16 Temmuz 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13

16 Temmuz 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

* YE Hayat alım satımı Bu iki engelden biri (ulema). diğe- ri de, (Yeniçeriler)di.. Devrin (Ulema zümresi): tamamile tereddi etmişti. Halkın ovicdanlari ve hükümetin siyaseti üzerinde tegallüb ve tecebbur ile yaşımak isteyen kor - kunç bir kuvvet haline gelmişti. Bir zamanlar (din) in ve —ç devirde malâm olan— (dünya ilimleri) nin en feyizli irfan kaynağı olan medreselı ği rer (fıskı fücur). ocağı hâlini (Talebel ulüm) ünvanı verilen namzedleri), bu medrese köşe- lerinde vicdan, edeb: namus düygula - Tının ve bütün insanlık şut 1 hammül edemiyeceği (o hayasız bulunuyorlar. sokaklarda, sarhoş geziyorlar.. kaldırım zorbaları gibi, cübbelerinin altında koskoca pa - Ialar taşıyorlardı. (Müderris) ler, (Kadı) lar. (Molla)- kır, vesair (ilmiye rical veserkânı) bu rezaleti görecek. o acaklarının asalet, mezahet ve kudsiyetini ih'âl eden bu sa rıklı şakileri ıslah edecek halde değil lerdi. Çünkü onlar da, iğrenç bir ikti - Tas bataklığına dalıp gitmişlerdi. Kafalarmın filim ve irfan) ile dölu olması lâzım gelen bu (elendi) ler. en| basit ve cahil insanlarda bile ender gö- Tülen bir (hırs ve tama) ile hükümet v8 saray kapılarına saldırıyorlar. cAr- Palrk) yağmasında kârlı çıkabilmek İ- çin taşıdıkları (o (Mübarek kisve) nin kıymet ve şerefini ayaklar altında çiğ” | niyorlar ve çiğnetiyorlardı. | Mahkemelerde rüşvet ve rezalet, sen! haddi bülmuştu... İki yalancı şahid ile idam hükümleri veriliyor. beş on altın rüşvet ile ocaklar yıkılıyor. hanumân - lar söndürülüyordu. Hiç kimse, hakkından, malmdali, ca- nından emin değildi. Hattâ hiç kimse, korisma ve evlâdlarına tesabtib edom!- Yyecek bir hale gelmişti. Gözleri, (Cem mal ve nukud) ile kararmış olan kadı. lar; rüşvet ve hediyeler (o mukabilinde ber fezahati irtikâb ediyorlar. hattâ, (Kitab) ve (Seriat) ı bile tevillere uy - durarak, sadece bir: zi — Hükmettim. Demekle vicdanları titreten facia - Tara sebeb oluyorlardı. Beş on kuruş fedakârlıkla. mahkeme- krde evlâdları miraslarından mahrum etmek.. (Falan) ım karısını boş düşü - terek (filân) a nikâh edivermek. işden bile değildi... (Hak ve adalet) üzerine müesses olan İslâm şeriatının en çok ehemmiyet verdiği (Hukukü ibad), ar- tık bu haris zümrenin ayakları altinda Şiğnene çiğnene iğrenç bir paçavra gi- bi kıymetsiz ve manasız bir hale gel * mişti. Kadılar. para mukabilinde, hiç bir hükmü vermekten çekinmiyorlardı, Hat tâ insan skıl ve şuurunun kabul ede - miyeceği şeyleri bile —güya, kitaba uydurarak —( Meclisi şer'i enverde) din liyorlar.. mahkeme sicillerine geçir - mekte tereddüd etmiyorlardı. Misal mi istiyorsunuz?.. İşte... Valide Sultanın kâhyası (Yusuf ağa) hayatı çok seviyor.. yaşı epeyce iler - lemiş olduğu için. yaşadığı debdebeli hayatı birakıp ahirete gitmek İstemi - yordu. Bu garib adam, ömrünü (uzatmaya çare ararken, karşısma (Sadullah ağa) isminde açıkgöz bir adam çıktı: — Ne korkuyorsun. ağa.. ben. ömrü” mün birkaç senesini sana satarım. He- men. paradan haber ver. Dedi. Yusuf ağa ile Sadullah © ağa, karşı karşıya geçtiler. Vur aşağı, tut yuka - © rw pazarlığa giriştiler. Dünya Kuruldu kurulalı görülmemiş ve işitilmemiş © - Jân bu alış verişi bitirdiler. Yusuf ağa, Sadullah ağaya beş kese akçe verecekti. Bu para mukabilinde, Sadullah ağa da önü yedi senesi- Dİ, Yusul ağaya e ti, en ağa, yaş yere basmak isteme- — İmdi. bu bey'i şet'iyi kadı huzu- runda sebfettirip bir hücceti şer'iye a-!yordu. Onun için her Talım. Dedi. Kadıların hâleti ruhiyesini iyi bilen Sadullah ağa, hiç tereddüd etmeden: — Hay: hay ağam. iş: daba sağlam olur. Dedi... Derhal & gece gitti. Meseleyi »| Galata kadısına anlattı: — İşi bazma.. sen daki faidemend ol. Diye. slacağı paradan o rüşvet teklif etti. Kadı, bu teklifi cana minnet bildi. Hem bu rüşveti alscak. kom de. bu büyücek alışverişten. (mahkeme harcı) alsrak eline mühimce bir para geçe - cekti. (Vahide kâhyası o saadetlü, utufetlü Yusuf ağa hazretleri) elbette mahke- meye gidemezdi. Onun için bu budala herifin Sahilhanesindö. (Galata kadısı Şeytan Emin efendinin huzurile bir (meclisi şe'i enver) aktedildi. Bu mecl'ste, Sadullah ağa, Hayatının (yedi 'sehei kâmile)sini; Yusuf ağaya bibe etti. Kadı Şeytan efendi, bu hibe- nin (şer'an makbul ve muteher) oldu-ld ğuna hüküm verdi. ( at namına) yamlan bu büyük. rezalet, resmen mahkemenin sicil defterine geçirildi. e Padisah ticüincü Selim, bütün bunla Bir doktorun günlük notlarından Yemek ve Uyku zamanı “Gerek büyüklerde ve gerekse çocuk - Yarda tatbik ettiğimiz yanlış ve hıfzıssıh- ha kaidelerine muvafık olmıyan âdet - Jerimizin biri de yemek yer yemez hemem yatnak derdidir. Büyüklerin hemen kıs- mi azami yorguu ürgin eve gelir gelmez derhal sofra başma geğerler ve çox seri bir yemek yemetarzile yemeği bitirirler. Ve daha orüda umüini bir o rehavet ali gelerek uyuklamağa Daşisr ve nihayet bir saat sonra arık uykudadırlar. Küçüklerde de ayni şeyi tabik ediyo- Tuz. Akşam yetneğini yedirdikten sonta hemen yataklarına götürür vç uyuma - Yarısı öemin ederiz. Büyüklerde olsun çocuklarda olsün ha- zim müddeti lünkel bir buçuk iki suni - 4. Bu müddet Ikmal edilmeden Demen yatağa uykuya kendimizi vermekliğimiz doğru değildir. Yaşlı olanlarda hele tan- siyonu yüksek olanlarda hazmın müş - külâtla vukuu bilvasta kalb üzerine aksi tesir husule getirir. Onun içindir ki bu gibiler gece yattıktan bir müddet sonra gerildiğini ya değilse bile dolayıstle hözm İle alikâ- Yarı yardır. Hazmın güçlüğü © uzaması kalb evi üzerine menfi tesirler yapar. Kü güklere / gelince onlar da daha hazım bitmeden hattâ daha başlarken yalağa Yatarlarsa rahat ve sakin o bit uykuya mâlik olamazlar. Uykuları sikmtil ve rü- Yalıdır. Bu sebeble büyükler ve küçükler yemek öaatlerini o suretle tanzim etme - Mdirler ki uyku, zamanı lâakaj iki buçuk sraf sonra gelsin. Akşam (yemeklerinin €ski yanlış bir usul We geç değil, erken yenilmesi çok muvafıktır, ZİYA PAVIR İri duyuyor. müteessir ve dilhün olu - şeyden evvel, ülema # İle ka (islâhı ahval)lerine çareler Fakat, ellerindeki paslanm 3 kılici ile halkın hislerine ve vicdanla- rına hâkim olan.. vezirlerin ve padi - işahların havat ve mukadderatlarile| Jloynıyan bu korkunç kuvvete temz mekten ürküyordu. Nihayet, bir X et gösterdi. sine. De. rine duir (bazı ti. Fakat. cehil ve taassub için samış olan bu güruh. artık zamları ve fermanları iyecek hal- Netekim, üçüncü Selimin bu teşebbüsü faydalı bir netice hasıl etmek şu İsrafa dursun; bilâkis kendi ilan öcreyanın kuvvet - biyet verdi. Ata Mo'la- nın idare ettiği fesad şebekesi. derhal harekte- geldi. şeriat mahkemelerini imam ve hatiblerin tay izdmati hay ehil ve erbab kadı'ar gör peygamberlerin yarisi - ar eden ve memleketi rmek istiyen - padiğah, etimizle oynuyor. ünız bize değil, (şer'i şerife de k bir hakarettir. (Arkası ver) RADYO “Ankara Radyosu DALGA UZUNLUĞU 1648 m. 182 Kes, 120 Kw. TAR. 10,4 m. 15105 Kon 20 Kw. TAP. 31.70 m. 9465 Koz. 20 Ku. PAZAR 16/7/39 1230: Program. 1235: Türk müziği (Klâ - “k proğram.) Ankara Radyosu erkek küme| ve saz heyeti, 13: Memleket saat Ayarı, ajans ve meteoroloji haberleri. 13.15: Müzik (Kü - çk Orkastra < Şef: Necib Aşkın) 1 — Heinz Munkel - Kara orman polkası'? — Mozart - Re majâr diveriimentodan o menuet dansı. # — Spero Kocan - Ebedi arkadaş, # — Sehebek - İtalyan #erenadı. 5 — Toman » Vi yana hülyaları (vals) © — Miohlels - Çardaş Xo, 1 7 — Frnnz Kürigshofer » Tirol enter - mezyo. 8 — Pay Liioko - Emine (Mısır sere- 'nadı) 9 7. Brahms - Macar dansı No. 1-2. 10 — Hartmann - Theym efsanesi (bale) 1415 - 1430: Mürik (Keman soloları - PL) 1830: Program. 18.38: Müzik (Şen oda mü - ipi - İbrahim Özgür ve Ateşböcekleri.) 18: Çocuk saati. 1926: Türk müziği (İncesaz fas hı.) 20: Memleket saat âyarı, ajans ve meteo- İroloji haberleri, 2010: Neşeli plâklar - R 20.19: Türk müsiği: 1.— ..0. « Hüzzam po$ Hüzsam beste: Aldım ha - Kaynak - Müz- 16 ncı asırda İstanb ula gelen Boheryalı Baron Wratislaw'ın hatıraları: 9 Türkçeyo çeviren: Süreyya Dilmen Hanlar ve kervansaraylar an ordusunun Belgrad: kuşat - tuğ demlerde çok genç bir adam olan! Kral «Lui» nin tedbirsizliği ve Macar beyleri arasındaki şiddetli geçimsizlik ve anlaşmamazlık ve hattâ birbiri ley kurmakla uğraşmaları yü- âli derecede müdafaa arıştır. Hattâ bura - k derecede ac:kl: bir tür. İşte bu vaziyetten hinde t tla karşılaşma- kaleyi ve ehri zapt ve tes- etmeğe muvaffak olmuştur. Sonra- yoldan. bü açık kapıdan kor - ç felâketler Mucaristana akmış, bu| dan k süretle koca bir millet bugün istiklâ » linden mahrum kalmıştır. Bu methal - 'dendir ki —hakikaten o gün için öyle idi— Macar Kralı Lüi'nin ülkesi istilâ- ya uğramıştır ve kendisi de hayatını kaybetmiştir. (1) Ayni suretle Mitro- pölis yani Buda (Budin) şehri Türkle- rin eline geçmiş, Transilvanya toprağı teshir olunmuş, Ostrehom vesair kale- ler düşmân huduğdları içine katılmış - lardır. Bugün. şerefli bir ma: olan kadim bir krallık şiddet altında ıztırab çökerek inlemekter komşu uluslar 'de- vamlı tehdidlerle titreşmektedir. Za - da vukua gelen çarpışı larak sefalet ve bedbaht sinin Türkler eline düşmesinin ( elim| dendir ki Macar ülkesinin ki kanlı savaşlarda düşman kılıcından geçmişler, hayatlarını kaybetmişler - dir. Bu memleket için yapılan ve kat - lanılan bunca fedakârliklar o hiç ölup gitmiş ve bu koca ülke buzün artık de- ğerden düşmüş bir hale girmiştir. Bun- dan sonra şürüsı da beklenebilir ki. bu, etraflarına ölüm saçan korkunç düş - manlarımız yürüyüş yollarım ve hü - cum İstikametlerini Avusturya içleri - ne çevirecekler ve giderek —Allah gös termesin!'— bizim çok sevgili vatanı - mıza da yürüyecekler ve bunu (Kabzai teshir) lerine geşireceklerdir. o Meğer İki Yüce Tanrının yüksek ve müstesna bir yardımı biz Bahemyalıların imda - dına yetişmiş olan... ve bizleri Türk e- saret boyunduruğuna girmiş 'bulun - imaktan koruya!... Füket ne yazık ki bugün bizim ken - di aramızda birbirimize ve memleketi- mize karşı hakiki bir sevgi ve tesanüd Guygulafı yokt. Doğru söz ve özlü, de- “ İğerli Bokemyalılır, hakiki vatanper - yerler artık aramızda yaşamıyorlar; on lar, ya kanlı muharebelerde can ver - aş. 10 — Osman Nihad - » Yine aşkı bana dudağınla, > Müzik Bandosu - Sef; İhsan Künçer.) 1 — Wagner - Lohengrin o- perasının msrşı. 7 — Waldtenfel - Vals. $ — Etlevy « cLa Juive. (operasının uversürü. Dm 4Spor servisi.) 22: Müzik (Cazband-PL) (2245 - 2: Son ajans ( haberleri Ve yarınki Devlet demiryolları ve imanları işletmesi Umum idarasi ilânları Muhammen bedellerile miktar ve vasıfları aşağıda yâzılı iki grup malzeme ve eşya her grup ayrı ayrı ihale edilinek üzere 26.7.1939 Çarşamba günü saat (10,30) on buçukta Haydarpaşada gar binası dahilindeki komisyon tarafından açık ek. sillme usulile satın alınacaktır. 'Bu işe girmek istiyenlernn ner grup hizasında yazılı muvakkat teminat ve ka. nunun tayin ettiği vesaikle birlikte eksiltme günü saatine kadar komisyona mü. racastlar: lâzımdır. Bu işe aid şartnameler komisyondan parasız olark dağıtılmaktadır. 1 — 2000 kilo 30 milimetrelik manila kenevirinden halat. Muhammen bedeli 1000 lira olup muvakkat teminatı 90 liradır. 2 — 25.000 kilo sütkostik muhammen bedeli 2687 lira 50 kuruş olup muvak. kat teminatı 201 lira 97 kuruştur. (5065) mişler veya hayat sahnesinden çekil - mişlerdir. Eğer bunlardan yaşayan var sa bile sayilari çok azdır. Bu memleke- tin bugünkü neslini teşkil eden insan - ların ekserisi bu ülkelerin de yabanc: ulusların istilâsına uğramasını ve bu sını İstey insanlardır!. Fakat ben de sadedden ne kadar uzaklaşmış bulunuyorum!.. Ne ise biz gene Belgrada dönelim: 24 İlkteşrin günü Belgraddan hare - ket etmezden evvel elçi (o efendimizle Budin beylerbeyi tarafından faşemizin vesair yol ihtiyaçlarımızın © teminine memuren sefir hazretlerinin emrine ve rilmiş olan (Kapıcıbaşı) arasında o) - dukça şiddetli bir münakaşa vukua gel di. Sebebi. Kapıcıbaşımın başlıca vazi- fesi bize yetecek kadar ve İyi cinsin - den erzak tedarik etmek olduğu halde bu ödevini ihmal ve gıda maddelerin! | kötü cinsinden mübayaa ederek artan parayı da kendi cebine atmış bulunma. st id. Bundan dolayı elçi © Bödine bir atlı kurye göndererek beylerbeyine bu (1) Miuhaç meydan mübarebesinde: vallı biz Bohemyalılar ise Macaristan- çine yuvar -İ, lanmış bulunmaktayız. Belgrad kale -(> di adam hakkında şikâyette bulunmük is- temişti. Fakat irtikâb ettiği kabahatle- “ ri pek iyi bilen ve bu işlerde hây' nik ve kâfi derecede kurnaz olan Ka - pıcıbaşı. verilecek paraya rağmen, böy le bir kuryenin beylerbeyi hezd ne gön derilmesinin önüne geçme yolünü bul-! muşlu. Bu adamın bu s den pek haklı ola çi cehabları, bi m hareketin -; dir © jki bütün arzularımızı yerine getirece « i ve bu yolda bizleri tatmin edece « iğini vâdeyledi. 27 İlkteşrin — Bu şehirden, yeni Bel graddan itibaren yapılacak seyahat ka- radan olacaktı. Binsenaleyh uzun bir kara yolculuğu için bize lüzumu olon her Şeyi hazırlattıktan sonra, sabahle - yin erkenden Viyanalk arabacılarımız gemilerden arabaları ve atları çıkard Jar. hizler de bumların içinde yerleri » mizi aldık ve böylece İstanbul yoluna düzülmüş olduk. Ayni gün. Tuna bankları Üzerinde in ve vaktile Sırbistan ve Spotinin i- tgâhı olan Smederew — hisarının undan geçerek kara yoleuluğumu - nak yeri olan İsanlak veya - ükpalanga'ya muvasalat ettik. sefil ve fakir bir köydür. Böyle olmakla beraber geceyi burada geçir - » yolda Mur birine rastladık. Bu: Türkler tarafından (defterdar) denilen ve vazifesi eyale - tin mali işlerini beylerbeyinin emirle * rine tevfikan lanzim ve idare eden yük sek bir memurdu. Defterdarın berabe- rinde bir çok atlılar bulunmakta ve at- kasında beş uşak kendisinin — kalkan, mızrak gibi silâhlarını taşımakta ler. Bunları da yüklü develer ve kat lar takib ediyor ve bu artda ve bir a raba içinde defterdarın zevceleri ve ço cukları geliyordu. Bugün skşama doğru ikinci merhale olan (Büyük Palah&sjya “ulaşlık ve Budin uya- » “ g geceyi ilk defa olarak atlarımızın ya- © nıbaşında ve bir Tür hanında geçir « dik. * Burada. Osmanlı ülkesine (omahsus © olup bizim bu memleketteki seyahati. mizde çokça kullanıp istifade ettiğimiz hanlar ve kervansaraylar hakkında bi- Taz malümat vermenin münesib olaca ğini sarıyorum: ç Bir hah, uzun olmaktan ziyade geniş * bulunun büyük bir binadır. ortasında geniş ve düz bir açıklık vardır. Yolcu» lar beraberlerinde getirdikleri bütün eşyayı, deve veya katırlarını burada bırakırlar. Bu açık yerin her tarafı üğ yükseklikte ve asıl binâyı vü - LL cude getiren duvarlarla çevrilmiştir. ünlü Bohemya krallığının da yıkılma-| Bu duvar, aşağı yukarı, bir seviyede o- cuların yatakları, mutfakları, yemek yerleri hepsi bu duvarın üzerindedir. (Arkası var) © vessarmsesamanna, amaa aş BÜTÜN ÖLKEYI HE Çe yen ve bundan sevinecek olan |JUp dört kadem genişliktedir. İşte yol - iz

Bu sayıdan diğer sayfalar: