11 Nisan 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

11 Nisan 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

azan: Halid Ziya Uş , Üsiüb, Priştine, Manastır?..'hünkâr namına olmak, fakat maliye ta- bütün Arnavudluk?. Seyahati ,rafından tesviye ettirmek suretini ihti - çevresine dahil olan mahdud kıs-/ yar eylemişti. sonra bu güzel memleketin bü-İ Hünkâr Manastırdan sonra artık bir ü- ün diğer parçaları? İşkodra, Kibasan,İçüncü defa gene Selânikte ka'mağa çe - #bre, Berat, İştib, Ohri, Tirana, Draç,İvaz vermedi. Ora memurlarını ve halkını rk tarihine her mesamından gitip ö -İfazla işgal etmek pek ziyade nazik olan hb kanile aşı'anan onun mevcudiyetile | mizacına uygun olmuyordu. Zaten Ma - imaşdolaş yaşamış olan bu isimler,|nastırdan avdet edilirken o kadar fazla li Berelere dağılmış, Arnavud vücudü bir sıcak vardı ki trenin kızgın arabelari parçalara bölünerek şuraya buraya adeta bir fırın halinde idi. Sıcağa pek z0r ağıtılmıştır? Tarih bu feciaya nasıl 08- tahammül eden padişah bir an evvel de- b verebilecektir?. İnize çıkmak için acele etti ve Selâniğe VÜskübden avdette Selânikte gene, mu- muvasa'atı mütemkıb gene pek parlak Msalat esnasında yapılan merasim, gün- teşyi merasimile doğruca Barbaros Hay - Z ve gece tekerrür etti Fazla olarak Sır rettin zırkılısına geçildi. tan kralı tarafından gönderilen bir. Bu seyahatin hikâyesini burada biti - ti resmiye şerefine büyük bir ziyafet rirken kaydetmekten nefsimi Limanda donanma tenvirat yap- miyeceğim bir he Ve ertesi gün sabahleyin erkenden vudluk seyahatinin son merhelesini edecek olan Marastıra doğru yola a & geçilememiş Bu mes'u- 'Manastırda da ayni istikbal merasimi dı, hâlk ayni sevinç tezahüratile Üç rüklevip götüren cereya ün ça'kandı. Burada kayda şayan olarak kadar gizlenmeğe ca'ısılsa gene itiraf et- tuhaf bir temaşaya şahid olduk.| mek icab eder ki Abdilhamidin uzun ri ve Eyüb Sabri hünkâra dağa çı -'lar idare etmek imkânlarını bu mın ve Manastıra girişlerinin bir pek uysal, pek saf bir memleketi beş iklidini göstermek istediler. Belki biraz! on desisekârn oyunlarına kurban ettir - rib addedilebilecek olan bu taklid oyu- memek yolları açık iken ve mevkiin. ha- lında en ziyade dikkat nazarlarına çar- lin icablarına göre maslahatı idare e nh Niyazinin yüksek bir at üzerinde u-'mek caresi varken cebir ve siddet usulü ün bıyıklarını bura bura bir kahraman tere'h olunmus ve böylelikle asıl Arna - £ takınmış olmasıydı. o Hünkâr vudları kudurtmak icin vesile arıvan hi- maiyetindekiler bu manzarayı müte -| vanet erbabının maksadlarına hizmet e- e temaşa ettiler. dilmistir, M ırda ikameti şahane *çin en mü-| “Netice olarak, hükmetmekte gecikil « isib bina olarak belediye dairesi ihzar|medi ki seyahati sahaneden beklenen fe- mişti. Selânikte, Üskübde, hattâ| vâid tamamile iflâs etmiştir. rab bir bina olmasına rağmen zenisçe olan Priştine hükümet konağında bulu-| ân ferahlık, bu dar ve basık binada redeceğim: ktu; maamafih mefruşat idaresi bu 21 Seyahatin başından sonuna kadar da zorlukları iktihem ederek hün -| Vahdettin her merhalede bir telgraf çek- istirahati esbabını temin edebil - |ti. Birbirini takib eden bu telgraflar bas- işti mabeynci Lütfi Beye hitaben yaz:lırdı, O dişah Manastırda da semahat asarı-|da bunları alır almaz elinde sallıyarak, Sen bol mikyasta gösterdi. Bü se - dudaklarında türlü manalarla dolu ince bat esnasında hazinei hassa kudretinin | bir tebessüm, ge'ip beni bulurdu. ik çok fevkine çıkmıştı. Avdette müva-| Ondan sonra ben de okur ve birbirimi- açılan rahneleri kapatmak için |ze ayni tebessümle zihnimize gelenleri ırruf imkânları araştırılacaktı. İhti -Janlatmış olurduk, Lütfi Bey telgrafları ir edilen bu fedakâr'ıklardan başka Üs. /hünkâra gösterdikten sonra hemen ce - kan davalarının hal ve sulh ile İvab'vermekte müsaraat gösterirdi. viyesi için ayrıca verilmiş olan otuz| Bunların muhteviyatı zübdesi arzı tâ- bin lira da vardı, fakat bu parayıİzimattan, selâmet ve sıhhati hümayun ik hasinei hassaya tahmil etmek müm !hakkında oCenabı Hakka tahmidattan olamıyacağını düşünen hükümet onu 'vı ahatin her türlü muvaffakiyet şe - paralık ufak bir dişi, hakikaten, râlişi mihrabın önünde kurban edilmeğe ıktı: Tâ ki ruhani vefs, içinde ne ol - nu anlamak için onun barsaklarını iyene edebilsindi! Zaten bu insan ka- calarından nicesi, daha sz yüksek da- ar uğuruna, budalaca, menfaatsizce ö- gitmiyorlar mı: idi? Bunun için çi - bir yolun üstünden biraz hizlica ge- bir otomobil, yahud meselâ tesadü- “İnce bir zehir ihtiva eden bir şişe kâ-İşıx onda ilk akşamki hal yoktu: cin çarp- r ve işte ehemmiyetsiz bir cesed, ez'p maş gibi bir ümidaizliğe kapıl ii makinenin altına yuvarlanmış Ve| — — Şimdi biz bize konuşa'ım. “mahlüklar içlerindeki maddeden an- Rozelin, onun birdenbire bu derece bu suretle temizlenmişlerdir. korkunçlaştığım görmektem gayri ihti > İ h konak ziyafet hazırlıklarile yari ürpermişti. ordu. Her tarafta, bütün va29 “| . . yakai neniz var bu akşam,'sevgül #k günün hatırası olarak, me sinyorum? Ne yaptım''ben size? e a — Ne mi yaptın bana? Yaptığın şu ki, ikellef surette kuru'muş olan sof - F z A ilk skşamki gibi, ne bir fazla, ne iki senedenberi benimle oynüyorsun; ne ayni davetliler ayni sıra İle o- maksadla, bunu henüz bilmiyorum, fakat . di şimdi öğreneceğim... İk defaki gibi, küçük madam bâron,| — Benmi, sinyor? aslarla giyinip kuşanmış, yüzünden | — Evet, sen, küçük düzenbaz, şimdi ne ı (asarak ziyafete riyaset etmede idi. |oldum delisi olan... > : defaki gibi sigara salonunda dans| — Peki amma, bilmiyerek ne cürüm di ve İ'k defaki gibi, birdenbire hırsa | işlemişim? Mavi Sakal, masanın üstüne vu-! — Ne cürüm mü? Affedilemez bir cü- iz * Bu seyahate aid bir hatırayı daha zik- ak haykırdı: 'rüm! Buns bir ümid verdin. Anladın mı, 'Defolun buradan, Hepiniz beni bu |bana, ben ki ümidsizdim. Sen beni im - ikla yalnız bırakın. kânsz olan şeye inandırdın ve müsterih çekilip gittiler ve canavar, in -'ruhuma tahammül edilmez bir hasret b ettiği kurbanı !le yalnız kaldı. Ar -İverdin! , ix Halal Hiatnd İ Vahderimin beşinci Mehmede çektiği ubudiyet telgrafları rnavudluk faciasının önüne geçilememesinin mes'uliyeti kimindir? - Manastırda - 5 Leşinci Mehmedin hazinei hassasının kudreti fsvkins çıkan semahati AŞKA INANMAYAN ADAM SON POSTA EZİR Yabani zeytinlerin aklıgil a) Üçüncü bölüm: Bakım işleri: Madde 30 — Mehsuldar zeytinliklerin; her yıl, sonbahar veyu İsış mevsiminde derin ve ilkbahar mevsiminde de sathi ol- mak üzere iki defa sürülüp tırmıklanma- 81, üç veye dört senede bir gübrelenmesi ve ihtiyaca göre uğaçların budanıp ayık- lanması mecburidir. Arazisi bu yolda iş- lenmeğe müsaid olmıyan ve imarı yalnız dip ve ağacına münhasır kalan dağ mın- takalarındaki zeytinlikler bu hükümden müstesnadır. Madde 21 — Zeytin ağaçları Ziraat Vekâleti zeytin bakım teşkilâtı tarafın- Gen açılan kurslardan ehliyetname al - mış olanlar tarafından budanır. Ehliyet- rsmesi olmiyan kimseler zeytin buda - yamazlar. Budama işlerinde zeytin ba - raiti dairesinde devamı temenniyatın - dan ibaretti; ve pek güzel ibareler içinde Vakdettin padişahı tâ uzaklara kadar yolda ve tevakkuf olunan şehirlerde ubu- diyeti teminatile takibden hâli kalmıyor- du. Biz pek râna bilirdik ki Vahdettinin korkuları vardı ve bunları padişah mev. kiinde bulunan büyük biraderinin hima- yesine sığınarak uyuşturmak ihtiyacında idi. Bu korkuların başında kendisinin ikin- ci veliahdlikten iskat edilmesi tehlikesini | görüyordu. Bütün kuvveti elinde tutan| (İttihat ve Terakki cemiyetinin kendisine ne dereceye kadar muhalif olduğunu bik mez değildi. Bir yandan o yeti iktıdar miyenlerin ehliyetnameleri iptal ve ken- dileri zeytin budamaktan menedilir. Madde 22 — Zeytin ağaçlarının bu - İdanmasından hâsl olan dalların bakım teşkilâtınca tesbit edilecek müddet için- » bir yan |de ve bu nizamnamede yazılı şartlar dai- azsa tehli .İresinde zeytinliklerden çıkarilması me&- ini arardı. Her İki su «|buridir Madde 23 — Zeytin hasadının zamanı ve nasıl yapacağı her mıntakanın iklim İve ihtiyacına göre bakım teşkilâtı tara - fından tesbit ve flân olumur. Bu tarih - ten evvel kimse zeytin devşiremez, Yal- nız hava, hastalık ve haşerat fesirile dö- külen dip zeytinleri toplanabilir, Madde 24 Zeytin bakım teşkilâtı; zeytin mahsulünün elle toplanması müm kün olan yerlerde sırıkla zeytin silkme- sini menedebilir. Madde 25 — Zeytin bakım teşkilâtı; zeytin ağaçlarının ziya ve havadan ta - mamen istifadelerini temin ve bazı has- talıkları önlemek için bunlardan sık o - lanlar sahiblerine söktürür. Madde 26 — Sahibli mahsuldar zey « *inliklerin aralarında bulunan meyva a- #aclarının kesim ve nakil müsaadesi Z2€Y- tin bakım teşkilâtı ve bunların bulun - madığı yerlerde ziraat memurları tara - fından verilir, Madde 27 — Zeytinliklere deve, keçi, koyun, sığır ve emsali her çeşid hayvan- ların sokulması yasaktır. Hafriyat ve nakliyat zarureti İle sokulacak hayvan- lara ağızlık takılması mecburidir, Ara - zisi işlenmeğe müsaid olmıyan dağ mın- takalarmdaki zeytinliklerde bakım teş » kilâtının müsaadesile koyun, sığır ve bevgirler otlatılabilir. Madde 28 — Zeytin sahalarında ko - yun ve keçi ağılı yapı'ması ve bulun - durulması yasaktır. Madde 29 — Birinci derece askeri memnu mıntakalarda bulunan aşılı zev- tinlerin bakım, yabani zeytinlerin aşılan rette de hünkârm mezdihda mevkiini tahkim ve tesirini teyid etmek lâzımıdı. Kendisinden evvel saltanat mi gelecek olan Yusuf İzzettin padiş a veraset kaidesini tebdil ettirebilir ve vellahdlik makamına kend rebilirdi. Bu ihtimali göz şimdiden ikinci veliahdlik ünvanını res-| men ölmek başlıca emeli idi. Hattâ bu| tehlikeden başka Salâhattin Efendi teh- likesi bile vardı, yahud öyle düşünüyor- du. Kim bilir, cemiyet nası? tedbirler a- larak Yusuf İzzettinden sonra saltanat makamına bedbaht Sultan Muradın oğlu- nu, Selâhattin Efendiyi geçirebilirdi. İşte Sultan Reşadın artık yakın oldu- Bunda şüphe edilmemek lâzımgelen ir - thalt üzerine tahaddüs edebilecek olan bütün bu #htima'lerle, saltanata vusul zamanını sabırsızlıkla bekliyen bu zât, helecanlar, kâbuslar içinde yaşadı. Tahmin edebilir miydi ki n vusul za - manı hulül ettikten sonra saltanatı hem kendisi için, hem memleketi ve milleti *ein telâfisi mümkün o'amıyacak bir nik- bet zamanı olacaktır. Hetid Ziya Uşaktıgil samasansnseressnnssssssmesererurtesresrer rene serasaseeenesan. Alınacak otobüsle- için mü a7*s" açılacık Belediye tarafından Avrupadan getirtile - cek otobüslerin bin dokuz yüz İngiliz Yra - sins mal nlasağı anlaşılmıştır. Önümüzdeki hafta Ankarada harleten alınacak olobüs . ler için bir mübakasa açılacaktır. Fele:iye erlâkinin listesi hozrlan yor Belediye Reisliği, belediye emlâkinin His - tesini tanzim etmektedir. Bu suretle İstifade eöllen ve istifade edilemiyen binalar :neyda,| (*J İlk yan 2 Nisan tarihli Son Posta. na çıkmış olacaktır. dadır. TERCÜME EDEN: | HALİT FAHRİ OZANSOY Yazan: Jorj Delaki miyet, işte aşk» diyorsun, aşiftel Halbu- — Küçüklüğünde din dersinde bulun. | K hiç biri sahi değil! ıdur. Sana cennetten kovulan şey- iyii hazin bir sesle ve âdeta inli- tanın hikâyesini anlatmışlardır. İşte sen | yerek: beni, kaybettiği cennetin hasretile kıv -| — Nasıl, sahi değil mi? dedi. rTanan bu şeytan yaptın. — Hayır, beni sevdiğin sahi değil! Sa- — Fakat, sevgili sinyorum, ben bun- da tamamile masumum! Ben nasıl olur da size bu kadar fenalık etmiş olabilirim, ben yalnız sizin saadetinizi dilerim ve bu uğurda ber şeye hazırım. — Ben mi, sinyor? sız, daha zehirli bir dişi mahlük oluşun ve ince hilelerinle, dessas, benden daha fazla çekmek isteyişin! — Fakat daha fazla ne? Ben sizden hiç g- Gztüne vur te cürüm | bir Zaman bir şey istedim mi? bu! e ee — Hah hah! şimdi de bu kurnazlık! dum! Senden yalnız istediğim, bana ve-|Bizler biliriz bunu, her zaman verenler. vebileceğin yahud reddedeceğin bir par-| Bu oyun mâşhurdur ve biz her zaman bu zevkti. Demek ki bunu, kabul edip et-|na kapılırız. bağ serbesttin. Sandete muhtaç de Rozelin dehşete uğramiş, ezilmiş, tevek- ğildim ben! Me imiş o saadet? Ne imiş o /Kül etmişti... cennet ha? Cennetten tardedilen melek| Nerede ise bayılacak halde: buna inanmaz. Benim gibi korkunç bir| — Yarabbi, niçin geçen gün size bu: | ! hale gelen adam saadete, aşka, insanların | söylemişim? S samimiyetine inanmaz. Bir de sen geli - 'yormün ve bana «işte saadet, İşte sami - Dedi. kım teşkilâtının direktiflerine riayet et-| hi olan, senin, diğerlerinden daha ahlâk- | —Bret, niçin. kalbi çürümüş melek |ktkadayızi AATI aşılattırılmasına ve zeytinciliğin ıslahına dair nizamname gm Zeytincilik işlerine bir düzen vermek üzere hanırlanıp bu yakınlarda mor'iye. te komulan yeni zeytin nizamnamesinin ilk kısmını geçen defa neşretmiştik, Ya. bani zeytinliklerin nasıl o aşlanacağına, bunların ne gibi şartlarla mal edinilebi, leceğine nid izahatı ihtiva eden o kısım, dun sonra, bugün de kurulu zeytinlikle, re aid bakım işlerinin nasıl yürüyeceği. mi beliiten ve bilhassa yasakları gösle , sen kısmını basiyoruz. Nizamname bu yasakları teker teker saymalga zeytinei köylüye büyük bir rehberlik O edecektir. Ve hiç şüphe yok, nizamname hükümle , rine ayak uydurulmakla da zeytin mah. suiümüzün keyfiyet ve kemmiyet itiba. rile daha üslün bir hale erişmesi terain edilecek; zeytinelliğimiz yurdun özlediği 5 bir ileriliğe mazhar olacaktır. Tarımman ağ ması işleri zeytin bakim teşkilâtının ve- receği talimat altında mahallin askerf makamlarınca yaptırılır. Madde 30 — Fidan veya dikme ile ye- niden zeytinlik kurulması halinde top - rağın hazırlanması, dikim şeklinin ve zâ“ manının tayini zeytin bakım teşkilâtının direktifi ile yapılır. Madde 31 — Yabani zeytin ağaçları ya yerlerinde &#şı'atlırılarak veya zeytinlik- te aşılattırilmak üzere yabani halinde yeni kurulacak zey iklere nakloluna- bilir. Bunun için yabani zeytinlerin adedle- İrini ve yerlerini gösterir bir talebname 'yapılarak mahallin en büyük mülkiye me imurluğu vasıtesile zeytin bakum teşkilâ- tına tevdi edilir. Teşkilât memuru keyfi- yeti yerinde tetkik ve naklin lüzum ve faydasını tahakkuk ettirdikten sonra mahallin en büyük orman memuruna bir teklifname ile bildirir. Orman memuru dahi başka keşfe lüzum görmeden kök- leme ve nakil müsaadesi verir. Nakleği- len fidanlardan bir güna resim alınmaz. Ancak bunların köklenmesinden çıkacak enkazlar devlete aid olduğu gibi bu eg nada diğer orman mahsullerine ve ağaç- larına zarar yapanlar hakkında orman kanunu hükümlerine göre ceza tatbik o- luhur. Madde 32 — Yukanki maddeye göre köklenen yabani zeytinlerin ahara sahi ması yasaktır. Bu yolda hareket edenle- rin fidanları zapt ve haklarında orman - lardan kanuna muhalif katiyatta bulu » İnanlar gibi cezalar tatbik olunur. Madde 33 — Mahsuldar hale getirile « cek yabani zeytinliklerin açma işinde ilk temizleme, funda, filârya, pırnal me- şesi, sandal ağacı, üvez gibi ağaççıklara inhisar ettirilir, Diğer ağaçlar aşının tat- bikinden en az üç sene sonra zeytin ba- kım memurlarının müsaadesile kesilebi- Tir. » Zasüni esemmerereresnrenen rmaesnen “Devamı 11 inci sayfada) çehresi, niçin o ulvi sözü bana söyledin? Mademki doğru değildi, niçin bana onu söyledin? — Maamafih o sözüm doğrudur, sinyor, sizi seviyorum. — Yalan söytüyürsun, aşiftet Hem 'çök güzel yalan söylüyorsun... Hani az daha insan sana inanacak! Hem dememiş miy- dir ki benim için hayatım da verirdin? Rozelin, soğuk bir dehşetin kalbini dondurduğunu hissetti, Cevab vermedi - ğinden, öteki tekrarladı. — Söyledin mi bunu, komedyacı? — Evet söyledim, sinyor, düşündüğüm gibi ve gene söylüyorum... Eğer istesey» diniz size hayatımı verirdim. Mavi Sakal saniyeden saniyeye daha korkunç kesilerek, kızın taze nefesinden ateş içindeki suratının olıklaştığını his - sedecek kadar ona tekrar sokuldu. — Gülmeden şunu bir daha söyle de daha yakından göreyim bakayım, müs - tekreh yalan bir çocuğun ağzından çikın- ca ne şekil alıyormuş! İsbat, yegine is - bat... haydi ver onu bana, eğer bu söy“ lediğin doğru İse... — Nasıl?.. Sizin için öleyim mi isti - yorsunuz, sinyor? Canavar, muzlim bir sevinçle: — Hah! hah! diye alay etti, işte hile- kârlığın maskesi atılacak olan bu ulvi da- (Arkası vir)

Bu sayıdan diğer sayfalar: