11 Nisan 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 7

Kalan görüntüleme: 0

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. Daha yüksek sayfa görüntüleme limiti ve diğer özellikler için abone olun!

Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e — NTT ŞIŞ Gg SAA PT F ST ” 5 11 Nisan SON POSTA Sayfa 7 y İKTISADİ TETKİKLER | Bugünkü Norveç İktısadi, sınai ve ticari vaziyeti, Almangya ile mazideki münasebatı Yazan : Hasan Âli Ediz Kapkara tırtına bulufları, uzun müd - det birçok küçük devletlerin başı üzerin- de dolaştı, durdu. Hiç dinmiyen gök gü- rültüleri arasında, asıl fırtınanın nerede kopacağını, herkes şiddetle merak edi - yordu. Fakat bu merak çok sürmedi. son günlerin birbirini takib eden haberleri, Danimarka ile Norveçin istilâya uğradık- larını bize öğrettiler. İskandinavya memleketleri, geçen dün ya harbinde sonuna kadar bitaraf kalabil- miş ve bu yüzden bir hayli para kazan- mışlardı.. Bu defaki dünya harbinin ilk safhalarında da ayni hal devam etmişti. Fakat Sövyetler Birliği ile Finlândiya a- rasında başlıyan muharebe, birdenbire bütün dünyanın dikkatini İskandinavya- ya çevirmeğe sebeb oldu. İsveç ve Norveç hükümetleri muhtelif vesilelerle, mütte - fiklerin, Almanların ve Sovyetler Birli - ğinin nota bombardımanına uğradılar.. Daha o zaman İskandinavya hükümetle - rinin bitaraflığı bozulmak tehlikeleri ge- çirdi. Fakat Manerhaym hattının yarıla- rak, Finlândiyanın süratle sulhe mec - bur olması, vaziyeti müuvakkat bir zaman için kurtarmış oldu. İşler bu safhada ce - reyan ederken müttefikler, Almanya ta- rafındaki ekonomik çemberi daraltmak hususunda, esaslı bir takım kararlar itti- haz ettiler. Bu kararın tatbikatından o- larak, Norveç sahillerinin muayyen nok- #alarına maynler döktüler. İsveç ve Nor- veç pazarlarının kendisine kapanması, Almanyayı can evinden vuran bir darbe idi. Almanya derhal bunu, mukabil bir takım tedbirlerle karşıladı. Almanyanın Norveçe olan alâkası hiç de yeni değildir. Almanya, bilhassa Hit- ler iktidara geçtikten sonra Norveçe bü- yük bir ehemmiyet vermeğe başlamış, 0- rasını ekonomik nüfuzu altına almağa ça- lışmıştı. Almanyanın İskandinavya meml'eket- lerine, bilhassa Norveçe olan alâkasının sebeblerini daha iyi anlıyabilmemiz için, Norveçin ekonomik vaziyetini bilmemiz lâzımdır. Norveçin nüfusu ancak 2,884,000 dir. İsveç nüfus itibarile aşağı yukarı Nor- veçin iki mislidir. Almanya, bünların a- razi geniş'iğini nazarı itibara — alarak, bunların her ikisi için de enüfussuz mem- leket» demekte ve burasını Alman nü - fusile doldurmağı, daha bir hayli zaman önce tasarlamakta idi. Norveç, İskandinavya — yarımadasının garb kısmını işgal etmektedir; arazisi, 323,800 kilometre murabbaındadır. Nor- veçin, hemen hemen bütün İskandinavya yarımadası uzunluğunca, İsveçle hudu - du vardır; yarımadanın ancak en şimal kısmında Finlândiya hududu vardır.” Norveçin 3000 kilometre kadar tutan sahi'leri pek girintili çıkıntılı olup, ge - rek ticaret, gerekse harb filoları için ta- bit birer liman hizmetini görmektedir. Norveçin vasati yüksekliği 490 metre ka- dardır. Gölleri ve süratle akan nehir -- bi ese d n e BZ ea ç Norveçin en mühim limanlarından Berg leri, orada, «beyaz kömür» denilen elek- trik enerjisinin fevkalâde ucuz bir fiatla elde edilmesini mümkün kılmaktadır. Norveç arazisinin ancak cüz'i bir kıs - mı, takriben 1/4 i, ziraate elverişlidir. Arazinin ziraate elverişli olan kısımları, ancak sahillerle, memleketin — cenubu garbi kısmıdır. Fakat buna rağmen mem- leket nüfusunun 2/5 si, ziraatle ve ba - lıkçılıkla meşguldür. Balıkçılık, Norveç ekonomisinde çok e- saslı bir rol oynamaktadır. Norveçteki balıkçılığın tarihi, hemen hemen bin se- nelik bir maziye Mmaliktir. Norveç balık- çıları, faaliyet sahalarını —yavaş yavaş kendi kara sularından çıkararak açık de- nizlere kadar uzanmışlardır. Bugün Nor- veçin elinde, dünyanın en iyi ve en mo- dern balıkçı gemileri bulunmaktadır. Dünyadaki tuzlu ringa balığı istihsalâtı- nın hemen hemen 1/3 i, Norveçin hisse- sine isabet etmektedir. Norveç balıkçı - ları, balina avcılığında da mühim bir rol oynamaktadırlar, Norveç ba'ıkçıları, tâ Meksika, Avustralya, Afrika sahillerine kadar uzanmaktadırlar. Norveçte konserve sanayii de bir hayli inkişaf etmiştir; konserve balık yapan 200 den fazla fabrikası vardır. Balık ve balık mahsulâtı bütün Nor - veç ihracatının 1/3 ini teşkil etmekte - dir. Norveçin en mühim sanayi şube- lerinden biri de kâğiıd ve selliloz sanayii- dir. Bu sanayi şubesinin inkişaf edebil - mesi için, memleketin -zengin bir orman ka da öyledir: Norveç arazisinin takri - ben 1/5 ini ormanlar kaplamaktadır. Nor |veç ormanlarının 7» 70 ini çam ağaçlari teşkil eder. Norveç, kereste ihracatı bakımından dünya ekonomisinde mühim bir rol oy - namamakla beraber, kâğıd ve selliloz sanayii bakımından fevkalâde mühim bir mevkii vardır. | Norveç her yıl birkaç yüz bin ton ke- reste ihraç eder. Senelik kâğıd ihracatı 500 bin tonu, selliloz ihracatı ise 400 bin tonu bulur. Norveç sellilozu birçok mem leketlerin (bu arada Almanya ve Japon- yanın) sun'i ipek istihsalâtı için iplidai madde vazifesini görür. Halbuki malüm olduğu üzere sun'i ipek patlayıcı madde- lerin istihsalinde kullanılan «ihtiyat» bir iptidai maddedir, Norveçin kâğıd ve selliloz endüstrisi, geniş mikyasta su enerjisinden istifade etmektedir. N Norveçte birçok alominyom fabrika - ları vardır. Bu fabrikalar: Amerikan, Fransız ve İngiliz sermayelerile işlemek- tedirler. Norveçin Oada'daki çinko erit- meğe mahsus fabrikaları, Fransız - Bel- çika kumpanyalarından birine aiddir. Ecnebi sermayesi Norveçin maden sa- nayiinde de mühim bir rol oynamakta - kütlesine sahib olması lâzımdır. Filhaki- en Norveçte fevkalâde zengin bakır ma- Wi vardır. Zengin bakır cevheri ih- tiva eden pirit madeni istihsalâtı, son- ,birkaç yıl içinde (900) bin tonu bulmuş- «u. Norveçteki senelik bakır istihsalâtı « <0 bin ton kadardır. 1933 yılına nazaran Norveçteki demir istihsalâtı da iki misli artmıştır. Bundan maada Norveçte zengin nikel gümüş ve çinko madenleri de vardır, Norveçte elektrik malzemesi yapan sanayi ile kimya sanayii de fevkalâde in- kişaf etmiştir. Geçen dünya harbinden sonra Almanyanın Farben endüstri trös- tü, İsveçin bu sanayi şubesine kol at - mış ve buraya pek sağlam yerleşmişti. İngiltere, 1935 yılına kadar, Norveçin dış ticaretinde birinci derecede bir rol oynuyordu. Fakat 1935 yılından itibaren vaziyet Almanların lehine olarak değiş - ti. Bugün Norveçin, harb sanayiine ya - rıyan bütün iptidai maddelerini Alman- ya çekmektedir. Almanların asker çıkararak işgal et - tikleri, Norveçin şimal kıyılarındaki Narvik limanında, Krupp koönserinin sermayesile kurulmuş çelik izabe fabri - kası vardır. Bu fabrikanın senelik çelik istihsalâtı 30 bin tonu bulmaktadır. Norveçin tabii zenginliklerinden baş- ka, fevkalâde kudretli bir ticaret filosuna sahib oluşu bütün emperyalist devletle- rin iştihasını buraya çekmektedir. Nor - veçin ticaret filosu 4 milyon tonu bul - maktadır. Norveç bu bakımdan dünyada dördüncü veyahud beşinci mevkii işgal etmektedir. Geçen dünya harbinde İngil- 'tere Norveç ticafet filosundan 'bir hayli istifade etmiş, bu yüzden Norveç, filosu - nun *e 49 unu kaybetmişti. ! Harb biter bitmez Norveç derhal batan gemilerinin telâfisine koyulmuş, Ameri- ka ve İngiliz tezgâhlarına yüzlerce gemi sipariş etmiştir. Bu yüzden bugün Nor - veçin elindeki gemiler yarı yarıya yeni - dir. Almanyanın Norveçi istilâsı, ekonomik bakımdan olduğu kadar stratejik bakım- dan da mühimdir. Çünkü Almanya, İn - giltereye yapacağı hava akınları için Nor veçten fevkalâde mühim istifadeler ya - pabileceği gibi, muhtelif denizlerde faa- liyette bulunan denizaltıları için de, işe pek uygun olan Norveç limanlarinı kül- lanmak istiyecektir. — Hasan Âli Ediz Sayfiyelerdeki eğlence yerlerinin tarifeleri hezırlanacak Belediye İktisad İşleri Müdürlüğü sayfiye yerletindeki gazino, lokanta ve emsali eğ . lence yerlerinin tarifelerini şimdiden hazır. latacaktır. Eğlence yerlerinin pahalı olma , ması temin edilecektir. Lokantacılar fiatlara zam yapılmasını istediler Lonkantacılardan mürekkeb bir heyet dün bir istida ile belediyeye müracaat etmişler . dir. İstidada, yemek târifelerinde tadilât ve flatlara bir miktar İSĞE İN egi #at zam yapılmasını istemiş,| - Son Postanın zabıta romanı, 8 K ELİMENİN | FEPRAR I Neticesiz ka — Aşağı yukarı hepsini tanırım, Ben kendisini giydirirken bana daima onlar- dan bahsederdi. — Hanımınız size Doğan isminde hiç kimseden bahsetmedi mi? Bu adamın bir dost olduğunu iddia etmiyorum. - Belki de bir düşmandır. — Hayır efendim! Madam bana böyle bir isimden hiç bir zaman bahsetmedi. Haşmet, hakiki bir kördüğüm karşı - sında idi. Fransız hizmetçiyi bir saatten- beri istintak ettiği halde ondan sadra şifa verecek hiç bir şey öğrenememişti. Halbuki Hanriyet, artistin en mahrem a- damı idi. Her şeyi onun bilmesi lâzımdı. Polis âmiri, bir iz bulmak için yaptığı hamlelerin neticesiz kaldığını gördükçe sinirleniyordu. Kendisi tam bir karanlık içinde idi. Onun vazifesi, hakikati bularak onun nurile bu karanlık'arı dağıtmak, katili yakalıyarak adaletin eline teslim etmek- ti. Hanriyete baktı. Bu kızın yüzündeki saffet ve harekâtındaki masumiyet ya - lan söylemediğini gösteriyordu: — Doğru söylediğine yemin eder mi - sin? , — Evet bayım! Madamın burada ve Avrupada birçok dostları vardı. Hepsini tanırım. Fakat içlerinde Doğan isminde bir kimse yoktu. Haşmet, Fransız hizmetçinin yalan söylemediğine kanaat getîrmişti-_ Bu cinayeti Julide işlemiş olabilirdi. 'Bp takdirde Doğan isminde meçhul bir kimseyi aramak manasızdı. Genç, zen- gin ve şımarık kız. kıskançlık .satkn - sile böyle bir halt yemiş olabilir pelfâ- 1â! Bayan Senihanın ölürken otel mü - dürüne söylediği kelimelere gelince, bunların sarih bir mana ifade etme - mesi de pek mümkün! Haşmet, pohî - liğe başladığı uzun seneler içinde böy- le kıskançlık yüzünden vukua gelen bir çok cinayetler hatırlıyordu. Bu cinayette hırsızlık mevzuubahs eğildi. Çünkü, kadının müce?herleri. gütün kıymetli eşyası yerli yerinde du- yordu. T Seniha öldürülmeden — evvel odada Julide ile başbaşa kalmıştı. - Ve orada başka kimse bulunmadığı anlaşılı - yordu. O halde? R Polis müdüriyetinin parmak izi mü- tehassısları Kristalpalasa gelerek Se - mihanın dairesinde, ve gömülmeden ev vel kadının cesedi üzerinde inceden in- ceve tetkikatta bulunmuşlardı. Bilhassa, al&ti katil olan bıçak Üüze - rinde uzun uzadıya — meşgul oldular. Haşmet'e muavini Kemal, henüz _otel- deki işlerini bitirmemişlerdi. Seniha -| nın süslü salonunda bir masa başında oturmuş konuşuyorlardı. Bu sırada ka- pı açıldı, Ve otelin kadın hinn_etçile - rinden olan ve kadının vurulmuş ol - duğunu ilk defa gören Eleni korka kör- ka içeri girdi. Kadımmcağız; hâlâ geçir - diğı büyük heyecanım tesiri altında İ - di. Evvelâ, polislere, sonra da tuvalet odasına baktı. Hasmet, Eleniye bir yer gösterdi: — Buyurun, oturun bakalım. Kadın titriyerek iskemlenin kenarı- na ilişti. — Siz cinayetten haberdarsınız de - ğil mi? — Evet bayım! — Odaya niçin girmiştiniz; sizi biri- si mi çağırmıştı? — Hayır, beni kimse- çağırmamıştı. Odada yırtık bir perde vardı. Onu er - kenden değiştirmek emrini almıştım. — Kapıları açık mı buldunuz? — Evet kapılar açıktı. — Demek doğru içeri girdiniz. Yolda veya içeride kimseye tesadüf etmedi - niz mi? Eleni hafifce titredi: — Hayır, hiç kimseye — tesadüf et - medim. Yalnız kapıların açık bulunu - şu hayretimi mucib oldu. — İyi düşününüz bakalım. Genç bir kadına tesadüf etmediniz. mi? Julide isminde... — Bayan Julideyi tanırım. Kendi - jsini yemekten evvel görmüştüm. Her Yazan: İhsan Arif lan hamle y ler zamanki gibi iltifat ederek beni selâm- ladı. Ondan sonra bir daha görmedim kendisini... — Kapıdan girince doğru salona mı geçtiniz? — Evet efendim. — Etraftan bir gürültü, bir ayak se- si duymadınız mı? — Hayır, hiç bir ses duymadım. Tu- valet odasına geçtim. Ve orada zavallı madamı bu divanın üzerinde — vurul « muş bir halde buldum. — Bu sahneyi görür görmez bağır - dınız demek. — Ah. burasını hatırlamıyorum. O kadar korkmuşum ki... Acaba bu işi be nim yaptığımdan mı şüphe ediyorsu « nuz. Buna kat'iyen imkân yok. Ben ba- yan Senihavı çok severdim. — Çok iyi, tatlı. kibar bir kadımndı. — Canım sizden şüphe ettiğimi de nereden çıkardın? Yalnız gördükleri « nizi, bildiklerinizi öğrenmek istedim. Soracaklarım da bitti. İzahatınıza te « şekkür ederim. gidebilirsiniz. Eleni odadan çıkarken demindenbe- Ti isticvabı dikkatle takib eden genç bir polis memuru eğilerek yerdeki bı - çağı aldı. Güzel bir kadını, en mes'ud günlerinden birinde öldür « müş olan bu kanlı demir parcasını a - deta korkarak tutuyordu. Mesleğe ye « ni girdiği belli idi. Bir polisten ziyade hayata yeni atılmış bir ilk mekteb mu- allimine benziyordu. Başını sallıyarak kendi kendine söylendi: — Ben hayatımda böyle bıçak gör - medim. Ne tuhaf şey! Bıçak, on iki santim uzunluğunda i- di. Üzerinde iki derin kertik bulunan bir kemik sapa geçirilmişti. Haşmaet de bıçak ile alâkadar oldu. Eline alıp baktıktan sonra: — Bursa mamulâtından olacak. Genç polis de şu Mütaleada bulun - du: — Çok eski bir şey... Sahibi, bu ker-| tikleri kavbolmasın diye yapmış - ola « cak. Haşmet saatine baktı: — Bana otel kapıcısını çağırınız. Bir iki dakikaf sonra, kapı nev'i şahsına münhasır bir tipti. Bakış- larından, kurnaz — tilkilerden olduğu belli oluyordu. tablarının ahvali ruhiyelerini — derhal anlamakta meharet sahibi idi. Sordu: . — Bu otelin kapıcısı siz misiniz? Si- zin bize çok yardımınız dokunacaktır. İsminiz? , Kapıcı vakurane bir hareketle ce vab verdi: — Cemil! bayanı tanırsınız tabii? — Onu ben değil, dünya tanır. On- daki güzellik, ondaki san'at... Zavallı; — Teessürünüze iştirak ederim. Fa- kat, yalnız sorduğum suallere — cevab verirseniz daha iyi olur. 4 — Nasıl münasib görürseniz bay ko- miser! ç — Bayan Seniha dün bir ziyafet ver MiŞ... (Arkası var) hayatının * açıld ve © otelin kelli felli kapcısı içeri girdi. Bu, —— Tecrübedide polis müfettişi, muha - K — Bay Cemil, bu daireyi işgal eden ; bedbaht kadın.. A Bavan olduğunu bilmem, biz ken disine daima matmazel Seniha' derdik; — — d a € Fi Ü p y

Bu sayıdan diğer sayfalar: