15 Haziran 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

15 Haziran 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© amiulilmdmelnkk ann ilkez dö 15 Haziran SON POSTA Muharebede mağllb olan hendini mağlüb sayandır uhranlı muharebe anlarında basım taznllaree Gin biri yalnız kendi 2a- rarlarını, yorgunluk ve rür ve bilir. Hemen ayni halde, belki de daba beter bir vaziyette olan hasmın hali- » kazanır, yani kendini mağlüb sayan mağ- Mib olur. Bunun misalleri uzak ve yakın tarihlerde çoktur. Biz buraya en ziyade klâ- sik olan birkaç tanesini zikredeceğim. lik misali, bundan yetmiş yıl evvel Bie- markır imparator üçüncü Napolyona karşı açtığı harbden, yani 1870-71 Fransız - Al man muharebesinden alıyorum. O zaman Meç kalesi ve Loren eyaleti şimdiki gibi Fransızlarda idi. Almarilar, en kıymetli bir Fransız ordu- mi, Loren ordusu tarafından müdafaa olu - nan Meç kalesine hücum edecek yerde bu- nu cenubdan dolaşmağa karar verdiler ve bu çok geç hareketi israya koyuldular. Ya- yorlardı; güni ından bir rmağlâbiyet felâketi mucib ola- bilirdi, cenahlarında YAZAN semeeeesememamanuam, Emekli general H. Emir Erkilet «Son Posta» nin asker! muharriri Onun uharebelerin krizli Üssesserenaresrseresrrunasasamanassns sanan menaeaenee. bime ha azla dapundal (karam Lâ vak ilâ Manos siyon gz mek için hücuma kalka iki Alman keler- dusu bir Fransız mukabil tanrruzile, zayiat- &skeri İla geri altıldılar, Kral yeni gelen bir Alman kolordusile hücumun tekrar edilmesini biz» zat emretti. Fakat bu de Mance suyunu geçmeğe muvaffak olamadı ve muharebe burada akşam saat on buçakta okesildi. Kral ile Moltke teessür içinde idiler. Çün- kü muharebeyi kaybettiklerini dı. Hattâ ric'at için emir vermeği düşünü- ere cephede bulundukla- Fransızlarm St. Priva'da bulunan şimal da Canrobert'in oFransız miryolu ile Karaağaç arasında, üç kolordu (9 hırka) ile tuttuğumuz takriben 25 Km. lik müdafaa cephesinde dört fırka ile ta arruz ettiler (17. Bir beşinci fırkalarını da Karsağaçta bitmekte olan birinci şark or- dusunun sağ cenahın: ihata için Pınarhisar üzerinden ihataya tevessül ettiler, Halbuki bu beşinci Bulgar karşı ve Vizede bulunan, Mahmud Muhtar Paşanın ikinci şark ordusu hareket etti. Bu ordu, Vizede hazır bulunan öç fırkah üçün- sü kolordudan başka Çerkesköyden Saraya | iyazılıydı: ve buradan da Vizeye yürümekte olan on sekizinci ve Uzunhacılardan Topçuköyüne ilerlemekte olan on yedinci kolordulardan yani 7:9 arkadan mürekkebdi, Gerçi redif fırkalarmdan teşekkül etiniş olan bilhassa bu sön iki'kolordunun muharebe kıymet- leri pek azdı, fakat görülüyordu ki Mah- mud Muhtar Paşanın emrinde mühim bir askeri kalabahk vardı ve ne olursa bu ka- Inbalık beşinci Bulgar fırkasını mağlâb e- debilecekti. farkasına | plâjlardan birinin smarladığı tabelâyı ha- Sayfa : Tramvayın penceresinde! ————— rammayda pencerenin yanında o-İlüzümsuz tefrik etmeden birçok şey turdum. Bir dükkânin camekânı. |1#marlama, ma yapıştırılmış kâğıdı okudum: Tramvay ilerlemekte devam ediyor — «Dikişsiz yama yapılır.» Camekânı tül perdelerle örtülü bir dü — Aramızdan çoğunun ağızları için el - JİP açık kapısından bir vezne görü nüyordu zem, dedim. — Acaba burası nedir? Tramvay ilerliyordu. Ben gene dışarı Diye dikkat ettim. Üzerinde bi bakıyordum. Camekânsız bir dükkânm b ardi. tentesine asılmış levhayı okudum: z — «Altı aylik. — «Çiroz sergisie. Düşündüm. — Burası bir tabelâcı dükkânı olacak,| — Alt aylık ne olabilir ki" ... Buldum, burada tarik vergisi tal zırlamış, dedim. sil ediyorlardır. Tramvay biraz daha ilerlemişti. Bir) o Tramvay durmuş, bir tanıdığım bin başka dükkânın eamekânında şu kelime |mişti. Ona da gösterdim: — Burada tarik vergisi tahsil ediyo Jar değil mi? Güldü: — Yok canım, kadınlar 24: aylık on dülâsyon yaptırıyorlar. — Döoru bilmişim, tarik vergisi... İzah ettim: — Altı aydan altı aya en öz üç lira w rip, altı aylık ondülâsyon yaplırmıya İkadın sokağa çıkmak hakkını kaybetmi — «lsmarlama;. Önümdeki sırada oturan ve hallerinden karı koca olduk'ar: belli kadınla erkekten kadın, erkeğe döndü. — Dükkünın camekânmda «ismarlama» yazılı. Acaba nedir? Dedi, cevab vermek istedim: — Halisane bir tavsiye... Karı koca &- kolordamı, hana Alman kolordununun ta-)' “peak , parma san ag Pierce rar gara len, Montois üzerinden nların bir i-| memur ci fırkalarile hata teşebbüsü vaki olmakla beraber cop-)|og koc Muhtar Peranın emrindeki öçüm ap de ark gi için, Alman ihata- de lale Bi Me “ i | olan : BE Yl ae Tell Genel. saban bleğ ilm rk emi Alman kolordusu yerinde hareketsiz kal. |nun diğer kolordularının yetişmesi bir tek muşti, gün meselesi idi. İşte bize fevkalâde müsa- bi sağ cenahlarını Meçe vererek Mosel neh- rini kalenin 12 Km. cenubundan garba doğru geçtiler. Corny ve Novsant'tan neh- ri ilk geçen kıt'alar İll üncü Alman kolor- dusile birinci Alman süvari tümeninin ön- cüleri idi. Bunlar nehri geçer geçmez şi- male ve şimal batıya teveccüh ettiler. Ak manların o vakitki maksadları Meç kalesi- olmaz mı?., Kloma Alli rasında iyi geçimi, aile de tasarrufu, ni- hayet memleket iktisadıyatına yardımı temin etmek istiyorsan kocana lüzumlu p ni, içindeki Bazaine'in ordusile birlikte sa ln zapt ve orduyu esir etmek idi; tıpkı bugün, Almarların Parisi, şimalinde- ki ve etrafındaki Fransız ordularile birlik- te, şarktan ve garbdan çevirmek istedik- leri gibi. o Basen bunu anlamış ve onun için ordu- sünu Meç kalesinin garbına çıkarmıstı: tâ ki Almanların plânma mâni olsun. Bu se- beble Meçin garbında bir sürü muharebe- ler olmaya başladı. Bu muharebelerde Ak manların aradığı hedef Fransız ordusunun Meç kalesinden kaçıp k mâni olmak; Fransızların maksadı da bilâkis garba doğru ric'at ederek o muhasaradan yakayı syırmaktı. Fakat Almanlar nihayet Fransızlarm garba doğru ric'at yollarını kestiler. Fransız ordüsu da arkasını Meç kalesine vererek yüzü garba müteveccih ol- mak üzere ters bir cephe aldı. Almanlar da bu orduya ters cephe ile yani garbdan sarkma doğru tsarruz için büyük bir çark) yaptılar, Fransız ordusunun cenub cenahı Meç kalesinin cenub garbında Mance se- yunun gerisinde idi. Almanlar, Gravelotte'daki oni cenahla- nnn Mance suyu üzerinden Fransız sol ce- nahına yaptığı tnarruzu Prusya kral ile Mokke bizzat idare ediyorlardı. Bu muha- rebe 18 Ağustos akşamı çok şiddetli ve Gençlere yaraşacak mevsimlik bir bluz kleri güzel ol. yünlüden olması lead Ar verev, Iki istikamette : ile robaya merbut $ileyi Y8 Kumaş yünlü ekasedir. Ben ran da ağır bir Çingiler düz ve nılmıştır. Boba N m ayirdeden b . Kk Miz iki minimini > ği yapılmıştır. Kol kapaklarla yaka renkten maştandır. D' > daha gik durur. e Her kadın bilmelidir Tamaklarımıs çabeerk Mr Ya ara hak rahat ueatıp DOYAyADN e a rahat ate uçlarınızı Bikole dale Mir kol drnakları as anmanda kur7* Kınlmamalarını temin eder. üz beyaz olurss İbeye devam kararını verse idi Fransız ordusunun kumandanı Bazaine | iradece zayıf bir adamdı. Vaziyetin cenub| cenahta kendi ordusunun lehinde bulun- | duğunun ve şimalde de sleyhinde olma! dığının farkınn varamıyarak kendini mağ- löb hissetti, Bu sebeble Almanların şimal- den yapmağa teşebbüs ettikleri oihataya mukabil hiçbir tedbir emretmiyerek ken- dini mağlüb saydı. Bunun geticesi Meç ku- lesine tıkılmak ve bilâhare esir olmak oldu. Ren Fransız ordusu kumandanı Bazaine büyük bir irade ve azim sahibi olup ta Al-| manların simalden yaptıkları ihata teşeb- büsüne kâfi derecede mevcud olan ihtiyat. larile mukabele ede idi ve St. Priva » Gra- velotte cephesinde ertesi gün de muhare- Almanlar | ağlebi ihtimal ric'at edeceklerdi ve 1870 harbinin cereyan ve neticeleri bambaşka o- lacakar. İkinci misali Balkan muharebesinden a- yorum; Malümdur ki 1912 yılında Bul gar ordusu Trakya; yük kısmile Edirne - Kırklareli aruz etmişti. Osmanlı şark harebeyi kaybettikten sonra Löleburçaz - Pınarhisar hattında yeni bir muharebe vw misti, Bu muharebede Bulgarlar, ya taarruz etmiş ve bü). hattına ta-| o Ankara, 14 (A.A.) — Hariciye Vekâ- ordusu bu mu-İletimizden tebliğ edilmiştir: i talebemizin bizim, de- icab eden tedbirlere tevessül edilmiştir. di olan bu vaziyette, yani Lüleburgaz mu- harebesini kazanmağlımız yüzde yüz mu- hakkak olduğu bir srada, muharebeyi kaybeden Bulgarlar değil, biz olmuştuk. Niçin?! Bunun cevabı basittir. Çünkü, biz kendimizi mağlâb addetmiştik. (Bu muha- rebenin kaybedilmesinin tafsilütile üçüncü klâsik misalini yarına bırakıyorum.) H. E. Erkilet (1) Balkan muharebesinde bizim fırkalar 10 piyade taburfle umumiyetle 6 batarya . dan, Bulgarlarınki ise İkisi 16 şar ve diğer Ikisi 24 piyade teburile 9 DA 11 bataryadan mürerkeb idiler. Bulgar fırkalarının bazı. larında ayrica birer oblis tabur'le birer de süvari alayı vardı, Belçikadaki talebemiz Almanya yolu ile dönüyorlar Belçikadaki izin Almanya yolu memleketimize evdetlerini o temin için «Son Prx'an nın edebi tefrikası: 43 — Yani, kocamın karınızla olan mü- masebetinde dedikoduyu mucib olacak bir vaziyet mi görüyorsunuz? na pek ehemmiyet verdiğim yok... Yalnız nazarı dikkatimi celbeden bir şey var: Öfkelendiğiniz zaman ya - naklarınız kızarıyor ve bu size pek ya - raşıyor. Halükla Handanı kendi halle - rine bırakalım, varsınlar (o konuşsunlar; biz keyfimize bakal . — Beni ndiriyorsunuz Turhan Bey! Benin gibi hem evinizde misafir olan, hem de karınızın akrabasından o- lan bir gencin karısına hürinet etmiyor- sanız bari kendi karıtıza karşı saygı gös- tererek Oondan bu derece O hafflikle bahsetmeyin, Ğ Turhanın gözlerindn vahşi bir ateş yandı, yüzünü genç kıza daha çok yak- Taştırdı. — Tekrar ediyorum Zeyneb, benim- le saklambaç oynıyarak İikayd kocanı. zın arkasına gizlenmeğe kalkışmayınız. Onun aklı fikri sevdiği kadındadır. Ço - cukluğundanberi nişanlısı telâkki ettiği Handanı elinden kaçırdığı halde hâlâ o- nun peşini bırakamıyor. ondan başka hiç kimseyi gözleri görmüyor. Sizin bana karşı iltifatkâr olmanızı farkedecek hal- de bile değilsiniz. Del a pelieeikmi dumbell bir şey değilsiniz ...Size iltifat etmek hal Mei tsm Bi mille bilal 5 ir, Kii Öyle mi? Ya Halüku seviyor mu- ee İz halle onul vasi muhakkak! Herkes biliyor ki o sizinle Bdete Hardandan intiksm almak için evlendi. Bunu herkes biliyor ve sizinle İŞ elişor'aimani! sıkanurlan yapılan dedikodular ne sizin, ne de onun kula- İına erişemiyor. Aleme maskara oldu- #unuzdan haberdar değilsiniz! : ME Alm benler önürümda değildir Yizlük da, bende bi gibi dedikoduların ümündeyiz... KE in e sada Nakleden: Muazzez Tahsin Berkand aşk için yaratılmış bir vücudün öyle so- " ğuk ve lâkayd bir adamın yanında solup kalması bende isyan uyandırıyor. Siz gülüp söylemek, giyinip kusanmak ve Mes'ud olmak için doğmuş güzel bir ka- dınken nankör eller içinde nes'esiz bir ö- mür sürüyoruz. Geliniz, sizi bu alelâ- de ömrün dışına çı'arayım. geliniz, ask ve' para ile sizi mes'ud edeyim Zeyneb. Benim aklımı başımdan aldınız... Gönç kız yerinden kalkmış, arkaya doğru bir adım atmıştı. Ayni saniyede, nasl olduğunu anlıyamadan, Turharın kollarının belini doladığını ve ateş gibi yanan dudaklarının ağzını o kapadığını hissetti. Ellerinin bütün kuvvetile onu it- ti. Fakat bir saniyeden az bir zaman sü“ ren bu feci sahne âsabını okadar boz- müştu ki, onun kollarının arasından sıy- nlmağı kâfi görmiyerek elini şiddetle Turhanın yanağına yapıştırdı. — Alakf Bu, son bir gayreti, Bacakları titre - diği için yürliyemiyeceğini anlayınca he- men tekrar yerine oturdu ve ellerini yü- Gözlerini açtığı vakit Turhan ortada yoktu, Büfede yemek yiyenler yavaş ya Yaş dağılmağa başlamışlardı. — Burada daha bir dakika bile du - Tamam, Yerinden kalktı, fakat ayni dakikada kocasının elinde bir tabakla kendisine doğru geldiğini gördü. Halük gülüyordu. — Nihayet gelebildim... Başka şeyler söyliyecek, kansına ge- cikmesinin sebebini izah edecekti amma Zeyneb buna meydan bırakmadan onun kolunu tuttu, — Geldiğinize öyle memnunum ki Halâk... Haydi gidelim, rica ederim burada durmıyalım... — Dondurmanızı yemiyecek misiniz? — Hayır, hiç bir şey istemem, he - men gidelim... Ağlamamak için kendisini güç tul yordu. Halâk bir vak'a cereyan etti GÖNÜLİSLER Bir... Kaba girmek meselesi kesecekti ve gene çok ihtiyatlı, gayri mali sus, sezilmez hareketlerle eve kendi dam «Biz yeni evlendik. Aramızda tek bir ih-| gasını vuracaktı. Bunu yaparken de arnı ölâf var, O da.. kaba girmek meselesi, nun kocası tarafından gelmiş olduğuna ko Ben kocamın benim kabıma girmesini i8- | casını da inandıracaktı. tiyorum, o, buna muarız, Diyor ki: Hakikat şudur: — Erkek kadının kabına girmez, şayed| o Erkek belki kendi kendisine karşı itira girerse © kadına fena nazarla bakarlar, etmez, fakat sevdiği, hürmet ettiği, bağlan Bu, doğru mu? dığı kadının mutlaka tesiri altında kaln Mutlaka kadın mı erkeğin kabma gir -İyalnız bunun kendisine söylenmemesi lâ melidir?» zımdır, O zaman erkeklik gururu kabarm, o & nu isyana sevkeder. s2 Bu kadın okuyurum, anlaşılıyor ki, genç) © Diğer taraftan kaidenin tamamen aksi dı kızlıktan genç kadınlık hayatına geçeli çok | variddir. Yani kocasının tesiri altında, onuj olmadığı için henüz kâfi derecede tecrübe |kahbına giren kadın da bulunur, demek fu sahibi olmamıştır, yoksa kocası ile bu ba-| terim, Fakat nadirdir. Bu takdirde kadın n his üzerinde hiç bir münakaşaya girmiye -İerkek arasında çok büyük bir seviye ve tra çekti: de farkının bulunması lâzımdır. — Elbette haklısın şekerim, diyerek kına Bir kadın okuyucumdan kısa bir mektub aldım, diyor ki: Mançuriden Avrupaya gelen oyun Kız çocukların makara oyunları- nı görmüşsünüz . dür. Bir buçuk metre kadar u- zunlekta bir sicim parçasının iki u- cunu ufak değnek. lere bağlarlar, Ve buoyun için'ya » pılmış o imakarala, ri ipin üzerinde çevirdikten 8 Ya atıp, gene ipe düşürmek ş anladığı halde bir şey soramadan sade - ce: — Siz mantonuzu alınız, ben de 6 müddet zarfında otomobili getiririm. A- şağıda bukuşuruz... dedi. — Peki... Çabuk olunuzl.. Otomobilde koruşmadılar. Halük bir sual sormuyor, Zeybek de bilhassa iza - hat vermiyordu. Eve geldikleri - zaman kocasına teşekkür ederek odasına gide- ceği srada Halük arkasından çağırdı: — Zeyneb, başınızdan bir şey geçti- ğini anlıyorum sınma, hatekâtnizi kon - trol ediyormuşum gibi telâkki etmeniz- den korkarak size sormağa öcsaret &- demiyorum. onra hüya aretil, barlar. Ba oyun bizde oynandığı gibi Ay Yalnız şunu söylemek isterim: Şayed | rupanın birçok yerlerinde de vardır. Bi bir yardımcıya ihtiyacımız varsa bana iti- | yun Avrupaya Mançuriden gelmis, “© mad edebilirsiniz. rada çok eskitlenberi makara oyu, © Si kız Rİ e marlardı. Hem orada ba oyun in — Teşekkür .. Size gü i üyü İL pi bileceğini ir güvene İ dan ziyade m €ğlencesiydi, Yatağına girdiği zaman gözlerini ka- . Zihninden binbir proje geçi | Dünyada bulnnan ocasına, Handana ve Turhana ya en büyük mermi — karşı bundan böyls takib edeceği vazi « yeti tayin etmek istediği halde bir türlü karar veremiyordu. Tarhanlarla görüşmekte devam ede - mezdi. Fakat onlar mutlaku gene gele - ceklerdi. Acaba her şeyi kocasına arlat- sa münasib olmaz mıydı? Bu takdirde hayatları tahammül edilmez bir azab o- lacaktı. Bahusus Halük Handanı gör - mekte devam etmek arzusunda oldu - ğundan bunu beceriksizce çevrilmek is - tenilen bir manevra addedebilirdi. Bütün gece kâbuslar içinde çırpımp durdu. Sabahleyin istirahate kavuşacağı- m ümid ettiği halde bu da olamadı. Ha- lük &itiz ve swratk idi. Erkenden sokağa çıktı. Öğleye doğru da postacı bir mek- tub getirdi, Handandandı. Heyecan ve telâşla zarfı yırttı. Bu merminin u- zunluğu 23 met - redir. Hiç bir si lhla © atılmadığı gibi, oatılmasıda mümkün değildir. Bu mermi Muk. dende taş bir kaf. de Üzerinde dur - maktadır. Rus - Ja pon harbinde ölen Japon © ükerleri e EEE için bir öbirle ola - giri rak yapılmıştır. T . (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: