October 7, 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

October 7, 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

18 ncı asırda Istanbula ge81 Bonn yalı Baron Wratislaw'ın hatıraları: 70 Türkçeye çeviren: Süreyya Dimes Yeni hünkâr Bütün bu caniy bünkürn pe ia İşler yapıldıktan 3 iradeleri yerine yur eda Muş kardeşler sonr ymMDEZ Semi e b biraderterini, İREM içinde, bü- ehdisine gösterim, FA getirilmiş ve Saltanat sty sürme! m. bütüm tehyi, ettikten yan ilceleri bi sureti en ONCA, Yeni hükümdarı Muhteşem ikümdar Süte YE onun Üzerine so teuelü birer irade etmi . iş. Ondan &onra Sirişerek hirçoklarını ve kendi bendelerini etra- * “darda yani onun kizla olmuş bulunan İbra - YI daima sem- dan, er ermiş ve binasnaleyhı bizim. Dulundağumuz AA, Pasaya anadet te - ci tavsiye etmişti. ada da, bir yolunu İçin şefastte bu. Bu haber ve tay. dan tesekkürler ta ) Benlerini duyduk Hançerele - . e bağırmağa ve İbra- mede koyulduk. Hlmden eçtiği esnada Üçük bir sandala fb. Ya can; Paşanın kendisine sonra İçimizden, Kimi, * İtmizi sormuştı. SESİ gö 'u Yakasındaki Hisar- | rini ve her birininiz uk! rer smeyyit olduklarım var bir kıyas eye. " m ek | Ankara borsası ) Meb'uslarımız. zindandan birdenbire »ığa getirdi, 56 ve zölimane çıkınca, bunların gözlerinden iradesiz yaş -'iki grup birincisi çıkacağından bu yer deği: Mdtkten boğul - lar akmağa başlamış ve adeta kör insanlara İtirme meselesi ortaya yeni bir hâdise çıkar- dönmüşlerdi. Bu aralık ağ John Winorza - paşa doğum itibarile bir Hrrat olduğundan - kendisine ne suretle di kullanmak izm! geldiğini anlatmış ve her kilsne, paşanın yanına varınca ayaklarına kapanıp onları öptükten sonra hepimizin sindandan tahli- yemiz için yalvarmalarını tavsiye etmişti, | Güneşin parlak şumlerile körleşmiş bu -! bu iki arkadaşımız, aği tarafından rek kayığa getirilmiş ve bindirilmiş - Ağa da kayıkta olduğn halde paşazın bah © doğru yelken açılmış veya kürek- lere yapışttmıştı. Buraya muvasa'ât olunup karaya ayak ba- silinca, meb'uslarım!z, paşanın Iki ge: muzlarına duyanamak bahçeyi gezmekte Gi- dukunu görmüşlerdir. Paşa ise bu ri bad - bahtı bu kadar kölü bir Iilıkta, bu derece sef) bir halde, sanki mezardan çikmiş bul kadar sıska ve udeta bir deri bir kemik bir! durumda görünce, ihtiyarsız, bir duraklarmış ve onlara hayretle baka kalmıştı! Rahihle hekim, ağa tarafından, paşaya doğru sevkedilmiş'erdi. Paşanın yanına va- rilınea ber ikisi de yere kapanarak pesanın Ayaklarını öpmeğe başlamışlardır. Bu. andan istifade eden ağa, esirlerin 89- İl vaziyetlerine paşanın dikkatini çekmis, tembihi veçhile sahibin nutkunu irad etme- sini beki rek, onlar namına kendisi söze başlamıştı: — Ev sandetlü paşa efendimiz, derişti, ve| gördüğün sefil adamlar, vektile gümüş. diva | ve kadife elbiseler içinde ve bir elçi maiye - tinde memleketimize gelmiş. gerek madişah| bazrilerine ve gerek saadetlü paşa efenâim!- 70 şeref armağanları sirmuş İnsanlardır!, Şimdi 1itüf ve kerem edip bunlara bir bek ve gör ki bu bedbahtlar'ne hele giriitar Gi-| muşlardır!. Bunların yaşadıklarını veya bi- fârken varı | Açılış - Kapama diatları 6- 10- 9) ÇEKLER Açlış o Kapanış 54 524 vwwep isede | 165 29665 paü 95 601125 o G08l6 21.916 İsmurahaslarına, futbol ajam Kemal Halimlentarisi vardı. Delikanlının her iki eli İpiânıma dahil olan büyük sti «Son Posta» nın tarihi tefrikası: 16 A a RE KL A AN Futbol işlerinde yeni bir mesele Müdürlüğünün İfsdere olmıyan düpler, lig maçlarında ikinci kümeye ithal dlunmuşlar ve mevcudu çoğalan bu kümede A ve B namile Iki grupa ayrümıştu Beden "Terbiyesi Umumi kararile teşkliâta alınan Futbol talimatnamesi mucibince iki devre im ” darak yapılan lig maşlarının sonunda bi-| Odanın tâ ortasında bir yatak döşenmişti. rinci kümenin sonuncusu İle, ikinci büme- | İki ans şilterin üzerine Şam İpeklisinden nin birincisi otomatik bir şekilde yer değiş-| bir çarşaf serilmiş, yalağın üzerine de inci irecekletinden ve bu sene ikinci kümede işlemeli bir atlas yorgan atılmıştı. Yatakta uzun boylu bir esmer güzeli delikanlı yâtı - yordu. İri kara gözleri, hafif çatık gibi du - İran kaşlarının altında biraz içeriye doğru İkinel küme klüpleri fikstürü için yapılan! çökmüştü. Fakat bu siyah gözlerde. mavi toplantıda bu husus hakkında ne gibi mus- ana mahsus baygın bir bakış yu md mele yapılacağını öfrenmek istiyen Klüp) kanlının sırtında mavi ipekliden bir .. bu mesele hakkında kat'i bir cevab vöreme-! bezlerde sarılıydı. Yatağın ayok ucunda Giz miş ve işi tetirik edeceğini bildirmişti çökmüş olan sekiz dokuz yaşlarında çök gü- İstanbul Hg maçları başlamadan evvel, BEİzel bir erkek çocuk, delikanlının çıplak & -| oyunlarına ald bir talima'name harırlan-| yaklarını ve bacaklarını oğuyordu. Uzun ya-| madığı için, en nihayet verilecek gelişi #ü-İmandanberi traş olmadığı görülen delikanlı- 26) bir karar kliplerin haklı (irazların mu-İnın çenesini şakaklarına doğru saran hafif, cib olacaktır. Nitekim mifi küme talimat. |bir sakal, ince kara biyıklı yüzüne bir başka memesi de ayak üseri bir karar yüzünden |jetafet vermişti. son dakikada büyük karışıklıklara sebeb ©İ-| Delikanlının başucunda, kadife bir şilte ö- muş ve bugün de yeni mevsim DE ACİSİ gerinde, yaşlı bir kadın oturuyordu. Tuvale- başlamış olduğu halde alli küme şampiyo-| tinin bütün ihtişam ve ilinasına rağmen ilk mu olan #akmm heniiz belli olmamıştır. İ bakışta, yetmişten fazla olduğu anlaşılıyor - Futbol Federasyonuna bağlı olan her Min-| da, Kaşları rastıklı idi, Gözlerine kuyruklu takanın başka başka sistemler işinde İaAlİ-| görmeler çekmişti, Kartal gagası bir burnu| yet yapmaması için mlükadar federasyonda | yardı. Yürüne bol allık sürmüş, çenesine ve| bu işe şimdiden bir şekli hal bulmasının! yanaklarına püskürme iiden benler kondur-| faydalı olacağını zannediyoruz. muşlu. Arkasında dolama denilen bir göm- Ömer Besim İjek vardı. Kolları uzun ve yukarıya doğru ıştı. Rengi kırmın idi, boylu boyuna Anvarada büyük stadyom İyakası yakasından eteğine kadar imi ile Sel Bİ rafı gayet zarif elmas düğmelerie süzlenmiş- ve b:den lerbyasi binası Ankara, 6 — vilâyet &nhiindeki bütün spor 4. Bu gömlek, sapları iri elmaslarin müzey- yen iki büyük iğne fn kemere tatturulmuştu. | klüpleri Beden Terbiyesi kanıma hükümleri- Kemer, gayet geniş ve sıra elmas Ne Kapiirie ne göre yeni şekillerini almışardır. Boynunda, Gislerine kadar inen üç diri Bütün kazalarda Yhfiyacı karşılıyacak şe, verdı: Biri iri hürmüz ineilerinden Yapıl - kilde spor alanları vürude getirilmesi bÖlgLE- ce kararlaştırılmıştır ve buna aid keşifler mıştı; ucunda bir yumurin büyüklüğünde iri bir gümrüd vardı. İkinci dizi, gayet koyu hazırlanmıştır. Merkede de Alaürk parkı omun İnga- yeşil, her biri ufuk birer para kadar züm -| rödlerden yapılmıştı. Üçüncü dizi ic yus-| sına bu yü başlanacaktır. Şimdiki futbol sa. husında yazlık ve kışlık spor faaliyetlerine! yuvarlak ufak zürarüdlerden idi. Küpeleri - nin şüşaâm ie diğer bi & ziynetisrini göl-| müsald olabilecek şekilde 100 bin liraya bir beden *erbiyeni binası yaptırılacaktır. Pro-| gede bırakıyordu: Küpeleri, birer fındık bü-| yüklüğünde ve armuğ biçiminde Iki elmas andaki hotozu çıkarmız, sedirin bir jeleri ikmal edilen bina yakında ihaleye çı- Re e deyen, azes agam dürt disi inci vardı, Saçları zümrüd ve elmas Bu sene bölge faaliyet programının bir bu- susiyeti de kayak şubesinin de ilâve edilmiş olmasıdır. Bu işe çok elverisli o'an Kazda- mıştır, #örelerle süslenmişti. B'lezikleri elmastı. Y rükleri, kısaca «birer şaheser idiler. kıy- met tahmini çek zordu rında fr ık sporlarına aşd hazırlıklar YAPI-| zemaii kırmın kadife terlikler vardı. Bu ih - maktadır. tiyar kadın Gevherli Esma Hanım sultan idi. i Ana tarafından, üçüncü Muradın torununun. Ga atasaray hakem düdüğüne İkazı idi. Babası Pazı Para ise cü altıncı asir somu vezirlerinden 44. Birbiri arkasından öç tuğlu dört verirle evlenmiş, kocalarının #wisi harblerde şehid olmuş, ikisi de idam 0- harımuş, bubasile beraber, dört vezirin mes-| ru ve gayri meşen yollardan topladıkları muarzam bir servetin yerine varisi nlmuş- ivraz etti Gnlatasaray klübü, geçen hafta yapılan Fenerbahçe maçındaki golden eyvci hakem tarafından çalınan eüdbğe itiraz etmiştir.) Hakem de ba noktayı raporunda zikrettiğin- den, ilk lig maçı ortaya yeni “ir hâdise çi- karmıştır. Hakem beyeti her iki raporu tet. kik ederek kararını ve: tir, N Ealkan oyun'arı yarın bitecek Onuncu Balkan oyunlarına bugün ve ya- rım Atinada devam #dllecsktir. Aüetlerimi- #in iki gün sürecek müsabakada alacakları dereceler puvan vasiyeti üzerinde çok müss- Vİ ardı, Bündan ötürü idi ki balk, Bema Hanım! sultana Gerherli Hanım Tikali koymaya. | Gevheri Hanım sultan, geceyi esmer de- Ukanlının başucunda, belki bazan başını o- hun yaslığına dayayıp azıcık uyuyarak ge- çirmişe benriyarda: İki eli bezler içinde sanlı olan delikanlı. baygın bakan Iri kara gözle - sir olacak mahiyettedir, rini Ihtiyar kadının gözlerine dikmişti, Ba - v3 i İp İkaşından derin bir minnet, bir sevgi, okunu- Hakem heyeti azası kim olack?) rr” ani Henan sultan buruşuk Münhal. bulunan Istanbul hakem beyeti yüzünde, zamanın harab ettiği muhteşem bir; azalığına Süleymaniye klübünden Orhan He, güzellikten, yalnız panl paril yanan bir çif? Onlatasıray klübünden Osman Müeyyedİmavi göz kalmıştı. 'namzed olarak gösterilmişlerdir. Gevherli Hanım sultan bir aralık elini es- İstanbul hakem heyeti iki namuedden 5i-İmer delikanlının alnına koy: delikanlının Tini seçecekti alnı ateş gibi yanıyordu. İhtiyar kadın, sonra Saya» BİNBİRDİREK BATAKHANES Yazan: Reşad Ekrem Benli Yusuf onun saçlarını okşamağa başladı, gülümsiyerek: — Ah benim smitanım.. dedi. Sen bir insan değil, bir melekzin... Gerherli Oanum: — Ben melek değil, sadece senin kulun, ca. riyenim a benim nevcivanın, a benim behli Yusuf Beyim. Dedi. — Estağfurullah sultanım, ben sizin ku « lunuz, kölenizim.. — Kaç yıldır ben senin peşindeyim Benli Yusuf... — Benim sultanım, insan bir haber salmaş mı, emredip te bir kölesini çağırimaz mi?. — A benim nevcivanım, o saman senin Güllü Fatmadan başkasını gördüğün var 41? Delikanlı kulaklarına kadar kızardı: — Eh. sultanım. dedi... Gençlik... — Ey Benli Yusuf. . Bilir misin ben senli fik defa nerede gördüm? — Vallahi bilemem sultanım... — 'Tam bir boçuk yil oluyor... Koçu ile giftliğime giderken Küğdhane çayırından geçiyordum. Çayırda delikanlılar güreş tu - tusuvuşlardı. Sen de aralarında idin Yuzu - fum... Ayağında kisbet, çıpiik ovücudün dal gibi salınarak Koşumun yanından öyle bir geçtin Ki, gönlüm peşinsira su gibi akıp giti — Ah sultarırm.. beni utandırıyorsun... İn- san o zaman, bir haber, bir emir salmaz mi Ey Benli Yasuf .. Buraya geleli de ne kadar olduğunu biliyor musun? Benli Yusuf yattığı yerden başımı sallı « yarak: — Bilemem efendim şaltanım... Diye cevab vefdi — 'Tam akı gün oluyor. tam altı gecediz de, sabahlara kadar Yaşucundayım yiğilim.. Delikanli M Yusuf sarih ellerini uzatarak Gey - heri Hanım sultan elini tuttu. Ve ihti - yarın, buruşuk, kemikli elini ağaına götüre- rek minnet ve şükranla öptü. Daha kendine gel — Benim sul eften, mızı, gözlerim! her açışta E ölklüm & cennette Gevherli hanım güldü: — Eh yiğitim.. pek le yanlış değil, öldün de dirildin.. dedi. — Başımdan sem efendim... Benli Yusuf berler içinde sarih olan elle- Tie baktı: — Daha zindana atar atmaz dörmeğe büş- ladılar,.. Ne kadar dayak yediğimi bilmi - yorum. Sonunda bayıldım. Kendime gelimöe elerimin tırnaklarımı söktüler. Delikanlı biraz durdu. Başından geşenleri şöyle bir gözü önüne getirdi. İçini çekti: — Asmağa götürürlerken etrafını hiç gö- remedim, Gözlerimin önüne sanki bir bulut, bir perde çekildi. Yalnız kulaklarım uğul - duyordu. Bir de, bindirdikleri atın üstünden sık sık yuvarlanır gibi olurken, cellâdların iki yanımdan tuttuklarını batırlıyorum... Sonra. Kara Alinin yürünü de ölünciye ka - ânr unutamam. Sesi do hâlâ kulağımdadır, adeta fızildar gibi: eKorkma delikanlı. Kas ra Aliyi de unutma... dedi, İpl boynuma nâ- sil geçirdi... Altımdan atı nasıl aldılar... Ve sonra, ben, buraya, sultanımın sarayına na- sü getirildim. bilmiyorum. ki saat ancak var. Melek sima» rürdüm amma, e geçti. bi: toparlıyabil- demek Mtedin» re mi? Söyler Büz edir. Alay mi ettin, şikâyet Parmaklarımı m m târMAK İçin elimi bükü- öy prakınız beni: berakınız, de ne görgi . yanına döştü ve bap a ağ ma km, bir t Handan una, gözler N "medi ve blm heş'emi Kaybettim. Ar. * lüzum Körmüyo, inde dolaştırmaktan çe > Sak andmi © ge Yelsitni berkey Kirmiyordum © kin hı NK " va #erkalâde ağır ve v boğucu sat, ei İn MEAkliğı artırmış, pek Yakın w opması ihtimallerini ço- Ta herke e m e Si > karar verdi or. elimdeki İşimi a a va kilyordu, tekler o aştalar, radyo çaldilaz, De vd takat vaki Geçmiyondu.. Sanr beşe İka Hanım sabırsılanarak iç sıkıntım meydana vurdu; — Bunada insan boğuluyor, biraz bahçeye çikıp dolaşalım, Fahriye Hanım itiraz etti. , — Hayır, #z Ge benim gibi yapın, yağ - murâs Wlanmak İrtemezeeniz odanıza çe - kilip istirahat, edin. — Ben biraz gezmeği tercih ediyorum.İtam. Müirin — henüz fırtınanın kopmadığı gören Re- Nevzad Beyin halindeki gevşekliğe bakılırsa burada kalmaktan deha mennun olacağını zannediyorum, o halde ala bana refakat & - der misiniz Cahid Bey? Dişlerimi dudaklarıma geçirerek başımı işime eğdim. Nerzad Bey bir salan adami ne- |pacak, yağınur 3aketile yerinden kalktı. — Aman hanımefendi, sizinle gezmek be- nim için me büyük şeref! — Teşekkür ederim; fakat Cahid Bey ba- DA relakat eder: amasan kendisine bazı eser- ler baklında danışmak ta istiyorum. — Emsredersiciz efendim. ( nım başımı kaldırarak Cahidin yüzüne ba - — Evet, nerede ise yağmur yağacak, ar - kıyor, belecanla ve tellişla bir şeyler söylü -| kana ihtiyaten bir hırka al... yor gibi , Arkalarmdan bakar -|İ — Merak etmeyin efendim. İkon bilâihtiyar ikisinin de boy, bos ve zara-İ Böyle tedbirleri düşünecek halde değil - 46 bakımından birbirine ne kadar uygunİdim; sür'stli adımların merdivenlerden ine- oktuklarını itiref etmeğe mecbur kaldım vE'rek sahii istikametinde yürümeğe başladım. kendi kendime bunu söylemek bana çok 8-| Bulutlar büsbütün alçalmış, sicak taham- cayip bir besssür verdi, kalbim sıkıştı ve BİF-İ mii edilemiyecek bir dereceye gelmişti. Dı - denbire wesbi bir hareketle yerimden kalk-İ sarsmm evden daha serin olduğunu baha- ne etmesi için Refika Hanımın gezmek ar - zurunun eldden fevkalâde olması lâzmdı; yoksa, bir fırından çıkıyormuş gibi kızsın ve; yakıcı clan bu havaya serin demezdi, ko. | Denize doğru yürürken bulutların bakıra kaçan bir siyahlıkla Kkoyulaştığını, suların çamurlu, yeşli bir senk aldığı, birkaç karık ir 1m? ve yelkenlinin kıyıya yanaşmak için acele et- Da çe gider tercih | illerini görüyordum. Göğsümü böyle sıkan,| nefesimi kesen şey de mutlaka fırtınanın gere kadar soğuktu ki genç adam | yaklaşmasından gelen gayri tabii bir sıkınlı Kıplarmın olarak yerine oturdu, Nahide Ha-|idi ve deniz konasmdaki kayaların Üstüne o- nn da bu sözlerimi İşitmemiş görünmeği| turup başımı uzaklan gelen harif rüzgüra Nahide Hanım hayretle sordu: — Nereye gidiyorsun > — Oturmuaktan bacaklarım uyuştu, deniz kenarına doğru bir parca yürüyeceğim. Sakın uzaklaşma, fırtına nerede ise Yan yana merdivenleri inerek evin arka-|daha muvafik bularak pencereden dışarısını bırakırsam mutlaka Şu gayri tabillik zall 0- ndaki ağaşlığı doğru yürüdüler. Refika Ha Gikkatle seyretmeğe koyuldu. Jacaktı. çenin bir tarafında yükselen yüksek duva - rın gölgelediği bir taş yığınına kadar geldim ve orada bacaklarımın kuvveti kesilerek o - turdum. Beş dakika dinlendikten sonra yo- Yuma devam etmek niyetinde idim. Fakat 9- turur oturmaz vücadüm öyle kesildi, başım © derece kuvvetini kaybet ki yerimden kis pırdamadan oracıkta kaldım. Birdenbire arkamda bir anahtarm kilide sokulmasından çıkan bir se* duyarak başımı çevirdim ve arkamdaki duvarda, o vakte ka- dar farketmediğim dar bir kapının yavaş ya» Yaş açıldığını ve yanımda biz çocukla bir ka- Gının çıktığını gördüm. Kadın genç ve zayıftı. Arkasında soluk bas- madan bir kimono vard. İki urun siyah ör- gü sanı yürünü, iri mavi gözlerini çerçeve « rdu. Fevkalâde güzel olan bu kadının bir Türk olmadığı ilk nazarda anlaşılıyorda, Elinden tuttuğu zavalı mahltika bir yaş vermek imkânı yoktn. Saçsın koskocaman bir kafa, patlak bir çift gör, salyah bir ağış çarpık ince bacaklar ve iri ayaklerile o bir insandan ziyade bir ucubei hilkatti ve drhs ilk nazarda onun sp'al olduğunu anlamama» a imkân yoktu. Yabancı kadın beni görünce şaşırmadiş bilâkis bir Iki saniye durarık parlak gözle rini üzerimde dol çocuğu elinden tv tarak bana doğrn i Kısık, korkak Sir sesi — Sen ki sorduğunu duyduyu Cârkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: