20 Mart 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

20 Mart 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Manzaranın cevabı Menfidir, fakat mantığın | Cevabı müsbet olacaktır a Ekrem Uşaklıgil Sansosion devri geride kaldı, © Amerikalı yolcu Avrupada uzun bir İnceleme seyahati yapmıştır. Milyon - ların hayatını elinde tutan adamlarla in konuşmalarda bulunmuştur. Son 7 2 , : sormüştur. Son sözü almıştır. E : ğ pe i NN e si | Bugün Çarşamba. 20 Mart. i e b esi > SN .Amerikah yolcu Napoli Timanından üşüler yerden Kaikınmasını b'lmek E, Ekrem Talu emcinslerinin hürmetine lâyık İerdler, idbara göğüs germesini, i ve başına her ne türlü felâket ve musibet İ gelmiş olursa olsun, ilk sersemlik an İgeçtikten sonra, gidişini bozmıyan, fütur | igetirmiyen ferdlerdir. i Bu, hakikat, milletler için de aynidir. , Ve daha dün çetin ve yiğitçe bir savaştan ymağlüb ve yaral çıkan oPinlândiyanm, pura biniyor. Allahın gazabına uğ - Tayan cehennem dünyasını arkada bi - karak avdet seyahatine çıkıyor. Transatlan'ik vüzen bir saravdır. e sarayın bütün haşmeti gece görü - 'nür. İtalya sevyar propadanda âbidesi İ- çin vapılacak masrafı hududsuz bırak- İf. İtalyan ressamı, İtalyan nakkası dekoratörü dehasının şaheserini bu #hidenin salonlarına döktü, İtalyanm müzik âlemi de en meşhur orkesirala - rından birin! neş'e ve şetaret saçmak Yazifesile orava yolladı Gece olmustur: Salon ziya, renk, çi- çek içinde. musiki dalgaları içinde. bir- birinden eüzel kadın tuvaleti ile dolu. Her dudakta bir tebessüm ve her kalb- "de bir ümid. “Bu, yaşamak istiyen, harbden uzak 'ud insanlar diyarına doğru giden “bir âlemdir. Avrupa. harab olan Av - 'Tupa, daha da harsb olacak olan Av Tupa bütün kini. hırsı, sönmiven istahı ile her dakika biraz daha geride kalı - “yor. © Amerikanın muhterem (hariciye 'müstesarı buvün hiç süvhesiz bu teza- 'da dikkat etmis olacaktır. 25 Şubat ile 20 Mart arasnda 24 sün gecti. Bu 24 pün zarfında da telli, telsiz telgraf mütemadiven işledi. Amerikanın muhterem hariciye müs İeşarı Avrupada yaptığı incelemeler - den aldığı neticeleri günü gününe bil- 'dirmistir. Simdi İtalyan Transatlanti - öinin hayat ve nes'e fışkıran salonla - ında yaşamak istiyen âlemle ucuru - #wn kenarında kalmakta ısrar eden â- lem arasında mevcud tozada dikkat et- “ sonra husust datresine çekilecek, günlük intibalarının haricinde umumi kanaatlerini hülâsa eden büyük rapo- ru yazmaya çalışacaktır. © Bu raporda ne söyliyecek? Piline - mez, belki hiç bir zaman da bilinemi - ktir, Görünene bakalım. b #* © Almanya sulh istiyor; fakat öyle bir ulh ki, kendi dili ile geriye aldığı hek- 1 ii, buşkasının gözile başkasının sir- ından temin ettiği kazançlarını ken - disinde bıraksın, bütün orta, cenub ve şark Avrupasımı Alman nüfuzu için hfuz tutsun. Eski müstemlekeleri - geri versin. Almanyanın bu sergü - kat daha temin * ş — 'zeştinden de şerefle ve bir etlenmiş olarak çıkmasını “ Garb âlemi sulh istiyor; fakat öyle sulh ki. veni gazetelerinin Tisanına bakarsak OAlınanvanın hak veya ke- zanç namınd temin etmiş olduğunu A 'manyaya bırakmak şöyle dursun, Al - myayı 200,: 300, 400 sene evvelki vaziyetine irca etsin, küçük küçük hü- tümetlere ayırsın. bu hükümetlerin el- lerinde de silâh bırakmasın. i Devlet adamı konuşurken bu mak - sad: böyle 'fade etmedi. Almanya ta - rafında «hayat sahası». demokrasi ta - de da sulh ve sükünun bir daha tulmıyacağına dair maddi ve fili nİnAt.. tabirlerinin içine sakladı. a Cümhurreisi Roosevelt Va- söylediği bir nutukta. demişti. © Avrupanın devlet adamı prensibi d kabul etti. Nitekim işte 22, 23 oluyor ki, Vilsonun dili ile gene nerikadan gelen 14 maddelik pren - fakat vazu Artık bep itina ister. Aliara mahsas Gaz maskeleri İngilterede hay- vanları (o koruma cemiyeti, atlara ve eşeklere (omahsus & hususi tarzda yas pılmış gaz maske- leri tedarik etmiş- tir. Bu maskelerin içinde ayrıca yem torbaları da var- idir. Bu torbalar İbir atı icabında üç, idört saat kadar © yalayabilecek ka- dar yem almakta- dırlar, sibi de bir peygamber irşadı gibi gör - mü,tü. hemen kabul etmişti. Fakat siz prensibin nasıl tatbik edildiğine bakı-|I 12. Diplomatın istediği meydandadır, ve! harbe gitmiyen, gitmemiş olan, gitmi - i yecek olan gazeteci de; : — Maksada ulaşıncaya kadar dö - : vüşmekten bahsetmektedir. Fukat mil-|; vonlarca kişinin hayatına mal olacak olan taarruz kararını verecek vazi -İ3 vette hulunanın tereddüd devri geçir? memesi kabil değildir. 'Tam maksadı elde etmek güç. şüpheli ve çok pahalı olduğuna göre mes'uli - veti omuzunda taşıyan devlet . adamı arzusundan yapabileceği; tenzilâtı A - Hayatta tumiri mümkün olmıyan şey yoktur, derlerse inanmayınız, kırılan vazunun kırık parçası yapıştırı'abilir, hep sakat olarak kalmıya mahkümdur. Yürup kırmak, kırıp atmak kolaydı, hiddet düşünmeden, ehemmiyet vermeden yapılır. Fakat bir hid- det, bir sinir dakikasının insana yaptırttığı zararı tamir esnasında için bazan bir ümür ister. erene saammame amenna ee eee Hergün bir fıkra Kalabalık bir Zamanda Mahmudpa- şa yokuşunda inen bir genç, yolun ortasına konulmuş işportalardan biri- ne çarpmıştı. İşportarın sahibi ço - cuğa: — Ahlâksız! Diye bağırmaştı. Gen; adam Du sözü işitir işitmez bayılıverdi. Etra - fına toplandılar, ayıltmıya çalıştılar. Bir türlü muveffak © olamıyorlardı, yaşlı bir adam da kalubabk ayosına katılmaştı. — Hele ben bir tecriibe edeyim. Diyerek, yerde baygın yatan gen- cin kulağına bir şeyler söyledi. Ve genç ayıldı. Merak etmişlerdi. Yazı : adama sordular: — Biz o kadar uğraştık da ainlta - madık, sen kulağına ne söyledin de : ayıldı? Yaşlı adam anlattı; — Ben bu! genci tanırım, çok na - muslu bir adamın oğludu», ömründe bir kere olsun kendine ahlâksız de - nildiğini duymamıştır. Burada ahlâk- s7 denilince tahommi! edememiş ba- yılmıştı. Ben kulağına kır? defa ah- lâksız, dedim, ahlâksız sözüne alıştı, bu yüzden de atpldı. N İngilterenin kadın amirali öldü İngilterenin yegâne kadın amirali ve merikalı yolcunun kulağına fısıldama-| bu ünvanı da 1927 de Southampton lima» dı mı? Ve Amerikalı yolcu İki tarafm|nının ilk kadın belediye reisliğine seçil - tezinde yekdiğerine yaklaştırılmak ka-|mesi üzerine uhdesinde muhafaza eden de tam üç tondur. 120,000 frank kıymet biliyeti sezmedi mi? Görünene bakalım, dedik, görüne-|larak ölmüştür. nin vereceği cevab menfidir. Fakat Dolab'arında en mutena çamaşırlar Londrada satılan | Sirk hayvanları bl ie LE İL A Londra civarında büyük muvaffaki- yetler kazanmış olan bir sirk bütün hay- vanları, çadırları ve müstahdemlerinin ilüniformalarile birlikte satılığa çıkarı. il mıştır. Envaı türlü vahşi hayvanlar su fiatına satılmıştır. Meselâ muazzam bir #lasları 9 liraya, bir sırtlan 11 liraya, Afri- ka ormanlarının kadife tüylü Mlerinden biri de 7 liraya gitmiştir. Müzayedede en İçok talibi çıkan ve 20 liraya bir genç ka- Idının üzerinde kalan sarı gözlü bir hind ! baykuşudur. Yukarda satılan görüyorsunuz. Görülmemiş cesamette bir balina balığı Fransada Finistöre burnu civarında Polonen mevkiinde balıkçılar sahilden oh mil kadar uzakta muazzam bir balina ba- İlığına tesadüf eylemişlerdir. Çok büyük *olan bu hayvanı müşkülâtla öldürdükten İsonra karaya çekebilmişlerdir. Bu ba - İlinanın boyu yirmi dört metredir, sikleti aslanlardan birini Madam Foster - Welseh 76 yaşlarında 0: takdir edilmiştir. Şimdiye kadar yakalanan balinaların İen büyüğü ancak 21 metre uzunluğunda insan mantığmın vereceği cevab müş-| bulunan, tenine en âlâ ipakliden maada (idi, bet olac#ktır. hiç bir şey giymemiş bulunan kadın a -| Radyo ve telgraf karş tarafın taleb. | viral. ölümüne bir hafta kalneıya ka - Hong - Kong'un eski hali lerini istediği kadar sert, haşin; man - | dar evinde süvareler tertib etmiş ve hiç! bir dansı kaçırmamıştır. tık harici göstersin. Bizce ye'sin emre- deceği taarruz zamanı henüz gelme - miştir. Amerikanın mühterem hariciye müs Bir keresinde kızına: «Slo-foksları Hong-Kong limanı 1941 senesine ka - dar ıssız sönlar ve yarımadalar mecmua- #ından mürekkebdi, Buralarda birçak kor biraz beceremiyorum. Ders almak lâ -İsanlar ve balıkçılar yaşarlardı. 1841 den xml» demiş ve bir tanıdığından 12 gün)sonra İngilizlerin idaresine geçen Hong- kadar dans dersi almıştır. Amiral gayet Kong bugün dünyanın en büyük lima-|fi teşarına İyi bir avdet seyahati temen-| hesabi olduğu! için de bütün harcadığı |larından ve Çin ticaretinin belli başlı - ni edelim, Ekrem Uşaklıgil İSTER miyor: — Sulh taarruzu başladı! diyor. © Taarruz kelimesinde gayrin hakkına İSTER INAN, Ne vakit bir sulh hareketinden bahsedilse gazete haykı » vardır, sırasına göre tehdid, ihafe, ölüm manası vardır, Sulh iNAN, paraları santimi santimine defterine kay- detmiştir. İSTER İğir. İNANMA! ise bilâkis bayat ifade eder, dirim vermektir. Binaenaleyh tabirin iyi bulunmuş olduğuna ve maksadı iyi anlattığına, tecavüz manasi okuyucu sen: İSTER hattâ okuyan için mülâyim geleceğine biz inanmıyoruz. Ey INANMA! caret kapılarından birini teşkil etmekte- || mali güçlük'ere ve harbin tahribatına rağmen, Helsinkide bu sene yapılması ön- ceden kararlaştırılmış olan olimpiyad « lardan vazgeçmeğiğini bildirmesi, Fin milletinin seciye kuvvetine ve yilmaz az mine yeni bir delildir. Tabiat, yeis denilen haleti ruhiyeyi, sanırsınız ki, insanları gerek ferden ve gerek camla halinde mahvetmek için ya- ratmıştır, Felâkete uğrıyan belki kalkı « nir, fakat ye'se kapılanın iflâh olmasına imkân yoktur, yatta muvaffak olan « lar, büyük, küçük arızalara ehi diyet vermiyenler, amiyane tabitile «Düştüğü yerden kalkınmasını bilen» lerdir. Bizim için de öyle olmadı mı ya? 1914 Cihan Harbinden ne halde çıktığımızı bir çoklarımız pekâlâ hatırlarız: Kolumuz, kanadımız kırık, yurdumuz yer yer işgal altında, mukadderatımız galib devletler arasında henüz müzakere mevzuu, şuu- rumuz perişan, kuvvetlerimiz darmada « ğın idi. İşte, o günlerde ye'se kapılmış olsay « dık, ihtimal ki dünya haritasından sili - necek, milli varlığımızın o bütünlüğünü kaybetmiş olacaktık. Bilâkis, bize «Düştüğümüz yerden kel kınmasınıs öğreten, bu hususta hepimize rehber olan Ebedi Atatürk, yılmaz bir idarenin, fütur bilmiyen bir azmin nelere kadir olabileceğini on beş yıllık kısa bir zamanda âleme öğretti. Onun sayesindedir ki, tarihte en büyük vasıflarımızdan biri bu olacaktır. Düştü- ğü yerden kalkınmasını bilen, azimkâr bir millet! Dün, kendi m inkelâbımızdan, bugün de kâh Finlerin fütursuz - Yuğundan daima ibret almalıyız. Bilmem bangi Roma ipmaratorunun: — Veyl mağ'fıblara!, Hitabı her ferdin, her zaman, kulak - larında küpe olsun. Buradaki mağlöbi - yet tabiri hayatın gelip geçisi talih cik velerile münasebattar değildir. Mağlü - biyetin kötüsü ve zararlısı insanı ye'se Mağlübiyeti, mukadderutm muvakkat mahiyette bir hükmü olarak kabu' eden. ler için onu dajma telâfi etmek imkân « ları hazırdır. Büyük bir şairbrizin «Galib sayılır bu yolda mağlüh'» Mısramdaki hakikati bir daha teyid & den Fin milleti, uğradığı tecavüzün pa- rantezini kapatır kapatmaz, milli hayat- larının tabii-seyrine: dönüyorlar demek» tir. Behemöhal necata ulaştıracağından, tecrübe İle emin bulunduğumuz bu yolda kondilerime muvaffakiyet dileriz. E. Elem Cal Mühim miktarda ithalât < eşya geldi İthalât eşyası müvaredatı mühim nis- bette artmış olduğundan piyasada birçok eşyaların darlığı tamamen zail olmuştur. Son on beş gün zarfında 10,200 çuval kahve, 5400 kilo çay, 10500 kilo kalay, 700 ton çivi, 256 ton benzin, 3300 ton pet rol gelmiştir. TAKVİM

Bu sayıdan diğer sayfalar: