22 Aralık 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

22 Aralık 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> Birincikânun SON POSTA | Askerlik Bahisleri | Leh ordusu neden b u kadar çabuk yenild ve mahvedildi ? Yazan: Emekli general H. Emir Erkilet L eh ordusu kıymet ve âyarında bir ordunun üç haftalık bir Mbs yenilmesi ve yok edilmesi hâ- desin tarihle eşi yoktur. Lehistan- ÜÇ haftada mehvedilen yalnız ordu aş, onunla bersber koca bir dev- Yücudü de yeryüzünden silinm yk milleti esir olmuştur. Almanya- bi, aydan okuyacak ve hatta taarruzu * düşünecek kadar kendinde kuvvet ie Polonya nasıl oldu da Üç hafta de müstakil bir devlet ve hür bir Bu * olarak yaşamaktan geri &aldı? keş eksiz tarihi büyük hailenin se- Mini arayıp bütün esas ve tefer - hay ile bulmak ve korunma terti- M ona göre yapmak ve icab ederse Yade yaratmak tecavüze maruz ka- heç cek her millet ve devlet için şüp. 2 farzdır. hıç 'Yla Danimarkalı bir yarbeym bu *el3 hakkındaki tetkiklerinin bülâ- Mile çıkarabildikleri neticeleri bil- im. Bahsi neticelendirmek için a de Danimarkalı General Stevns 4 du babda bir Danimarka gün - hak, Sazetesinde çıkan tetkikinden tüy, derek kendi mütalealarımızı da edeceğiz. » Almanya son senelerde An barblerden doğru neticeler çıkar. “lonya ile diğer memleketler ise Üy dersler almışlardır...» diyor ve ne ediyor: «İspanya iç harbinden 8 en kudretli askerler bile muba - “rabası ile motörlü kıt'aların iflâs yeşlein söyliyerek mutad piyade By” Dıhlı piyade teşkili meyil ve ar le, vü terkedilmesini tavsiye etti- May, AYRİ zamanda kıt'aları motör ve Mey, p Teştirmeyi çok ileri götürme »- i Tüzumunu müdafaa ettiler.» İç , “Markalı generale göre İspanya Yürg binde motörleştirilmiş kıt'aların ki, Yü? süratlerinin diğer kıtaların - Miyay >zaran ancak pek a7 farkettiğin! İ Li lerle gösterenler ve dolayısile “dag © motörleştirmenin ancak mah- e, kalması iemb ettiğine hükmeden- bsk, uştur. Bunlar arasmda Polonya Kap andanlığı da vardır. Onun son -*y he çıkardığı fikir şudur: Or - Bim, lâtınde asıl ehemmiyet vollara “Bi, “lmiyan kıf'alara o verilmelidir. «8 İse piyade ve slvaridir. İşte Po 2 Nın piyade ve süvariye ekemmi - Ye, gerek moförlü hava ve yer kuv- di ikinci dereceye bırakması andır, k.,, “eral, mütalenlarında şu netice - iy, maktadır: Bu, bir hata idi. Po. İş, #rdusu kütle halinde kullanılmış Adı, kuvvetlerinin yakından ve adım hapy Ardımını görmüş, cesaret ve me- Va İdare edilmiş motörlü kıtalar b dap, mağlâb edilmiştir. Alman Ve İdaresi yeni bir tâbiye kullan- ya asarlamış ve bundan her ne bek kiş amamile almıştır. Polonya se bi eski usulde bir harb beklemiş düzenleri eski harb usulüne Pus ve fakat hiç beklemediği Mik, *diği bir harb karşısında kala - & Taki ve metodlarını değiştirmeğe Var, ve imkân bulamamıştır. İşte İl, SRlöbiyetini fevkalâde büyüten ğ Miri, b budur, «Polonya harbini | a, a, etecede kazanan, motörlü t evrağı Yardım gören Alman hava © Sky ör. Gerçi bu hüküm, şimdilik Rt, ,vissle dayanmaktadır; fakat Mi üstün olan devlete te. eteğini âşikâr göstermekte - dan az, arana İlâsma i Ve big k“ Mhra muharrir «eğer Po - bir hava kuvvetile hava Malik olsaydı Alman yıl ! urun için, dün İsveçli bir kurmay Her askeri düşündüren üç sual I — Tayyare ve zırhlı mu- harebe arabalarına ns derece ehemmiyet ver- me'i? 2 — Düşmanla tayyare ve fi zırhlı muharebe araba- || sında taadul temin olu- || namazsa ne yapmalı? 3 — Zırhlı arabalara karşı yalnız kıtalarda tank | müdafaa tüfek ve top- ları bulundurmak kâfi | midir? | T Cevahbları bu yazıda dırım harbine mâni olabilir miydi?» sualini sorarak gene kendisi «evet, şüp hesizle cevabını veriyor. Bu münase - betle şunu da ilâve ediyor: «Leh hava kuvvetleri ve Leh hava müdafaa top. çusu harbin bidayetinde olduğundan en az beş misli daha kuvvetli olmalıy- dı. Diğer cihetten, Lehistanda, Leh u- çak filosunun ve uçak müdafaa topçu- sunun kuvvet ve vasıflarman o fazla takdir edilmiş olduklarına da şüphe yoktur. İspanya harbinde uçak müda. faa topçusunun elde ettiği iyi neticeler Polonyada haksız bir nikbinlik uyan - dırmıştır. Orada, İspanyada olduğu. - nun ayni bir bava harbi olacağı, o yani uçakların başhca (o vatife olarak ağır topçunun atışım havadan tanzim ile uğraşacağı bekleniyordu; fakat haki- kâtte vâki olan tamamile başka olmuş. tu» Miiharririn Polonya harbinden çı - kardığı son netice şöyledir: «Polonya- nın harb plânı Alman taarruzunun sü- ratini, vuruş kudretini olduğundan da. ha az tahmin etmiştir. Ordunün bilhas- sa müteharrik kısımları, süvari, hakkın daki Leh nazariyeleri kuvvetli Alman hava ordusu ve Alman zırhlı kıt'adarı- nın imhe edici kudreti karşısında iflâs ettiler. Motörlü ve makineli kıt'aların yollara bağlı oldukları hakkındaki İs- panya tecrihbeleri sıfıra müncer oldu. lar. Leh ordusunun sevk ve idaresi ha- | | | ! ! | ! | mını bozmağa ve uçma alanlarını da bombalarla delikdeşik ederek uçula - maz bir hale getirmeğe muvaffak ol muşlardı. Ayni zamanda gerilerdeki askeri fabrikaların, mühimmat depo- larının, demiryolların, köprülerin ve ilâb.. m tahribi de başlamıştı. Bunun- la beraber hududlara yayılmış olan Leh ordularının geniş cephelerini şu- butada delerek içerilere cür'et- fuz eden Alman zırhlı ve motörlü kıt'alarının Leh mukavemet gruplarını dalma iki oenahlarından kavrıyarak sarmaları ve onlara bir an bile nefes al dırmamaları, Almanlara tarihte örne- ği olmıyan seri ve kat'i bir zafer temin etmiştir. Polonyanım kuvvetli Alman uçak fi- olara ve ezici zırhlı ve moförlü kuv etlerine karşı koyamamasının ve bin- İnetice kendini bu kadar seri bir mağ- lübiyotten kurtaramamasının sebebi onun kâfi bir hava kuvvetile kava mü dafaasma, keza kâfi zırhlı ve motörlü kuvve'lerle zırh müdafaa silâhlarına malik olmamasıdır. O zannetti ki has - mn hava kuvvetleri ne kadar faik ve kudreli olursa olsun szl*k olan Leh av- cı wesklarile hava müdafaa topcusu on ları defe kâfi gelebilecektir. Kezalik hasmın zırhlı muharebe ( airabalarile meo'örlü kıtaları ne kadar fazla olursa olen bir taraftan yolsuzluk ve diğer cihetten mavi mahruk ihtiyseı yüzün den onların vapabilecekleri iş o kader geniş ve ezici olrmvacak ve nihevet bunlar sırh müdafaa silâh ve topları karsısında hareketsiz kalacaklardır. Bi kis Teh <üvarileri her arazide hare. ket edehildikten başka benzine de muh *ac olmadıkları icin büyük bir hareket serbestisi ve istiklâline malik olacak- Tar ve bu hassaları sayesinde Leh or - dusunun censhlarını muhafaza edebil- âlleten başka bizzat hasmın, censh ve ger'lerini tehdid edebileceklerdir. Ve iste hiltün bu faraziye ve nazariyeler ta#bikatta tamamileters çıktıkları i - çin Leh ordusu pek az zamanda pe - ibret slmncak derslerle doludur. An - cak iki hesımdan hangi tarafın uçağı ve zırhlı harb arabası çok ise harbde onun muhakkak galib geleceği gibi ne- ticeler çıkarmak (o yalnız hatalı değil ayni zamanda feci ve meş'um dahi o - labilir. v İspanyada uçakla tankın ve umumi- yetle motörün Lehistanda olduğu gi- bi seri ve kabi neticeler elde edeme- mesinin sebebi, İspanyanın sarp dâğ- lık olmasıdır. İspanya dahili harbinde va müdafaa silâhlarınn kıymetlerini fazla takdir etmiştir. Seferberlik de hem geç oldu ve hem de politika !cab- Terile, ancrk kısım kımm yapılabilmiş- tir» General Stewns son hüküm olarak şunları söylüyor: «Zaten mevcud olan Alman (o tefevvüku, ordunun çök iyi sevk ve idaresi ve bizzat ordunun son Büyük Harbdeki ayni şayanı hayret sertliği, ayni tasarı enerjiyi ve avni cesaret ve şecaati göstörmesile bir kat daha artmıstır.» İskandinav devletlerinin bazı aske. rf muharrirlerinin Polonya harbi hak- kınnkt mölâhaza ve hükümlerini bu suretle görmüş olduk, bunların müş - terek noktalarını toplayıp hülâsa e - dersek şu neticeyi elde ederiz: Polon. ya ordusunu az zamanda bozup yok eden, Alman hava filolarının ve zırhı ve motörlü krtalarının müttehid, me- haretli ve cür'etli sevk ve fdaresidir. Alman uçak filoları harbin daha ilk günlerinde, kütle halinde yaptıkları taarruzlarla, Leh uçaklarını muhafaza sız alanlarda bastırarak büyük bir kıs- motörlü vasıtalarla yapılan bütün ta- arruzlarda, düzlük yerlerde uçak ve motör daima nisbi kudret ve sürat üs- tünlüğü göstermiş ve fakat arazi sarp- Vaştıkça onların süratlerinden ve taar- ruz kudretlerinden beklenen faydalar da tabietile mahdudleşmıştır. Polon - yanın düz ovalarında herşey uçağın İaarruzuna açık ve zırhlı ve motörlü kıt'aların geniş ölçülerde hareket o ve nüfuzlarına müsa'ddi. İspanyada tabi- atile böyle olamazdı. Hakikat olan şudur ki, bugün ordu. lar k, zırhlı muharebe arabası ve motörlü nakil ve cer vasıtslerile kâfi ölçülerde teçhiz edilmekten geri kala- mazler. Bunlar memleketin vüs'at, ser vet, nüfus ve bilhassa arazi tabiatlerile ütenasib bir surette temin ve teda - edilmiş ve harbin devamınca ge - rek malzeme ve gerek personelce ekmelleri emniyet altına alınmış ol - mak lâzımdır. Bu esasları ihmal mem İeketin müdafaa ve varlıklarını ihmal demektir. Ancak melhuz bir hasma kar şı uçak, zırhlı. harb arabası ve motörlü (Devamı 8 inci sayfada) TAKVİM BAHSİ evsimi, dyı, günü, güneşin doğduğu saati, ayın tutulduğu dakikayı bize bildiren takvimler de yanlışmış. Tevekkeli değil, hiçbirimizin günü gününe, saati saatine uymuyor. — Bu takvimleri düzeltmek lâzım mı? — Elzem! Diyecekler bulunacaktır. Fakat ben pek bu fikirde değilim. Çünkü birçok| mahzurlarını aklıma getiriyorum. ; Şimdiye kadar yanlış takvim yapan- lar. doğrusunu yapmayı bilselerdi, el. bette yaparlardı. Onlar doğru takvim yapamazlarsa, ve yanlış takvimler ortadan kaldırılırsa büsbütün takvim» siz kalacağız. Kış mevsiminde olduğu-! muz zaman, yazdayız zannedeceğiz. İlkbaharı sonb#har, sonbaharı ilkba - har adiedeceğiz. Ve iş büsbütün çatal- Jasucak. (Söz aramızda İstanbul havası tsk- vimlerimiz bulunduğu halde bizlere bu yanlışlıkları birçok defalar yaptırı- yor, yal) Takvimlerin yanlış olduğunun ga - zetelere yazılmasına, herkesin bu ha - kikati öğrenmesine gelince bir bakıma fena görünüyor. Şair: «İnan Halâk ezeli bir şifadır aldan- Demiş. Takvimlerin doğru olduğu - na İnanıp gidiyorduk. Şimdi inanmı - vacağız. Fakat şu da var ki bazı nok- talarda işimize varıyacak; bilhassa zü- Bürdlere, züğürdlüklerini yâr ve ağ - yardan saklamek fırsatını verecek: — Yahu kış geldi hâlâ soba kurma - mıssmız.. Odun, kömür de almadınız /mı?.. Sunli karşısınna kalarlar: — Ne yapalım, birkaç lira artırama dık ki, bir soba tedarik edelim. Biraz odun, kömür alalım- Diyemezler, Kkızarırlar, bovunlarını bükerlerdi. | Bunları biliyo Japonyada pişmiş patates satışı Japonlar, pata- tesi yemiş gibi yemekten çok hoş lanırlar. Bilhassa çocuklar buna ba yılırlar. Sokak - larda pişmiş pa - tates satan sey - İyar patatescilere rastgelinir. Çocuklar İetrefına toplanır, aldıkları patetesleri zevkle yerler. bozarırlar; Boşuna üzülen bir Oğuyucum İstanbuldan M. B. rümuzile bana ya- zılan mektubun kısım kısır bülâsasını yapayım 1 — Genç bir erkek genç bir kızla reddediyor. Zaman geçiyor. Erkek, tahsilini bitirmiş, hayata atılmıştır. Bir başka genç kıza talib oluyor. Söz ke - siliyor, evleneceklerdir. 2 — Bu arada genç erkeğin evvelden tanıdığı ve sevdiği genç kız, genç er - keğin bulunduğu şehre geliyor. Genç erkek bu genç kızı görmiye gidiyor. Görüşüyerlar.. ve bilâhare de kısa bir müddet “mektublaşıyorlar. Bu kısa müddet mektublaama her ikisinin mmektulla birbirlerine artık birbirle - rile muhabereden vazgeçmelerinin doğ ru olduğunu izah etmelerile neticele » niyor. 3 — Genç erkek asıl nişanlısile evle- niyor ve mes'ud bir hayat yaşıyorlar. Bir de çocukları oluyor. Okuyucum diyor ki — Benim tahsilim az, o kızın tahsili benden fazla, benden de güzelmiş ko- cam scaba bep onu mu düşünür? Kısım kısım hülâsa ettiğim mektuba kısım kısım cevab vereceğim. Şimdiden sonra gayet kolay cevab verebilirler: — Canım efendim, takvime aldan « dık. Bizim takvim Haziran ayını gös - teriyor. Karakışta, açık renk kostüm giyip sokağa çıkanla: Zürafanın düşkünü, beyaz giyer kış günü! Diyerek eğlenirlerdi. Bundan böyle, eğlenemiyecekler de; — Takvimi yanlış! Diyip geçecekler. Yazlık kostüm yaptıramıyan tak - vim yanlışlığını bahane edip sokağa kışlıkla çıkacak, kolları, göğsü çıplak gezmekten hoşlanan kadın kış da gelse, gene eyni tarzda gezecek: — Takvime göre giyiniyorum. Diyecek, gerdan kırıp çıplak kolla - rım teşhir edecek. Hele borcu olup da, ödemek niye - tinde olmıyanlar için bundan iyi şey olmaz; alacaklı kapıya geldiği zaman: — Aman birader, diyecek sen de çok acele ettin: Borcumun vâdesine daha bir ay var. — Bir ay mı, ne diyorsun. Vâdesi gel di de geçti bile. — Bak aksiliğe, takvim yanlış ola - cak. Her ne ise, kabahat benim değil sen bir ay sonra bir uğrayıver. Yirmi yaşmda olduğunu iddia eden rkjlık kadınlara da gün doğacak! — Tam yirmi yaşımdayım! Dedikleri zaman: — Aman nasıl olur. Benim bildiğim siz kırk vaşındasmız. Tarzında bir söz işitirlerse kahkaha ile gülecekler: — Sizin takvimleriniz yanlış ola - cak! Hulâsa; takvim yanlışlığı birçokla « rının İşlerine yarıyacak. Cİamet Alufiri rmu idiniz? | Frensanın ihtiyar a Fransanın en ih tiyar ağacı Tru - #ais ormanındaki bir çam ağacıy - dı, boyu 26 met - re, gövdesi altı SN metre elli santim AR gelirdi. On birinci Lüj zamanın kr ğaçları dan kak mıştı 1932 de yıkılmıştır. Şimdi Fran- sada en ihtiyar ağaçlar, inkılâbın ilk senelerinden kalma birkaç ıhlamur - dan ibarettir. 1 — Bir genç erkek bir genç kizla a- Tâkadar olabilir. Onu istiyebilir, red » dedilirse; kısmetini başka yerde arar, bu gayet tabii bir şeydir ve nitekim böyle olmuş, 2 — Genç erkeğin tekrar onu ara - ması henüz tamamile unutmamış ol « duğuna delildir. Aralarında kısa za « man süren bir münasebet peyda ettik» lerine, bu münasebet her ikişinin de rızalarile kesildiğine göre demek olu » yor ki, anlaşamıyacaklarını ikinci biz tecrübeden sonra bir kere daha anla - miş olmalarıdır. 3 — Genç erkek nişanlısına dönmüş, evlenmişler, çocukları olmuş. Demek ölüyor ki her şey bitmiş, mazi tama « mile kapanmıştır. Okuyucumun sualine şu cevabı ve - receğim: — Tahsili çök insan, evlilik haya » tında tahsili az olana tercih edilseydi, herkes karısından daha talısilli olam- na ranstgelince karısından #yrı'mak, o nunla evlenmek isterdi ki; böyle şey olmaz. Güzellik te aynidir, Karisın - dan güzelini gören erkek karısını ih - mal edip o güzeli mi düşünür? Okuyucum da kocasının artık es - kiyi düşünmediğine emin yaşıyabilir. Kendini boşuna üzmesin. TEYZE

Bu sayıdan diğer sayfalar: