24 Temmuz 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

24 Temmuz 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EŞ İRMMMa | Hüeler Karpmada | Olduktan sonra ozana aid hatıralar (Baştarafı 1 inci sayfads) gelenleri söyliyeceğim Birkaç dakika yözlerile odayı, pencereden dişarısını, bahçeyi do - aştı, dondurmusından bir kaşık al- di ve başladı; , ve Lozan bütün Milk Mücadele- Bin biza bahşettiği üstün vaziyetin arikçe tanınmış bir ifadesidir. Bu- sünkü kuvvetli vaziyetimiz, gerek dahili, gerek harici - br mushedeye istinaden inkişaf ederek bu hale gel miştir. Netice bütün #milli hayatı * man temeli Lozandır. Biliyor Milli Şef ilk defa Mudanya mütarekesini idare etmir- tr. Bu mütareke müzakeresi #rrasın- da muzaffer gatb orduları kuman - damı İsmet Paşa, en mükemmel bir iplamat ve müzakereci olduğunu, bize de, dünyaya da gösterminti, Bu mu anlıyan Atatürk, İnönünü Hari - tiye Vekili seçerek heyeti murah - sanın başında Lozana “gönderdi. ozanda İsmet Paşa daha büyük, daha ağır, fakat daha şerefli ve bü tün kudret ve kabiliyetini göstere - €eği muazzam bir vazife karşısında bulundu. Bütün dünyanın tasdik et tiği gibi Şef bu vazifeyi harikulâde muvalfakiyetle başarmıştır. Büz kılıcın kanına sokmuş bir ku - nuz mandan, Lo. a en kurd diplo - matlar karşısında kalmıştı, İnönü meydanlarının kahramanı, Lozan masalarının başından da kahraman olarak kalktı. Açılış merasimini bugün gibi ha- trkyorum. Ba merasimde kimler yoktu ki.. Meşhur Puankara, Mus - solini, Lord Gürzon, Venizelos, da- ba birçok tanınmış diplomatlar. Konferansı İsviçre cümhurreimi 4ç - Mmişte.. Şüphe vok ki hepimiz hem ılu, bem de endişeli bir beye- <an içinde idik, Masa basında dö - vüteceğimiz adamlar cidden kav - vetli ve bu tip müzakerelerin kurdu tahsiyetlerdi. Bütün dünya bir ta - rafta, biz tek başınıza diğer tar ta idik. Bunlarla akıl, fikir, ilim, fan sahasında boy eadele çok çetin oldu. Ne kadar çe- tin olduğunu bir aralık inkatan wğ - Tayışından da anliyabilirsiniz. Bu talik mes'uliyetini - yüklenmek çok git yeke yi 9.12 yaşlarındaki kır çocuklarında Genç kız elbiselerine karşı kuvvetli bir heves vardır, Rtek ceketi pek çök se. verler. Sade olmak şartile bu karz bu Yaşlara pekâlâ yaraşır. Örgüden, as. kıl bir etekle, beyaz yakal, kısa kul. da dümdün, enimini bir bluz yapınız Yarrunuza hem pek yakıştığını, hem de onun büyüklere benzeme hevesini tatmin ederek neşelendiğini görecek- «niz Her kadın bilmelidir: aa renin ağzma büyük gelen ma tün, e? tarafından yantarak Kü. “e kalkmayınız. Bir yerinden a ik bir çentik açarsanız iç bir şeye dürüm kalmadan LL Anlar edine oturur, İsmet Paşa ayağa kalktı: “ Boğazlar meselesinde ısrar ederseniz tekrar harb yapmıya ve hakkımızı muharebe sahasında kabul ettirmiye mecbur kalacağız ,, dedi Lozana giden murahhas heyetimiz büyük bir işti. Fakat İsmet Pa -, şa memleketin tam istiklâline uy - muyacak şartlar önünde bu kararı vermekte asla | tereddüd etmedi.! Konferans esnasında öyle buhranlı, ! öyle çetin zamanlar oldu ki, sinir - leri gevşek herhangi bir heyeti mu- rahhasa reisi işi oluruna bağlıya - rak kalkar, gelirdi. Halbeki İsmet Paşa, muharebe meydanında oldu - ğu gibi adım adım çarpışarak mem- leketin askeri, iktisadi, siyast, mali, bir kelime ile her sahadaki istiklâ - Bini, inkişafını arızaya uğratacak bir pürüz birakmak istemiyordu. Bu çe- tin anlarda bir kers daha kiymetini anlamış bulunduğum İstiklâl harbi- nin kahraman kumandanına ve Lo zanın mahir diplor,tna her zaman güvenebileceğimizi iftiharla söyle - mek isterim. Biz oraya Osmanlı ru- hunu atmış, bir Türk kafasile git « miştik, Karşımızdakiler bu süratli is- İ ihaleye bir türlü inanamıyorlardı. “ Siz eskiden her şartı kabul ederdiniz. ne oldu size ? ,, | Puankare müzakerntx başlandık - tan sonra dönmüş, yerine o Mösyö Pompar ikame edilmişti. o Pompar İve karım Osmuylı ricali ile çok te-| İmas ettikleri cihetle, onları iyi ta-| nıyorlardı. Bize de ayni gözle bak-| mak hatasına düşmüşlerdi. Bize Halükun halinde öyle bir ga- rabet vardı ki Zeyneb onun ne düşündüğünü anlıyaraıyordu. — Yani demek istiyorum ki, kendi üzüntünüz size kâfi iken bana aid meselelerle meşul ol manıza sebeb yoktur. Kocasının ciddi ve vakur ba- una, zayıf yüzüne teessürle baka- rak onun düşüncesini okumnk is- tiyordu; fakat onun muztarib ol- duğundan başka bir sey anlıya- madı ve Handanın gene onü hır- çınkıkları ve kıskançlıklarile yor- duğuna hükmederek meyus bir senle: — Zavalh Halök! dedi. Bu iki kelime genç adamı kam- çılamıştı. — Bana acımayınız! Merha- metten nefret ederim. Fakat sizi böyle haksız ye- özmeleri çok çirkin bir hare- ket! — İnsan haksızlıktan çok şey öğreniyor. Sonra sesini hafifçe tathimin- Çok fena ba siz de öyle... Zeynebin karını gözlerine bakıyordu. — Evet, çok tena.., Halük sözlerile Turhan “kastet- mişti, lâkin Zeyneb O cevabinda bunu düşünmedi ve cümlesini şöyle bitirdi: — Mehpare banıma yorganı- na göre uzanmak İâzım geldiğini anlatamıyorum. Gene mi israf etmiş? — Cok... Onunla ne yapaen- mi bilmiyorum. Kansının cidden müteessir ols duğumı anlayınca Halöken s0- murtkanlığı biraz geçer gibi oklu. geçmiş, dost, hayırhah görünerek Fransa için bizim iktisadi istiklâlimize uy- mıyan şartlar kabul ettirmeğe çalı- sıyorlardı. Karı kocanın muvaffak olmak için yapmadıkları yoktu, A - ianlar vasıtasile fevkal gayret sarfediyorlardı. Fakat nafile .. Her şey İsmet Paşanın yalçın iradesin- de parçalanıp gidiyordu, Dir gün koridorda Madam Pomtparla kar « ştık. Kadın dehşetli sinirli gözü- küyordu. Avazı çıktığı kadar; Kocamın kredisini mahvede- eksiniz, diye bağırdı.. Siz eskiden böyle değildiniz, Her zaman uzatı- lan şartı kabul ederdiniz. Ne olmuş böyle size.. Kocamın mevkiini sar - sıyor, ona hiç bir muvaffakiyet ü - midi bırakmıyorsunuz. Hakika: n kadıncağız korktuğu- na uğradı. İkinci korferansta Por - | par değiştirildi, yerine Pelle | geldi, Fransızlar da şartlarımızı kabule mecbur oldular. Arlamıslardı ki, karsılarında Osmanl devletinin mu- rahhasları yoktur. Genç Türkiye - nin baş murahhas swlhünü dikte et- tirmek için gitmiştir. yoksa birkaç muvaffakiyet koparmak maksadile değil... Lord Gürzonun tehd'dleri ve neticesi Size bir hatıra daha... Könferansta Boğazlar o meselesi halledilinciye kadar en büyük mua «Son Pars-w duğuna emin misiniz Zeyneb? Bu sunl genç kıza büsl yeni bir ufuk açtı, gözleri sevinç- le parladı ve helecanla sordu: — Siz buna ihtimal vesmiyor musunuz Halük? Halinde öyle yalvaran, dile nen bir şey vardı ki Halök onu yaklaşarak kolunu beline doladı; — Onun anneniz olmamasını bu kadar imi temenni ediyorsu- muz Zeyneb? Genç kız saçlarının kadar kızardı. — Bünu ütüraf etmek pek fe köküne © 5m. fakat Halük, sizden bir şey izlemek istemem, Evet, . onun gibi bir annem olmaktansa anne- siz kalınağı tercih ederdim. — Beni dinleş 7 ze bugün heniz verecek halde Yalnız sizden rica ediyoram.“Bu mösele- Yi iyice tetkik için bana tam bir salâhiyet verin. Size her hususta itimad e diyorum Halük. Dilediğiniz. gibi hareket edin. Yalnız sizden rica ediyorum, anneme aid sözlerimi duyarak hakkımda fena fikirler beslemeyiniz. — Hakkınızdaki düşünceleri- min sizce ehemmiyeti var mı? — Tabi Bunu siz de bili- yorsunuz. Genç kızın: sesindeki samimi- yet Halüku iliklerine kadar titret- mişti. Onun beline dolanan kolu- nu biraz mkarak genç kızı bir sa- niye için kendine çektikten sonra derhal bıraktı ve bir adım uzak- laşti, — Hik olmazmı araruizdeki dostluk bakidir değil mi Zeyneb? —Tabik... her zaman için... — Şayed Mehpare hanım hak- kında, istediğimiz şekilde malü- veyi nzlardan biri, belki de birincisi İn-| giltere idi. Lord Gürzon bizi inkita ile korkutarak tehdid etmek istiyor” du; bu suretle istediklerini kabul et- tireceği o kanaatindeydi. Reddedip trene bineceğimiz sıralarda bile bu ümidi besliyorlardı. Fakat biz eca- ınız İsterse” manasmı tazammun €- den bir jestle trenimize binince şa - şırdılar. Lord Gürzon o Boğuzlarda kontrol hakkını koparmak istiyordu. Bunun için de tam üç ay uğra met Paşa daima reddediyor, buna müzakereye bile yanaşımıyordu. Ni hayet son bir ümid olarak Fransız başmurahhasının odasında o bususi bir toplantı tertib ettiler, Lord Gür- zon, Fransız başmurahhası Pornpar ve General Weygand bu toplantıda hazır bulundular. İsmet Paşa yanına beni almıştı. Hemen bü meseleyi ta- zelediler, israra başladılar, bir şey ler koparmağa çalışıyorlardı. İsmet Paşa sükünetiç dinliyor bir kelime ile reddediyordu. İsrar ileri gidince İsmet Paşa ayağa kalktı, hâkim bir sesle: Bu mesele, dedi.. Memleketi- min #stiklâline dokunuyor. Eğer de- ha fazla ısrar ederseniz tekrar harb yapmağa ve o zaman meseleleri sulh masasında değil, harb sahasında halletmeğe ve bu meseleyi size ora“ du kabul ettirmeğe mecbur kalaca- öz . Hepsi bu kat'i ifade karşsın- da başlarını önlerine eğdiler. Hepsi Türk tezi karşısında mağlübiyeti ka-| İbul ediyorlardı, vazgeçtiler. Konferansın en karakter stk s7fhası İsmet Paşamn konferansta vakur İsükünü murahhasların hayret ve kor ku verirdi. En şiddetli münakaşa - larda bile, Milli Şef dudaklarındaki her zamanki zarif tebessüm, dinler, ve sakin olarak kürsüye çıkar, kon- Jeranşı teshir eden jestlerle muka - bil hicuma geçerdi. O, daima hak- kından emin insanlara mahsus bir emniyet ve sökün içinde dinler ve | konuşurdu. Bence, Lozan konferan- İsinin en heyecanlı, en karakteristik (Devamı 7 mel sayfada) | gam seal isi öğrenemezsek, nazarımda bunun yalnız sizin arzunuzun yerine gel- memiş olmasından başka bir e- hemmiyeti olmadığım bugünden söylüyorum Zeyneb. Şimdi artik bırakınız da gide- yim, çünkü... Halâkun sözleri ve tavırları a- cayibleşmişti. Genç kız, o tebes- sümle ona baktı: — Fakat ben sizi tutmuyorum. Halük. — Sahi. hakkınız var ... Bunu söyliyerek alelâcele oda- dan çıktı, Genç kız yalnız kalmış- b, Elleri izararmk onw çazırmak istedi, fakat sesi boğazında Ww kandı ve titriyen ellerini yüzüne kapadı. xv Karı koca arasında geçen bu mükğleineden sonra Halök öğle yemekle: sık mk disarda ye- meğe, bazı akşamlar eve geç yel meğe başladı. Hattâ bir gece biç gelmedi ve avdetinde o kadar si- nirli idi ki Zeyneb merak ederek bunun sesebini sordu. — Karmakanşık bir iş karşı sındayız Zeyneb. Dün gene Da- Tülâcezeye gittim, oradan İzmite kadar uzanmak mecburiyeti ba- sil oldu. Gece dönemedim. Genç kız onun Mehpatv ba nun meselesini; parmağına “dola: dığını anlamıştı. — Rari bir ipucu elde edebil- diniz m? — Maalesef hayır. Darülüceze memurları değişmiş, hiç kimse yirmi küsur senelik bir - vak'ayı hatırlamıyor. Evrak üzerinde faz- la bir kayıd yok. Binaensleyh si- ze gönderilen mektubdaki sözleri xe Mehpare hanım iladesini tek- pr belâ kesildiler, Saloni olduk sayısı uMisafir oda ten sonra dedikoducuların yüzde yüz arttı, * «Söz kesinen nin adı, sNişan - lanmak» olduktno sonra nikâh ha - arlığına başlanmadan ayrılmak mo- dası çıktı, & «Çalgılı kahveler», «Bar» olduk- tan sonra birer boğuntu mahalli ha- line geldiler. -ONÜL Bay «Fil ye: Nişanlınıza karşı hareketinizin ne kadar fena olduğunu siz de anlamış- sınızdır. Te: ile hareket etmi ler sonradan böyle pişman olurlar, Nişanlınızın yangıda gördüğünüz ve siz nişanlınıza bağırıp "çağırırken sesini çıkarmadan duran nişanlımızın. kardeşi bu balile kendinin çok makul bir in olduğunu belli etmiş oldu Sizin nişanlınıza müracaatlar evvel bu makul gençle görüşmenizi, hata. nızı anladığınızı kendisine söylemeni. mi özür dilemenizi ve onun nişanlı - mala aranız bulmasını istemenizi tavsiye edeceğim. * Bay 5. Sadık: Bir kere siz de düşünün zevkleri İayni, düşünceleri ayni, ruhl tema - yölleri ayni iki kişi kolay kolay bulu. nabilir mi? Hiç bir kari koca da ber cihetten anlaşmıs. olamaslar. Fakat zevklerinden, düşüncelerinden bir . birlerine uymak için fedakârlık yap- mak meeburiyetindedirler. Bu feda - kârlıklırı mütekabil olarak yaptık- Yarı takdirde anlaşmıs addedilebilir- ler. Ve mes'ud yaşamak yolunu keş - fetmişler demektir. > i * Bay Nevrada, O vastaki cocuk çök hassas olzr İGördütünü beli etmez, fakat görür İve dösünür. Dikkat etmeniz lârem İ Cocuğun yanında iken ne kadar hi- İdetii obursanız olunuz kendinizi tut-| Ma amk iie 22 ia zib edecek bir nokta madım, Zeyneb ümidsizlikle başını sak ladı: — Lüzumsuz yere yorulduğu- nuza pek omütecssirim (Halük, Bundan vazyeçelim artık! —— Küzümnmez yüze, 212. Ben bundan pek emin değilim, Zih- nimde tasarladığım plânı sonuna kadar takib edeceğim. Bundan başka, “bilâ'htiyar görüp hsetti- ğüm bazı seyler var ki bunlar, hiç bir kat'i esasa istinad etmeksizim benim içimi kuşkulandınyor. Bi- saenaleyh, viz ne derseniz deyi- niz, sonuna kadar, müsbet veya menfi bir netire elde edinceye kadar bu işin ucunu bırakmıya- cağım. — Çok inadesınız. — Evet... Yoksullar yurdun da yeni müdürle beraber bütün kuyidları çıkavtip birer birer tet- kik ettik, Maalesef tarihler Meh- pare hanımın söylediği tarihlere uyuyor, Gene kız gene ümidaiz bit ha- reket yaptı, — Fakat nevınid olmak doğ- ru” değildir. Mademki bir şüphe üzerinde yürüyoruz, sonuna ka- dar devam etmek tabiidir. Zeyneb samimi nazarlarla ko- casna baktı, — Her ne olursa olsun, tah- kikatmızın neticesi me çıkarsa çıksın, bana kurşı göstermiş ok duğunuz alâkadan dolayı örmü- mün omunu kadar size minnettar olacağım Halök... Talihsiz bir kızın yolü özenne sizi Allah gön- dermiş: olacak, yakalaya- (Arkası var) BN İGLİ 2 SLE Okuyucularıma cevablarım aAzizime; «monşere © olduktan) O Tramvaya binilirdi, «Tramvay sonra züppeleşti. lar» #Tram» olduktan sonra, binili mez, alınır oldu. #Hanımlari, #Hanimefendis ek 'duktan sonra erkeklerin - başlarına | | uKrrcık suç», #Permanantı eleği duktan sonra Merkel Beş kuruşa verilen bir finseni «Kahven, #Kafev © olduktan sonra elli kuruşa çıktı «Basmaları, «Emprimes olduk » tan sonra pabal'laşlı. » «Deniz hamamlar», uPlâjı ol « duktan sonra kazık oldu. liz İl velisi mah, sert bir göstermemeğe, bik, hassa fena sör söylememeğe gayrefi etmelisiniz. Bunu yapmaysanız çocüs Bunuza karşı vazifeni; yapmamış hatta çocuğunüzun hayatına, ahlâki, na fenalik etmiş olursunuz. “Dikkağ ediniz. : l * Bandırmada Bayan C. €. &, Bir kadın için kocasının o kazanei ye geçim şersiti ancak evleneceği Zi manda mevzuubahz olur. Kadın ey lendikten sonra iyi tesadüfler koca 4 sının kazuncını artiracağı gibi feni tesadüler de hiçe indirebilir. Kazanç artarsa ne âlâ, fakat azalır, hiçe İ- nerse o Zaman da kadın kocasının katlandığı meşakkatleri onunla tek. sim etmeğe borçludur. Hatia böyle samanlarda kadın kocasına madden ten ve manen mümkün on her Yara dımı yapmalıdır. Bu yazdıklarım, sizin sordukları niza bir cevab olur. Daha başka birşey söylemeyi lüzumsuz bulurum. * Bayan N.F. e, Bana yazdıklarınız hakkında fikir. m evvel mektub yazan müteaddid okuyucularıma cevab 0. irak müteaddid defalar bildirmiş — tim. Gene söyliyeyim. Kabahat # , | rindir. İşinden evine dönen erkek, karısını temiz ve derli toplu görmel€ ister, bu onun en sarih bir hakkıdır. TEYZE Bunları biliyor mu idiniz P Para cezasına mahküm. olan köpek Londrada bir po- İisi saran bir köpek yakalanmış, mah keme huzuruna ge trilmiştir. Polis mahkemede köpe- — üm ğin kendini . | kovaladığını, ve W- m sırdığın anlatmış, hâkim (köpeği Opar (o cezask na Omahküm etmiş fakat kös peğin para vermesi mütnkün © lamıyacağı için bu paranın köpej a hibi tarafından ödeneceğini da me ilâve etmiş, * En büyük çiçek Filipin adaların: dan Mindanoda ne- batat üzerinde tet kikatta bulunan biz alim, ota » yerlileri. nin bele ismini ve! dikleri bir çiçek bulmuştur. Be bir papatyaya pek benzer Fakat yalnız çiçek kısmı üç buçuk metrer İik bir dairedir ve gene o kırım on! kilo gelir. Bir kadın zobunun k rinde, bir erkeğin ceketinin yakay sinda taşıyamıyacağı yegâne (çiçeği bu olsa gerek. »l * Limondan elektrik istihsal edilir mi? Bir limon içine elektrik pillerinin iki kutbunu teşkil eden mader çus bukları yatırılırsa bu çubuklar aras sında elektrik cereyanı hüsil olmaks tadır. Fakat bu cereyan beş binde bir amper ve yarnm volt kuvvetine dedir ki, iki buçuk voltluk bir lâme bâyı yakmak için sekiz yüz limensi dm Busule gelen cereyanın birleştir” rilmesi lâzım getmektedir. Le

Bu sayıdan diğer sayfalar: