4 Haziran 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

4 Haziran 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“Son Posta,, nın Hikâyesi ABLAMIN DÜĞ Yazan: Muazzez Tahsin Berkand i Bundan altı ay evvel ablam nişanlan -|şün annem beni yanına alıp çarşıya gö“ |mazken bu gece dans ettiğim erkeklerin dığı vakit, evdeki bu büyük bayram her- kes gibi beni de memnun etmiş ve o gün- den sonra haftada birkaç defa gördüğüm müstakbel eniştemi sevmeğe başlamış « tım. Fakat, niçin gizliyeyim, nişanlandıktan sonra ablamın bana karşı, hayır, herkese karşı bir parça değişik muamele etmekte olduğunu hissediyordum. Belki de bu dü şünce benim genç muhayyilemin bir veh- minden başka bir şey değildi e Olabilir. Ancak o vakte kadar dünyada yalnız ken- di ailesile meşgul olan, bilhassa beni pek çok seven ablam, artık Ferhaddan baş - kasını görmüyor gibiydi. İlk aylar bu de Bişiklik benim canımı sıkmıştı. Fakat son radan düşündüm, on yedi yaşımın icab ettirdiği mantık ve hassasiyetle düşün - düm ve onu haklı buldum. Ben de bir gün sevdiğim adamla nişanlanırsam kâ - inat onun etrafında dönecek.. Ablamın evlenmesine aid uzun proje - ler; hesablar, münakaşa ve müzakereler, mektebin son sınıf imtihanlarını hazırla- makta olduğum için, ilkin beni birazu- Zaktan ve ikinci derecede alâkadar edi - yordu. Hattâ annemin birdüziye gelin ha- nımla gpeşgul olarak beni hafif tertib ih- mal etmesi de canımı” sıkmıştı, Bazan mektebden döndüğüm vakit, bütün gü - nün bunaltıcı saatlerinden sonra odama çekilip istirahat etmek isteyince, ablama aid bir işcinin benim odamda çalışmakta | olduğunu, yahud yatağımın ve koltuğu - mun üstünde ablama aid paketlerin yığılı olduğunu görerek titizlenirdim. Bu dikiş lerin, koyu kâğıdlar içinde — sarılı duran ” bu eşyanın bence hiç bir kıymeti yoktu we bunlar, imtihan yorgunluğile durgun- Jaşan başımda bir akis yapamıyordu. Şurasın, kâydetmeği unuttum: Ben, on © yedi yaşıma geldiğim halde, bugünkü modern kızlar için gülünç denilecek ka - dâr kendi kendime yaşamış bir insanım. Erkek arkadaşlarla düşüp kalkmak şöy - © Je.dursun, mektebde görüştüğüm kızlâ - £m muhiti haricine bile çıkmadım, Esasen « annem, babam ve ablam da, diğer zen - gin aileler gibi sosyete hayatı yaşamı - © yorlardı. Bizde bugüne kadar kimse ne 3 bir baloya gitti, ne bir gece davetine... © Annem ve ablam her zaman çok şık gi- ” yinirler. Babamla daima çaylara, gündüz davetlerine giderlerdi fakar işıklar yan « ç dıktan sonra, sinemadan başka bir veği - e ile sokağa çıktığımızı hatırlamıyorum. Ablamın düğünü benim için ne zaman çok ehemmiyetli bir hâdise halini aldı bi- iyor musunuz? Bir gün mektebden dönü- «Son Posta» nın edebi romanı: 38 Delikanlının yüzünden, bakışların - dan istikrahla karışık bir hayret geç - ti ve onun bu hali Süheylâ hanımı büs- bütün korkuttu. © o— Evet. senelerdenberi ben içimde bu ümidi besliyorum. Feridun bilâihtiyar istihfafla güldü. — Siz böyle bir ümidi belki besli - © yorsunuz amma ben değil; kek'iyen de- gil! Bir defa, ben, yakın akraba çocuk- “ları arasındaki izdivaçlara muhalifim. © Maamafih bu mani mevcud o olmasa bile Nesrin evlenmek için aklımdan geçecek kızların en sonunda kalır. Al - “İah böyle bir şey nasib etmesin! — Niçin canım? O kadar meziyetle- Tİ var ki... Ciddi meziyetleri... Evvelâ hafifmeşreb değildir. Feridun soğuk bir istihza ile cevab “verdi: — Onun için bir bu eksikti doğrusu! Fakat Süheylâ hanım oğlunu dinle - meden, elbisesinin kumaş: ile oynaya- rak sözünde devam ediyordu: © — Nazarı dikkati üzerine celbetmek için hilelere müracaat etmez... Müte - .vazı, sükütf ve tam manasile bir ev ka- 'dımıdır. * — Bu nadide inciyi, bu akılh ve iyi türdüğü zaman... . O vakte kadar daima bir mektebli kıza yakışacak elbiseler giymiş, bayramlarda bile fevkalâde ağır bir kumaştan esvab yaplırmamıştım. Halbuki o gün annem en gözel ipeklileri bile kâfi görmüyor, daha, daha ağır ve göz alıcı tülleri, emprime - leri, satenleri karşısına yığdırıyordu. Bu kadar güzel kumaşlara bakarken aklımın başımdan nasıl gitmediğine hâlâ şaşıyo - rum. Nihayet gök ve deniz mavisinden dahâ tatlı, hülya gibi sevimli bir ipeklide ka - rar kıldık ve paketin ipini parmağıma ge çirdiğim zaman, ablamın yakında yapı - lacak düğünü nâzarımda ehemmiyet kes- betti, Artık mavi esvabımdan başka haya - limde hiç bir şey yoktu amma çok geç - meden gelin hanımın renk renk, çeşid çe- şid elbiseleri, çamaşırları, bin bir eşyasi evin muhtelif odalarının muhtelif dolab- larını doldurup taştıktan sonra hülyaları- ma büyük bir heyecan ve halecan Katıl - dı; artık düğün gününü, dahâ doğrusu düğün gecesini sabırsızlıkla obeklemeğe başladım. Çok alafranga olan ve servetlerinin ih- tişamını harice göstermek isteyen damad ailesi nikâhtan sonra muhteşem bi? ziya - fet ve onu müteakib de bir süare tertib etmişlerdi. Demek, o göne kadar yalnız arkadaş toplantılarında dans (ederken, ilk defa olarak uzun bir esvabla ve işik - lar içinde, çiçekler arasında, tıpkı sine » malarda görülen dekor içinde dans ede - cektim. Bu büyük saadetin tasavvuru bile | kalbimi yerinden koparacak kadar hale - canlandırıyordu, Meğer bütün hülyalarım, bütün tasav- vurlarım hakikatın karşısında sönük bir gölgeden başka bir şey değilmiş! Meğer h-öikat en çılgın hayallerden daha tatlı imiş! Hayır, bir aydanberi imtihanlarına ça. lıştığı için rengi solan, yorgunluktan za- yımlayan benimle, yüzünde hafif bir pem belik, dudaklarında hafif bir kızıllık, saç- ları bukle bukle, boynu açık, etekleri yer lerde, gözleri projüktör gibi parlak kız a- rasında hiç bir münasebet yoktur ve ola. maz. Birkaç saat içinde böyle (akıllara hayret verici değişiklik nasıl meydana ge- lir! Hayır, bu uzun boylu ince kız ben de- ilim; daha bu sabah kısa etekli mekteb üniformam içinde küçük (bir çocuktum. Birdenbire, srkamdaki elbise gibi yüzüm de değişti. Bu tebeddül beynime, kalbi - me, ruhuma kadar sindi. Daha bu sabah | etrafımdakilerle konuşacak mevzu bula « Yazan: GÜZİN DALMEN tihab edecek olan talihli faniye ne mut- Fal Oğlunun soğuk istihzaları karşısın - da, biraz sarsılmağa başlayan itimadını tekrar bulmağa çalışan Süheylâ hanım muakbele etti: — Nesrinin bildiğimiz ve anladığı - mız mamada güzel bir kız olmadığını biliyorum yavrum: fakat onun sevimli bir yüzü var ve göründüğünden daha akıllıdır. İyiliğe ve kalb temizliğine ge- İince, onun gibi bir kız bulmak cidden zordur. — Evet, buna bizzat ve pek yakın - dan şahid oldum. Oğlunun yüzünden © ve sözlerinden, bu hususta fazla ısrar etmenin muva- fık olmıyacağını ve hattâ tehlikeli ola- bileceğini Süheylâ hanım anlamıştı fa- kat kesik cümlelerle yeğenini müda - faa etmek istedi: — Onu iyi anlamadığını, daha) doğ - rusu anlamak İstemediğini zannediyo- tum. — Onun hakkında kendime göre bir fikrim var. İşte o kadar. Nesrin çirkin- dir. —Benim nazarımda, kendi hatası olmıyân bu hilkat kusuru onun kusur - hepsile başka başka şeyler Üzerinde ko - nuşabildim, muhakemem ve zekâm, sihir- li bir kuvvetin tesiri altında inkişaf etti. Ne güzeldim! Elbisemin geniş etekleri ne güzel açılıyordu! Yüksek ökçeli sa - ten iskarpinlerimle ne kadar hafif adım » larla dans ediyordum! Annemin ve babamın etrafını alan ah- bâbları parmaklarile beni gösteriyorlar, grup grup birikerek konuşan gençler ba- na tebessüm ediyorlar, yaslı o hanımlar yanımdan geçerlerken yüzümü, saçları - mı okşuyorlardı. Hattâ bir ara, iki hanı - mın anneme yaklaşarak: — Şimdi Belkis o hanımın... Onu pek çabuk elinizden alacaklar... Dediklerini bile duydum ve kalbim sert bir vuruşla çarptı. Işıkların, çiçeklerin, renklerin ve ku - maşların bir araya gelerek böyle hariku » lâde bir gece yaratacaklarını, insan; bu derece mes'ud edebileceklerin o bugüne kadar tasavvur bile edemiyordum. Şim - diden sonra bana bir düğünden bahset « tikleri vakit ablamın ince vücudünü sa - ran beyaz tülleri, başının üstündeki çi - çekleri ve onun güzelliğini meydana çi” karmak için hazırlanan ışıktan. renkten ve ipekten mürekkeb harikulâde dekoru hatırlayacağım. Kalbimin ilk defa olarak çocukluktan gençliğe doğru aktığı bu sa- atleri ömrümün sonuna kader unutamı « yacağım, Ablamın düğünü oldu, Çıldırtıe, dekor üzerine beyaz bir perde (gerildi; fakat 6 günün benim kalbime soktuğu (heyecan | bir türlü durmuyor, bir türlü eski sükü - net ve rahatımı bulamıyordum. Artık mekteb ve dersler sahnenin ( arkasında ve soluk, Göz ve © geceyi, ablamın düğün gecesini ve bilhassa ışıklar altında dâns ettiğim gençleri görüyor. Bu akşam #0frada babam yüzüme ba - j karak gülümsedi ve eğilip annemin kula. İğma bir şeyler fısıldadı | Acaba o gençlerden biri benimle evlen. İmek mi istiyor? ISTANBUL HALK TİYATROSU Kenan Güler ve arkadaşları 4 Heziren Pazar günü gündür Osküdar İnşirah nde HARUNU REŞİT Tarihi piyes 4 perde retile bu kusuru kısmen olsun örtmek kabildi.— Fakat en fena huyu, fena kalbli, hırçın, omağrur ve müteazzım olmasıdır. Böyle #ken, bazan şahsi men faat gördüğü bir kimseye yaltaklan - mak ve boş görünmek için riyakâr ve iki yüzlü olmakta pek mal bu kıymetli incinizi ço: imi ve tanıdığımı görüyorsunuz ya anne! — Yarılıyorsun Feridun.. bir gözle görüyorsun. — Rica ederim artık bu bahsi kapa - yalım anne... Evlenmeme gelince, bu - nunla sızin meşgul olmamanızı rica ©- derim; vakti gelince karımı bizzat ken- dim intihab edeceğim. Bu dakikada bit ipek hışırtısı duyuk du ve Nesrin merdiven başında görün- dü. Arkasında ağır dehtelâlarla, kor - delâlarla süslenmiş penbe tafladan bir elbise vardı. Tuvaletini bilhassa zen - gin göstermek istediği o için üstündeki süsleri artırmış fakat esvabını ağırlaş- tırmdktan ve kendisini sevimsiz gös - termekten başka bir şeye muvaffak o - Yamamıştı. Saçını alelâcayib bir şekil « de taramış, başıma beyaz bir tüy tak - muıştı. Bu tüy, başımn her hareketinde garib bir surette (sallanıyordu. Zayıf boynunda ağır bir inci gerdanlık, kol - larında taşlı ve taşsız bir çok bilezik - ler vardı. Uclarında !ki iri pırlanta sal- lanan küpeleri, omuzbaşların kadar iniyordu. Merdiven başında görünür görün - mez Nesrinin ağabeysine doğru akan onu fena Gayrimenkul satış ilânı İstanbul Emniyet Sandığı Direktörlüğünden: Yanolâ Haçının 13165 hesap No. sile Sandığımızdan aldığı (3500) birinci derecede ipotek edip vadesinde borcunu vermediğinden hakkında takib üzerine 3202 No. lu kanunun 46 cı maddesinin matufu 40 cı re satılması icab eden Büyükadada Yalı mahallesinin eski Bahçıvanoğlu da sokağında eski 10 yeni 1, 3. 16 kapı 656 sahife 17 pafta 52 ada 10 9, 15. 14, 11 parsellerle ve sokaklarla mücavir duvarları kendisine akl bahçesi olan bir katı kârgir iki katı ahşap bir evin tamamı bir buçuk LA detle açık arttırmaya konmuştur. Satış tapu sicil kaydına göre yapılmaktadır. Artırmaya girmek lira pey akçesi verecektir. Milli bankalarımızdan birinin teminat mektub kabul olunur. Birikmiş bütün vergilerle belediye resimleri ve tellâliye borçluya aiddir. Arttırma şartnamesi 13/6/939 tarihinden itibaren istiyenlere Sandık Hukuk İşleri servisinde açık bulundurulacaktır. kaydı ve sair lüzumlu izahat ta şartnamede ve takib dosyasında vardı, tetkik her oşeyi öğrenmiş tarihine saat caktır. Muvakkat ihale yapılabilmesi için teklif edilecek bedelin tercihim ması icab eden gayrimenkul mükellefiyeti ile Sandık alacağını tamams8 miş olması şarttır. Aksi takdirde'son arttıranın taahhüdü baki kalmak 5/8/939 tarihine müsadif Cumartesi günü ayni mahalde ve ayni saatta #© tırması yapılacaktır. Bu arttırmada gayrimenkul en çok arttıranın rakılacaktır. Hakları tapu sicillerile sabit olmıyan alâkadarlar ve irtifak gari l in bu haklermı ve hususile faiz ve masarife nir iddialarını hinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müsbitelerile beraber dairemize meleri lâzımdır. Bu suretle haklarını bildirmemiş olanlarla hakları tapu rile sabit olmiyanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Daha melümet almak istiyenlerin 38/954 dosya numarasile Sandığımız Hi servisine müracaat etmeleri lüzumu ilân olunur. i * DIKKAT Emniyet Sandığı; Sandıktan alınan gayrimenkulü ipotek göstermek re muhamminlerimizin koymuş olduğu kıymetin nısfını tecavüz et ihale bedelinin yarısına kadar borç vermek suretile kolaylık gntermekie Kg maya (girmiş bunları gayrimenkul nur, (Birinci galoğlunda olanlar, hakkında arttırma (o 21/7/939 kâin — Sandığımızda sahibleri İT er. liray» re vi dai İL istiyen “a — ederek satılığa “ ad ve müsadif o Cuma 10 dan 12 ye kadar yapı pi dn VE yer gedir AİN baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal ME EE icabında günde 3 kaşe alınabilir. GENEMİ Taksim Bahçesi Gazino inşaat eksiltmesi İstanbul Daimi Encümeninden : Taksim bahçesi dahilinde yeniden yapılacak güzino binası inşaatı 15 a olarak tanzim kılınan keşfi mucibince, kapalı zarf usulü ile eksiltmeye muştur. İlk teminat miktarı (10090) lira 67 kuruştur. “. Eksiltme ve hususi şartnameleri ile mu kavelename proje ve keşif hülâseli a» buna müteferri diğer evrak 883 kuruş mukabilinde Fen İşleri Müdür nabilir. İsteklilerin buna benzer iş yaptıklarına dair almış oldukları vesa! ee tarihinden 8 gün evvel İstanbul Belediyesi Fen heyetine müracaat ederek ere ları fenni ehliyet vesikası ile 1939 yılına kat teminat makbuz veya mektubları ile 2490 numaralı kanun çevresind ıyacakları Kapalı zarflarını ihale tarihi de kadar Daimi Encümene vermeleri lâ zımdır. gili yeğeninin arkasından gelen göz ka maştırıcı hayale takılmıştı. Nerimenin ince ve narin vücudü s€- def rengi ve yumuşak bir ipekle sarıla- rak genç kızın bütün güzelliğini mey - dana çıkarmıştı. Ormuzlarından kolla - rına doğru inen bir beyaz tül, onun in- ce güzelliğine deha büyük bir revnak veriyor ve boynunu, kollarını daha be- yaz gösteriyordu. Sarışın saçları tama- mile arkaya taranarak zeki alnım, yah kadife gözlerini büsbütün meyda- na çıkardıktan sonra ensesine doğru kalın bukleler halinde ve dalgalanarak inmişti. Ne boynunda ne de kollarında hiç bir kıymetli taş yoktu. Feridunun hayran ve #teşli bakışla- rı altında bir saniye durup okendisini topladıktan sonra gözlerini yere indi - rerek merdivenden aşağı inmeğe baş - Jadı. Oğlunun gözlerini kamaştıran bu gü- ellik Süheylâ hanırm bilâkis hiddet - Jendirmişti, Bu fakir kızın 'bu derece gözel olması ve her z#man < hislerini büyük bir soğukkanlılıkla gizleyen oğ- lunun bile aklını başından alması bu azametli kadını çileden çıkarmağa kâ - fi gelmişti. Süheylâ hanımın o kendisine bakan düşman mezarları karşısında bilâihti - yar titreyen Nerime, çekingen bir 80s- le mırıldandı: — Geç kaldım zannederek korkmuş- tum. Feridun ona doğru bir iki adım âttı. — Hayır, geç kilmadın; annemle ben pek erken hazırlandık. m um a > Mi OZiNİ kese. LA ye iğünden le Lİ ald Ticaret Odası vesikasını ve yar İ olan 22/6/1939 Perşembe günü i (3975) a Pek o kadar erken de deği Elbisenin belini düzelisene Hayır, biraz daha aşağısını. iyi hiç iyi olmamış; hele saçını by ramamışsın; sana yakı valeti nereden bultıp çıkardın? — Fahriye ile birlikte bir köpye ettik yenge... Onlar diler. — Onların beğenmesi kâfi ii kişi sana iltifat etti mi hemen * ından gidiyor ve ciddi bir aile ü yakışmıyacak biçimde esvablf “ği” valetler yaparak herkesin katini celbetmiye kalkışıyor MW” yi O kadar öfkeli idi di ih! a bile elden bırakmıştı; fekat o kendisine büyük bir hiddetle gi görünce birdenbire sustu: K — Anne, siz lütfen biraz z isesile meşgul olsanız pek İYİ gi orun buna ihtiyacı olduk nediyorum. Az bir şey büsel agi sal olan bir kimse, onun nin giyinme tarzmı taklid menni etmekten başka bir maz. Bundan başka Nesini? / I ve genç gösteren SaÇ i de taklid etmesini pek isterdi i yöyle * Senin her zaman saçını YA nı rica ederim Neri. Bu sözleri biraz hayretle dn y rime, annesinden ve Reşa — ka kimsenin çağırmadığı şeki disine «Neri> diye hitab ed&” : . « hayran bakışları boşa gitti; çünkü Fe -| Süheyli hanım soğuk ve kuru bir)dama şaşkın gözlerle baktı vayy — katbli kızı kendisine zevce olarak in -| tarzda okutmak ve terbiye etmek su -| ridunun bütün dikkatini annesinin sev-| sesle söze karıştı: Arkası” ( , iy ya me VEE EEE. ŞESEĞ., SÖR EŞESELE İİ EŞ EE EPİ EZES LEE SİP O EŞRT EE GERGİ EİLEKE m) e GT MESELA Z .

Bu sayıdan diğer sayfalar: