26 Ekim 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

26 Ekim 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün Von Ribbenirop'un Nutku Yazan: Muhittin Birgen #mdiki halde muharebe, havada et hir (1) der Âleminde cereyan ediyor. Eiç değiise harbin en şiddetli şeklini bu nevi muharebelerde görüyoruz Bu bartin, asil sahnesi de bizim kafalarımızdır. Zavallı ka. falarımız! Radyonun birini açıp, diğerini ka- parken, ber dakika başka bir istikametten gelen müthiş bir bombardımanın hücumuna uğrıyan, insan denilen düşünen mahlükön kafası o hale geldi ki, şimdiye kadar tarih- te geçirmiş hiç bir istihkam bu kadar delik deşik olmamıştır diyebiliriz! Evvelki skşamdanberi böyle bir bombar - dıman da Alman radyoları tarafından yapı. iyor. Von Ribbentrapun irad ettiği bir nu. Kuk, bitün dillere terelme edilerek, bütün Alman istasyonları tarafından yirmi dört saatienberi arzın her köşesine gönderiliyor. İngiltere ile Almanya arasında harb varsa, bu iki büyük memleket neden karşı karşıya geçip bütün kuvvetlerle dövüşmek yerine, barb sahnesi olarak bizim kafalarımızı ter. cih ediyorlar? 839 harbinin karskter iübarile diğerltrin- den ne kadar farklı olduğunu anlamak için, bu suali böylece kaydettikten sonra, Von Ribbeniropun son nutku ile bizde uyanan in. tibaa geçelim. * Von Ribbentropun nutkunu harbin siyasi #daresi bakımından yeni bir şey getirecek bir hâdise olarak bekliyenler, nutku dinledikten #onra, meraklarının tatmin edilmemiş oldu.! Bunu görmekten başka bir şey yapmış değil. Yerdir. Çünkü nutukta asan itibarile hiç bir yeni şey yoktur. Almanya hariciye nazırının hararetli ve kuvvetli bir dille söylediği sözlerden mutlaka bir netice çıkarmak icab ederse iki nokta Ü- zerinde durabiliriz: Evvelâ, nutuk bir sulh nutku değildir. Her Deo kadar harb içinde yapılan her hareketin gayesi sulh ise de bu nutkum bu gay ile böyle bir alâkadan daha yakın bir münase. giyade bir harb nutku diyebiliriz. Baniyen, nutkun en karakteristik tarafı, bilhasın İngiltere aleyhinde yapılmış siyasi bir taarruz mutlu olmasıdır. Yühakika, Almanya nazırinın nutkunum A smdan Z sine kadar her tarafı İngiltereye karşı yapılmış hücumlarla do - Hudur. İngilterenin gerek yer yüzündeki si - yasi faaliyetini, gerek Almanya ile olan mi. nasebetlerindeki hareketlerini, umumi! hat. Jarile, Alman görüşüne tevfikan mütalea e - den nazır, mütemadiyen bu sİyasefe karşi tanrruzlar yapmıştır. Siyaset İşlerinde One mutlak bir hak, ne de mutlak bir hakikat yoktur. Bunun için, herkes herkesi kolayda tenkid edebilir ve her siyaset, her siyaset a- leyhine #öyliyecek söz ve irad edecek deli bulmakta güçlük çekmez, Bundan dolayı Von Ribbenisop da mebsul kelimelerle ve ken. disince kuvvetli gördüğü kelimelerle, bol bel, İngütereye hücum etemletir. Nutkun bu ruhunu kaydederken şunu da Dive etmeği unutmıyalım: Almanya, Fran - sayı kendisine düşman tanımamakta ısrar 6. diyor. Binden gelse, Fransanın Alman hat- ları üzerine attığı her gülleyi ve kurşunu toplayıp, posta vamtasile ve eyanlışlık'a bi - sm topraklarımıza düşmüştür. o kaydile Fransaya iade wlecek! Alman hariciye nazırı bu nutkunda da bu noktaya fevkalâde dik . kat etmiş, Fransa İçin kabil olduğu kadar dost kelimeler kullanmış, İngiltereye teveo- efih ettiği zaman da ağır kelimeler kullan - makta her hangi bir saygıyı hesaba alma » mıştır. * Şu iki intba böylece kaydettikten sonra bundan çıkarılacak hülâsa da şu olur: Bu mutkun sulh ile al#kası, o gayeya var- mak üzere Alman bakımından yapılan pro. paganda hamlesi olmaktan ibarettir. Yoksa, yakın bir zamanda müsbet neticeler vermesi mümkün bir sulh hareketine yardım edecek unsurları bu nutukta aramıya imkân yoktur. Denebilir ki, Almanya hariciye nazırının bu nutku, Führerin son nutkunrlan sonra mu- hafamasına çalışılan ümidlerden çok uzak - laşılmış olduğunu göstermekten başka bir manayi haiz değildir. Bu nutkun tetkikinden sonra bizde hâsil olan en kuvvetli Intıba şudur ki Almanya, Pransayı mümkün olduğu kadar, kendi taar. Yuz plAnlarının harleinde tutmıyn enlışarak, bütün kuvvetle karşı mücadelede devam edecektir. Bu mücadelede vasıtaları ve plânları nelerden fbaret olduğunu bilmek kendisine aidâtr. Muvaffak olur mu, olmaz mı? Bunu da bize vukuat gösterecektir. Bi - rim şimdilik vazih olarak gördüğümüz gey, sulh ihtimallerinden uzaklaştığımız ve Al. manya ile İngiltere arasındaki husümet ha. hhdiselerinden | İ Bir erkek kendi sırrından ziyade başkasınınkini muhafa- za eder, kadın ise bilâkis köhdi sırrının fedakâr bir bekçisi, başkasının sırrının ise mükemmel bir tellâlıdır. ÖN POSTA ön cali Bir İngiliz çavuşunun Fedakârlığı mai İngiliz gazeteleri bir İngiliz çavuşu - Rün fedakârlığını yaza yaza bitiremi - başa alev kaplayan bir tiyatro binasına girerek beş itfaiye neferini kurtarmıştır. Fakat bunu yaparken de, kumandanı - nm: — Girme, tehlikelidir!.. diye ( verdiği emri dinlememiştir. Almanlar bir Çek #nuyarecisini arıyorlar! Alman askeri makamatı, Almanya a - leyhine şiddetli propaganda yapmakta olan Novak adında bir Çek tayyarecisini aramaktadırlar. Bu adam en meşhur Çek tayyarecilerinden biridir. Propagandayı Çek halkı nezdinde yapmaktadır. Onu derdest edene, yahud bulunduğu yeri gös- terene 200,000 rayhşmark verileceği İlân edilmiştir. landığı için hastaneye tır. İSTER İN Bir arkadaşımız anlattı: — Borcumuz?. — Seksen kuruş!, İSTER 4, yorlar. Blackipcol'de tutuşan ve baştan-|reti karşısında miişterilerin birdenbire dağı. /kunu koruyan bu usul müşterilerin şikâyetle. üre ( Hergün bir fıkra Akıl hastaları Akıl hastalıkları hastanesinin baş - hekimi, bir doktor dostunu hastanede dolaştırıyordu. Bir oda kapısı açtı, İ- çerde, demir parmaklıklarla birbirin- den ayrılmış iki hücre vardı. Hücre - lerden birinde bir adam sekin halde oturuyordu; başhekim izahat verdi: in sakin oturan bu adamın nişanlım kendini terkedip başka biri- Te evlenmiştir. Bu yüzden müvazene - sinde hafif bir bozukluk var. İyi ola- : cağı muhakkaktır, Başhekim diğer hücreyi gösterdi. Hücredeki adamın her halinden az- gın bir deli olduğu anlaşılıyordu: — Ötekinin nişanlısını elinden alıp evlenen işte budur. İyi olacağını zan- netmiyoruz. iz e kle ea Paris lokantalarında Yeni bir usul Muhtemel tayyare hücumları dolayısile Parlain büyük lokanta, garino ve kahvelerin- de yeni bir usul tatbik edilmeğe başlanmış. tar. Ani surette yapılacak olan tehlike işa. | lncaklarını ve bu yözden yemek, içki ve kah- ve parslarmın tahsil edilsmiyeceğini nazarı dikkate alan bu müesseseler, her serviste) müşteriden peşinen, para simak wsvlünü HE. #ihaza başlamıslardır. Lokantacılann buku. rini müelb olmuştur. Arka arkaya para taleb edilmesi onları İz'aç etmektedir. | Büyür bir lokanta da fiş usulünü ihdas eylemiştir. Müşteriler kasadan dikleri pa, ra mukabilinde fiş almaktadırlar. Her yemek yedikçe yahud İçki kullandıkça bu fislerden vermektedirler. Canavar ruhlu bir adam Jakı, «Geçen gün Çırçıra gittim. Yanımda 10 litre kadar su alan bir damacanacık ile iki binlik götürmüştüm. sihhi olmıyan bir şekilde, alelâde kovalara doldurylan su - yun, midemde yaratacağı şifakâr tesirleri tahayyül ederek bay memura kapları uzattım. Doldurdu. aramızda şöyle bir muhavere cereyan etti: INAN, Bu usul ancak zengin müşterileri memnun İ etmiştir. İstanbulda bira içme şampiyonu Şampiyon yalnız ve dalma Amerikalı. larda olmaz. İstenbulda da tanıdıkları arasında Ün salmış bir şampiyon bulun - ve muhitindekileri hayretten hay- rete sevketmektedir. Bu şampiyon Kâmll| Herhangi bir bava hücumuna karşı Özgener isminde bir makine ustasıdır ve| tedbir almıp da Londradan çıkarılan|bir oturuşta elli üç şişe bira içmektedir. çocuklardan biri, muvakkat bir zaman| Geçenlerde bir kır ziyafetine çağınlan için gönderildiği bir evin erkeği tarafın-İyay Kâmil, burada tam elli üç şişe bira dan kırbaçla dövüldüğü, saatlerce bir ki-İ içmiş, misafirlerin lerde hapsedildiği ve 22 yerinden yara - yaşlı rum garsonu da bu hale şaşarak: kaldırılmıştır. hizmetlerini gören — Vallah bayım, 40 yıl garsonluk ede- Adam, iki ay hapse mahküm edilmiş, ka-İ rim. Nice içenler gördüm, senin gibisine rısı: «Ben böyle canavar bir insanla artık | rastlamadım. Biz seni sedye ile götürece- otüramam!; diye kendisinden âyrılmış-İğiz sanıyorduk, oysa ki sen, kılını bile oynatmadan yürüyorsun!» demiştir. AN, İSTER — Aman efendim. dört bir tarafı kaynak dolu olan bir şehirde bu kadarcık Hiç de ve ondan sonra dâ | ruşu verdim ve bir LŞ'TE Rİ & İki kişinin bildiğini üçüncü de duyar & — (EWile bir levhayı: göstererek) okuyunuz bayım. Memurun gösterdiği levhayı okudum. Bu levhada pazar- İk yapmanın memnu olduğu yazılı idi. Çaresiz seksen ku - istenirken diğer tarafta (yiyecek - giyecek) ihtikâr yapılıyor, diyc koparılan feryadların haksızlığını düştne düşüne oradan ayrıldım, Derdini dökmek mecburiyetini mi duyuyorsun, dinleyici olarak erkek dostunu seç. Sırrının muhafaza edilmesinden büsbütün emin olmak mı istiyorsun, kendi kendine söylen.. İngiliz bahriyelilerinin Boyunlarındaki telefon Bu bahriye neferinin (boynuna bir kobra yılanının dolandığını sanmayınız. Bu, harb gemilerinde top endaht talimle- rinde, İngiliz neferlerinin kumanda alip vermek için kullandıkları müazzam bir telefondur. Meşhur sinema rejisörü Pabst Almanyaya döndü Paristeki sinema ve tiyatro mahfelleri hayret içinde kalmışlardır. Son seneler içinde Pranaada yerleşmiş ©. Jan Alman sinema rejisör ve prodüktörlerin. den Pabet Fransanın en mühim fim prodük. siyonunun başlıca Amil olmuştu. Onun derin görgüsünden istifade eden Pranmz kumpan. yaları çok güzel eserler vücude getirmişlerdir. Bu yüzden Fransa hükümeti geçen sene ona en büyük Pranmz nişanı olan «Lejyon do. nör» Ü vermişti, Harb başladığı siralardn bile Pariste otu. racağını ve Fransada flim çerirmeğe devam edeceğin! bildiren Pabst geçen hafta Al. İ manya dönmüştür. En çok serdiği Fransiz arkadaşlarına yaz. dığı mektublarda her şeye rağmen vatanına bağı olduğunu söylemiştir. INANMA! suya seksen kuruş çok değil mi? taraftan birkaç bardak suya 80 kuruş maddelerinde NANMAL l Sözün kısası Aferin Eminönü ş Halkevine! 7.6 #1. lâm Kuma, E. Ekrem Tal azetelerde okudum: Eminönü Halke. vi Yeşildirekte bir «Kimsesizler Yur- dur âçiyormuş. Halkevlerimizin, ber husustaki faaliyet ve başarılarını içten kopan beyecanlı bir se - vinç ile takib eden bu sülunun nâçiz muhar. | Tİrİ, bu haberi pek büyük bir meserretle kar- şıladım. İnkılâb hamlelerinin müretteb ve nâzımı bulunan muhlerem Partimizin himayesindeki Halkevlerinin, prusramlarında en büyük ye. ri sosyal yardım işlerine ayırması çoğumu. sun candan dileğidir. Uzun Ihmal ve harb senelerinin hazin İzle. rini, Atatürkün yaratıcı ve imar edici kud - sıyan mübarek yurdumuzda, hayatta şöyle böyle tutunabilmek için hemcinslerinin ol wzatmasına muhtaç ne çok İnsanlar var. Ferdi yardım bunların derdlerins, tabii « dir ki deva olamaz; olsa da bu devanın te « siri muvakkattir. Elemi bir an için, ve son. çi daha şiddetle duyurmak üzere teskin er. Devletin, bir iki büyük şehirde kurup ida. re ettiği şefkat müesseseleri, bahsettiğim gas riblerden hangi birinin yarasna merhem ol. sun? Diğer taraftan (Kimlay) da elinden geleni Jana dâhiyanesine rağmen hâlâ bağrında ta. yaparak birçok tırabları dindirdiği halde her tarafa yetişememektedir ve bun » da mazurdur. Şu halde, Halkevleri gibi, Türk vatanının hemen ber bucağında şubeler! olan bir te « göokkülün, sade sosyal ve kültürel faaliyetle iktila etmiyersk bu kabli Iştlmal yardim iş. lerini de, devlete, Kızlaya ve belediyelere yardımcı bir unsur olarak ele almasi tak - dirle, minnetle karşılanacak bir vâksadır. Eminönü Halkevi, ötedenberi, emsalinin &- rasında şuurlu, programlı ve faydah çalış. malarile temayüz etmiştir. Kıymetli bir mes. lek arkadaşımız olan onun başkanı Agâh Sırı Levendin geceli gündüzlü çalışmasile şimdiye kadar Hv, Türk neşriyat âlemine özlü «erler kazandırmıştı. Şimdi de İstanbulun kimsesiz, garib hem. gerilerine barmacak, iwınacak ve aç mi. delerinin vecilarına son verecek bir yurd kazandırıyor, Aferin, Eminfnü Halkerinel Onun şu te. şebbüsü, inşallah diğer Evlere de örnek olur da, aziz yurdumuzda eksikliği çok hissedilen içtimai yasdım hâreketine sab eden hizm verildiğini görürüz. * Ceyhan dispanser shhat memuru Bay Ahmed Arsevene — Mektubunuzu aldım. Ve daha evvel ayni mevmda bir yazı yazmış bu. lunduğum için, Dahse avdet etmeyi zald gö- rüyorum. Aleyhine yapılan hücumiar Fikre « tin hatırasına ve şöhretine zerre kadar ha - ki getirmez. Hassasiyetinizi tebell ederim, E. Elem Talu Dolmabahçe izdiham hâdisesinin muhakemesi bayramdan sonraya bırakıldı İrmit (Hususi) — Dolmabahçedeki I- dibam hâdisesinin muhakemesine dün mitte başlanacaktı. Fakat bazı noksanlar İyüzünden davaya bayramdan sonra ba * jkılmasına karar verilmiştir. Giresunda fındık piyasası canlandı Giresun 25 (A.A.) — Fındık piyasa“ sında son gürlerde görülen durgunluk ve fiat düşüklüğü karşısında kooperatifler birliğinin dün borsaya satıcılar tarafın - dar. arzedilmiş olan iç ve kabuklu bütün fındıkları mübayaa etmek suretile yaptim &ı müdahale piyasayı derhal canlandır » mış ve fındık fiatlarını yükseltmiştir, *

Bu sayıdan diğer sayfalar: