26 Temmuz 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3

26 Temmuz 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ee) a ni e altındaki Paristen mektuh Halk herşeye rağmen İngiltere aleyhinde söz söylemek istemiyor Alman askerleri Parise girdikten sonra mağazarlarda kadın çorabı, çamaşır ve bazı yiyecek maddeleri kalmadı. Maamafih Almanlar her aldıkları şeyin bedelini derhal ödüyorlardı Fransada bulunnluş olan yegâne re güzetecisi Mösyö (Edouard A vD. İsviçreye (o avdetinden ra mensub olduğu gazeteye yaz- Müş olduğu makalenin tercümesini #eçen gün neşreylemiş idik. Gi hemmiyeti haiz olan bu maka e ikinci kısmını bugün koyuyo - Kk ansizlar kinlerini, inkisarı ha- mi düşünerek memleketin is- ni pölinin ne suretle tayin edileceği bye Soir ve Matin gazetelerinin <Ümeleri arasında ararken, hükü- metleri mütarekeyi imza eylemiş idi. old u vak'anın ilâmın, geçen defa 5, Zu veçhile gene Saint re çründe dinledik. İlân kötü bir aRsızca ile otomobiller Dü hoparlörler yapılıyordu. Şöyle deniliyord «Fransızlar! Dikkat! Dikkat! Si- 76 mühim bir havadis vereceğiz. xün öğleden sonra mütareke ira- za edildi. İtalya ile o mütarekenin İmzasından altı saat sonra muhasa- mata nihayet verilecek'e i Bu havadisi duyan kadınlar şö7- le bağırdılar: Bravo? Çok iyi! Nihayet ola- ildil Kimse bu kadınları susturmadı. Bozluktn devam edeğelen bu sukut İ kadar süratli idi ki, herkes ancak mn durdurulmasını o düşünüyor- ! Herkes evine dönmekte istical gösterdi. (Henüz saat 20.13 idi. Faki 2 ? ye uzatılmış idi). Maksad elm : mek 798 güzel havadirin.ver- © pece sokuklar tenha idil O havadisin intişarından itiba- ven Reich'm askeri kudretinin man- zarası tahhif edildi, Concorde meydanma inmiş olan Pratik modeller Hemen her mev sime, bir çok ku, maşa ve bir çok yere uygun olan böyle sade mo. delleri dalma kük fetli, ağır model. lere tercih edi hİZ. Bunlar elbi, enizin sayıca az & telâfi eder, ler. Ve “ei çok yerde şık giyin modeli çizgili, çi | | kümaştan Yapmak müm kündür. İnce yün Tü ve ipekli ara. tir fark yapmaz Bir iynıği de ai, Meli o inesitmesi, karım giztemesi kalcaları o sayıf göstermesidir. Piramit pastası Ölçüleri: 12 yumurta, 350 EFA un, 300 eram pudra şekeri, 75 gram tere. Yap. 250 gram çikolata, S0 gram ve, Jetalin, yarım paket vanilya, R Yapılışı: 12 yumurtanın sarısile şe. ker çarpılır. Tereyağ eritilir. İçine un ut. Kürıştırılır. Yumurta be Yanı kar haline getirilip hepel birden Küristarılır. Yağlanıp unlanmış tep - Biye dökülür; Orta fırında yarım saat Dişiriir. - Fırından çıktıktan âonra en alınıp soğutulur. 4 santim Kaiğinde uzun ve muntasam şe - da, e Kesilir. 50 gtâm vejetaliri eri. lir. Çikolata da bir tepside eritir. #ram yağın 35 gramı sejetalinle ». Ştirilir. Kesilen hamurların atü. “ sürülür. Bu hamurlar ürtüste ya. Deni İyice aıkıştırılır. Üstüne çi. e / » "Tamamen. dorması MELİ ie | Geceleri sokakta kalmak müzeade| avcı tayyareleri havalanmışlar idi. Durmadan Paris semsamda, hemen damların hizasında motör gürültü- leri ile uçan tayyareler seyrekleşti- ler. Mütarekenin imzasının ertesi mü olan 23 Haziran Pazar günü an- cak motörlü bir topçu alayı ile ha- va dafi bataryaları ve efradı sokak- lardan geçti! kurmuş olan Âlman müsaadesiz giremez oldular. Şehir- de yalnız işgal taburları kalmış idil Paris mağazalarında ipekli çorap kalmamış idi. Kadın iç çamaşırları dahi keza... Lehlerine olarak tesis edilmiş o- lan mühim kam farkından isti- fade eden galibler, her şeyi alınış - lardı! Aldıklarının parasını O tama- men veriyorlardı, Mallarm fiatları- na bakmıyorlardı. Alman kışlalarının yahud işgal or- 'duları askerlerinin köylerinin yolla- nm tutmuş olan birçok mallar daha vardı, Tekrar yerlerine konmadıkların- dan dolayı; Kahve, tereyağı, pata- tes, sigaralar ortadan kalkmıştı! Stoklar tükeniyordu. Bu yüzden peynirler, şarap, et, şeker, yağ bu- Yanmaz olmuştu. Süte gelince: Civarla münakalât kesildiğinden Pariste bir hayli za- mandır esasen bulunmuyordu, taze sebzeler dahi yoktu, Halk, pirinç. makarnalar, kuru sebzeler ile iaşesini temin eyliyordu. Konserve ve yağ satan mağaza- ların muhteviyatı adeta © kapışl - muşta, şte o vakit, gazeteler Alman propagandasının meharetini tebarüz ettirmeğe başlamışlardı. Garib üs- löblu imza yerine rümuz kullanan gazeteciler; Parisin öaşesile mükel- İef olup, gıda maddeleri stokları yapmadan ve işgalden evvel firar eden mes'ullerin o beceriksizliklerini tenkid eylemeğe koyuldular, Bunlar, siyasi meşgaleleri terke- derek, memleketin yeniden imarına ciddiyet ile hası mesa eylemek şartile Reich'ım herkesin “ inaişetini temine uğraşmakta olduğunu yazdı! lar. Vazifelerini terkeylememiş o- lan Fransız makamatının gayretleri ni bildirdiler ise de, bu gayretlerin Alman makamlarının İdefi sayesin- de payidar olduğunu ilâveden çe- kinmediler. Buna müvazi o olarak, yevmi gazeteler, Kommandanturan herkese iş bulmak için sarfeylediği gayretleri tebarüz ettirdiler ve me- mur ve müstahdemlerini ortada bı- rakarak #rwsan patronları acı acı tenkid eylediler; altınlarını İngiltere ve Amerikaya kaçıran kapitalistleri teşhir eylediler ve sahibi mes'ulleri tarafından ortada bırakılan tcaret- haneleri kendi hesablarına olarak işletmeğe (başlıyan bazı memur gruplarını tebcil eylediler... Fransız lisanı olarak intişar eden dört gazete şu wmdeyi o neşredip durdular: «Halk tarafından ve halk İçin zirantin, sanayiin, temretin yeni baştan tanzimi...» Ekseriya bu cüm- lenin arkasına sinsi sinsi şunu dahi ilâve ediyorlardı: «Bu neticeyi elde eylemek için Almanyanın Fransaya galebe çalman icab. eyledi'a Cepheden avdet eden bir Fran- #z bize şu sözleri söylemiş idi: #— Merdce harbettik, Onlar biz- den kuvvetli çıktılar. Buna hiçbir diyecek yok. Şimdi ne kadar semi- mi görünürlerme görünsünler, daha “İgidip ellerini sıkmak sıras değil... Askeri liselerin spor bayramı Aökeri liselerin senelik spor bayfa- mi Pazar günü Fenerbahçe stadında büyük merasimle yapılacaktır. Geçen ders yılı zarfında muhtelif sporlarda derece alan sporculara mü kâfat tevzi edilecektir. Tesbit edilen proğrama (nazaran mükâfat tevzi, geçid resmi, müsik. W beden hareketleri, boks, muhtelif yer hareketleri, 10X100 bayrak, atla, malar, manislı koşu, hokey, bisiklet, motosiklet ve hendbol müsabaka ve gösterişleri (o yapılacaktır. Merasime saat dörtte başlanacaktır. Yüzücüler Ankaraya gitti Ankarada yapılacak yüzme müsa - bakalarma iştirak edecek yüzücüle - rimiz dün Ankaraya gitmişlerdir. Fener stadında atış poliçonu yapilyde İstanbul mıntakası Penerbahçe sta <İ|dının arka tarafındaki sahada bir a- tış poligonu yaplırmağa karar ver . miştir. Fenerbahçe klübü muvafakat ederse hemen İnşazta başlanacaktır. Yeni Şehir stadı Dolmabahçede yapılacak yeni sta. dın yıkıma ve zemin tesviyesi, işine devam edilmektedir. Şimdilik büyük İnşaat mevzuubahs leğildir. Yeni boks müsabakaları Beden Terbiyesi İstanbul Bölgesi Boks Ajarlığından: Yakında yapıla. cak olari boks müsabakaları hakkın. da görüşmek Üzere bu sporla alâkah Klüb murahhaslarmın 29/7/1940 Pa . rartesi günü akşamı saat 17,30 da Bölye merkesine gelmeleri o İüzumu ehemmiyetle rica olunur. dı İ Bize iş bulmaları için karşılanma geçip diz çökmek ise. aslal... Biz aramızda anlaşmalıyız. Söylediğim | belki budalalıktır. Fakat | herkesin) izzeti nefsi vardır. Daha sonrası için| ise Allah kerim! O vakit görüşü rüz!...» Bu asker gibi düşünen acaba kaç kişi idi... Seine belediye reisi M. İ Achille Villey. Pariste bulunan bü- pyik bir İsviçre şahsiyetine; | işgal makamatı ile olan omünasebatının İfevkelâde iyi olduğunu, fakat hak kın bir kısmının haysiyetşeken mu- ainelerinin iç bulandırmakta | oldu- ğunu söylemişti! Fakat, bir noktada, tanıdığımız bütün Fransızların hattı hareketleri çok fevkalâde olmuştur. , (Devams 7 nci sayfada) «Son Posta» nın edahi tefrikası: 84 Sağdaki O apartımanın Oka” pında, aşağıda gördüğü tabe- lânın bir eşi çakılmıştı: «Doktor Anastas»... Telâşla zili çalıp bek- ledi. Bilâihtiyar etrafına bakıyor, etrafını dinliyordu; lâkin orta- İkta örümcekli duvarlardan baş- ka bir şey görülmediği gibi kos- kocaman handa bir çıt bile du- Yulmuyordu. Genç kız kendi ken- dine: — Bir doktor muayenehanesi için cidden acayib bir yerl diye düşündü. Kapı açılmıyordu. Bö- tün cesaretini toplıyarak bir ikin <i defa elini zile basarken, ka- Tanığı ahşan gözleri, kapının ha- fifçe arahk olduğunu farkederek yavaşça içeri girdi. Karşıdaki du- varda bir el resmi vardı, parma- öile bir odayı gösteriyordu. Genç kız o tarhfa bakınca, koridorun vcundaki odanın üzerine «mus- yene» kelimesini okudu ve bilâ- ihtiyar rahat bir nefes alarak © tarafla yürüdü. Ayni dakikada, sokak kapısının kendi kendine kapandığını bildiren hafif bir gü- völtü işitti. Ortahıktaki sessizlik . e yi ki bu hafif ki- apanış: müthiş bii i bi kazidorda Deli ei, Zeyneb yavaş yavaş : kalbini an garib kor yenmeğe gayret doktorun odasına kadar geldi ve kapıya hafifçe vurdu. Seş Tekrar vurdu. gene ses yök... O zaman vücüdünde çok acayib bir titreme duyarak geri döndü. Ge- e kendisine hükim olmak isti yor ve gözlerile etrafını ararken, bir şimşek süratile 8 — Adam sen de., polis roma- nı m yaşıyorum? Beni bir tuza- ön düşürmek Buna rağmen kalbi süratle çarpıyordu, Nihayet tektar aşağı inip birisine doktoru sormağa ka- & gerisin geriye döm dü, Fakat apartıman kapısı açıl Diyordu. Tokmağı sağu, sola, yu- kan, aşağı çevirdi, sarstı, bük- tü... Kabil değil! O zaman birdenbire bütün karkuru uyandı ve tâ sokağın ba” şındanberi içini kemiren acayib his canlanıverdi, bütün varlığı haşyetle ttredi: Fhanrs zis? Burası neresi? ir gayretİs gene kapıya amldı ve iki elile tokmağı sella- mağa başladı. Gene açamadı. Karidorun penceresine yaklaşa- rak dışarı baktı.. kirli darlardan, bir şey görülmüyordu ve bu pen- gerelerin de kapalı kalmağa mah- küm bir şekilde yapıldığı belli idi. — Acaba pencereyi açıp ba- Fırsam mı? Fakat kim gelecek? Ya bu apartımanın bir köğesin- den birisi çıkara! Aman yarabbi, kendi ayağımla ne müthiş bir ma- seraya doğru koştum! Arkasını sokak kapısına daya- yap durmuş, düşünmeğe dalmıştı. Ortalıkta ses sada yoktu. Daki- yönerek kati bir kararla tekrar muayene odasına doğru yürüdü, arka taraftaki koridora saptı, bir başka kapıya parmaklarile hafif- çe vurup bekledi. Bu defa uzak- tan bir ayak sesi duyar gibi oldu ve az sonra kapı açılarak on ya- sında kadar bir erkek çocuk çıktı. Kimi istiyorsunuz? mpilmiştı. Zeynel Nahteden: rar perdesinin kalktığına seyine- rek gülümsedi. Doktor Anastas görmek istiyorum. — Buraya geliniz. — Kendisi evde mi? — Evet... Genç kız, küçüğün arkasından yürüyerek bir kapıdan girdi. Bu- rası alelâde bir bekleme salonuna benziyordu. Rum çocuğu, çetrefil türkçesile: odaya geçti ve iki üç dakika son- ra tekrar göründü. — Buyurunuz. Zeyneb heyecanımı tamamile teskine muvaffak olamadan ço- cuğun gösterdiği odaya girdi. Bu- Tası, dışarısı ile tamamile tezad teşkil edecek surette süslenmişti. Yerde ve duvarda halılar vardı, zarif koltuklat, mükellef bir yazı masası burasının zengin birisi; mid olduğunu isbata kâfi idi. Bir köşede üstü sırma işlemeli ipek bir örtü ile kaplı bir divan üze- rine bey boy yastıklar konmuştu. Arkası kapıya dönük olan geniş bir koltukta bir insan başı görü- süyordu. Zeyneb kendi kendine: — Doktor Anastas olacak... dedi ve bir adım yürüdü. Küç Rum çocuğu kapıyı çekip gitmişti, O sırada koltukta oturan adam yerinden kalktı, yüzünü çevirdi. Bu, Turhan beydi. Onu görür görmez genç kız korku ile bağırdı: — Siz misiniz? Turhan gülümsedi: — Evet ben.. ve siz... Ne iyi değil mi? yy m ğe va Gazete bolluğunda İki arkadaş arasında: — İstanbulda çıkan bütün gazete- leri alıyorum. Yâ sen bir milyonersin, yahud — Yahvd da? — İstanbulda kaç gazete çıktığını bilmiyorsun... : * Er sahibleri, misafire çocukların - dan bahsettiler: — Çocuğumuz henüz ön dört ya - şındadır... Fakat hafızasını kuvveti bir harika. Hiç kimsenin aklında tu- tamıyacağı şeyleri ezberliyor. Misafir merak etmişti: — Göreyim; dedi. Çocuk misafirin yanına çağırıldı (Ona dönerek: — İstanbulda çıkan isimlerini say, Çocuk saymıya taşladı. Misafirin hayretten ağın açık kalmıştı: Hakkınız var, dedi. Bir harika. gazetelerin — Kendime bir iş bulamıyorum. GON Okuyucularıma cevablarım Bay M. Kestir'e: Evli erkek için bilhassa çocuğu 6, tursa, eğlence yeri evidir. Karısı evinde bırakıp gezen erkek, bu ha - reketile büyük bir hata işlemiş olur Eğlencenizi karınızın ve çocuğunu zun yanında yaratınız ve gezmelere ailece, çocuğunuzu bırakacağınız ya- kın bir kimseniz varsa (o da çocu - ğun gitmesi doğru olmıyan yerler, ve çocuğun istirahat ve uyku zamanları için) bırakabilirsiniz fakat karına yanınıza almalısınız. Lüleburgazda K. Ö. T. ye: Henüz çok tecrübesiz olduğun bel. M, böyle şeylerden vazgeçmeni tav siye ederim. * İstanbul B. A. ya: — Aranızdaki yaş farkı, cidden ü- zerinde durulacak kadar ehemmiyet, Bir gazete çıkarmak da mi aklı, na gelmiyor? # Kadın, kocasınm ceblerine baki yordu: — Ba ne biçim tramvay bileti? — 'Tramvay biletini ve diye ee bimde eve getireyim? — İşte bak, — Karıcığım dikkat et ki, © deği, gazete. * Komik Naşid, avaç içinden büyük gazeteyi gördü: — Biz de güzete çıkarmıştık. Dedi, sordum: — Siz de gazete mi Çıkarım ne vakit? Cevab verdi: — Her saman çıkarırdık. Armaş bin gazete çıkardığımız o farkında değildik. Onun için adına gazele d& mez, el dânı derdik. az büyüğüsünüz. Bu farkın zararını beş sene sonra görmeğe başlıyacağınız| #nuhakkaktır. Bir garbli mütefekki Jorta yaşlı bir kadını durgun sula İve böyle bir kadının aşkını da | bu -Jdurmım anların birdenbire coşmasına | benzetir. Fırtına ise dsima zararlıdır. | Hayat sizin için de, onun için de b işkence olur, tavsiye etmem. * Ankaradan Üçvildm imzasile mek: tub gönderen okuyucuma: j Vehimlerden vazgeçiniz. Kızı ebe ., veyninden isteyiniz, yahud istetiniz. Red ceva alacağınızı nereden “bili, yorsunuz?” Yaş, kazanç ve karaki sartları uyrun olduğuna göre niçin reddetsinler? Sizi çekemiyenler olma, İs ve hakkınızda iftiralarda bulun cakları düşüncesi teşebbüsünüze ni olmamalıdır. Nihayet tahkikat her Hidir, bahusus siz kadınsınız ve onun' Muazze; « ansin bermu. — Fakat dektor.. doktor A- nastas nerededir? Ben onu alma- ğa geldim. Turhan basım arkaya gülmeğe başladı: — Doktor Ahastas mı? O işte benim şekerim. Hakikatte böyle bir kimse mevcud değildir. — Nasıl, doktor Anastas mev- cud değil midir? Siz. siz beni böyle bir tuzağa mı düşürdünüz? namussuz adam! ve hiddetle kapıya atihp onu açmak istedi; buram da palı idi. Şakıkları, sabızlan ata- rak olduğu yerde durdu. Korku, hakiki ve amanaz korku (bütü varlığını istilâ etmiş, ona nefes aldırmıyordu. Pir saniye, bağır. mak, haykırmak arzasile yanlı; fakat tabiaten cesur olduğu k bumun bir fayda O vermiyeceğini çabucak takdir ile cesaretini ve iradesini bulmak için fevkalbeşer bir kuvvet sarfetti ve arkasını ka- piya dayayıp başın Turhana kak dırdı. O, gözlerinde muzaffer bir ışık, dudaklarında küstah bir te- bessümle yaklaşmakta devam e- diyordu. Böyle teklifsizeğ beni gör- meğe geldiğinize ne iyi ettiniz Zeyneb... Bazı kadınlar bu cesa- reti göstermek istemezler, kor- karlar.. fakat siz bütün bu kiçük- İüklerin üstünde bir vücudsunuz, siz hazikulâde İşir kadınsınız... Kendi ayağınızla sadık âşıkınıza geldiniz... Bu müstehzi ses gene kızın ku- laklarını kamçılamıştı. Bir fare gibi kapana (o sakıştırıldığım o ve Turhann kendisile alay etmek- ten zevk duyduğunu anlıyo: 3 ğ MArkası iterek seyi meydana çıkarmaz mı? TEYZE Bunları 9 | biliyor mu Ş idiniz ? i On bin metre uzaktan kalb dinlehir mi? Du bin metre, yeni azami vük- sekliğe çıkmış bir tayyarede bulu nan bir kimsenin kalbinin tetkiki kalbin irti ıkça normal dasi lerini değiştirdiği için elzer görülür yordu. Bir tayyarcye bir doktor) koymak ve tayyarede bulunan bir) kimseyi mütemadiyen dinlemek retile bu işin yapılması düşünül doktor, bu kadar yütsekte bir ne tice alamamış, bunun üzerine Rus âlimi, kalbi tayyareye bin. Ş den bir doktorun dinliyebilmesi içi bir alet icad etmiş. Bu alet tayyı de bulunan bir kimşenin kalbi üze rine konuluyor ve alete mebüt te siz cihaz: sayesinde kalb darabanını | arz üzerinde bulunan doktor kemmel bir surette dinlemekte imiş. Can sıkıntısına karşı ilâç Amerikada > / dişilerin. “dek- | (ZONA. > ze d torların, müyte- dileri gok | terzi İerir bekleme sa- onlarında Oak varyomlar bulunurmuz. Bunları © akvars G 3 ; alara koymalarını sebeb yomdaki balıkları seyredenlerin manın geçtiğinin farkına varınamas | lan imiş. Gene Amerikada akvarom bas hıkları satan bir müessese şöyle bir) reklâm yapmış: «Canınız mi sıkılıyor, kederli iz. akvaryomdeki | babklarnızı'

Bu sayıdan diğer sayfalar: