29 Aralık 1939 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

29 Aralık 1939 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 Birincikânın SON POSTA Fransız kültürü ve İürk münevverleri ucuz kitab tedarik edememektir. Yazan: Fransa ile dostluk münasebetlerimiz, Kânuni Süleymanla Birinci Fransuva Amanında kurulmuş ise de Fransız kültürü bize, daha doğrusu bizim kül - ümüze ancak on (dokuzuncu asrın Yaşlarında tesir etmeğe başlamıştır, di. Yebiliriz. Bu tesirin ilk izleri 1839 sıra- da görünür. Tanzimatın büyükle - Yİ Fransız kültürüne imtisal etmek is - işler, ve bizi orta çağ müessesele - n azçok kurtarma yollarını gra - Bışlardır. Pransızlar sanırlar ki Türkiyede Pransız kültürünün kaynakları kongre. #ahist okullardır. Halbuki frerlerin ve lerin idare ettikleri bu okullara he çocukları, meşrutiyete kadar he- Mn hiç devam etmemişlerdir. Bizim nsz kültürüne yanaşan adamları - Kâzım Nami Duru Miz otoridaktörler, Fransızcayı, diye -)içtimaf ve fikri hayatına az çok üşina Diliniz ki, kendi kendine ( öğrenmişler)oluyorlardı. ondan katta çok iyi tercümeler yap- Fransızlar, gerek meşrutiyetimizde,İr lar veya Fransız eserlerini Türkçe. | gerekse Türk Cümhuriyetile başlıyan adapte etmişlerdir. £ Ahmed Vefik|Türk inkılâblarında kendi kültürleri - inn eserleri bu adaptasyonun, za -İnin tesirini görüyorlar. Pek de aldan - Mana göre en muvaffak eserleridir. |Mıyorlar; yalnız bizim inkılâblarımız! Türk okullarında, hele askeri okul -Jonlarınkilerin taklidi değildir; bunla - arda okutulan Fransızca bize kongre -İrm milli birer hususiyetleri ve orijina- İst okulların yapamadığı | hizmeti|üteleri vardır. Yabmıştı. o Fransızcadan yararlanan) Büyük Harb Türk - Fransız dostlu. Türklerin yüzde doksan dokuzu Türk |ğvna büyük bir darbe indirdi. Bunun - anından yetişti. kemere ie harb via bile biz, fran ki, garb kültürünü biz, dışa-|:"2aY!. okullarımı rovmadık: ona Msn gelme bir tesirle değil, kendi ar.|beT vekitki değerini vermekten geri M ve irademizle benimsemeğe çalış -|117ALK. Mütarekede Fransız işgal Mi bulunuyoruz. Halkta bir uyanıklık |<uvvetleri bizi çok hırpaladı, ralli iz - lamış, kendi ruhi “temayöllerini zeti nefsimizi darbeledi. Gene onlara Mansız kültürüne yakın bularak, onu)” kültürlerine karş kin duymadık. aa ile işletmek istemiştir. Sal -) Yaklarımızı onlara birer birer teslim dar, ettirdik ve dostluğumuzu tekrar dirfit. ttan hiz Kay, Sevinin Tanrimmiln önce elin, Diyebiliriz ki bu yokdeki bütün gayretler hemen bizim tarafımızdan gösterildi, Türk - Fransız dostluğu ye - bi bir hayat ile görünmeğe başladı. Bütün gayretlerimize, bütün istekle. rimize rağmen Fransız dili ve Fr: z ri» hatta Büyük 1914 Harbine ka. Fenerli tercümanlardan istifade yağ biliyoruz. Hariciye işlerimizde ti rlilerden (yararlandığımız halde, 4" işlerimizde otoridakt, yani ken- Fransiz kültürü ile yetişmiş Türk münevverlerinin en büyük derdi Fransız kültürünü yayma işi ile uğraşanların bunu nazarı dikkate almaları lâzımdır. Kâzım Nami Duru â, hdi yetiştiren Türk unsurlardan yorduk. nsız kültürünün memleketimizde kültürü yavaş yavaş bizdeki yerini kay betmeğe vüz tutmuş görünüyor. Okul. Jarımızda Fransız line ve kültürüne #7 Mlnasında kongreganistlerin bir hiz u, , Şeşmediyse, başka yoldm Fran - İsi olmsmış mıdır Olmuştur ve Yet gene eski verini vermekte devam edi Alliance Française denilen cemi. Sing Prmaştar. Bu cemiyetin Fransa dı. » bilhassa şark memleketlerinde - ma beleri, yerli unsurlardan istifade keş kle beraber, açtıkları kütübhane - agi “kuyuculara temin ettikleri ki - Ra vazifesine başladı A arla Fransız dilini ve kültürünü akta büyük hizmetleri olmuştur. tu, Diyetin asil adi Societe,de VAlli- iy, Française Pour la diffusion de Ja ay rançaise'dir. (Bu cemiyeti, AL. Ney, İsraelite cemiyeti ile karıştırma. hd i *r.) Meşrutiyetten © önce ben de ikte bu cemiyetin mahalli şube - Bı a alınmıştım. Vo lan başka Fransada bir de, Mis. Ye Slave Française adında bir cemi ağ ki bu da,. kongrezanistlerin Yang, memleketlerde — haklı olarak Öy, g'tıkları şüpheye karşı, din kay- UN kg si gaye gözetmeksizin Fran - Seiniy türünün yayılmasına çalışır. Bu Mey Selânikte erkeklere © mahsus Ku *» kızlara mahsus da bir orta o - » Bu lisenin o yetistirdiği Yekiyeeoeleri arasmda bugün İletısad alay, inin elektrifikasyon sefi Ab - in, Mamdiy! ve İstanbul Üniversi - id sö Fekültesi jeoloji müderrisi b fi, zİ tanırım. vi 4 Akif İyidoğan Sivas (Hususi) — Valimiz Muhtar Ak- manın Giresun valiliğine tayin edilme - si üzerine açık kalan bu vazifeye de ev- velce çök kısa bir zaman şehrimiz veli ğinde bulunan Kars valisi Akif İyldo- dili bize pek munis , gelirdi; 2 Bahriye a direği İngilizce yal eng) rektebinde — okutulurdu-İhalk kütlesi tarafından karşılanmış, va - Me tüşdiyeden itibaren okul| zifesine başlamıştır. Genç ve kuvuetli biz Pane nl yer âlan Fransızca, bi-İ idare adamı olarak © taninan ve dürüst ayopg Azltürile iyiden iyiye fatinas| çaışmalarile memleket imar. ve kü yanlar, edeb; > s70adan mütercem FO) hareketlerini hızlı bir inkişafa kavuştur. Yk kim, bi tefrikalarımızın en bü -| makla kendisine çok iyi bir yer ayırmış Aslay teşkil ediyordu. olan valimizin tekrar Sivasa tayini mu- Yerini a okuyamıyanlar, tercü -İhitte çok büyük bir memnuniyetle kar - Sivas valisi || | ğan tayin edilerek gelmiş, istasyonda da-| ire müdürleri, memurlar ve büyük bir! lay kurumu da çok büyük bir varlıkla yor, ister istemez, Fransız) şılanmıştır. j i i j messaesemanenree0 fakat Alliance (o Française de, ıçalse de bu zeva landırmak için yapmıyor. Dostluk siyasi sa- | or ve ürel saha, bizim ar zumuza rağmen, boşaliyor, boşalıyor. Halbuki 2 Fransız kültüründen ni değiliz. Onunla b Sonra. fransı istinasımız vâr. ü, gene dünyanın en rinden biridir. Fransız e - dehiyatı, en akli ve insani yüksek bir edebiyattır. Fransızlar, ilim ve fen sa- hasında da çök ileridirler. Binaenaleyh #ronsızcadan ve Fransız kültüründen buzün de, yarın da pek çok istifade e. devilir Türkçemiz'n fikirleri ifadedeki kud: arttıvsa —hiç çekinmeden sövlive- — bunu fransızcava borçluyuz. Ondan yaptığımız tercümeler bizi veni *hamlar bulmağa, yeni ifade tarz «| yaratma'a sevketti. Elbette. bun - İlar büyük kazançtırlar. Binaenalevh bizim fransızca ve Fran ürüne hâlâ vermekte olduğu - muz büyük mevki, Fransız kültüra » damlarmı alâkasız bırakmamalıdır. On lar Türklerdeki bu derin alâkayı tak - İdir etmeli ve onu tatmin edecek yolla- zı aramalıdırlar. i Halbuki ne görüyoruz Türkiyede bütün Fransiz neşriyatı bir Fransız kü tübhanesinin inhisarı altındadır. Tica. İret kasdiyle işliyen bir müessese, kül - tür yayımı bahsinde elbette alâkalı ola. maz. Biz, Fransız eserlerini en ucuz 0 Yarak tedarik etmek yollarını arasak da bulamayız. İste bunu düşünmek biz - den zivade Fransız kültürünü yayma işile uğraşan Fransızlara düşer. Benim; sibi hemen bütün bilgisini Fransız di -| line ve Fransiz kültürüne borçlu olan| adamlar için, mümkün olduğu kadar ucuz k'lab tedarik edememek ne bü» vük bir mahrumiyettir! Kâzim Nami Duru Sivasta Parti işleri Sivas (Hususi) — Sivas ve çevresi Cümhuriyet Halk Partisi işleri mü. kemmel ve ran » dımanlı bir saha- da kuvvetli ham Jeler o yapmakta ve yıldan yıla bü yük inkişaflarla Ekseriyetle s1 - Sayfa 5 en onun adını daha çocukken # duymuştum, derlerdi ki: — Kul ne vakit sikışırsa o yetişir! Umumi Harb senelerinde asker olan, zelzelesi felâketzedelerine yardım eden 0 cepheye giden ve dönen akrabamdan | idi. Kırşehir zelzelesi, evleri yıktığı an - duymuştum: — O yetişmeseydi, halimiz harabdı. İstiklâl harbi senelerinde, Anadoluda çalışanlara en evvel yardıma koşan ge-| ne o olmuştu. Bütün cephelerde o vardı.| Hastalananın yanında idi. Yaralananı o| tedavi ediyordu. İstik'âl harbini kazanıyorduk. Mağ - lüblar son kozlarını oynıyacaklardı, yur- dun bıraktıkları en güzel parçalarına kundak sokmuşlardı. Bizim Anadolu ya- rıyordu. Çoluk çocuk, ihtiyar, kadın 2- çıkta kalmak felâketile karşı karşıya idi- e Miknatıslı balık cak denizlerde yaşıyan Remora ismi verilen bir nevi bal'k var - dır ki; balık av- rı bu balığı kara larmın svda köpek kullandıkları tarzlarda kul- r. Bu balığın büyük bir başı var dir. Başının etrafında öyle cihazlar bulunur ki dokunan balık yapışıp ka- ır. Balıkçılar, evvelâ Remorayı avlar- lar ve kuyruğuna ip bağlayıp onu de- nize bırakırlar. Böylelikle başının et - rafina toplanan balıkları da avlarlar. * Panama kanalından geçemiyan gemi Panama kanalından geçmiyen ve veçmiyecek olan yegâne gemi, İngi - lizlerin Nelson harb gemisidir. Çün - kü bu gemi o kadar geniş inşa edilmiş- tir ki, Panama kanalından geçmeye te- şebbüs edecek olsa iki taraftan ancak altmışar santim bir yer kalacaktır ki, en hafif bir dümen hareketi geminin kanala çarpmasını intaç edecektir. ... vE Isırgandan korunma çaresi Elleriniz ısırgana değdiği zaman ısır ganı yakalayıp avucunuz içinde ezme- niz, ısırganın sizi daha az rahafsız et - mesini intaç eder. Çünkü böylece ısır- ganın gâyet küçük ve cilde girmesi ko lay iğnelerini mahvetmiş olursunuz. ae, Ananas kabuğundan ipek yapılıyor Afrika sahillerinde yetişen ananas - ların kabuklarından çıkan lifleri sun'i ipek yapmak için kullanırlar. Ananas kabuğu lifinden yapılmış sun'i ipek, hakiki ipeğe en yakın olanıdır. vatandaşın lâyık olduğu mevkii vermekle, 808 - yal ve siyasal haklarını meden! bir çerçeve içe » risinde kendisi - ne tanıttırmaktadır. £ Mıntakamızın Cümhuriyet Halk Partisi müfettişi Kars meb'usu Zihni Orhan vilâyet ve küza parti işlerini gözden geçirmiş, ya. pılması gereken işler üzerinde alâka. Jarları tenvir ederek kuvvetli direk- tifler vermiştir. Bu suretle parti işleri dahâ esaslı bir şekilde organize edil- miş bulunmaktadır. Sivas Kızılay cemiyetinin çalışmaları Sivas (Hususi) — Şehrimizde Kizil Zihni Orhan çalışmasına devam etmektedir. Kuru. imın başında bulunan Nümüne hasta- nesinin kulak. burun mütehassısı Etem Yetkiner artan çalışmaların başında yer almaktadır. Kurum Dikilide zelzele felâkerine uğrayan vatandaşlara bir yardım olmak üzere halktan 1200 Ira temin etmiş bulunmaktadır. ler. O gene yetişti. O onlara çadır kur - du, sicak çorba içirdi. Onu daha sonra da gördük, Torbalı da o: — Ben sizi barındırırım! Diye orada göründü. Hele son zelzele #elâketinde, yüzlerce binlerce felâketze- de onu karşılarında gördüler: — Size yardıma geldim, neniz eksik, ben tamam)lıyayım! Dedi, Çünkü o, kul ne vakit sikışırsa yetişen Hızırdı. * Onun daha başka bir adı var: Kı - zı'ay. Demet AL dür | Bunları biliyor mu idiniz? | Hiçbir şey kaybediliyor ! Bugün kullan - dığımız madeni eşyadan pek çoğu doğudan doğru- ya istihsal edil - miş madenlerden imal edilmez. Me- selâ traş bıçakları ekseriyetle, eskimiş vapurların zırhlarından yapılır. Evler de kullanılan bakraç kabilinden made- nt eşya, eski vapurların kazanlarından çıkmıştır. Bir kimya kaidesini bu vesi- le ile tekrarlıyabiliriz. «Tablatte birşey kaybolmaz, birşey yaratılmaz.» * Altı yüz lira eden kürdan Birinci Şarl'ın ufak bir altın mah - faza içindeki kürdanı İngilterede bi - zin paramızla 600 liraya satılmıştır. Hakiki kıymeti 5 liradan fazla olmıyan bu kürdan Birinci Şarl tarafından i - damı esnasında, gardiyana bırakılmış- ir. X İstiridyelere matem Japonyanın Mikimatu şehrinde 20 senede inci avlamak için öldürülmüş 400 milyon istiridyenin hatırasına hür meten bir merasim yapılmıştır. Mera- simde 10 binden fazla insan hazır bu - Tunmuşlardır. * En çok okunmuş kitah'ar Dünyada en çok okunmuş kitabların birincisi «Robenson Kruzoes dir. Gü- liver'in seyahati» ikinci gelir. Üçün - cü «Kaybolmuş Cennet tir. Her üçü nün de muharrirleri İngilizlerdir. * Helim gazı Balon doldurmaya en müsald gw 'Heltum gazidir. Hafif olmakla berabet bu gaz kimyahanelerde elde edilmez doğrudan doğruya tabiidir ve teksans ta istihsal edilir. ORkuyucularıma Cevablarım İskenderunda bay «İ.H.» ye: Gözünüze ilişen kızların yalnız ailevi vaziyetlerini (o anlatmışsınız, şahısları hakkında mektubunuzda tek kelime dahi yok. Fikir edineme- dim. Yalnız şanu söyliyeyim: — Maddi vaziyeti gözden çok uzak tutmamak şartile gönlünüzün sesin) dinleyiniz. * Bir sokak tanışması «Deimi okuyucularınızdan» kay- dından sonra imza yahud inisiyal âtmayı unutmuş olan genç kıza; Sokakta başlıyan münasebet s0 - kakta biter, tanışmayı daha ileriye gölürmemiş olmanız lehinize kay - dedilecek bir noktadır. ” Sid istiyen diğer gence gelince: Siması hoşunuza gitmemiş olabilir Fakat sevilen mutlaka güzel değildir, sevgiyi de munlazam yüzden ziyade mânevi güzellik verir. Size lâkayd kalan belki Apollon kadar güzel bir delikanlıya sizi bir yuvanın sahiM yapmak istiyen. hattâ çirkin erkeği elbette tercih etmelisiniz. * Bir İzmit hikâyesi Bay «Üs ye: — Mektubunuz bana gelen bütün diğerleri gibi mahrem olmasaydı hi- kâye sütununu idare eden arkadaşa yollardım, mensür şiir olarak kulla- nırdı, benim düşünceme gelince: Sizi teselliye muhtac görmüyorum. Kaçırılmış Grsatlarda da kendilerine mahsus acı bir lezzet vardır. Bir böş- kasını bulursunuz. TEYZE

Bu sayıdan diğer sayfalar: