürgeleri fab-| rikası İstanbul mümessilliğinin (seyyar satış ii Kırk lra maaşım © vardı. Aylığımdan maada sattığım her, süpürge için ayrıca beş lira alırdım. Ay-. lık gelirim yüz lirayı geçerdi İşim pek müşkül değildi, apartıman apartıman do- Jaşıyor, kapıları çalıyor. Ev sahibine. « Tozkoparan marka elektrik süpürgeleri! “nin muhassenatı hakkında dilimin dön-| © düğü kadar izahat veriyor ve dalma bir kâğıda sarılı olarak elimde gezdirdiğim © süpürgenin kâğıdını açıyor: — İşte, diyordum; bu Tozkoparan, siz de gözlerinizle görün, tecrübesini yapa- © ım, beğenecek, bayılacaksınız. İptidaf| süpürgeleri kullanmak zamanı artık geç- © miştir. Temizlik, sıhhat, saadet, refah, — konfor, İdsetnetri, kronoloji, ideoloji, © konjestion, velhasıl bütün bunları bir. “den elde etmek elektrik süpürgesile ka- — imdir, © Söylediğim kelimeler arasında mana sızları, elekirik süpürgesile hiç .olmıyanları bulunurdu amma, ağız kala- balıklığına getirince ev sahibi onların te- © ker teker manaları sraştırmaz, hepsini birden elektrik süpürgesinin muhassena- “ta olarak telâkki ederdi. Kovulduğum çok vakidi, fskat on ka- © pıdan kovulursam, on birinci kapıda hiç olmazsa tecrübe imkânı bulur. Ve yir. de olmasa bile otuzuncuda badet- tecrübe bir elektrik süpürgesi satmaya © muvaffak olurdum. * © Bir sabah bir apartıman kapısının zili- “ni çalmıştım, Evin hanımı olduğunu der- hal anladığım, sarışın ve güzel bir kadın © kapıyı açtı, Ben derhal malüm formüle başladım. Söylüyordum, fakat söylerken © de gözümü evin hanımından ayıramıyor- dum. Ne yalan söyliyeyim, sarışın gör- “düm mü birdenbire gözüm takılır bir da- “ha ayıramam. © Sarışın hanım benim sözümü baştan — Sona kadar dinledi. Elektrik süpürgesini gördü. Tecrübesini yapmama müsaade © elti. Evvelâ antreyi Süpürdüm, temizle. dim, Salonu süpürdüm, temizledim, sa- lenun temizlenmesi bitince kütübhane o- « dasıma geçtim, Velhasıl evin içini terte- “Son Posta,,nın Edebi Romanı: 47 5 — Fakal bu birisi değil, sizin amca- mz... — — Bir gün sizin olacak bir malı ba- “na vermiş olmaz mı? — Hayır; malı kendisinindir. Onu istediği gibi kullanmakta, satmakta, yakmakta, yıkmakta serbesttir. © — Fakat... © — Beni dinleyiniz Muallâ; yengem “size bu teklifi yaparken ne dedi? — Benim fakir bir kız olduğumu, de kocamın servetinden bazan 1s- tifade etmek istemiyeceğimi, dünyanın İlinin malüm olmadığını, mutlaka bir © köşede bir gelirim olmasınm muvafık olacağını, bu hediyeyi evleneceğim za- « man babamın bana vermiş olduğunu farzetmemi, onların da bünu Nermine “veriyormuş gibi vermekte olduklarını “ilâ. söyledi. © Cevadın dudaklarında çoktanberi gö- “ rünmiyen müstehzi bir tebessüm belir- di. K — Sizi benim karım olduğunuz için alâkası | ba? — Karyolanın ayak ucundaki küçük | halıyı unutuyordunuz., | Gibi ikazlarda bulunuyordu. Ben bu | tecrübeden büyük bir zevk duymuştum. Jeti; — Karar verdiniz mi, süpürgeyi al: cak mısınız? Sualini sorduğum zaman, onun bir- denbire muvafakat edip paraları sayma- İsından korkuyordum. Çünkü bır daha onu göremiyecek, güzel yüzünü çerçeve- leyen, bukleli sarı saçlarını bir daha İ seyretmek zevkinden mahrum kâlacak- tım. Talihim varmış, korktuğum gibi ol- madı, — Eve almacak şeylerin parasını ko- almak mecburiyetindeyim, dedi, yarın da İ gelmeniz mümkünse... — Hayhay hanımefendi, yarın da ge- lirim., Ertesi sabah gene gittim. Meğer kocası i gece eve geç gelimişmiş, sarışın kanım | bulamamış. . — Zarar yok, dedim. buraya kadar gel. mişken. süpürgem de yanımda, emreder- seniz aparlımanınızı bir kere daha süpü- reyim, süpürge hakkında daha iyi bir fi- kir edinmiş olursunuz. NEOKALMİNA lcam verdiği için bir kere de onun fikrini! elekirik süpürgesinden bahsedecek vakit nakielen : Muazzez Tahsin — sen 2engin etmek hevesine düştüler demek... — Bundan hiç bir şey anlamadım ben Cevad... Bunun için bu teklifi kabul| etmiyeceğim”, — Orları çok gücendirmiş olursunuz. — Hakkınız var... Yengeniz bunları söylerken adetâ yalvarıyordu, O halde ne yapayım? — Ne yapacaksınız? Kabul eder ve artık serbest olursunuz... Genç adamın sözlerindeki alay ve &cı ile karışık ahenk Muallâyı titretti. — Serbest mi olurum? — Öyle ya, benimle sırf ailenize kar- $ı bir fedakârlık yapmak için evlenme- diniz mi şimdi kendi iradınız olunca, artık bu sevmediğiniz ve bir türlü seve- miyeceğiniz #damın yanında durma - nıza bir sebeb kalmaz, İkisi de müthiş bir an yaşıyorlarmış gibi yüzyüze bakmadan bir iki dakika roehtabın denizdeki altın ışıltırma dak dılar; sonra Muallâ ağır ağır beşin: kal- dırdı; — Bu para ne de olsa sizin.., Sizi ta- temiz yaptım. Ertesi gün gene gittim, o gece de te- sadüfen misafirleri gelmiş, gene kocasile ! konuşamamıştı. Velhasıl o bir ay kocasi- le süpürge işini konuşamadı. Ber'de bir ay apartımanı can ve gönülden çalışa- râk temizledim, O memnundu zannede- rim. Ben de memnundum; hergün onu saailerce doya doya seyredebiliyordum. | Fakat aksiliğe bâkın ki bir ay içinde be- nim bir tek süpürge bile satamamış ol-| mam, bizim patronu kızdırmıştı, Bana a- yın sonunda muhasebeci vasıtasile şu tebligat yapıldı: — Bir ay içinde bir tek süpürge sat- maya muvaffak olamadığınızdan. işinize | nihayet verildi. Bu yetişmiyormuş gibi, üstelik, elim- deki tek süprgeyi de geri aldılar, Şimdi işsiz güçsüzüm. Daha fenası sarışın ha! mımı hergün birkaç saat görmeme vesile! olan elektrik süpürges! de elimden gitti Dedim ya, hem yerden oldum, hem de yardant... , Yarınki nitshamızda: Cesur Kovboy Yazan: Peter Paul Bertran Tercüme eden: Hatice Hatib 2 e Ni 10 SENE GARANTİLİ SÜT MAK.NASI SVECİA Markalıdır. Türk - Avrupa Ld.Ş. Gulat» « Perşem- bepazar 61 Naz *. * EA g5 n DürÇe UkizaT BANK Dresdner Bank Şubesi Merkezi: Berlin Türkiye şubeleri! Galata - İstanbul * İzmir Deposu: İst, Tütün Gümrüğü # Her türlü banka işi * teklifi karşısında da kalmıyacaktım... Hakkınız vur, onu kabul etmeliyim; fakat... — Fakat... — Kendim için değil, fakirler için; onun felirini bir hastaneye veririm. Serbest kalmağa gelince... Cevad kalbinin birdenbire ağzından fırlıyacakmış gibi çarptığını hissede- rek gözlerini kapadı. Muallâ cümlesi - nin sonunu bitiremeden boğuluyormuş gibi duruyordu. — Sizi dinliyorum Muallâ... Niçin sustunuz? 'Bu sesteki yalvaran, ıztırab çeken in- İeyiş genç kadını altüst etti; birdenbi- re başını h#vaya kaldırıp yıldızlara, göklere çıktı; sonra gözlerini Cevada çevirdi. — Size Allahın ve insanların karşı- sında bağlandım; bu bağı kendi iste - ğimle çözmeme imkân yoktur. Bu sözleri söyledikten sonra ağır a - ğır, arkasına bakmadan yürüyerek eve geldi. Cevadın başını bir ağaca dayıya- rak üzün zaman öyle kalıp düşündü - ğünü görmemişti. Bu vak'adan sonra, gene aralarında hiç bir şey geçmemiş gibi sakin ve tabif hayatlarına devam ettiler ve ikisi de Mustafa beyle karısının projelerinden Nisan 14 İstanbul Defterdarlığından: İsmi İşi e Ali ve gürekâsı Ardiyeci Osman oğlu İ Mehmed | Mehmed Mustafa Kahvehane Valdei atik çeşme 1 Mehmed Koçeren Kasap No, 1 Ethem Oktay Manav Nuri oğlu Emin © Aşçı Adresi Hesna paşa limanı Kahvehane Valdei atik çeşme 1 Selâmlali Resülküttap Miktarı İh. No, 001 K 18271 214 B 2092 K 458 B 985 25.20 K; 15/29 44Z 5.04 B BK JZ 17B 523 K Senesi 35 935 15/28 985 15/30 937 15/40 Murad reis Allâme 75 Çengelköy pazar kayı- ğı No. 11 Arif oğlu Kadri oOBakkal ve kömürcü Yam Olcay Sobacı Hüseyin Bayraktar M. Şerif Doktor Nuri Göldağı Ali Güler Çengelköy mahalle ve caddesi No. 64 Kahvehane Reşadiye Y. mahalle 27 (o 938 Gülfem H. milliye 100 o 938 Kahvehane Ümraniye Kuyulu 5. 13 Kahvehane Ümraniye Kuyulu S, 13 Bürhaniye A. ağa cığri 8 3TMK .4B «z © K 12B diz 2.8 K .59B ,5Z 1200 K 2.40 B 4407 yn 8/57 938 121 Z 83 ILISK 15/72 Yukarda adı ve eski adresleri yazılı Üsküdar şubesi mükellefleri, yeni ad. reslerini bildirmemiş ve yapılan araştırmalarda da bulunamamış olduklarından hizalarında gösterilen senlere aid kazanç, buhran vergilerile zamları havi ih- barnameleri kendilerine tebliğ edilemem iştir. Hukuku usul mahkemeleri kanu- nunun 141, 142 inci maddeleri hükmüne tevfikan tebliğ yerine geçmek üzere keyfiyet ilân olunur. (2516) Fenerde Avcıbey mahallesinin Kuyulu bahçe sokağında 8 No. lu ahşap iki katlı ev harab ve mahzurlu vaziyettedir. Mahallinde yaptırılan tahkikatta sahibi bulunamamıştır. Tarihi ilândan itiba. ren 15 gün zarfında sahibi tarafından yıktırılıp mahzuru giderilmediği takdirde yapı yollar kanununun 44 üncü maddesi mucibince Belediyece yıktırılacağı ve hedim masrafının enkaz bedelinden tahsil edileceği ân olunur. mekten âyırmıyorlardı Fakat ihtiyar amca ile karısı bilâkis pek neş'eli idiler, | | «B» «254b kmdan görmek, onun Cevadın hayatın. daki mevisiini ölçmek, onu istediği gib Mallarını istedikleri gibi teksim etmiş-! ele almak için telâş ediyordu, ler, Cevada ve onun sevgili Karısile kı- zına bile hisse ayırmışlardı. Şimdi ar - uk Adansya dönüp ölümü rahatça bek- Üyebilirlerdi. Nitekim bir kaç gün sonra, bir kuy- ruklu yıldız gibi birdenbire hayatları- na giren iki ihtiyar, gene ayni sükünet ve sessizlikle çekilip gittiler. Arkala- rında kalan genç karı kocaya gelince; bu misafirlik Muallâda rüyaya benzi - yen şaşkın, acayib, sevinç ve acile karı- şık bir hatıra bırakmıştı, Fakat Cevad amcasile yengesinin onun hayatında kimsenin görmediği sırrı keşfettiklerini ve kendisine olan muhabbetleri sarsil- madan karısına hak verdiklerini ve Muallâyı hiç olmazsa maddi ihtiyaclara karşı vikaye etmek için böyle bir çare- ye başvurduklarını anlamıştı, Demek kabahatli olan kendisi, yal - nız kendisi idi.. demek Muallâya karşı haksızca hareket ediyordu öyle mi? Bu düşünce Cevadı uzun, uzun gün- Jer ve gecelerce rahatsız etti, ona yürü- yeceği yolu gre bir ışık oldu. Naime himım. dendi her sene Ağus- tos sonuna kadar Büyükadadaki köş - birbirine bahsetmediler. Yalnız Cevad bir gün bahçede doldşirken bir noter memüurunun içeriye girdiğini ve başka bir gün de amcası ve yengesi İle birlik- te Muallânın İstanbula indiklerini gör- dü. O aksam karı koca sofrada yüzyüze bakmadılar. İkisi de karşısındakine jil, kendiniz için sevdiler ve sizi şah-| nıumamış olsaydım amcanızın böyle bir | karşı kabahatli imiş gibi gözünl ye - künde kalır, ancak Eylül iptidasında, oğlunun av arkadaşlarile karıları çift- liğe gelecekleri zaman, sirf onları kar- şılamak ve oğlunun evindeki mevkiini onlara göstermek için Beykoza gelir - di. Halbuki bu sene mutaddan çok evvel çiftlikte yorma Kendisine «Düşman» addetliği kadınla karşılaşmak, onu ya- Cevadın bu sene bir gün bile Adada- ki klüpte görünmemesi, günü birlik ol. sun, muşla Adaya gelip annesini gör - memesi ve ilk zamanlari ademi tenez- zül ve istihfafla karşıladığı. aylarl9 yalnız bıraktığı karısının ayaklarının dibine gelip yerleşmesi Naime hanımı çileden çıkarmıştı. Oğlunun şöhreti yü- zünden eve gelip giden misafirler ya - yaş yavaş ondan uzaklatşmağa başlıyor- lar, Naime hanım, eskiden olduğu gibi salonlarda bir kraliçe gururile dolaşa- mıyordu. O, bütün bunları evvelceden bildiği için kendisini bir kenara fırla - tacak ve solduracak olan bir gelin is- tememiş, bunur için uğraşmıştı. Ancak, kıskançlıkla gözü ne kadar kararırsa kararsın, gene oğlunun, aşkla değilse de, hiç olmazsa bu güzel kadi- nın kocası olmaktan gelen bir gururla Muallâya yaklaşmakta olduğunu görü- yordu, Doğrusu, herhangi bir erekek de onun yerinde böyle hareket ederdi. Lâkin, şimdiye kadar oğlunun evin- de daima bir yıldız gibi parlamış, yatan veya gerçek, bütün iltifatları toplamı$, Cevadın misafirlerinin yannda bir kra- Hiçe gibi hüküm sürmüş olan Naime banım, art'k yıldızınm sönmekte oldu- ğunu, herkesin genç ve güzel gelinin karşısında eğileceğini anlamağa başl!” yordu. (Arkası vor)

Bu sayıdan diğer sayfalar: