22 Şubat 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

22 Şubat 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İnşaat Ilânı Sümer Bank Umumi Müdürlü - ğünden : 1 — İzmitte ikinci kâğd ve Selüloz fabrikaları mütemmim inşsa'n vahidi €saslle ve kapalı zarf usulile eksiltmeye konuluuşlar İşm inşaatın muhammen kaşif bedeli 15810052 liradan ibarettir. 3 — Eksiltme evrakı 10 lira mukabilinde Sümer Banz muamelâ: şubesinden alına- Bilir, 3 — Ekslitme 1/Mart/949 tarihine müsadif Cuma günü saat 16 da Ankarada Bü mer Bunk Umumi Müdürlüğünde yapılacaktır, 4 — Muvakkat teminat miktarı 9.185 liradır. $ — İstekliler teklif evrakı meyanına, şimdiye kadar yapmış oldukları bu Kabil İşlere bunların bedellerine, firmanin teknik teşkilâtının kimlerden teşekkül ettiğine ve bamşi bankalarla muamelede bulunduklarına du'r vesikaları koyacaklardır. 6 — Teklif mektublarını havi zarflar kapalı olarak ihale günü saat 15 ş9 kadar makbuz mukabilinde Ankarada Sümer Bank Umum! muhaberat müdürlüğüne teslim edilecektir 7 — Posta ile gönderilecek teklifler nihayet ihale saatinden bir saat evveline kadar gelmiş ve zarfın kanuni şekilde kapatılmış olmam lâzımdır. Postada vaki (Olabilecek gecikmeler mağzarı itibare alınmıyaeaktır. 8 — Banka bu inşaatı dilediği müteahhide vermek veya bu ihaleden tamamen sarf nazar emek hakkını muhafaza eder, «742» «1282» Açık eksiltme ilânı Dil ve tarih - Coğrafya fakültesi direktörlüğünden 28/2/940 Çarşamba günü saat on beşte Ankara mektebler muhasebeclliğinde topla. Bacak olan eksiltme komisyonunda 805 lira muhammen bedelii dolap, masa, etajer ve paravana yaptırılacaktır, Muvakkat teminat 6İ liradır. Taliblerin şartnameyi görmek Üzere fakülte hesab memurluğuna müracaai etmeleri Hân olunur. (666)(1118), fat Kıymeti Pey parası Ura Kr. Lra Kr. .“ © : 6 Nar mahallesinde Rami kışlası caddesinde 54 Nolu hane enkazı (temel ahk üzere) 72/2/0409 Cuma günü #aat 10 da mabillinde pazarlıkla satı. Merin ayni saatte mezkör mahalde bulunmaları, (1296) Eyfbde Toj taşları hariç Jacağından İstanbul Elek'rik, Tramvay ve Tünel İşletmeleri Umum Müdürlüğünden : 24/1/9040 tarihinde eksiltmesi yapılacağı Wân edilen Sllâhtar fabrikası kazan dalresi elekiriz tesisatına talib zuhur etmediğinden işin kapak zarfla flat istemek (suretile #tnamına karar verilmiştir. İstekliler gartaamı, keşifname Ve plânları bedelsiz olarak levazım müdürlüğünden temin edebilirler. Fiçt vereceklerden maktuan 150 Uraz muvakkat teminat alınacaktır. Flat verebi. mek isin isteklilerin birinel Oveya ( ikinel sarıf ehliyeti hatz olmaları şarttır. Piatların kapalı zarfla ve azami 10 İdarenin levazım müdürlüğüne verilmiş olmas ieab edeceği ilân olun P.T.T. Levazım Müdürlüğünden: 1 — M0 Şul münakasası yapılan il otomatik santral fle 3000 olomatik makinesi mukabil teklif caktır. 2 — Muhammen bedel (416000) Ura, muvakkat temina, (23700 lira olup pazarlık 25/Şubat/940 Pazartesi günü #2at 16 da Ankarada P, T. T. Umumi Müdürlüğü binasındaki satınalma komisyonunda yapılacaktır, 3 — İstekliler muvakkat teminat makbuz veya banka teminat mektubu İle kanuni ” inamece yazılı vesalki hâmilen mezkür gün ve saatte o komlsyona, şart. mâmeleri görmek üzere de hergün Ankarada P. T. T. Levasım Müdürlüğüne mü. racaat edeceklerdir, £ (695) (1184) telefon dermeyan edilmesinden pazarlıkla (mübayaa oluna- İstanbul Orman Çevirge Müdürlüğünden ; 1 — Kartal kazasında bududinri şartnamede yarılı Çakıroğlu fundalığı devlet orma- mımlan satılığa çıkarılan 6720 kental funda çaltsının arttırması on gün temdid edil miştir. l 3 — Arttırma 4/3/M0 tarihine müsadif Pazartesi günü saat 16 de İstanbul man müdürlüğünde müteşekkli orman alım salim komisyonunda Sera edilecektir, & 3 — Punda çalısının beher kentalinin muhammen bedeli 5 koruştur. > 4 — Muvakkat teminat 25 lira 20 kuruştur, $ — Şariname ve mukavelename projelerini görmek istiyenler bu müddet İstanbul orman müdüriyetine müracaat edebilirler, «1387 EN lenecekseım ölmiyeceğim ya 9: ne?. Elime düşen fırsatı ne diye kaçıra- yım?. Bahusus 1000 ley de para verdi. Eğer böyle bir tesadüfle karşılaşma «| #aydım Maryanın evinde yatacaktım. İ — Sonra”, — Sabahleyin Doirnisera Maryanaya | gittim. Banyomu, kahvaltımı orada yap-| tım. Öğle yemeğine altmışlık bir Ma - câr kontu geldi, Adı Kont Çermeş imiş, İDİN kızı olduğuma şu bizim evden daha|maklı olmuştu. Acıdım doğrusu; par -İ|kadderatım taayyün edecektir. Moruk beni görünce: bayılmış, Marya - iyi şahid mi fstenir?. Zevk için hazırlan- maya aman, zaman demiş; Maryana da "İİ mavi oda, kırmızı oda, eflâtun oda... bana teklif etti, Kiymetli halılarla bezenmiş şark odası... — Sakın evet dedin? Bükreşin en muhteşem, en zarif, en son — Ya ne demeliydim?, Bana bu kadar moda mobilyası. kadın, erkek orta hiz - iyilik eden Maryanayı kazancından yah. | metsileri.. her şey var... rum mu birakmalıydım?. Yemekten son: Yarım saat sonra kapıdan uğurlarken Ya kontla şöyle başbaşa bir sedire uzanı. Türkün bana bakışları bile daha hürmet- verdik. O kadar. Çıkarken sedire bana Kârâne bir şekil aldı. göstermeden 5000 ley bırakmış, fena m-,7/ — Bu akşam buluşmıyacak mıyız mat- Hemen * yarısını çantaya yerleştirdim; Mazel?, laryanaya verdu — Bir saniye müsaade... Onu kapıda bırakarak Maryananın ya- Inna girip çıktıktan sonra: N — Babam ve teyzem sizi beğendiler; ra; Tür-|detlim, bu akşam sasi 20 buçukta Lâfa- yet'te buluşuruz. Memnun ve pürümid uzaklaştı... Mary — Gözün kör olsun türk du. yacak!.. — Onun ruhu bile duymaz. ta Union otele g ve götürdüm. e Türkteki nezake a Maryananın elddiyeti?. tunun baba rolündeki muvaffa-! gazinoya beraber Rötürdüm; gete yarı - İsiınu kadar müzik din'edikten sonra ağ- Maryananın evindeki ihtişam, Türkülrildik. Türkün halini görmeliydin anne; hayretler içinde bırakmıştı, Ne aşil, vie! babamın ve teyzemih yanında bana aş - necib, ne zengin, ne aristokrat bir sile-ikından baksedemediği için âdeta ağla - O akşam Maryanayı da, dostunu da| SON POSTA Balkan güreş ekirleri birkaç güne kadar geliyor (Baştarafı 6 ne sayfada) tin gtireşler yapacakları ve yukarıya doğru gittikçe karşılaşmaların daha ziyade hafif. leyereği gözönünde tutulursa, Balkan mü - sabakalarının en câtib güreşlerini Yaşar Er. kan, Yaşar Doğu, ve Celül yapacak demek - tir. Balkan güreşlerinde en zayıf bir vaziyet. jte olan Yunan ekibi, eski günleri unuftura. cak bir vaziyete girdiyse, müsabakaların toptan bir heyecan taşıması muhakkaktır. | Allıncı Balkan güreşleri heyecan ve zevk bakımından mevsimin en güzel bir hareke. ikinci Fransa - ingiltere maçı ingilizlerin galıbiyetile bitti Evvelki hafta Pariste Fransa ile karşıla” şan ve berabere kalan İngiltere takimi ge . çen Pazar günü Ralms şehrinde Frunsa ie, ikinel defa karşılaşmıştır. Orduda bulunan meşhur futbolcuların teşkli ettikleri takım. larm bu maçında da kesif bir kalabalık ha. zır bulunmuş ve 73 bin frank hasılat elde edilmiştir. Fransırlar Uk maça çızafdıkları kadrodan dalın zayıf bir ekiple âdeta bir B. mili takımı şeklinde sahaya çıkmışlardı. Sha çamur içinde idi. Buna rağmen ma. çın başlamasile beraber İngilizlerin yüksek tekniği ve topa hâkimiyetleri kendini gös - termiştir. Bühassa Allen, Spraston, Cuhla, Merver ve Copping'den müteşekkil o İngiliz tan sonra sentrhaf yerine geçen © forved Welsh bu mevkide de ayni yüksek oyunu göstermiştir. Fransızlar daha çok müdafa . aya ehemmiyet vermişler ve ara sira parla yan hücumlar yapmışlırsa da bu müdafa. ayı sarsamamışlardır. Fransız kalecisi Da - la pek çok sayılara mâni olmuştur. Birine devrenin 15 inci haf Mercerle forved hatlı arasında teati 6. diler bir seri pastan sonra #tephenson ye. re düşen Fransız kalecisinin başının üstün. den topu kaleye sokarak maçın yegâne go. lünit yapmıştır, Fransylar oikinci devrede mühim iki gol fırsatı kaçırmışlardır. Maç, İngilirlerin yaptığı tek sayı ile ve 1-0 ga - İlibiyetlerile bitmiştir. Yenidan 3 oyuncu cezalandırıldı Beden Terbiyesi İslanbul Bölgesi Başkan. kığından: Aşağıda adları ve soyadları, klüp. leri ve Bölge sieli sayıları yazlı bulunan ular iştirak ettikleri müsabakalarda - Ki sulhareketlerinden dolayı Genel Direk törlükten teeziyeleri müddetleri tayin edi - Hneeya kadar müsabakalara iştirakten me. nedilmişlerdir, tebliğ olunur, Beşiktaş kibünden 74 Peyri Uman, Eyüb ktübünden 1045 Seyfettin Pavir, Taksim Ye. niyildir klübünden 2004 Dikran Kılıçyan. Bir sarhoş kahvenin camlarını kırarkan yaralandı Şoför Arab Ali 4dında biri dün sar. hoş bir halde Arabcamisindeki şoför - ler kahvesine gelmiş, anlaşılamıyan bir sebeble kahvenin camların: kırma- ga başlamıştır. Bu esnada kırık camlardan damar - lari kesilerek yaralanmış ve çok fazla kan zayi ettiğinden baygın bir halde iBeyoğlu hastanesine kaldırılmıştır. maklarımın ucunu öperken yarın saat 18 de beni otelde beklemesini söyledim. Ve gittim. Bir otomobile atlıyarak Si- naya yolunda saat sekize kadar dolaştık. Sonra Lüfayete gelerek oturduk. Yemek- te sordum: — Babamla teyzemi Jmösyö?. — Aman matmazel; bu kadar necib insanları nasıl bulabilirim? Asıl merak ettiğim şey onların beni nasıl bulduk - larıdır. — Çok zarif ve kibar buldular... — Teveöcüh göstermişler. — Öyle demeyiniz mösyö; siz hakika- ten centilmen bir genesiniz... — Bunu söyliyen siz misiniz matma- zel?. Utanır gibi yaptım; devam etti: — Bu hükmü siz mi veriyorsunuz7. 'Ne bahtiyarım Allahım?. Fakat matma - zel, Galastaki istirhamım tamamile ce - yabsız kaldı. Hayatım dudaklarınıza bağ- hâır; öradan çıkacak bir kelime ile mu- nasıl buldunuz İmüdafam fevkalâde idi. Culliş yuralardık —| Rul, arkadaşı Hiden'i aratmıyan bir oyun- cı dakikasında 801) «Son Posta» nın tarihi tefrikase 148 Midillinin — More paşa babalarından, sultan a -| nalarından kalmış... İ Midili, Fazl Paşa sarayından çok he-| yecanlı dörmüştü. Tayyarzade, kahve -; hanedeki Arnavud bahçıvanın, arada bir! kendisini dikkatle gözden geçirdiğini sezer gibi olmuştu. Midili dö- nünce, adamın bu dikkatinin birdenbire arttığını da farketmişti. Midilli çocuk da bu adam ile şöyle bir göz göze gelince bir tuhaf olmuştu. ve hemen, Arnavuda| arkasını dönmüş, Tayyarzadeye de: — Haydi kalk ağacığım, gidelim! Demişti. Tayyarzade, bu sahnenin Sır- larını çözmeği akşama bırakmıştı. Midi linin, yaşı ile ölçülemiyecek kadar çok şergüzeştleri olacağını, ve bunları ço - cuğa, sırası gelince birer birer söyletebi- leceğini tahmin ediyordu. Tayyarzade kalktı; atını çözdü, fakat binmedi. Hayvanın yularını Midilli sldı ve ağır ağır Fazlı Paşa sarayına doğru yürümeğe başladılar. Delikanlı, iki elini arkasında kavuşturarak; | — Ne haber Midilli, dedi, güzel ablana | geldiğimi haber verdin mi? Çocuk, gözlerinde, beklenmiyen ba - İberleri verenlerin gözlerindeki garib ışık- lar parıldıyarak cevab verdi: — Sorma benim başıma gelenleri ağa» — Ne okdu ki?. — Ben güzel ablam fe konuşamadırı Tayyarzade durakladı: j — Konuşamadın mi?. — Konuşamadım.. tam bahçeye gir -| dim. Bir de ne göreyim. Esma Hanım sultan bahçeye çıkmış sevgilisi ile. Tay- yarzade Midilliden meraklı bir macera dinliyeceğini anlamıştı. — Ey... Anlat bakalım... Merakh bir! Dedi. — Meraklı ya... Dur sana baştan an - latayım ağacığım.. senden ayrıldım, ko - şarak gittim saraya... Kapıyı çaldım... Açmadılar... Bir daha çaldım... Midilli, biraz evvel başından geçen! macerayı olduğu (gibi anlatmağa başladı. Bir aralık «Benli Yusuf adın: işitince| Tayyarzade iyice kulak kabarttı. Zeki de- İlikanı, Midillinin belki de bilmiyerek, İistemiyerek birçok sırlara sahib olduğu- e artık kati olarak hüküm vermişti. Tayyarzade tesadüflerle garib bir ma -| İceraya kendisinin de sürüklenmekte ol) duğunu görüyordu. Benli Yusuf adı, ha- fızasında feci bir vak'avı deşmisti Benli Yusuf Bey, Sultan radın idam ettirdiği bir delikanlıydı, İstanbu - tun meshur hovardalarından biri idi. Bu) Benli Yusuf ile idam edilmiş genç arasın. | Matmazel!. Müsaade ediniz; sizi baba- — Annem burada yok mösyöl, İlk defa olarak süratle elimi eline al- dıktan sonra; — Ne güzel ve ne müşliksiniz matma- zel; dedi, bu cevabınızdan çıkardığım mana müsbettir. Ah sevgilim; ümid ede- bilir miyim? Gözlerimi yere dikerek hafifçe, elini sıktım; çıldırdı. — Matmazel. Müsade eder misi şunları parmağınıza takayım? Gözüm, gayri ihtiyari, eline kaydı. Bir dakika içinde sol elimin orta parmağına şunlar geçmişti, Maryora elini annesine uzatarak tek (taşlı bir pırlanta yüzükle altı İhalkasını gösterdi. — Sonra Maryora?, — Sonra anne; ona ilk defa olarak İs- mile hitab ettim; cevaben bir — Maryoram, Deyişi vardı ki anlatamam. O gece iç- vi | bir nişan| İğunu, sultanın pencerede korkusu da bir münasebet var mıydı? Tayyarza- denin kulağında bir takım isimler uğul dağamağa başlamıştı Balıkçı güzeli Ahmed, Mısırçarşılı Os- man Efendi, Bursalı Sadizade, Küçüke « fendi, Kürkçüler kethüdası Hacı Atauk Çocuğun, Benli Yusuf adını ağzından kaçırdıktan sonra, pişman olduğunu gös- terir bir harekette bulunması da Tay - yarzadenin gözünden kaçmamıştı, Hattâ öyle ki, Tayyarzade, Benli Yusufu biraz tarif etmesini teklif ettiği zaman, Midilli, kendisini süratle toplıyarak: — Yusuf Bey mi? Nasil Yusul Bey? Diye sormuştu. i — Canım şimdi söyledin ya, Benli Yu suf Bey. Esma Sultanın sevgilisi... — Benli Yusuf mu?.. Ben Benli Yusuf mu idim? — Öyle demedin mi? — Yanlış ağacığım.. Benli Yunus di yeceğim.. Tayyarzade, çö inanır görünmüş” tü. Midilli nihayet «Esma hanım sulta» nn, Tayyarzadenin adını birçok kimse» lerden işittiğini, ona kulaktan âşık oldu- Tayyarzadeyi beklediğini, bir gün de sarayına davef ettiğini, söyledi. Tayyarzade o gülmeğe çalışarak; — Desene ki be çocuğum, kısmetimiz açıldı... Tayyarzade, Midillinin büyük bir buhran içinde olduğunu çoktan görmüş, an'amıştı. Çocuk etrafına bakınarak, ür kek ve mütereddid... — Ağacığım.. ben söylemiyecektim amma, oldu bir kere,.. Bugün geçelim seninle sarayın önünden amma, sen gib me o sultan hanımın sarayına... — Neden be Midilli... Hüseyin efem dinin hizmetinden çıktık, şimdi de bü sultan hanımın çubuktarı oluruz... — Ağacığım, ben bu sultan hanımın kapısı kulunu beğenemedim... i — Bre çocuk sen de bu sultan hanımın ekmeğini yemedin mi? — Yedim amma Tayyarzade sen bana sor onu... — Kapısı kulunu neden beğenemedin bakayım bu Gevherli hanım sultanın? — Ağacığım... Ne diyeyim bilmem... Hepsi nursuz imansız adamlar senin ân« hyacağın?! — Bre çocuk sen nursuz imansız adüs mı nereden anlarsın ki... — Ben anlarım ağacığım....Sana biz anlatsam benim başımdan geçenleri... — Akşam anlatırsın evde... Midilli gene etrafına bakındı: r Midilli, ne bakis fa”. (Arkası bar) ağam. — Sende nırsın iki tik, içtik, içtik anne. Lafayetten çıktığıs müz zaman dört başı mamur sarhoşluk, Bir otomobile atlıyarak gene Sinayanın yollarını tuttuk ve otomobilin içinde ye- ni nişanlılığımızın höccetini mühürledilş O bana: — Senin için çıldırıyorum Maryora, Dedi; ben de onâ; — Seni seviyorum. Cevabını verdim. Artık nişanlanmıştık, Fakat bu nişan. dan henüz hiç kimsenin, bilhassa muh « terem pederimle çok sayın teyzemin ha» beri yoktu. Sabahın saat ikisinde beni Maryananın evine birakırken; — Yarın öğle yemeğine seni evde bek» liyorum. Dedim; ayrıldık... Domnisera Maryanaya hal ve keyfi « yeyti anlatırken masanın üstüne bir 500 leylik koyarak yemek hazırlatmasını Tie ca ettim, Sonra; — Domnisera; dedim, bugün beni #> den İstiyecek. Yani ben kendimi istete « ceğim. Kat'iyen muvafakat etmezsiniz. — Hani evlenecektin ya kızım?. — Gene evleneceğim Domnisera!, Si « zinle münasebetini kesmek istiyorum, İleride ne olur, ne olmaz. Siz bu talebi mubakkirane reddedersiniz; ben isyana başlarım; sonunu getirir — Sen bilirsin.,

Bu sayıdan diğer sayfalar: