17 Şubat 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

17 Şubat 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

” SON POSTA Hergün Avrupanın sulh ümidi Nevyork'tan yola çıktı Ekrem Uşaklıgil (Başlarafı 1 inci sayfada) — Zafer, muvaffakiyet temenni eder. İtalyanın Rex transatlantiğine isim koymak için İtalyanın en yaşlı ve dürüst işçi kadınını seçmişlerdi. Kadın sevincin- den ağlıyordu ve geminin köpeştesinde şampanya şişesini kırarken: — Sana sulh ve saadet zamanlarında! muvaffakiyet dilerim, dedi, Rex transatlantiği Amerika Cümbur- reisinin şahsi nsürmessillerini Avrupaya getirirken sulh ile harb arasında bir köp- rü hizmetini görecek mi? Ümidsizlik i- ginde ümid arayan muzlarib dünya şim- di bunu düşünüyor. * 1939 yılının son aylarında sulhü koru- mak için yapılan son teşebbüs İtalya baş-| vekilinin bir telefon muhaveresinden| çıkmıştı. Harb başladıktan sonra harbi durdurmak için yapılan ilk tecrübe ise Felemenk ve Belçika hükümdarlarının armılarından doğdu. Her #ki teşebbüsü de daha ilk adımlarında akim bırakan zih- niyet bugün gene mevcuddur. Bilinmi- yen nokta beş buçuk aylık tecrübeden sonra zihniyetin ilk hamle esnasındaki şiddetini ne dereceye kadar muhafaza ettiği, ve tatbik kabiliyetine ne dereceye kadar inanıldığıdır. * | Papa 13 inci Pie uzun bir «inkıtaı mü- nasebet> devresine nihayet vererek İtal- ya bükümdarlarını ziyaret etmeye gitti- ği gön bu ziyaretin yapılabileeek yeni bir sulh teşebbüsüne mukaddeme olması ihtimalinden bahsedilmişti. Gene o gün- lerde Amerika Cümhurreisinin 1870 yı- lındanberi unutulmuş bir âdeti ihya ede- | Resimli Makale : Eski Romada şöyle söylerlerdi: Yeni dünyanın — Bir bakır parçasına muayyen bir kıymet izafe ederek para diye kullundıran kra! insana da dilediği kıymeti ver- mek hakkına maliktir, o adamı kendi hakiki kıymeti ile değil, kralın zorla kabul ettirdiği kıymetle kabul ettirmek mecburiyetindesiniz. ile lâyık olmadığı mu yapamadığınız rek Papa nezdine şahsi bir mümessil gön- dereceği rivayeti çıkınca iki hâdise ara- sında bir münasebet aranmıştı, Gene o günlerde Felemenk ve Belçika hüküm- darlarının ilk muvaffakiyetsizlikten ürk- miyerek yeni bir bamle için Papanın #krini istilzam etmiş oldukları söyleni-| yordu. l O zamanlar bir Fransiz gazetecisinin| Galbus imzasile «L'intransigeantı da çık-| mış olan bir yazısında âynen şu satırları — Şu halde hükmedilebilir ki Papa on ikinci Pie ile İtalya krak bir uzlaştır ma hareketi tasavvur etmektedirler. A-| merika Cümhurreisinin Papalık makamı | nezdine bir mümessil göndereceği habe- ri bu sıraya tesadüf ediyor. Bu, bir te- sadüf olamaz. Fakat bu teşebbüslerin hemen yapıla- cağım sanmak fazla ileri gilmek olur. Vatikanın yüksek ihtiyatlı, İtalyanın ice zekâm, Amerikanın reslizmi, biç şüphesiz henüz hulül etmemiş olan hare- ket dakikasını tesbit etmek için toplana- csklar, bir yere geleceklerdir. O zamandan bugüne kadar geçen zaman Amerika o Cümkürre- $si Vatikan nezdine bir mümessil gön- dermek kararını takiben Avrupaya da bir müşahid yollamak kararını verdi ve bu dakikada her iki mümessil de yola çıkmış olacaklardır. Gallus'un haftalarca evvel kaydetmiş olduğu yüksek ihtiyat, ince zekâ ve rea- Mizm acaba harekete geçmek zamanının geldiğine hükmedecekler mi? Ümidsizlik içinde ümid arayan muz- tarib dünyanın düşündüğü ikinci nokta da budur, * Goering evvelki gün Alman çiftçileri- ne hitab ederken: — «Alman milletinin gelebe çalma Mizımdır, zafer bizimdir, ieri!, diye ba- Birmaşta. si üzerine, bu. öm Dalı iu? i A gn ölüm heyecanla sordu. ründe ilk defa o- — Aman çabuk söyleyin, hangi larak denize çıkan 16 yaşlarındekili goydon gizi tedavi ettiyse ben de ona miço. eski bir deniz kurdu gibi ti -İf gideyim i dalini kaybetmeden kaplanın yarına A Ni koşmuş. ona bir tahlisiye yeleği giy - dirmiş. sonra kendisi de bir kaza vu- Bir timsahın karnında bulunan hazine kutnda bineceğini bildiği sandalına Cenub! Afrikada Rodesinda Satisburg- geçmiştir. da çiftlik yapan Osuvald Brensk adında * başladılar bir adam servete kavuşmuştur. Fem de Eski zamanlardanberi İngilizler Fran. | muazzam bir servet. Osuveld Brensk sızlara «kurbağa yiyicileris derler,.. Mia- | Trensvalda Messiue şehrinden Bülalay- Tüm olduğu üzere Fransızlar kurbağa e - 98 otomobille giderken yolda yerlilere tinden pek çok hoşlanırlar. Halbuki ge. /Tastgelir. Bunlar bir timsahın korkusu çen yazdaniberi kurbağa eti merakı şim- içinde oldulakırını söylerler ve tüfeği ile di İngilizlere geçmiş bulunmaktadır. Kur | timsahı öldürmesini rica ederler. Sey * bağa etinden © kadar huşlanmışlardır ki âh Yeuvada nehrinin kenarma gider, sıri bu hayvancağızı yetiştirmek üzere | timsahı bulur. Hayvanm tam gözüne nik çiftlikler vücude getirmişlerdir. yişan slarak omu öldürür.., Londra lokantaları listelerinde kurbağa| ( Yerliler hemen timsahın üzerine üşü - yemeklerine tesadüf edilmektedir. İşürler ve onu parçalarlar... bi | Karnından 6 büyük elmas, bir mik - kabil farzediliyor mu? Fransız edibi Jülas Romata yarım aşır tar #lân meskükât çıkarırlar. evvel: Ora kanununa göre öldürülen hayvan — Dlnyada #yi niyet ve üzim sahib; öldürene aid olduğundan bu yüzden O- iyi insanlar da vardır, demişti. Yarım 8- İsuvald Brensk zengin olmuş bulunmak - sir sonraki dünyanın bizi uğraştıran bu | Md” pa, Ruzvelt, yha li. meebni Çorap örme rekoru isimleri altımda tanıyoruz. Harb başladığındanberi İngilterede İki muharib tarafın da elân mevcud bütün kadınlar hep örgü işleri ile meş. olan gayelerini beş buçuk aylık bir tec- gel bulunmaktadırlar. Çaylarda, toplan- Soğukkanlı ği |) Gandirin eski Bir İngiliz : Hergün bir fıkra (O: Bir avukat olduğunu Miçosu ER ee i Bilir misiniz ? İrlanda denizi- i Hangi doktor tedavi : nin ortalarına gel Hi ettiyse ; am Sale ii il kler a $ © Dalgın bir ölim hastalanmış, Bir 3 kereler İngilirler-| Ml j doktora gitti. Doktor dalgın ülimi mu ? ie İİ — inin ; «yene ettikten sonra: : bangi bir tezyike alam e e İ — Merak edilecek bir çey değil, a - çalanması ve kap İ dedi öp sena sünni ben 5 öyil her irin Day ME İ #alığa tutulmuştum. Az zamanda iyi ? Mahatma Miami gile İ oldum, hiçbir geyim kalmadı. İ|Gandinin hakikt mesleğinin ne olduğunu İngilizler kurbağa yemiye — Bir adamı şu veya bu hidisenin, yahud tesirin sevki görebilirsiniz, fakat kanaatinizi söylemek elinizdedir, bu- orta asır muhitidir, tekâmül etmemiştir. SOZ ARASINDA 75 inci asır, 20 inci asır gördüğü tahkikat ise şadur: bir servetin, yahud müessesenin başında dakikada biliniz ki, yaşadığımz muhit deği! mi?. İbiz size söyliyelim ki Gandi avukattır ve | Hind barosunda kayıdkdır. Bugün yet miş yaşında bulunmaktadır. Buğday yığını içine düşerek boğulan adam Pransada geçen hafta, nev'ine pek az! tesadüf edilen bir kaza vukubulmuştur. Paris civarında Corbeil şehri rihtum civarında büyük mavnalara yüklenen buğday yığınları pek büyük bir irtifada Sözü kısası Sütunlar arasında E. Ekrem Talu NN eş'et Halil Atay, Ankaransi biricik gazetesine, kardeşi“ hinkini çok andıran o nefis üslübu 8 Amerika hatırdları yazıyor. Geçen günkü yazısı şöyle başlıyor © «Nevyorkta yazılacak daha başk şeyler de var: Meseli, tramvayda, 0t0* büste, her yerde, herkes, amma her* kes, yanmdakinin gazetesini okuyo Biri, elindeki gazeteyi açıp okumaği başlamasın! Hemen, sağından, solun“ dan, arkasından, önünden, birkaç kiş gazetenin üzerine eğiliyor ve okumsği başlıyor...» , Daha aşağıda da şu satırlar verdı: «Nevyork'uların büyük, çok büyü bir kusurları var. hemen hepsi yeri önlerine tükürüyorlar!.» Eğer. Neş'etin seciyesini o yakında tanımasam. Amerika diye bize gene bi# zi anlatıp şaka yapıyor derdim. Meğer komşunun gazetesinin üze 4 rine eğilip okumanın ve sokakta kal “ dırımlara, gelişi güzel dâkoz» fırlat « manı yegâne ömili biz değilmişim Memnun oldum. bu da bir tesellidir! * Memleketin hiç bir tarafında bira vermut bulunmuyor. (Bitliste şekef yok,.. Adapazarında kibriti, Hemen Cenabıhak bilâdi sairemizi bu gibi inhisar maddelerinin kıtlığın « dan esirgesin! Şaka bertaraf: Böyle aksaklıklaf halk üzerinde fena tesirler yapıyon du: Hindi nasyora-| Cünkü devletin bizzat idare ettiği iş « lerde daha ziyade intizam görmeğe # aştık. Sonra bir de on bir buçukluk birin ci nevi sigara çantalarının sene başın den iÜbaren pakete tahvil olunacağına dair resmi ağızdan aldığımız vâdin ng den yerine getirilmediğini de bazı o « kuyucalarım soruyorlar. "Neden mi-soruyorlar? Ne hakla ım? Valtak ne bileyim? Halkm ağzı torba değil ki büzesin. soruyorlar. İşte! * İstanbulda. hayatı ucuzlatmak için uzun zamandanberi devam eden ça « lışmalar nihayet semeresini verdi: SI 4 nema fiatlarndan birer miktar dahs tenzilât yapılacakmış! Bundan sonra, hayat pahalılığından İşikâyet edecek olanların almlarını ka rışlayım! - Güzel San'atlar mektebi talebesi bulunuyormmaş. Buğday fabrikası mü - dürlerinden M. Cussac yığınlarm üze - İrindeki kalaslardan geçerken ayağı kay- mış ve buğday yığını İçine düşmüş ve kaybolmuş. Arkadaşları, smeleler kur - tarmak için uğruşmışlar ise de muvaf - ifak olamamışlar. Ancak beş saat sonra ve ibuğday yığınları aktarma edilince ce - sedi çıkarılmış Buna benzer bir vak'a da İstanbulda Harbi Umumi sırasında vukua gelmiştir. Yeşilköy, yahud Bakırköyde depo e- #imiş olan Kuru fasulye ambarı içine bir adam düşmüş, cesedi bir müddet son- ra çıkarılmıştı! Hatırımızda kaldığına göre bu adam ambara musallat olan bir karsızdı, i kiymetli kocaları Çallı İbrahimin şer& fine bir çay (!) ziyafeti vermişler. Bu haberi veren gazeteler, bu ka * dirşinasmne tezahürün «sabaha kadaf pek neş'eli bir surette devam ettiğiniY yazıyorlar. Aziz üstad çayla pek neş'elenmez ve çay giyafetlerinin de sabahlara kü dar devam etmesi pek de olağan işlen den değildir. Doğrusunu ikrar edememişler. bar <mubtelit bir çay ziyafeti deselerdi M insanın aklı şu basit havadise saplari masaydı, olmaz mıydı? 5 E, Elpom Talu reneeemsasammsaserasearamsel Halifaksın zevcesi Papa tarafından kabul edildi —————— ——— — rübeden sonra elân tatbiki mümkün gö- tilarda hep sekerlere fanililer, gömlek.| yeni bir sent 57 dakikada bir çift çorap Vatican 16 (A.A.) — Papa. bu sas öp görmediklerini bu iyi niyet sahibi ler, çorablar örülmektedir. Bu hususta ameli teşebbüse geçip geçmedikle. müsabakalar da yapılmaktadır. Geçen - rine göre anlıyacağız. Erem Uşaklıgil “lerde genç bir İskoçyalı kız 112 dakikada, INAN, İSTER ISTER — Dün gece Alman radyosu: mez olduk. «Şimdi size ileri hatta bir Alman istihkâmınm içinden gelen sesleri dinleteceğim, dedi. Ve o dakikada neşeli bir âlemin uğultusu yükseldi, miizik, şarkı, dans.» Ben radyoyu dinlerken gözlerimin önünde 27 yıl evvel. denize ölü stmakla Şarkısını o vakit cünbüşün mutlaka ölüyordu. Ölenleri denize atıyorduk, müre*tebat yetişmedi, biz de işe koyulduk, ilk dakikalarda hepimizi dehşet bü - rümüştü, fakat yavaş yavaş kanıksadık, biraz sonra şahsan İSTER INAN, İSTER ii kendimizin dalgaların arasına görülebileceğimizi düşün - Sabahtan akşama kadar hamtabakıcılık yapmakla veya arkadaş yemek salonunda buluştuk mu hep bir ağızdan şarkıya başlıyorduk. İçimizde bir de piyanlet vardı. Adeta ki bir mari dirildi. kendimizi unutuyorduk: Ümid vapurundaydım, Kafkasyadan İstanbula geliyor - — Gemi gelir yan gelir, dum, vapurda hastakık çıktı. Günde on, on beş, yirmi kişi İskeleye şan gelir. Turüs, ey okuyucu sen: | örmeğe muvaffak olmuştur. Diğer bir|bah İngiltere hariciye nazırının Zev « İNANMA! geçen bir günden sonra geceleri beş on öğrendim. Binaenaleyh her şarkının ve neş'eye delilet etmediğine ben inanıyo- NANMA!

Bu sayıdan diğer sayfalar: