22 Ekim 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

22 Ekim 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ya a AŞ ŞA ge ANN AA SON POSTA Birinciteşrin 22 Son muahedenin akisleri Yazan: Muhittin Birgen TT ürkiye ile İngiltere ve Fransa arasın. da akledilmiş olan son muahede dün. yada büyük bir akis yapı, Üç gündenberi he- men hemen bütün radyolar, bu muahedeyi gör bin ve şarkın bütün dillerine aynen tercüme ederek bütün dünyaya dağıttılar. Ayni za - manda, bütün dünya mafhuntı bu mushe., da ile meşgul oldu. Bu gazete neşriyatı ara. sında bütün milletlerin muahede hakkındaki fikirlerini ve duygularını gördük. Türk olarak şu noktayı çok ehemmiyetle ve hususi bir memnuniyetle kaydetmeliyiz ki, bu neşriyat, her şeyden evvel Türkiyeye karga! »bütün dünyada derin bir sempati ve takdire kârlik duygusu hâkim olduğunü gösleriyor. On beş senedenberi Türkiye etrafında tedri. *cen daha çicak bir surette teşekkül etmekte bulunduğunu birçok sebeblerle gördüğümüz "bu hava, dünyanm bugünkü perişanlığı için. de bir kere daha canlı bir tezahür yapmışlar, | Demek oluyor ki, yirminci senesini doldur « mak Üzere olan milli Türkiye tarihi, bu müd- 'det zarfında, dünya içinde mütemadiyen ye.! ni dostluklar kazanmakta deram etmiş ve nihayet bugünkü iyi şöhretlerin sahibi ol - muştur. İngiltere ve Pransa matbuatında yapılan hararetli neşriyat, bu iki memleket radyo - Yarında söylenen sözler, her İki memleketin başvekiileri tarafından muhtelif vesilelerle Türkiye hakkında izhar edilen yüksek duy - gular, diyelim ki, bitaraf tezahürler olarak sayılamaz. Fakat, bitaraf memleketler mat. buntı da Türkiye hakkında geye: sempatik neşriyat yapiyorlar, Türkiyenin bütün dün. yada manen çok !yi bir mevkii bulunduğunu göstermek için bundan daha iyi ve kuvvetli delile ihtiyaç yoktur. Bundan dolayı, ne ka. dar memnun olsak haklıyız * Dünyanın Türkiyeye karşı gösterdiği vuj "sempati sebebsiz değildir. Evvelki gür de söy- lediğimiz gibi, on muahedenin Türkiye ba. kımından yegâne manası, Türk valanının, emniyet ve selâmetini temiriden ibaret bu - Tunuyor. Bu muahedeyi imzalarken, Türkiye, kendisine karşı hiç kimseyi düşman olarak tayin etmiş olmadığı gibi kimseye karşı da) hiç bir düşmanlık duygusu beslemiyor. Bİz herhangi bir devletin aleyhinde herbangi bir teşebbüse girişmeği düşünmüyoruz. Yegfne istediğimiz şey, kimsenin de bize karşı her hangi bir düşmanlık emeli taşımamasıdır. Bu takdirde Türkiye, herkesle das” olur. Ak. si halde, Türkiye, kendisini tehdid edecek herhangi bir kuvvet karşısında evvelâ, ken-| di kuvvetlerine, sonra da (o müttefiklerinin kürvetlerine güvenerek harekete geçecek ve varlığını müdafaa edecektir. Bizim için mua. bedenin msnasi budur. Bizimle birlikte, ikinei ve hattâ üçüncü ta. raf olarak, bu muahedeye imza koymuş bu - lunan devletlere gelince, onlar İşin de mua- bedenin manası şudur: Avrupada sulhün ve, emniyetin müdafaası bakımından Türkiye - nin, muayyen şartlar dahilinde, yardımını) temin eylemek. Bu, onlara, bugünkü Avrupa nisamının ve © nizam: sulh icinde inkişa! et. Ürmenin imkânlarını kuvvetlendirecek bir yardım demektir. Şu var ki, Türkiye, bütün dünyanın dava - Yarına karşı kendisinde umumi alâka his- setmiyor ve bütün Avrupanın selâmet ve em. niyeti işlerinin tanzimi bahsinde kendisini birinci derecede vazifedar veya salâhiyettar tanımıyor. O, bu dünya veya Avrupa dava - sına, ancak emniyet ve selâmetinin sartlari içinde bakıyor ve bu noktada da İn. giltere ve Fransa hükümetlerile müttefik bu- Munuyor. Türkiye, bu siyasete bütün maddi ve ma - nevi kuvvetlerini koymuştar. Çünkü, bu si. mamen elele yürümeğe ahdetmistir. Bizce, son muahedenin bütün dünysda hu. sule getirmiş olduğu bu güzel aklaler, bu teş- rih ettiğimiz manaların ve hedeflerin yök- sek, necib ve temiz olduğu kadar açık, vazıh ve samimi surette tesbit ve ilân odümiş bu. lunmasının eseridir. kib ettiği siyasetin haklı, yükyek, acık ve s4. miml olduğunu ifade etmekle kalmıyor. Tür - kiyenin dürüst, faziletli, medeni ve samimi iki Pariste kurulan yeni Polonya hükü - Menfaatini düşünmiyen aptal, kendi menfaatini başkası- nun zararında gören delidir. İyi kaptan idars ettiği vapuru binbir kaya arasından çarp- madan geçirebilendir. SÖZ ARASINDA Hitler göğüs Zırhı mı kullanıyor »| Hergün iz receksin! ... ği kususi bir otomo Londrada çıkan Daily Express gaze- tesi, Her Hitler'in bu resmini neşretmiş|p;, ve: «Alman devlet reisinin kaputunun al- tındaki dört köşemsi Okabartıya dikkat ettiniz mi?. Bu bir göğüs zırhıdır, ve Hitler'in de bunu kullandığını isbat et - mektediri, diye yazmıştır. San'atkâr bir ya çocuğu vardır. Oğ dırlar. PA Gözüme mi gireceksin? Bektaşi, Ramazün ajanı kendi gör“ meden oruç tutmamayı aklına koy » birikintisinin içine aksetmiş olan ayı görür görmez, hiddetle bağırmış: — Yok daha neler, gözüme mi gi e —— 4 İtalyanın yeni Zondra sefiri İtalyanm yeni Lon dra sefiri Sinyor.Giu seppe Bastianini'nin Halifaks'ın gönderdi- bil le Londraya var- oğlan olmak üzere 4 anlar 15 ve 7, kızlar | da 14 ve 2 yaşında - | Sefir, biraz tutukça olmakla be « raber güzel ingilizce İngilterenin en Meshur yedi kedisi bir fıkra | i j i E EYER 1 vatanperveri konuşmaktadır. Tan lerini Ifa ederler. jer” elm Sanli Frankonun 70 senelik Meşhur Polonyalı piyanist ve vatan -| kadar, ve Lisbon, A- i lân severi eski cümhurreislerinden Paderefs-| tina dahil olmak üze mar p 1 sefirliklerde bulun muştur. Orta boylu metine gönderdiği bir mektubda; «Muazzam, fakat bedbaht ülkemize hizmet için sizinle can ve gönülden teş- riki mesaiye hazırım!» temiz ve itinalı gi yinmektedir. Konu ileti daha bulunuyor. Bu netice, Türkiyeye şu sırada bütün dünyadan umumi teveccüh inikişafını, daha fazla bir sükün ve kalb hu.| zuru işinde bekliyebiliriz. Muhittin Bisgen İSTER INAN, Bir arkadaşımız anlattı: — «İzzet biraz evvel Sıvastan telefon etti. İlk trenle Erza- ruma gittikten sora Sıvasa dönmüş, vagon fabrikasının açıl- ma töreninde bulunduktan sonra bu akşam gene trenle İstan- bula hareket edecekmiş. Foto Cemal de beraber, diyorsun. Bu birkaç cümle benim için neyi ifade eder biliyor musun? — Söyliyeyim: Tam 23 sene evvel beş kamyonluk bir nak- mekte de ayni matbuat ve ayni ağızlar müt. tefiktirler. Senelerdenberi mılli müdafaa uğ- runda yaptığımız fedakârlıklar, Türk mille. #inin dünyaca malfm olan askeri meziyetle. rine İlâve edildiği zaman, Türkiyenin, bittabi kendi ölçüsü içinde, ne kadar kuvvetli bir memleket olacağını göstermeğe kütldir. Dün- len hayırlı bir neticesi olmaştar. Bu nin istihsal! için Mil! Şefimizin ne kadar liye müfrezesinin kusrandanı olarak Ulukışlada bulunuyor - dum. Geceydi, şiddetli bir kar fırtınası vardı. Yardan ziya- de kara gömülü mahruti bir çadırın içinde yatmağa hazırla- nıyordum ki nöbetçi içeri girdi. Nokta kumandanı sizi isti- İsli, yarı karanlık, basık tavanlı bir oda, ve küçük petrol lâmbasının ışığı ile ancak aydınlanan küçük bir masanın ge- risinde bir gölge, kısa bir emir: Sabahleyin 20 ton cepane ile «Zarü» ya gideceksin. Ertesi gün kamyonların haftalık mu- tad tamir ve temizlenme günü idi. Fakat tamir ve temizlenme geri kalabilir, cephede taarruz var ve ordu bu 20 ton cepa- neyi bekliyor. Alaca karanlıkta hareket ediyoruz. Kar fırtınası el'an de- İSTER İSTER İNAN, re birçok yerlerde dur. Esmerdir ve çok şurken pırıl piril par yaset çok tabil bir hakkın müslafaası alya -İ getirmek gibi büyük bir de fayda temin et -| byan iri kahverengi wetidir. Bu müdafaa İşinde Türkiyenin kat-İmiştir. Bu yeni müdafaa Alebinin bize getir .| gözleri vardır. Bas - Ianabileceği fedakârlıkların hududu yoktur.İdiği kuvveti, kendi kuyvetlerimize de ilâve e-|tiamini Roma üzeri « Bu ruh içinde, İngiltere ve Fransa ile ta -İdince, Avrupada cereyan eder hâdiselerinİne yürüyüşe iştirak etmiş, 1921 den 1924 e İSTER — a da, ilk defa olarak Varşovaya sefir ola- muktedir diplomatlarından biri sayıları İNANMA! | yamda. Bütün ufuk bembeyaz çarşaf altında dümdüz, yalnız yol kenarlarını sezerek müşkülâtla ilerliyoruz. Beş kilometre 10,15, 20, 30 kilometre, Ah bir on, on beş kilometreyi daha ya- pabilsek Niğdeyi bulacağız Fakat yapabilecek miyiz? Bir- den ilk kamyon durdu, Öbürleri de arka arkaya dizildiler. Gö- rememezlikten hendeğe sapmışız. Kazma kürek fırlıyoruz. Fakat kurtulmak kabil değil, Niğdeden bir amele taburu ge- Jineiye kadar burada # gün kar içinde kalacağız. Nihayet Niğ- deyi, Kayserivi, Sıvası da bulduk. Fakat kaç günde bilir mi - at 14 gün sürdü, 20 ton cepaneyi orada araba ko- ik. Ondan sonra kaç günde cepheye ulaştığını Yuna devre! Allah bilir. İzzet ile Cemal İstanbuldan Erzuruma iki günde gittiler. İki günde de geri gelecekler, diyorsunuz. Bunun İfade ettiği mânayı siz tamamen anlıvamazsınız. Büyük Harbi o cephede geçirmiş olen bizim nesle sormah.. Arkadaşımızın tamamen hakkı vardır. Bu sadece bir demiryolu değil, memleket için bir can damarıdır, Fakat tek damar yetişmez, ne kadar kıy- metli olursa olsun bu moför devrinde kâfi değildir. Azami süratle bir asfalt yol ile tamamlanmasının kat'i bir zaruret olduğuna biz inanıyoruz. Fakat en okuyucu sen: iNANMA! rınm peşine muntazam bir sıra halinde takılır, ve nehir boyuna giderek vazife - General Franko kabinesine bildirdiği Sözün kısası Yeni muahedemiz E Ekrsm Talu G eçen Perşembe günü Ankarada Hariciye Vekâletinde İmzalanan Türk - İngiliz - Fransız muahedesini ales iâde bir muahede telâkki etmek hakika- te tarmamile tevafuk eden bir kanaat s6- yılamaz. Bunda, her şeyden önce, on yedi yıl « lık bir kıdemi olan dürüst politikamızın ve sulh idealine samimi o bağlılığımızız yer! ve çok kıymetli bir başarısını gör - meliyiz. | Sonra da, metnini dikkatle okuyup, İbunun herhangi bir tecavüze, bir fütu- hat emeline matuf bir hazırlık ifade et- mekten uzak bulunduğunu idrak ve tak« dir etmeliyiz, Filhakika yeni muahedenin hususiye» ti onun sarih ve yüksek bir sulh ve em- niyet vesikası olmasıdır. Ve bu sebeble” dir ki, onun akid ve imza eğilmiş olma“ İsında yalnız Türk, İngiliz ve Fransız efe kârı umumiyesi değil, fakat Yakınşark ve Balkunlar, ve hattâ bunlarla beraber? sulhe susamış ve sulhü bizim gibi ideal edinmiş bütün milletler âti için umi emniyet ve müsalemeti tarsin eyleyi: bir mahiyet görmüşlerdir. Muhterem Başvekilimizin millet kür- süsünde teyid eylemiş oldukları gibi «Akdenizde bütün alâkadar devletlerin birbirlerine karşı eraniyet içinde bulu” nâruk ve bu denizi müşterek bir vatan sayarak, onun nimetlerinden müsavaten müstefid olmalarını daima temenni ey- lemiş olan Türkiye» bu defa imzalanan munhede için, diğef &kld taraflarla âydanberidir, en dostane bir hava içinde böyle uzamış olması taraflardan herhangi birinin suiniyetin. den ve tarllilünden ileri gelmedi. Ancak kararlaştırılan metinde, sulhperverane duygu ve niyetlerimizi en vazıh surette ifade edecek formül arandı, Ve nihayef işte Perşembe günü hepimizin sevinçle karşıladığımız tarif vesika kat'i şeklini fktisab ederek imzalandı ve flân edildi, Bu münasebetle dostlarımızın devlet, memleket ve milletimiz hakkındaki ha- yırhahane beyanatı üzerinde de durma mız gerektir. İngiltere parlimentösunda bu mes'ud bâdiseyi İngiliz millet vekil» lerine tebşir eden Mister Çemberlayn'ia? «Milleti akkında çok büyük hürmet, ve meriyetleri ve seciyesi hakkında hayran» hk ve takdir bizleri beslediğimiz bir memleketle «ıkı ve samimi münasebetler rimizi temhir eylemiş olduğumuzu öğ - renmenin Meclis için büyük bir memnü- niyeti muelb olacağını ümid ediyorum.» sözlerile buna karşılık, muhalefet lider- marufturlar. Bu hayvanlar balık tut -İlerinden Mister Harris'in de inkılâbimı tıslayarak mükemmel çoban köpeği vazi-|list Türkiye ile onun zimamdarlarının beynelmilel kıymet, şöhret ve kuvvetle- rine vüksek bir delil dahadır. Yeni muahedemizin sade onu akde - denler Için değil bütün barış idealini gü- den beşeriyet İcin de ayni derecede kut- hu olması dileriz.” eğ ene Si Lee Almanların Polonyada uğradıkları zayiat verilen malümata göre Polonya harbinde Al manların insanca ve malmmece (bilhassi motörlü vasıtalar) uğradıkları zaylat, Alman — Telograf gazetesi. nin Berlin muhabiri yazıyor: «Yeni bir Polonya» Sidas edil 7erilen haberler İyi haber alan ns dale Li kader da milli faşist fırkasının üç sene | Bastianini, Mussolini'nin en çok itimad) iellerinde tezzib edilmektedir. umumi kâtibiiğini yapmıştır. 34 yaşın - ettiği devlet adamlarındandır. seesmreeemesseme same sarsemsane san ssssamnessmenssenrensmsares TAKVİM .—

Bu sayıdan diğer sayfalar: