2 Mart 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

2 Mart 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2? Mart on Posla SON POST S5 POR, Altıncı Balkan güreş müsabakaları baş'ıyor Rumen kafile reisi: “ Biz alacaklarla meşgul olmıya mecburuz ,, diyor Güreşçiler Cümhuriyet abid esine çelenk koyduktan sonra Altineı Balkan güreşleri bugün saat 25 tâ yapılacak büyük merasimden sonr Myacaktır. Altı senedönberi mı de yapılmakta olan Balkan gür duğu gibi buzün bam lara Yunan, Yugoslav, Rumen ve Türk €- Kiplerinden yedişer güreşçi iştirak edacek - tir. Şimdiye kadar yapılan Balkan güreşleri. min hepsi de güreşçi n muvaffakiyet. erilo neticelendiği Için bugün başhyacak 0- lan müsabakaların ayni muvaifakiyet için. de cereyan etmesini temenni ederiz. Rumen kafile reisinin sözleri Romanya güreş takımı dün federasyon re, Bi Dı. Manulilanın riyasetinde gelmişiir. Rumen kafesi reisi: «Türkleri güreşe büyük bir ehemmiyet verdiklerini biliyoruz. Biz, Türklerden san derece alacak! Metgnl olmağa meebu'uz. Yusoslav ve Yu. mankları 2 seneden görmediğimiz. için ülar hakkında hiç imiz yoklaz izim hafif siklet göresçilerimiz, böyük! &kletlere nazaran daha kuvvetlidir. Onla -| Min teknik bi ne itimad edebilirim, Ekipin ekserisi askerlik varifelerini /ap -| Makta olduklarından icab ettiği kadar ha,| arlanamamışlardırı demiştir, Abideye çelenk Balkan güreşlerine İştirak edecek olan gü- Yeşçiler dün saat 1630 da Taksimde Ala - türk abidesine bir çelenk koymuşlardır, Valinin ziyafeti Vali ve Belediye Relsi Dr, Lütfi Kırdar, Balkan güreşlerine iştirak edecek sporcular serefine dün Parkotelde mükellef olr çay Tiyafeti vermiştir. Ziyafet pek neşeli ve samimi bir şekilde| Beçmiştir. Hakemlerin kıyafeti Balkan güreş müsabakalarını idare ede - Sek hakemler, kırmızı süveter, beyaz panta, İon eiyecekterdir Balkan güreş köngresi si güreş kongresi dün akşam birine N ntsım yopmış, kongreler reisi Bür fik; — Bayağı sensin!, Kırk yıllık annene bayağı diyeceğine b ki ağırlığa dik. kat et, kör o! Bayan Vasfiye ağlamağa başladı. — Ağlama anneciğim; ne oldu, anlatı, — Daha ne yeceğim Damus düş- künü herif? Boynuzlarından bahsediyo- rum!.., ç — Bir şey mi oldu?. — Amanın, üstüme Iyilik sağlık!. A hâlâ «bir şey mi oldu: diyor. Öğöğör.. Vurdum duymazl bu dere- €6ini kimsecikler görmemi Karın bugün bir delikanlıle kapandı; anladın mı?, — Nerede kapandı?. — Aman Allahım; sanki «secdeye ka- Pandıs demişim gibi hiç kam oynama- dân soruyor. Rahmetli bıban mezardan kalksın da $u halini görsün. Meğer ben evlâd değil, engerek yılanı doğurmuşum. — Birak şimdi bu Jâfları da ne oldu- Bunu söyler. — Ayol kapandı diyorum sana; İ , tak odasını işi-! onu nah İşte şu odada kapan Bayan Vasfiyenin Teti Maryoraya muhaverenin şeklini an- Jatmış olduğu için, bu defa o başladı: — Annen o kadar ahlâksız bir kadn ki tarif edemem, — Ne var, ne oldu Maryora?. — Bir dost beni ziyarete gelmişti, — Kim bu dost? 1. Jerniştiz, İşama nazaran yarm sabah Taksim stadın. e Hâdiseli maçın Muhakemesi Geçen Temmuzda yapılan ve Demirspor Kalecisi Necdetin maçta hukemi yaralama , sile biten müessif kidisenin muhakemesine dün de Üsküdar asliye ceza muhakemesin. de devam edilmiştir. Eer iki tarafın avukut- İları muhkemede hazır bulunuyorlardı, Ge. içen celsede mahkemeye bir istida veren ka, Ieci Necdetin avukatı Suad Tahsin muka - bil dava açtıklarım söylemiş ve evrak müd. delumuminin tetkikine bırakılmıştı, İlk söz alan müddelumum! istidanın mah. kemeye veriliş tarihile, hâdlsenin vukuu a , rasındaki müddetin müruru zaman | teşki) »l ve mukabil dava talebinin xabulüne kanunen İmkân bulunmadığını söylemiştir. Bundan sonra şahidlerin Madelerindeki mü. bayenete İşaret eden müddelumumi Anka. fA Demirspor takımına mensub şahidlerin hakemin Necürte küfür ektiği ve göğsün - den ittiği, bunun üzerine Nesdetin yumruk | vurduğu şeklindeki ifadelerinin yeniden tah kikini İstemiştir. Bundan sonra söz alan suçlu avukatı her ne kadar mahkemeye Ye, ni istida veriyorlarsa da, evwelcş o Kadıkü Müjdelumumiliğine bir mukabil dava isti. |dası verdiklerini söylemiş ve tahkikini is - temiştir. Avukat ayni zamanda havanin © j8ün fevkalâde sıcak olduğunu ve Necdetin ba yüzden şuurunu kaybetmiş bir vaziyette bulunduğumu iddia ederek o günkü hava | vaziyetinin Metearolaji Umum Müdürlü - kan Felek bu münasebetle bir nutuk söy . Hünder sarulmasını ve böyle sicak bir ha. ia da maç yaptırılıp yaptırılamıyacağının fe. Genel direktör Çemil Tanerin kongreye “rmasyondan tahkikini taleb etmiştir. erdiği teşekküir mektubu okunmuş, mü. Hakemin avukatı Niyasi Kemal söz ala — ben bütün murahbâslar söz söylemiş Tnk bu taleblerin Jözumeuzluğunu izah et - lerdir. Bundan sonra seçim yapılmış, kan . MİStİr. Neticede suçlu avukatının son İki grs wmumi kâtibliğine Seyfi Cenab intihab | telebinin reddine, evvelee istâla verilip ve , edilmiştir. İrilmediğinin Kadıköyden sorulmasına, tf: Köngre ikinci toplantısını Pazartesi günü 'delerinde mübayenet görülen Ankara Da #aat 10 buçukta yapacaktır. #poru oyuncularının Ankara mahkemele Balkan güresleri münâsebetile bütlin dey. 7'Dce tekrar sorguya çekilmesine ve muha. let relslerine birer telgraf çekilmiştir. kenenin 29 Mart tarihine talikine karar . , serilmiştir. Yarınki futbol Mb Maçları Mekteb lir maçlarına bagün Taksim ve Şeref sabalarında devam edilecektir. Balkan güreşleri münasebelile yarın ya -| Taksim sahası; Şişli Terskti — Ticaret pılacak lig maçları tehir edilmişlir. Bunun, Saat 14, Galatasaray — İstiklâl saat 1510 la beraber 4 ilübümüz aralarında anlaş, .| Şeref sahası: Taksim — Yüce Ülkü saat sabah «Bahar turnuvası; namı al.|14, Işik — Kabataş saat 1510 i maçlar tertib etmişlerdir. Prog. Kır koşuları İstanbul mektebleri spor bölgesi saşkan. hğından: Türklerden sonra derece tında huş d sat 95 5m Fenerbuhçe - Beyoğlusyor He, Galatasaray - Beşiktaşla okarşılaşacızlar - 2 : 331940 Pazar günü İstanbul mektebleri Hususi birer karşılaşma olınsları bakımın arasında yapılacak kır koşuları birinelliği dan maçlar büyük bir ehemmiyet tasıma ,İayni gün “Türkive birinellikleri kır xosuları makla beraber dört kuvvetli takımın isim - Yapılması dolayısile 10/3/1940 Pnzar gününe lerinin meydana atılması yüzünden gene ar) tehir edilmiştir. çöz alâka uyandıracaktır, Ligin başındaki | meseeesesemensmasassssa sarsa asama sun sararan vaziyetini hâlâ muhafaza eden Beşiktaş, son) O Beden terbiyesi öğr tmenleri defa 4.0 yenildiği Galatasaraya karşı nasl bir kadro ve oyun çıkaracaklar, bilinemez. bugün topl nnacaklar vi Fener Beyoğluspor maçına gelince; Beşik. | Lise ve orta mekteb beden terbiyesi taşı yenerse İstanbul birinelel olmalari mev. | öğretmenleri bugün İstanbul maarif mü- zuubahs olan Venerlller için bu müsabaka |dürlüğünde maarif müdür muavinlerin- «iddi bir antrenman maçı olacaktır. Bulden Vehbinin başkanlığında mühim bir maç takımların zevki bir oyun oynaması ve pacaklard Fenerlilerin takımlarının verimini bir daha gep ya k m ii u toplantıda mektebler arasındaki ölçmeleri bakımından daha çok alâkaya de- * " ğer, M.T, öğ. |spor hareketlerinin ymm ee devam etmesini temin eek tedbirler Voleybol maçları üzerinde görüşülecektir. Bu toplantıda, Mtekteb voleybol maçlarına Halkevinde),. deler arı Yali heee öl Aç: Yarda çıkan kavgaların önüne (geçecek derim edilecektir. Pertevniyal - Darüşşafaka, Vefa . , kat'i ve inzıbati kararlar da verilecektir. Fay . darpaşı, San'at - İstanbul. “Son Posta,, nın tefrikası : 30 Bu yarı sürgün Yoldası olan Tayyarzadeyi bulup ge tirmesi için © yalvarmış. (Yandım Ali, bütün İstanbul baldırıçıp'akları gi- bi, Hüseyin efendinin çok zengin oldu- ğunu, hazinesinin nadıde ve kıymet bi- İçilmez eşya ile dolu olduğunu ' bilirdi. Gene bütün İstanbul kupukları gibi ö- nüne çıkan nimetten İsti İlirdi. Plânını pek sade çizmişi lefendiyi beş on gün oyalamak, bu müd- det içinde konakta yerleşmek, Hüseyin efendinin serveti ve hayatı hakkında €- sash malümat toplamak ve bu arada, , bahşiş, hediye, hizmet ücreti olarak efen- İdiden azami mal ve akçe çekmek, sonra, çubuktar derdine düşmüş bu biçareyi, kendi ayağı ile Fazhıpaşa sarsyına götür- mek, ve, mümkün olan en kisa bir 24- manda soymak... "Yandım Alinin Gümrükçü Hüseyin elendiye sevgili Tayyarzadesmden ver- İdiği ilk haber şu olmuştu: Gevherli Esma hanım sultan Tayyar- zadeye çılgın gibi vurulmuştur. Güzel hayatında can ayartmıştır. Hattâ belkı de, hazinedarın bayram bohçası hikâyesi danışıklı dö- ğüşlür, delikanlıyı Hüseyın efendiden ğutmak için Esma hanım sultan akçe- | 90ğu! için sinin çevirdiği dolabdır. Şimdi Gevherli hanım, Tayyarzadeyi gece ve gündüz dizinin dibinden ve gözünün önünden a yırmamaktadır. Bugünlerde bu nevciva- nı bu acuzenin pençesinden almak im- |kânsızdır, Amma ve lâkin, Gevherli Es ma kanım sultan denilen bu ihtiyar ka- dın, hercaimeşrebin biridir. Tayyarzade gibi nice nadide ve güzide dilberlere ya- nıp tutuşmuş ve bir hafta sonra bıkmış, usanmıştır. Yandım Aliyi de bir müddet İevvel ayni heyecan ile sevmiş ve yük- seltmiş, bir hafta sonra, sarayının uşak» arı arasına atıvermişlir. 'Tayyarzadewin de akıbeti budur. O zaman, nankör Tay- yarzadeyi Fazlıpaşa sarayından almak, tereyağından kıl çekmek kadar kolaydır. şimdilik beklemek Jizımdır. çok değil, nihayet on... o mağrur Tayyarzadeyi. gözleri yerde ve boynu bükük Hüseyin dim Alinin boynunun borcudur... Yandım Ali, daha Hüseyin efendiye rasladığının akşamı, cfendiden ayrılır ayrılmaz «oluğu Şehremininde almıştı. Külhani, birbirinin içine girmiş üç me- İsele karşısında idi: Tayyarzade, üstüne titreyen cömerd ve âlicensb bir efendiye, muhakkak ki nankörlük edip darılmıştı, Tayyerzadeyi İbulmak, bu dargınlığa sebeb olan vak's- yı izah etmek, efendi ile çubuktarı barış- tırmak Yandım Ali için işten bile deği di, Bu hizmetinin karşılığı da, Gümrük- Sihirli göz konuşuyor! Ya — Hilmi Kaynak!, fena vaziyete girdi, ben de bütün mana- — Şu geçen akşamki genç memur. İsile rezil oldum. — Eveti, Maryoradan bu cevabı alan Hulki Hulki Soyer, gayri ihtiyari, sağ elini Soyer hiddetle annesine döndü: alnından geçirdi, — Anne! Bu yaptığın rezalettir!. — Pekâlâ?. Oğlunun bu rezaletinden fevkalâde — Kendisini evvelâ buraya aldım. Ko- birslanan Bayan Vasfiye ayağa kalkarak nuşmağa başladık. Annen başladı söylen- bağırdı; meğe.. ben türkçe bilmediğim için ne de-! — Hangi yaptığım rezalettir?, diklerini an'amıyordum. Fakat Hilmi o | Gelen misafire #öylemedik lâf bı- Kaynağın sıkılmağa başlamasından şüp- rakmamışsın.. helenerek sordum; «kayınvalide çok fe, | Ne yapmışım?. yleniyor, müsaade ediniz de gide- | Durup durduğun yerde söylenme- im» cevabını verdi. «Ne diyor» dedim; ye başlamışsın. Bu rezalettir, tahammül söylemek istemedi; fakat ben ısrar edin- edemiyeceğim. karı Romanyanın sürtü- ce mecbur oldu. İğü, neredeyse oğlum yutacak demişsin. — Ne diyormuş?, Utanmadın mı?, Benim haysiyetimi hiç — Gözlerimin önünde bu kepazeliğe düşünmedin mi?. tahammül edemiyeceğim. Karı neredey.' — Hakkın var oğlum; senin lügatin- zan: Zeynel Besim Sun 'tarak baygın, baygın yüzüne baktığını "gören hiçbir kaynana kendisinin ve oğ- unun hesabma kulaklarım sallıyarak göz yumamaz. İkisi de benim odadan çıkmamı dört gözle beklediler, — Annesi odada yok muydu?. — Yok olur mu? — EK — Kayranan Romanyada fırın kapak- lığı yapmış galiba; pek pişkin!. — Hahtediyorsun anne!. Alaturkalığın kötü an'aneleri içinde sersem bir tavuğa dönmüşsün. Senin beğenmediğin o karım | İyok mu; Remanyanın en kibar ailesine İ mensuhdur, — Beli! — Belli ya; ne zannettindi?. — Peki; odada kapamışlarma he di- yeceksin? Benden sıkılan gelin hanım delikanlıya ve anasına hazineler vererek © efendinin ayak'arına kapandırmak Yan-| Sayf: xzazan Reşad Ekrem Gümrükçünün hazineleri çü tarafından, muhakkak ki ocömerdee ödenecek, hatta kendisi, konakta yerle- şebilecekti. Maziyi bir tövbe istiğiar ile yıkayıp temizlemek mümkündü. Fakat, batakhanenin birçok sırlarmı bilen Midilli çocuk. ne gibi münasebet lerle Tayyarzade denilen delikanlının ya nında bulunuyordu? 'Tayyarzadenin Hü- seyin efehdinin yanına gelmeyişi, Midil Mi ile buluştuğu akşamdan, bayram gece- sinden başlıyordu. Yoksa Tayyârzade vasıtasile ele mi verileceklerd Sahbâ kalfanın Tayyarzâdeye olan aşkı zel Gürcü kızını, belki nin, kem de Tayya malolacak korkunç bir ihanete kadar mı sürüklemişti. Yandım Alinin Midik hakkındaki hükümleri de kat'i değildi, Bu çocuk, Tayyaryadenih yanına gitmek» enin hayatına le, muhakkak ki vücudünün kald'rılması lâzım bir mahlük olmuştu. Hüseyin efendinin naklettiğine göre, Tayyarzadenin anası oğlunun Gevheri » hanım sultana çubuktar olduğunu Halbuki, Gevheri Esma ha e bir şeyden haberi yoktu. Bilâkis, harikule'le garib bir tesadüf e seri olarax, Benli Yusuf beyin ihanetini çoktanberi sezmiş olan ihtiyar hanim su'lan, bır tesadüf eseri Midüli ile kar. şılaşarak Sahibânın 'Tayyarzadeyi sevdi. ğini, Tayyarzadenin de bu güzel kıza karşı mültefit davrandığını öğrenince, delikanlıyı kalfasınn elinden almak istemişti. Tayyarzadeyi gördükten sonra da «tiz bana Tayyarzademi getirin!.. dis ye emir vermişti. Diğer taraftan, bir gün sonra, Yandım Ali Gümrükçüye Fazl paşa sarayı civarında raslamıştı. Tayyan zade, üstüne titriyen bir efendinin, orta- da hiç vak'a vok iken, kendisine bir m gad bohçası yollamıyacağını, bunun bir yanlışlık olduğunu anlamıyacak okadar toy değildi. Ne oluyordu? Hüseyin efendi, Tayyare zade, Midilli ve Sahbâ kalfa, Fazlıpaşa sarayının esrarını meydana oçıkaracak Rizli bir teşkilâtın aletleri miydi?.. Böyle bir teşkilât varsa, idare eden kimdi? / Sultan Murad ım? Yoksa, bu vak'alar, ikleri kadar basit, sırf garib te- sadüflerle içiçe girmiş şeyler miydi? Ne olursa olsn, Yandım Ali için yapılacak ilk iş, Tayyerzadeyi adım odım takib ef» İmek, Midilliyi de, masum yahud günah- İkâr, yok etmek lâzimdı. i Tayyarzade eğer gizli bir teşkilâtı adamı ise ve Midilli çocuk ta sırlarım ifşa etmişse, ilk fırsatta ele geçirilip te- mizlenecek adamlardan biri de muhakkak ki Yandım Ali idi, Rundan ötürü fevkas Mde ihtiyatlı davranmak lâzımdı. (Arkası var) l adında evlâdım yoktur. Sinsilemizde senin gibi bir tek uğursuz çıkmamıştı. Gül gib! Türk kız. larını bırakıp ta yabancı illerde ne idür Hü belirsiz kız'arla evlenenlere zaten bü yakışır. Beni dinle sabık oğlum! Haftada. bir defa salhaneye git te boynuz kırdınj başın ağrımasın diye sana son nasihatim budur. Kadıncağız hemen eşyasını toplamağa koyuldu. Ne var. ne yoksa sandıklarına doldurarak çağırttığı arabaya yükletti ve oğlunun evini ebediyen terkederek kan desinin evine taşındı... Hulki Soyer, bütün bunlar cereyan ederken, derin bir azab içinde kıvrant yor, fakat Muryoranın dorilması ihtimali karşısında haricen zerre kadar teessür göstermiyordu. Bayan Vasfiye evveli cda kapısım, sonra da sokak kapısını şiddetle çarpa» İrek evle alökasını fiten kesince gelin | İlkik de şiyikliğini ikide, birde yüzüne vura» | se oğlünın ağzına girecek. Bu kadın Ro- de haysiyetin manası çoktan değişmiş. |mileafiri yerinden zorla kaldırdı, sonra'cak bir mahlüktan kurtulmuşlardı... manyanın kibar: değil, sürtüğü. Yere| — İleri gitme valide. batsın bu alafrangalık diyormuş... Bak-| — Sen de tuttuğun yoldan bir adım tım ki olacak gibi değil. Hilmiyi bilmec- bile geriye gitme oğlum!. Gelen misafir buriye yatak odasına götürdüm. Orada koltukta otururken gelininin hemen bir İkonuşmağa başladık. Zavallı genç oçok'sandalya çekerek ve iki elile iki elini tu- koluna girince, adeta sürükler gibi, ya tak odasma götürerek arkadan kilidi bastı... — Ne yapsındı, yemek odasına mı gü- türsündü?. * İ OÇatrapatra türkçe konuşmağa başhe İyen madam Nikoleskoya, Bay Hulki. Soyer, şaşıyordu. i (ürkam var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: