Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.
SON POSTA Hariğiye Vekili Ankarada 1 inci sayfada) — Belgrada giderken Bulgar Başve- kili dostum Köseivanof ve maiyeti hey etimizi hududa kadar teşyi etti. Bel - gradda müttefiklerimizle hepimizi a - lâkadar eden her çeşid meseleleri tet. kik ve mütalea ettik. Bu tetkik ve mü- talealar, tamamen yekdiğerimize yar - dim ve dostluk havası içinde yapıldı. Gene Belgradda bütün meseleler üze- rinde Balkan!'arın büyük adamların - dan biri olduğunda şüphe olmıyan Prens Paul'ün derin vukuf ve mütale- alarını iki defa dinlemek ve istifade et- mek fırsatını buldum. Resmi celselerin hitamından sonra Yugoslav Başvekili, heyetimizi Nişe kadar getirerek kendi evinde bir gün misafir etti. Avdetim « de Sofyada Bulgar Başvekili ile yeni - den konuştum. Alelümum Balkan po - litikasında ve alelhusus Türk işlerinde derin bir vukuf sahibi olan Bulgarlar Kralı tarafından kabul edilerek tenev- vVvür etlim. Belgrad — müzakerelerinin vardığı mes'ud neticeleri söylenen — nutuklar, neşredilen resmi tebliğ ve nihayet itti- fak azaları tarafından yapılan beya - nat. kâfi derecede vazih olarak dünya- ya ilân etmiş olduğu için bervechizir birkaç noktayı tebarüz ettirmekle ikti. fa edeceğim: A — Türkiye'nin takib etmekte ol - duğu dürüst, vazıh ve samimtf politika, müttefik olan veya olmıyan bütün Bal kanlılar tarafından takdirle karşılan - maktadır. B — Belsrad içtimamdaki faaliye - timiz ve hareket tarzımız. bütün dün- ya efkârı umumiyesi tarafından tak - dirle karsılanmıştır. C — Balkan memleketlerinin bir harb ateşinden korunması için hattâ bir Balkanlılık politikası için ittifaka dahil olan ve olmıyan her Balkan dev- letinin yekdiğerine tamamen müvazi hattâ tamamen mutabık bir tarzda Pü. Htika takib etmekte oldukları kanaati her tarafta mevcuddur. D — Balkanlılar arasındaki ihtilâf- Jarın bundan sonra bir ailenin ferdleri arasındaki ihtilâflar gibi halledileceği- ne inanılmaktadır. E — Balkan sulhünün bekçileri a- rasmdaki tesanüd hissiyatınm harb a- levini bu mıntakava sokmıyacak ka - dar kuvvetli olduğu herkes tarafından müşahede edilmektedir.» Yugoslav Başvekilinin Ankarayı ziyareti Yugoslav Başvekilinin Atina seya - hatinden sonra Ankarayı ziyaret ede - ceği haberi tahakkuk etmiştir. Bu da- vet Hariciye Vekilimiz Belgradda iken vukubulmuştur. Konseyin gelecek toplantısı Gelecek Balkan konseyi Atinada toplanacaktır. Bu ayın dokuzundan sonra Balkan konseyi reisliği Türkiye- ye geçmektedir. Balkan konseyinin A- tinadaki toplantısı Hariciye Vekilimiz Şükrü Saracoğlunun riyaseti — altında olacaktır. Hariciye Vekilimizin Ankaraya hareketi Hariciye Vekilimiz Şükrü Saracoğ - lu dün akşamki eksprese bağlanan hu- susf vagonla Ankaraya gitmiştir. Şük- rü Saracoğlu Haydarpaşada Maarif Ve kili Hasan Âli Yücel, — İstanbul Vali muavinlerinden Aziz Hüdavi, Halük Nihad. İstanbul Komutanı, Rumen, Yu nan konsolosları ve Yugoslav konsolos luğu erkânı, kaymakamlar ve kalabalık bir halk kütlesi tarafından —uğurlan - mıştır. Şükrü Saracoğlunun dünkü ziyaretleri Şükrü Saraçoğlu dün öğleden sonra Üniversiteyi ziyaret ederek Rektör Ce- mil Bilselle bir müddet görüşmüştür. Şükrü Saracoğlu — saat 16,30 da da adlivevi ziyaret ederek, müddeiumu - mf Hikmet Onata iadei ziyarette bu - lunmuştur. Adliyede yarım saat kadar kalan Saracoğluna bu hususf ziyaretinde bi- raderi Hâmid Saracoğlu refakat etmiş- tir. Türk - Yıman dostluğu C İstanbul 7 (AA.) — B. Sükrü Sa- racoğlu, Atina ajansının Türkiye mu - habirine aşağıdaki beyanatta bulun - muştur: «Belgradda telâki ettiğimiz — sırada kendisine Türk milletinin Yunan olan her şeye karsı duymakta olduğu hissi- vatın derinliğini ifade etmiş olduğum dost ve müttefik Yunanistanın büvük devlet adamı Metaksas hakkındaki hay ranlığımı ifade etmek ve B. Metaksa - sın da Yunan milletinin Türk mille - tine karsı ayni hissiyatı beslemekte bu Tunduğunu söylemek fırsatını elda et. miş olduğunu beyan etmek için zama- nı münasib görüyorum.» Bursada ftayyare kurumuna varilen deriler Bursa, (Hususî) — Geçen Kurban Bay- ramında şehrimiz ve civar köylerinden Tayyare Kurumuna 6819 koyun, 422 keçi, 50 sığır, (tutarı 649 kilo) derisile 4075 a- ded barsak teslim edilmiştir. Adedi 81,5 kuruştan koyun, 80 kuruş- tan keçi, kilosu 49 kuruştan sığır derileri ve 30 kuruştan da barsak müteahhid ve- Bursada yerleştir ten felâketzedelere iyi bakılıyor B_ursı, (Hususi) — Şehrimiz halkının Erzincan — felâketzedelerine yaptıkları ! yardımlardan nakid miktarı 37 bin lırayıl bulmuştur. Teberrüat devam etmektedir. Ke? giy_ecek eşya miktarı da pek çoktur. 32 bin ğ:üsur parça eşya ambalaj yapıla- rak felâket mıntakasına sevkedilmiş bu- rilmiştir. Bu seneki aded ve Tandmanı geçen ge- neye nisbelte çok fazladır. Edirna mazbeha va soğuk hava deposu I.Eğirne (Hususi) — Üç dört ay evvel tesisine başlandığını bildirdiğim mez- beha, soğuk hava deposu ile buz fabri- ka_smın bina kısmındaki tadilât ve ta- mirat işleri bitmiştir. ei ei Bursada faydalı bir konferans Bursa, (Hususi) — Dün akşam avukat Hulüsi Köymen tarafından, Halkevinde Propaganda mevzulu ve çok istifadeli :ler mk:uîıferanskverihnişür. Hatib kendisi- sus çok selis bir ifade ile propa- gandanın hususi noktalarına temaspetxîîş Ve zamanımızdaki ehemmiyeti üzerinde durarak etraf'ı ve yakın misalleri Vvermiş, tesirlerini ünletmihn le izahat Bursada felâketzedelere yardım Bursa, (Hususi) — mizde nan yerli 800 nüfustan fazla mı aat muhtaç vatandaş, Kızılay edilmekte, bunlara mMmuayyen yağ ve kömür verilmektedir. Misköyünde yangın lelere iki ev ya; tırıhndınh” felâketine uğrı 8 aileye 8 ev yaptırılmış ve bunlar ;ı;; evlerine yerleştirilmiş!erdir. Tuzakhı kö- 'yünde de, gene böyle felâkete uğrıyan al- h ktadır. Ayrıca 6 ton da erzak gön- derilmiştir ki bunlar arasında 1500 kilo pirinç, 800 kilo kavurma, 1000 kilo zeytin, 500 kilo peynir, 500 kilo lor, helva ve zey- tin yağı vardır. Bursaya müretteb olarak 96 felâketze- de gelmiş ise de, sonradan burada hısım ve akrabaları bulunan 17 kişi daha gele- rek bu miktar 113 kişiye baliğ olmuştur. Bunlar, kendueri_ne hergüin yemek pişiri- lip verilmek suretile iaşe edilmektedir. İcab eden en lüzumlu yemek ve su kab- hı:ı Kızılay Kurumu tarafından temin edilmiştir. Her hafta yemek İistesi değiş- mekte, yalnız kahvaltılıkları haftalık ola- ı_ık tevzi edilmektedir. Bir fikir edinmek istiyenler son hafta birkaç gününün ye- mek listesinde şunları görürler: Cumarte- si pilâv, etli patates - Pazar kıymalı mer- cimek, kapuska - Pazartesi etli bamya yumurtalı ispanak, : Odun işi civar köylülerimiz tarafındı teberrü ve temin edilmiştir. Hâlâ bfuîşîrî la idare edilmektedir. Aile reislerinin hepsi birer işe yerle tirilmişlerdir. Kadınlardan da îzuyederî: îe;hfabrikı vesair yerlerde -iş verilmek- GST M Mardin ve havalisinden 3.600 ton buğday alındı (Hususî) — gıevıhsuam“:;yîîdobü?îıağ satın almakta İ di İ lâyetimiz ve ha'vallslndeldye ğğdşeîdW_ 3600 ton buğday satın llmıstu-.y ü ( Yeni neşriyat “ İngiltere Türkiyeyi tanımalıdır ,, Memleketimizde yirmi sene kalmış ve bu müddet zarfında siyasi ve içtimai in- kılâb harekelterimizi yakından tetkik et- miş bulunan İngiliz mütefekkiri F. Sey- mour Cole, «England Shovld Know Tur- key - İngiltere Türkiyeyi tanımalıdır» a- dında bir kitab neşretmiştir. Temiz bir şekilde tabedilmiş olan bu kitab büyük Türk inkılâbının muhtelif safhalarını anlatmakta ve bir ecnebi gö- zile inkılâbın hrususiyetlerini tebarüz et- tirerek tetkik ve tahlile girişmektedir. Müellifin bilhassa kıymet verdiği ve üstünde durduğu noktalar memleketimi- zin örf ve âdetleridir. Müellif ayni za- manda memleketimizdeki iktısadi inkişa- fi ve Kemalizmi tetkike de büyük bir e- hemmiyet vermiş ve bu mevzular etra- fında şayanı dikkat mütalealar yürüt- müştür. ğ Türk örf ve âdetine hasrettiği fasılda müellif halkın ruhuna nüfuz edebilmek ve Türk seciye ve an'anelerini daha ya- kından tetkike imkân bulabilmek için Trakya ve Anadoluda ücüncü mevki tren- le halk arasında seyahat etmiş, muhtelit şehir, kasaba ve köylerde aylarca kalmış olduğunu an'atmakta ve Türk mihman- nüvazlığı hakkında şu karakteristik şey- leri yazmaktadır: ğ «Trenimiz bir istasyonda birkaç daki- ka duracaktı. Bu fırsattan istifade ede- rek biraz yiyecek almak istedim. Yol ar- kadaşlarım olan köylüler mümanaat et- tiler ve bütün ısrarlarıma rağmen bir şey almama imkân bırakmadılar. Bana beraberlerinde götürmekte ol- dukları siyah ve fakat nefis ekmek, pey- nir ve soğandan mürekkeb yiyeceklerin- den ikram ettiler.» Diğer bir defasında da ikinci mevkide seyahat ediyordum. Bu defa yol arka- daşlarım çiftlik sahibleriydi. Bunlar söz âarasında av merakımı öğrenince beni çiftliklerine avlanmağa davet ettiler ve yalnız bununla kalmiyarak adresimi de aldılar ki bu hareket şayed davetlerine icabet etmediğim takdirde vâdimi hatır- latarak beni tekrar davete imkân bula- bilmek içindi.» Müellif eserinin diğer faslında 'Türk iktısadiyatına temas etmekte ve Cümhu- riyet devrinde Türk ekonomisinin inki- şaflarını istatistiklerle ortaya koymak- tadır. Eserin başından sonuna kadar gerek memleketimiz ve gerekse milletimiz hak- kında takdir ve hayranlık hislerini akset- tirmiş olan müellif sözünü Kemalizme ve Ebedi Şef Atatürke intikal ettirdiği sıra- larda coşkun bir ifadeyle ve yüksek bir ) |takdirkârlıkla tahlilere girişmekte ve! Kemalizm inkılâbımnm — taşıdığı izah etmektedir. Büyük Harbe kadar milletlerin dini taassub altında bulunduklarını ve harbi müteakıb bunun aksülâmelleri başlıya- rak bolşevikliğin ortaya çıktığını ve bu- nun da faşizm ve nazizmi doğurduğunu ve bütün bu içtimai ve siyasi akidelerin halka ıztırab ve huzursuzluk vermekten başka bir şeye yaramadığını izah eden müellif Kemalizm hakkında şu mütalea- ları serdetmektedir: «Fakat dünyanın başka bir köşesinde milliyetçiliğin başka bir şekli vücud bul- du. Bu nasyonalizm, bir Adamın kendi memleketi ve kendi milleti için ve bu milletin o Adam için beslediği sevgi üze- rinde kurulmuştu. Ve bu Adam kendi milletinin geri kalmasının başlıca sebe- binin taassub olduğunu biliyordu ve bu sebeble ilk olarak taassubu kökünden kaldırdı. onun yerine ilim ve irfan yaptı. Kemalizm inkılâbı dediğimiz bu hare- ket şu manayı ihtiva eder: 'Türkiye Türklerindir. Kendi memle- ketlerini kendilerine hasretmek ve ken- dilerinden başka milletlerin işine karış- mamak ve kendi alınlarının teri muka- bili refah ve saadet içinde ve sulh yolun- da yaşamak. Herkese yaşamak ve mu- vaffak olmak için ayni müsavi hakları k. 'Mantık ve adalet üzerine kurulmuş ©- lan büyük Kemalist camiası arasında kardeşçe ve demokratik bir hayat sür- mek.» Kitabına Türk inkılâbının inkişafları- nı ve neticelerini gösteren resimleri de ilâve eden müellif İngiliz milletini Türk- leri yakından tanımağa davet etmekte ve Türklerin tanmmağa lâyık büyük ve |faziletkâr bir millet olduğu hakikati üze- manayı (Baştarafı 6 ncı sayfada) hatı müteakikb bizim katta-fazla kalma- dık. Rıdvan Sadullah tekrar öne düştü, ayni hızla yukarı çıkmıya başladı. Biz de kendisini takib ettik. Bıraz evvelki endi- 5i " etmişti. Bu merakın sevkile kabil olsa merdivenleri koşar adımla çıkacaktık. Bu suretle taraçanın bulunduğu kata gel - yürüyordum. Kapının önüne gelince hay ret içinde kendimi tutamıyarak bağır - dım:; — Kapı açık, giderken sımsıkı kapa - dığımız kapı açık! Rıdvan Sadullah hiç bir kelime söyle - meden kapı kanadını iterek içeri daldı. Biz de gayri ihtiyari ayaklarımızın ucu - na basa basa kendisini takib ettik. Kapı- nın vaziyeti içeride büyük bir sürprizle karşılaşacağımızı anlatıyordu. Tahmini - miz pek çabuk tahakkuk etti. Camı kı - rtık odanın önüne gelen ve içeri bakan Rıdvan Sadullah derin bir memnuniyet, âdeta sevinç içinde; — Aptal! diye bağırdı. İşte nihaye kapana yaka'andı. Bize döndü. Ne olmuştu? Aptal olan, Zehirli gölge şimdi derin bir meraka tahavvül dik. Rıdvan Sadullahın arkasından ben ! kapana yakalanan kimdi? Rıdvan Sadııl> lah ayni eda ile ilâve etti: — Kahramanımızı vurmuşlar. Kafa * sında bir kurşun deliği var. Bizim bal * mumu kazazede sizlere ömür... Sustu, cebindeki anahtarı çıkararak kâ pıyı açtı, telâşla âdeta birbirimizi itercet sine içeri girdik, yatağa koştuk. Rıdvafl Sadullahın hakkı vardı, sargılar içindeki balmumu kafada, tam alnının ortasındâ bir kurşun deliği gözüküyordu. Rıdvan Sadullah: — Demek ben plânımda değişiklik yapmış olmasaydım, daha doğrusu plân ilk söylediğim şekilde tatbik mevkiin? koysaydım şimdi bu odada Necdeti ölü bulacaktık. Şahid o!duğumuz facialaf zincirine bir yenisi katılmış olacaktı. Er fendiler, şu kurşun deliğini görüyor mu- sunuz? Bu delik hayatınızda gördüğünü? kurşun deliklerinin en gevezesidir. Banâ birçok şeyler söylüyor, size söylemiyort mu? Nasıl olur, iyi dinleyiniz. Bu delik bana katilin ismini ifşa ediyor, ayni za - manda eben katili mahküm ettirmiye ya- rıyacak en kuvvetli delilim!» diyor. İnan- mıyor musunuz, durun anlatayım! (Arkası var) RADYO Ankara radyosunda İngiltere gecesi THE BRITISH BROADCASTING CORPO- RATION Londra Radyo İdaresinin talebi ü- zerine Ankara Radyosu tarafından 25/10/939 tarihinde İngiltere için tertib ve neşredilmiş olan Hususi Türk Müziği programının pek çok beğenilmiş olduğunu kendisine” gönderi. len bislerce dinleylci mektubundan öğrenen B. B. C. İdaresi, bu defa ikinci bir Türk Mü- ziğı programı daha rica etmiştir. Ankara Radyosunun 1648 metre/182 Ko, Uzun-Dalga ve 19.74 metre/ 15195 Kec, Kı - sa-Dalga postalarile 8 Şubat 1940 tarihli Per şembe günü sdat 14.00 - 1430 arasında neş. redilecek olup müfredatı aşağıda gösterilen bu Husust Türk Müziği Programı, — «ESKİ BESTEKÂRLAR» «HALK Türküleri» ve «MO- DERN BESTEKÂRLARS»In eserlerinden mü - rekkeb olmak üÜzere üç kısımdan ibarettir. Program ' Birinci kısım: Eski Bestekârlar. Ankara Radyosu Küme ses ve saz Heyeti. İdare eden Mes'ud Cemil. 1 — Itri Mustafa Efendi - Se gâh Yürük Semai: (Tutil — mucizegüyem.) 2 — Şakir Ağa - Ferahnâk Yürük Semai: (Bitr dilbere dll düştü ki.) İkinci kısım: Halk Türküleri. 1 — Erzin . can Türküsü: (Erzincanda bir kuş var.) 2 — Adana Türküsü: (Çıkar, yücelerden yumak yuvarlar.) Okuyan: — Müzeyyen Senar, 3 — 17 2 inc! Asır Tuna Türküsü: (Yine şahlanı- yoör kolbaşının kar atı.) Üçüncü kısım: Modern Bestekârlar: Plano- da: Cemal —Reşid. 1 — Ulvi C, Erkin: Beş Damla isimli eserden bir parça, 2 — Necil K. Akses: Minyatürler isimli eserden bir parça. 8 — Cemal Reşid: 12 Anadolu Şarkımı isim. H eserden İki parça: a) Kozanoğlu. b) Kör . oğlu (Solo: Bayan Vahdet Nuri, Mezzo Sop- rano.) 4 — H Ferid Alnar: Sekiz Plano Par. çası isimli eserden: «Şu Yamaçta» 5 — Ad- nan Saygın: Çocuklar için İki parça, Demir va çelik şehrinde neler gördük ? (Baştarafı 6 nor sayfada) İşte kok fabrikasının mahsulleri ateş halinde soğutma vağonuna dökülüyor... Zaten, fabrikalar için durmak yok. Ge- ce gündüz çalışıyorlar, 'Tren istasyona 8 dakika sonra gel l “ingilizler zelzela felâketzedelerine yardım için birbirlerile yarış ediyorlar ,, (Baştarafı 1 inci sayfada) saat 3,42 de orta şiddette altı saniye de « vam eden bir zelzele kaydedilmiştir. Ha - sar yoktur. * Gümüşhane 7 (A.A.) — Dün sabah biri hafif, biri orta şiddetli olmak üzere iki yer sarsıntısı olmuştur. Hasar yoktur. ** Giresun 7 (A.A.) — Dün sabah saat 4 de şiddetli bir yer sarsıntısı olmuştur Hasar yoktur. — Bu sabzh Beyazıdda tüyler Ürpertici bir cinayet oldu (Baştarafı 1 inci sayfada) birleşmiş'er ve üç gündenberi ayni eve yerleşmişlerdi. İki gün evvel hastaneden çıkan Hıdır Ferihanın diğer bir erkekle beraber ya- şadığını haber almış ve bu gece sabaha karşı gizlice eve girerek Ferihanın ya - tak odasına çıkmış ve kadını yatakta par- ça parça denecek bir şekilde 9 yerinden bıçakla çok vahşiyane bir surette öldür- müştür. Katil bu cinayeti müteakib ayni - ya - takta yatmakta bulunan boyacı Aliye sal- dırmış, genci de kalbinden ve kolundan ağır surette yara'amıştır. Katil bu tüy- ler ürpertici cinayeti müteakib bir si - gara yakmış ve bir müddet ayni odada oturmuştur. Alinin de hayatı tehlikede- dir. Cerrahpaşa hastanesine kaldırılm:ş tır. Kadının ilk kocasından 5 yaşında Tur- gud isminde bir çocuğu kimsesiz kalmış tır. Katil yaralı olarak yakalanmıştır. | Son Postaâ bizi yetiştirmek için süratini arttıran o- tobüs kavisleri kıvrıldıkça, şehir arka- mızda, fabrikalar sol yanımızda kalıyor. Fakat nereye bakarsak bakalım şehrin de, fabrikaların da aydınlığım görüyoruz. İyi hatıralar, iyi intıbalarla ayrıldığı- mız Karabük yalnız meslek hatıralarımız arasında değil, ayni zamanda bize iftihar tv:,:în lılknmet ve muvaffakiyetile de, va- aşlık gururlarımız ao BAA arasında da dajma Yazımı bitirirken bu muazzam işin ba- şarıcılarını anmak benim için bir borçtur. (BİTTbh : Nusret Safa Coşkun A F Mardin - Diyarbakır telefonu yakında açılıyor Mardin (Husust) — Mardin İle Di- yarbakır arası telefon konuşmasının bütün hazırlıkları ikmal edilmiştir. Hat pek vakında açılacaktır. rinde ısrarla durmaktadır. Kitabı okur- larımıza tavsiye, müellife de, bu hakikat- “Yevmi, Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi 'Yerebatan, Çatalçeşme sokak, 25 İSTANBUL Gazetemizde çıkan yazı ve resimlerin bütün — hakları mahfuz ve gazetemize aiddir. ABONE FİATLARI 1 6 3 | Senel A Ay |A Kr.e Kry. Kıg gr. TÜRKİYE 1400 | 7DÜ | 400 | 160 'YUNANİSTAN | 2340 | 1220 | 710 | 270 ECNEBİ 2700 | 1400| 800 | 300 Abone bedeli peşindir. Adreg değiştirmek 25 kuruştur. Gelen evrak geri verilmez., İlânlardan mes'uliyet alınmaz. Cevab için mektublara 10 kuruşluk Pul ilâvesi lâzımdır. £ Posta kutusu : 741 İstanbul t Telgraf: Son Posta Bi * Telefon : 20203 Yüzerasenac at perestliğinden dolayı teşekkür ederiz. — .—