5 Temmuz 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

5 Temmuz 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5 Temmuz Büyük Britanya adasına Almanların taarruzları kabil midir, ne vakit?! A imhası İman başkumandanlığı in ğı, $ Haziran- da başlıyarak Franuz ordusunun > v Fransanın teslimiyetile neticele- — nsa meydan muharebesinin bir hü- mini 3 Eylâlde, nesretmişti. Bu rapor $u cümlelerle bitmektedir: , “Ustaca ve kahramanca dövüşen bir Şüzmana karşı kazanılan bu Herizili za- e sonra, artik müttefikler kalmamıs- İngiltere.» z RE Almanya ile İtalya karşısında yal dür düşman kalmıştır; faka? öyle bir lişman ki büyük bir adaya tahassun et- Miştir; üstelik kuvvetli bir'donanması var- — hava kuvvetleri de az değildir. Mihver evletlerinin gimdi uğraşacakları düşman işte bu düşmandır. a Almanya ile İtalyanın dı ir araya gelseler de İngilizinkilerine üstün sıkamıya: Bahusus | İngilizler Fransız onanmasının bazı gemilerini arzı ile veya zorla kendilerine iltihak etwirmeğe o çalışı- yorlar. Mihver devletlerinin yalnız uçak Gilolari “İngiltereninkini kat kat geçiyor. ara orduları da İngiliz kara kuvvetlerine ta kere üstündür. O halde Mihver dev- eri denizaşın düşmanlarına yalnız uçak ve kara kuvvetleri itibarile tistün olmala- Tina rağmen deniz kuvvetleri ehetile dun- ik ei slime asker çıkararak n de düşmanınkine ö vetçe üstün bir ekimi ister, e 6 inin zor ve muğlâk ciheti buradadır; re Büyük Britanya adası sihirli ve te Gü bella değildir. Eğer Almanyanın bi ingiliz donanmasına racydan okuya- ilecek bir deniz filomu olsa idi, bu derece 1, sazam bazırliklarile, İngiltereye ordu- V çıkararak onu mağlüb etmekte bir zor- > mezi Bununla beraher Almanya vi kısa keserek, İngiltereye pes dedirt- bi için, Büyük Britanya adasın zapt ve ” Il etmek mecburiyetindedir. Fakat, on aç, eorra bile, Almanyanın denizlerde İn- giliz. donanmasile mücadeleye devam et- meği ve hattâ bu takdirde, İngiliz donan Mann ittifakını alacak veyahud bildil iç şöccek olan, şimali Amerika Birlesik dev- Tetlerinin deniz kuvvetlerile uğraşmayı gö- re alması iktiza etmektedir. ğ İngiliz büyük amirallığı, İaşiliz İman: larında bulunan fskat İngiliz doranmasuına ilhak etmeği kabul etmiyen Fransız harb gemilerine 3 Temmuz sabahı bir baskın tertib ederek bunları ele geçirmiş ve bu es- li iki kişi bile ölmüştür. Kezakk İngiliz iz kuvvetleri Yaş farkı gümetmeksizin birçok ka, P din tip- amelkmee lara. akşam, ev içinde ve a muhtelif ihtiyacları karşdar, Örgüsü a yaka, etek ve ceb kenarlarına koyusundan veya md b; te şerid çekilmelidir. ae m ae İri vücudlular için endamlı fakat iri yarı olan- , pepe Ar PP , il z i i ? : z : F i Şimdi yalnız bir tek düşman vardırıİk Emekli general H. Emir Erkilet «Bon Posta» nın asker) muharriri zemilerile bir nevi muharebeye | giriştiğini ve bunları ya ele geçirmek veyahud batır- mak istediğini öğreniyoruz, İngilizlerin, 6s- üttefiklerinin deniz kuvvetlerine karşı leri bu yeni teşebbüste takib ettik- eri hakiki maksad şüphe yok ki Fransz donanmasının Almanların eline geçmeleri- pe mâni olmak ve ayni zamanda bunlarla ngiliz donanmasını takviye etmektir. Bunun ppi Amerika da şimdiden düşü- nüyor ki İngilterenin mağlübiyeti | halinde eğer İngiliz donanması Hitlerin eline geçe- cek ölursa, Amerika Büyük Okyanus cihe- tindeni Japonyanı ve Atlas Okyanusu ta- ından da Almanların taarrız ve battâ lâsına uğrıyabilecektir. Onun için, Bir- eşik Şimali Amerika da, böyle bir ihtimali şimdiden karşılamak maksadile, İngiltere - Amerika arasında gizli bir deniz mukave- lesi yapılması ileri sürülmektedir. Bütün bu meseleler ve hareketler hep Almanların Büyük Britanya adasına kuv- vetler çıkararak buyasını istilâ etmek ni- yetlerinden çıkmaktadır. Fakat kâfi deniz kuvvetlerine malik olmıyan o Almanyanın Büyük Britanya adasına doğrudan doğru- ya tanrruz gibi çok güç ve neticesi şüpheli ve pek tehlikeli olabilecek bir hareketten vazgeçerek, İtalya ile birlikte, İngiltereyi Akdenizde, müstemlekelerde ve Hindis- tanda vurmağı düşünmesi de variddir. An- cak İngilterenin, bizzat adada kat'i bir ta- arruza ve mağlâbiyete uğramadığı takdir- de Almanyanın arzularına râmolmak ih mali olmıyacağını Almanlar herkesten da- ha iyi bildiklerinden, Büyük Britanya ada- sina mutlak taarruz edeceklerdir; aksi tak- dirde onların şimdiye kadar sarfettikleri emekler ve döktükleri kanlar boşuna gide- cektir. Cebelüttarıka, Süveyşe vesair mühim İngiliz müstemleke ve uzak sevkuleeyş noktalarma taarruz etmek gibi hareketler, Almanlar tarafından Büyük Britanyaya ta- arruz başladığı zaman İtalyanlara düşecek âli teşebbüslerdir. Bu suretle görülüyor ki, İngiltereyi adasında mağlüb etmek asıl bü- yük ve çetin işi gene Almanlara düşmek- tedir. Fransa meydan muharebesi 15 Haziran- da nihayete ermiş sayılabilir. O gündenbe- ri üç hafta oluyar. Fransa meydan muha- rebelerinde yorulan Alman kara ve hava ordularını dinlendirmek, onların insanca TE YAZAN smsesenesessassan SON POSTA ve malzemece noksanlarım tamamlamak, İngiltereye kaişı yapılacak yeni sefer için bu orduları gruplandırmak ve nihayet bun- İari karşı sahillere makledecek olan deniz ve hava nakil vasıtalarını hazırlamak ve tertiblemek için umumiyetle bir sy kâfi gelebileceğine göre, öyle ise daha on gün kadar bir mühletimiz vardır. Bu on gün zarfında son hazırlıklar da ikmal edilebi- lirse İngiltere seferi başlıyabi! Bu sefer, Norveç seferinin büyük bir öl- çüde tekrarı olabilecektir: bahusus Alman- lar bu seferin tecrübelerinden pek kiymetli dersler almış bulunüyorlar, Onun için bu seferki hazırlıklarının daha mükemmel ola- cağına şüphe etmemelidir. Norveç seferinde Alman deniz, hava ve kara kuvvetleri tam bir intizam ve olgun. lukla çalıştılar ve muvaffak oldular. İngi tere seferinde de ayni şeyin Pr bir mâni yoktur. O vakit te şimdiki gibi ingiliz deniz kuvvetleri Almanlarınkine üs- tündü, Kezalik o vakit, Norveç cenub sa- hillerine mürakün mertebe yakın sokulmak için Danimarka işgal olunmuştu. Şimdi de İngilterenin cenub kıyılarına sokulmak için Fransanm bütün şimal sahilleri zaptolun- muş bulunmaktadır. Fakat Danimarka ile Norveç kıyıları arasmdaki asgari o mesafe 120 Km. olmasına mukabil Padokale boğazının en dar yeri yalnız 35 Km. den ibarettir. (Serburgdan ve Gernesey ada- sudan İngilterenin cenub sahillerine ancak 100:120 Km. lik mesafeler vazdır.) Görülüyer ki, Manş denizinin Padokale boğazile birlikte teşkil ettiği, yedi yüz küsur Km. boyundaki, büyük “havuzun ce- nub sahillerile şimal sahilleri o arasındaki mesafeler, bugün saatte 60:70 Km. den fazla mesafe nlan seri küçük harb sefinele- rle hızlı botlar için, sadece yarım ilâ iki saatlik kısa yollardan ibarettirler, Onun için, İngilterenin beklemediği ka- ranlık bir gecede Alman ordularının Fran- sanın şimal sahillerinin mütenddid nokta- larından bin kadar seri küçük ve orta bot ve gemilerle erenin cenub sahillerinin müteaddid noktalarına bir andâ nakil ve ihraç edilmeleri mümkündür. Bu harekete ayni zamanda binlerce parasiitçünün işti- raki kabil olabileceği gibi İrlanda üzerin den de İngilterenin garb sahillerine ve Nor- veçten de kezalik İngiltere doğu tarafları- na i anda ihraçlar tertib ve icra etmek mümkündür. Şüphe yok ki İngilizler, Norveçte oldu- ğu gibi ve ondan da birkaç misli daha fazla bir şiddetle, Alman ihraç hareketlerini de- niz. hava ve nihayet kara okuvvetlerile (Devamı 7 nel sayfada) «Son Posta nm edebi tefrikası: 63 G4 kk Oda Zeynebin etrafında döndü, dön- dü... Kendisini divanın yerine attı. An- nesi... Armesini bulmuş olması müm - kün müydü? Bunca seneden sonra! Aca- ba canından kopan yavrusunu Yoksullar evinin merdivenleri üzerine terkederek cesareti kendinde bulan bu anne nasil bir insandı? Fakat, o biçareyi görme - den, geçirdiği hayata vâkıf olmadan na- sil bir hüküm verebilirdi? Kim bilir ne kadar ıztırab çekmişti ol Onun yardı - mına koşmak, onu yanına çağırmak, o- na maziyi unutturarak onu sevmek va - zifesi değil miydi? Derhal masa başına geçerek Yoksul- Jasevi müdürlüğüne bir mektub yazıp iki gün sonra Mehpare Hanımı evinde bek- liyeceğini bildirdi. Artık annesini göreceği santi düşüne- rek heyecandan ne yemek yiyor, ne uy- ku uyuyabiliyor, ne de yaşadığını hisse- ordu. Hele muayyen saatte kapinin in çalma “onu çıldırtacak Okadar müthiş oldu ve hizmelçiden evvel o koş- *.. Karşısında şişman, tombalak bir ka - dın vardı, Saçları sarıya boyanmış, ya - nafları kıpkızıl, gözlerinin altı mosmor- du. Gerek bali, gerekse giyinme tarzı, kendisinin pek adi seviyede bir kadn olduğumu açıkça belli ediyordu. Bu man- zara karşısında Zeyneb baj in kendisini güç zaptetti ve gözlerini kor- ku ile kapadı. z Kapıdan giren kadın tatl, nazlı bir sesle ve kelimeleri çeke çeke sordü:” — Helük Gökalp Beyin kanısı Zey - veb Hanım siz misiniz? Genç kız ses çıkatamadan #adece ba- gina eğdi. — Ben senin annenim iki gözüm. Bu sözler zorla tatlılaştırılmak istenen bir sesle söylenmişti. Buyurunuz efendim. olması için faz- | #ını YÜZDE Merakh, elindeki gazeteyi uzattı: — Şunun şurasını oku. Okudum: — 4Otobüs ücretlerine yüzde za yapılacaktır.» — Otobüs değil mi? — Otobüs işte, — Ben de öyle okumuştum da merak ettim. İkinci kelime ücret değil mi? — Evet, ücret. — Ben de öyler okumuştum da mesak ettim. — Yüzde on beş zam değil mi? — Evet,r yüzde on beş. — Başka birşey olmasın? — Hayır canım, yüzde on beş. — Merak ettim. — Merak edecek ne var? — Daha ne olsun azizim, sen hesabla - dın mı? — Neyi? — Otobüste ücretlerinin kaça o çıkaca- — Kayır. — Ben hesabladım da merak ettim ya... — Hesiblağın zin? GONÜL İŞL Hayatın o ba) ON BEŞ —Hesablradım, on kuruşluk bile, or bir buçuğa çıkıyor. t — Ne yapalım?.. — Bir şey yapacak değiliz, sadece hes sabladım. Sekiz kuruluk bileti de hersabs İladım. Dokuz kuruş sekiz para olacak, | —o717 İ <— Yedi bagukluğu da hesablad pa kuruş yirmi beş para. , Se — 1197 | — Als kuruşluk da, alı kuruş otuz alti İ para! 7 — Merak ettim. Otobüse bindiğimiz. man sekiz paraları, beş paralar, alt pan ları nasl bulup kondaktöre vezeceğiz? — Merak ettim bunu, benim gibi he Jiyan olmadı mı? — 171119 — Merak ettim. Bu yüzde op be yüzde yirmiyi geşeceğe benziyor da... — 122077 — Öyle ya sl paralar, sekiz pa beş paralar kurusa iblâğ edilecektir. biz zarurdayız. İris İlulüsül ER) dikenleri <. Bursada oturan okuyucum Büy İsmali ga izıları düşünmezler, buzıları devekkilde liba maexsim icabı, mekteb imtihanlarına mü tellik gavele haberlerini okuya okuya İçin. de hocalık hevesi duymuş olacak ki, bana bir sürü suali ihtiva eden bir mektub yollamış... soruyor — Her sevişen sevdiğür birleşince mes'ud olur mu? diyor. Düşünmeye ne Jüzem var? Biralınızs ha- kın, sağdan soldan kulağımıza gelen dedi. koduları bir dinleyiniz. Bir gün sahmet ede- tek hdliyeye “kadar gidiniz, muhakemelere kulak veriniz, anlaramız. Bacasından neş'eli Bir duman çikan her y9. xa mutlaka mes'ud değildir ve kolkola ge zer gördüğünüz gençlerin kalbinde de mut— tükx aşk yoktur Herkes hayatında Tiç değilse bir defa ol .| sun sever, fakat söven bin Kişi arasında, mes'nd olanın sayısı belki yüzü bulmaz Bu. nunla beraber geriye kalan 900 kişinin do. kuz yüzü de mutlaka bedbaht değildir. Ba. DİVAÇ Nakleden;: Muazzez Tahsin Berkand turdu, Vaziyot bu kadar feci olmasa Zey- neb onun bu sahte özenişlerine kahikaha ile gülecekti, lâkin o kadar biçare idi ki ağlamamak için kendini güç batuyordu. Mehpare Hanım bunu anlamış olacak ki, derinden derine bir ah çektikten sonra? — Hayat çek bir şey). dedi Zeyneh, sesinde acılaşan bir şikâyetle cevab verdi: — Hekikaten, hayat pek acı! Bu ilk sözlerden sonra gene sustular. Sişman kadının #ik nefesleri duyuluyor- du. Nihayet genç kız kendini toplama - ğa muvaffak olarak kat'i mükülemeye başla. — Lütfen bana arlatır mısınız? Bu iş nasil oldu? Beni nasıl terkettiniz.. niçin terkettiniz? Mehpare Hanım şikâyet ve isilti dolu bir sesle: — Bunları anlatmak çok güç şeke - rim... dedi. Ayni zamanda çautasndan bir men- dil çıkarmış ve dökülecek gör yaşlarını silmeğe hazırlanmıştı, — Hakkınız var, bu mevzus #emas et- mek cidden zordur; fakat bir defada her şeyi anlatmamız muvafık olar, — Doğru söylüyorun iki gözüm. Ben de senin gibiyim. Zehiri damla dam- la içmekten hoşlanmam; kadehi bir hamlede dikerim. Bu hayun tıpkı bana Fakat dur, Yoksllavevinden sanane yazmışlar! — Sizin söylediklerinizi tekrar et- ye idim. Orada Murtazaya, babana sast- ladım. Konağın vekilhamcı idi. Onunla evlendim. Evet, bu cihetten korkun ol- masın, kendini piç zannetme; onunla ev- İendik amma o, melek kadar güzel yözü arkasında şeytan gibi bir kalb tasiyor muş. Beni birakıp defoldu giti. Bu sözleri müteakıb, mendilini yüzüne örterek tekrar hıçkırmağa basladı. - Sizi terketti. öyle mi? — Evet cicim, bem beni, hem de se- ni... Paramız kaldım, sokaklara düştüm... Ah evlâdım. karşında zavallı bir ana var senin... Koca. kocanız sağ mudır? — Hayır, ssrhoş, öğurmüz herif ge - berdi gitti... Beni güzelliğile aldatmış - t. Hangi kadın güzel bir erkeğe daya - nabilir değil mi? — Evet. belki... — Ben de genç ve toy bir kizdim © zaman... Şimdi artik feleğin çemiberin- den geçtim; bundan sonra erkeklere kanmam.. Zeyneb gülmüyor, bu kadını, bu sefa Jeti anlamağa çalışıyordu. Eğer bu ka - dın kendi annesi olduğunu söylemese belki de ona seryasaktı — Evet, çok ıztırab çektiğinizi arlı - yorum... Sonra ne yaptınız? Bu sual karşısında şişman kadın bin bir ahüzar ederek karma karişik bir ömrün tarifine geçti. Genç kız bundan bir şey anlamıyor, bir netice çikaramı - yordu. Nihayet mütereddiA bir sesle sordu: — Peki, beni daha evvel arıyamaz rmydamız ? — Geçinecek param yoktu., Konak larda çalışmağa *medbur kaldım, binbir türlü iş gördüm, açlıktan ölmemek için ber kalıba girdim. Lâkin kalbim hep se- ni arıyordu. İcan kurtaran bulurlar. Barları ise İkendilerin! mes'nd olduklarına İnandirm isterler. Bedbaht olan, bedbaht olduğunu İlen, hisseden bereket versin azdı. i Bu vaziyette niçin seveyim? Niçin © leneyim? demeyiniz. Mİİ Piyango şimdi mem kaç bilet satıyor, fakat kazananın vam nihayet mahdaddur. Bunu rağmen şansunım denemek, biraz heyecan Ö biraz Aa yerdrm etmek için, e, yüzde Şu İdar talihlinin arasında kendimizin bulu cağına imumarak, her ay bir tane alırız Bay İsmall seriyor 7 — lar seven sevdiğinde istediği euaadı Bi dur mu? Kibette hayır, ukst halde benin sütun Yüzum kalmazdı, Bay İsmsli beni sorgu gekmezdi. Fakst sütunun doldu, susilerinin kışmına cevab vermeyi bir başka güne töeeeğir. TEYZE Bunları biliyor mu idiniz » Nezieden tahafiuz ilâcı Amerikalı bir dok tor nezleden tal uz Hüsn O keşietmiştir Bir sene içinde bir ay hergün bu Mâçtan bir kaşe yutan kimse bü- tün bir sene nezle - ye tululmamaktadır. Doktorun tecrübeleri müsbet netice veği miştir. Doktor ilâmın formülünü kid ye vermemekte, ilâcı kendi imal ederi 1 yüksek fistla saimakiadır. yi Evveler pek İakir olan doktor. giz bir milyonerdir. * Bavyerada hayvan Bavyerada hay. g7 vanlarır o dağdan ipmeleri “bayram çok eğlenceli e - lur. Bır mevsimi dağda geçiren hay vanları muayyen gün dağdan “in! dirilirler. Çobanlar bunların boymuzları nı giçeklerle, o'larda süslerler. We bayram günlerine mahsus elbiselerini yer. Çalgilarla hayvanları Moe yolare Gi Yarısı astalt, yarısı kaldırım Almanyadaki Şarlâtenburg ve Wilâ mert şehirlerini, birbirlerinden bir yol ğ yırmaktadır. Bundan yedi sekiz sene © vel bu yolun tamiri mevzuubahs cldüğl zaman ik) şehir belediyesi ara; bayramı

Bu sayıdan diğer sayfalar: