11 Ekim 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

11 Ekim 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Belâm, kim Aiher dinmez, bü: vw Padişahı lerimizi yırtarcasına bağıra. es yindet dileyorduk. Bu haykır. a fi Harımiz da bize katin sesinizin Wittieiimesinde bize yardım ap win kuvve» z işitmiş olmakla ATAMA MRP, Saltanat ka NİZ istikametine bağırıslarımız da lt halinde, Pndi- Arı 5 an DE an bu haykırış - v2 nereden geldiğini sor. dö bt. Cenabihak, spider © ayakla yeti: Budok hürkârm arkasın Meni aden Ve hünkâr kayığının dü - AMA ATA wen kumanda vere - Totasını tanzim eden «Bostancı kyn aarayının muhafazasına laa m kumandam olan zat idi. ağ batırımmalârın Mahi - #orusma derhal en cevat Psi en ve kudrehi- Bultanım! Bu uh ylardanberi karatılın. gü- ie tir takim Yaralı twtsak. endimizden merhamet di hünkür, bir Yâhza dur - ne türlü ir #ormmetn. Bunun üze- m pelen isahat verile « “eti hünkürm nederleri Murad nerdina senelik eiş. Mtmanı yereli, İle Nemeesanarı ta. en erinin matyeti ve hiz. « eleinin. mavitait an - m mea ak yhivetinin ise, letiim Mi Tağmen, bu kileve az «?İneir ve ransa - a letin tecehirini bekle - Kendine ee Pildirminerdi. Meri Miinp 120 BU maltma$ ve izahat bm aamlar bietinahetmar. de kide eekemia deni | Sa bit mahmeme atılma - eke or? İmaj Kn - AMİNE yas mahmesten erkam - Ra İmer Pide etmiyex © KAYIĞI seyrine de Mare a Bümün, n m X ayy ir, Zindandan tahlivemiz hakkın m atarı bazı mifafine N izdan birkmer, bizim den Sha m dee kaytmetli dan ve bizi ye mere htlrriyete ve belki de aziz va lpmeğ bulman bu eok sevineni Pateni AR evvel yetistirmek İçin bir. ? konun Mn ' Mai de müfder. diye haykırmışlar ve me > Mülde isteriz mütder San; sb0 Be Şok meverretii bir habere rd Ene bİr armalın vermek ge “e kendilerine 8 ne birer sey Arm, vutanda #verine Yemen. Anlat. emir ve Senden) Bu Haberin, tie, çar SevİnEK odin Ka irtatiecek g Precde hem iyi tik metin bir insandır. e Zamanlarını bile büyük vi Felâketi. ağn eti T metan, kaybetmeden ne WE tevekküne az — Zavallı, zavam Adamı Gözlerimden yanaklarıma, doğ, Rülüyor ve ben bunları Milmeğe alar dö. Samara. Tesssürtim o gan, e Yüzüm r va Ten sİzemek ei Yordu. Nahide Hanım be, e üm görünce eğilerek: alnmmdz m Ve İçli yavrucak! z nl ba Demek vaz yuş seni bu derese müteessir , ” en Demek biz zaman nefret eitli in adamı artık bir Parça seni > Ah evet: onu : Gok, çok aeviyorum, “e Ayn halit Mirediğini his - va ŞİR pirim kalktı ve bir — Rayli kızım, S5 Şimdi .. Sana Soba Yolıyacağım. Bük kalan Wuyamazan, Hem... Artık bugün gördüğün 18 ncı asırda İstanbula gelen Bohemyalı ron Wratislaw'ın hatıraları: 72 Türkçere çeviren: Süreyya Dilmen Bir casusun idamı , | Yazılarımı okuyanlar bu haberin aramız - /da tevlid estiği meserretin derecesini tasay- vur edemiyecekleri gibi ben de bunu tar - sifden âcizim... İşte bn sonsuz o meserretin itesiriledir ki, artık hiçbir şey düşünmiyerek, | &ilim gibi, elbise gibi, kap kacak gibi ve is- / pirtolu İçki gibi seyimz varsa (o hepsini bir j9nda müldeyi getirenler arasında takrim e- i diverdik, Çünkü sabahla beraber serbestimi- ,7i İnde edeceklerini yani bu menfur zindan- İml kapıp koyuvereceklerini (o sanıyor - kt. Fakat. ne yazık ne yazık ki bu zannımız da bizi —yüz kızartacak surette— aldıtmış bulunuyordu!. Zira, bizim hirletiyanlık di - yarında olduğumuz gibi. bu köttar ülkesin — de de, bir hükümdar herhangi bir kimseye berhangi bir iş 'çin bir vidde bulunur ve o adamın da hükümdar sarayında İyi bir doş- tu olmazsa, bu arada bazi armağanların «v1. nulmam İhmal ediliree muhakkak ki o ada- min haklı işi yürüetü kahr ve O unutulur!. İşte ayr! hal ve vaziystle biz zavallılar da karsılaşmıştık. Bütün yarımı. yoğumum sevineli bir müjde mukahilinde vermiş bulunmamısın mekisesi olarak tekrar açlığa, bazı Ibiliyacları temin edememek yüzünden her türü sıkın. tıya katlamak merburiyetinde kalmıştık. DÜ me kadar hic olmazsa altlarımızda birer ki- lim bulumurken simdi ister istemez çıplak yerlerde yatacak fdik!.. * İste bu sıralarda i4t ki, Galatada, bir ku. yumcu dükkânına sahib olan ve vaktile Berr ven Hofkireh'in ve daha birçok esirlerin zindanlardan cıkarılmasmda büyük hizmet- Teri sebkat etmiş bulunan bir Alman, tevkif , | edilerek İskenceve tâbi tutulmuş ve sonun - dn da, bir sabah tanyer! ağarırken çengele asılarak ceralandırılmıştı. Cünkü bu kuyumcunun yalnız işi ve gü. elle nörasr bir adam olmadığı anlaşımıs ve evinin araştırılmasında Avrupa İle muha - bereyi itiyad edindiğine ve elde ettiği önem- haberleri memleketine ulastırdığına dajr vesikalar elde editminti. Bu isle alâkadar olmalarından süphe edi. Ten daha birçok hiristiyan tacir de tevkif e. dilmiş ise de gerek tahkikat neticesinde ve serek Yinm olman Atmanm bü mevkufiar - dan her hangi birini bulaştıracak itiraflarda Mulummamssndan, bu tacirlerin o casusluk ile bir ilgileri olmadığına o hikmedilerek henel de tekrar tahliye edilminlerdir. Vallde Sultan, bn Alman kuyumenyu, yük. sek bir san'atkfir olmasından ve san'atile a- Yâkah her istenilen şeyi yapmağa muktedir değerli bir üstad bulunmasından dolayı, tu- tar ve onm her suretle himaye ederdi, ku - Yumcünun tevkit edildiğini duyar dtymaz, üstadın derhal sahıveritmesini emretmiş ie de Valide Sultanm emri yerine varmadan evvel, çok yazık ki, zavallı adam ( çengelde can vermiştir, Bedbaht san'atkâr, çok iyi bir adam ol - makla tanınmış, mühitince serlimiş olduğu Bibi, birçok hıristiyan esirlerinin de bürri - yetini temin kılmış bir zallı, Cenabıhakkın, De iyi adamın ruhumu seçkin yuhlar arasına vak'ayı, hattâ Cahidin evli olduğunu bile u- mutâu, Yalnız bunu o hatırlıyor ve felâketini metanetle kabul ediyor... Ben göz yaşlarile yıkanan yanağımı yaştı. Bü yatırırken o da odadan dışarı çıktı. De- mek, karşımda bir dağ gibi çetin duran a - İdamın gözlerinde vakit vakit dolaşan bulu - | tun arkasında gizlenen derd bu imiş! Demek aslı, nesli bilinmiyen serseri kadının biri o. nun dürüst ve namuslu hayatına sokularak Onu ezmiş, hirpalamış, onun sörvetinden is- Hfadeye kalkışmış! İ Bir dakika için o kadına karşı içimde vahşi İbir kin duydum: fakat sonradan onun bu - günkü zavallı halini düşünerek kalbimin in. ©6 bir telinin onun için sızladığını hisseder gibi oldum. Fakat beni ami üzen şey, Cahidin çektiği /kip: derin ıztırabdı. Ona o kadar acıyordum ki gözlerimden yaşlar boşanarak Allaha yal.- — Yarabbi! Onun yerine bana arab ver; izmirde lig maçları devam ediyor İzmir — Lig maçlarına dün de devam e- dildi. Öğleden sonra lik müsabaka Aleş ve Yamanlar birinel takımları arasmdu idi. Her iki takım da müzsvi bir oyundan sonra İkin- ci devrede de karpılıklı olarak yaptıkları bi- Ter golle deraber kaldılar. Bu müsabakadan sonra Üçok - Doğanspor karşılaşması yapıl. dı. Geçen hafta Altaya karşı muvaffakiyetli bir oyun çıkaran Doğanspor, bugünkü maç- ta, Üçokun karşısında alacağı netice merak. ; la bekleniyordu. Maamatin tahminler Do- Hanspor lehine ii. Maş başladığı zaman Üçok bu tahminleri sıtüst eden bir oyunla Doğanspor kalesini tasyike basladı ve bu a- rada bir iki fırsat ta elde etti, Oyun seri ve heyecanlı cereyan ediyordu. Her iki tarafın da gol çıkarmak için sartettikleri enerji or. taya zevkli bir oyun doğuruyordu. Devrenin sonlarına doğru Üçok Mazharın o yasıtasle| yaptığı golle birinel partiyi 1-0 lehine bitirdi. İkinel devrede Doğansportular vaziyeti te- Yâfi için oyna çok sıkı bir şekilde başladılar ve bir müddet Üçok kalesin! sıkıştırdılar, Pa- kat, muhaelmlerin ksle önünde anlasamama. ları yüzünden sayı çikarmağa muvaffak ola- madılar, buna mukabil arada sırada yaptığı hücumlarin datma gol vaziyetleri ihdas eden Üçoklular otuzuncu dakikadı Paruğun aya- Bile ikinci sayılarım da D. 8. kalesine sok- tular. Bundan sonra oyun biras sert cereyan et- mepe başladı ve hekem Doğansporlu bir 0. Bağ elle Hasan Halifeyi, #ol elle de Musa Meleği kuşaklarından tutarak iklaini birden birkaç defa havaya kaldırıp indirdi Bu onun günlük imanları di, derin derin nefes aldı; — Vallahi bu fıstıklıkta dedi. oh. mlak gihi hava... Sonra biraz düşündü. Hafızasında bir şey- ler toparismak İstediği belliydi, — Bre Husan... Yahya Efendi gitti mi? — Buradadır padişahım... — Hamamdan çıkınca yanıma gelsin... — Ferman padişahımın. — Nef'i efendi kalktı mı? — Kalktı padişahım... — Söyle o kıllı şaire, soyunup bizimle ha - mama gelsin... — Güllü Fulma ile saçlı Ramazan da 80 * yunsunlar,.. Bir de sabah faslı yapayım. Ferman padişahımın.. — Ferman efendimizin... — Kameriyeyi hazırladınız değli mi? — Evet efendimiz... — İyi olmuş. haydi gidelim... 'Tez olalım ki dağılmadan divana yetişelim... Murad geniş adımlarin fıstık ağaçları al - tında yürümeğe başladı. Musa ile Hasan iki iyi uyunurmuş.. yuncuyu kasten tekme atlıkından sahadan çıkardı ve maç ta 3-0 Üçokun golibiyetile ne. ticelendi. Kütahyada Kütahya — Kütahya bölgesi futbol birin. cilikleri müsahakaları dün başlamıştır. Ge-| dis giden Kütahya Genelerbirliği üstün bir oyunla müsabakayı 6-2 kazanmışlardır. Pikstür mmelbinee Tavşanlı Gençleryurdu e Tavşanhda karşılaşması takarrür etmiş olan Emet Gençlerbirliği Tavşanlıya din) gelmediğinden hükmen mağlih nddediimiş.| #ir. Bu suretle önümündeki Pazar güni Kö- tahya Gençlerbirli?i ie Tavşanı Geneler-| yurdu takımları Kölahyadı karşılaşacaklar. | dır. Bu maçı kazanan 22 Birmelteşrin Pazar; günü Uşakta Uşak Turan İdmanyurdu iie! karşılaşacaktır. Kayseride Kayseri — Bebrimiz bölge birimetikleri! maçları devam etmektedir. Dün Sümer sa-| hasında Sitmerspor le Demirspor Klüpleri! kazşılaşmışlar, maç 3-1 Simerin galibiyeti! e neticelenmistir. . a.«. Yeni tertib edilen alaturka ve serbest güreş müsabakaları Şehzadebaşındaki Bilsymaniye lokalinde bütün ramazan devam ctmek üzere alaturka ve serbest güreş müsabakaları tertibine ka. rar verilmiştir. Müsabakalarm ciddi ve pera kabahş olması için lâzım gelen tertibat #tn- mıştır. Bu müsabakalara Türkiyede bulunan bütün pehlivanlar (girebilecektir. o Suvolcu Mehmed pekliyan, miralay Dr. Hafız Besim ve Cemal müsabakaların teknik tarafını 4. dare edecekler, serbest güreşlerde, tanın güreşçimiz Balm hakemlik edetektir. Herhal- de ramazanda Şehsadebaşı ciddi tutuşmala- ra sahne olacak gibi gözüküyor. Galatasaray din gece Şişliyi 2 - 0 yendi Galatasarayla, Şişli arasındaki gece MAÇI Galatasaray birinci deyreyi Gündüzün yaptığı sayı le 1-0 galib olarak bitirdi. İkinci devrede Eşfak Galatasarayın ikinci Maç börlece Barıkırmızılıların Hasan getirmesini diletim. vene sayısını yapi. (Arkası var) an, Hükikater öyle ke — ni (Arkan var) "3.0 gelibiyetile sona erdi. Bonra bir kan hheamile kızardı. Ondan sonra Kalbi, hem de zim; Cahid sen onunla konuşmaktan #evk aldığı mey Ze? N: o artık acı çekmesin; onun için ben bütün İşkence ve ıztırablara katlanırım. Göz yaşlarım ona olan merbametimden dökülüyordu; fakat bir dakika oldu ki her seyi unutup kendimi düşündüm ve gi ğimün üstüne keskin bir bıçak saplandı. Birdenbire, o kadım, bir zamanlar Cahi- &ir çılgınca sevmiş olduğu kadını kıskan - dım. XIV Odamdan sncak ertesi gün geç vakit çıkıp aşağıya indim. Yirmi dört sast zarfında, bel- ki bölün ömrümce düşünmediğim kadar çok ve derin düşünmüş ve Cahidin hayatım in - ceden inceye tahlli etmiştim: İlk gençlik ateşine kapılarak sevdiği ka - 'dından as bir zaman sonra nefret ettiği mu- hakkaktı, Öyle olmasa, benimle Dörtler çit liğinde konuştuğu saman, mücevherlere ba — Bam kadınlar bu taş uğruna kendilerini satarlar ve hem kendilerini, bem 'de etrafındakilerin! ba yüzden bedbaht eder adım kadar arkasından geliyorlardı. Boğaz, ağaçların gövdeleri ve yapraklar arasından mavi çini parçaları gibi görünüyordu. Padişah iki göndesile arkasına dönüp yüz. lerine bükmadan konuşuyor, onlar da padi - şahın yüzünü görmeden cevab veriyorlardı: — Bre Husan. ben bugün Kaymakam kaydını gördürmek isterim... — &ir yer yüzünde Allahın gölgesisiniz. Sizden hatalı bir iş çıkmaz padişahım... — Bire Venedikliden üç yüz kese almış. ni- melim hakkı kahretsin mel'unü... Bütün ge- ce onunla uğraştım... Bre mel'un, bre nan - Hasan Halife padişaha bir şey söyliyecek oldu. Musa derhal kolunu dürttü ve hiç bir gey söylememesini işaret etti. Hasan Halife sustu. Murad: — Ne susarsın ve Hasan? Dedi. Genç Yeniçeri ağası: — Bisim gibi kul kölenin efendi işine aklı ermez padişahım... Siz her ne ki düşünürse- »ia, onda bir hikmeti İlâhiye vardır. Dedi. Bunun üzerine Murad birdenbire durdu ve arkaya dönerek gözlerim iki göz - desinin yüzüne dikti sonra: — Bre Musa, sen benim am oğumuğumsun... Hasan da benim Çir: ır, amma şimdi Yeniçeri ağam yapmışızdır. Devlet işinde rey sahibidir. Ne engel olursun sözüne! Bre Hasan, söyle, kaymakam paşa Balyüsten kese aldı m? Hasan Halife derhal yemin etti; — Vajlahi bilmem padişahım... Murad ellerini beline dayadı: — Bre ben nereden bilirim ya?! — Siz her şeyi bilir, görürsünüz padişahım, Murad kaşlarını çatı ve bağırmağa baş - — Bre ben padişahım bel. Bire ben ümme- 4 Muhammedi sizlere emane; etmişim bet... Hasan. Hasani.. Gözünü aç oğlum... Kajy- makam paşa mel'una Weneğikliden üç yüz Kese rüşvet almıştır Trablus gemileri işi için. Paşa keseleri Sultan Murada vermiştir diye kahvehanelerde söylenir. Padişah ta tebdil gidip kendi kulağile işitir. Bizim Yeniçeri beri yoktur... ağasının hal —. ir Demesdi. O gün Yasimin gözlerindeki vahşi atının manasını ancak şimdi solyabiliyo - rum. Zavalh adam, bu yüzden kim bilir ne ka- dar ıztırab çekti! Hattâ bugün de mes'ud ol. masınâ mâni olan gene bu kadın değil mi? Ona karşı olan vazifesini hakkile yapmak için başka bir kadınla evlenmek istemiyor. Muhakememin bu noktasında Refika Ha- nrmın hayali gözümün karşısına geldi ve Fahriye Hanımın oğlunu onuniz evlendir « mek arzusunda olduğunu açıkes gördüm. Şimdi artık etrafımda geçenlerin hepsini çok büyük bir vuzuhla anlıyordum. Evet, Refika Hanım bilhassa Cahide kendisini sevdirmek, onu mağlüb ederek nihayst Rus kadınından ayırmak için elinden gelen bütün mahareti Yazan: Reşad Ekrem Kadifeli Kahve |yüzünden hemen kanı çekilerek bembeyaz kesildi ve buz gibi bir ter boşandı. Murad yumuşadı: Hasan oğlum... Sen benim sevdiğimsin.. Benim çırağımsın.. Gözünü aç Hasan... Beni halk göründe kötülemek, beni ağam Sultan Osman gibi etmek İsterler.. Bre hırsızlar. bre haydudlar... Sultan Murada yaramadı değil mi?.. Hasan Halife tekrar padişahın ayaklarına kapandı: — Padişahım. ben ağalığa lâyık değilim. cürmüm büyüktür, Beni ya cellida ver, ce- zamı göreyim. ya affet, yanına al, hizme - tinde olayım.. Ağalık benim kârım değildir. Padişah: — Kalk. Kalk ta gözünü aç oğlum.. Seni cellâda ben deği, zen kendin verirsin. . Kul talfesini bana karşı ayaklandırmağa uğra - sırlar... Ayaklanırlarsa, seni püre pare eder- ler. Bana gelince, Hasan, bana Sultan Mu - rad derler... Ben kurdu ayıya, ayıyı aslana paralatır da aslana da yincir vururum!. Ve cevab beklemeden yürümeğe başladı. Yürürken yüksek sesle söyleniyordn: — Sultan Murad ayyaş... Sultan Murad kanlı... Sultan Murad gaddar. Sultan Murad oğlan, avrat oynatır. Sultan Murad tahtta kalıras devleti Âli Osman zeval bulur. Bre mel'unlar.. Bre nankörler... Bre bu devleti AN Osmant Sultan Murad kurtaracaktır... Bre zorbalar.. Başları korkusundan başımı yemek isterler... Bre bana Murad demişler. Be - nimle elense elmeğe gelmez. . Ben adamı pek çabuk kündeye zetiririm... Sultan Murad dilediği gibi eğlenecektir... Sultan Murad vetmiş devlete kendini saydırmasın! da, yet mis devletle cenkleşmesini de bilir. Dilediği gibi eğlenmek Sultan Muradın hakkıdır. Tekrar durdu ve arkaya döndü: — Bre Hasan serbetler hazır mı? Hazır padişntım.. — Bre Hasan 2027! — Hamr padişahım... — Bre Hazan eenei, Köçek? — Hanr padişahım... — Bre Hasan kuşlar? — Hazır padişa'ım... — Bre Yahya Efendi de sövunup hamama İgelsin... Nefi Efendiden başka Fasih Çelebi de gelsin... Bre Helvacı güzeli de gelsin... Bre Kuyumcu kızı Rabeka da gelsin... Bre bu s2. bah fashı mamur olsuni, KEMANİ OSMAN DEDENİN KAHVESİ Şehremini çarşısında keman! Osman De - denin kabvehanesi, yalnız semtinin değli, hemen bütün İstanbtlun en büyük, en meş- hür kahvehanelerinden biri idi. Bir adı da «Kadifeli Kahve» idi. Eski bir binm idi, İş - tanbula kahvenin ik geldiği zaman flk açı- lan kahvehanelerden olduğu söylenirdi. Bir. kaç defn kahve yasak olmus, kahvehaneler kapatılmış, halâ yıktırılmış, fakat «Kadi - £ell kahve» her nasılsa bir yıkıcı kazmadan kurtulmuştu. Şehremini çarşısında, Kim bilir kaç yıllık. kendisi koca bir kütük olmus, üstünde dal - larını yaydığı çardağın da direklerini eğrili. miş bir mavi salkımin altından geçilerek gi- rilen Kadifeli Katve, dört duvar ile bir çatı- dan ibaretti. Geniş, salkım altına bakan cephesi boydan boya eamekfn, bol ışıklı bir kahve 141. Tam ortasında bir küçücük havuz, havuzun göbeğinde de üç dört çanak bir fwkiye vardı. Kahvenin zemini taş döşeliyâi. danda,.. O salonun kapısında, Ber gün yeni bir elbise ile ve her gün ona yakın bir ta - wrla göründüğü zaman Cahidin gözlerinde ve dudaklarında beliren tebessümden onun da bu güzelliğe lâksyd kalmadığı anlaşıl - maz mı? Demek, bir gün Rus kadınından ayrılırsa, her bakımdan Kendisine yakın olan Refika Hammla evlenecekti. Fakat acaba ondan ay- rılacak mu? Vazife hisei wi, yoksa aşkı mi galib gelecek? Bu suallere cevab veremiyordum. İlenden yaşça çok böyük ve tecrübeli olan bu in « 'sanların başlarının ve kalblerinin içinden geçen şeyleri keşfetmek nasıl kabil olur? En iyisi mi, onları Fcudi hallerine birakmak ve birkaç aydanberi varlığımı kaplıyan garib ateşi, sazdete benziyen ümidi boğmak... Bu düşüncelerin tesiri altında bir parça #ükünet bulmağa çahşarak odamdan çıkıp aşağıya yemek odasına indiğim zaman, yü - züm oldukça sakin, iradem tam manasi)» ye- pe idi. Böyle olduu halde, odanm tenha sarfediyordu ve onun bu manevrasma Fub-| olması ve ev sahibierile misafirlerin gezme- riye Hanım da yardım ma m de gitmiş bulunmaları beni memnun etti, mes'ud etmek kaygusile, onu teş “İİ İendi odamın dışında da biraz evvelki ka - yordu. Refika Hanımın Cahidi sevdiği apaşikârdı. vaziyeti daha Onun da bu güzel kadının cazibesine Kapı) - mamasına imkân tassvvur edilemezdi, Esa - yarlarımı sağlamlaştırmak, cepheden görmek istiyordum. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: