12 Nisan 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

12 Nisan 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün Yazı Çok Olduğu için Bugün Kenamadı her an bir taarruz vukuunu bekliyorlar (Baştarafı 1 inci saylada) de toplanarak, sempati tezahüratında bu- Tunmuş, İngiliz ve Fransız milli marşla- rını terennüm. etmişlerdir. Brüksel, li (A.A.) — Belçika milli müdafaa nazırı general Denis gazetecile- Te yaptığı beyanatta demiştir ki: — Eğer Belçikaya bir tecavüz vuku- bulursa mütecavizin muvaffakiyet ihti- malleri yoktur. Bundan 8 ay evvel Bek çika ordusu lk defa olarak seferber €- dilmiştir. Be'çika omutzzam (tebkimat yapmıştır. Eğer Belçika bu sekiz ay için- de harbe sürüklenmemiş ise bunu aldığı askeri ihtiyat tedbirlerine borçludur. Holândada Amsterdam, il (AA) — Her türü HMatimale karşı koymak üzere Holânda, Alman hududunda çok mühim tedbirler almıştır. Birçok şehirlerin hastane ve mektebleri tahliye edilmiş olup limanlar ve yollar sıkı bir nezaret altında bulun- durulmaktadır. # Limbourg mıntakasında otomobil mü- nakalâtı tamamile durmuştur. Sevkük ceyş noktalarda barikatlar vücude geti- rilmiş ve infilâk edici maddeler konul muştur. Evvelki gece hududa etvar bazı minta- “ kalardı telefon muhavereleri - saatlerce| durmuştur. Resmi makamat, iki aydanberi fevkx Wide takviye edilmiş olan tayyare dafli bataryalar tesisatına büyük bir ehem- miyet atfetmektedirler, Brüksel, 11 (AA) — Öğreni'diğine göre Holânda bahri makamatı, Escant nehri mansabına mavnler vazettirmek| suretile bu mansaba dühü menetmiş- lerdir. Bu sabah Anvers limanına gemi- lerin serbestçe girebilmeleri icin mayn barajları kaldırılmıştır. Fakat bu gece mavn'erin tekrar konulacağı tahmin e- edilmektedir. Rusyada Stokholm, 11 (A.A) — İsveç gazeteleri- nin almış oldukları haberlere göre sal hiyettar Sovyet mehafili, Narvikin Al manlar tarafından işgali dolayısi'e pek ziyade endişe içinde o bulunmaktadırlar, Zira Moskova hükümeti, Norveçin simal mıntakasını Sovyet menefiinin alâkadar olduğu bir mıntaka addetmekte idi. İsveç gazeteleri, salâhiyettar o Alman mekafflintn Savyet Rusvanın Finlândi- yada kâfi derecede menafi temin etmiş ve binaena'eyh İskandinavva mındaka- sında daha fazla bir şevler beklememesi izm olduğunu beyan etmektedirler. Aftonbladet gazetesi, Sovyel Rusyanın bitaraflığını ilân etmis olmasma rağmen Rusyanın şimalinde mühim miktarda as keri kuvvelter tahşid edilmekte o'duğu- mu vazmaktadır. Diğer taraftan Kutuh Okvanısundaki Rus filosmu. harekete amadedir. Almanların Lüksemburg hududunda hezırlı'darı Brüksel, il (A.A) — Lüxemburg ga- zetesi, Almanya - Lüksemburg hududu- nun büyük bir kısmını teşkil eden Mozel hehri Üzerinde Almanların köprü kur duklarını yazıyor. Wormeldagenin karşı- sında bulunan Winterauge bölgeşinde bu köprülerin kurulması nehrin ortasına kadar ilerlemiştir. Bundan başka Ehmen | yakmında, geçen hafta istihkim kıtaatı| tarafından yapılan esas yola bağlanmış! diğer bir köprü bulunmaktadır. Wansersbillio ile Laugsur arasında üç köprü mevcuddur. Elâzığ - Tatvan birinci ve ikinci kısımları Ankara, 11 (Hususi) — Elazıg - Tat- © van hattının birinci ve İkinci kısımları-| nın etüd ve aplikasyonuna aid inukavele | imzalanmıştır. Üçüncü ve son kısma ald! © mükaveleler de bugünlerde imza edile- cektir. Hattın geçeceği yerlerde yapıla- © esk köprüler, yarma ve tünellere aid bü- «tün teferrüat tesbil edilmeğe başlanmış- tır. |de Günün Dizinde fevkalâde mahiyette bir karar almak za- ruretine düşerseniz ve bir dostla istişarede bulunmak fhti- yacını hissederseniz, bu dostu kendi hayatında tedbirlere kaş vurmuş ve muvaffak olmuş olan insanların arasından seçiniz. soz 3 metre boyundaki Delikanlı ile Fayınbiraderi Jan Von Albert adındaki bu He Tndalının boyu üç metreyi omüleca- wizdir ve bazakla- rının arasında du ran küçücük ade- mın kız kardeşi ile İ evlidir. Küçük a- damın kız kardeşi gene kendisi * kadardır. Jan Von Albert, yalniz sabah kah- valtısında beş kab yemek yiyor ve günde elli sigara içiyor. Fakat küçük a- dam da vücüdünün (oufaklığına rağmen ayni derecede oburdur ve bü- yük bir sigara tiryakisidir. Sinema yıldızlarının en güzel resimlerini çeken adam Amerikada sinema artistlerinin re - simlorini en iyi şekilde çeken ve çekti- fi resimler bütün dünya mecmusla - rında. gazetelerinde çıkan adam, yir - mi sekiz yaşımda Corc Hurel adında bir Amerikalıdır. Haftada 400 dolar kazanam bu genç sdamın çektiği resimler, aslından 6 ka- dar başka bir tarzda çıkmaktadır ki, pek güzel olmıyan artistler de, herkes! kıskandıracak derecede güzel ve cazib görünmektedirler. Sinema artistleri arasında yüz iti - barile en cazibesiz yıldız olarak tanın- mış olan Katerin Hepbörn'ün resim - lerini çeken Core Hurel'dir. Muvaffa - kiyetinin sırrını da şöyle ifşa ediyor: «Kadınların kendilerini güzel bulduk - lar: zaman: seçerek resimlerini zl - ri» diyor. Acaba herhangi bir kadmın kendi - ini gözel bulmadığı zaman var ım - dır? ISTER İN Gazeteler: İtalya ile aramızda mevcud ticaret müvazenesi bozulmuş- tur, diyorlar, Hâdise kısmen doğru, sebebi ise çok sramızda bir kliring arlaşması vardır ve İtalya bu ya istinaden ? İSTFER tiyatlı kalmış olan fevkalâde Hkesinden de masu A Hergün bir fıkra Tavsiys Bir doktora muayene olmaya gö : len hasta: 'e gelmeden evvel, köşede eczeneye uğramış, hastalığımı eczi cıya anlatmıştım. Beri sonuna kadar $ dinledikten sonra bir tavsiyede bu- Tundu. Dedi. Daktar cevab verdi: — Tevsiyesine kulak o esmazsanız çok iyi edersiniz. Cahil adamım biri- : dir. Başınıza bir iş açılır. osta ayağa kalktı, gidiyordu. Do tor şaşırdı: — Nereye gidiyorsunuz? — Eczaer, size muayene Ğ olmamı : tavsiye etti. İ 4 i Harb yaralılarına bakma sistemini kuran adam meteliksiz öldü Harbde yaralılara bakmak sistemini hdas eden adamın meteliksiz öldüğünü bilir misiniz? İ Demant adındaki bu adam, İsviçreli bir bankerdi. 1896 senesinde İtalysya | olmuş'ar, 20 bin zayiat vermişlerdi. Yaralıların hazin hali Demantın rik- katine dokunduğundan onlara yardıma başlamış ve bütün hayatını bu vazifeye hüsretmiştir. Sonunda on parası kalma- mış olduğu halde ölmüştür. TAKVİM 1056 Mert “ Resimi sen e Rebiü evvel 5Jss w je den istediği kadar mal alır, bedelini de bilâ- iNAN, AN, İSTER gitmişti. O sırada Avusturyalılar mağlüb| Normal hayatın normal seyri içinde yaşamış ve daima ih- bir adam normal hayat yolundan çıkıla- bilmesini bavsalasına sığdıramaz, fren tesiri yapar. Fazla yökselemez, fakat farla yüksekten düşüp parçalanmak teh- n kalır. RASINDA Midesinde iğne Olduğu için Pamuk yeyen kız Marlen Barnard ismindeki bu genç kız, Şikagoya yakım köylerden birinde yaşamaktadır. Yüzünde görülen neş'eye rağmen, mi- İdesinde bir iğne bulunuyor ve dektorler kendisine yün yediriyorlar. Önündeki yemek, bir kremal pastaya benziyorsa da, hakikatte yün, pamuk ve portakal peltesinden yapılmış bir nevi yemektir. Genç kız bundan bir müddet evvel bir iğne yutmuştu. Doktorlar bu iğneyi yâ kalamak ümidile böyle bir yemek tavsi- ye etmişlerdir. Posta dairesi vazifesini gören makine Rusyada icad edilen bir makinenin tam bir posta dairesi vazifesini görebil İl diğ haber verilmektedir. Bu makine içe- risine atılan paket'eri tartıyor; kaça gi- deceğini işaret ediyor ve bir tarafındaki deliğe parayı koyuverdiğiniz zaman, size bir pusula veriyor. Diğer bir tarafına da mektublar atıl- maktadır. Ayni makinenin bir parçasından da kalem, mürekkeb, mektub kâğıdı ve zarf Bibi postahanede lüzumu olan şeyler te- darik edilmektedir. INANMA!T hare hesablaşmak üzere bankaya yatırırlar, buna mukabil bize muhtaç olduğumuz malı satmak bahsi açılınca bizden altın para veya dolar ister. basittir: İtalya ile anlaşma» O TER Bu, sebeb bir bakışta getib görünür, fakat mali bize verebilecek başka kaynak bulunmadığı müddetçe biz bu sebehin İtalya bakımından tabi! olduğuna tnanıyo- ruz, ey okuyucu sen: istediğiniz iNANMAL Sözün kısası Türk medeniyetine İmza atan dâhi E, Ekran Talu 4 Koca Sinan! Nisanın dokuzuncu günü taziz eylemek mutad olan bu büyük "Türk evlâdmın medeniyet (tarihimizde tuttuğu azametli yeri acaba hangi tarih- te, acaba hangi faniye tutmak nasib olk- muştur? Son Postada tarihi bahisler yazan de“ ğerli arkadaşım, geçenlerde onun eserle- rinin bir fihristini neşrelmişti. bir kıs- mı, kadir bilmyen ve tahribden çekinmi- yen bir zihniyetin kurbanı olarak, bugün ancak birer ad bırakıp o adla yaşayan bu sayısız asar İçinde Sinanım namını ebe- diyete intikal ettirmeğe yeten bir Süley» maniye ile bir Sultanselim camisini han- igimiz bilmeyiz? Türk san'atının, Türk medeni kudre- tinin bu iki mühim, haşmetli abidesi geç miş ve gelecek asırlara, bizi tepeden bal- tıran birer şahikadır. Garb medeniyeti Mikelanj ile övünür. eski Yunan medeniyeti Fidyas ile Prak- sitekien ruh alır. Bu dâhilerden hangi biri, Türk Sinan kadar feyiz göstermiş. tir? Ve gene hangi birinin san'at idraki Sinaninkinin kâbına varmıştır, acaba? Doksan sekiz yıllık ömründe bu haliş Türk evlâdı üç yüze yakın ve biri diğe“ rinden daha az nefis olmıyan san'at abi- desi kurmakla, Türk medeniyet tarihine imzasını atmış olar bir bahtiyardır. Yorulmamış, usanmamış, dehasından hiçbir zerre kaybetmiyerek, hep ayni kudretle, ayni zevk ile, ayni hayret ve hayranlık uyandırıcı teknikle İstanbul-' da, Edirnede, İzmirde, Halebde, Bulva« dinde, Sofyada, Mekkede, Şamda, Anka o zamanki Türk bütün- ün her tarafında, fen, Sai ve zevk harikalarını sıralamış, i Ve biz, bu adamın kadrini ancak şim- di bilmeğe başladık. Cümhuriyet rejimi- nin tarihi ve mil? hassasiyeti imdada © rişmeseydi, Koca Sinanın hatırası silinip; kaybolacaktı! Halbuki o, böyle bir akıbete en müstahak olan değil midir? y Yalnız İstanbulda, şöyle bir dolaşın. Geçeceğiniz her noktada onun dehâsile, İsan'atile yüz yüze gelirsin! üleymanik ye. Şehzade, MEhrimah, Rüstempaşa, Şahsultan, Kasımpaşa, Kılıcali, Cihans gir, Sinanpaşa camileri. İkinci Selimin, Kanuni Süleymanın, şehzade Mehmedin, Eyübde Sokullumun, Zalpaşanın, Pertow Paşanın türbeleri.. sayısız o medreseler., imarefer.. hep Sinan: yüzümüze çarpar, casına hatırlatan abidelerdir. Diyebilirim ki, Türk vatanı onunla dön Tudur. Mümin dualarının çoğu, barigâhi kibriyaya onun bina ettiği mabedlem den yükselmektedir. Böyle bir mazhariyet, yukarıda kıyas tarfki ile adlarımı zikrettiğim yabancı sar'atkârlara nasib olmadı. Mimar Sinan on'ardan elbette üstün dür. Kocü bir memleket, her bucağında orun ebediyetini tekeffül eden bir, veyâ birkaç şaheser görüyor. Türk parası kıymetini koruma kararnamesine ek Ankara, 1! (Hususi) — Türk paran ikıymetini koruma hakkındaki 12 numa- ralı kararnameye ek olarak şu kararma», me neşreğildi: Sigorta şirketlerinin teftiş ve omüra-, kabesi hakkındaki kanunun muvakkst üs çüncü maddesi mucibince sigorta şirket- lerinin haricde plâse etmiş oldukları re yazi ve teknik ihtiyatlarını döviz veyg Maliye ve Ticaret Vekâletlerince tesbif edilecek tahvil olarak memlekete gelim meğe mecbur olmalarına rağmen bu ve cibeyi bazı sigorta şirketlerinin merk-7- Ierinin bulunduğu memleketlerde döviz takyidatı bulunması sebebini ileri süre rek şimdiye kadar yerine getirmedikleri lanlaşılmış ve sigorta şirketlerinin kan» ni vecibeyi ifa etmelerini teminen ken« "lerine Ticaret Vekâ'etince son ve münâ İsib bir mühlet verilmesi ve verilen müh» let zarfında da haricde bulunan riyazi ve teknik ibtiyatlar için bir teminat alın ması ve bu teminatın ecnebi müessese ve şirketlerin Türkiyedeki bloke matluba“ tında tesisi kararlaştırılmıştır. hatırasını sa

Bu sayıdan diğer sayfalar: