19 Ocak 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

19 Ocak 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 Sayfa «Son Posta» nın zabıta romanı: 57 EHIRL Bu cehennemi yarışın sonunda cehen- nemi bir sürprizle idermiş. Otomobilin içinde iki vardı. Daha doğrusu canlı bir insanla bir cesed... Necdet ve tam alnının ortasında ' bir tabanca kurşununun deliği bulunan, sakallı, pijamalı bir ihtiyar... Hayatımdâ pek çok korkunç ve feci öâhneler gördüm. Fakat bana bunun kâ- dar dehşet veren bir büşkasını hatırlamı- yorum. Cesed Cerrahpaşa hastanesinden kaçırılan Hüsnü beyin cesedi idi. | Onun yanında, direksiyonun bulun- duğu tarafta Necdet başı arkaya devril - miş, yığılıp kalmıştı. Yüzü yeşile bakan sarı renkte idi. Kapalı gözlerinin etrafı mor halkalarla çevrilmişti, Ağzının bir tarafından çenesine doğru sicim inceli - ğinde kan akıyordu, Radvan Sadullah: — Baygın! dedi. Allah vere de yarası ağır olmasa! | Biz sanki hareket kabiliyetini kaybet-| miştik. Çenelerimiz kısılmış, öylece kala- kalmıştık. Rıdvan Sadüllah otomobilin basamağına sıçradı, içeri uzanarak Nec - deti ihtimamia tuttu. Delikanlı gözlerini araladı. Kanlı du- dakları zehir gibi bir tebessümle bürün - dü, işitilir işitilmez bir sesle mırıldandı: — Katil benim! Rıdvan Sadullah oralı olmadı. Sanki bu bir itiraf değil de «bugün hava pek gü - zel!» demek kabilinden söylenip söylen- karşılaşmamız mu- İ kişi | İ GÖLGE “Katil benim!',, keme kabiliyetinin ihanetlerine ilk defa olarak maruz kaliyordu. İlk defa olarak verdiği hükümde ya i ği ademin kati) olduğu arlaşı kl o kadar beklemediğimiz bir şeydi ki ci- nayet masası serkomiseri bile zaferine #e- vinemiyor, sevinmenin eski ve kıymetli dastuna karş: bir hürmetsizlik olmasın - dan korktuğu anlaşılıyordu Rıdvan Sadu'ah kucağında ihtiyarın cesedi bulunduğu halde biraz gonra yanı - memesi müsavi bir cümle idi. Necdeti! vücudünden yakalıyan kuvvetli kolları| delikanlı beraber olduğu halde yavış ya- vaş hav yükseldiler. — Cevad Fehmi, Osman Bey, alın ba- kalım. Aman dikkatli olun ha! Fazla canı muza geldi. Onu da ârabaya yerleştirdik. Serkomiser srabanın içine, cesedle ya - ralının yanlarına oturdu. Biz de müddei- umumi muavini ile birlikte Rıdvan Sa - dullahın yamna geçtik, Bu suretle avdet başladı. acımasın! | Gelişin aksine ağır gidivorduk. Tek ke- Necdet tekrar bayılmıştı. Müddeiumü- lime konuşulmuyordu. Yalnız arada bir mi muavini de beraber olduğu helde üçü-| delikanlının iniltisi duyu'uynrdu. Bir &- müz koştuk ve delikanlıyı el bir-|ra başımı çevirerek serkomisere baktım. liğile bizim otomobile naklettik, arka ta- Rölün arzusuna rağmen hisleri çehresin- rafa yatırdık. İden okunuyordu. Ne kadar rnemnun o- Rıdvan Sadullah bizim arkamızdan bir|lunması mümkünse o kader memnundu. taraftan Hüsnü Beyin cesedini arabadan © Ortalık artık adamakıllı aydınlanmış. çıkarmıya çalışırken diğer teraftan bizeİti, Şişliye varıncı Rıdvan Sadullah başını tenbihini tekrarlamakla meşgul oluyor * du: — Çocuk'ar, yavaş olun! Şaşkınlığım azalacağına gittikçe arlı- yordu. Öldürdüğü adamın cesedi ile be -| râber yakalanan, üstelik ietil olduğunu İtiraf eden bir cani, gözünü kan bürümüş bir canavar hakkında bu ne kadar ihti -| mamdı, böyle... Yoksa bizleri kaplıyan şaşkınlık Ridvan Sadullahda bu şekil - de mi tezahür ediyordu? Maamafih ona biraz da hak vermek lâ-İlerinden beh de bir şey zımdı. Geniş zekâsının ve derin muha Hayır. babam ikinci bir darbe de benden yemiş olmasın! Bütün bayatı zehir olan bu adamı tekrar yere vur- müya benim hakkım yok... Başım çatlıyor... annemle » babam gimdi günahlarile, faziletlerile ızrab- çakar Kafamın Hi ortasında çarpışıyor- Kim galib gelecek? Hislerim bazan birine, ne yardım ediyor. Daha arkasındayım. İki tarafın mesin! arzu ettiğim bir rum sanki, bazan diğeri- ii babamın geriye döndürerek serdü: — Bize gidiyoruz, değil mi Osman Bey? —Maçkaya mı? Maçkada ne yapacağız höcam? — Necdeti eve bırakmak için, —Necdeti eve birakmak için mi? Serkomiser mütehayyir bakış'arla bir bana, bir de müddelumumi muavinine baktı. Hakikaten Rıdvan Sadullahm bu söz- anlamamıştım. Katil olduğunu adliye ve zabıta mümes- «Son Posla» nın tefrikas: 8 ? Size e daki morluk nazarı dikkatini celbedi- Yarabbi çıldıracağım!. Keşki haki : yordu. Günden güne Caviddeki deği- kati öğrenmi : ÜÇÜNCÜ SAFHA ANA-OĞUL Randevii evinin sahibesi. Babasından; — Adada oturan bir arkadaşıma gi- deceğim! Diye izin almıştı. Niyazi bey. oğlundan evvel evden çıkmış. ilk vapurla inmiş, fakat işine gitmemiş. Köprüdeki bekleme mahalle- rinden birine girerek gizlenmişti. Oğ- Yunu takib edecekti. Bir müddettenheri delikanlıda sezdiği gayri tablilik kafa- sında peydalanan şüphe tomurcuğunu gittikçe besliyordu. Oğlunun uzun za- man kayboluşları, dersi ile, mektebile şiklik artiyor, sıhhatinin bozuk olduğu mın icab: geçirdiği fizi le. sonraları da alâkasızlığından temadiyen hırpalamasına Cavid. ahlasının aksine temi derslerine ban serseriliğe müsaid bir Babası küçük yaşlarında kızının anası- na çekmesi"ihtimalile titrerken, bu ih- timal tahakkuk etmemiş fakat oğlu umduğu ve istediği gibi Halinden olduğu kadar istikbalinden Niyari beyi zen yalnız oğlunun bu ta. Şikmamıştı. İsonra Yazan: CEVAD FEHMİ Bu cehennemi yarışın sonunda ce hennemi bir sürprizle karşılaşmamız mukad dermiş! silleri önünde itiraf eden bir adamın ye- ri artık bizim ev değil, hapishane #di Yaralı ise hapishane hastanesine yatırı» ırdı, Rıdvan Sadullah serkomiserin süstu- ğunu görünce mütehakkim bir eda ile ilâve etti: — Ben öyle istiyorum. Seni temin ede- rim ki bu hareket çok lüzumlu ve fay- dalı olacaktır. Serkomiser sıkıntılı bir eda ile müddei- umumi muavinine baktı, Rıdvan Sadul- lah «ben öyle istiyorum, demişli, Artık ne ölursa olsun onu kıramaz, dediğinden çıkamazdı. Müddelumumi muavini de başile tasvib işareti yapınca: >— Mademki öyle istiyorsun, öyle ol- sun hocam! cevabını verdi. — Yaralıyı bizim eva bırakınca evve- Wi doktor çağırır, sonra da cesedi götürüp polis müdiriyetine teslim ederiz. — Peki amma... — Evet anlıyorum... Ne diye teslim edeceğiz, değil mi? Sen bir yalan bul söy- 1e işte... Yolda bulduk, de, Ne dersen de... — Fakat.., — Necdeti senden kendine gelip ifade verecek bir kuvvet Iktisab edinciye kâ- dar ödünç alıyorum. Kendisi ile senin ö- nünde yapacağım ilk mülâkattan sonra harekâtında serbest olacaksın. İstersen ellerine derhal kelepçe takabileceksin! Mutabık mıyız? — Evet mutabıkız hocam. Apartımanın önüne gelmiştik, Rıdvan Sadullah kapıcıyı çağırdı. Onun da yar. pan” Dikkat! Roman burada bitmedi. Arkası 11 inci sayfadadır! O A NUSRE yâ gizli sigara içtiğini farketmişti. Abla- sına karşı serkeş hareketleri, babasının -Jilk bakişta hissedilecek bir hal aliyor-|zaman zaman kâh nasihat, kâh azar «İd; Bunu evvelâları, delikanlının yaşı- şeklinde tecelli eden - ikazlarına karşı yolojik tahavvü.|baş kaldırışları sık s:k vukubuluyordü. Haşindi, Baba, evvelâ bunu anasız, ana şefkatinden mahrum olarak yetişmenin olmazsa ikincinin önüne daha çabuk geçebilirdi. Kızınn muvaffakiyetli bir tahsilden kelleji bitirmesine, temiz ve dü- rüst bir genç kız olarak meydana çık - Yı da o nisbette üzüntülü, endişeli idi, Kısaca; oğlunun adam olacağından şöp kâtibini sokak ortasında soymuşlar 400 lirasını aldıktan sonra da zavallıyı bir temiz Adliyece Feriköyünde sokak ortasında cereyan eden bir karmanyola vak'asının dur: | İminde bir fırıncı kâtibinin yolda önüne | | çıkmışlardır. Mütecavizler derhal kâtidin üzerine çullanarık, dövmeğe, tokatlama» ğn başlamışlar, Andriyanosun yanında i bulunan 400 lirayı zorla gasbetmişlerdir. Zavallı kâtibi bitkin bir hale getirdik- ten sonra firar eden soygunculardan İh- san ile Ahmed bilâhare yakalanarak ad- Wyeye teslim edilmişlerdir. Mevldd ile Remzi ise, henüz firar ha-| lindedirler ve zabıta izleri üzerindedir. Dün müddeltumumiliğe sevkedilen İh-| san ile Ahmed verdikleri ifadede, suçla- rm kâmilen inkâr etmişler: — Böyle bir hâdiseden haberimiz yok, demişlerdir. Suçlular, huzuruna çıkarıldıkları 2 n- ci sorgu hâkimi tarafından yapılan istic- vablarında da, ayni fadeyi vermişlerdir. "Hâkim, isticvabı müteakıb her iki suç- İn hakkında Beyoğlu sulh ceza hâkimli- dince verilen tevkif kararının, devamına karar vermiştir. Diğer iki firari zabıtaca aranmaktadır. Bir kadın yüzünden bir genci öldüren katilin muhakemesi 2 nel Ağırceza mahkemesinde dün bir tahkikatına el konulmuştur. Hâdise şu-) İhsan, Remzi, Ahmed ve Mevlüd istm-) İlerinde dört kişi, bir gece ustasına aid a-| lacakları tehsilden dönen Andriyanos is-| döven suçlulardan ikisi yakalandı ipılmakta olan tertibat neticelenmiş ve bina yepyeni bir hale sokulmuştur. Bayramertesi, bütün Asliye hukuk mahkemeleri bu binaya nakledileceğin- den, taşınma hazırlıklarına da başlanık mıştır. Yeni binada mahkeme kalemlerine yef ayrılmış ve avukatlara da bir salon veril- miştir. Bir çocuk havuza düşüp öldü Ortaköyde Taşmerdivende 48 numar&- lı evde oturan hamal Mehmedin 3 yaşlar rındaki oğlu Receb dün akşam uzeri Yah- yaefendi mezarlığındaki havuzun otra- fında oynarken müvazenesini kaybedes rek havuza düşmüştür. Etraftan yetişen lerin müdahalesile Receb bir- müddef sonra havuzdan çıkarılmış ise de yapılan bütün tedbirlere rağmen, fazla su yuttu ğundan ölmüştür. Kaza ctrafında tahki katâ başlanmış Köprü parkelerini bir vukuf heyeti tetkik edecek i Atatürk köprüsüne döşenen tahta par- İkelerin yerlerinden sökülmekte olduğu-, nu yazmıştık. Bu hususu tesbit etmek ü- zere bir ehlihibre teşkil olunacaktır. Bir marangoz elini makineye kaptırdı Küçükmüstefapaşada Mirolay Kâzım- elnayet hâdisesinin duruşmasına devam edilmiştir. , Şehremininde oturan Süleyman ve Mistefa isimlerinde iki arkadaş bir Pa- zar günü, Balıklı panayırına giderek, zil- zurna sarhoş oluncaya kadar içmişlerdir. Bilâhare iddlaya göre Süleymanın teşvi- kile, Mustafa Süleymanın eski nişanlısı Sadriyenin evine gitmiştir. Sadriye ile Süleymanın arası açıktır. Bu sebeble Mustafa Sadriyenin kapısı- na bıçak darbeleri vurmağa başlamış, bu sırada müdahale eden Yaşar isminde bir genci de ağır surette yaralamıştır. Yaşar, hastanede yapılan uzun bir tedaviden sonra, kurtulamıyarak ölmüş, hâdise ka- #il mahiyetini almıştır. Suçlu Mustafa ise, 2 'nci Ağırcezada yapılan sorgusunda vak'ayı inkâr ve te vil etmiştir. Muhakeme, bazı şahldlerin celbi için talik edilmiştir. Asliye ve hukuk mahkemelerinin yeni binası Asliyeye tahsisi kararlaştırılan Babıf- İideki eski Şürayı Devlet binasında ya- > CENNETLİK ÜNAHKÂRLAR 5—/ ilme. | alâkâsının kesilişleri, iştihasızlığı. dur-|rafı değildi. O. bunlardan daha üstün|he ediyordu. Evvelâları yalnız tembel- maç seyrediyo. |gunluğu. Tenksizliği, gözlerinin altın-Jolarak Cavidin ahlâk cephesinde deldi. bir müdahale lüzumuna kani oldu. Ca- vidi defalarca karşısına (aldı. Onunla bazan bir baba, bazan bir ağabey, ba - izan da bir kardeş. arkadaş ciddiyetile atfetmişti. İtabif neticeleri saymıştı. Fakat anasız!konuşarak ikaza çalıştı. Aldığı tedbir - bel ve ru- büyümek, haşin ve serkeş olmak için ler. başvurduğu çareler de müsbet bir gocuktu. İbir sebe sayılamazlı. Baba baskısı hiç netice vermedi. Aşık olması ihtimalini düşünmüş. bu nu da pek akla yakın bulmamıştı. Zira, aşk oğlunda gördüğü bazı tezahürlere vesile olurdu. Fakat âşık deltkanhlar, sakin ve sessiz görünürlerdi. Haşin ve isyankâr tarafları aşkın imtidadınca 85 nük kalırdı. Halbuki Cavid. gittikçe sarkeşleşiyordu. Bir akşam evvel; — Baba ben yarın Adaya bir arka -İ. Bu bal. babayı sadece istikbal ba -İetmiyordu, Vapurdan indikten sonr8 sakatlıklar buluyordu. Birkaç defa gizli |kımından meşgul etmişti. Hayatta iken| Ada iskelesine doğru gitmesi lâzımdı oğlunun bir ballaya sap olmasını İsti-İ Halbuki Karaköye doğru yürüyordü yordu Fakat gityide ahlâkının da fena Beyoğlu tarafına giden © bir tramvay& bir seyir takib ettiğini görünce ciddilbindiler. bey caddesinde msârangoz atelyesi sahibi Anastas, fabrikasında çalışırken. elini doğrama makinesine kaptırmış ve iki parmâği kesilmiştir. Yaralı tedavi edik mek üzere Cerrahpaşa hastanesine kalk dırılmıştır. Tırhan vapuru limanımıza getiriliyor Alanya civarında karaya oturan ve Ge- mi Kurtarma İdaresinin Alemdar tahir siyesi taralından yüzdürülen Denizyollar rının Tırhan vapurunun yaraları beton ve tahta ile kapatılmıştır. Tırhan mda“ rın yedeğinde olarak bugün limanımıza hareket edecek ve dört gün sonra İstan- bula getirilecektir. Vapur hemen havuz” lara alınarak, kısa bir zamanda yaraları, tamir edilecektir. Sayın yurddaş: Kurbanının elini Eminönü Halkevina ver, Bir bud, bir kol da şükranla kabül edilir. Bu kurbanisr zelzele felâketine kurban olan kardeşlerimiz için kavur - ma yapılacaktır. Kavurmanın ne kadar tem's ve itinalı yapıldığını da dört gün bayram gelip gözlerinle görebilirsin. daşıma gideceğim, gece gelmezsem me- © rak etmeyin! Deyince, kafasında içinde çakan bir şinişeğin aydınlığında şu fikri buldx Peşine takılıp, nereye gittiğini ve kim- lerle temas ettiğini tesbit etmek!, İşte bu kararla, sabahleyin oğlun * dan evvel evden çıkmış. Köprüye ine * rek bekleme mahalline gizlenmişti. Cs ! vid biraz sonra ikinci vapurda görün * müştü. Takib edileceğini aklma getir * mediği için arkasına bakmağı bile ak) Niyazi Bey: — Mesele şimdi anlaşılacak! | Diye mırıldanmıştı. Oğlu Galatasa “— rayda tramvaydan atlamış. Tokatliya “ : nın yanındaki sokaklardan birine gir *& mişti. Görünmemeğe çalışarak. köş— başlarını siper ederek arkasından yü * © rüyordu. İki üç sokak saptıktan son?â" © Cavid bütün katların perdeleri inik, 0£ © ta katında bir dişcinin tabelâsı buluna” bir apartımanın kapısını çalmış. açıbi sl açılmaz alışkan bir tavırla içeri dal * mıştı. Niyazi Bey. bu sokaktaki evle ” rin ne maksadlara çalıştıklarını çok bilir, ği (Arkan var) & iyii e “Ni

Bu sayıdan diğer sayfalar: