24 Temmuz 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

24 Temmuz 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 e Te AS Bİ e e K. Hamamda Bir yol amelesi arkadaşının karısını garib bir şekilde kaçırdı Kızılcahamam (Hususi) — Ka- zamızın Kuşçular köyünde bir kız kaçırma vak'ası olmuştur. O Hüdüe gadur: Bu köyden Ak Osman, Mustafa isminde birinin kızı Cennetle evlen- miş, fakat aralarında bir türlü im - tizaç kabil olmamıştır. Bunun üze - rine Ali Osman derdini arkadaşı o - lan yol amelesi Mavioğlu davulcu Ahmede açmış, akıl danışmıştır. Fakat davulcu Ahmed Cennete göz koyduğu için bir otomobil tu - tarak Ali Osmanın bulunmadığı bir sırada eve gelmiş, Cenneti alarak Göze daha evvel araba ile git - tiğini erek kandırmış, kı iştir. Akmed Alaybeyi köprüsün > de otomobilden indikten sonra genç kızla beraber Çukurca, Akçekese, Bayır, Aksak köylerini dolaşmış, fa- kat zabıta her ikisini de yakala - mıştır. Bursada yüzme ve bisiklet müsabakaları Bursa (Hususi) — 27 Temmuzda Ankarada başlıyacak olan Türkiye yüzme birincilik müsabakaları için geçen Pazar günü Havuzlu parkla Bursa bölgesi yüzücüleri seçme müsabakaları yapılmıştır. Ka- gananlar şunlardır: 100 metrede Bar. galı Muzaffer Şalcı, 200 metrede Ba- Jikesirli AN Değirmenci, 400 metre Berbest yüzmede Bursalı Ali Erberdi, 100 metre sırtüstü Balıkesirli Hakkı Argüden, 1500 metre mukavemette Bursalı AH Ünal, Bu gençler bu sabah Ankaraya müteveccihen hareket et mişlerdir. Atatürk stadyomunda bisiklet teş- vik müsabakasına devam edilmiş, 16 kilometreyi 35 dakikada Şevki Akören katederek birinci, Hasan ikinel ol . muşlardır. Nazilli ve köylerinde sıtma salğını Nazilli (Hususi) — Nazilli ve köylerinde bu yıl sıtma hastalığı bir salgın halini almıştır, Ova köylerin- 'de hemen her evde birkaç kisi has- talıktan kıvranmaktadır. Nazillideki sılma mücadele teşkilâtı da doktor- suz kalmış olduğundan fakir ve köy- lü halk kininsiz, bakımsız bir halde- dir. Köylere süratle seyyar doktor te- min edilmesins ve bol kinin dağıtık masına ihtiyaç vardır. 40 senelik bir adliyecimiz Bursada vefat etti Bursa (Hususi) — Vaktile şehrimiz ağırceza hâkimliğini 3 sene kadar ifadari sonra Teniyiz mahkemesi a . galığına tayin edilmiş olan ve bir müddet de orada çalışıp bekaüd edi, İerek şehrimizde ikamet etmekte bu. İunan Hilmi Haksever geçenlerde ve. fat etmiştir. Bu zat 40 sene kadar ad. İiyemize hizmet etmiştir. Sofya, farkedilecek kadar tered- 'düd etti. Sonra, kat'i olarak cevab verdi: — Hayır.. hepsi öldüler, — Hepsi mi? Hepsi, Emin misiniz? Son sunlini, gözlerini ihtiyar ka- dının gözlerine dikerek O sormuştu. Sofya düşünür gibi oldu. Fransuvaz: Size evvelce söyledim ya. kocam, bunu, matmazel Sandranın menlaati için soruyor. Baba öldü- arasında | Aksaray, o (Hususi) — Ziraat Vekâleti tarafından mübayaa edilen yeni zitaat makinelerinden Aksara- ya tefrik edilen 335 orak makinesi ile ğer yedi harman gelmiş ve büyük bir kısmı faaliyete sevkedilmiştir. Ziraat makinelerini işletecek kom bina memurları da makikderiş gel mişler, Bala kazası ziraat muallimi de bu kombinanın O mutemedliğine tayin edilerek gelip vazifesine baş- lamıştır. Aksaray Türkiyenin buğday am- barı vasfını kazanm”ş bir ziraat mi takası olup bu makinelerin gelişi mahsulün çabuk kaldırılmasını te min edecektir. Bu seneki mahsul diğer yıllara nisbeten çok bereketli olup köylü- lerimiz mütemadiyen ekinlerini top- lamakla meşguldürler. Bu sene ya murların sik sık yağması Aksaray muhitinde 30 senedir tesadüfü mim- kün olmıyan bir bolluk vücude ge- tirmiştir. Daha evvel de Ziraat Vekâletin- ce Aksaray pamuk mintakasına o narak bü sene deneme ka tohum tevzi edilmiş ve pamu inde Adapazar pamuk ıslah & İyonundan Salâhattin Selçuk Aksa- raya gelerek vazifesine baslamı Aksaray toprakları her türlü zir: elverişli olmakla beraber pamuk to- humlarının geç gelmesi ve ekimin bir kayda tâbi tutulmaması, pamuk mütehassısının vaktinde yollanma- İması gibi sebeblerle bu sene istenen randıman alınamazsa da gelecek yıllarda kontrollü bir ekim yapıldığı | takdirde bu işin yoluna gireceği ti Misarayda buğday bolluğu Sık sık yağan yağmurlar Aksaray ve civarında 30 senedir görülmiyen bir bolluk yarattı l »İorta okulunda mezuniyet imtihanla- Bu sene bazı köylülerimiz kendir ekimine de heveşlenmişler ve ziraat muallimliği ekilmek üzere Gümüş hacıköy ve Ödemişten kendir tohu-| mu celbederek meraklılara tevzi « dip ekilinesini t n etmiş ve bu mahale de rağb artması için uğ- raşılmıştır. Yeni arpa ve buğday mahsulü iki haftadır piyasaya gelmekte © Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından yeni mahsul mübayaasına — başlan- mıştır. Kandırada bir delikanlı ağabeyisini yaraladı İzmit (Hususi) — Kandıranın Çevçiliyılan köyünde Ali isminde- ki bir genç ağabeyisini bıçakla ölüm derecesinde yaralamıştır. Katil kar - deş tevkif edilmiştir. Aksaray orta okulu 22 mezun verdi Aksaray o (Hasusi) — Aksaray rı bitmiş ve okul bu sene 22 mezun Vermiştir. Son sirf mevcudu 63 o - lup bunlardan 22 si mezun olmuş, 32 si ikmale kalmış ve 9 u da sinifta m edilmi Bilecikte koza satışları Bilecikten yazılıyor: (o Bilecik koza piyasasına çok (miktarda Şikâyetler İhtiyaclar Bandırmada park” ihtiyacı .Burada bir bahçe, bir yeşillik, bir çiçek görmek istiyen gözler, şehir parkı olmadığı için büyük bir mahrumiyet içinde yaşa - maktadır. Halk, kahvelerden başka gidecek yer bulamadık - larından yeknasak ve sıkıcı bir hayat geçirmektedir. Maarif 0. telinin karşısındaki ufak bahçe olsun .dört senedar bir hayli istihaleler geçirdiği halde. park haline konamamıştır. Bu tabfi ve mübrem ihtiyac belediye ta. rafından herhalde düşünülmeli. dir, * Bandırmada gazoz ihtikârı Mevsimin bu hararetli günle. rinde, bura o kahvehanelerinde meak bir şişe adi gayor dört kuruşa satılmaktadır. Sermaye- si kırk paravı aşmıyan bu şe- kersiz ilik suyu belediye me - murları da dört kuruşa içmekte, ihtikâr yapanlara cezai muame. le yapılmamaktadır. Gönen bir ha'tadanberi ışıksız kaldı (Hususi ) — Burada) elektrik santralı makinisti İsmail, ge- çen akşam vazifesi başında iken ci- vardaki bahçede bir işık görmüş, bu) Gönen nun ne olduğunu anlamak için tralı bırakarak ışığın olduğu tarafa doğru koşmuya başlamıştır. koza gelmekte devam ediyor, Koo- peratif tüccar tarafından 65-70 kuruş nda alınmaktadır. Satici- Aksatay (Hususi) — Aksaray Halkevi tertib ettiği konferanslar se- risini köylere de teşmil ederek gü- nün mevzuları üzerinde köylüler - mizi tenvir için köylere seyahatler tertibine başlamıştır. İlk gezi Yeşilova köyüne yapıla - rak hava tehlikesi ve paraşütçüler ve zel güzler mevzuları üzerinde jandarma komutanı Tatk O Binatla maarif memuru Orhan Eren tarafın- dan iki konferans verilmiş ve Halk evi tarih kolu da bu köydeki Etile- rin medeniyet merkezi olan (Kuş - Sofya hâlâ tereddüd ediyordu. Nihayet Fransuvaza döndü: | bu fiattan çok memnundurlar, şare) şehri harabeleri üzerinde tet - kikler yapmış ve tarhi mı toplamıştır. İkinci seyahat Eskil köyüne ya - pılmıştır. Bu köyde de günün mev- zuu olan hava tehlikesi ve parasüt- çüler hakkında icra memuru Agâh Orhon b Halkevi adına bir konferans verilmiş ve tarih kolu da bu köydeki tarihi eserler üzerinde tetkiklerde bulunmuştur. Resimler Halkevlilerle Eakil köy- lülerini bir arada ve konferans ve-| ren Agâh Örhon'u göstermektedir. ) niyetle kabul ettiler. Otomobil ile evvelâ Kreyl jandarma karakoluna — No.23 — Fakat, gece karanlığında güzer - gühinda bulunan bir kuyuyu fark edememiş ve ansızın içine düjerek bacağı kırılmıştır. İmdadına yeti - şenler kaldırılan İsmaıl, şimdi vazifesi başı- na gelmediğinden ve başka makinist dahi bulunmadığından saptral muat-| tal, Gönen halki da bir haftadanberi! karanlıkta yaşamıya mahküm kal - mıştır. tarafından araba ile evine Bursada bir kamyon yandı! Bursa (Hususi) — Latife sid ve soför Akifin idare ettiği bir kam - yon, çakıl yüklü olduğu halde Za - fer meydanı yokuşundan | çıkmakta iken birdenbire benzin deposu par- lamış, şoför bunu görünce kamyona İtevkif ederek kendisini müşkülâtla aşağı atabilmiştir. Yangin itfaiye ga- rajına yakın bir yerde vukubüldu - de otomobil istifade o edilemez bir hale gelmiştir. Yangının zuhur se- bebi aranmaktadır. İzmitte sıcaklar İzmit (Hususi) — İki üç gün - dür şehrimizde o tahammül edilmez| İ bunaltıcı sıcaklar başlamıstır. Hara- İret güneşte 64, gölgede 39 a kadar yükselmekte. İ | yor.. ve... Serjin hakikaten katil olması ihtimalleri kuvvetleniyor... İden «Son Posta» nın tarihi tefrikası: 93 Kaledeki casus Düşmanın eline düşüp köpekler gibi can o vermektense kendi mümkün olduğu kadar pahalıya a: talım. Henüz bir şey kaybetmedik, yahnkılıç hücuma geşin, Bu kısa fakat enerjik sözler as - ker üzerinde kuvvetli bir tesir bı - rakı. Hepsi, yalınkılıç başa geçen delikanlının arkasından atıldılar. Ka leye kadar çıkan Kölemenlerle azu- larında kanlı bir vuruşma (başladı. Baybars hakikaten © pek ustaca bir manevra çevirmişti. Sabahleyin kül- li Kuvvetleri sağ cenahta gizliyerek, öncüleri Kanlıkuls tarafından hücu < ma geçirmiş ve müdalil dikkati hİ o tarafa çektikten sonra müdafa- asız kalan sağ cenahtan çullanıver - mişti, Burada mühim ve şayanı dik- kat iki ihtimal hatıra geliyordu. Baybars, ya evvelden Karlıkule- ye hücum stmeyi tasarlamış, fakat sonradan Fatihüttnin orada testi - bat aldığını duyunca bu plânı değiş- tirmişti veyahud hücumu doğrudan doğruya bu şekilde tertib etmiş ola- bilirdi. Birinci ihümalı göz önünde tutarsak Baybarsın bir casus vasıta - sile kaledeki tertibatı haber alarak plânı değiştirdiğine, kinci | ihtimale göre de gene bu casus vasıtasile Fa- tibüttini kandırdığına o hükmolunu - bilirdi. Muhakkak olan şuydu ki, bu ihtimallerin her ikin (Ode Navmaş çok şüpheli ve suçlu bir mevkie dü- şürüyordu. o O, ya Fatihiittini kan - dırarak sağ cenahı boşaltmış veya - hud Baybarsa haber göndererek plâ nı değiştirmesini bildirmişti. Vazi - yetin Nayınan hakkındaki isnadları- nı kuvvetlendirecek bir şekil alma - > Necmettini o kadar seindirmişti ki âdeta yüreğini soğutmak için ka- lenin büsbütün düşmar eline düşme- Nayman askerin başında bütün şüphe - leri izale edecek ir kahramanlıkla savaşıyordu. Demin hiddet ve asa - biyetten çıldırmak raddelerine ge - ttin, onun bu saevlet ve “karşısında, ne yapacağını cesareti gaşırmış kumandayı başka birine ver mekte tereddüd etmişti. Esasen sur- lara kadar tırmanan bu kadar kuv- vetli bir düşmeni tekrar geriye at - mak gibi çok güç ve !shlikeli bir işi hangi kumandanı becerebilirdi? Dövüş boğaz boğaza denecek bir şekilde devam ediyordu. Genç Uy- gur kahramanı dört yana yetişerek harikalar yaratıyor, © etrafını saran müthiş bir ölüm çemberinin ortasın da, vücudünü büyülü bir su ile yıka- mış efsane kahramanları gibi &en - dini bütün tehlikelerden korumak nat) ğundan derhal itfaiye yetişmiş, bin | san'atini biliyordu. Onun bu hüne - İ müşkülütla yangını söndürmüş ise|rine rağmen kale müdafileri ağırca bir zayiat vermişlerdi. Bir zarsan ol du. ki çılgın bir hırsla kılıç oynatan genç, silâhının havada bir takım boş daireler çizdiğini farkederek odur - du. Arkasında yalnız, onu taklid €- arkadaşları vardı ve düşman kaçmıştı. Nayman susuyordu. Necmettin acı bir gülüşle maklarını çıtlattı: — Dört yüzden faz'a yaralı bir par Mişel Böranof oğluna, Marukin- den intikam nı vasiyet etmiş- Yazan: Hasan Adnan Giz i o kadar da ölü var. Görüyor mus” nuz başkalarının fikrine uymak bi * 76 neye mal oldu? Fatihüttin sabit bakışlarım Nay * | mana mıbladı: — Bu işin muhasebesini görmek lüzum geliyor. Fena ir şekilde al * datıldık. Bir kadın göğsü inledi. Odada © iki kumandandan başka Zeyneb de vardı. Necmettin: — Bizim sözlerimiz dinlenilmiğ olsaydı bu ağır zayiata uğramıyacak” tık. -dedi- Geriys kalan hasta, yar#” h ve bitkin bir kuvvetle kaleyi kağ gün daha müdafaa edebileceğiz? Fatihüttin: — Naymana itimad ettim. -diy& homurdandı- Bir Türk gencinin hi$ bir zaman böyle bir harekette bu” lunmıyacağını düşünerek oma itin ettim. Anlattığı şeyleri doğru san “ muştım. İşin içyüzünü, ne büwik bif desiseye kurban olduğumu şimdi a yorum. Nayman, ağır ağır ayağa kalka * rak Gerek hâkiminin önünde durduf — Ne kadar müşkül ve şüphe #* yandıran bir mevkis düştüğümü tas 5 mamile takdir ediyorum Melik haz“ retlerit, Bu yüzden ne söyleseniz ve ne yapsanız tamamile haklısınız. SiC Gin yerinizde ben de olsaydım böy” © le bir vaziyet karşısında çök sediğ hareket ederdim. Kararınız ne olaf” sa olsun size yalnız şunu temin ef” mek isteriri ki, anlattığım şeyler ta” mümen hakiketen uygundu. Bay” bars, muhakkak Kanlıkuleye hücum edecekti, — Peki niçin etmedi? — Çünkü bizim yaptığımız ter” tibleri haber alarak plânı tam tersi” ne çevirdi. | Odadakiler bir hayret nidası ko” © pardıla, — Bizim yaptığımız müdafos şeklini imi haber aldılar? — Evet, Fatihüttin merakla yerinden doğ” ruldu: — Bunu nasıl haber aldılar? — Kalede bir casus var. — Casus hal Necmettin sevinçle el çırpmıştı: — Duyuyor musunuz sultarim? Sö Dediklerim nasıl çıkıyor. Fatihüttin — Bundan biz de şüphe ediyor duk. Fakat yakalayamadık. « dedi * Bu casus kim olabilir? — Ben de bilmiyorum, tahmin ediyorum dar sokulan ve bütün konuştukları" mızdan haberdar olan biridir. f Necmettin Gerek hâkimine baktı? — Baybarsın gönderdiği bu ca sus onun en sadık adamlarından bi“ | i ridir herhalde! Genç kız kendine hâkim olamadı? * | — Senden şüphe ediyorlar Nay“ man. Kendini rüdafan etsenel. Delikanlı kaygiszdı: Bunu lüzumsuz addediyorune Bütün deliller aleyhimdedir. Yalnr£ bu şüpheleri silmek ümidile son bi fedakârlikta bulunmak istiyorum. (Arkası var) bir çoçuk. heyecanı sonsuz bir de” likanlı... Brusso: — Büyük heyecanlar cinayete sürükleyebilirleri Dedi. Fransuvaz, delikanlıyı vi) dafanda devam ediyordu: — Ve bazan mazlum ve kurban İ yapar! Bence, bu delikanlı, bir Gk rin kurbanıdır.. bu fikir nedir?, Şi? © dilik bir bilmece.. biraz evvel tesbif ettiğiniz sunllerin arasına, ball, mek üzere onu da kaydedersiniz! Mani Emniyet direktörü ayağa m rülünce, evlâdlar da çok şiddetli bir Dinleyiniz madam... Hımaye (uğradılar. Zabıt kâtibi Marten ilej o Fransuvaz bağırdı: itir. Bu takdirde bir genç oadama, sorguya çekilir. Onun için, aile me-İedildiğini bilmeden, benim (o küçük|çavuş Lüno, Serji oraya - getirmiş-| — Evet amma... Serjin İehine| kan döktürtmek ne ile tefsir edilir? rak: > | N #eleleti he olursa olsun, sorulan şey- | güvercinimi koruyacağınıza söz ve-İlerdi. Herşar, oradan evine telefon | kuvvetli bir hafi sebeb ortaya | Yahud, Mişel Boranof, vasiyetna-| — Şimdi. yapacağımız ilk / ; İere doğru cevab vermelidir. Eğer) riyor musunuz? Ona hiçbir şey söy-)ederek üç kişilik bir sofranın hazır-| çıkmış oluyor. Zira Marukin. vücu-| mesinde, Marukinin cinayetini sade-|müddeiumumi Andriyöys gider matmazel Sandrayı seviyör iseniz, |lemez iseniz, ben bütün bildiklerimi |lanmasını emretti, Sonra, beş kişi.|dü dü kaldıracak canavarlardan - biri) ce nakletmiştir; oğluna, bir intikam)|elde ettiğimiz son netice! al bize, bildiklerinizi hiç gizlemeden | anlatacağım! evvelki tertib üzere ötomobile yet-| imiş... telkin etmemiştir. Bu takdirde: Ev-|disine haber vermektir. Ne dersini. anlatmalısınız. Fransuvaz, gayet ciddi: İeştiler; şü fark ile ki, bu sefer, ka-| . — Doğru... Fakat, bir ferdin, |Velâ, gizlenmiş, izini kaybetmiş bir ö Herşar?! ! İhtiyar kadın. söylenmeğe büşlai|' — Söz veriyorum! nsnın yanında, arabayı Filip Brus-| adaleti temsil etmek bakkı değildir. |ademi kin ve imarla arayan bir gens| » — » Evet... Medaim Bruma öğ ğe Dedi. #5 idare ediyordu. Serjin yanına| | Herşar ise şü uğır hükümde bu./<in bu kini, telkin edilmeden nasllmadam Andriyöye m Sİ (N — Ne olursa olsun... Kont öldü. Herşar oturmuştu. Serj, Lüno ile birİundu: iktisab ettiği münakaşaya değer...İmüsaid bir ekilde anlatmak eke NV Artık gizlemeğ lüzum yek.. Sevgili! | Brusso ile ihtiyar kadınin konuş-İkelime bile konuşmamıştı, Çok pe-| — — Serj için hafifletici sebeb dü-|Sonra, Marukin, Rusyadan gelmiş, | nini bulacaktır, e Sotyat i Sandramı bir felâketten kurtarmak | mâsi, iki saate yakın sürmüştü. Göz-| rişan, bitik, yorgun, ürkek görünü-| şönülemez. Evvelâ, kendisi, — bir| hüviyetini, tabiiyetini değiştirmiş, İnin çok tatli konuştuklarını, K yı aöylettiği zaman gördüm, ii tim... Fransuvaz kıpkırmızı olda. Em £ direktörü: le hir ecele Mösyö Herşar, dedi... Hakikaten, bu ir? sız analığı, uncak Fransuvaz tes€ edebilir! kendisini tamamen iş, sik miş... Nasil oluyor da, Boranof ils karşılaşabiliyor! Bu sunllere cevab verebildiğimiz takdirde, zannediyo- rum ki, esrarengiz vak'anın anahta- rıra bulmuş olacağız!! Fransuvaz heyecan ile bağırdı: — Ben, fikrimde ısrar ediyorum. yordu. Serji mahpushaneye < bırak-İmüddeiumuminin manevi oğludur, tıktan sonra, sorgu hâkiminin evineİsonra, bizzat hukuk tahsili yapmış- gittiler. tır. Adalet mefhumu hakkında, hak Herşar, ağzının tadına o düşkün-İ mefhumu hakkında malümat sahi- lerdendi. Sofrası, daima en nefisİbidir. Bir mücrimi bizzat cezalandı- geylerle donanırdı. ramıyacağını pekâlâ müdriktir. * Brumo, Herşara: Kahveleri, birkaç | hafta evvel,| — Müddeiumumi, babasının va- leri kızarmış olan Fransuvaz ile be- İsterim.. raber köşkten dönerler iken emni- i Solya, Herşara döndü ve sordu: l — Katilin adı Böranof demişti- niz. değil mi bay hâkim? ikiyi kırk beş geçiyor.. de- Evet... di. Süratle Sani gider, orada biraz — Anası babası yokmuş > değilİbir şey yeriz. Eğer arzu ederseniz yemekten sonra da konuşuruz... mi) — Küçük il ölmüşler... Dedi. Herşar: - var ediyorum A i ili; i ü ii ji bu meş'um cinayetin — Babı çük adını bili — Eğ di Brumo benim! Herşarın Angriyöyü kabul ettiği ça-|siyet mektubunu Serje ne zaman)|Serj Boranof, eş Yy. i 3 Ba ai müsamuzk İM Aİ evime tenezsül ederlerse, ye-İlşma adasında içtiler. Herşar; | vermlşp zavallı bir kurbandır! Bu sabah o-| Müddekrmemiye günleri, SüZ8 — Zannederim Miseli meği bizde yeriz. Madam istirahat — Düşünmek kabiliyetini kay-| Diye soruyor. nu iyice mülalen eitim: Gözleri|men, Şarl Andeiröyü, yale bully İhtiyar kadın ellerini gökyüzüne) ederler, biz de bir odaya çekilir, |bettim.. dedi. Siz bay direktör? — Teprinicvvel başında... . | gamlı, fakat temiz açık, BakışlarıJlar başımı kaldırın ça arkadığığ kaldırarak murıldandı: konuşuruz... “Hakkınız var. Sotyanın an-| — Cinayet Mart sonunda oldu.İdoğru, fakat belki biraz mistik... |yalnız görmeyince, biraz şaşır # Mukadden © tayvirler hakkı) © Teklifinde: bulundu. Emniyet|atuğı bikâye, bircak cephelerden) emek alir ay sonra... Burada iki| Heran... |||... ekl liği için... Tamam... müdürü ile kar bu teklifi memaa-' Serj Boranofun hareketini izah edi-'ihtimal varı

Bu sayıdan diğer sayfalar: