24 Mayıs 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

24 Mayıs 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e e aa ei —. İle in, e az (Siyaset dünyasının mühim MeBeleii) LE Avrupada sık sık sorulan bir sual: Amerika, bitaraflık kanununu değiştirecek mi? “ Bitaraflık kanunu , nun esasları nasıl hazırlanmışlardı? nelerdir, U SON aylarda çıkan Yi e gazeteleri göz- Cinli siniz. Beynelmilel | her o - kinaz. yni başlıklarla karşılaşacak - Bunu, , €ğik Amerika bitaraflık ka - U değiştirecek mi?, hakkında mühim F , tiye biaraflık kanununun değişti. çin İspanyol muharebeleri, kanım sivil harblere de şa hüss; 1938 Eylül buhra - ya ve Moravyayı il- i Amavudluğu zaptı gi- Tsatlar oldu. Hepsinde ye - uğradık. Bakalım gele - kanunu hiçin ve ne vakit taş bir meyiık kanunu 1937 Nisanında, Bilâh yolan Cümhuriyetçi İspanyaya Uraz eya, 33! hakkındaki teklifine i- uslay iğ a olarak hazırlandı ve meb- müttefikan, âyanda da lab kırk bir reyle kabul e- sina göre muhtelif memle- a, daki harb (veya bir mem- eki sivil o harb) halini hakkı Amerikada Reisi - * O, bu deklarasyonu düşman taraflardan her- harb malzemesi ve cepha- «gayrika - Börüyg, vaşak, Cümhurreisi Tüzumla dü, memleketlere münasib gör- Sk biz tahği Izin yollanmasını da a çin tabi tutabilir. Bu su - ilen Maddeler Amerikan : zar. Amerikaya a- © de ancak daha! üratndan 2 İebaâsı olmıyan kimse- in satın alındıkları takdir - hz müsaade vardır. Tika vatandaşlarının MüÜsadere vesaire ? uğramaktan kurtar) - bu maksadladır ki e harb Balindeki lak, A AĞINI fakıyan gemiler - etin, , <eMeleri yasaktır. Ticaret er Buyacaktır. İcabın- heri e ellerinin ve deniz- Sm m sahillerine gi Biray edilebilir, me” ü lik eli dağ gününün başlıca husu- eri torpil, h zara, Aktı. imla 2 Srusu tarafı mu - Fasında > İS kan ini nda fark gözetmemesin - Müdafaa; Na; > ya uğraşanla mü- nnd det muameleye tabi pa wen dikkate de; e Böyük, Birleşik Amerika devlet. £ bir ye arbden 1917 ye kadar bi. “a etin tekmil hak ve im İneile İhassa deniz serbesti - e iinde ettiler. Tebaa - “#ketler, in etmesin; bütün diğet ve münasebette bulunma > » Bugün ise vaziyet bam - Ger bir ana çiz - bir Maden, leketi na var» Mürare sürükliyebil yordu. 1937 yakaya, en İlham edenler A - day teklik klarından vazgeçe - tai Burun a kurtarmayı düşün- day ileri si için cepheli ihtiyat Peağl Bir yandan muharib e Batıraşyı erinin Amerikan gemi- eline my neleri için bahane bul - Mn ân bira dı. Diğer ta- arib lere ei satan © Bir Amerikan karikatürü Peki amma bu zavallı müşteri- nin saçları ne olacak? Amerikan tebaalar, alelâde kaçakçı sa- yıldı, hükümeti bında onları zarar- dan kurtarmak yüzünden tehlikeli mü- dahdlelere girişmesinin önü alındı. Ka- nun bu hususta açıkça «Böyle bir zarar, hükümetçe hiç bir hak talebini sebeb teşkil edemez» der. * Bitaraflık kanunu ve Amerikan siyaseti Bu kat'i bitara ne gazele müca « de'elerinden, ne 2 hatmlesinderi iğmuş tesadüfi ve ârı Ame ya ona dayan'r. Memleketi-bu yoldan yalnız fevkalâde hâdiseler döndüre - bilir. Bugün Avrumada olup bitenlerin bu kategoriden olup olmadığımı istik - bal ecektir. 2 ın en tanınmış - şampiyonu Monroe'dir. Fakat 1832 de «İspanyol müstehlekeleri istiklâl muharebeleri» münasebetile kongreye sunduğu mesa- jmdaki fikirler onun şahsi fikirleri de- gildi. Kendinden önce bir çok kereler ileri sürülmüş olan bu fikirleri o, sade- ce bir nizam ve kanun şekli altına al - mış bulunuyordu. Georg - Washington daha 1796 da: “Yabancı devletler karşısındaki va - ziyetimiz, onlarin mümkün olduğu ka- dar az siyasi münasebetlere girişmek olmalıdır. Avrupada bizi alâkadar et - miyen sebebler yüzünden sık sık ihti- lâflar çıkabilir. Bizim bu kıt'anın ka - rarsız politikasına ve dostluğunun do - ğurduğu kombinezon ve zıddiyetlere karışmamız maku? bir hareket olmaz.» dememiş miydi? Gefferson'un, Meadisan'un, Gahn A- dams'ın yazılarında da bu manada bir çok pasajlara rastlanır. Filhakika kongre; —bu son bitaraf - lik kanunundan çok evvel— 1794 de ilk, 1819 da ikinci bir bitaraflık kanu- nunu kabul etmişti. Amerika 1917 de Avrupa milletleri harbine pek haklı o- larak karışmakla bu an'anevi siyase - tinden ayrılmış oluyordu. Büyük Harb biter bitmez Amerikalılar yeniden bi-| taraflık prensiplerine dönmeğe karak verdiler. Wilson'un vaziyeti de bunu iyiden iyiye gösteriyordu. Bugün bile —başta Roosevelt, Hull ve Welles ol a mak üzere bir çok büyük (şahsiyetler bitaraflık kanununun noksanlarını far- kettikleri ve buna vatandaşlalrını da i- nandırmaya çalıştıkları halde— efkârı umumiyenin mühim bir kısmı bitaraf- kk kalkarsa memleketin «kendisini a - lâkadar etmiyen: bir ihtilâf sürükle- jön safa götürmek için ittihaz kılınan en , z a < İngiliz İml, Son zamanda Avrupa seyahat mu- hitlerinde ismi en çok anılanlardan biri de İngiliz hava nazırı : Sir Kingsley Wooddur. İngiltere havacıliğına pek bü- yük bir hız vermiş olan bu 244 hava nazır- ığına tayin edildiği sırada İngilterede bi- le dudak bükenler bulunmuştur. Halk başvekilin maksadım iyice anlamamıştı. Herkes bir askerin iş başma getirileceği- ni senarken bu mevkiin başına bir sivilin getirilmesi hayret uyandırmıştır. Halbuki bugün İngiltere tayyareciliğini mühim, en esaslı tedbirler hep bu zatın eseridir. Sir Kingsley Wood başvekil için yaban- cı bir zat değildir. Bir vakitler M, Cham- berlain sıhhat nazırı iken müsteşarlık mevkiinde Kingsley Wood bulunuyordu. Chamberlisin sıhhat nazırı olur olmaz or- taya şu umdeyi koymuş idi: «Her İngiliz amelesi bir eve sahib ol «| maldır!» İngiliz Hava Nazırı, İmparatorluğun en mahcub, fakat ayni zamanda en azimkâr adamıdır Umdenin tatbiki zımnında müsteşar ta- rafından gösterilmiş olan büyük faaliyet, ! varlık, azim nazırın takdirlerini celbeyle- 'nebileceğini düşünerek telâşlanıyorlar. Birçok vaziyetlerde Roosevelt yar anlaşılmış veya anlatılmış ifadelerini derhal tashihe çalıştı. £ «Hududumuz! Rendedir» sözü hâlâ hatırlardadır. 1938 de Ludlow tarafından ileri sü “1 rülen «harbe girmeden halktan rey al- mas teklifi —Cümhurreisi itiraz ettiği halde— mebuslar meclisinde (188) re- ve karşı ancak 288 reyle reddedildi. Mili gösterilerde, vaktile Fransa top - raklarında Büvük Harbe girmiş olen, eski muhariblerin: «Bir daha asla, as - İa'» diye bağırıştıkları sık sik duyulu-| yor. Bitaraflık kanunu ve kollektif emniyet Milletler Cemiyet fütuhat harbile müd4faa harbini ayırd etmiyen bu şid- detli bitaraflığa mukabil ve tamamile zıd esaslara davanan bir emniyet siste- mi organize etmeğe girişti: Kuvvet ta - arruğa uğrayanın emrine verilecekti. Cemiyet azasından olan her memleket haksızlığa uğrayana (yardım edecek, mütearrıza karşı almacak ekonomik ve İaskeri tedbirlere iştirak edecekti. Bu prensipler aynen tatbik edilebilse orta- Amerikanm Cenevreye neden mu”- rahhas diye ihtiyatlı seyirciden baska bir şey yollamağa yanaşmadığına şaş- mamah. Monroe nazariyesinin Millet- İler Cemiyeti paktınm 2! inci maddesi- le uzlaşmasına imkân yoktu. Sistemlerin noksanı Versaycıların kurmak istediği kol - İektif emniyet: sistemi iflâs etti. Fakat da kendi «ademi müde - larının yanlış olduğunu. an- lerdir. “Hükümet hesabına İsöz sövlemeğe en salâhivetli şahsiyet « İler, dünyanın bugünkü vaziyetinde hiç bir memleketin; herhanei bir ihti - İlâfin maddi veya manevi; di doğruya veya bilvasıta ( tesirlerinden İ kaçınamıyacağını kaç kereler söyledi - İler. Bunların bazıları o kadar vakın - İdir ve o kadar #çıken söylenmiştir ki İtekrara lüzum görmüyoruz. | 1937 bitaraflik kanımunun noksan tarafları Amerikahların da gözünden kaçmadı. O da Milletler Cemiyeti pakt: gibi hiç bir vakit tam manasile tatbik edilemedi. Bu kanunun muayyen mem- İeketler tüccarının, köylüsünün ekme- ğine yağ süreceği hakkında yapılan ten kidler bir yana dursun, bugün Millet - ler birbirile öyle sıkı bir ekonomik te- mas halindedirler ki Amerikanın Av - rupadan elini çekip de büyük zararlar görmemesi imkânsızdır. Kim cenubun pamuğunu, Standard petrollerini, Ge - hersl - Mostors otomebillerini, Pont de Memour çeliğini alacak? Avrupa istik- raz hâmili Amerikalıların hali ne ola - cak? Bundan başka, bitaraflık (o paktınm memleketleri birbirine taarruza sevk ve Asileri devlet mekanizmaların de - (Devamı 10 uncu sayfada) da bitaraf hiç bir devlet kalmıyâcaktı. |“ mişti. En kısa bir zaman içinde İngiltere- nin her köşesinde amelelere mahsus bir| ilyandan fazla küçük evler kurulmuş” idil Şehirlerde eski apartınanlar, evler ar tadan kaldırılmış, bunların yerlerine sıhhi şeraiti ihtiva eden modern ve ucuz binalar vücude getirilmişti, Girişmiş olduğu işin muvaffakiyetle ne- ticelenmesi Üzerine «Chemberlain> parlâ- mentoda beyanatta bulunurken şu söz - Jeri söylemişti: «— Bu fevkalâde amele evlerinin inşa» sına muvaffak olan centilmen çok s- kilgan olduğundan dolayı huzurunuza çı- kamadığından onun müstahak olduğu teb Tik ve alkışları benim kabul eylememe hiç te razı değilim. Size yalnız ismini bil- direyim, Sir Kingsley Wooddur. O olmasa idi bu işlerde hiç muvaffak olmaz idik.» İkinci muvaffakiyet!. 1931 senesinde Kingsley Wood posta ve telgraf nezaretini deruhde eylediği sıra -| da posta idaresi pek berbad bir mali va » ziyet içinde bulunuyordu, Deva ancak pos ta ücretlerinin arttırılmasında görülüyor du. Yeni nazır 48 saat düşündükteh sonra taben şu beyanatta bulun - «Eferdiler! Ben avukat bir adamım. Telefon ve telgraf hakkındaki malüme - tım telefon makinesini kullanmaktan iba- rettir. Ücretler artırılırsa her hususta- ki istimalin azalacağı muhakkaktır. Bü. tün aböneler de benim gibi düşünmek - tedirler. Vaziyete çare olarak ücretlerin tenzilini teklif ederim! Dediği gibi de yaptı! Yaptığı ve tatbik eylediği ucuz tai iralıler «Kings Postanın açığı kapandıktan maada yalnız telefon abonelerinin sayısı yüz bin arttı, Kingleyin muvaflakiyetleri üzerine o- na hepsinden mühim bir üçüncü iş veril di. Bu iş de İngiltere hava kuvvetlerinin tanzimi işi idil Hava ordusunun esasını teşkil eden fazla miktarda Pilot ve makinistler oldu- ğu muhâkkaktır. İngilterede o vakit genç lik askerliği sevmekle beraber sulh za - manında kKışlalara kapanmaktan zevk duymuyordu. Yeni nazır tayyare fabrikalarına ya - zilecaklara, tayiyareci olmak arzusunda bulunanlara mühim miktarda tazminat - İar tahsis eylemeğe. bşladı. Bunlardan başka herkese ayrıca istediği san'atı öğ - retmeğe koyuldu. Muvaffak ta oldu! «Auxiliary Air Force, Nazırın çizdiği program o kadar semere vermeğe başladı ki tayyareciliğe yazıl » mak istiyenler artık alınmamağa başla - dılar! “ Bir taraftan kadroyu tanzim eylemekle beraber Kingsley «Avxiliary &ir force» adındaki mühim teşekkülü kurdu. Bu te şekkülün vazifesini gönüllüleri teknik bas kumdan yetiştirmek idi. Bunda dahi fev - kalâde muvaffak oldu!. Tayyarecilikte üçüncü bir teşebbüste Sir Kingsley Wood bulundu. Buna da «Volimtary air Resen ves ismi verildi. (Gönüllü hava ihtiyat efradı) bu teşek küle dahil olanlar, istedikleri vazifelerda bulunabilirler, istedikleri yerlere gidebi « lirler. Fakat haftada iki gün mutlaka ta * imde bulunmak omecburiyetindedirleri Bu teşekkül pek büyük bir muvaffakiyel kazandı. Sıra dördüncü teşekküle geldi. Bu te şekkülün ismine: «Cevil Air Guard» ismi verildi! Bu teşekkül bidayetinden şimdiye kadar 100,000 den çok fazla tayyarecilik permisi vermiştir. Bu teşekküle dahil bulunanlar, uçmağı unutmamak için hiç olmazsa senede on saat uçmağa yemin eyletmişlerdir. Güzel ve genç bir kadın iş başında Civil air Guard sivillerden müteşekkil bir meclis tarafından idare edilmekle * dir. Bu meclisin reisi eski hava nazın Lord Lendonderrydir. Mecliste bir de ka» dın aza vardır, Bu kadın aza genç ve çok güzeldir. İsmi Mm, Maxime Milestir. Bundan henüz birkaç sene evvel bir aktris idi. Londra halkı bu aktrise karşı büyük bir bağlılık gösteriyordu. Bu kıza san'at âleminin bütün kapıları açık âdil Kızın babası İngiliz tiyatro âleminin krallarından biri olan Sir Johnston Ro « bertson idi. Aktris san'atında eskiyemedi. Babası * Dın delâleti ile Lord Rethenron ile tanış « tı. Birkaç hafta sonra evlendiler. Londrada bir iskandal! Genç evliler vakitlerini seyahat ile ges girmekte idiler... Her ikisi de tam mana - sile sporcu idiler. Spordan tayyareciliğa, heves eylediler. Bünlara tayyaredilik dersleri veren tayyarecinin ismi de Geors ges Miles idi. Genç kadın usta bir talebe oldu, Fakat hocasından dı ürlü öy - nlamaz oldu! Nihayet olan oldu! n kadın kocasından boşandı, birkaç ay son» ra tayyareci ile evlendi! Londra haftalarca bu dedikodu içinde çalkandı! Kadın tayyareciliğe vakfı vü - cud eyledi, karı koca birleştiler, bugün mühim bir varlık olan: Miles Havk tayyare fabrikasın, kurdu « lar. Bu fabrikada bugün 3000 amele ça « aşmaktadır. Londra - Melbourne o ya- rışını kazanan tayyare bu fabrikada inşa edilmişti. Bu tayyarenin © inşasında kadın bizzat çalışmış idi! İşte Sir Kingsley Woodun tayyarecilik meclisine ithal eylediği kadın budur! Sir Kingsley Wood hava diktatörü! Bugün İngiliz tayyareciliği büyük bir hiz ile ileri doğru yol almağa başlamıştır, Bugün İngiliz tayyareciliği tam manasile bir varlık göstermeğe başlamıştır. Bu varlığı temin eden adam da Sir Kingsley Wooddur. Güler yüzlü, mahcub bir zat olan Sir Kingsley Wood hem pratik düşünceli bif adamdır, hem de çelik gibi bir ezme ma « liktir, İngiltere halkı ona «hava diktatğ rümüz» ünvanını vermiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: