30 Mayıs 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

30 Mayıs 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kafi neticeyi öğrenmeğe SON POST daha çok vakit var! Bunu düşünürken Roma kapılarına dayanan Hannihal'in akibetini hatırlamak lâzımdır! *a doğmadan 216 yıl evvel, mağlüb e- beğ ilmez telâkki olunan Kartajn baş - we Hannibal, Kanede Roma | ordusunu ili ve imha ettikten sonra, 711 de or Sr Roma kapılarına dayanmıştı. «Ham veni ad Portas», yani #Haanibal kapıda» Yöyabud «Hannibal geliyor» tarihi sörü, © yekaki Romalıların — uğradıkları dehşetin R*cesini ifade eder. Bununla beraber çortalılar ne yapıp yapıp yeniden Jeyon! »lay) İar teşkil ettileri Hannibal ordusu * zayılladığından ittifaklar aramakla mef- Vul oldu ve bununla yakit kaybetti. Neti - tede hem Romayı zaptedemedi, bem de ficatte mağlüb ve perişan oldu. Hannibalın hikâyesi, her kuvvet ve kud- tetin ; nihayet o muayyen dudlarına “malik olduğunu ve — PU sebeble hiç bir devletin, en mÜr kül hallerde bila, kar? bir üzileriğe il Öşmemesi icab ettiğini günlermek itibi sirada pek enteresandır. Fi mi - dan evvel 218 de, YÖJDO. piyade 12,000 süvari ve 37 filden mürekkeb; © mana göre, dünyanın en bü: kudretli Tir örduste Gallya'yı geçen 15 Bünde (Cenis veya Cenevre yüksek dağ &e | sidinden) Alpları aşan, ve yeni Kart an hareketini. 5 inci ayında, Go zâren eltlerin hakimiyetinde bulunan yukarı kalyaya varan ve zafer üstüne zafer k harak nihayet Roma kapılarını önlerine &elen Hannibalın buradan muvaifakiyetsiz ve ümidsiz ric'at edeceğini ve nihayet im ve perişan olacağın o vekit kim di sünebilirdi?1. Fakat, Eylül ayında Alpları 8: kuvvetini kaybeden ve sonri Yüşler, muharebeler ve hast den gittikçe zayıflıyan, | İfAl Zaptetmedikçe, msıl memleketi kadan ikihal kuvvetleri celbetmesine im - kân olmıyan Hannibal ordumunun askeri kudretlerinin elbette hudüdlerı olacaktı ve bu kudretler nihayet tükeneSilezeklerdi; ni- tekim öyle oldu | Bugün batı Avrapayı titreten Hannibal| değil Hitlerdir. Onun elindeki ordular ze de ve havada nereys saldırdılarsa muvaf- fak oldular, Lehistan, Norveç, Holanda ve| Belçika orduları ve bu soncuları kurlar - mağa gelen büyük bir müttefikler ordusu- | mu şimdiye kadar mağlöb etmek onun için| pek kolay oldu; ve şimdi onun harh ma - şarken yanı yan yürü ver YAZAN meiiirmem Emekli general H. Emir Erkilet “ Son Posta ,, nın İ askeri muharriri | | 'nüne belki yeçilmez ve insanlar gibi mil - İetlerir de alın yanım muhtemeldir ki hiç silinmez; fakat bilemediğimiz ve keşfede- miyeceğimiz mukadderata peşin teslimiyet her şeye evvelden riza gi mek demek - tr ki bu, insanlarda olduğu gibi milletler- ; hu, | de de: aczin derin bir ifadesinden başka bir tey olmaz. Onun için Fransa ve İngiltere gibi #rihin türlü tehlikelerini atlatabilmiş olan büyük milletlerinden yeisin bu dere - celeri hiç beklenmez. Filvaki Almanlar Belçika ordusundan sonra, nihayet bugün veya yarın, şimali Fransada kalmış bütün ınüttefik orduları- m da teslim alacaklardır. Bunlurın kuv - vetlerini bilemiyoruz; fakat, Belçika ve şimali Fransadaki Fransiz ve İngiliz kuv. wetlerini, Belçika ordusundan başka, 40-50 İbrka kadar tahmin ediyorlardı: Bütün sey- yaz Fransız ordusu yalnız 110 ve İngiliz se- feri ordusu da 30 fırka kadar olduğuna gö- re bu 40-50 fırkanın yok olması müttefik- lerin (Belçika haric) kuvvetlerinin üçte bi- -İrinin mahvolmasm demektir ki pek büyük bir ehemmiyeti haizdir. Bundan başka Fran sızlar, ellerinde sağlam kalmış bulunacak olan takriba 90 fırka ile İsviçreden tb Man- «a kadar olan takriben 800 Kın. lik bir cep- - İheyi, sayı ve teslihatça üstün Alman kuv- vetlerine karsı müdafaa ve üstelik takri - ben 350 Km. lik İtalyan hodudunu da ta rassud ve temin eylemeleri kolay bir va - fe değildir. Fakat İtalyan hududunun te- ni Alp dağları ve eski Alman - Fransız ve Lüksemburş - Fransız o hududlarının müdafaalarını da Ren nehri ve Majino tah- kimatı ziyadesile kolaylaştırmakta olma- larına nazaran, Fransızların ciddiyetle uğ” raşacakları bir cephe olarak sadece Maji - nonun Montmedideki başı ile Aisne - Som- İme ve deniz arasında takriba 300 Kın. Tik bir bat kalmaktadır. Bunun müdafaasını da Aisne ve Somme nehirlerile bir takım ka - pallar kolaylaştırıyorlar. kineleri Paristen yalsız 115 ve Londradan 135 km. lik bir mesafede bulunmaktadır - İar. Bu sebeble bugün elitler ed Portasm demek kabildir. Fakat acnba neöce ne ola taktır?! Alman ordusu, şimal doğu, Fransada bu- rün son fişeklerini sarferlerek bir yandan Almanlara adım adım mukavemet a ve diğer yandan sahile ulaşmağa ve buradan kabil olabildiği kadar gemilere bimmeği tahşan müttefik ordular re ve esir ettikten sonya, ecu — — teçebilecek veyahı.d uk dder - an Pm sayı zapt ve İstİâ edehilecek m Kiel hususta kat'i düşünceler” dahmndar ar âibalı hatırlamalıdır. Fransayı o" yle i taber yok etmek ve ondan'sonra ve giltereyi, uzun toplar ve ge > — nen zapt ve mağlüb etmek kolay değildir. Bu sebeble azun sürebilir. Şa dokuzuncu ayını il suyoruz. Önümüzdeki harb 3* ler olabileceğini hiz bir kestiremez. Bundat 26 > harbi: ilk ayında VW . karin daha ME Ec mağ ederek tk Parisin kapılarına duvanmışlarIker He din edebilirdi ki Almanak er ve nihayet mağlüb olaca a 28 yıl evvel bizim Trakya Bi SE donya ordularımız valittefik üç Be” veya letinin orduları tarafından m8 eek imlin edilmişlerdi. Sedece bir PE ordusu Çatalca ve Gekibolsda ei ral Edirne, İşkodra ve Yanya e ii teslime mecbur olmuşlardı. Te va ve E kim derdi ki Çatalen ordu ie İTE dirneyi istirdai ilecektir!. Fa zu cünkü melhuz olumyan bir mize Ki e. buldu. Bu mucize, düşmanlar | im den Balkan devletlerinin zaP1 e ilesile ziyi paylaşamanşnk ez 5 kavgaya tutuşmaları olmuştur. i Gene 22 sene evvel, Osmanlı la paratorluğu m tarafı düşmanın İsti i mıştı. Üstelik müttefik büyü! teşvik ve himayesi altında bir Yunan yük su, müteakib yıllarda batı Anadoluyu e lâ ederek Sakaryamıza geçmiş Ve yi 6 na ovamızı da aşoink Ankaramıza 70 8 Km, ye kadar yaklaşınıştı. Bu müthiş and” kim derdi ki, Türk ordusu müstevli e dulara galebe çalacak, Sevr esaret Ve" ". yerine Lozanda bir zaler muahedesi a olunacak ve Türkiy kurtularak bvKÜ" haline gelecektir. 7 Ai bu harb zannolunduğundan anda ite harbin yalm ikmal etmek üze?€ bulu- lerinde ne- “inme > şimdiden A evvel, Alsannlar e ilk bamlelerinde Mukadderat denilen Elhasıl Almanların tabii tank ve uçak zayiatırın mukabıl Fransızların Amerikadan Ve genç kızın, Bir baş eğmesile tas- dik ettiğini görünce devam etti: — Evet, bugünkü kanun ve nizamat dahilinde hareket ettiğimize göre müs- terih olabiliriz. Ancak, nazarı dikkate almak icab eden başka ve mühim bir nokta var: Önüne geçemiyeceğimiz bazı hisler, yani sevgi veya nefret... Zeyneb kaşlarını kaldırarak, sorgu ile dolu gözlerile kocasına baktı. Genç adam izah ettiz — Yani şuna demek istiyorum: Her ne kadar elimizde bir makbuz, daha doğrusu bir nikâh kâğıdı varsa da, ira- desine hâkim ve ne yaptığını bilen bir adam sizin karşınıza geçip kertdisini si- ze yaklaştırmak için lâzım gelen binbir çareye baş vurarak nihayet sizi cezbet- meğe muvaffak olur ve emanetçiye bi- takılmış olan paketini makbuzu benim elimde olduğu halds ne yapıp yapıp pa- keti emanetçiden alabilir, Genç kızın öfkesi ün artmastı: — Bu faraziyeniz bana büyük bir ha- karettir. Ayni ihtimal sizin için de mev- zuubahs edilemez mi? «— Hayır, benim vaziyetim sizinkile mukayese edilemez. Ben çok müthiş bir tecrübe geçirdiğim için dersimi aldım. — Benim de ayni dersi almamış ol- duğumu nereden biliyorsunuz? — Siz mi? Siz derin bir uykudas- niz. .—— Nereden biliyorsunuz? — Öyle olmasa, izdivacımızdeki bu garib ve imkânsız şartları kabul eder miydiniz? — Ya siz niçin kabul ve hattâ ısrar ettiniz? Halük mütereddid bir tavırla bir iki saniye düşündükten sonra asabi bir ce- vab verdi: — Çünkü ben #midsiz bir halde idim. Ölüme gitmeğe kafiyen kurar vermiş- avdet etmiyeceğime emindim. Bu müthiş heyecanlı anlarımda, ölümü- min hiç olmazsa masum bir genç kizin, vaktile banr büyük iyilikler etmiş olan ağır tank, uçak ve ağır zırh deler, müda » faa topları getirtebilecek bir durumda bu- Tunması pek mühimdir Bundan başka İn- giliz hava kuvvetlerinin de Fransa mu - barebelerine yardım edebileceklerini hesm- ba katmalıdır. Elhasıl Almanların büyük hava filolarını, seri deniz höcum metörle - rini, birçok harb gemilerini, zırhlı, motörlü ve seri fırkalarını e nihayet bunca mo - törlü nakliye motörlerini aleddevam hare- ket halinde bulundurmak için muhtaç ol - dukları azim benzin ve dizel motör ve mâyi mahruk miktarlarını düşünmelidir. (Bir w- çak bir saatte vasati 1060 Bire benzin, bir tank da ayni zamanda 100 kilogram dizel m mi ee yakmaktadır). Bü- tün bunlar üçlükleri dışandan gelmekted Ki ie Almanlar, şimdiys kadarki büyük mu - vaffakiyetleri, uwalıkia kullandıkları yeni ilâhların yaptıkları büyük sürpriz tesirle- rine borçludurlar. Bu yeni silâhlar tanklar, dikine hücum inişleri yapan uçaklar ve pa- raşütçülerdir. Frans:r kıt'alarının, şimdiye kadarki muharebelerde bu yeri silâhlarla harbe alıştıklarını ve artık büyük sürpriz” lere maruz kalmıyacaklarnı #mid edebi - liriz. Ne Fransa ve ne de İngiltere seferi he- nüz kaybetmiş sayılamadıklarından başka bunlar, birçok beklendik va beklenmedik dış âmillerin müdahalelerile vaziyetin esa- sından değişebileceğine de bel bağbyabilir ler. Bu itibarla kat'i zafer her iki muharib tarafın daha epey uğraşmaları ve dövüş - meleri icab edecekitr. H. E. Erkilet Avrupa ekspresi lâğvedildi Her gece saat onda buradan Avrupaya giden Semplon ekeprösinin bir müddet se- ferlerinin tatil edilmiş olduğu Devlet De - miryolları işletmesi umum müdürlüğünden 4 iştletie vatidürlüğüne tebliğ e - dilmiştir. Bu hususta yapmış luğumuz tahkikata göre ekspres yolcusuz kaldığın - dan alâkadarlar tarafından i ri ecek İâğvedilmesi evlet Demiryolları işletmesi umum müdürlüğü tarafından ka- bul edilmiştir. Dün akşamdan itibaren eks- presin seferleri tatil edilmiştir. | GELİYOR ii mesire seneler evvel şahid olmuştum: İşportah satıcılar, işportalarım kalabalık saddenin yaya kalırınına koymuşlar, ge- len geçeni çağınyorlardı: a buraya gel, çorabın âlâ bura- Onların bağınp o çağırmalarına kulak vermeden yürüyenler olduğu gibi, onlar dan tarafa gidenler, işportaların önlerinde durup alışveriş edenler de oluyordu. Durmuş bakıyordum. Aralarından biri; — Yolen buraya gel... Diye bağırırken, cümleyi yanda kesip sesini değiştirerek: — Geliyor. Demişti, ben: — Acaba ne geliyor? Merakile sağa sola bakmırken, geliyor, diyen müstema; bütün diğer işportah satı- cılar, çil yavrusu gibi dağılmışlardı. O, tek başına kalınca gene aştır Yolcu buraya gel, çorabın Alâm bu- rada... İşportasnın önü kalabalıklaşmıştı o ve bir aralık ta namlsn kalababk dağılmıştı. O yanma gidip: — Geliyor, dedin. kaçtılar; demiştimş kim geliyordu ki? Gülmüştür — Gelen giden yok beyim, hani tezke- telerimiz yok ta, polin gelirse bizi götürdük, — Polis gelmedi. — Dedim ya beyim, gelen giden yı Ben geliyor: diye onları kaçırttım. Tek 2 sma kalınca daha fazla iş yapıyorum das kazanç i e Arada sırada: — Geliyor. Diye bir ses duyuyoruz ve soruyoruz — Ne geliyor? — Buhran geliyor. Ben bu sesi tanıyorum. Seneler evvel kalabalık caddede gördüğüm Işportalı s4 tıcının sesidir. Tılam gene ayni kelime! Si j Maksad gene ayni maksad: Fazla sab mak. O zaman yalnız birkaç rakibini telâ; dinır, onlara telâşlanmasından İstifade derek fazla satış yapardı. Şimdi ise büt bir milleti telâşlandırıyor. Kademeli İtü İki yoldan biri da hayatta yükselmek için tahsilini yapmak. tar, yalnız bu da İmkânları temin mukayyed.» #yi, yoksa o İmkânı yaratmıya bakınız. defa ve her şeyden evvel askerlik simekle| Bir genç kadın soruyor: N — Kocam öldü, bir çocuğumla yalnız kak dım ve üç sene sırf çocuğum için yaşadığı Okuyucum düşüncesinde haklıdır. Fakat|Gimdi önümde tekrar evlenmek için bır fg iki yoldan birini seçmek için tereddüde lü.jsat çıkmiştır. Fakat erkek Ge sum görmi rılmamı şart olarak ileri sürüyor. Ne Uzak bir Anadolu şehrinde kimsesiz, mu-İniz?» hitsiz, yabancı bir gencin yalnız başına ne Bu genç kadın bana çocuğunun kaç yü g kadar sıkılabileceğini pek iyi bilirim. Muhttejsında olduğunu söylemeyi Ihmal et karışmak, biraz eş dost edinmek, nihayet Binaenaleyh cevabım şarta muallak ol yerleşmek evlenmekle kaimdir. Yalnız bul Çocuk küçük ise teklifi kayıdsıs ve çebilirsiniz. Genişleme, gelişme ihtimalleri mahduddur. Tahefi de mahdud olnmen istik.İbilecek yaşa gelmişen, şahan gene bal sönük kalır, Yükselmek için tahsili, dik.İyapmayı tercih ederim, fakat nihayet katle seçilen br program dahilinde tamam.|de yaşamak hakkınızı göz önünde tul Iamak Yâzımdır. Fukat bu da imkânın mev-|fszla mahzur bulmam. eud olmasına bakar. Eğer imkân varsa De Nakleden: Muazzez Tahsin Berkand bir âmirimin evlâd: gibi sevdiği bir kı- zın saadetine yaramasını istedim ve sizi Üzüntülü, hattâ feci bir vaziyetten kur- tarırken ayni zamanda izzeti nefsimi de vekaye edeceğimi, arkamdan © benimle alay edilmesine mâni olacağımı düşün- düm. Bu son sözleri söylerken o bilâihtyar sinirli bir hareket yapınışı, Ayni sani yede yüzü müthiş surette sarardı, du- 'dakları titriyerek başını arkasına daya- dı. Zeyneb onun çok muztarib olduğu- n anlamıştı, Yerinden fırhyarak yanına coştu: Genç adam müşkülârla dudaklarını kıpızdatabildi: — Çek... Zadek dakiknlaranberi (aralarında geçen söz düellosunu ve birbirlerine «8y- ledikleri sevimsiz keli: ii unutmuş, kalbi derin bir merhametle sızlamıştı, — Yaralar soğumağa başlayınca da- ha çok sızlarmış... Keski bu geceyi has tanede geçirseydiniz! Genç tayyareci fevkalbeşer bir kuy- vet sarfederek gözlerini halilçe aralık- İndi: — Merak etmeyin, birazdan geçer... dedi. Fakat bu kelimeler, kesik bir nefes gibi dudaklarından bir inilti halinde çı- kıyordu. Tekrar gözleri kapandı ve Zeynek onu tutmak için bir hareket ya- pumadan evvel yüzüstü yı halının ü- zerine düşerek bayıldı. “ Genç kız ne yapacağını (şaşırmıştı. Hemen mutfağa koştu. Kimseler yoktu. Bir apartımanda baygın, belki de ölmüş yatan bir yaralı ile yapayalnız kalmıştı. Bir saniye kadar korku ile etrafına bak- tıklan sonra iradesini bularak hastanın yanına diz çöktü. Hayır, ölmemişti, sa- dece baygındı. Hemen yatak odasına koştp, kolonya şişesini aldı, delikanlının ankaklarını uğuşturdı ve kirpiklerini ha- fifçe kıpırdatmağı başladığını görünce, büyük bir gayret sarfederek onu arka Üstü yatırdı, başını dizine koyup burmu- na kolonya koklattı, Halük yavaş yavaş kendine gelmeğe başlamıştı. Gözlerini yarım — aralıkladı, dalgın dalgın etrafına baktı ve inliyen bir sesle: — Handan! dedi. Zgymeb unun biraz açıldığını görünce rahat nefes aldı. — Handan değil, benim, Zeyneb... Durmuz, kıpırdamayınız, başınızın al tana bir yastık koyayım. Hastayı rahatsız etmemek için itina ile uzanıp koltuk üstündeki yastığı aldı, onun başının altına yerleştirdi. Tayyare. ci kendine gelmek için büyük bir irade kuvveti sarfediyordu. Nihayet kesik bir sesle: — Bütede rakı var. Bana bir kadeh veriniz... dedi. Zeyneb hemen yerinden fırladı: — Şimdi getiririm. Siz kımıldamayı- miz. şişe, ötekinde bir kadehle girdiği vakit kocası gene özlerini kapamıştı. Genç kızın yaklaştığını hissedince o fevkalâde bir gayretle gözlerini açtı ve kadehi eli- ne aldı, Lâkin onu ağzına kadar götüre- cek kuvveti yoktu, — Rica ederim. başımı bir parça kaldırır mısmız? Zeyneb yere diz çöküp onun başım kaldırdı ve omuzunu acıtmağa dikkat ederek rakıyı içmesine yardım etti, Has- tanın eli titriyor, kadeh dişlerine çarpı yordu. — Bir doktor çağırayım ım? — Hayır, teşekkür ederim. Hafif bir baygınlıktı, geçti, Siz lütfen yerden kalk- mak için bana yardım eder misiniz? Genç kız onu sarsmamağa dikkat 6- derek yerden kalkmasına muavenet etti ve kanapeye kadar götürdükten toni arkasına ve başının altına yastıkları yer- leştirdi. Halâk gözlerini kapanış, uyu- yor gibi sakin nefesler almağa başla maştı, (Arkası var) Bunları ; biliyor mu idiniz P? Hava yolu işaretle Beynelmilel yol p işaretlerinin, oto mobil ile seyahat #lenlere ne kader kelaylık gösterdiği malimdur. Tayya- renin en fazla kul z Janıldığı Amerikada, Have yolu için d6 İşaretler yapılmışar. Bu işaretler de taya yarelere yollarmı göstermektedir. İnsa« run; «Bu olamaz diyeceği gelir. yerden havaya doğru kaç mötre uzunluğunda ds rekler dikilmeli ki tayyareciler, direkler» deki levhaları görebilsinler. Tayyare yolu işaretleri daha başla türlüdür. Birçok mahallerde toprak dile zeltilmiş ve üzerlerine tayyareden görü nebilecek şekilde işaretler konulmuştum, Bu işaretler geceleri de elektrikle aydın» lanır. Büyük şehirlerde de, binaların t4 raslarında şehrin ismi ve tayyare meydis ninın ne tarafta olduğunu gösteren işareğ, ler vardır. * Fotograf tabanca Amerikada bir silâk fabrikasının X icad ettiği bir nevi ta banca, kurşun at maktan başka fo. togral ta almakta. dır, Bu tabancala» rın faydası $u ölü caktır: Herhangi bir poli bir haydudg tabanca atacak, vuramıyacak olursa hiğ olmazsa haydudun resmini almış ole caktır. e

Bu sayıdan diğer sayfalar: